13 Eylül 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

13 Eylül 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kardeşler' A yıran İzdivaç Sabık İngiliz kralını ziyarete Kim kazanacak? Çinliler bu harbin Japonyayı iktısa den çabucak yıkacağını söyliyarlar in - Jağon muhârebesi Avrupa Çve Amerikalılarda pek dikkat ve alâka ile takip edilmektedir. Şimdi- ye kadar cereyan eden vukuat, bu Müharebenin Japonlar için kolaylık- da bitirilebilecek gibi olmadığı İn - Kiliz, Fransiz ve Amerikan gazetele- rince ileri sürülmektedir. Nankin hü- kümetinin siyasi Merkez Komitesi azasından maruf Çin diplematı Vang- | Çing-Vey ahiren İngiliz gazeteleri - nin muhabirlerine şu manalı sözler söylemiştir: «Bugünkü hâdisat, Çinin mağlü- biyetini di Japonların iktısaden yıkılmasını intaç edecektir. Çinde millt müdafaa için milletin hasıl olmuştur. Şe dafaasına bütün Çin kıtaati etmektedir. Bugünkü vaziyet nesindeki ile muk e edilemez. Pilotsuz Tayyare Mükemmel iş görüyor loridada Dayton tayyare mey - darılida” tayyarecilikte hakika - ten inkılâp yapan bir hâdise olmuş- tur. Bir zamandanberi yaptığı tetkik ile ha- zırladığı bir pilotsuz tayyare ilk defa olarak uçurulmuş ve kendisinden is yaparak - kalktığı yere büyük bir tur yaparak dönmüş- tür, Şimdiye kadar tayyarelerden bil- hağsa harp meydanlarında için uğraşılmakta idi. Yeni bir pilot- suz tayyare hiç bir insanın hayatını tehlikeye koymadan insanların yapa- cağı bütün işleri yapmakta otomatik tertibat ile de kurulâcak-yerlere ham- | ba da atabilmektedir. İlk'üfak tecrübenin verdiği iyi ne- tlery tayyarseftikte bir “inkılâp ola- rak kabul edilmiştir. Floridada yapıları bu tayyare ufak bir modeldir. İlk bakışta bir .çocuk oyuncağı manzarası arzetmektedir, Maamafih yaptığı İş itibarile Kondi- sinden beklenilen — bütün faaliy AÂmerikalı mühöhdisin- uzan tenilen - vazifeyi istifade Tefrika No: 4 Komite, bü küvvetile halkı da bu cereyana sürüklüyordu. Halkın toplandığı yerlerde, heyecanlı nu - tuklar veriliyordu. Binlerce (Girit haritası) yaptırıl- mıştı. Bu haritada, Girit adasının ü- zerinde, Yunan bayrağına - sarılmış bir melek uçuyor.. adanın en yük - bek tepesi üzerir Binı çekiyordu. Bu harita, bütün dükkânlara da - ğitıliyor.. vitrinlerin en ecek yerlerine astırılıyordu... Halk, bun- ların — temaşasından hoşlanıyordu. Bazan dükkânların önünden geçil « miyordu. ve bir Yunan bayra- “dan İter. Çünkü o zaman Japonlara karşı Ç.- | nin yalnız iki ordusu harbediyordu.» İngiliz gazet e ğgörülen şa- İyanı dikkat bir istatistik diğör mem- İleketlerin Çine olan ithalâtının nis- bet ve kıymetini göstermek itiba - rile çok şayanı dikkattir. Bu rakam- lardan da pekâlâ anlaşılabilir ki, bil- hassa Amerikalılar Çin - Japon mu- barebesine karşı seyirci kalmak va- iyetinde değildir. enesinde Amerikanın Çin it- bi n 139 bin, 103 bin, İngilterenin 98 bin, Fransanın 59 bin, Felemengin 58- bin. Avustralfyanın 37 bin, Hiridis- |tanın 3 , Kana- kanın 18 bin kü- bi 20 bin, Beli sur. milyon dolar *& 935 tel apılm 'Bir Çin Generali Meğer Çinli De gilmiş B ir İngiliz gazetesinde okunduğu- na göre ahıristiyan geenral» den- |mekle meşhur - olan Çin generâlt Fenç ang'ın adı- Fengi imiş ve kendisi de Slovak imiş. Bu general son senclerde Çin vükuatım- da çok meşhur nlmuştur. Şimdi de asıl Pekin taraflarındadır. Ön sekiz ya - şında iken Fengi Avusturyada de - bir aşk yüzünden aya gilmiştir. Ora Nü olarak ve para ile Ame- rika ordusuna yazılmış ve 1900 de Amerikadan Çine asker gönderilirken 0 da beraber gitmiştir. Çindeki mu- harebe biterek Amerika askeri dön - İdükten sonra- ise Fengi Çinde k; |zzaştır. .Genç asker orada Çinli bir |kaz almış, Çin ordusuna girmiş, az | İzamanda ilerlemiş ve nihayet gene- jral oli Sahiristiyan' ğene - f herdisi büyük bir tâyyare Yapmıya teşvik etmiştir. Bu tayyare tam ma- Gidemiyorlar! imdsor Dükünün Kral haneda - nından-olmıyan bir kadınla ev- lenmesi, an'ane memleketi olan İn- gilterede el'an tesirini muhafaza et- mektedir, Avrupa-gazetelerinin vo! diği habere göre sabık kralın kardeşi Dük dö Kenti; kardeşi Vindsor Dü - künü ziyaret etmekten menedilmiş- tir İngiliz gazeteleri ve kral n ufak bir hâdiseyi dediko- du-haline getiren kadın erkek bir çok kimseler ve bilhassa ihtiyar kız- lar, -bu. haber, karşısında - hayrete künün temimaz ayı zatfında b |yahate çıktığı ve Avnsturyaya gi - derek bir müddet Vindsor Düküne misafir olduğu hakkında bir haber ':aı. olmuştu. Vindsor Dükü karı çok Kont Dükü rkı çek ol 'karr_s—cbl. le çok iyi anlaşmış- |lar ve"uzun müddet beraber yaşa - İmışlardır. Kent Dükü Viyanada sa- hden arında bu iki ma rağıme! bik krala misafir olduğu rivayeti ü- zerine birdenbire İngiltereye ettiği görülmüştür. Bunun, bazı na- zırların hükümet namına Kent Dü- İden ileri geldiği haber verilmekte - dir. Sıyası bir Muhavere — Siz korsansınız, Diplomasi ne- Siz yalancısınız! an. (Hususi) zaketleri bir tarafa bı: 'îıxxıı Ru cereyan eden konuşma şu süretle hu- |lâsa edilebilir: Pson sınız; Akdenizde iki | gemimizi torpillediniz... ısınız. Biz hiç bir ge- | lemedik. Fakat siz, cuma gü-|* nü toplanacak olan Akdeniz k ransını torpillemek istiyorsunuz Bu mükâlemeden sonra İtalya ile Sovyet Rusya arasında si; batın inkıtan uğrıyacağın ildi. Bununla beraber İtaly t Rusya ile ayni maza b: rmıya mecbur olursa, konferansa gitmiyeceğini söylüyor. Romada buü diplomasi düellosu o0- Turken, Pariste ve Londrada ve baş- ka yerlerde müstesna siyasi bir faa- İliyet göze çarpmaktadır. Bu esnada Hitler de Nürenberg - (Devamt Gıncı sayfada) * EB | Güzel en i Yazan : Aziz Kaylar SUKUTU HAYAL î rkadaşım tüccar Kâzım - son WA günlerde işi ilerletmiş, işleri- ne yardımı olsun diye yanına bir daktilo almıştı. Belma; bu kıvır İkıvır sarı saçlı, deniz renkli gözlü yumuk ve pamuk-daktile - Közimin Ş esine o kadar yakışıyordu ki.. Kâzım, çok genç ve çok zengin bir İtüccardı. Çok kazanıyordu. Yeni dek- İtlo bu şartlar içinde muhakkak ki, kbale doğru gidecekt ar düşmüşlerdir. Fllhakika Kent Dü - |) nu kendi odas inin karşısına yerleştirdi. mu: saatlerdi şan daktilo ve pa tüldükleri şama dı. Belma; ince i ellerile k hları 1 arasında çalışıyorlar par- arı karıştı- daha sonra temay Derken bir gün, karanlık çerçi Belma, gönlünü: e bir nur. şülesi dağduğunu Adalaşan bir ışık 1değil miydi?... 'or, her geçen gün bu üst) arasındaki münasebet aşalaşıyordu. e oldu ki Belma, bazı larda gözlerinin bir h: bulamadığı za- » bir piyano âhengi İile dinliyor, daha tuhafı, tatil g lerinde bu takırdısızlığ buluyordu. Günler ay oldu. samimiyet ç Belma, hareketir artık Kâzımın her hal den bir mana çıkarmıya özlerini tefsir ederken :ını nda alabil. Küzmın karısı, Olmayı artık iyice kuruyordu. EDİ Fransız tilmi | Oynıyanlar :FERNAND GRAVE İlâveten : En son FKLER JURNAL dünya havadislori RERE YA EzeSER C Â VTICA İ ÜD I(—YIJ NA muhAarebesi midin gizlisiyaseli Yazan : ZİYA ŞAKİR bu milli galeyanın önüne geçemiye- İceğini anlamıştı. Artık bu cereyana uymaktan başka çare kalmamıştı. Yunanistanda bu hareket devam ederken, (Eterya) cemiyetinin mu- râhhasları da Giride gitmişler.. o - İyadaki cemiyetin reislerini toplıya - İrak hararetli bir müzakereye giriş - İmişlerdi. Bu müzakerede verilen ka- rara göre, Giritteki çeteler yeniden |ve daha şiddetle faaliyete geçecek - (Eterya) cılar da, hükümeti bu fi te müzaherete sevkedecek - Tdi. Karar, derhal tatbik edilmişti. Os- manlı asker? kuvvetlerinin hakika - |men, yine büyük mikyasda katiller ve yangınlar baş göstermişti. (Eterya) nın teşvikile, derhal Ati- na gazetelerinde: (Giritte, Türkler tarafından yine katliâmlar başladı Elen unsuru, im- iyor. Hükümet, ne duruyor.) e feryatlar yükselmişti. (Eterya) murahhasları, başvekil Deli Yaninin karşısına sıralanarak: — Ya, Giride donanma gönderir, oradaki kardeşlerimize müzaheret edersin.. yahut muhalefetinin ceza- sını, bayatınla ödersin. Demişlerdi... Ayni günde, (Eter- ya) cı meb'uslar da hükümeti mec- Hükümet, zorla harekete getirilen |ten çok fedakârane gayretlerine rağ- |lise çağırmışlar; (Giridde cereyan lmi bir film PE eden milli facia karşısında hüküme- tin daha ne kndır sabrı tahammül göstereceği) ni istizah etmişlerdi. Deli Yani, bu süale cevap vermek için bir gün mühlet istemişti. Ertesi gün meclise geldiği zaman, şu kısa cevabı vermişti: | — Yunan filosu, Giride mütevec « cihen hareket ediyor. Başvekilin bu sözleri, dehşetli bir alkış tufanile karşılanmıştı. Ve bu alkış tufanı, derhal meclisten dışarı taşmıştı. O anda, her tarafta deh li bir galeyan başlamıştı. Halk, mec- Bisin, başvekâlet dairesinin ve sara- zal- Tayyare meydanına | üzum görmeden m: ; bazı kâğat! irdi ve hiç farkında asasının başında İkarışt: İca cebine değilmiş gibi oturan Belmay Belma, dedi, çok acele bir işim çıktı, hemen tayyare ile Berline ha- mgeliyor!. Ben £ purayı idare ct; yoklü- ra buradayım. Arkasından «Allaha ısınarladık» 1 bası Kâzım Belmanın - acele ile elini sıktı; ve kapıdan fırladı, gi Bu gidişi, ve vedar tuhaf Belma birdenbire şaşırmış! daha başka bir veda gahnesi bekli- yor; a ve öpüe U klerle si ordu. Dalgınlığı çok zın Elini alı di v ırdatmıya incı devam etti. Belma Kâzımı tı. Yalnız bir k. üğat parçasına ne k F zaman Kiz- İmişti val,. sadt 11'de Yeşiik «Ki öptü, çılgın bir ne, otamobille uçarak naına vardı. bir kuş gis a yere indi” şka bekliyenler de var- yolcuları... Tayyarenin kâpisı a- |di | çılirken BalıikTdabükün SAai .d..ıydı. Telâşla, sövinç dolu gözlerle ka- piyi aradı, Kâzim kapıda gi tü, fakat yalnız değildi... urkanın” bol etli've İtimsati gibi duran heykel, vü Yanında ütlü |gemSÜMER SiİNEMASİI Bu akşam: Yeni sinema mevsiminim SENFONİ ile açıyor. JACOUELİNE FRANCELL ve ALERM Kİ |Giritte son Osmanlı hâkimiyeti (bir asker karakolu) iyın önüne toplanarak: — Yaşasın, harp... Feryatları, Atina semalarını sarö- mışlı. Eteryacılar, yalnız filonun gitm sile iktifa etmişlerdi. Cemiy en nafiz relislerinden (Miralay Vasas) Un da, bir miktar askerle Giride gi derilmesi için krala ve Başvekile mü- racaat ederek, bu meseleyi de ter- viç ettirmişlerdi. O tarihte (Atina) da Osmanlı se- firi olan (Asım Bey), bütün bü hadi- satı dikkatle takip ediyor., günü gü- nüne İstanbula bildiriyordu. Asım Bey; Yunan filosunun Gi * " İfilosunun en kuvvetli gemi koşa koşa geldi bir Alman kızı bulunuyor, Kâ! İkolunda takılmış duruyordu. Yolcular tayyareden indilet. zam Belmanın yanına İra dürüst bir fra lerine tanıttı yan (Jeannette) karıt Belma, daktilamle Belmanın gözleri karardı, Bİ bir gayret sarfederek teşekkür bildi. Otomobilde dalgın nazâf etrafa bakabiliyor, sararan renil büyük bi lün bari İleri göri | Yolcuları evine bırakan otöş mayı da pansiyonuna götürdü. sukutu haya tordu. K mayı orada bulamadı... yazıhanesine geldiği 38 Bü leri bu alışkan çehreyi arü dektilo makinesinin yanında bif tup gözüne ilişti. Aldı; kendisit? ti bu mektüp. Açtı ve okudu: | «Bay Künm; Yanlış bir anlayışın kurbant um. Büyük bir sukutu hayali şısında yapacağım iş, bundan bir şey olamazdı. Kadımlık sinin korunması uğrunda poııK : paran bir genç kızin Y0 5 |kabul ediniz. Size ve karinaği detler. Bel Kâğıdı parmakları ârasında “| ruşturan Kâzımın dudaklarındi? kelimeler döküldü: — Zavallı! ... “Sonra masasının başına g marıİdandı: — — Sukutu haysl!.:. acıdir!. ne yapalım, Aziz Kaylâ8 TEAN HARLON WİLLİAM- POw MYRNA LOY-SPENC' TRACY İKİ KARILI KOCA Fransızca sözlü Pek yakında SŞAR A Sinsmasında e nezaretine müracadl pta izahat istemekle berl? Korkarım ki, Yunan hükÜ tinin bu teşebbüsü askerce BİF kabeleye maruz kalmasın. Demişti. j Asım Beyin çok ciddi bir # duğunu bilen hariciye nazif'i, |didin ihtiva edebileceki korl betin mes'uliyetini duşunare* — Ekselüns!.. Dost bir hÜKÜL bir iki parça gemisi, limanlar? yaret edemez mi?.. Diye cevap vermişti. Yunan hükümeti evvelâr fiğ mühim bir kısmını Giride M |mek fikrinde iken bu progrf) ğiştirmiş.. sadece -o tariht? "4 (Heydira) zırhlısı ile Hlf'*"”) mindeki kruvazörü gönderim rar vermişti. g Bu iki gemi; halkın coşküf yişleri arasında, Pireden Bi Ş derek (hanya) limanına

Bu sayıdan diğer sayfalar: