22 Nisan 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

22 Nisan 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

od “e seen ği ve TE am EE Manevi mü&afaa a Muhittin Birgen ff | arebenin hö DEK milletin | kuvveti, ma- nevi du kuvve siyaset kuvvet €, muayyen hâdiseler ve vuku kombinezonları arasında, her e ae Bu makalelerde mar in tercemesinde tatbik olunan usulü izah etmiştim lâkin gelecek ki ı e pek hususi ve mah anlaşıl şeylerdir. Ancak, bunlar, hiçbir m bir milli müdafaa va- yahud, bunl bir milleti tut ecek derecede nüfu kudretli bir © mecbu: ; İRothschild Roçild-in fakri (1) Geçen gün bana gelmesi icab eden ; bir param bekle: Sokakta Roçüldin ne kadar fakir, ın eksik | Olduğunu inerek ona acıyor ve ağlı * Beş param yoktu, bir sütun par - j çasına dayanarak, anl onun fakrine,l ordum. sey'n üstünde duran bir vazifedir. ife, bir bakımdan, bütün| Ve sefaletine aeryordum. r >) in Ok! Diyordum, © , hakikatte, © e hükümetten £i halka, ferde düşer alkça, bütün vi müdsfaamızın e yor ve ona İğ i vererek onun ku ne çalışıyorsa! (MGsal: | l Vakit mademki beni sikiştırmmıyor, Ben terennüm edebilirim, 4 ia Sıcak güneşte, kuluçka altında bir yumurta gibi k | Isnarak ve geçen kargaları tü rerel Esmer, sarışın, k: ber şey 1. Çünkü böyle milletlerin, bazan en küçük düşman taarruzları karşısında bi- le çöktükleri çok görülmüştür. * Bir milletin manevi müdufaası |; işi çok geniş, bütün bir millet ha- yatının bütün şubelerini ve saha-| larını kendi hududu içine alan bir mesele olduğu malümdur. Bunun için, Türk milletinin bu işi bü * kendime diyol #Benden son: f Kendi hiç durmadan; in alnından öpe- benimdir! Bütün Paris, Kahvelerinde, temaşanâhlarına, Bir ucundan öbür « ENGİRİMİ..» diyordu İşte onun için ben * »disine inanması, F Heyhat! bütünlüğünün büyük kuvv etini | Nefsi ten mahrum, iyi bilmesi ve, havır veya şer,| Plesenk yazı masasının, R 2 gene | Üzerinde, ba: bir şeyler görmi- içok kuvw- çalışmaktadır. kalbine kendisinden gelece vetli bir yerleştir, i Şarkın, kapılar: dr, 5 larını dağıtaral | Saban güneşi görünürken, İ Ben terennümlerle dolu, gülerek uyanrım., O ise çalışmak için Kollarına yeşil l yenlerini geçirmektedir. * Ben tegennileime başlarken, getirirken, salık # şmanımığın. kuvv gil, kendi ji cekae, b olmasından mandan fenalık gelebilir, hi dosttan, Çünkü, zayıfın bu dünya şey, çok nisbi, saatine göre değişebilir, ibaret bir şeydir. Bunun için, bir milletin, her şevden evvel kendi nmasını ve her seyden ev- 4 kendisini sevmesi lâ- Kendi ii Ve veznedar: gelerek e «Rakam lânım!.. Rakam mensut başka bir milleti herhangi bir muhtaç olmak kendiliğinden ka bir kolü mühim kolu Parite olan ba tİservet Urnumi Harb: z günün dünya harninde ne haldedir;! bunu böemeyiz. Şilr ba lâtifeye bep, | siyen manzymesinde pray: slihker dir; bu Sa-Jeder ve paradan daha ziyade kıymeti nin küvvet-ğpyatın şürnde görür. Bu parçayı leri, çok sükür, kâfidir ve hattâ Banvile.in tarama bir nümune ola. (Devamı 7 nci sayfada) İzak almış oluyoruz. müdafaa | SON üyük Fransız v i Theodore de Banville (Teodor dö Banvil) Yazan : Halid Ziya Uşaklıgil Teodor dö Banvil » der, adar fekirdir! * Ah! Ey şiirlerimin sanihası | Çalışmalı Ş ve . Yazn, manla: Sarı güneş onu hiç görmem: İşte bunun iç O ne kadar Vermek için heves duyanm, Sıçrama tahtasından atlayış (2) değer katen hayrete olan ben her vakit ona bir sadaka, bir Klan! 191 (Arkas sayfa 6 sütun 5 te) POSTA Bir milletin kuvveti.. Çamurun terkibi Her çamurun terkibinde alüminyom bulunduğunu hiç düşündünüz mü? renk çiçekler, | Aliminyorun olan ve hergün| demiştik, evlerde kendileri. binbir çeşi çanak, alelâde balçıkla rengi doğru, fakat akimir mun bu beyaz rengi hava tem abucak kararır. Çünkü alüminyo - Üzerlerine renk resimler yapi çarşıda, pa ne rastlanan gömleğin, vazoların çamurundan yapılmış oldukları dü. İnmek hakikaten pek (tuhafımıza gider, Çamurdan mi? Evet, şu bildiğim de ça mundan; kaldırımaız köy sokakla - rında, yağmurlu bir havada yü- rürken ayaklarımıza bulaşan, yü - Tümemize güçlük veren şu alelâde niş alüminyormu örten bir tabaka kap. lar. faydası vard -İbomulmaktan korur. Alöminyomdan, her vakit parla her vakit beyaz ve güzel duran şey. ler yapılamaz vardır Jar bulun: Evet, da bulunan bu hassalar ne gü- ne altında, ne de Çamurdan yapılan şeyler sade ça. nak, çömlek mi? Ne münasebet!, Hatırımıza ge - len ve gelniyen binbir çeşi izel şeyler bep çamurdan yapılır. Tuğ. Ialar, kiremidler, € heykeller, tabaklar, , İ > İ incanları ve daha buna benzer bin bir çeşid eşya, hep çamurdan ya - palr. Aftir. Bu keyfiyet bilhassa tayyare. Fakat burada en dikkate şayanİler için çok mühimdir, Çönkü tay olan nokta, ber çamurun terkibinde| yareler böyle hafif bir mad. alüüminyorn bulunmasıdır, detle suhtaçtırlar, Fakat alüi Alüminyom, beyaz, hafif ve çokİmun tayyareler için olan Fay faydalı bir madendir. Sonra alü -İsndece hafifliğinde değildir. Alü - ininyorun tarihi pek yenidir. Bun-|minyorun bir başka hususiyeti da- İdam elli yıl önceye kudar alimin - İyomun me olduğunu kimsecikler bil. Alümninyom, bütün bu enydığı - mız madenlerden daha hafiftir. Aki minyom demirden üç defa daha ha- m her madenle çok kolayca karıştır — İmezdi.. Fakat bu son elli yıl içinde labilir. Meselâ düralüminyon deni. (2) Tremplin için bu ta'biri bula -İalüminyom o kadar tanmmüm etti.İlen ve alüminyomun manganez, ba- ) İngilizce elown - köavn denden! ve bütün hamnlara salma imal ht ellerle soyt İnklar yapan sar İbtar: Dikkat edilmeli annymede yalnız bi kâru zamanda daima Şi de timsali bir tasyie yapmış oluyor. İSTER iNAN, İSTER INANMA! Meskiktaşlarımızdan biri Hün yazdığı bir vâzıya başlık olarak: — Sayfiye kiralarında ihtikâr mu var) Sanlini koymuş Tahmin ediyoruz ki, bu yil güneşin toprağı ısıtmaya başla - dığı gündenben bir defa zahmet edip da karşı yakaya geçmemiş, merak edip de bir ev tellâlile ko- nuşmamıştır. Eğer zı t edip de karşı ya. kaya geçmiş olsaydı ber sok başında sayfiye ( arayicılarından nüteşekkil bir grup görecekt inerak edip de bir teliâll nuşmuş olsaydı her şeyden — Aradığınız bin liradan ğı ma, yakan şacaktı. Allahin a“ bol bol ihsan ettiği İSTER | ISTER 18) birkaç akimönyom tabak ras telâtfuzla geçen bu kelime cambazha kabildir. relerde mazmum'arla, müktelerle def “İlu, türlü garib vaz vw kürler o adıdır.İfazla yayılmasının, ta esutfaklarım). | a, Bunlar en mahir cambazlardan s€- et verecek ma'rifetlerle a nı diğer san'afkir, p benimdir. karın oyunları arasında halka neşat ki şair bü atlama san'at. #asvie ile katmış değidir, ayni uçmak feci ikibetine m | ? swalile karşı. | İo kadar bollaştı ki, bugün her evde/kır, mağnezyomla olan kalitası bil- iska birkaç alüminyom tencer6,İhasın tayy: sanayi bakımından amak fevkalâde kıymetlidir. Bu halita, : İçelikten üç defa daha hafif olduğu Alümiryom bu kadar genç birhalde çelik kadar sağlimdır. maden olmasina rağmen, bu kadar| Özerinde hergün yürümekte Ol - i ğumuz çamurun alümi kadar girmesinin sebebi nedir) : a s in sebebi medir kımından zengin old Tabii bu hiç de tesadüfi değildir. il Çisnkö. nininydni” ndeki ere) o bakknten taba gibi paslar. den bozuk ve sabundan müteessiz oluyorsa bu büyük bir felâket teşkil etmez! Alüminyoma sk sik « çamurlu gümüşn derler, Fakat alümünyomu heniiz çamurdan elde Ay ekler -İ etmek usulünü bulmamışlardır. Bu gün alüminyom yelerz kriolitten elde edilmektedir Porseleri eşyalar da ça m pır, Fakat bunlar bildiğimiz alel akiminyom ile gümüş aramadı çok büyük fark- İlar var Fakat çamur denildiği zaman ha. ınmuza alelâde suyun kar İdan mürekkeb kapkara bir nesne gelir. Çanak, çömlek (o vessire için kuflaran çamur bu çamur değild Hepimiz biliriz ki her yerin topra: ayni değildir. Bazı toprakla" kumlu, bazı topraklar killi, bazı topraklar kireçlidir. İşte biz çanak, çömlek vessire için * bilhasa killi toprağı tercih ederiz. Biz buna balçık da tabir ederiz. Fakat balçık mütecaniz değildir. | Ekseriya b içinde, birçok e. İğer toprak cinsleri de bulunabilir. Biz bunu kolayca anlıyabiliri selâ bir bardağın içine balçık koya- ln, üzerine de su ilâye edelim, Bu. rada, balçığın içinde bulunan bütün ağır cisimler dibe oturacaktır. Bal çık suyun için bk halinde kalacaktır. suyu diğer bir bardağa boşaltalım. Bu bulanık su da yavaş yavaş du - rulmuya başlıyacak ve balçık tedi ceh bir tabaka halinde suyun dibine İoturacaktır. Diğer bardağa (gelince: Diğe İbardağn içinde İse bütün bir taş, İcakil, küm koleksiyonu göze çarpa jeaktaır, | güneş'altinda cayır cayır yanan çıplak bir tarlanm üzerinde ye - ni çatılmış üç odalı bir kafen ta- savvur ediniz, bin liranin altında olan budur. Hem biraz acele e . derek bin Tirenin pek altına in - meyimiz, sekiz yüz, nihayet yedi yüz üzerind» durmak lâzmdi Bu üç gözlü kafese iki göz da- ha iive ederek içine bir kaç par. ça esya kor, bahçesinide biraz Gzeltirseniz bin İiranmn hemen ine çıkmış olumumuz. Bununla (o beraber mevevd olmadı bahis mevzu «niz» ve atalebü barettir. ğuna ina cu sen üz ihtikârın muhakkaktır, sadece nden i- böyle oldu - (Arkan sayfa 8 sütun 1 de) beyazdır, | havaş mun üst kismi, tahamamuz eder, ve Bu tabakanın zarardan ziyade Çünkü alüminyomu Fakat buna karşilik| ; çamurdan, i j eri alümin - —İsözlerden b ha vardır. Alüminyom hemen hemen | ; Şimdülik | boksit veli de çamurdan değil de kaolin deni.) len beyaz çamurdan yavılmaktadır. | asin «İN Me.! bir bulanık -| Bu bulanık| ge e ri | Sözün kısası DİKKAT! iz E. Ekrem Talu abahleyin € l kşam sini çevirdiğ onla niz ve gerek ha bulunduğumu aşı, temkinli, betli durumudu: Cins veya mezheb farkı sızın &er Türkün gözleri böyle günlerde yalnız imtihan o Cümhuriyet nin tamamile lehine ne- iş ve hem sulhu, yatanın menfaat akımından en 1 politikanın onun poli- 1 isbat e tir. ve vk ve idare ede n ufak, en ince te hazırlamış amaktadırlar. dü apılmamak, âli sarsacak © hareketlerden, lunmak ve bü- nde fimizi te ku- n Tğfı yürütmek» assa görülen yaymamak lâ- in hakikatine bi- içbir millet yok sahib te dir. Bunun bir de de çıkan fransız l wv m bam kabili telif olamaz, Dünya yüzünde bugün kaz önemli ve şerefi m arı biz o bam çluyuz. O seciyi türkün, bogün net İnönünün etrafında kur- duğumuz mill! vehdet ve iman kalesidir. Bu metin kalenin sağdan. sok dan, gizli, avan savletlere uğra- (Devami 7 nci sayfada) 360 Kasım 108 Resmi sese 1541 SALI ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: