26 Temmuz 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

26 Temmuz 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Trakyada | Akdeniz Akdeniz sakinlerinin Her köy ve kasabada sıtma ile mücadele devam ediyor Edirne (Hususi) — Trakya sit- — ma mücâdele teşkilâtı her köy ve kasaba liyetine deva mediyor. © Mücadele teşkilâtı bilhassa köy - Rİ faaliyetini arttırmış ve bütün X sıtmalılar devamlı ve esaslı bir şe - * kilde tedavi edilmişlerdir. © Aldığım bir habere göre 936 yı Slında 37.425, 937 de “5.489, 938 KN senesinde 59.085 va 939 senesinde de 54.954 ki cem'an 206.935 kişi © tedavi 1940 senesinde temizlenen dere Wilerin uz 90.105 metredir MW Ayni zamanda muhtelif göl ve ba- $ taklıklar birçok kanal açılmış #ve temizlettirilm Bu sayede 131040 m rabba bataklık ku- X rutulmuşt İ Gene 1940 senesi zarfında Hazi- Tan nihayetine kada 13.447 muayene ve 6.806 kişi tedavi ec miştir, Dört senelik bir mücad. © daviden sonra ve eski kudretini e Bursada yapılan bölge yüzme. birincilik müsabakaları © Bahkesir, o (Hususi) MX Pazar günü Balıkesir. B Tekir- Üdağ bölgelerinin derece almış yü- © © zücüleri arasında Çekirgedeki Ha- # vuzlu parkında yüzme grup birin- 1 cilikleri yapılmıştı İ Bu müsabakal alınmıştır. umumi tasnifte Bahkesir #bölçesi (84) puanla grup yüzme| irincisi olmuştur. (83) puanla Te- Wkirdağ ikinci, (52) puanla Bursa “üçüncü olmuştur. Bölge birincileri 27. ida Ankarada yapıl İğüzme birincilikleri üzere Bursadan Anka Mi etmişlerdir. “© Aksarayda baraj inşa edilecek Aksaray (o (Hususi) Aksaray e işlerine Nafia Vekâletinin el İkoyduğunu evveles yazmıştım. Vekâlete tevdi m. EE emk EE ii va ı ) ) i , Kaş, (Husust) — Temmuz ayı girelidenberi Kaş, mütemadiyen bo- yalmaktadır. — Sıcaklarla beraber, yaylalara hicret te başladı. Akdeniz yalılarından Akdağ sırtlarına kadar uzanan geniş bir mıntakada, şimdi, | mütemadi bir geliş gidiş göze çarpı” or. — Geçen Eski kervan hayatını andıran bu umumi göç, Kaşlıların an'anevi hu- susiyetlerinden biridir. Bir sabah Kaştan ayrılıyorum. A- Zullu köyü sırtlarında Akdenize ve-| İda ederek Kasaba ovalarına sarkı - n iyi neticeler mıı a EE Z yoruz. Yolda en çok gözüme çar- pan hâdise, Ağullu tarlalarında iş lerini yapan köylü kadınların, ço- cuklarının beşik ve ( salıncaklarını da beraber getirerek hem tarla, hem de çocuk Bakımı gibi iki mühim va zifeyi üzerlerine almış olmasıdır. Çamlıklar arasından © geçiyol Bir boğazı aştıktan sonra, yokuş sağı süratle kayıyoruz. Sabahın ha- fif sisi altında, çınarları, selvilikleri ve muhteşem ilk okul binası ile Ka köyü uzanmaktadır. 8 Temmuz ak Türkiye iştirak etmek hareket EY — iz, saba İN Gelen jeoloğun ettiği rapor üzerine umum müdür ve mühendislerden bir grup Ak - amcaya gelerek baraj inşası üzerinde XX yeni tetkiklerde bulunup Ankaraya N etmişlerdir. fi i İki hasır.. çardak.. çardağa da yalı külüstür tahta kanapeler.. Ka- saba yolcu kahvesindeyiz. Çayımızı içtikt da uzaklaşıyoruz. pılmamış Kasal tünde, sıkı fundalıklar © arasından binbir müşkülâtla ilerliyor Ka- saba köylüleri, kemere doğru bir| yol inimiini düşünmemiğler ve” ihti n sonra, buradan Şime henüz ya- Bu tetkikat neticesiresmen bil « yolu üs- ği lmemekle betaber Vekâletçe bu şasının takarrür ettiği ha- İmektedir. Aksarayın sulama işleri öteden - beri başlı başını bir meseledir. Bil- hassa mahsul zamanı suların bol ol- maması muhitte sulamanın Jâyikile İyapılamamasını tevlid etmekte ve 3 hal ise mahsulün £ MA i ı Yİ mal bunu, hükümete birakmışlardır. | Kaştan uzanan şose, Kasabada bitiyor ve bursda natamam duru- yor. Otamahilimiz.' “çakar tkiye| bölerek geçebiliyor ve güç hal ile Kemer kahvesine varabiliyoruz. | Bir çınarın koyu gölgesi altında ir kahvehane. Köylüler toplan-| muşlar, yolcular gelip gidiyorlar. Kemerin biraz uzağında Morca azaltmaktadır. Baraj ina edildiği takdirde e Aksarayımızın büyük bir İderdi önlenmiş olacak ve Akımay- haalin beş on misli artması te- min edilecekti —- Diye sordu “İvab verdi: — Basit.. dedi. Rusyanın eski re- Şiminin an'anelerinin tesirile... Sof- yanın ailesi, birkaç nesildenberi Ma- İYukinlerin hizmetinde bulunmuştur. | Sofya, kontun arabacılarından biri İle evlenmiştir. Kendisi genç İsveçli İnin oda hizmetçisi olmuştur. İsveçli İkaynatasının yanına geldikten son- ra, Solya, bu kadının en candan bir dostu olmuştur. Çünkü, zavallı İn- hayırsız kocasının çeşidli kaba- klarına hedef olmağa başlamıştır. el, kızı Sandraya çok © benzer- © miş... Mes'ud bir tesadüf sayılabi- İlir, bu İsveçli kız, fazlaca hassas de- ilmiş. Kocasının ancak para tama- hi ile kendisini aldığını kat'i olarak nlayınca, memleketine gitti. Bir küçük çocuk bıraktı. İhtiyar. kont Üye kızı için, bu çocuk bir sevgi oldu. 1908 de Nikola Marukinin kız kar- leşi bir çöcukluk arkadaşı, o Mişel Boranot ile evlendi; küçük Seri. bir! ene sonra doğdu: 1909'da, Ayni| ıllar içinde, bes yaşına gelimi İN Tu çocuğu, sünni n kadının elinden kaya oğuldu. Nikolu Marukin, ranoftan nefret ederdi Oğ ikin ölümünden ve Karısının teesü- inden istifade etti, İngel ile barıştı. 910 da Sandra doğdu. Ay inde bir evide lâdı ölen Sofya, >oldu. Bu aylar içinde de za KE A amam iyet müdürü ce- Tez cadı ve küçük Serj. birbiri arkası dan esrarengiz sulkatdlere uğra: lar. Bunlardan, tesadüfler, mucize kabilinden kurtuldular. Serj yürü- İmeğe başlamıştı, 1914 de idi. bir Pazar günü araba ile gezmeğe git- mişlerdi. “Çok sıcaktı. Bir kır gazi- nosunda biraz mola vermişlerdi. O- İradan çıktıkları zaman, arabacıyıj İyerinde uyur buldul İayvanlar- | dan biri huysuzlarıyordu. Mişel Bo- tanof gemlerini tuttular, anasile be- raber Serj de arabaya o binmişti Huysuz hayvan, birdenbire azgin- laşıp fırladı ve arabayı öbür hay- vanlarla beraber sürüklemeğe baş- ladı. Hafif gezinti arabasi, ilda bulunan bir köprünün pervazla- rna çarpa çarpa paralandı. İçinde-| İkiler gene mucibe kabilinden kur-| İtuldular. Boranof, arabacının nasıl olup ta uyuduğunu, meydana çıka-| ramadı, beygirin de kuyruğu altın-| da bir sülük bulundu, onun da ki- min tarafından konulduğu meçhul baldı. Nihavet Cihan Harbinden biz sağl > civar Sandraya İrasinit arazisi dahilinde SON P yaylaları | an'anevi hususiyet- lerinden biri olan ve eski kervan hayatını andıran umumi göç başladı İçirerek der İ|lar | İesislerdir l Tarsusun meşhur Namrun yaylasından bir görünüş Cenubi korkunç kaya etekleri görünüyor. Anadolunun en dik ve yerlerinden biri. Kaşkların yol faaliyetini en 7i-| Bü- niş ve yade aksatan burası olmuştur. tün enerjiler, burada sarfedil bu suretle müthiş tehlikeleri kısmen azaltılmşatır. Morcakayayı tırmanırken, Ka- saba ovası, Kemer çayı, Akdenizin engin ufukları görülmektedir. — Buradan itibaren Kalın kahvesi, ne boğazı, birbirini takib edi- Seyahatimizin en ehemmiyetli Çeşme boğazında geçti. Çok taşlı olan yolları aşamiyan otomo- bilimiz bozuldu ve biz, bu issiz yer de 8 saat intizar devresi geçirdik. Ekmeğimiz. suyumuz kalmamış ve yaylaya çabuk varırız ümidile fazla ;çi (Devamı 7 nei sayfada) e me OSTA Susığırlıkta İmralıdan kaçan üç mahküm aç ve perişan bir halde yakalandılar Balıkesir, dası mahkümla İbrahi san ve İstanbullu İbral bl 23/24 Hari lerine vuran (Hasusi) — İmralı a- Fesiköylü in oğlu He- im oğlu Ha- da sahil bir sandalı sle ge kaçmayı tasarlı dala binip gezeleyin Üç n gecesi lar, üçü de » mahküm görünmeden yol aldık. İtan sonra Kar Bandırma İarasındaki sahillere yanaşmışlar ve çıkmışlar zleri birer kovu denize açılmışlardır. orada karaya Gün saklanara yol alarak bir hayli öç mahküm nihayet aç ve kalmışlar, dört tarafa baş v bunlardan biri Susu rda mesafe kateı pe ikisi de o civarda Yenik duna erek yiyecek almak Fakat her üçü de bura- larda tanınarak vakalanmalar, Ba- hkesire getirilmişlerdiz. o Bunlardan Feriköylü İbrahim adam öldürmek- ten ve şekavetten 30, Mehmed E min oğlu Hasan ile İstanbullu İbra- bim oğlu Halil de katilden 15 se- İste neye mahkü Muradlı ve Çorludan küçük haberler # Burada İnhisar o mddelerine büyük bir rağbet vazdır. Tütün, sig nöşkirat satışları geçen sene- lerden çok fazladır. Bunu nazarı It, bara alan idare şehir ve köylerde bayi teşkilâtını » genişletmiştir. İdare nin iki fadi memuru Pevzi Mulu v M ilâtın satış ve muan itını kontrol etmekte ve hali kün olan her kolaylığın gö sini bayilere tamim etmek r. 4 Bu sene daha mükemmel bir kadro We işe başl ire borsas verin ve muamelâtizin tesri ve tesi muştır. Çorlu, (Hususi) — Kazanın Ka- 200 evlik yeni bir köyün temel atma merâsi- mi yapılmıştır. Temele ilk kazmayı vuran, ve harcı koyan kaymakamı mız olmuştur. Diğer taraftan bir sene evvel temeli atılan ve inşası ikmal olunan 200 evli bir köyün de muvakkat kabulü yapılmıştır. Resim kaymakam Muzaffer Gü- veni yeni köyün ilk harcını koyar- — No.25 — lar içinde Kont Aleksinin kızı, da-)ret kabal ettiği sırada Serjin yatak/kânını mahvetmekle odasındaki perdeler tutuştu. gene esrarengiz kaldı, çocuk bip te- sadüf eseçi kurtarıldı, Hikâyeyi, rengi | sapsarı dinliyen Madam Andriyö: — Anası babası elbet birisinden #üpheleniyorlardı ... Dedi. — Evet. kızı ve damadı ile gö İrüşon ihtiyar kont; oğlunu çağırmış ve onunla uzun bir müd- det, başbaşa kalmıştı. O zamanlar, hatırlarsınız ki, Marukin gibi geniş arazi sahibi bir kont, oğlunu, mali- kânelerinden: birine sürgün gönde: rebilirdi. Aleksi de böyle yaptı, oğ- lu Nikolayı, Sandra ile beraber Po- lonyadaki çiftliklerinden birine sür- dü, Nikola, kudurmuş bir kin ile u- zaklaştı.. Bir ay sonra da harb pat- ladı. Nikola askere Mişel Boranef ise, ilk ağızda silâh altına koştu. “(916 sonunda ağır yaralan: di. Karımı, köylülerinin ihtilâl kal- kınmalarr karşısında perişan ve me- olarak nedi; İda o kadar kuvvetle yer etmiş yus buldu. Sefil Nikola, intikam. his tatmin İhtiyar Kont Aleksi Maruk sunun sundurmasında, kizi rununun gözleri önünde bir kurşunile öldürüldü. Müddeiumuminin kanm bağırdı: — Doğrul... Çocuğun kafasın- etti üçükken bana bu'vak'ayı hep a latırdı... — Yanm #nat geçmeden de şa- toya amcası Nikola geldi. Yanında bir takım silâhlı adamlar vardı. Şı toyu” zaptetti. Madam Boranof, Ni- koladan nefret eden Sofyanın ko- camnın yardımı ile kaçmağa muvaf- fak oldu. Kocasının yaran henüz tamamen kapanmamıştı. Petroyrad- da idi. Bir samimi dostuna sığınan karısını ve oğlunu alarak kendi ma- likânesine götürdü. A: Rusyanın kaynağı bir devirdi. Nikola Marw- kinin çetesile kendilerini burada da takib edeceğini. vaktinde tahmin et tiler. Yükte hafif, pahada ağır mi cevherlerini ve bitkaç sadık metkâr alarak o köylü kıyafetinde | Gerek hâkimi — Size büyük bir muhabbe vardı - dedi » kendinizi bu ai hamlardan kurtarmanızı çok ederdi — Öyle hir şey yapmak rum sultanım. Muvaffak kale kurtulur. Kaybedersem bularak bu ağır vükün altından karım, im ri öri olursam || gesi Ne yapmak fikrindesiniz? Bir gece baskını, büktü i de mi kırdır- Nayman soluk yüzlü gencin kar-| şısına dikildi İ — Hücumla Kinç oluyor. lerle meşgul gelen cev mezdim. Necmettin küstah bir gülüşle ba şanı kaldırdı: — Artık bu mavalları utturamazamız Nayman, çerden me istediniz ol Şimdi de askerlerimizi dü kucağına atmak istiyorsunuz. — Yalniz acuze bir kadın gibi konuşmasını biliyorsunuz Necmet- tin, Soruyorum size hükümdarın en yakın akrabay olduğunuz halde bu- güne kadar düşmana karşı ne yap- tımız? Di sizin hangi ambara saklandığı- z pek adi ve gü- r daha mühim şey-| masaydım size lâzım ye Kaleyi i- adı, spin m ruzt bilmiyor değiliz başka benim aleyhimde bulunan bir tek insan dahi mevcud değildir liyor maçsunuz? Bütün asker ölmek ve yaşamak için benim b'r işareti- me bakıyor. ! Nayman ağır ve manalı konuşu-| İ yordu. Hakikaten kısa bir ozaman içinde Gerek ordusunun ekseriyeti- ni teşkil eden Uygur ve Kıpçak Türkleri üzerinde çok büyük bir nü- l İİ fuz kazanmıştı. in her tertibatı almış ve işe başla.| ar cevaba girişir Jahale etti I Şimdi müna- Necmettin tekr ken Fatihüttin m | — Sus Nezm İkaşanın sırası değil. Siz de bu İhi- ları bırakın Nayman. Düşmana nn- sl bir baskın yapmak isiyorsunuz? Nayman sinsi hasnama döndü: Giddi kaması ım arkadaş! Siz bu baskına benimle beraber misiniz) — Asla! Hiçbir zaman böyle saçma bir oyuna karışmak istemem O halde ben Melik hazretle- rile yalnız başıma görüşmek istiyo- ram. Necmettin © amcasının baktı, Nayman izahat verdi: — Hakkımda kanantiniz sa olsun buşün benimle meşgul ola- cak bir vaziyette değilsiniz Melik hazretleri, Kalenin akıbeti çok him görünüyor. Ya derbal teslim o mak veya büyük bir cesaret gösler- İmek lâzım. En değerli kumandanla rmızla görüşünüz. Eğer kaleyi bu vaziyetten kurtaracak biri varsa meydana çıksın. Bu bizim son baht denememiz, son ümidimiz olacaktır. Yeni bir faciaya meydan vermemek yüzüne ne olur. | İşte ihtiyar Sofyanın hikâyesi bu kadar... Madam Andriyö: İbaşında vermekte teredjüd et-|” Bi-|- (içinde yutuvermişti, Yazan: Hasan Adnan Giz Gece baskını için sizin yorum. Vaziyet sahiden çok nazikü Ge“ ikimi odadakilere hitab etti: anın hakkı var, bizi yal- başbaşa görüşmek isti- mağlâb yüzlü genç gene Baskın, karanlık gecemin koynun- da için için yagan bir kundak gibi esrarlı bir şekilde başlamıştı man kaleden çıktıktan sonra köprü ı kuran fedailere son ta- limatı vere iki kol- ederken, rlıkları * leri ordugüha en aşağı yüz elli adim yaklaştıktan sonra fıs latacaksımız, siz yangın çıkanıken biz de karışıklıktan istifade ederek çadırlara dal Şunu unutma yınız ki dövüş mümkün olduğu ka- dar öldüresiye olacaktir. Eğer üş kişi yere sermeden ölürsek Allahın lâneti üzerimize yağın! o Artık işi mize başlıyabiliriz. Fedailer iki kola ayrıldılar. Bir rinci kol ellerinde ziftli yangın bom” baları yerde sürüne sürüne ilerler- ken, Nayman ve arkadaşları aksi is tikamete saptılar. Beş dakika kadat yerde süründükten sonra başını kal- dıran delikanlı: — Bu tarafta hsbir nöbetçi yok diye fısıldadı » işte uzaktaki kü- meler uyuyan askerler olacak, Alev leri görür görmez onlara saldıtaca" Birkaç dakika bekliyelim. İki, üç. beş, nihayet on “dakika beklediler. Etrafta değil bir alev en ufak bir çıt bile yoktu. Nayman he- İyecandan değil, fakat endişeden bir İ cehennem azabina düjmüş gibi ter İiyor, gözlerinin bütün kuvvetile ka* ranlığı görmek istiyordu. Delikanli hayatının en muztarib, en üzüntülü anlarını yaşıyordu. Bir taraftan gi muhatarası — şakaklarım! zonklatırken, diğer taraftan o Zey” neble ayrıl, anın fecaati bir türlü gözünün önünden gitmiyordu. Mer diven .başında ancak birkaç dakiks konuşabilmişler, ve daima aynılık” ların en acısını tadan bedbaht kız. buz gibi ellerini onun alnında ger direrek: «Güle güle git o Naymanl <demişti- Eğer Ulu Tanrı namus ve seref taşi hayatlarında bir kere olsun güldürmek büyüklü” Zünü gösteriyorsa elbet bizi de bi lâtfundan ayırmıyacaktır.» Son de" ini bulmuş, elleri güçlükle den © ayrılmıştk. Genç adam bu hatıraların tesi keze hücum dugâhı ve a Zir, viştiği işin rafta hâlâ dikkate çarpacak bir şef gözükmüyordu. Gecenin omuzlim algaları elli fedai; O zaman deli” kanlının aklına acaba gene bir te zağa mı düştük vehmi geldi (Arkası var) —— — Brusso: Eğer müsaade ederseniz bi kere de biz bakalım?. dedi, fakak daha evvel, bundan sonraki hayatını da nakle delim, Babası Aleksiyi vuran da bis” zat Nikoladır. Nikoladan nefret & den: ihtiyar. Sofyanın, onunla v9 Sandra ile beraber sürüklenmesin€ gelince, İngele karşı olan sadakati ve Sandraya olan sevgisidir. Sandı küçüktür. ÇAnasından — mül bir servet kalmıştır. Baba kızımın vas sidir. Nikola ise, kızını da yok edif — Bu faicanın buradan sonrası- Bı da biz biliyoruz. dedi. Ru kaçış çok felâketli olmuştur. Mişel Bora nofun yarası açılmış, bakımsız kal miş, ölümüne sebeb olmuştur. Ka- dın felâkete tahammül © edememiş, kalb sektesinden ölmüştür. Ve ni- hayet... benim güzel Serim... Ni- kola Marukinden bu facianın inli- kamını almağa kalkmıştır... Müddeiumumi de: — Mişel Botanofun mektubunu rje vermemek varmış... Diye ilâve etti. Herşar: — Bunu yapamazdın Andriyö.. İdedi, le © mektubu okumalı İidin. pa 5 Sari yok ettiğini söylemişti. — Zannetmem.. böyle bir mek- tub yok edilemez. Fakat, mademki polis bu mektubu çocuğun odasında bulamamıştır. Muhtemeldir ki Serj onu burada saklamiıştır.. — Oki, Him Odasının herlğ mirasına konabilecek bir canavaf” dır. Burada Sofyanın izah edeme Zi nokta, Marukinin 1919-1920 # rasında, ani bir karar ile Rusya terkedip Fransaya gelmesi ve Pati civarında, hüviyetini gizliyerek yef” leşmesidir, Seneler geçtikçe, bu # damda, büyük bir değişme olmuf” tur, insanlardan kaçmış, kupbazlığf baş vurmuştur. Sofya, son zama larında onun vicdan azablarile ki? randığını zannetmektedir; ve dail bir korku içinde yaşadığını «39 mektedir. Müddeiumumi: — Kimden e korkabilir?.. dife sordu, oğlumuz... Serj BoranoftW* mi). — Bu düşünülemez. çünkü o zamanlar küçük bir çocuktur. — Bu esrarengiz maceranın öğrenemediğimiz yerleri var.. oralarını da aydınlatmağa çalışp" Seri pall akal size Nikola Marukinif” : |

Bu sayıdan diğer sayfalar: