8 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

8 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alman tebliği Berlin 7 (A.A.) — Alman ku- mlandanhğı tarafından neşredilen tebliğin devami. Libyada: İtalyan - Alman motör. Wi kuvvetleri Bingazinin şimali şar- we cenubu sarkisinde düşman dümdarlanm kovmuşler ve tanklar düşmanin yaptığı mukabil taar - mzları muvaffakiyetle o tardetmiş - erdir. Bir çok esir alınmiştır. Silâh ve kamyonlar Almanların eline Dün, İngilere etratındaki deniz” İerde harekette bulunan Alman ha- cem'an 16,000 ton| hacminde 4 düşman tcaret gemisi- ni batırmışlardır. İki petrol gemisi de ciddi hasara uğrarılmıştır. Dim gece bombardıman tayyare- leri orta hacimde üç düşman tra tet gemisine tam isabetler kaydet - lerdir. Dön Nisanda, Bristol kanalında Pembroke cenubunda giden kafile- ere tayyaselerimiz tarafından al - Şaktan muvaffakiyetli hücumler ya Pilmıştır. Cem'an 23.000 tonluk 3 Bcaret gemisi o kadar ciddi hasa- rü uğratılmıştır ki kaybolmuş naza- Tile bakilabilir. Dördüncü bir va - Pür da ciddi hasara uğramıştır. Bu suretle 4 Nisandan 7 Nisana kadar, Alman hava kırvvetleri cem- an 53.000 tonluk 13 vapar batır - mular ve diğer !4 gemiyi de ciddi sara uğratmışlardır. Düşmasın bava fazliyeti çok basi BE olmustur. Cenubu şarkide mü - tenddid düsman tayyareleri Seriye aç bomba atmulardır. Hasar cüz'idir. w. Bağdadm eski ve parlak devir-İman lerinde, Bağdad şehrinde Süley - ya başladı. Bir mhiddet etrafında man isminde bir sütçü vardı. Şehi olandı. Ve birdenbire, kırmızı ke- hemen bütün zenginleri sütlerini'merin yanında durdu. Süleymandan alıyorlardı. Süley -| o Kıymızı kemer maymunun pek man bu #myede, pek kısa bir zaman boşuna yitmişti Hayvan bir müddet da Bağdadın tanmmış “zenginleri kemerin şurasmı burasını kurcaladı. hacca giderek hacı olmak da farz|tarak, kemerin üzerine atılmak ve olmuştu. onu kapmak istercesine bir hare - Sileyman, kat'i o olarak hacca |kette bulundu. Fakat, namazda ol- gitmek kararını verdikten sonra dulunu halırlıyarak kendini derhal yanına bir iki hizmetçi, ve aylarca /topladı, (Sadece, Yüksek yetişebilecek kadar erzak aldıktan) «Lahavlela çekmekle iktifa etti. sonra yola çıktı. Süleymanın son hareketi «lâhav Söleyman, yolun bir kısmı ka-İlen diye söylenişleri ımuymunu büs- tadan, deve kervanlarile; diğer ya-|bütün tahrik eni. Hayvan kırmız nen da denizden vapurla katede-İ meşin kemeri kapin gibi direğe cekti. Kara yolenlağu bir hayli u- tırmandı; direğin en bepetine çıka- zun ve.meşakkatli oldu. Fakat S1. rak, kemeri beline N İleyman bütün güçlüklere rağmen,| Süleyman daha fazla tahammül bir gün olsun namazını kaçmmadı.l edemedi; selâm veretek namazını Namaz val | . İ devesini bir kurma ağacı altına çe-Jsmdan kosarak o da direğe tır - kerek namazmı kılar, veyahud na -|manmak istedi. Fakot vaziyeti kap. maz borcunu deve Bzerinde o edaltan köprüsünden takib etmekte © ederdi. İlan kaptan da işe karıştı. Süleym; Nihayet pek Omeşskkatli geçen ma, sükünetini afaza o etmesini, kara yolculiğu nihayete erdi. Sü.'ak de mayınımun kızarak, İleyman ve hizmetçileri -İkemeri denize atması ihtimali ol — in yanına giderek onu koklamı. sırasına geçti. Simdi artık onun için Süleyman, namazda olduğunu unu- sesle ei gelir gelmez, ye |bozdu ve hemen maymunun arka- Süleymanın altınları Nakleden : Hasan Âli Ediz ve bunların yenecek bir şey olma - diklanna kansat getirdikten sonra İelini alabildiğine sallıyarak, bun - lardan birini denize fırlattı. Altınlardan bir tanesinin denize çayri ihtiyari bir, sahi çıktı He kapıldı. Fakat bunu yapmıya imkân kalmadan, maymun bir ikinci altın çıkarmış, bunu da, bir evvelki gibi koklıyarak kolunu sailamış, fakat bu defa parayı, denize değil de, doğruca Süleymanın üzerine fırlat- smastı. Maymunun bu kinci bareketi ü- İzerme Süleymanın (yüreğine biraz sa serpildi. Bu defa ai bir «Oh yarabbi şükür! 'âfı döküldü, ve tekrar seccadeye diz çöktü, Fakat iş bununla bütmiş olmuyor- du. Bilâikis asl şimdi, bikâyenin en İmeraklı safhası başlamış oluyordu. Direğin en yüksek bir noktasma İyice yerleşen maymun, büyük bir ina ile altınlan birer birer çıkar- mıya, bunlar elinde evirip çevir miye ve kendisi için pek eğlenceli İolan altınlar? fırlatıp atma ameli - atıldığını gören Süleyman ağzından inen ayağa kalkbrak maymunun pe sinden direğe tırmanmak arzusuna gazete- toplamış, Şikâyet mektubunu gazeteye Dünkü gazetelerden birinde bir! kadın da, ra dülâ â N ” B ıylık ondülâsyo- şikâyet mektubu okudum. nunu yeni yaptırmışsa. Şapkasını tim; öndeki sıraya gayet elm lah Ani Bünüriz bi dapiyil 2 sem ve mesine daha 2 mâni olacaktı. pamıştı. Doğru dürüst temsili sey- Tabü hâdise redemedim. Tiyatro ve sinema- ne imtisal etmiyoruz?» rinde gözüme ilişti Havadisi uzun Bir fıkra vardır: uzun kopya etmeme lüzum yok. yatroya gider, önünde peniş ke-! «Kaba kâğıd kullanan kasab; narlı şapka giymiş bir kadın otu-| Bir hikâye arlatırlar: dürüsi göremez. Nihayet taham-|nin sahibi muhabirleri mülü kalmamıştır: onlara demiş ki; çıkarır musınız? tabii bir hâdisedir, Gazeteye böy- Geniş kenarlı şapka giymiş ka-/le bir hâdisenin yazılmasına ta. karır. Fakat bu sefer Arkasındaki! bir köpeği ısırdığını duyarsanız sahneyi hiç göremez. Çünkü ka-İhemen yazın; havadis işte odur.» tazedir. Şapkasını çıkarınca kıvır-İması o kadar tab? bir hâdise ki... cık saçları başının etrafında biraz| Kaba kâğıd kullanmayan okasab ğı yerden daha büyük bir yer kap- lanmıştır» Deme Mlulüsi Bir şikâyet EE re yazan okuyucunun önünde oturan «Geçen gece tiyatroya gitmiş-| çıkardığı zaman sahnenin görül- tardu. Onun şapkası sahneyi ka- larda şapka çıkarmak tsulüne ge, Gene dünkü razetelerden bi- «Günün birinde adamın biri ti-) Yalmz serlevhasımı alıyorum; ruyordur. Adam sahneyi doğru! «Amerikada çıkan bir — Bayan, der, lütfen şapkanızı| — Bir köpek bir #msahı isirırsa den bu ikaz üzerine şapkasını çı- raftar değilim. Eğer bir insanın dının altı aylık endülâsyonu pek| Bir kasabın kaba kâfi kullan. evvel şapkasımın boşlukta kapladı-| varsa gazeteye onu yazmalı. .|e vg 7) | Bunları biliyor mu idiniz ?” 7 Garbde, İngiliz hava kuvvetleri'ları limena Tesa duğunu söyledi yesine devama başladı. Sündüzün ve geceleyin Almanya -ecnebi gemisine binerek Mekke yo-| Kaptanın bu sözleri Süleymanı| Maymun altınları çıkarıyor, kok. Bin simali garbi sahillerile Fransizilenu tuttular, Fakat vapur yolcu -İikaz eti” Süleyman, namazının ya, Juyor. ağzına götürüyor, barbiri ar. sahiline akınlar yanmıslardır. Al -İluğunun daha ilk günü vapurda çok| nda kaldığni hatmliyarak | tekrar) dince ikisini denize fırlatıyor, üçün Man savas tayyareleri düşmenm üç tuhaf bir hâdise oldu; güneş batmış, |namam durdu, İcüsünü Süleymana doğru atıyordu. tayyaresini — düşürm. muvaffak |fakat ortalık henüz kararmamıştı.| Fakat hakçasmı söylemek lizm| Allmlarının böyle denize atıldıkla olmuşlardır. İSüleyman, ukçam namazım kılmak gelirse, Süleymanm aki fikri kep Tmı gören ve bu gidişle bütün keme m raporlara göre, cenubü sar-'için abdestini aldı. İpek secendesini kemerinde idi. Çönkü kemer, aleli-irin boşalacağını hisseden Süleyman kide 35 düsman tayyaresi düşürü.İkibleden yana çevirdi ve seyahatin de, bildiğimiz kemerlerden değildi. iyice şaşkma tüştü. Kâh ellesi- ve yerde 56 tayyare tahrib e -Jilk günündenberi Belinde taşıdığı, | Kemerin içinde, Sülevmamm yirmi vi kaldırarak maymunun bu hare- x Sucuk ağacı Floridada ye- şen bir ağa en ad sucuk J ağacıdır. Bu ağa cın bir nevi mey vaları vardır ki, görünüşe avnen Tarzı inşası garib kilise Tarzı inşası en garib kilise Ber gen'dedir, Kireç, yoğurt ve yumur ia akı malülile su geçmez hale ge tirihriş mukavvadan yapılmıştır. Bin kişi istiab etmektedir. Suda Tan sesi İs ve 9 tayyare de ağır hasara Uğrablmeşter. İtalyan tebliği Roma 7 (A.A) — İtalyan ordur M umumi karargâhinın 304 muma vak: tebliği: Dün Yugoslavyaya 2 7 sanata başlarmış olduğundan hava Filolaruzaz Yunan ve Yugoslav hu. dadlanndeki hava, deniz ve kara bedeflerine taarrız etmişlerdir. Spa ile ie twimatı ve demirli ge- miler bombunduman edilmiştir. Orta tonajda. İsi vapur batirilmeşier. Kattaro'da liman bombardımlan edilmiş ve Bman tesisatı ağır hasa- uzatılmıştır. Bir emuhsible | bir #abih havuza tam isabet kaydedil - miştir. Bir vapur batırılmıştır. Kat İsro civarındaki Teodo | tersanesi Ağr hasara uğratılmıştır. Diğer bir mhribe isabet vâki olmuştur. Bir görme deposu berhava edilmiş - başka bulunan deniz tayyareleri ile amn hava dafi tertibatinn da ruz etmislerdir. Bir düşman tay Yarasi tahrib edilmis, diğer bir kaç tayyare de hasara uğratilmiştir. kantar bava ömrü ağır hasara uğ (Arkası sayfa 7 ka yvarelerimiz bundan ağ 3) sene evvsl Tobruk, D>rne, Bingazi Tefrikanız bugün konamamış- tar. Yarın neşrine devam oluna. <aktır, Özür dileriz «Son Postan nh tefrikası: 11 — Ne bileyim ben... Meselâ Sirkeciye, rıhtıma git, dolaş, dişa- Hdan Relen seyyahları, tâşradan Relen zengin tüccarları bekle, 0 Tıpkı otel simsarları gibi de- mi karıcığım!... ... Ne çare... Onları al getir. Biliyorsun ki bize Yeni misafir zum... “ Bu emirden sonra (sizarasının ir yenme savurarak o salona ci O sene İstanbulda diğer bir hâ- ise, eambazkane kadar patırtı Yönamakla beraber daha şümullü Ge alâka uyandırmıştı. Bu hâdise yalbahar isminğeki geminin satı Ra çokarılmasıydı. Ba hâdise Yalnız İstanbulda değil, Türkiye YM üşağı yukarı bütün sahil şe Mirlerinde * akisler uyandırmıştı yalnız namazdan namaza mp yanina koyduğu kırmızı meşin ke- merini çıkardı ve her zamanki gi yıl zarfında biriktirdiği paralar var. ketten vazgeçmesi için Allaha yal. dı. Bu. paralar, sarı sar: altınlar ha- binde kemerin içine istif edilmişler. bi sercadesinin ön tarafına koyarak di. namaza durdu, Süleyman hem namazını kılıyor, Süleyman seyahat ettiği gemi|hem, ne yalan sövliyelim, gözlerle kaptanının çok sevdiği bir may -| mavrhunun bütün harekâtın: takib mmnu vardı. Kaptanın maymunu, ediyordu: Maymun, direğin tepe - her maymun gibi mukellid, çevik,|sinde envai türlü maskaralıklar ya- zeki bir hayvandı. Kaplan, günün piyor, Tah ağır kemeri belinden çi- muayyen saatlerinde hava almak İfrarak denize atacakımış gibi sal üzere maymunu © dişari | çıkardığı) kyor. kâh onu Siileymana atıyor zaman, mahbesinden kurtulan hay.'men gibi hamfkette bulunuyordu. vancağız, bir deli gibi, sinbilditine Meymun, kemeri denize stacakmıs geminin içinde koşmıya, direklerin gibi yaptıkça, Söleymanm O yüreği en tepesine kadar tirmanmıya, şu-Jnğ7ına verıyor, kendisine doğru sal na, buna takılmıya başlardı. ladıkça, Silleymanın sevinçle göz - İşte maymun şimdi de akşam ge.|leri parlıyordu. Fakat yaramaz zintisi yapmak Üzere güverteye çık-| maymun, ne onu. ne bunu yap'yon, muştı, Çevik hayvan, © serbestliğe| boşuna adamcağız: Üzüp duruyor. kavuşmanın verdiği bir o devinçleldw. zıplayıp, koşmıya, her vakitki gibil O Şimdi artık Süleymanın namazı geminin, direklerine © tarmanmeylalda bitmişti. Süleyman iki elini göğe koyuldu. Bu hareketleri birkaç defa kaldırarak uzum uzun bir duaya tekrarladıktan sonra, geminin arka basladı. Fakat, gene ne yalan söyli- direğinin &n yukarımda yerleşti veiyelim, Süleyman kemerinden baska zeki gözlerile, geminin içindeki ha-'bir şey düşünmüyor, bütün kalbile reketleri takibe başladı. maymunun kemerini kendisine isde Maymunun o gözleri ansızın birletmesi için Allaha dua ediyordu. molaya takıldı. Gördüğü sev bi.İ o Maymun, uzun üzün kemeri tef“ ihefina gitmiş olacak Oki, alâka velkik ettikten sonra, küçük bir meşin atle balmıya başladı. kulak dikkatini çekti. Kulağı ken. . Maymunun dikkatini çeken sey,İdine doğru çekince, sanı san altın- Süleymtenn namaz kılışı idi. Zekiller gözüne ilişti. Maymun bu altin hayvan o zamana kadar böyle birllardan birkaçını dışarı çıkararak şey görmemiş olacak, ki, Süleyma-|hayranlıkla bunların seyrine koyul İnın hareketlerine büyük bir altkaldu. Altınların *ışltm maymunun gösterdi. Bir müddet deha, yukar-|pek hoşuna gitmişti. Bunları havaya dan, kuş bakışı, Süleymanı seyret. hoplatıyor, ağzma alıyor, sağlam tikten sonra, yıldırım süratile ken-|liklarnı muayene #diyordu. di: bıraktı ve doğru Süley- altınları Ok YAZAN : EKREM REŞİD jsatışa iştirak etmek üzere birçok bütün Karadeniz demekti. Ymanlarda İstanbula gitmeğe ka-| 'Temel reik, oria boylu, tıknaz İzırlananlar olmuştu. Bu meyanda'ca, sarı saçlı, mavi gözlü, son de- Antalya balıkçıları cemiyeti reisi rece cana yakın, son derece sevim” de vardı. Gülbaharı satın slmak li henüz kırk yaşına o basmamış, hiç şüphesiz kârl: ve faydalı bir! fakat bir delikanlı kadar dinç ve işti, Bu gemi sayesinde o Antâlyajcevik bir adamdı. Herkes kendi İ balıkçılığı inkişaf edecekti, Balıksine karşı hem muhabbet, hem de süratle sevkedilecek, taze taze Av| biraz korku beslerdi, zira, çok $a- rupaya İhraç edilecekti. kacı olan Temel reis bazan hiç Ayni fikir, “Türkiyenin diğer|s8XaYa gelmezdi. bir köşesinde bulunan Of balıkçı.) Temel resin Cevlânı Bahri is- ları cemiyetinin de aklma gelmiş-| minde bir velkenlisi vardı. Bu- ti. Hattâ, müzayedeye iştirak et-'nunla Karadenizde uzun seferlere Yek üzere cemiyet İstanbula mu-| cıkardı. Bazan da balığı giderdi. #iasebecisi Durmuş Kaplanı gim- Fakat en büyük zevki kahvede is- dermeğe karar vermişti. Doğruyu | kambil oynamak ve kazenmaktı. söylemek lüzimsa bu kararı cemi-| Keyifli olduğu günleri etrafına yet değil de reisi Temel reis ver- | balıkmları tovlar, bir balık aw mişti. Fakat Temel reisin her ar-|macerası anlatırdı, zusu gibi bu arzusu da azalar ta-| — Çocuklar, derdi, geçenlerde rafından bir emir gibi telâkki w-| bizim Ceylânı Bahri ile denize 4- dilmişti. Çünkü Temel reis demek | cıldık. Gece oldu uykuya yattık. bütün öemivet, bütün balıkçler,| Bir de gözümü açayım ki yanıyor, kâh, maymunu kandırarak aşağı indirmesi için kapicma sica - larda bulunuyordu. Fakat, rafilef, Bunlardan biç bi- rmin tesiri olmuyordu. Kaptan, za- İlin biv gülümseme ile maymunun hareketlerini takib ediyordu, Gemi- İdeki bütün yolcular, bütün tayfalar da, büyük bir alâka ve eğlence ile| maymunun bu tuhaf hareketini iseyrediyorlardı, Mayıun, etrafa kopar feryadla- »3. gülüşmelere aldırmaksızın, gey. tani bir katiyetle her üç alımdan ü suya, üçüncüsünü Süleymana atmakta devam ediyordu. Bu eğlenceli hareket on dakika kadar sürdü, Maymun son öç al - tından örisini denize, birini Süley - mana attıktan ve br eğlenreli öişin bitirdikten sonra, böyük bir çev Jikle kendini direkten aşağı b b. Kuyruğunu sallıya sallıyı eymamis yanına © geldi; dil İkararak bos kemeş Süleym İvatıma fırlattı, ve Aplayarsk vapu- van içinde gözden kayboldu. Sü , maymunun kendisine attığı paraları önüne yığerek, dal - pm dalgm maymunun uzaklaşışını seyretti, Sonra, kalan parsler say- mıya ve bunları birer biter kırmızı meşin kemere yesleştirmiye basladı Bu ameliye bü ve son altini dn kemere soktuktan sonra, kendi. kendine i — Hak yerini buldu, Süt içim al- dığun paraların hepsi gene bana İ geldi. Fakat söt diye sattığım su-| Çan sesi su içinde hâvada du- Jyulduğundan yüz metre daha uzak Okuyucularıma cevablarım Bayan «B. Ci» ye; En yalın arkadaşlarınızdan bi- ri ile kocanız arasında bir müna- sebet Etimalin'in ufukta teressüm etmekte olmasından şüpheleni- YOKSUNUZ. Mektubunuzda biraz karışık, .| biraz diplomatik bir dil kullanmış -) olduğumuzu görüyorum. o Tafsilât yok. Bu ihtimalin meveud oldu- Bumu gösteren deliler nelerdir? Bilmiyorum. Size nasil cevab ve- rTeyim? Fakat ne olursa olsun bu gbi hâdiselerde şüphe acılığı gittikçe) İki farla duyulan bir zehire benzer. Doğru olsun, yanlış olsun şüpheyi doğuran sebebi ortadan kaldırmak icab eder. Arkadaşınızla buluştu- İğenuz zamanı kocanızın iş sastle- rine tesağiki ettiriniz. onu da as- Kari Medde indiriniz. Münasebeti derhal kesmek göze çarpar, sey- rekmek en münesibidir. şüphenizde herhangi bir temel yun paraları ise kömilen denize git mevcud ise bu tarzda ihtiyatlı ha- Âh Ediz' kalktım, kıçta bağlı sandala atla- dım, küreklere yapıştım, deryalar ra açıldım. Bu esnada fazla dikkatle yüzü- ne bakan genç bir balıkçıya bir- denbire bağırırdı. İnerler önünde isti reketle ateşi körüklemek gibi bir aştı... Denizde ne kadar yelkenli, taka, kemi varsa geride bıraktık... Boğaz fenerlerine geldik... Acaba dedim Boğazı geçip Marmaraya mı gideceğiz”... Amma tam İc kameti değiştir- — Ne bakıyorsun öyle kaya ba-İdik. Kilyos, İğneada, Varna der- JD) eibi yüzüme Avoğurun tersile sana şöyle tekme indi rrsem vallah tavada hamsi gibi başlarsın oynamağa... Genç balıkçı korkup, büzülüp, gözlerini üzerinden yere indirdik- Ma sonra hikâyesine devem eder. — Ha... Ne derdim?... Ne der dim?... Denize açıldım derdim... Evet denize açıldım gittim, git tim, gitlim de oltama suya indir dim. Olta indi, indi, indi... Dibi bulmadı balık asıldı. Amma ben balık dedim sen canavar anla... Balık asıldı, ben asıldım... Asık dım amma mübarek beni de, san- idalı da çekmeğe başladı... O gitti, jben gittim, o gitti, ben gitim... İBalık suyun dibinde, ben suvun yüzü uçtuk... Hani yok mu uçtuk... Dedim: «Hey mübarek orkinoz beni: nerelere götürür. sün?,..» Cevab vermedi... Ha ba- bam oltaya asılıyordu... Deryala- n aştık, rüzgürları geçtik... Sam- sun, Trabzon, Giresun, o Zongul- gafak |dak geldi, gecti, gitti... Bordalar-|belki ken Köstenceye geldik. Etraftakiler merakla o soruyar- Tardı: — Canavarı yakaladın mı?... “Temel rel gülümseyerek: — Yakaladım, yakaladım am. maâ..? deyip susardı, çünkü hikâ- yenin bu verinde Memiş reis 0- na canavarı ne yaptığım sorardı. Memis varifesini ifa ettikten son- Ta Temel sözüne devam ederdi; Bütün kahveyi her ağızdan bir- den kopan kahkahalar doldurur. du. Temel yalandan hiddetlenir, etrafa şeri sert bakar, tehdidini savururdu: — İnanmayan Karıma çıksın!. Sonra herkesten fazla gülerek; — Evet, derdi, hayırdır İnsal Tah, bu gece böyle bir rüya gör. düm!,.. Temel reisin görmüş olduğu şüpheli olan bu rüvsnın hikâyesi kendi tarafından defaatla anlatı)- mış olmasına rağmen her sefer matlub tesiyi hasel ederdi. Buna herkesteki Tersel rei- sebeb Müzayedeyle yapılacak olan o bu'bütün gemiciler, takâcılar, hattâlha söktü, ha söküyor. Hemenida sular kabarıyordu, küpeşteleri!sin hatırını hoş etmek arzusuydu. vâziyete düşmekten de kurtul, e kurtulmüş * 2 öiği Gs ye: alebinizi yaptınız, redde ya. kın bir cevabla karşılaştınız, red mi, yoksa birez İazlu naz mı, te. reddüd ediyorsunuz ve ne yapmak lâzım geleceğini düşünüyorsunuz. Taleb üzerinde ısrar emek aksi tesir yapabilir, israr etmiyerek çekilmek ise bir muvaffakiyet ü- midi varsa onu fsda etmek olur. Bu muhakemeniz doğrudur, tered- düd etmekte sizi haklı bulurum. yoldan hangisini tercih etme- Wi? Kızı yakından tamısaydım, ka rakterini bilseydim, söylerdim. Fakat tanımıyorum, bilmiyorum. Yalnız meydanda olan bir nokta var: Israr ettiğiniz ve aksi netice aldığınız takdirde kaybınız ne o- lacak? Gene, en fena ihtimal olan İkinci şık ile karşılaşacak (değil misiniz? O halde teklif üzerine. dönmekte, kinci bir taleb makta zarar görmemeye mütema- yilim. Kararı siz vereceksiniz. 'TEY: Fakat bunun böyle olup olmadı fem incelemek fikri Temel reise Relmemişti. O sadece hikâyesini anlatır, hasıl ettiği tesirden zevk duyardı. Keyfi yerine gelmiş olur- du ve derhal bitmek tükenmek bilmiyen bir (iskambil öyunu bag. landı. Temel tarı manesile temiz bir uşaktı. Balik satışından basi olan payları kimse onun kadar hak gözeterek dağıtmazdı. Temel son derece zeki, dürüst ve şayanı itimaddı. Yeşâne kusuru &umara olan iptilâsıydı. Fakat Ofta balık- isi Muharrem de ayni derecede şayam itimad bir adamdı Gülbe- harın müzayedesine iştirik için ondan emin birini bulmak i değildi. Cemiyet te müttefikan © nun İstanbula gitmesine kar&r vermişti, Fakat Muharrem reis hastalan- dı. Çok geçmeden hastalığı veha- met kesbetti Biçare, İstanbula değil,“bir odadan bir odaya gide- öccek, hattâ yataktan çikacak ha- K yoktu. Etrafına toplanmıs olan arkadaslarına: — Benim yerime İstanbila mu- hasebeci Şetvamn elendi #tsin'.,, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: