5 Kasım 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

5 Kasım 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni karikatür sergisinde : *_Damadbey ne ile meşguüller ? —İhracatla! — Âlâ.. Nereden nere ye mal ihraç ediyorlar ? — Evden sandaı bedestanına... | Genç karikatürist Necmi Rizanın karikatür Sergi. sinde neler gördüm. Ve.. Gördüklerim —» bana neler hatırlattı.. Yazar : Nusret Safa Coıkuıı— Hııc;.ıaı bi T ibret € Ve n üçümüzü mektehde nümunesi olarak gösterir- - Şöyle derlerdi: te Bünları görüyor musunuz? İş- #dam o| aç kalacak üç Budala, Ü Üç budala da mizahına ğîınâmıı Hasan Bey) gibi halkın i- Üü '0 Çıkmış bir tipi mal eden, Son . karikatüristi Orhan Ural, ge- i Bün Halkevi salonunda bir re- Vt karikatür sergisi sçan Akba- 'aca| Ürk b karikatüristi Necmi Rıza, ve.. Hdeniz Vakti evailde, fakat çok uzak bir on, on iki sene evvel bin niş — telâkkiler , aç kalacak üç'y ırmakta hiç | | Necmiı Riza arkadaşımıza sergisini gezdiriyor yrı R A a Ekete caba neden bize, arı lunmak lüzumunu &e bi getirmiş büulunutyörum. |münhasır bir vasfı olmıyan san'at- bi l Bize resim yaptığımız, gazete çı- İkâr da bulunabilir. Bu alelâde bir K |kardığımız için budâla denildiği ve |san'atkârdır. Yok, buna san'atkâr ) gibi v | *limize acındığı zamandan bugüne |demiyelim de sadece © mesleğin o ) gibi ü- |Le a. t n o n BükSirü ee lmine A ö adar on ikl yıl geçti. Bu on iki yıl 'san'atin müntesibi diyelim. Meselâ TİYRİREİ : de, istikballeri Habeş kralının |kundura tamircisine de, kundurayı li ib Millot- B b meyib Mit |yüzü ve bahtı kadar karanlık göste- İbizzat yapana 'da kunduracı diyorur. sinek mi avlardık, ) i tahta ha Tilen iki genç dostum memlekelin |Fakat san'atkâr bunlardan ikincisi- | lda şmaz da tahta ba- arile iftihar ettiği değerli san- |dir. h er gibi ilham mı r oldular. Onlar yalnız fırça- | Lâlettayin bir kundura yaptı İse ; Ny bilev Pa yertı İları ve kalemlerile hayat mücadel üntesibi eğer hiç kimse- ;k &ü A_'-’" *-’“;“'*-“*; rey |sinde karşılarına çıkan engelleri de- ediği bir kalıpta yeni bir Yülya Bibi KUN !. GÖ ee KR a| amanda bu ters telâkkileri |mödel çıkardı ise bizzat o san" İüyayEDİ muazzam İmparatorluk y a Slüb etmiş bulunuyorlar. Bi- İsan'atkârıdır. İşte Necmi Rıza da ürile etrafı tâciz mi ederdik? önalerte “İkl U Bi <hi aaldktn ? & Tanko Bi A AJ.I[W_ - .'ı.ı;naım iki taraflı ir zaler J töcey kahramanıdırlar. sadece, sapsade bir res - lji ür, ve bazı Suriye gaze- * Bibi haddini bilmez mi idik?. h âyı r.. bin kere hayır.. Bunlardan Mi ber değili. | Necmi Rıza iki senedenberi (ka- İş; rikatür) (Akbaba) (Ayda Bir) mee- | mualarında yaptığı rej rikatürist değil, ayni za- anda bir san'atkârdır. Çünkü: OÖrijinalitesi vardır. Necmi Rıza- leri, kari- Ülkimiz ör ğ nın bir karikatürüne bakınız, İy TUT A İ Ri T f |sıni'görmeden derhal bü resmin o » ielin yaparlardı.. Ben de bir e- (© DEçr A Tn hanıgi git KAgai üzerinde gazese çı- Ü İhateket ifade cü 1m, 5 eden Vağbi j vizREL biğ İazaii başkadır. Denebilir ki o re- “kı* le, olduğu gibi ];ı le karikâtürü, karikatür lehine Vaç Ohların telkinlerile. talek çok güzel imtizaç ettirmiş bi ş dâa hal Bulğa Mi Yirmi beş mumluk bi ı»mi;dhhı aydınlatmadığı biçi ne nçıy bu temiz tabii birleşişten ibr veledi. gayr Meşru meydana getirmemi © yaratn kişiden ibaret Nec- nafile | hi Ağı, ğ A,u'-"mı; a kuş tutsak olan karikatürist kadromuzd ki, mi Rıza bu muvaf! karikatürı |mış bult şiyle yer al- € dirsek çev or. Daha fazla bir şey ilâve etmiyece- ğim. Çünkü biraz evvel dediğim gi- bi, tam bir hakikatin ifadesi olan bu ü de zeki, ü- ) t niyo yarar | masruf değil.. ! İakıYra k Mepeları mahallir Kille d değil yazımı bif dostluk vazifesinin ifası | Üpra,' Allah rahmet eylesin bir şeklinde telsir etmenizden korka- Mönü TiİM hocamız” vardı; yü- | İrim. Uzül bi BEeLİ K | .':;— tÜnirleri :f"“l’uf'k"' Çap saka- | Karikatürist Necmi Rıza | hakkında bir haylice y erisini yırtib dışarı malümat verdiği, ç ü Taaaçkmış şmiş elile |katürleri, bunların haricinde mey : TEcL D ea ristin bir kaç da espirisini rum. Göreceksiniz ki de çizgi muvaffakiyet yazıfo- kte kudreti le at başı git- mektedir. Bilhassa İstanbul manza- arını karikatürize eden karika- |dana gı ak çocuk (bilmem (adedi irdiği afişleri ve partrel —!—:-':dim ol x,,nı"” beltid: STda 6 hal yok.. üzü aşan bir san'at kolleksi- nde Eminönü Haikevinin larına asmış ve yalnız takdir- derdi. B Eüyüe san'atı sevenlerin, İtürler fevkalâde muvaffak ol: ğüç . ciz | huvaffak olmuş- lür. tim belki de hatırlıya- 'a nlıyanların da nazarları- | n ü : Bir : |tur. Bunların nükteleri de terme- Yi vhu“*k ky ei Öküü ea | zetdiş buğun üyee metreyi taktığımız zaman derece Mt ae nönü Halkeyi salonlarında N gün, bana beş on dakikan- İhararetleri notmal ralıkamı göster- Yüi Siği zaman bu sütunlarda bir. ” Deraberce eskiyi hatırlıyarak, on İmektedir. SY S2miz Beh ları |ÖSi yıl gerilere dönerek sergisini gez- 5 eski mekteb hatıraları : * Bügünkü — muvaffakiyetile (diT hasreden san'atkâr dostu- | İki kişi konuşuyorlar: rdan ş'e ve espiri de hakikt bir iftih ğh"'!îî:“"'" tebarüz ettirmeğe ça- insanın üzerine Damad bey ne ile meşgullar?. İhracatla! çan eserleri önün- ar düydüm, Bu if- sebebini, nişinini söylemiye- jeeğim. Çünkü bütün bu teşhir edi- |lem karikatür ve resimlere dostluk, eski arkadaşlık, ve nihavet on iki »| yilık bir tekâmülü adım adım taki- betmiş bir İnsan sıfatile bir misafir gözlüğüyle baktığımdan ve yazıları- mı bir hatır süzgetinden geçirerek yazdığımdan şüphe etmenizden korâ ':M k::”[u h.'na hl, bir N, Nni buçuk ay , 'l’_ fasıladan sonra kalemi- YD Mevzu etrafında, fakat Âlâ.. nereden nereye mal ihraç ediyorlar? — Bendei haneden Sandal bedes. tenine, seneielei Yine iki adam konuşuyor: — Han! &izin bir. mafdum yutmuştu da telâş et- ndi nerede?, — Büyüdü.. bankada memur!. — Eski iyundan vaz geçti mi?. Z şu kadarını ilâveye müsa- Jadenizi istiyeceği: — Bizim bitişik komşular bir oto- İmobil aldılar. — İşittim, otomobili kocası kulla- İmyormuş, şoförü de karısı.. Yazımı tebrik ve ileri temennisile bitiriyorum, NUSRET SAFA COŞKUN Fsekikalitenin İmsali insan arijinalitesi olandır. Ha- |yar, ben hiç de bu fikirde değilim.. Pekâlâ kendine hüs,mevi şahsına hamleler atkârdır. O, bunu sytili ibdâ ederken 'Siz de bunğ iş: tile, klâsik | 5BS-SOÖNTELGRA 'Dünyanın en Yaşlı adamı 134 yaşıâd;.i:î_l—(ozlnvski her şeyi hatırlıyar. Varşova — Burada şayamı dikkat bâdisesi olmuştur. Kozlvos- ğu sualine karşı: — | Demiş, tam 134 ya- — Ben mi?, şındayım. O halde siz dünyanın en ihti- İyar odamı olmak şerefine mazhar olmuş bir adamsınız. Kozlvyoskinin mahkemeye düşme- sine sebeb mezuniyot hilâfma ,ola- yak ruhsatsız av avlamasıdır. Dün- İyanın bu en ibtiyar adamı bütün &: ründe hiç bir defa bile evlenmiş de- Bildir. Geceleri ormanlarda yatmış, | kimse ile dost olmamış, yalnız yaşa- |mıştır. Şifhdiye kadar pek çok v kuat görmüş olan Kozlvoski bur rı unutmamıştır. Moskof çarlarına | Zelliği arasında yapılan suikasdleri bildiği gibi daha | fark var miıdir? İeski vukuatı, meselâ Napoleonun | Bir çok kimseler Rüs seferini de hatırlamaktadır. O | kadin saban gü- İzaman dokuz yaşında imiş. Şimdi | Zeldir derler yu- |kendisi yine bir ormanda yalnız bir | kKardaki - resime kulübede yaşamaktadır, Fakat dün- | Dâkıp kadınin ge- yanın bu en ihtiyar adamı şimdiy ce dâha güzel kadar bir türlü hakikat olamıyan | Olduğunu kabul ya ile kendini avutmaktadır. l etmelnek elden asImıiyol |Lehistandan çıkmamış olan Kozlo - | "'mesmunynu voskinin bütün emeli seyahat etmek |başka yerleri görmektir. Bilhassa | FPransaya giderek orada 108 yaşında olduğu söylenen Madam Sent Opor- | |tonu Bgörmeği merak etmektedir. | Fakat Közvlvoskinin böyle bir seya- | hati yapacak kadar parası yoktur. Başkasinin yardımını ise asla kabul etmemektedir. Ölüler;l;arşı Diriler Sabah mahmur: luğu ile gece gü- İngilterede Bath'de esrarengiz bir, surette ölen kızın ölümü etrafında (yapılan tahkikattan geçen gün «SON İTELGRAF* okuyucularına malümat İarzetmiştik, Vak'anın — üzerindeki | | Ne yapıyorlar? esrar - perdesi hâlâ kalkmamıştır. |JAğlayan kadınlarla meza- p.decinden kalan serveli istediği ra mum dikmek âdeti olan gibi geçirdiği bir hayat ile bitiren memleketler de var.. Dünyanın |telif dinlere tâbi bulunmaktadır, İn- İsanların bundan başka tâbi oldukla- rı bir Çok âdetler vardır. Sön zamânlârda uzun bir seyahat htelif insanları muh- |tür İngiliz gazeteleri ve zabıtası bu mesele ile - meşguldür. Ağustosun sonunda ölen kız eylülün 3 üncü gü> İnü gömülmüştür. Fakat tahkikatın gösterdiği üzum Üzçerine cesedin çı- yapan bir Avrupalı gördüğü yerlere |karılarak müayene edilmesi cihetine |d tesadüf ettiği hususiyetleri fotoğ- İgidilmiştir. Hayalperest kığ. çırçıp3s (la tesbit etmiş, bi ölülere |Jak soy evinin bahçesindeki a« dirilerin ne aÜŞi yaptıklarını me- da öyle gezer, sonra k yine bahçede bir yere yatar, hayalâta dalarmış. ndiye kadar konu komşunun dedikodusundan çıkarılan netice bu- dur. Fakat Kızın halini hoş görmi: |yenlerin âdeta biribirlerile müsaba» ka edercesine çıkardıkları bu dedi- kodular arasında hakikâtın hissesi nerededir? İşte aranan budur, Mor- fin tesirile zehirlenerek öldü diye gömülen kızcağızın ölümünde baş- ka bir âmil var mı? Cesedi töprak- tan çıkarılarak muayenesi bundan- dir. Kızın bir de meçhul âşıkdan bir çocuğu olduğu da söylenmektedi Sön gelen İngiliz gazetelerinin yaz- |dığına göre tahkikata devam edi nazarı Wdı'."ı*n? 'Bulgar kralının Avrupa seyahati Bulgor kralı üçüncü Boris pazar- tesi günü Parise gitmiş ve orada bir |kaç saat ta nsonra Lon hareket etmiştir. Bulgar kralı ma- |lümdur ki İtalya kralının kızı pren« İses Civanan'yı almış, bir kız çocuk- kıza dair ne söyleniyorsa bunlar toplanmakta, her rivayet kaydedil- mektedir. Ölen kız iz yaşlarında El- len isminde idi. Kendisi küçük iken annesini kaybetmiş, tahsil ve terbi- İye için manastıra verilmişti. Oradan çıktıktan sonra dedesinde lan |paraları, manastı ı edindiği İgenç kız arkadaşlairle beraber sarf etmiş olduğu söylenmektedir, | Kızın öldüğü 31 ağustostanberi şimdiye kadar yapılan tahkikatın tuttuğu dasya tam 100 sahife olmuş-« tur. Fakat cesedin muayenesinden sonra verilecek rapor buna dâhil de- ğildir. Çünkü cesed mezardan çıkâ- rılmış, uzun uzadıya muayene edil- Miş ise de raporu henüz verilmemiş- tir. Bu tahkikatın sonunda hakika- tın meydana çıkması bekleniyor. Ellen'in bir oğlu dünyaya geldiği fakat bu.çocuk ancak on bir gün Bulgar kral ve kraliçesi Pariste iken ları olmuştur. Bulgar kraliçesi kral ile beraber geçenlerde Romaya gi- |derek orada ailesine misafir olmuş- Jta, yaşıyarak öldüğü söyleniyordu. Fa- | Küçük prenses dedesi kral ile ni- İkat bu çocuk kimdendir? Ellen üşi- nesi kraliçenin yanında İtalyada kalmıştır. Bulgar kralı Londradan sonra Parise gelerek sergiyi gördi ten sonra mem dönecektir, sır onunla beraber gömülüp gide- cek? | Eilen evinden bir müddet &: jtak kaybolduğu ve esrarengiz se Bulgar kralının Lond ti bugünlerde az hadise değildir. B. ları Avrupaya seyahatle çıktıkları zaman buna az çok ehemmiyet ver- mek âdet olmuştur. Geçenlerde Ro- manya kralı seyahat etmişti. Şimdi Bulgar kralı geziyör. ya seyahü- bir İkonu komşu farkına varıyordu. Şimdi hep bu dedikodulardan bir hakikat arandığı için genç kızın esarengiz surette nerelere gidib kay: bölduğunu anlamakta bir ip ucu a» ranmaktadır. Ellen'in — komsuların- genç, hayalperest kız nasıl ölmüş- işeyler |Hattâ bu kadın, hasta olduğu zaman İmektedir. Bir kere dedikodu olarak | kını ölünceye kadar - gizlemiştir. Bu | F — 8 İkinciteşrin 57> Çırılçıplak gezen ve morfin kullanan kız Sık sık ortadan kaybolarak meç- hul seyyahatlere çıkan genç kızın esrarengiz macerası Bu genç kız acaba dedikodu mu yok- sa bir hastalık kurbanı&ldi? |dan, fakat onunla çok samimi oldu- ğu söylenen altmış yaşlarında bir kız olan Mari Jentinisin ona dair çok bildiği — zanmedilmektedir. Ellen sık sık ziyaret ederek kendisi- İne hizmet etmişti. Ona bir ananın İkızana baktığı gibi bakmıştır. Arala- B rındaki münasebet yeni değildir. On senelik bir geçmişi vardır. Fakat bu ihtiyar kız, Ellen'in bir çocuğu olduğuna ve bir erkekle se- viştiğine —dair bir şey bilmediğini söylemiştir. İhtiyar kız diyor ki: — Ellen'in bir çocuğu olmasına aklım ermiyor. Kendisini temmuzda görmüştüm. O zaman pek mes'ud görünüyordu. Öğrendiğime göre bir takım uyuşturucu zehirler kullanı- yordu. Hattâ sekiz senedenberi bu- nâ alışık olduğu anlaşılıyordu. Ba- na bu zehirleri kullandı. çok hasta olduğunu, ancak sinirleri- İnin ıstırabım dinlendirmek için bun« Tarı kullandığını söyledi. Ona dair söylenen dedikodulara #nanmıyorum. Ben onu her vakit iyi iden kendisine kalan (2,600), İngiliz lirasını yirmi bir yaşına gel- diği zaman malik * olmuştur. O za- man kendisini zengin bir kız gören Ellen vasiyetnamesini de yapmıştır. |Kendisini bedava gelerek tedavi e- den sinir hekimine vasiyetnamesinde bir ev bıraktığı gibi yukarıda ismi geçen ihtiyar kıza haftada 15 şilin verilmesini vasiyet etmiştir. Eski- den manastırda arkadaşı olan diğer bir kadına da yine böyle bir vasi. hatlere çıktığı söyleniyordu. Bunun (iyette bulunmuştur. Bu vasiyetname okunarak hükümetce icabına bakı- lacaktır. Fakat kızın bir çok borcu vardır. Evi terhin edilmişti. Çiftliği de sa- tıldığı zaman barçlarını ödeyecek. gibi görünmemektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: