6 Eylül 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

6 Eylül 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadın Şüca Çelebiyo doğru! yürüdü, kulağına telâşk o telâşh| bir şeyler fısıldadı. Esirci omuz-| larını kaldırarak sordü: — Üç dört defa mı geçmiş idi? — Beli benli efendim. Üç ve- ya dört defa, — Ya, pencereleri tecessüs e- der mi idi? — Bir baştan bir başa' tecer- süs ederek geçmiş idi. Bahçe ka- pus tarafına gittüğini dahi gör- dük. Sonra bir dahi döndü. Sadrazâmın kethüdası söyle - şilenler'den bir şey unlıyamadığı için bön bön bakıyordu. Şüca Çelebi sağ elinin tombul ve yu- muk parmaklarile çenesindeki seyrek sakallarmı Oo tarayarak «daye» kadının yüzüne bakma - ş-wet ihtiyat üzre bulunmak « oOye buyurırlar. Biraderiniz Ali ağa ve Şüca Çelebi cenabını- zın sizaler işini üzerinize alniak İstediğinizi söylerler idi. Dedi, sustu: Bakalım Halil pehlivan ne cevab verecek diye bekliyordu. On yedinci orta eski çorbacısı hiç tereddüd etmeden soğukkanlılıkla sordu: — «Bakalım sultanım, bizim dahi anınmak istediğimiz cibel vardır: «Sadrazâm hazretleri - nin şakiler ile zahir keldeki ha- reketleri © «bügates meyl ve! muhabbetlerinden mi, yohsa ik-, tizayi vaktü hal riayet içün mi-| dir?» Kerem eyleyüp izah bu - yurur misız? Halil pehiivan sedrazâmı a - çıktan açığa ihtilâlcilere yüz ver an ça ndir eleyil Bugüne kadar da bu suçum ümmeti muhammed zarar gör - DARA hiç ızlırab vermemişti. Za- medin bekimune tedbir ile vü -|1871a yayılan yağ lekeleri gi - sna kredili bi, yicdanımın üstündeki bu leke Bİ “le yek 5 ley gittikçe beni tazib ediyor. Hiç Kik bilakis, görüm 1 im.) süphesiz, ayı finahı devam et tirmeğe Semahati | zorladığım pan id ne mânayadıri; ;,.. Enişteme, yılana benzi « e yen bir kadınla ihanet ediyo - — Sahibi devlet hazretleri el-| um. Bu kadın için, bu günah bet bunda teşrif buyuramaz idi- değmezmiş. ler. Siz dahi görülmek muhata -İ Bütün bunları, yeni bir güna: rası vardır deyu taşraya çıka -İ hin kapısı eşiğinde olduğum için mazsız. Bu sebebden bizi irssl| mi düşünüyorum? buyurdular. Hâlâ, Füsunun kafama ve — Lâkin kendulerine ruberu| hislerime çengel taka den söylenecek nesneler vardır. kurtulamıyorum Yarabbi... Ben — Bize söyliyemez misiz) ne iğrenç bir insan oluyorum. İğ- reniyorum kendi o kendimden... — Mazur görün sultanım, Kethüda Musta! kalktı, sadrazâms p gördük-|rimdeki vahşi ihtiras parıltıla - dan bir daha sordü: İmekle itham ediyordu. Mustafa — Bu ödemin şemaili nasıl (Bey hemen elini kajdırıp teminat — Andan vana elem çekmen, Daye» batun alt dudağını yirnderim Halil ağa “Sarayı pa- büktü: disahide otuz yıl perveri sin olup — Yok sultanım, silâb taşıya-! Glihter ve padişah damadı olan çak âdem değil idi. Daha zivads!bir vezirin eskiyaya meyil ve bir medrese yobazına bem lerini ve görüştüklerini bir ayak evvel anlatmak istiyordu. Oda - dan çıkarken dönüp sordu: — Kendülerine mülâki olma- İrmdan mutlaka ürkerdi. Yüzün- *-, yarı aralık geceliğinden gö- İzüken göğsünde, çıplak bacak - (larında hâlâ çözlerim takılı. Ka- dın bu kâr baş edilemez imi der. fama asılmış, türlü | düşünceler siz? (Arkası var) sakalı köse ve gözleri gözlüklü idi. — Kaç yaşında var idi dersiz bacı? ' — Çok yaşlı görünüyor idi) sultanım. Esirci başka bir şöy sormadan başmı sallıyarak yürüdü, Halil pehlivanın oturduğu odaya gir - di. Selâma sababa lüzum gör - meden mesele üzerine konuşma- ğa başladılar. Kethüda Mustafa Bey Patrona ve arkadaşlarının ortadan kaldırılması işinde Ha - hil pehlivanın ne derecelere ka - dar muvaffak olabileceğini an - Jamak istiyordu. Çünkü, teşeb - büste muvaffak olunamıyacak o- lur veya iş becevilemeden yarı- da kalırsa, iktilâlcilerin büsbü - tün gemi azıya almaları, padişa- hı da, sadrazâmı da süpürüp ber- taraf etmeleri korkuları pek çoktu: — Sahibi devlet hazretleri bi- nacağı İlân olunur. «08 uswiile s#'in almacaktır. sastine kadar komisyona müraeanfarı Münaka'ât vekâ'eti devlet man'arı işletme ğe me umum müzürlüğünden: Açanbad <Pula'hane. Akçay, Alanya, Amasra, Antalya, Ayancık, Bandırmı, | bnes bu çocuğa sapacağı fena Bartın, Bodrum, Bozcanda, iurhaniye, Cide, Çanakkale, Dil, Kerahat, |lığı hesaba katmalırım. Kolin -İdan uzandı, evvelâ Erdek, Fatsa, Fe'hiye, Finike, Gelibalü, Gemlik, Gerse, Giresun, Gökova, Gö, Jrımın arasmda mağlüb olmasi İs-İ sonra da camı kapadı. İşmi bitir sele, Maps, İmren, İzmit, Karables, Kaamünel, Kuşadası, Lâpseki, Marmara jen bile olmıyan bu -ayıf corvk,|diği zaman, U: > Ben Ereğlisi, Marmaris, Mersin, Mudanya, Mürâfte, RI, Ordu, Payas, Pasar, Rize, | heni de ayni mağlâbiyete sürük-larkam cama dayalı duruyordum. Sivri, Sinop, Sürmene, Sarkür, Taşucn, 'Tekirdat, Virebelu, Ünye, Zengul, | İivecek. dex, Ayvalık, İreleleri mürüriye tarifeleri ba kere tadil edilmiştir, İşbu tarife hükümlerinin 1. Teşrinlev >! 042 tarihinden Si5baren tatbâk olu. iwhammen bedeli 260$ Uki hin dört yüz dört) lira 50 Celi) kurmş olan 2100 (&i bin yüz) kile enterüp melaki (218.1942) Pazartesi günü sasi (11) on dür, Geldiği dakikadanberi. Se . We Huydarpaşada Gar binam Hihilindeki kemieyen tarafından açik eksilme | güne a Kane hizası Bu işe girmek isteyenierin 184 (yüz seksen) ira 21 (otuz döri) kuruşluk | görü #uvakka #omina ve kanunun tayin ektiği vesikle birlikle ekslâme , günü Müzınedar. beni frenlemese, belki küstah bir harekete geçeceğim. Hayır Ve - dad! Bu kıza acımalısın! Ah, içimde konusan şu cılız sesi “bir dinliyebilsem! Acımalı- yım bü kıza... Bir öpüşün bile, bütün haya - Âdileşme bu kadar Vedad!.. Gittikçe inhilâl eden insanlı- ğın burada bir nefes alsam! Rir an evvel Füsunu savmalısın Ve- — Haydi Füsun, diyorum. Ya- rm daha uzun konusuruz. Uyku- suz kalma, odana git!... rıvor. Gözlerindeki odamlaları yorum. — Siri rahatsız etmezsem, biraz daha kalayım. Sizi dava Bu işe aid şarinameltr komisyondan parasız olarak dağıldmakladır, (9519) doya görmek İstiyorum. Öbür gün vapur varmış. Yarın siz bel- ki gene İstanbula inersiniz, pek az görmüş olacağım. Rahatsız &- diyorsam, gideyimi Gitmek için doğruldu. Sesin - ideki ızlırab kalbimi sızlattı: — Peki, otur! Dedim. Ab, çocuğum, bir an awvel u- zaklaş buradan... Belki sana samdet gibi gözükecek bir facin oynıyabiliriz, Müsterih, tekrar kendisini san dalyaya bıraktı. Gene uzun bir süküt. İrademle hâlâ pençeleşiyorum. İçimdeki iğrenç arzu, kafasına birkaç darbe yediği halde hâlâ debelen'n bir akreb gibi. Kalk- Bey ayağa| Yüzümü gören bir insan, gözle- tım, pencerenin önüne gittim. Ba j sımı soğuk cama dayadım. Hayır alnımdaki serinlik kâfi değil. İçimi kavuran harareti belki rüz gâr söndürebilir. Camı açarak panjurları araladım. İçeri haşin bir rüzgâr girdi. Basımı rüzgârâ verdim. Oh, çiğerlerimi dolduran temiz hava, ruhumun mikropla- rını da temizliyor. Omuzumda hissettiğim bir te masla doğruldum. en yüzyüze, gözgöze gel Hiç bir sey söylemeden yanım- O da hemen önümdeydi. Bu mu- kassi sükütu bozmak için, lâf arıyorum. O, benden evvel dav: randı: — Kendinize hiç dikkat etmi- yorsunuz. Bu havada pencere 8- çılır mı? — Biraz hava almak ihtiya- cım duydum. Başını gene göğsüne bıraktı: — Sizi o kadar mı sikiyorum? — Füsun! Sesimdeki sitemi anlamamış gözüktü: — Biliyorum Vedad bey! Be- ni müz'iç bir mahlük telâkki edi- 2 R EN A yorsunuz, yalnızı şunu unutm yın ki, bir daha sizi rahatsız mek imkânını hiç bulamıyaca . Ben çok uzaklarda o cağım, derdimle, hayalleri başbaşa... Biliyor musunuz, bu a bir şey Vedad bey! Siz Lam fakat hiç bir şey b (Arkası var) Kütkya Hukuk Mahkemeleri B Kanunu mödeminin 130, 198, 142 150 inci maddeleri mucibince tarafları hoşuumalarına, müddenaleyhanın bir we baştasile evlenmemesine ve 1758 kı 1 Noda Sakin Âdem Akderin aleyhin açılan bosanma davasından dolay: aleyhin İtalyada olduğu anlaşıldığında iMânen tebilgat icrasına bahklkalır 28 9/94? saat 10 » tallikine karar verimi ve bu bapla yazılan davetiye ir dav is'ldası sureti divanhameye asılmış ald Fundan ME. aleyhin 20 gün zarfında di vaya cevab vermek'we yermi muâvyer de mahkemeye gelmek üzere: ve debli makamına kalım olmak üze keyfiy ilâm olunur. 942/778

Bu sayıdan diğer sayfalar: