4 Ağustos 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

4 Ağustos 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir yıldönümü Yazan: Mahittin Birgen unan başvekili Metaksasn z 14 Atinada hükümet işlerini eline almış olduğu tarihin dördüncü yıldönümünü atladık. Yunanistanın © yeni tarihinde büyük bir devrin baş- Jangıcı olan bu tarih münasebetile, bir lâhza için gözlerimizi arkaya doğru çevirmekte fayda vardır. Bugünkü Yunan başvekili, ikü- dar mevküne gelip (o Yunanistanın dahili siyasetine yeni bir istikamet vermeğe azmettiği terihe kadar bu memleketin bütün dahili ve harici İÜ siyaseti, zaman zaman değişen po- i merke başka bir şey değildi. © Yeni Yunanistanın teşekkül ve te- kâmül tarihinin tabii bir neticesi o- İan bu vaziyet devam ettiği müd- ““detçe, Yunanistan için hakiki ma- © nasile milli, yani Yunan (milletini Oyunu Yunanistan bir taraftan bü- Bilhassa, o devrin son zamanla- ynda Yunanistan çorba olmuş memleketin bütün işleri yalnız politika tagallübü ile uğraş mak moda, daha doğrusu hastakk © halini almıştı. * v Bay Metaksas hükümeti eline ak diktan sonra bütün o eski oreiimi yıktı: Bütün müesseseleri ve bütün Mmüteyallibesi ile. Kendisinin tesis ittiği sistem, doğrudur, daha ziyu- de şahsi olan bir sistem idi. Ancak, er yeni sistem, bu gibi ahvalde, daima büyük bir şahsiyetin kendi © smile damgalanmaya mecburdur, Bununla beraber, Bay Metaksa- © «ın sistemi bir taraftan yeni bir re- jime doğru tekâmül etti ve bir ta- zaftan da Yunanistanda yapıcı bir devrin kurulmasını temin eyledi. O © yaman gördük ki Yunanistanda bir İktosadi siyaset vardır; öyle bir ik- tısadi siyaset ki memleketteki kısır. İn mukabil, seri ve geniş bir can- lilik uyandırmıştır. Gene gördük ki Yunanistanın bir milli müdefaa si- Yaseti vardır ve bu uğurda büyük emekler sarfedilmiş ve eserler vö- cude getirilmiştir. Nihayet, şunu da © gördük ki Yunanistan, eirminin kö- TE EEE eri © çüklüğüne rağmen, kendisine bir de © harici siyaset mıştır: Bilhassa bu siyaset, mill ir siyaset, müsta- kil bir siyaset oldu. Milk Yunan menfaatlerinin temini gayesini | gü- den ve hayallerden ziyade hakikat- İere istinad eden bir siyaset, * a ir. Bilâkis, o siyasi mütegallibeler|: c Felâket (o felâketi, saadet saadeti çeker, derler. İstisnası olmıyan, hükmü mutlak bir kaide değilse de hayatta pek sık olarak tatbik mahalli bu- lur. O halede... diğin takdirde de işe mes'ud olduğuna kendi kendini inan- Iki hırsız kadın i Zabıtaya verdikleri ifade- ? yük bir mağlâbiyet faciasına, di): de soydukları eve merdi- İer taraftan du büyük bir kısırlığa |: ven dayayarak pencereden girdiklerini itiraf ettiler e — Eyübde Yenimahallede Havuz- başı sokağında 28 sayıl evde otu- ran Emine adında bir kadının evine evvelki gün açık bırakılan pencere- den himuz girerek mühim miktarda eşya çalmıştır. Zabıtanın tahkikatı neticesinde - İbu hursızlığın o civarda oturan Dür- dane Makas ve arkadaşı Sünbül a- İdinda iki kadın tarafından yapıldı. iğı anlaşılmış, hırsız kadınların evin de yapılan araştırmada oEmineye aid eşyalar bulunarak müsadere ©- lunmuştur. Eminenin evine merdiven daya- yarak pencereden girdiklerini itiraf eden hıruz kadınlar, dün müddei- Jsmumiliğe teslim edilmişlerdir. Bir tramvay arabası tutuştu Vatman Hümünün idaresindeki 213 sayılı Kurtuluş - Beyazıd tram- vayı dün Sirkecide Reşadiye cad- desinden geçerken ani bir kontak neticesinde vatman Yeri tutuşmuş” tar. Cereyan az sonra (tramvayın diğer kısımlarına sirayet ederek o- raları da yakmağa başlamıştır. Bu sırada tramvayın içinde (bulunan yolcular büyük bir telâş ve korkuya kapılarak kendilerini caddeye at mışlardır. Bir müddet kendi kendine yanan | Doktor tellalları takib ediliyor İstanbulda sahte dişçiler de türedi, bunlar hakkında ağır ceza tatbik edilecek Yerlere tükürenlere karşı mücadele Sıhhiye Vekâleti Müsteşan Asım! dün sabahki trenle Ankaradan şeb» | rimize gelmiş, tetkiklere başlamış tır. Müsteşar, ayni zamanda Kızılay umumi kâtibi bulunduğu i İ mizdeki Kızılay faaliyeti i den geçirecektir. Sıhhiye Vekâleti istanbulun sıhhi durumu ile yakın- | dan meşgul olmakta, hiçbir sari has- İtalığın çoğalmanna inıkân bırakını- yacak tedbirler almaktadır. İ Şehrin sıhhi derdi hakkında İs tanbul Sıbhat Müdürü Dr. Ali Roza bir muharririmize şunları söylemiş- ir; : — Bir kısım açıkgözlerin otelle- ti, umumi yerleri, istasyonları dola- şarak İstanbula gelen hastaları kan- ıkları, onlara bazı doktor isim- leri verdikleri Sıhhiye o Vekâletinin alâmudur. Vekâlet, son zamanda bu işle esaslı bir mücadeleye geç- miş bulunmaktadır. Zabıta, vilâyet ve kazalardaki doktorlarımıza tek lâllık eden bu gibi kimseleri takib etmektedir. Cürmümeşhud yapmak İçok zor olduğu için henüz açıkgöz- İlerden hiç biri yakalanmış #eğildir. Biz, Sıhhiye Vekâletinin emri sine mücadelemize devam edeceğiz. Son zamanlarda İstanbulda sah- te dişçilerin töremiş olduğu haber alınmıştır. Takma diş yapanlardan bazılarının diş çektikleri, diş tedavi «tikleri öğrenilince bu gibi kimse- ler sıkı bir şekilde kontrol altına 8- ındı. Sahte dişçilik yapanlar yaka- landıkları takdirde haklarında en ağır ceza tatbik edilecektir. Bu yaz tifo ve tifüs vak'aları çok azdır. Ancak haftada bir vak'aya tesadüf edilmektedir ki bu da nor- meldir. Halkımızı bir türlü yere tükürme | itiyadından vazgeçiremiyoruz. o Se- bahları büyük caddeler ve köprü üstü tükrüklerden yere bakılamaz hal alıyor. Bu isle ssash hi dele uçmak zamanı gelm remliler için İstanbuldaki hastane- lerde yatık adedi çoğaltılarsktı. Malzeme ve demir sikinti bu © melimizi tahakkuk ettirmiyor. Bu suretle bu #ene dört yüz verem ya- tağını kazanamıyacağız demektir. İstanbulda &ullanılamıyacak su- ları alâkadarlara bildirdik. Demir boru buhranı devam ettikçe şehir de bazı mahzurlu suları kullanmak- ta devam etmek mecburiyetinde ka- lacağız.» borunun patlamasile haşlanarak ö- len kadınlar oraya komşu- larına vekâlet etmeye Çamaşırhanede gitmişler hee sö boz Beyoğlunda kuduz hastanesinde çamaşır kazanının patlamasile, iki işçi kadımn feci şekilde haşlanarak öldüklerini, dün yazmıştık. Kaza tahkikatına müddelumumi muavin lerinden Reşad Saka el Okoym tahkikat sonunda elde edilen tafsi- Mit çok acıklı bir mahiyet arzetmiş-! tir. Kazanın kurbanı olan iki kadı- nın, hayatın feci bir cilvesine uğra- dıklarn anlaşılmıştır. Çamaşırhanenin işçisi Emine © gün rahatsızlığı dolayısle işine gi dememiş. yerine annesi Nimetullah ile komşusu Rukiyeyi göndermiştir. İki kadın Emineye vekâleten hasta- neye gitmişler, kaza vukua gel miştir. Kaza mabellinde dün adliyece bir şekif © yapılmıştır. e Hâdisenin mes'ulü olüp olmadığı araştırılmak- tadır. Yugoslav ticaret nazırı İzmire ye'ecek Ticaret Vekili Nazmi Topçuoğlu, Yugoslav tiearet nazırı Dr. İvan An. ders" İzmir enternesyonal fuarını gi. yarete davet etmiştir. Ru daveti kabul elmiş olan ticaret nazırı fuarın açılışı sırasında mem. teketimize gelecektir. Yugoslav nazı, tramvay cereyandan iecrid edilerek | Japon ajansı Bay Metaksas bunları yaptı ve daha da bir çoklarını. Bu arada biz ateş söndürülmüş ve diğer arabala- İnn yardımile Sirkeciye getirilmiştir. mümessilinin ziyafeti Bir kamyon rının hendeğe yuvarlandı | müddet sartında Türk . Yupesiev t- cari vaziyetinin gözden (geçirileceği memleketimizde o bulunduğa! de bir kere daha şunu gör fırkak parlamento rejimi Yu tan için de tahribkâ: bir vejim ok muş ve bu memleket bu rejimden © kurtulduğu günden itibaren bir mil- etin vatanı olmaya lâyık bir toprak haline gelinmiştir. Küçük Yunanista- nın bu hakikati, meselâ, büyük Fıansadan evvel tecrübe etmiş ol duğunu buraya kaydetmek te fay- dalıdır. Bugün görüyoruz ki Fransa &yni hakikati anlamak için, büyük bir inhidama kadar gitmeğe mecbur olmuştur. Muhittin Birgen Leylei Regaib İstanbul Müftülüğünden: 5 Ağus. #os 940 Pazartesi günü Receb ayının birine müsadif olmakin önümüzdeki Perşembe akşamı (Cuma gecer!) Ley. nın edebi tefr Pertevniyal Valide Sultan çok mağrur ve mutaazzını bir kadındı. O güne kadar bin nazü niam içe- sisinde yanından ayırmarlığı, evlâ- dının koynuna lâyık gördüğü İzni - yan bizzat isticvaba tenezzül et - miyerek, hareketinin saikini bilva- ük ki| Bir şekerci çırağı cereyâna kapılarak öldü Pendikte şekerci Abdürrahimin dükkânında çırakkık yapan 18 yaş- larında Hilmi adında bir genç dün dükkândaki elekink prizile oynar- ken, cereyana kapılmış ve Oölmüş- tür. Kaza etrafında zabıta ve adliye tahkikat yapmaktaşlır. Vapura binerken düşen bir kadının eli ezildi Samatyada Kuleler sokağında otu. ran 32 yaşlarında Sofya adında bir kadın, dün Yalovaya gitmek ürere A- da vapur İskelesinden vapura biner - ken müvazenesini kaybederek düş - müş, eli iskele ile vapur arasında ka, larak eşilmiştir. Yarah kadın tedavi edilmek fzere Senjori hüstanesine kaldırılmıştır. kası: 6 YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercümend Ekrem Talu gibi vak'alara sebehiyet verilme - mesini irade eylemişti. (Kendisini, kendi kapısım beğenmiyen, istemi- İyen her hangi bir kimsenin derhal İdefeşlilmesini umumi bir kaide yap- mıştı, Bu kaideye göre İzniyar da, derhal saraydan uzaklaştırılmıştı. Demeli ajansının Türkiyedeki mü.! oBeykezda oturan şoför Mehme- messili Bay Oya, dün aksam “Türk'din idaresindeki 3991 sayılı kam- gazetecileri şerefine Ayaypaşada es.|yon, dün Mahmudşevket köyü ci- ki Japon sefarethane binasında birİ yarından geçerken yolun sağındaki kokteyl partisi tertib etmiştir. Pari hendeğe yuvarlanmıştır. gok samimi bir hava içinde Bu kaza neticesinde kamyon ta- Getir Kaketuni, refikası ve Kerim mamen hasara uğramış, şolör Meh- dzvetileri izaz etmişlerdir. Bu vesile) med de müteaddid yerlerinden ağır Ne sefir türkçe olarak kısa bir hita.| surette yaralanmıştır. bede bulunmuştur. Muharrem Feyzi Yarali şoför tedavi edilmek üze- Toray gazeteciler namına sefirin hi-|ce Nümune hastanesine | kaldırı tabesine teşekkür etmiştir. miştir. ” — | İngülz gazeteleri müuharebenin İ NN İSTER İNAN, İSTER İNANMA! başladığı gürdenberi Trahlıs hu. | Gü rakamını ihtiya © ediyoi dudunda İngiliz ve İtalyan kuvvet, | © halde Trablus hududu denle, çasunu yaptılar. Bu bilânço İngi, | una: İSTER İNAN, İSTER İNANMA! dizler için 10, İtalyanlar için de Jertaln verdikleri zaylatın bir bilân, | yerde gerçekten: çazpışılmuş oldn . i i i La seyrederdi. İşte bu €si öniformasile, doru küheylânmın ü-| kırmızı; neticede ken hine çevrilirdi. Bir gün, sarayın yaşlı kalfaların- ran anlı, şanlı Törk çocuğunu gör-|him bir kadıncağız, küçük İzniyarın müş ve hemencecik sevmişti. yanına sokularak: Bu sevdayı, İzniyar, kemisici bir A kız! dedi; ne yiyor, ne içi- sır olarak gönlünde aylarca sakla -| yorsun. Lâdes kemiğine o döndün. mist. Genç ve yakısıklı zabitin ha-| Gözlerin çukura kaçtı, gül yarakla- İyali her gece rüyasına girip, #abah-| rın soldu. sarardı. Eskiden sen böy- İlara kadar benliğini iz'aç ediyordu.İle değildin. Ne oklu sana? Nen Yemeden içmeden kesilmişti, Nes'e-| var? si büsbütün kaybolmuş. Om m Sesi öyle tatlı idi, söyleyişinde öy bir herçınlik, nobranlık gelmişti le bir snmimilik vardı ki, genç kız, kanına, ne de piyanoya el sürü -İsu bakışlı mavi gözlerini bir anne - yordu. Fırsat buldukça odamna çe-| ye tevcib eder gibi, kaldırdı ve ken- gerinde bir Apollon heykeli gibi du-|dan Tiryal kalfa adında müşfik, ra-| setti. ve bunu takviyeye matuf tedbirlerin alınacağı tahmin olunmaktadır. Türk - Yugoslav afyon anlaşması altı ay daha temdid edilecek Türkiye ile Yusalayya arasmda mevcud âfyon anlaşmasının müddeti bitmek üzeredir. Her iki memleketin iktisadi menfaatine uygun görülen bu anlaşmanın yeniden temü'di ka - 4) rarlaşmış bulunmaktadır. Haber «il, dığımıza göre anlaşma 6 ay müddetiz uzatılacaktır. Adliye Vekil: yarın Ankaraya gidecek Bir müddettenberi şebrimizde bü. Yunan, Adliye Vekili Pethi Okyar, ya- rmki ekspresle Ankaraya dönecek tir. mek için bir sual daha bekledi. Tir- yal kalfa, onun bu temayülünü his- — Gel kızım! Gel yavrum! di - ye okşıyarak, o sada tenha bu - İunan kahve ocağıma götürdü. Orada karşı karşıya © oturdular. Dünya zevklerinin her türlüşünden mabrum olarak geçen ömründe, ih- tiyar kadının tek bir şeyde hevesi kalmıştı: Analık! Bu hevesini tatmin edememek 0- nun zavallı gönlünde daimi bir hic- ran doğurmuştu. Bundan dolayı ço- cuklara, pek gençlere evlâd naza - pia oordunmuştu. Kızcağızın böyle bir nimeti tep- Lâkin İzniyar cevab vermiyordu. | mesindeki hikmet, arası çok geç - edece: meden belli olmuştu. O, hünkürn — Ben burada oturmam artık. muhafazasına o memur hüssa sipahi çıkorın benil diye ayak diriyordu. | bölüğünden, Nazif isminde yosma Saray muhiti çok vehimli idi. Ar-| bir mülâzime gönül vermişti. Cu zuları hilâfına zorla olakonulan ha- |madan Cumaya Abdülâziz selâm - layıklardan bir iki tanesi, vaktile, lığa gitmek üzere saltanat arabası- swikaad teşebbüsünde bulunmuş, na binerken, küçük İzniyar, diğer ki intihara kalkışmıştı, Bil -|kapı yoldaşlarile birlikte pencereye kiliyor. sapmış olduğu çıkmazdan kurtulmanın çarelerini düşünüyor - du Derdini söylemiyen derman bu- lamaz. İzniyar da bu hakikate ni - hayet kail olmuştu. İçini yakan simi İtevdi edecek«emin bir derd ortağı radı. Kendi akranlarına kat'iyen güvenemiyordu. Valide Sultanın, tasıvvurlarını belli eden teveccühü, her birini birer takib (o vaziyetine sokmuştu. Binaenaleyh onlara böy- le bir silâh verecek olursa, o silâh! yumuşadı. disine bu alâkayı gösteren kadının yüzüne uzun uzun baktı, Lâkin gene susuyor, cevab ver - rile bakıyor, onları okşamaktan de- rin bir haz duyuyordu, İzniyarın ellerini kendi avuçları- nın içine alarak, gene sordu: — Nen var, güzelim? Hasta m- -İsın? Bir verin mi ağrıyor? mekle sırrını birdenbire ifşa etmek- ten korkuyordu. Tiryal kalfanın buruşuk eli, İzmi İnn sarma saçlarının üzerine usulca| — Hayır, kalfam! kondu. Sesi daha da halâvetlendi;| — Öyle ise başka bir derdin var, feri sönmek üzere bulunan gözlerin | senin. Söyle bakalım da, belki bir pmarlırında birer damla yaş belir -| çaresini buluruz. di.. Çocuk hâlâ sasuyordu. Hakikati O zaman, kızın gönlü büsbütün | ikrar için lâzım gelen cesareti nef - İçini açmak, derdini “henüz. topleyamamıştı, Fakat, Sözün kısası Nal ve Mıh ihtikârı E. Ekrem Talu F intları mürakabe o komis * yonu —eksik olmasın— ça lışyor. Biz, meselâ Boğaziçinde kuzu etini yetmiş (beşe, zerzevalk meyvayı ateş pahasına yiyoruz, bak” kallara bayağı haraç yoruz am” ma, yanın öbürgün kalaya, nalınci givisine, nişadıra, o termos şişesin8 ihtiyacımız olursa değer fiatından fazlasına almıyacağımızdan, alda * tılmıyacağımızdan emin olabiliriz. Şimdi de, Allah razı olsun, muh“ terem komisyon, o memlekette, bir nal ve mıh ihtikâr yapılmakta ol * duğunu sezmiş, buna karşı tedbir * ler düşünüyormuş. Bir «y evvelisine kadar 525 kur ruşa satılan o kunduraların bii” denbire yedi yüz altmış kuruşa çık* tığımı görüp içleni;ken, ayakkabi ihtiyacından vareste kalan hayvan ların şu aralık bizden mes'ud ol - duklarını düşünmüştüm, Meğer, zamanın tesirlerinden ot” lann da masun kalmamaları mu * kaddermiş!, İşte şimdi, at, eşek, ka tır ve ököz makulesi de ihtikâr das laverelerinden o müteessir olmağa mamzed bulunuyor. Fakat, nal ile mıhın nedrete uğ * ramasından ve pahaya çıkmasından, sadece hayvanat sahibleri | değik Cümhuriyet vefikimizde seneler * İ denberi, Nalına - Mıhına meheret- le çekiç sallıyan sevgili ve kıymeti meslekdaşımız o Abidin Daver de « İştiphesiz endişe duyacaktır, İndirdiği darbelerin, simdiye kar dar, ölçü ve şiddetini ancak kendi kanaatine uydurmağa alışmış bir gaz zeteci için bundan böyle nal ve mi bulamamak kaygusu ile daha ziy” > teenriye mecbur olmak güç şey“ ir, Bununla beraber, mademki işe fist mürakabe komisyonu vaz'ıye: eylemiş bulunuyor, sayın arkadası * mizin kat'iyen. tasalanmamasını v& ümid kesmemesini tavsiye eder, #ö” zümü Nedim'in meşhur beytini #9 sekle koyarak o ve Abidin Davere ithaf ederek bitiririm: Çekicin sök k kan salimen, Kırılan rmh, ezilen na'i kübeylir olcun!* E. Elrem Calu Hırsız bir çocuk bir ay hapse mahküm edildi Dün © Kapalıçarsıda (o büyük bir kurnazlıkla bir dükkân sa” İ hibinin parasını çalan Yakoyos i# minde 15 yaşlarında bir çocuk, yâ” İkalanarak adliyeye verilmiştir. Suçlu çocuk çarşıda Vasilin dük” kânına girerek, bir telefon muhav8* resi yapacağını söylemiş, Vasil dö buna müsaade etmiştir. #Yakovof telefonun başına geçmiş ve al kulağına götürüp, rasgele bir marayı çevirmiştir. Bu suretle, dökü kâncının gözü önünde, onu (gali avhyarak, telefona .yakın bir yerd# duvarda asili bir ceketin cebinde” içinde 15 lira bulunan cüzdan bir dolma kalemi aşırmıştır, Bütü” bunlar bir dakika içerisinde olmuf İve dükkân sahibi çocuğun mehar sayesinde hiçbir şeyin farkına var” İmamıştır. Yakovos telefonla görü” İtüğünü söyliyerek çıkıp gitmis, V4” sil de bilâhare gafil di kıyarak, polise müracaat elmiştire Dün yakalanan küçük hırsız der hal adliyeye verilmiş ve Sultanab” med 3 ncü salh ceza mahkemesin! muhakeme edildikten sonra, sabit olarak İ ay müddetle hap” mahküm ve hemen tevkif olu” mastar, Tiryal kalfa, meraktan değik uri bu kızın ızlırablarım mümkün” #e teskin eylemek endişesile 1919” ediy ordu. — Söyle, eylâdeğım! çok uzun tecrübem (vardır. Bi Saçlarım — başımda iki renk ol Gene de sen bilirsin o omma, san” ne olduğunu bir türlü söylemediği? üzüntüden kurtulmanın elbette yolunu öğretirim saniyorum, ne im Beri i — Kalfa — Evet, kizim. — Hayır. O Söyliyemiyeceğil” Derdim çok büyük Benim. — İyi ya, içini boşaltır, hafifler” sin. — Bana danlacaksın. — Darılmam. Niçin danlayı"” Bir kabahat mi işledin, yoksa? '— Kabahatim yok. Ben ne isem “kendime ettim. — Anlamıyorum, güzelim! — Kalfam! — Ne var, güzelim? — Ben çok zavallıyım! (Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: