12 Mayıs 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

12 Mayıs 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 — S Çel fını çevirme Çekoslovak baş vekili tac giyme merasimi münase- betile Londrada bu mühim meseleyi görüşecek “Ingilizler hiç bir taahhüde girmemek şartile, Çekoslovakyanın emniyet ve selâmetine büyük bir ehemmiyet variyorlar Yakın zamanlarda bi- Çekoslorak Başveklili Hodja Bugünlerde — Çekoslov merkezi Avrupadaki vaziyeti çok | Çekoslovakya arasında il zakereler başlamış, fakat Taşamamazlıktan lar ne kadar di lirse istensin Yugoslavy ük İtilâfın iki m seba £ olmaktan az çök him tın her h ayrıldığını O kadar ki Benes'in geçen reti bile bu vaziyetin ne kadar güsteren ayrı bir zi nazik olduğunu key olm . Çekoslovakyada bir Alman ekal- liyeti vardır. Alman nazileri bun- ları tahrik ediyor. Bu yüzden Prag hükümetinin başı dertsif kal- mamaktadır. Diğer bir dert te Berlin politika- sı, Çekoslovakyayı Küçük İülâfın diğer azâsından. ayırarak — yalnız bırakmaktır. Yüğöslüvya öbür ta- rafa çekildi. Şimdi Romanyayı da | çekmek için uğraşıyorlar. — Eğer Çekoslovakya 'Başvekili Hodzanın, ze pek yeni hâdiseler daha gösterecek —— e eltrafımi çevirmek daha ko- lay olacak diye hesap ediyorlar. Bütün Cermenleri birleştirmek gibi bir siyaset takip eden şimdi- ki nazilerin bu politikası bekledik- leri neticeyi tamamile temin ede- memiştir. Çünkü ne derlerse de- sinler, Yugoslavya Küçük İtllâfa sadık kaldığını tekrar temin et * mekten kendini alâmadığı gibi. A- vusturya Başvekilinin Venedik sı yahatinin üzerinden haftalar geç tiği halde Viyana hükümeti Çekös- | lovakyaya yaklaşmak siyasetinden vezgeçmiş değildir. Bundan başka Viyana hükümeti Rudapeşte deci rar ederek vi Küçük İti- lâf devletlerile ve bilhasss Çekos - Io va ile anlaşmıya davet el - | ktodir slovakya- Başvekili kralın tac giyme m betile Landraya gitmiş riliz devlet adam kü İngilizler ötedenberi Çekosla vakyanın emniyet ve selâmetine büyük bir ehemmiyel' veregelmiş- ler ve bu devletin orta Avrupada pek büyük bir rolü olduğunu liyerek müdafaa etmekte bulhu muşlatdır. Fakaât hiç bir teahhü: de gürmemek şartile, madem “tü, diyorlar, Çekoslovakya — Cemiyeti Akv dır; Cemtiyet missl nın verdiği teminattan fazla öl: Tük İngiltere Avrupada bu devlete manevi bir müzaheret- ten başka her hangi fili ve maddi bir yardım göstermek teahhüdüne girişmiyor. merkezi İ Had * | | olamıy | Almanya ile istikbalde teşriki mz- Almanya tarafından gelecek bir tehlike karşısında Çekoslovakya de vaziyetini kuvvetlendirmek mec: buriyetindedir. Alman Hariciye Nazırının Roma Şu son günlerde ziyareti vesilesile söylenen resmi sözler Almanyanın Avrupada sul- hu ku mimt bir arzu ile hareket ettiği etlendirmek için pek sa - merkezindedir. Hakikat böyle olunca Berlinle Prag arasında niçin bir anlaşma olmasın? Suali sorulabilir. Çekos- lovakya, hatırlardadır. ki, Sovyet Prag ile anlaş u ciddi ise, Moskova ile 3 varılacak demektir. olan Çe- Berlinle tifak etmiş ya. bu ittifakır Prag arasında bir' anlaşmıya mâni $ı kanaatinı . Cumhur Benes'in yeniden lovak Dev. 4 müdala: tiklâli korumak için her şeyin ya- y Çekoslovak- şman olmadığını, lerken saiye hazırlardığını ilâve ediyor. | Ve demek istiyor ki, Çekoslavakya Maca Kumşularile müsbet bir teşriki me- | sŞşiye girişerek Avrupa sulhünün | nla, Lehistanla ve diğer kuvvetlenmesi için merkezi Avtu- pada mühim: bir âmil olmak ister, Bu emelde yine — devlet sözlerinden anlaşılıyor: Çekoösla - vakya, garp devletlerinin, — yani Fransa ve İngilterenin müzahere- tini elde etmiştir. reisinin | Büyük Harpte Türk Bahriyelileri Naş_ıl döğüştüler “Teirika No. 42 Aradan tam dört saat geçmişti. Dört saat.. yalnız Pusula ile $ daha doğrusu ölüme gitmek.. Her adama müyesser sret değildir. olan bir saatine baktı. bir kere daha tekrarla- derhal Priskopini çıkarttı. | Yüzbaşı Normal son bir defa da- ; BHünuevvelli ne fırtına varı Dalgalar akıntılara uyarak kudu- Tup köpürüyordu.. yüzbaşı bunu görünce; “Yazan Zeki Cemal | — Yaşa, diye bağırdı. Bugün be- nim (11-B) için muhakkak bir yem bulacağım.> şansım var. Filhakika priskep dalgalar ara'« sında karışıp gidiyordu. Dalgalar arasında bıraktığı — iz de kayboluyordu. Halbuki râkid bir denizde olsâ priskobun izi der: hal tahtelbahirin — mevcudiyetimi belli ederdi. — Ne güzel.. Ne güzel.. Periskopla iyice Sağa sola bâktı. Birdenbire ka kontrol ister. şısında bir. yem g Yel Bu öyle bir yem ki.. Muazzam bir | gemi sağ tarafta yatıyor.. Ne bir kısmet.. Hem de baştan ve kıç- tan demirli, bağlı.. Biraz daha dikkatli gemiyi tanımakta ge Bü Türklerin çok eski zırhlıların- dan Mesudiye idi.. MESUDİYE BATIYÖR!, Yüzbaşı Normal se' yapacağını şaşırdı. Bu soğukkanlı İngiliz zabiti nerede ise | Heferlerin boynuna atı — Yaşasın.. Diye bağıracaktı.. Yüzbaşının bir av karşısında bu- | kadar:sevindiği yoktu. Fakat ya - nındaki mülâzim ona sormadan lâ açtı: — Sevinmek hakkımız değil mi ptanım.. Şimdiye kadar bu dere- ağlı bir av ele geçmemişti İlk adımda böyle — zahmetsizce bu akkımız var, yanaşmak — hiç Hemen dalalım.. Tahtelbahir tekrar daldı. Çekoslovak ordusundan bir nefe Reistcumhur Benös büyük dev - letlerin de kendi aralarında an - laşmaları lâzım - olduğuna — işâret un için de Çekoslovak- e Almanya ile, ana münidir. k lerde Büyük devletlerin an. müânâlı görülüyor dâzimgeldiğini söyler alyanın da F muna işaret &€ n taralından son zamanlar. da Prag'da yapılan sık, devamlı te- Ber şebbüsler olmu let Reisi, sözüne, ev, | tin müdafaası ve istiklâlinin ko - | runması mukaddet ki, bu, başında bulunduğu devle tn stiklâl ve haysiyetile uymuya- cak her hangi tazyik ve teşeb « büsleri kabul edemiyeceği yölun - da tefsir ediliyor. Fakat Orta Avrupa meseleleri bu kadarla bitmiş olmuyor. Önümüz- deki zaman, bize daha pek çok hâ- | diseler arzedecek, nın — tehlikesinden kurtulmak için çok derini di Tahtelbahirin arada sırada te - 1 cisimler vardı., Her te « e tahtelbahirin içi - aks şısınin kalbine bi ni ses İngiliz yüz- ok gibi sapla: gördüğümüz av karşı- biz kendimiz mahyolacağız.. Dakikalar asır kadar uzun sürdü, Ve tahtelbal hayet priskopunu bir kere daha çıkardı. İşte di sevinmek dakikası p mişti.. Sağ ve salim olarak — ölün asından geçmişler ve Mesudi - yenin 60 yarda yakınına kadar $0- kulmuşlardı. akit geçirmeğe gelmezdi. Yüzbaşı derhal emri verdi. sen makine başında olan aske iki kol hareketi... Bir açma, bir kapama hareketi.. ile,.. meğe başladı. BIl den savrulan torpido ilerle - | rında yerleri güç bulubabilecek ke- e ylnı birakılırsâ etra-|— 'HI»KAYE k kolay olacak Yazan: Sem “Cennetten çıkmış! Ayşe ile Mehmet âşık oldukları için evlendiler, Mehmet sükünü ve huzuru se - verdi. Ayşe ise kavga çıkarıp gü- | tültü etmiye bayılırdı. A | nuz ya, bu karı*kocanın ni ömür geçirdiklerini tabil n içinde da sürerdi. Yıldırımla vurulan da dâima Mehmet olurdu. Meselâ Mehmet ağzını açıp da: tızır «Hava serin» diyecek bile ve hattâ söylediklerinde ileni sa, Ayşe yine kocasını tersliyecek söz bulur, hiç bulamasa: «Behey sersem herif, bunu ben de biliyo- rum, ne miyorsun?» diye hay- kırırdı. Bir kere de haykırdı mı, Mehmet hemen tesbih böceği gibi büzülür, sümüklü böcek gibi kabu- Runun içine çekilirdi. Aygşenin bin bir çeşit küfrü var- dı: Aptal, sersem, budala, kaz kafalı, bal kal li, pişmiş kelle limeler bilirdi. Mehmedin ise vaziyeti hiç de - Bişmezdi. Eh azgın bir kavga esnatında ba- şını önüne eğer; boynunu büker, elletini uğuşturarak: <Karıcığım!» derdi. © Bir gün Mehmet yolda bir kav- gaya rast geldi. Bu bir karı koca kavgası idi ve kadın avazı çıktığı kadar bağırıyor, tepiniyordu. Ni- hayet kocası dayanamadı, kadına bir tokat patlattı. Kavga da bitti. Bundan sonra Mehmedi bir dü - ünce aldı. Bir müddet düşündü, sonra kendine bir çeki düzen verdi, pazularını gerdi, öksürdü ve yavaş yavaş çadımlarını sayarak, came - kânları seyrederek, vaktin gecik - mesini bekliyerek evin yolunu tut- Kapıyı çaldığı zaman, vakit bir ikmiş, ortalık kı armıştı lbahir hemsen sü - rken yüzbaşı dikkat - i köntrol ediyor gözlerile âdeta torpitoyü takip e — Oh. İşte hedet. — İsabet tamam.. yerini mütereddit olan fakat tam bir torpito.. LANLARI | te birden - | Adeta şenlik — ya- ardı. Fakat iş bitmiş değil - | Zesudiyenin sancak tarafında » | ki toplar endahta başlamıştı. Şimdi ateş sırası Mesudiyeye, eli işti. Kah - süratle kolu bağlı ar: raman Mesudiyeliler öyle ateşe başladılar ki.. Tahtelbahirin su üzerinde iz bı- | rakıp uzayan preskopünü takip e - | | diyorlar. Mermile ahtelbah sağına ve bir soluna dü: 'Tahtelbahir ne kadar temiş olsa nafile.. İşle kahbece bas- tırılan bağlı arslan hedefini bulu - tuz $ - Serseri herif!.. Röyle geç VE kitlere kadar rerelerde sürtüyor * sun? ha? Bir de bunu çıkar bakât herif? kanlılıkla, islilk aak! Ayşenin sur le indi. Kadının gözleri ye * yynadı, boğulacak gibi oldük hayvan! bana ha! batk Şraaak' bir ikinci tokat dahal Mehmet gülüyordu: — Öbür yüzünün de hakkı kâl masın! y Ayşe ellerini, kollarını düşüp bayıldı. Mehmet aşağıya di, bir kova su getirdi. Karısinifl. yüzüne boca etti. Ayılmadığını gÖ” rünce, koyayı başına geçirdi. Ka * — din yerinden sıçradı. Koşarak odü* Ö sına girdi. ' Mehmet, şarkı söyliyerek, kendi işini kendi görerek yemeğini ye * miye başladı. Bu esnada Ayşe gö ründü. Gözleri ateş püskürüyondu. Dudakları — kımıldar. kırnıldamaf Mehmet haykırdı: gz açma! yoksa karışmarP Yumruğunu sallıyordu. Ayşe hal odasına döndü. SF O günden sonra her şey değise ç Mebmet en ufak bir şey karşısındA Pi y) yumruğunu sıkıyor, Ayşe derbi susuyordu. Bir ay sonra Ay; yok bir kuzu hi Bir akşam karısı şesinde oturimuş, dikişini Mehmet haykı Ben çok ha bir hetifim. Şimdi pişma Karısı ni kaldırdı, n sesle sordu: Ne var Mehmeti ğüne mi !ıışll"n döğü eni Mehmet şu cevabı ve — Yok canım, se çusus ye yabancı ayağı bastırmi; topçusu ulak bi isabet ettiremez mi? İşte.. Mesudiyeden intikam W mak için fırlayan bir mermi he' fini buldu.. Ve tahtelbahiri can kaladı. Ytirdi. marından y üzerine isa at civa gibi kayan dan kurtül Nosudi: doğru devrilmeğe başit bir taraftı bıu!"c bir taraflan da kahraman düşman üzerill tahtei” . ateş savuruyolr Maalesef iş işten de geçmişti" Düşmanın isabeti bağlı — arsli tehlikeli yerinden yaralamıştı Bağlı gemi muvazeneşini istef temez kaybediyordu.. u. Türk bahriye kuı'vC::;, F den bir zırhhı Çanakkalenin f suları arasına dalmağa başladi" (Devamı ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: