4 Eylül 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

4 Eylül 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa EE, | a ! | | Hergün | Dün Türkiyede çıkıp Bugün Avrupada Moda olan fikirler Yazan: Muhittin Birgen BD ugünkü Avrupada, modanın rüzgürile yelkenlerini dol durup alabildiğine yol alan bir ta- kım Ekirler var ki butların başlıca- lan Avrupadan evvel Türkiyede Meselâ, ferde hürriyet temin et- #mek endişesile cemiyeti ve binaen- aleyb milleti kendi haklarından şahrum bırakan bir felsefe hatasın- dan kurtulmak için Fransa, bugün hürriyet mefhumunun tarifini yeni- den «le almıştır. Mareşal Pötsin, Revus des Laux Mondes mecmua- sında neşrettiği bir makale ile bu hareketin kılavuzluğunu yapıyor ve bir takım Fransız felsefe ve içtimai- yatçıları da, arkadan onu takib edi- yorlar. Halbuki, ferdin hakiki hür- riyetini, cemiyetin ferde karşı olan kâmil hürmetinde aramak lâzım geldiği o fikri, harb sonu Avr da, Rusyadan sonra, en evvel *Türkiyede ifade ve gene orada tat- bik edilmiştir. Üçüncü Fransz Cüm- buriyetinin ana fikirleri üzerine kop- ya edilmiş ve bundan dolayı da ken- disine bir türlü hayatiyet temin edi- İememiş olan Osmanlı o meştutiyeti e yeni Türk rejimi kurulurken, Avrupada bugünkü moda fi- kirleri doğuran hareketler ya hiç çıkmamış, yahud da ancak rüşeym halinde bulunuyordu. Başka bir misel: Fırkasız parla- mento fikri, en evvel Türkiyede çıktı, en evvel Türkiyede tatbik e- dildi. Bugün, Avrupa, bir şekilde yeya diğer bir tarzda hep ayni isti- mette bir İstihaleye doğru gidi- Hattâ, frka oyunlarını kullana nihayet, en mühim davale- rını parİnmentosuz helletmeğe mah- küm kalan Fransa bile, bugün syni| yolun yolcusu olmuştur. Daha birçok misal gösterebiliriz. | ve Millet te, ferd gibi bir uzviyettir. Fakat, maddi bir uzviyet değil, iç-| #imat bir uzviyet. Bu içtimai uzvi- yetle ferd arasındaki farkların O©n mühimlerinden biri de şudur ki fer din hayatında gençleşme ( hâdiresi olmadığı halde milletler, zaman za- inan gençleşebilirler. Türk smilleti da, bugünkü modern, Avrupa huya- tinin mubtaç olduğu iwlahatı herkes- ten evvel anlamak ve herkesten ev- vel tatbik etmek suretile, genc bün- yesinin doğurma kudretini meyda- na koymuştu. Gene ayni feyzin kud- retiledir ki (ürkiye, bundan yirini sene evvel, kendisi için tatbik edil-! mek üzere ortaya yeni bir dava at-| mşt: Milli Misak. Bu misak ta o| zamanki Avrupa için çok yeniydi.| Zannedersem, yarınki Avrupa da dönüp dolaşıp bu esasa gelecektir. Çünkü, milli misak fiksi, her mille-| tin, kendi milli hududu içinde tam| ve kâmil bir milli hay hakkına sahib olması demektir, Ba düstur, ber millete, kendisinin olan her 46-| ye sahib olma hakkın. ne kadar ta- bit olarak taniyorsa, onun başkala- rma aid olan haklara dokunmama mını da o kadar tabii olarak kabul ediyor. Biz bunu böyle anladık, böyle yaptık, böyle yapıyoruz. Bu fikri de ilk defa olarak T kiye çıkardı. Yirmi senelik Türk siyaseti bu fikrin sadıkane bir ifade- sinden başka bir şey de değildir. minim ki bu fikirde dönüp dolap Avrupanın gayet güzel bulacağı fi- kirlerden olacaktır. İ Romanya ile Bulgaristan ve Ma- caristan aralarında yapılan son işle- re bakınız: Bulgaristan hakkından fnrlasını İstemedi; Romanya da haksızlığın kabul etti o Macaristan İle de Romanya arasın. «Son Postam nın edebi tefrikası: 37 YEŞİL TULUMBA SON POSTA Resimli Makale: İe Çocuk gibi Konuşun yaşlı e kader gülünç olursa, Yaşlı adem müsahabesi yaptın- lan çocuk ta o kadar anormal gö- Tünür, Tabiat insan ömrünü çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık ola- rak muhtelif devrelere (ayırmıştır. Bir devri yaşamadan diğerine geç- mek hayatı kendi elimizle kısaltmak demektir. adam Hapisanede bir gardiyan yaralandı Evvelki gün Üsküdar hapisane ve #evkifhanesinde bir dövme ve Yara - lama vak'ası olmuştur. Galata poslü vezmedar Hüseyin Hüsnüyü öldürmekten #M sene hapse mahküm Abdullahlia gene aymi suç- tan mahküm Niyazi Ahmed ve Fethi adlarında 4 kişi evvelki gün bulun. dukları koğuşta kumar oynamağı başlamışlardır. Mahkümların bu hareketinden ha. bardar olan gardiyan Mehmed Ali koğuşa giderek bunların kumar o7. namalarıns mâni olmak isterken baş- ta Abdullak olmak zere diğer üç mahkümen anide hücumuna uğra - maştır. Arılı katiller, gardiyan Mehmed A. Wyi bir hayli dövdükten sonra he. müz mahiyeti anlaşılamıyan bir ci - #mle de başından Taralamışlardır. Gürültüye koşan diğer gardiyan ve| muhafr jandarmaların müdahalesi. le Mehmed Ali mütecaviz mahküm - ların elinden kurtarılmrak tedavi el. tana alınmıştır. Dört mahküm bakkında da kanu- ni ve inzibati takibata başlanmış ur. Marif Vekili manrif müesseselerinde tetkiklerde bulundu Evvelki gece Ankaradan şehrimize! gelen Maarif Vek Hasan ÂM Yücel, dün şehrimizdeki maarif müessese . lerinde basi tetkiklerde bulunmuş . | tur. Hasan Âli Yücel, Maarif Müdürü Terfik Kut yen! ders yılı hazırlıkları, yeni talebe kaydi ve imtihan vaziyo. ti hakkında izahat almıştır. Maarif Vekl!! şehrimizde bulundu. Bu müddet zarfında Maarif Vekâle- ine bağlı diler müesseselerde tet — kiklerine devam edecek yeni yil ki. tab ihtiyacı, imtihan neticeleri, muh telif yerlerde açılâcık yeni okulların vaziyetile meşgul olacaktır. ——————— tilâf yoktu; Macarlar eski hududla- rini istiyemezler, nanya da yeni hududlarmı muhafazada israr ede- mezdi. Eğer aralarında o hakemin müdahalesine ihtiyaç olduysa bunun sebebi, davanın esasında karışık bu- lunrnasıdır. Demek oluyor ki Balkanlar da yavaş yavaş bu fikre geliyorlar. Cok samimi olarak dileriz ki genç Tür- kiyenin icad ettiği bu güzel düstü Balkanlar sahasında da kök anlsin, Balkanların selâmeti bundadır. 4 eline Birgen Yazan: Erciimeni Ekrem Talu <— Ne yaptm? Öteki, iki parmağile sigara işareti|nin üzerinde şiddetli rüzgüra tbatel-| satnğu tükürüğünden 8 verdi. Tellâl gene sordu: — Neden icab etti? — Görürsün şimdi. Tekrar deliye döndü. — Demek ki, seni karı seviyor, ha? — Boynu altında kalsın! — Ya? Şimdi öyle mi oldu? — Ben ona.. parslarımı. kaptırırım!' Ben budala... ben! — Ne yapsan; nafile! Tuzağa dü- gördüler seni bir defa, Zorl — Korkacaklar mı senden? Sen mizden da zor değilim, | Deki, oturmakta olduğu iskemle- pwiş teze bir söğüd fidanı gibi sak | lanıyordu. ! — Ben., erkeğim. erkeğim, ben! dedi, — Asla! Erkek oltün, senin en - pına, malına kasteden bir actzeyi bir dükika tutmazsin. — O. başka. O.. imamın karısı | Mahsus tutuyorum onu. İmami çat-| İlatacağım. Şekerli kahve, zehirin (tesirini büsbütün artırmıştı. İdris nerede ise yıkılacaktı. Uyuşmu belkemiği- nin kocaman kafası bo- , ordu. O sızma! çatlatmak istiyorsan, sana desise || e Hayatın muhtelif devreleri.. Şehir Haberleri Lise bitirme imtihanlarına| Tasdiksiz tarife yarın başlanıyor Orta okul bitirme ve devlet olgunluk imtihanları da Eylül içinde yapılacak Hasiran devresi imtihanlarında bü. tünlemeye kalan lise son sınıf tale -| belerinin, Hee bitirme imtihanlarına| 0 Ağustos Pazartesi tabiat bilgisi ve 10 Ağustos Salı günü de matemaik derslerinden eleme imtihanları yapı, yarından itibaren başlanacaktır. Bu lacaktır imtihanlar Maarif Vekâleti tarafın. Gan seçilen Üçer Kişlik mümeyyiz. den mürekkeb imtihan komisyonları tarafından yapılacaktır. Lise bitirme imtihanları 19 Eyidis kadar devam edecek, #ntihan netice. leri 20 Eylülde çalebeye tebliğ edile. cektir. Devlet olgunluk imtihsnlarına Eyltide başlanacaktır. Liselerin birin. Cİ, ikinci sınıf talebelerile orin oku #alâbelerinin #kmal imtihanlarına da devam olunmaktadır. Orta okul son sınıf talebelerinin dev let orta okulu bitirme imtibanlarına da önümüzdeki Cümarlesi günü baş. lanacaklır. 7 Ağustos Cumartesi günü türkçe, Eleme imtihanları yazılı olacak ve susller Maarif Vekâleti tarafından İ gönderilecektir. Mühürlü suni zarfa. rı talebenin huzurunda açılacaklır. Haziran devresinde eleme Imtihan. larının birinden muvaffak olamıyan- Yar bu devrede Üç dersien birden ye. niden eleme imtihanma girecekler dir. Eleme imtihanlarında muvaffak ©- lan talebelerin diğer derslerden #ğR. 1 intihanlarına Mi Eşlülde başlana. cak ve di Eylülde son verilecektir. E. leme ve sözlü imtihanlarında kıza , nan talebeye orta okulu bitirme dip- loması verilecektir. Orta okul ve liselerin birinci ve t- kinci sınıflarında bütünleme imtihan Tarı 31 Eylülde bitecektir. Bir çocuk arkadaşını bıçakla | ei tetanos seromu yaraladı Beyandda Kalenderhane sokağında 1 sarılı evde oturan 1$ yaşlarında Remzi, arkadaşı 12 yaşlarında Mus . tafa e dün oyun eoynarlarken ara- larmda kavga çıkmıştır. tatbik edilecek Barı hastanelerde, tedavi için mü. racaât eden yaralılara tetanos sero. mu tatbik edilmediğ: ve bu yüzden tetanos vak'ıları görüldüğü anlaş - mıştır. Bu eemada Mustafa Üzerinde taş dığı kunduracı biçağile Remeiyi vü. cudünün muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamıştır. Yaralı çocuk bastaneye kaldırl miş, küşük earih vaknlanarak hak - kında takibata başlanmıştır. Geçen Pazar Yeşilaycılar, Hal- kalı Ziraat mektebi (Obağlarında bir. özüm günü tertib ettiler ve hususi otobüslerle oraya gittiler, Davetliler arasinda (bulunan bir arkadaşımız «üzüm gününe» iştirak eden Yeşilaycılarm hemen ekserisinin beraberlerinde o birer ikişer karpuzla geldiklerini gör- müş, «Üzüm günün ile garib bir teznd teşkil eden bu karpuz rağ- betine hayret etmiştir. Fakat bir üddet sonra bu rağbetin mana- lmış, Halkalı Ziraat mek- feyizli bağlarında yetişen a bi Na Jam önce, matlâb neticeyi elde et ek lâzmdi. Yedibelâ: — İmam öyle çatlamaz. İma n verdiği karıyı boşamalısın; dedi, — Onu da boşarım, ne çikar? Delinin iradesi gevşemiş. Yu - suf, tazyikini arttırdı: — Boşa da görelim. — Bosadım, istel Karan »aferin sevi ü az kak dı boğulacak olan Yedibelâ: — Hah. şöylel diye bağırdı. A- ferint Hamdi — Şehidim. Ve, delinin ifadesini daha kala - balık bir cçmaat huzurunda tevsik ettirmekte İayda gören tellâl, o si- rn mağa gelen kah - veci Hacıbaba ile, dükkünden dışa- nya çıkan başka birini çağırdı. — İşitiniz! dedi; İdris, geçende evlendiği hanımı boşadı. — Sebeb? — Boşadı. işte. Sebebini kendi İSTER İNAN, İSTER Sıhhiye Vekâleti bu hususta alâka. İdarlara bir temim göndererek, teda. iyi gin müracsat eden yaralıların famkiazi tedavilerle beraber, bunlar İarasında tetanos tehlikesine o marur İ bulunmasi muhtemel görülen yaral. İlara behemehsi tetanos seroma tat. ibik edilmesini bildirmiştir. İNANMA! üzümlerin kilosunun 25 kuruştan satıldığı görülmüştür. Bu davete tedariksiz bir vazi- yette iştirak eden & arkadaşımız, talebe el ve emeğile vücud bulan bu feyizli bağlarda mebzulen ye- tişen üzümün kilosuna 25 kuruş verdikten sonra, keseye daha ek verişli olması bakımından Yeşil aycıların severliğine yer- den göke kadar hak vermiştir. Bu iznhattan sonra arkadaşımız: «— Bence Yeşilaycıların bu gezintisine «üzüm günün değil, demek daha doğ- ru olur» dedi. ISTER İNAN, İSTER İNANMA! sa saanen senem sununanvan sarsan ni sarar Deli tekrar tekrar söylüyordu: — Boşadım imamın kansın... Boşadım cadıyıl.. Yusuf imama müjde koşturdu. Ehülhayır Efendi Yedibelânın elini öptü. — Var ol, Yusuf Efendi! Yarın- İdan tezi yok, paşa efenditnize se - nin bu iyiliğini anlatayım, hen de İ sana olan vâdini hatırlatayım, — Alelhesab bir altın tosla da, sonra gene konuşuruz. Bu defa hoca: #Yokla diyemedi. İçeriye gidip bir lira getirdi ve Ye- dibelâya verdi. le Saim, annesi Besime Hanımla be- raber Şehime Hanımlara gittikçe ai tık kapıdan dönmüyor, içeriye girip bir köşede oturuyordu. bütün kaçmakta mana görmiyen ka- dm, arkasında bir yeldirme, başm - da dn bir başörtüsü ile çıkıyordu. Artık hazırlıklar itmam edilmek üzere idi. Bizzat Müjgânın da işti - rakile işlenmekte olan yorgan ve kullanan lokanta ve eğlence yerleri Belediyenin lokanta ve gazinolar tertişleri devam ekmekte, tasdksz tarife kullananlar, halklar fazla pa- ya alanlar şiddetle takib edilmekte . dir. Son günlerde yapılan teftişler neticesinde, İzmir lokantası (3) gün sed ve (30) lira para cozası, Anadolu Yokanlası (3) gün sed, (20) lira pora eszası, Belvü bahçesinin alafranga kısmına (20) alaturka kısmına (10), Küçükçifüik parkına (10) lira para cezası kesilmiştir. Bu cezalara sebeb bu müasseselerin halktan, tarifoden fazla para almalarıdır. İ Geğenlerde tasdiksiz tarife bulun. İ durduğundan dolayı Beyoğlundaki Beler ötel ve lokantasının da (3) gin müddelle seddine Okarar verildiğini yazmıştık. Müessese sahihi bize gönderdiği bir mektubda, tarifelerinin tasdikli oldu. İünü yazmakta, hakkında zabit tu. tulduğunu tekzib etmekledir. Dün belediyede yaytığımız tahkikat, mü. essese sahibinin iddiasının doğru ol. madığını göstermiştir. Belediye Reis muavini Lütfi Aksoy «Beler, ote! Yokantasının öç gün müdd: karışımı Beyoğlm okaym göndermiştir. Hinaenaleyh mücmese sahibinin aksi iddiası biltabi verd olamaz. Manifatura, odun ve kömür fiatları tetkik edildi Fiat Mürakabe Komisyonunun mu- ayyen günlerden başka da sik sik lanarak mevend işleri süratle bi. trmesi kararlaşmış ve dün komisyon Üzerinde meşgul olmuştur. Komisyon hafta içinde bir kaç topin yaparak manifatura işini inlaç ede- cektir, Odun ve kömür flatları etrafında Belediye İktısad İşleri Müdürü tet-Jİİ kiklerine devam etmektedir. Din o- dun ve kömür toptancıları belediye. de toplanmışlar ve barı mülümat ver mişler. Yapılan tetkikler bunların $i. silarında bazı benzilât yapılacağı ne- eesine varmıştır. Belediye İktısad İşleri Müdürü bu tetkikatımı komisyona bildirecek ve Perşembe günkü toplantıda mangal kömürü flatları kararlaştırılacak, 0 dün fiatları da yeniden gözden geçi-(İl rilecektir. 5 bin çuval kahveden bir kısmının arredilmesi kararlaşmıştı ve paçalık İk zamanlar, evle çarşı arasında mekik dokuyan Şehime Hanım, son günlerde kapanmış, bir tarafa çık maz olmuştu. Buna mukabil, Besime Hanım da Tantının günü yardıma geliyordu. Ekseriya oğlu dn beraberdi. Müigür nı henüz kendisine göstermiyorlar, göstermemeğe da itina ediyorlardı amma, gençler birbirlerinin sesini olsun işitiyorlar, birbirlerinin mev- .cudiyetini sezip tatlı heyecanlar du- yuyorlardı. Bir gün, Besime Hanım, kendile- rine Anadoludan misafir gelen, Sui- min bir amca çocuğundan bahset - ynişti, sdmda ve yirmi ye- di, yirmi sekiz yaşlarında kadar o- lan bu genç, Mibaliçde tapu kâtibi Evin müstakbel damadından bös- |idi. Bir miras meselesinin halli için! bu defa İstanbula gelmiş, ve bura- da kirnsesi olmadığından dosdoğru yengesi Besime Hanımın evine in - rahim Efendi ağır başlı, rabı - kalma e - ve mü mi tah çocuktu. Babasmdan yee de toplanarak munifatara satış fiatları daha Eylal 4 .. Sözün kısası Evim! E. Ekrem Talu rik, tasam kalmadı. Eli kü. sar yıldanberidir, yer yü - A sünde dikili bir ağaca sahib olm . yan ben, ayda altı buçuk lira ödemek suretile, başımı altına (© sokabilecek methettim ki, bayıldılar. Onun yü . günden münakaşa, Obattâ —halif ten— münazan bile ettik. Ben, müs. takli bir yazı odası istiyorum O va. kit çocuğa oda kalmıyacak. Kavga . mız bundan çikiyor. Masmatih, ben uysal -adamım.. hele bir yel kapıdan kçeriye adım alalım, Ne yapıp yapıp, bahçenin bir köşe. sine bir tavuk kümesi konduracağım, Şik bir kümes, Pudra ponponu gibi ördek palazlarına bayılırım. Sabah » ları'da horoz sesle uyanmak keyfi « me gider, Evimin yeşil pancurları olacak, Bun lara baygın kokulu banımellerile sa. kız yaseminleri o sardıracağım. Ve sonra, yazın, bunların (aralığından, karşı duvardan akan şellâlenin serin İserin çağıltırmı dinliyeceğim. Niyetim, evimin içini dışını yağlı bo | ya boyrmak. Yağlı boyayı severim: te miadir. İnsana, baktıkça, © taze bir yüze bakıyorum hissini verir. Bihas. $a aşık renklerde oluran. İhtimal ki, aylık taksiti yedi, sekin | liraya çıkarırsam, evime Gab başka süsler, daha çok konfor da temin €- debilirim. Kim bilir? Belki evim u - Burla gelir de Müli piyangonun bir. İşok talihlile sma ben de gire , rim. O zaman, içerisini de istediğim İ biçimde döşerim. Modern üslüpta eş- ya ile değil. Sevmem onları. Evimin İ mobilyası hep (St) dedikleri eski, pek eski tarnda olacak. | Ne gülüyorsunuz? Ben oölmiyacak şeyden mi bahsediyorum? İstanbul - ân bir «Büyük yapı koaperatifi. ku - Tulacağını güzcielerde £ okunuadınız mı? Hal Anladım! Biz de, Nüseddin Hocanın alacaklıları gibi «peşin pa - rayı duydunuz da, neş'enimden, ağ , İzınız kulaklarınıza varıyor.» Benimle İ alay ediyorsunur. Adam sz del Hoş görünl!. Bu ko. rekif kurulur, ya karulmaz. bu ig olur, ya olmaz. Siz benim, bunca derd arasında, tatlı tatlı oyalandığı - ma bakın, Pikretin dediği gibi: «İnam, Halik: Ezeli bir şifadır aldanmak!» E Eleem Calu Parti ocak kongreleri C.H. Partisi Ksrarlmrik Semt O. cağınd. Osağımızın yillik kongresi İnizamnamenin 86 ncı maddesi muci, İbince 4/9/M0 Çarşamba günü saat 21 de Parti nahiye merkezinde yapı. Jacağından mukâyyed ezanın teşrif. leri. iL kü vardı. Bunlati o güne yet iyi idare etmişti. Kuman, içkisi, tütünü yoktu. Bekârdı, lâkin gözü dışanda değildi. Mihaliçdeki kendi #vinde, ihtiyar bir Arab dadı ile bir başına oturuyordu. Epeyce de mürekkeb ış, Tüşdiye tahsilini bitirmişti. İnci gibi nk'a, ve erba - bına beğendirecek kadar da nesih ve siyaket yazıyordu, Mafevkleri 0- nu seviyorlar ve ileri gitmesini isti- yorlardı. İçlerinden bazıları ona kızlarını vermek arzusunda (bulunmuşlardı. Fakat o, wlaşra» dan kız almaktan her nedense çekiniyordu. Tâ küçük- tenberi kulaklarını dolduran: «Ke- narın dilberi nazik de nisa nazenin olmaz!» sözü kendisini ürkütmüştü. İbrahim Efendi,. birçokların o zu'm ettikleri sİstanbul terbiyesir ne mer” Yübdu. Evlenecek olursa, beheme * hal İstanbullu ile evlenecekti, Besime Hanım: — A, kardeşi Ns olursun? cağıza bir kız buluversene! M (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: