16 Ekim 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

16 Ekim 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BEYOĞLU AKŞAM KİZ SAN'AT OKULU: Manikürlü elleri yemek ten- ceresinde veya iğne iplikle Meşgul görmek mümkün mü? Bir dastum oğluna kız arıyor. «Bay mahdumda güzellik, zengin- ÜTÜi ve ssite gibi bir takım me- etler Bulunduğu için olacak, İs- bulda aşağı yukarı bütün evle - M&tek çağda kızları olan ailelerin Çapitını çalan dostum, hiç birini lüba muvafık — bulmuyor. €Çen gün kendisine dedim ki : — Yahu, iki gözüm.. sen ne Hint k""“'lsı #rıyorsun ki, böyle, koca İs- b ulda senclerdir. oğluna alacak kız bulamadın?. Rlünu evlendirme) Nek, şimdiki halde dostumun bi- 1 plöndaki işlerinden birini te$- g başıha dert olan ım bir şey e güzel aşı gözü ye- Biraz tahsilli ol- Ka upada :"* aları dâ< bi den anlamalı, bir o eli en mühim ola- ta yemek pişirmesini, ev idare Ea len bilmeh h vah diyorsun?.. Yâp verdim : Bak çenin çocuğa acıyarum. Zaval- Kaha, Prünün sonuna kadar bekâr Yak desene !. — Neden? & Neden olacak be birader.. sen, ,,"”“'" Bazı gibi ideal bir nesne arı- um" aradığın kızı bulmak çivili Wük e de intizam, tramvaylarda yer, n bilesiz süt, İspanya gailesi - ç î':ev bulmaktan daha gi q’d;d' tahsili var, musiki biliyor qhb;ı"“ hem tahsili olan, hem mü- '€n bir kizın ayni zamanda ev 1 olmasina, bilhassa yemek pi- Shnetia İmkân var mı?., Aradığın 'llıın. __blr gelin bulabilmen için Doç,, * lane kiz alman İâzım!.; Bdee ğ bi & .,na üşünccli düşünceli ba İf0 vRa b n P GA 'i.'v:"C Mesele.. bâşinda evlâdın %'d':l_'dm Yar. . üm kir '%â"**""“v madem tahsilini Av- halge ; YAPtığı ve bu yaşa geldiği Nm :'“ senin beğeneceğin, ala- Ü Bul Zi bekleyecek kadar bu asır- Yar.o paMiyacak neviden bir oğlun GNL de hiç üzülmeden daha beş Takjı gekleyebilirsin!. h. ŞA Kİ miyim amma, siz söy- : Si görmüş, müsiki bilen k m'ı"l’mulxinin eteğini beline Darmay 8a girmesinin, manikür- Ti 'arile meselâ patates soy- in soyduğu- bir Tay İN ayna üriş P Mütfata Pişirmesinin Yün Miz imkânı var ğı"“'ye Nak . “ ükaş b adar bana göre yoktu. S€N gün Beyoğlu Kız San- “Rİ gezdikten sonra itiraf < bu fiktimi değiştirdim Tİ, güç- ranı ta- yanları. 'emek pişiririken adar şaşırdığımı tahmin Ve KDU Saşkınlık — kadar "':ış..m â:kaj, hislerimi saklaya- bay Yoğlu A y ÖöYleyebilirim. “Rİn bağendem Kız San'at mek- diş Bİli ve hi D a slediği « mürüvvetini | | Pastadan rostoya ve gömlek- ten tayyüre kadar her işin bir araya toplandığı bu mektepte neler yapılıyor? | Direktör Bayan Ayşe muharrırımızle görüşüyor ve model İsında mektebin çalışkan direktörü bu vaziyetten memnuniyetle bahses İdiyor : Bu, san'at mektepleri memle- kete çok fayda “temin etmektedir. ıBev;uıhıııııııx. şimdi iftiharla söy » üyorum, bütün Şişlinin, Nişantaşı- İnin bayanları adeta biribirlerile re- kabet edercesine kadınlığın bütün inceliklerini öğreniyorlar. Çamaşır, bulaşık yıkamaktan tutunuz da, ye« İmek, dikiş vesaire.. hepsini mükem- melen yapıyorlar. Tam manasile bir kadın -olmak-için neler bilmek lâ - zımdır, bunu tamamile müdrik ola. Tak çahışıyorlar. Ben her zemân talebelerime söy- i Şapka kursunda birders.. İlerim; başkasının karısına, kizına, kardeşine erkeklerimizi imrendir » memeliyiz.. kadınlığın bütün şart- İlarımı tamamlamak.. iyi bir kadın mak mümkündür ve gayet kolay- dir, dersiniz, sayın bayan, de « dinlarımızın böyle birden- bire'ev kadınlığına karşı alâka gös- termeleri bir fantezi, ne bileyim, ge- i bir moda olmasın?.. Zeki muhatabım ne dediğimi ta- mamile anlamış Vaziyette başını sal- lıyor, Bu sallyış (hayır) 1 ifade edi- yor. Bu jestle verilen cevabı sözle de teyit ediyor : — Evvelce belki fantezi şeklinde başlamıştı. Fakat şimdi amile çizen bayanlar. | — «Efendim, hoca gelmedi, boş mu oturacağız» diye dert yanıyor- lardı. Emin olunuz, bu müesseselere |vakit geçirmek için gelmiyarlar, |Kadınlârımız bü taraftan olan boş- Juklarını anlamışlardır. Hakiki bir 'yuva kadıni olmak için neler bilmek, İneler öğrenmek lâzımdır; bunu ta- (mamen şuur edinerek gelmişlerdir ve çalışıyorlar, Bu hareketleri hiç bir zaman modaya atfedilemez. Şimdi bizde garip-bir telâkki var, :Hıyıı kadınını, ev kadınından ayı- Jrıyorlar. Bunu, bütün ömrünü bu işe vakfeden ve bütün vaktini genç kızlar, getiç. kadınlar içinde, daha doğrusu- bunlarla -hayat arasındaki münasebetlere pek yakımn olarak ge- içiren değerli direktöre sordum : — Dışarıda çalışan, hayat kadımı. ün bunları öğrenmesi 1â- zım mıdır ?.. — Tabii değil mi?.. manasına gelen bir baş sallayıçile cevap verdiler: — Dışarıda çalışsın, ne ölursa ol- sun, evinin kapısından içeri girdiği an kadındır. Bilhassa evlendiği za- man bu ihtiyaçla karşılaşacak değil midir? Bir kadın hâkim olgün, avu- kat olsun, bulunsun bir ev kadını olmıya mec- Jburdur. Bu, onun, kadınlıktan mü- tevellit bir borcudur. Bu börcü bir kadın evvelâ kendi kendine ödeme- lidir. | Bu könuşmadan sonra, çok misâ- |firperver olan bayan direktör bize mektebi gezdirdi. Bir taraftan mek- |tebi d diğer taraftan da lâtı hakkında izahat lalıyorduk Öğr tam oruz ki, şimdi mektepfe adet talebe vardır. Hiç te az değil.. kadınların bu mekteplere alâ- kasını sevinçle karşılayan rehberi- mize : - Allah arttırsın, diyoruz.. çünkü nekadar adet artarsa ümit ediyorum ki, oğluna kız arayan dostum gibi babalar artık çok yorulmıyacak - ve >ü ecekler, | - Yine öğreniyoruz ki talebe en çok |bayanlarımız, bu işe kendilerini ver- |dikiş ve moda kısımlarına Tağbet e- miş bulunuyorlar, Hattâ biraz evvel |diyormuş. Bu sene alâka - daha çok n_mmahıaı sahibi (programların yeniden tanzimi do- (ev idaresi kısmına. yemek dersine “Si direktörlük oda - |layısile boş kalan bir sınıfın talbesi: | bilhassa ehemmiyet veriliyormuş... Bu yüzden İdare, bu kısmı tevsi et- mek mecburiyetinde kalmış. Bence, bundan tabii bir şey ola - maz. Çünkü bir ev kadının, ev ka Gınlığı tarafını tebarüz ettirecek, yemeklerde gösterdiği muvaffakıyet- tir, Kızımızın, kardeşimizin, karımı- Zzın pişirmiş olduğu yemek fena da olsa şüphe yok ki en nefis lokanta yemeklerine tercih edilir. Onda baş- ka bir tat, başka bir zevk buluruz. Aklıma gelmişken şunu da sö yim ki, erkeği eve bağlayan Terin en mühimlerinden bi Hazına düşkün olmasa bile, ) mektir. Evvelâ birinci sımıfa girdik, Bura- da bayanlar geniş masaların etra - (Devamı 6ncı sayfada) ne meslekte bulunursa | Kadın kavgasına karı- şan erkek bir kadını öldürdü ikisini de ağır S Pariste Conderet sokağında çok feci bir cinayet olmuş, bir kadının ö- lümü, diğer ikisinin de ağır surette yaralanmasile neticelenmiştir. 3 senedenberi bu sokakta bir apart- manın 6 ncı katında üç daire var - dır. 57 yaşında bir kadın olan The- öre Pluvinage de bu dairelerin bi- rinde oturuyordu. Bu kadın, çok kız- Bin tabiatile ve aksiliğile meşhur - dur. Vak'a şu şekilde geçmiştir: Bu kadının kamşularından Madam Fransua kapısının önüne çıkarak bir halı silkmiye başlamıştır. Bu hare- ket Madam Th&âodore'un hoşuna git- memiş ve mani olmak İstemiştir. Çok halim tabiatlı bir kadın olan Madam Fransua kavgadan çekinmiş ve eve fdönmek istemiştir. Bu harekete de İçok kızmış olan Madam — Theodore gürültü ve küfretmiyo başlayınca ka- pıcı kadına haber vermiştir. Madam Theodare kapıcının yukarı çıkmasına mani olmuş ve kocasına |<Beni öldürüyorlar!» diye bağırmış- tır. Kocası, bunu duyunca Madam |Fransuaya doğru dönerek, cebinden çıkardığı bir tabanca ile ateş etm tır. Kadının yere ölü olarak düşme- sile deli gibi bir hale gelen cani, bu hareketile de kalmamış, kapıcı ka- dının ve Madam Fransuva'nın yeğe- ni Matmazel Kolet'in de üzerlerine Jateş etmiştir. İki kadın da yere ağır surette yaralı olarak yuvarlanmıştır. Cani, hemen kaçmıştır. Vak'a saat 13,30 da cereyan etmiştir. Tabanca seslerini duyan ahali kapılara, pen- Madam Fransuva cerelere çıkmıştır. Vak'anın olduğu Iıpırımımdıın imdat sesleri geliyor- du, Civardaki karakolun komiseri, a- İgüçleşmiştir. Onun Ecnebiler 5S-SONTELGRAF — 16 Birinciteşrin9a7 Hudut haricine! urette yaraladı | Faşist - Komünist mücadelesinin önüne geçebilmek için İngiliz hükümeti bu kararı verdi Son mücadeled e yaralananların ve tevkif edilenlerin sayısı İngilterede bir çok yabancı var - dir. ki, bunları memleketter çı e karmak tedbirleri Jalınacağını Lon « dra gâzeteleri yas zıyor. Bu isten « İmiyen misafirle « İte kazşi bu kış yapılacak muame- le kendilerini hu- duttan dışarı çı - |karmak olacaktır. İki sene zarfında İngiltereden —bu süretle 100,000 ya- bancı — çıkarılmış olacaktır. Son — senelerde İngiltereye gelen yabancıların mik- tarı arttıkça art - mıştır. Dünyanın her tarafından ge; len bir çok yaban- cılar — İngilterede kendilerini ba - Tındıracak bir yer bulmuşlardır. Fa- kat bir takım ya- bancılar da bu mi- safirperverliği sulistimal etmiş. İngiliz — zabıtasının — kanaatine göre geçen pazar günü öğleden son- ra faşistlerle komünistler arasında İçıkan gürültüde en ziyade âmil olan bir takım yabancılar olmuştur. Lon- draya gelmiş olan yabancıları tama- mile tarassut etmek işi zabıta için için iki seneye kadar 100,000 yabancının hudut ha - ricine çıkarılması karar altına alın- mıştır. Bunanla beraber İngilteröye ilti- ga etmiş olan yabancılar arasında öyleleri vardır ki, memleketlerine partmana geldiği zaman, 8 ncı katda kapının önünde 2 yaralı ve bir ölü Börmüştür. Nisbeten daha az yaralı olan Madam Leton şunları söylemiş- tir: «— Bizi vuran Mösyö Plumumage- dir. 6 ncı katta oturan Madam Theo- dore Plumumage'ın kocası. Hepimiz Madam Fransua'nın kapısının önün- | de konuşuyorduk. Bu adam, dışarı çıktı ve hepimizi tabanca ile vurdu.> Polis, bemen - katili yakalamıya muvaflak olmuştur. Fakat bir kadını öldüren ve ikisini de yaralıyan cani, derin bir buhran geçirdiğinden te- gidemezler. Çünkü siyasi birer su - retle mahküm edildikleri için bun - lar memleketlerine döner dönmez, ya hapse atılacaklar, yahut idam e- dileceklerdir. İngiltere hükümeti bu kabil siyasi mahkümları memleket - lerine yollıyacak — değildir. Yalmız, kendilerine, İngiltereden çıkarak baş- ka bir memlekete iltica etmeleri lü. zumu bildirilecektir. Bunu görven ecnebilere gelince, se- nelerdenberi İngilterede bulunduk - ları halde buna teşebbüs * etmemiş olan yabancılar, şimdi hükümete mü- racaatle İngiliz tabilyetine girmek Vdavl altına alımmıştır. | Son bahar ge- |nilikleri arasın- (da Tağjyörler ne şekilde ? .. Kadınlar, daima iyi, temiz ve mo- daya uygun bir şekilde giyinmek ih- acını duyarlar, Ancak bu ihtiyas cın çok para sarfetmekle yapılabi - leceği zannediliyor. Halbuki, bu ka« naat yerinde değildir. Her kadın, zevki seliminden istifade ederek mö- dayı tasarruf yollarile takip ederse şüphesiz ki, az külfetle şık ve deği- şik giyinmek imkânını bulur. Sön Telgraf 'kadın sütunlarında bu fikri izaha çalışacaktır. Bu vesile ile okuyucularımıza müfit olabilece. gnnediyoruz, Ük yazımızı sonbahar yenilikle e rine tahsis ediyoruz. TAYYÖRLER Her zaman seve seve giyilen tay- şörlerin bu mevsimde de büyük bir yer tutmasına memnun olmadık, de- ığil. Zira, bütün zerafetile sokak için KADIN için teşebbüs ediyorlarmış. Fakat İn- yüzleri geçiyor Faşistlere taş tevkif edilenlerden bir kadın.. âattığı iİçin Liverpolae |giliz tabiiyetine girebilmek için şart- lar çok ağırlaştırılmıştır. Bcnebiler- den bundan sonra İngiltereye gele- eek olanlara karşı da orada oturmak müsaadesi ağır bir takım şartlara bağlanacaktır. İngilterede, yeni gelen bir ecnebi için üç ay zarfında kendini hüküme- te bildirmek mecburiyeti vardır, Hak buk?, bazı yabancıların gelerek otur- duktan sonra bu müddetin bitmesi- ne bir kaç gün kâla tekrar yerlerine “döndükleri anlaşılmıştır. Bu suret- le kendilerini kaydettirmiyen ya « |bancılar ise polisin kontrolünden has İriç kalmaktadır. FAŞİSTLER TAŞA TUTULDU Dünkü pösta ile gelen İngiliz ga 4 zetelerinde okunduğuna göre, Liver: polda da yeni bir hâdise olmuştur. İngiliz faşistlerinin başı olan Mos - ley Liverpolda kendi adamlarına hi- tap ederek onları tahrik etmek ister- |ken, yukarıda bir damdan kafasına bir taş atılmış, bunu ikinci bir darbe takip etmiştir. Mosley, aldığı yara - dan mütcessir olarak yere yıkılmış, sonra hastaneye kaldırılmıştır. Da- ha ötuz üç faşist taşa tutulmüşltur. İki kadınla on iki erkek tevkif edil- miştir, Çeaaemen aa ee lEmeiENEİ E Faydalı moda ve ka- _î ğ din yazılarını bu sü $ î tunda okuyabilirsiniz. j Masrafsız fakat zarif ve modaya uygun giyinmek için ne yapılmalı? .. kolay giyilen bir elbisedir. Bilhassa biçim ve kumaşlarında o kadar te- nevvü var ki, üniform vaziyetinden çıkmış oluyor, Kürk garnitürleri çok olan bu güzel ceketleri kışın iyi ha- valarında bile giyebileceğiz, Düz k.o-- yu rentk etekler veya elbiseler ü? rinde bej, maron renkte ceketler leri okşuyor. Bunları eski kalan as- tragan( Jutr veya renarla süsliy&bi- lirsiniz. Röver, plastron, ceb ve bil- hassa tayyörlerin Bask denilen kı - sımları için kullanılıyor. Bu baha bügünlük bu kadarla kapatırken bi- raz da kullanılan kumaşlardan baber verelim: Klâsik tayyörler için şövyet va dralar var. Sporlar için ekoseli, ka- reli, veya kumlu karışık yünlüler, Öğleden sonra için koyu renk kadi- (Devamı 6 ncı sayfamızda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: