12 Aralık 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Aralık 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nevşehirde | Belediye bütün yiyecek madde. leri ile odun ve kömüre narh koydu, toptan ve perakende #iatları veriyoruz Nevşehir, (Hususi) — Kaza- mızda yiyecek madeleri ile odun ve kömür çok o pahalanmış ve| günden güne de pahalanmakta| idi, Bu pahalılığı gözönünde tu- tan Nevşehir Belediye Encümeni toplanarak gıda maddeleri ile 0- dun ve kömüre narh koymuştur. Fiatlar kilo başına şöyle tesbit edilmiştir: Toptan Perakende En iyi kuru üzüm 60 Krş. 65 Krş. Duru pekmez 150 160 » Kuru fasulya kıraç Kuru fasulya sulu Nohud ufak Nohud iri Mercimek Patates Soğan Baş leblebi Orta leblebi Şak leblebi Kıska Tereyağı Kaşar peyniri Kars » Anadolu Çömlek peyniri Sucuk Pastırma Odun kuru Odun yaş Söğüd ve kavak Mangal kömürü Et (keçi) Et (koyun) Et (sığır) m mn Şarkışla parti başkanlığı Şarkışla (Hususi) — Cümhuri- yet Halk Partisi başkanlığma Şar - kişin gençlerinden eski © Sıvas İaşe müdürü Rasim Çe ker seçilmiştir. Resim Çeliker ken dini muhitine sev. dirmiş bir idare - cidir. Şarkışla, faal ye gayretli relsten memleket için ba. yırlı işler beklemektedir. Resim ye- ni relsi gösteriyor, Edirnede çiçek aşısı Edime (Hususi) — Bir ihtiyat tedb'ri olmak üzere Edirne merke- zile mülhakatında bugüne kadar 27207 kişiye çiçek aşisi yapilmiş - tur. 65 » 75 65 75 70 2 15 » 110 80 65 30 400 225 250 200 200 225 s 4 3 15 80 so 60» 7 60 70» 65 » 25 » 12 90 78. 60 » 25 «Son Posta» nın edebi romanı: Füsun, hâlâ Veodadın piyano- nun başına geçtiğini görmemişti. Halkın arzusu üzerime, son par- SON POSTA Edirnede spora önem , verilerek faaliyete geçildi Altı gençlik klübü birleştirildi, yeni klübe faal bir idare Edirne (Hususi) — Bir müddet tenberi atalet devresi geçirmekte olan Edirne spor işlerini düzenle. mek üzere Valimiz Daniş Yurda- kulun başkanlığında istişare heye- tinin sik sik toplantılar o yaptığını bildirmiştim. Alınan kararlara göre Edirne merkezinde mevcud 6 gençlik ku. lübü beden terbiyesi mükellefleri. nin şimdilik merkez gençlik külü bünde çalıştırılması ve bu kulübün #Nümune Gençlik Kulübü» şekline kalbedilerek Beden (terbiyesi | ve *por İşlerinden anlar yeni bir ida- ro beyeti tarafından kapalı jimnas. tik salonunda | faaliyete geçilmesi gibi memleket sporü O bakımından önemli ve hayırlı icraata geçilmi tir. Edirne mumune gençlik kulübü yeni idare heyeti şöyle teşekkül et- miştir: Başkan Ahmed Özgirgin, U. Kâtib Hamza Turgut, Beden ( KÜÇÜK HABERLER )| * İzmit Maarif Müdürlüğüne tayin olunan Bay Fahrettin Alp gelerek vazifesine başlamıştır. X Edime Halkevi köycülük kolu umumi müfetüşlik maarif müşaviri Fakir Erdemin başkan- hğında bir toplantı O yapmşıtır. Bu toplantıda fakir köylülerden müracaat edeceklerin işlerini ba- şarmak gibi bazı tedbirler al. muştur. * Şarkışlada muhtaç ve mah- sulü zarar görmüş çiftçiye 50 ton tohumluk buğday tevzi edilmiş- tir. # Buldan Halkevi temsil ko: luna bağlı «Çocuk tiyatrosu» bi rinci temsilini kazamızdaki ilk mekteb çocuklarına vermiştir. Çocuk tiyatrosu bundan sonra her ay yeni eserler vererek ilk mekteb çocuklarının tiyatro ih. tiyacını temin stmeye çalışacak- tr. Sivas tcaret ve sanay! odasi. nin 943 yılı bütçesi tanzim edilerek Vekâlete gönderilmiştir. * Sivas Halkevinde Cumartesi günleri tertib edilen mile toplantı. lari devam etmektedir. * Sıvas bölge san'at okulu mü dürü Halil İdemen tarafından Halk evmde «Teknik okullar: o Mevzulu bir konferans verilmiştir. k Denizlide memurlara bir yar. ME ani heyeti seçildi ve Süleyman Yuğnak, Yurd müda. fansı âmirliğine OL, Hakkı Özkan, Muhasibliğe Rıfkı Ergul, O Doklor | üyeliğe Dr. Aziz, İdare âmirliğine İbrahim Kıtır, İ Bölge ve salon (çalışmalarının) İbir yıllık programları hazirlanmiş, salonda mekteb ve kkip gençlerinin çalışmalarına başlanmıştır Bu ar da «Zindanaltie sahasinin etrafı ka- zer burasi futbol sahasi bali ne getirikniştir. Bu suretle birki yildir yapılamıyan futbol resmi mi İsabakaları da yakinda başlıyacak tir, Lâzimgelen spor malzemesi de getirtilmiştir. N Bundan başka Aticilik federasyo nunun kararı olmak üzere merke bir vaziyette bulunan (Küçükdöl lük) köyünde hiç atiş yapmamış! köy çocukları Için bir atıcılık kur. sw açılmıştır. Kurs iki ay devam edecek ve tekmil atiş vazifeleri Trakya umum mülelliş z vekilinin teftişleri Edirne (Hususi) — Bölge dahi- İlindeki vilâyet ve kaza merkezle -| rinde teftişlerde bulunan Trakya umumü müfettiş vekili Salim Gün. İ doğan Kirklareli valisi Kâzim De- mlrer, umumi müfettişlik ziraat| müşaviri Servet ve ziraat imi arıcılık ve fidancılık mütehası ları olduğu halde bütün zirai, i sadi ve ticari İşlerle ülgilenmişler İve bu teftişlerini bitirerek Edirneye avdet etmişlerdir. dım olmak için ucuz fatla ofisten un verilmektedir, İkineiteşrin ayna mahsuben verilecek un tevziatina baslanen'ştir, Bu tevzinla ilam, era. mil maaşı alanlarla tekaüdler dahil. dir. * Karaman Orta okul direktörü Cevdet Baykal İnegöl ortakul mü. düriğüüne, Türkçe öğretmeni M. AN Genç oğlu İzmir okul Türkçe öğretmenli edilmilerdir. Orta okulumuz direktörlüğüne Düzce orta okul müdürü ve Türkçe öğretmeni Neş'et Yelen tayin edil- miş ve vazifesine başlamıştır. # Sivasta memur, müstahdem, mütekaid, dul, yetim vesaireye alti Jaylık buğday tevzli başlamıştır. İ x Edime — Yarından İtibaren İmemur, eytam ve müstahdemlere ucuz şeker tevzline başlanacaktır. - km | | | Bu yıl Havza ve köylerinde pek fazla pancar ekildi Havza ve köyleri losu 30 paradan 5-6 kuruşa yük selen pancar köylüntüzü n üçle İkizi pancar & kimine ayrılmıştır. Üç aydanberi gündüz ak ma ve gece sabaha kadar köy. lerden kağnı arabalarile pancar çeki'mekte ve pancar arının önünde y iye en az 600 araba beklemektedir. Burndar Turhal şeker fabri İzmirde Bir ayda 124 çift evlendi, 60 yaşında bir ihtiyar kadınla 28 yaşında bir gencin de evlenmeleri yapıldı İzmir (Hususi) — İkinciteşrin ayında İzmir evlenme dairesinde 115, Karşıyakada 9 çift evlendiri. miştir, Evlenmek © üzere müracaat &den çiftlerden dördü bilâhare er - lenmekten feragat etmişlerdir. Tetliklere nazaran bu senenin 11 ayında İzmirde evlenmeler artmış - tir. Doğumda da artıma vardır. Ev- lenenlerin ekseriyeti az gelirli işçiler teşkil etmektedir. İzmir ve Karşiyaka evlenme dai. resinde tesçil edilen nikâhlar arasin da bir hayli enteresanlarına da rast- lanmaktadır. Bir muharririmiz ev - velki gün evlenme dairesinde 60 ya. sinda bir bayanla 28 yaşında bir gencin nikâh muamelelerine rastla- miştir, Delikanlı az kazançli | bir adam olmasına rağmen kadin var) Vikla âdi. Son 1 yıl içinde yapilan nikâklar, dan büyük bir kısmında servet me seledi rol oynamıştır, Gençler | yaş farkma ehemmiyet vermiyerek pa - rası, mülkü veya geliri olan kadın- larla evlenmeği tercih ediyorlar. siman Burdur mektuhça'uğu Sivas (Hususi) — Mektubçumuz! Agüh Yüce Burdur vilâyeti mektub. guluğuna tayin edilmiştir, Bu değer İ memura yeni vazifesinde de ba-i şarilar temenni ederiz, ni mızdadır. Bugün Samsunumuza gelen kiymetli san'aikârımız Halkevimize şeref vermiş, büyük — Ocoh, beceremem Vedad Bey!.. — Merak etme yavrum! Hay- di cesaret!.. Füsun, piyanonun önünde he. yecanıma hâkim olmağa çalışa- ti *İduran Halkevliler, tutmuş, zorla piyanonun yanın. dan yırarak rampın önüne ka- dar getirmişti, Genç kızın, hara- retli elini avucu içinde sıkıyordu. Artık bir an evvel kalabaliktan, gürültüden 'uzaklaşma,k onunla başbaşa kalmak istiyordu. Fa. kat, halk ve kulis aralarını dol. kolay kolay bırakacağa benzemiyordu. o Fü- İlmayı vurdu ve bekledi. Hergele j|ci, Kara Ahmede vaziyet Birincikânun 12 ikaraAhmel Kara Ahmed koşuya çalışıyor! KARA AHMEDİN EDİRNE GÜREŞİ Kara Ahmed, artık ustası Her- geleci ile geziyordu. Bir yün da- i ondan ayrılmayordu. Selânik ireşinden sonra İleryeleci ile köylerine çekildiler. Hevgeleci, baftada birkaç defa soyunup çı- rağma idman veriyordu. Hafif Kara Ahmedi bir çocuk ağırlığı ve hızile tutuyor, onunla altüst olarak türlü marifetler öğreti. yordu. Kara Ahmed, bir gün id. man yaparken hatırladı. Us! na: — Usta!, Hami bana Rüstemin yaptığı oyunu öğretecektin!. Hergeleci, hemen: — Peki... Sen bana sarmayı vur... Bekle beni!, Kara Ahmed, Hergelesiye sar. veri- yordu. Öne doğru vaziyet verdi. Ondan sonra ayağını içeri doğru büküp çekerken kıçile sıkı bir hamle yaptı ve, bunları yaparken de hasmına bileğinden çekti. Ka- İra Ahmed, bu hareketler üzeri İne Hergelec'nin önüne düştü. Hergeleci, üstüste oyunu tekrar. Medi, Onden sonra üste kendi çık- tu ve sarmaladı Kara Ahmedi... Bu sefer Ahmed, tatbika (geçti kılçığa. O da muvaffak oldu. Her | gelecinin Kara Ahmede gösterdi- ği nokta hasmın durusu idi. Bu sibi ince oyunları hasmın yanlıs duruşlarile olurdu. Bu, c'heti| Ahmede anlattı. Kara Ahmed, ustasile köyde üç ay kadar kaldı. Bu müddet zarfında güreşin gir. disini çıktısını öğrenmişti, Sonra Hergeleci, Kara Ahmedi habire koşturur dururdu. Ahmed o vak. te kadar koşu idmanı da bilmez. di. Ha'lbuk', eski pehlivanlar ko-| suya çok dikkat ederlerdi. İyi koşmayan.. iyi atlâyıp sıçrama- vana pehlivan demezlerdi. Böy. leleri meydan yerinde çabuk ke sifrlerdi. Eski pehlivanlar, ko.| şarlar... Koşarak dağlara çıkar- lar, bu suretle nefes kabiliyetle- rini. arttırırlardı. Ayni zamanda! da ayakları, kalçaları çevikleşir. di. Yürük Ali, Kel Aliço, Kara- göz Ali, Çolak Molla gibi pehli vanlar müthiş koşucu idiler. Ev- velden Kırkpınarda yalnız güreş yapmazlardı. Güreşlerden evvel at koşuları olurdu. Birçok peh. vanlar atlarile gelip koşuya gi rerlerdi. Sonra yaya uları o hurdu. Bunlara da pehlivanlar iştirak ederdi. Meselâ; yirmi ye- di sene Türkiye imparatorluğu başpehlivanlığını üzerinde taşı. miş olan Kel Aliço, Kırkpmara geldiği zaman üç müsabakaya d rirerdi. Atile. at kosularma gi diğer azalar, o yukalamışlar, istirahat etmek Üzere, odalardan birine sürüklüyorlardı, her ağız. dan bir ses çıkıyor, teşekkürleri, methiyeleri, işitmiyordu bile. Bir an evvel, Füsunu alıp çık- mak, genç kıza müjdesini ver. mek için çırpınıyordu? — Nasıl oldu bu Vedad Bey? Sahnede sizi gördüğüm zaman | beyleridir, rer ve birinci gelirdi. Yaya koşu larma girer, onda da birinci o. kurdu. En sonra pehlivan güreş lerine girerdi. Onda da eline su dökecek bulunmazdı. Yürk Ali de iyi bir binici idi ve koşularda da birinci gelirdi. İşte Hergeleci, çırağı olan Ka. ra Ahmede bu koşuları yaptırır. dı. Üç ay zarfında Kora Ahmed, dağ keçis'ne dönmüştü, Üzerinde eski hali kalmamıştı. Ne kadar fazla yağ varsa hepsi dökük müştü. , Okuyucularıma şunu yazmak isterim. Belki sonra baltırımdan çıkar. Kara Ahmed başpehlivan iken Kartalda gürese geldi. Kar. tal güreşinde Yaşarla güreşti, Güreşte Yaşarı bozuk düşürdü. Güreşten evvel.. yani bir gün er. vel koşular yapıldı. Koşulara İs. tanbulun en sıkı koşan külhan- beyleri girmişti. Kara Ahmed de koşulara girdi. Hepsini geçerek altın saat kazandı. İşte Kara Ah- med, ustası tarafından böyle ye. #ştirilmişti. Keçi gibi koşardı. İstanbul külhanbeylerinin elin. den koşuyu almak kolay bir iş değildir. Eski İstanbul tulumba. bunlar İstanbul külhan- müthiş O koşarlardı. Meselâ, Aksaraydan tulumba kaldırırlar, Rumelikayağına k dar koşarak yangına giderlerdi. İstanbul tulumbacıları içinde ne. fessiz koşanlar çoktu. İşte Kara Ahmed, bunlar içinde kosarak bir'nei gelmişti. Ahmedin kosma- sını ben de gördüm. Yetiştim bu kahramana... Kadirgada koş muştu, O vakit Avrupadan yeni | sekmişti, Yür on beş okkalık bir İ gövde idi, Ne de müthiş kosu yordu. En zavıf adamlar yanında vava kalıyordu. Hergeleci, Ahmedi dağlara koşa koşa çıkararak. bayırları, hendekleri atlatarak tam bir peh livan haline getirmişti, Ahmedde ne karın, ne bel kalmamıştı. Sü- lün g'bi safi adale olmuştu. Kırk. pınar güreşlerinden evvel ve son- ra Edirne Sarayiçinde güreş yap. mak âdetti. Kırkpınar güreşlerin- den evvel seçili pehlivanlar E- dirne Saray'çi güreşlerine girer. lerdi. Bu güreşlerin hediyeleri boldu. Pehlivanlar bu, hediyeler. den istifade ederlerdi. Sonra bol ca parsa toplarlardı. Daha sonra da Kırkpmardan evvel birbirle- rinin derecelerini yoklarlardı. İşte Hergeleci ile çırağı Kara Ahmedin Edirne Sarayiçi güreş lerine gelmelerinin © sebebleri bunlardı. Kırkpınar güreslerine bazırlıktı. Edirne Sarayiçi gil reşleri bir de Kırkpınardan dö nüşte olurdu. Bu güreşler iddiab yetiştirmeğe çalışırken, Füsunun birini aradı i Biraz canı sıkıldı. Eve kadar, Füsunla yalnız kalmak istiyordu. Şimdi peşlerine bu delikanlı da sun, sahneden çekilmiş, onu pi. yano ile yalnız bırakmış, kulis a- rasında tam karşısına © geçmiş, dinlemeğe hazırlanmıştı. — Çala. caktı, ona bakarak, onun hatırı Avusturya dağlarında ge i bir yaz, ruhunda bam- başka duygular bularak, sada. kat, feragat gibi hislerin tesiri altında, bu şarkıy: yazmıştı. İlâ- bir tevazula, Füsun Hanırm akom panye etmek üzere sahneye çık- mıştır. Halkevi adına değerli kompozitörümüzü selâmlamakla şeref duyuyorum. kendimi rüyada sandım. . Sizin Samsuna geleceğinizi rüyamda görsem inanmazdım. Bu ne bü-| yük bahtiyarlık. çayı, arkadaşile beraber tekrar- hyacal sanıyordu. Fakat, halkın nazarlarının kendisinden ayrılıp, sahnede başka bir nokta. takıbnca doğru dürüst konuşa- mıyacaklardı. Gençler, Füsunun — teyzesinm | oğlunu aramağa gitmişlerdi, Fır. ya saplandığını, fısıldaşmalar başladığını görünce bit mana ve- rememişti. , Vedadın elleri, tuşlar üzerin. de hafif bir gezinti yapınca, de- #işen nağmeler, elin ustalığı ve san'at hayretle başımı geriye çe- virtti, Haykırmamak içm mendi- Wni ağzma tıkadı. Gözleri büyü- | görüp görmediğini anlemak için üstüste gözlerini kırpıstırdı. Ona doğru bir adım almek istedi, muvaffak olamadı, Nihayet kısık bir sayha çıktı ağ- zmdan: — Vedad Bey!.. Vedad, sakin olmağa © çalışı. yorr'n. Başile selâmliyarak, hafif bir sesle sordu: Neyi sövliyeceksin Füsun ?. A» kolu reisinin sahneye fır- lar--sı, onları bu gayri tebii vas| #öyetten kurtarmıştı. Ar kolu rei- si, sahnenin önüne gelmiş, heye. canlı bir sesle konuşuyordu: — Muhterem misafirlerimiz, size, bizim de asla beklemediği miz, hattâ tahayyül bile etmed © imiz bir sürprizi söylemek için huzurunuza çıkmış bulunuyorum. © Büyük üstad, kompozitür Vedad, | Şiddetli bir alkış salonu sars- mıştı, Bu alkışa sahneden ar ko- Mu reisile Füsun da iştirak edi. yorlardı. Hele Füsun çılgınca ek lerini çırpiyordu, Vedad, bu tezahürat üzerine, ayağa kalkarak, mutadı veçhile, elini piyanoya dayayarak halkı uzun uzun selâmladı. Şimdi, sahnede Füsunla yalnız kalmışlardı. Genç kız gözleri parlıyarak bakıyordu. O da sev- gi dolu gözlerini ondan ayırmı- yordu. Bu geceye kadar, içten, yorulmadan çalmak. arzusunu pek az duymuştur. Sandalyasına müsterih ve neş'e W bir şekilde yerleşerek, piyano- nun bir başından diğer başına kadar tuşları tarayarak «Dos ya kuvvetli darbe vurdu: — Haydi bakalım Füzun baş- yoruz. Genç kız heyecandan tıkana- caktı nerede ise.. Bu karsılaşma- dai fes alıyor, göğsü barıyordu. — Ne Bey? nbale olmuştu, Üstüste ne. eyecanla ka- söyliyeceğim < Vedad Mazi ği hi nağmelerini Meryem anaya haf eden bu musiki dâhisi, Ave Maria'da ne kadar d bir karakter taşır. Allahı düşünür, genç kıza, müşfik anaya dua et- tirir, İlk defa, farkında olmak. sızın kendi de, şu mes'ud daki- kada, piyanosundan ilâhi sesler yükseltmek arzusuna kapıldı. Bu, bütün saadet kapıları yüzü- ne kapandıktan sonra, nihayet kederini tahtif edecek, kendisini tekrar hayata bağlıyacak bir ha. yat arkadaşı bulmaktan O imüte- vellid sevincin o Allaha şükran İ hislerini sunmak ihtiyacının bir ifadesiydi. Artık, her defasında kırıldığı aşkın Ihamlarile meyda- na gelmiş bir eseri çalmak o ve söyletmek istememişti, Elleri kıpırdadı, değişik ve harikulâde nağmeler, bütüs lonu ürperterek dolaştı. O, ruhile, yüzünde mes'ud bir te bessümle çahyor, Füsun, bütün ruhile, eserde, bir mağarada dua eden genç kızm bütün saffetini temesslil ederek söylüyordu. E- ser bittiği vakit, alkış bir türlü kesilmiyordu. Füsun, onu elinden içim. Elleri gayri ihtiyari List'in so. natının notlarını bulmuştu. Baş lar başlamaz, suratına atılan no. tayı, Semahati, daha sonra Gö- nülü karşısında buluverdi. Bir- denbire yüzü karışmıştı, Bir eser. de, bir seste bile bütün mazi can. anıyor, hatıralar etrafını kuşa- tıyordu.” Başını kaldırarak, dal. gm, vecd içimde kendisini din - İyen Füsuna baktı. Göz göze geldiler. Genç kız, hafifçe başını sallıyarak gülümsedi. Bu *ebes- sümde istikbalini görüyordu. Ar- İtik mazi yok, hatıralar gömüle. çek, yeni bir hayata adım atıla. cak.. Ümidle, sevinçle içi Füsuma bir defa daha bakarak içten konuştu: — Seni seviyorum Füsun Bir defa daha piyanonun önü. ne oturmamak İçin, sonat biter bitmez, halkı acele acele selâm- lıyarak, koşarcasına £ sahneden çıkmıştı. Füsunu kolundan yakalamış, kalabalıktan kurtulmağa çalışi- yordu. Ne mümkün? Halkevi rei- titredi. candan Genç kızın boynuna sarıl- mak: — Senin için geldim! Diye onu doya doya övmek. kolları arasında hasretle sıkmak ihtiyacile yanıyordu. — Burada olduğumu nasl ha- ber aldınız, eve uğradınız mı) — Evet, teyzen söyledi. Seni bir müddet salondan inledim. Âferin Füsun, seninle iftihar e- diyorum. Şimdi, odada Füsunun methi başlamıştı. Sistemli ve enerjik çalışmalarından, £ Halkevindeki faaliyetlerinden bahsediliyordu. Füsun, kendisine iyi bir mevki yapmış, herkese hürmet telkin ettirmişti, Genç kız, gözünde bir kat daha büyümüştü. — Yorgunsunuzdur, sizi daha| İfazla işgal etmiyelim, hemen eve gidelim Vedad Be; | — Fena olmaz hayli yorgunum! Onları kapıya kadar teşyi eden *Halkevliler, Samsunda birkaç Füsun? Bir | sattan istifade-ayakta lâf atıyor. lardı, — Mektubumu aldınız doğ mi? Füsun soruyordu. — Hayır, almadımi mu yazmıştın ? — Ben aldınız da beni bu gü. nümde yalnız bırakmamak için koşup geldiniz sanmıştım. Vedad, Füsunu konserden bab sediyor, sanıyordu. Fakat!.. İki dakika sonra beyinden vu- rulmuşa döndü. Bu son darbe hepsinden feci olmuştu. Çünkü mektubda yazılan fevkalâde gün, konser meselesi değildi. Biraz sonra Füsunun, teyzeza- desi yanlarına gelmişti. Bu mah cub, oldukça sevimli tam bir A nadolu çocuğuydu. Füsun onları birbirlerine şöyle tanıttı: — Sana daima bahsettiğim Ve. dad Bey! — Vedad Bey, size nişanlımı Mektub gün daha kaldığı tekdirde, müs- takil bir konser vermesini adeta yalvarıyorlardı. tanıtıyorum! (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: