27 Kasım 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

27 Kasım 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4-SONTELGR A F— 27 İkinciteşrin 937 ALMANYA Karar veremiyor İngilterenin geniş italyanın teminatla teklifleri, rıi Alman- ları şaşkına çevirdi! Ingiltere - Amerika - Fransa yeni girdiği şafha ile çok meşgul ol- maktadır. Alman mehafili az çok hayret içindedir. Nasıl hayret edil « mesin ki bir taraftan Lord Halifaks buralara gelerek Alman devletinin başı ile sonra diğer siyasi adamlarla görüşürken diğer târaftan 'da Lon- dra hükümeti Vaşingtonla tatlı tat- h konuşuyor, istikbal için bir şeyler kazırlıyordu!.. Almanya şunu istiye- cek, bunu istiyecek, İngilizler ister istemez bunları verecek.. filân der- ken şimdi Alman mehafilini bir dü- şüncedir &ldı. * —— Bu düşünce nedir mi diyecek- | siniz?. İngiltere ile Amerika arasındâ bir Musolini Lord Halifaks geldi gitti. Fakat Halifaks - Hitler mülâkatının ne ne-< ticeler vereceğini artık gözle görü - nür bir surette anlamak için çok beklemeğe lüzüm kalmıyacaktır. ya müsbet, ya menfi... Her halde bu ne- ticeler ergeç meydana gelecektir. Fakat şimdi Berlin siyasi mehafi- Hini meşgul eden nokta daha başka- dır. Lord Halifaks Londraya döne - rek kabinedeki arkadaşlarına Al - manya seyabhatinin intibalarını ün- Jatadursun bugün Alman mehafili tisadi anlasma dünyayı tehdid ediyor arasındaki ik- Hitler Hcaret muahedesi akdi düşünnül « mektedir. Evet, sadece bir ticaret muahede- &i.. Şimdilik söylenen budur. Fakât tatbikatta bu ilerliyecek, sahası ge- nişliyecek ve iki Anglo Sakson memleket arasında bir gümrük bir- Hği mahiyetini alacaktır. Berlin mehafili için mesele öyle basit değildir. İlerisini düşünmek lâ- ' Papanın Verdiği Nişanlar | Paris, (Hususi) — Papanın harici- Kardinal - Paçetli, |ye nazirı İp yazın lı'ın z hukımcu adamları olduğu |halde bir çok mehafil tarafından çok Jiyi karşılanmıştı. şimdi Papa da Frantadaki sol cenah fırka- larından vücüde gelmiş olan bugün- kü Şötan kabinesi erkânına muhte- |lit rütbede nişanlar vermiştir. Fran- sız cumhurreisine ise daha evvel Va- tigan kilisesinin en bü; İrilmiştir. ük nişanı ve- | Fraı;sı- alya ı dostluğu Roma, (Hususi) — Pransa ile İ- İtalya münasebatının çok iyi safha- İya girmesi lâzım olduğuna dair çok şayanı dikkat bir makale neşre' ğinden dolayı pazar günkü <Tribo- Na gazetesi zabıtaca toplattırılmış- DÜŞTÜ GÖNLÜM BAHRi AŞKA CUMBADAK.. Yazan : Nusret Safa Coşkut —-2 Mevsim yaz.. trenler müthiş kala- alık.. Sirkeciden — bindiğim h ancak ilişecek bir yer buldum. Dostum Cargtez ber karşıladı: | — Seni gören ne olur, hangisrüz- gârlar attı, böyle.. | Kılıklı lakırdılardan sonra: — İyi ettin de bugün geldin. De- Köyümüzde balo var.. tefika u illâki gidelim diye. Ben ilirsin kalabalıkta sıkılırım. Sen © İlunca mesele yok, hep be gide- riz. Dünyada gitmediğim bir yer var sa o da balodur. Saniyen sen de bi- lirsin ki ben de kalabalıktan hoş - de hareretle di Artık korkunç rol yapmaktan ıkmış. | Bir çok filmleri ile bizlerin tüyle- rini ürperten ve gece rüyalarımıza İgiren korkunç Boris Karloff aslında hiç de korkunç olmıyan bir adam - dir. Bir vakitler seri halinde y korku filmleri ile tanınmış ve şöl ret kazanmıştır; fakat artık halka kendini bir sumacı» olmaktan kur- |tarmak istiyen Boris Karloff diyor ki! «Film hayatına — girdi; vakit iön premiye olzmyacağımı biliyor - dum. Fakat hiç bir zaman da çocuk- ları korkutan, genç kızları kaçıran, ve herkesin rüyalarına giren bir a- dam olacağımı da düşünmemiştim, Bendeki makyaj kabiliyeti ile olma- dık filmlerde istismar ettiler, halkın İçak fena bir surette antipantisini kazandım; hbalbuki ben de sempa - tik olmak ve iyi adam rolleri oyna- Lan Şaneyden sonra makyajda 0- nun yerini alan, ve Lon Şaneye ya- kın bir san'at kabiliyeti Beris Karloff'a hak verm |mi? Biraz daha bu röllerinde devam ederso anneler çocukların yaramaz- liğının önüne geçmek - için: Fran - kenstein geliyor, diye onları korku- tacaklar. Çünkü kimse Boris Kar - lofl'u asıl ismi ile anmıyor ona sa - dece: «Fankenstein> deniliyor. ris Karloilua sartık körkünç adam al'ıuk istemiyorum. demesinde bak- Bo- | Salisen baloya gidecek İK ! g | Sözümü ağzıma tıkadi: yat | — Arabca rakamları sonmt #f sın.. Ben mazeret uınlı—vrımhd. berce gidib eğleneceğiz. Bu e gin kılık mevzuu bahs değile Kır balosu.. Bak ayağında BEİ |pantalonun var, Tam kır balost yafeti.. Dostuma kamsı da iltihak ÜĞN irara başlayınca: | — Pekil. Demeğe mecbur o"’w İÇünkü bayan yeni yaptırdığı © seyi giyecekmiş, Dilim tutulaydı da bu prsU' |mez olaydım!.. Alın yazısı. Ne yapacaksınızı kıb bilmem ne köyüne gitmi (B da baloya götürülmek, baloda GÜŞ kadına âşık olub dünyayı gÖS ç zindan etmek alnımızın katt $ imiş.. Ö Kalktık, baloya gittik. FW çiftler salonda bir kısmı da Eski Milletler Cemiyetinin İngiliz - Amerikan — münasebatının memasında bütün İstanbula fevkalâdeliği destan olan LİL DAGOVER « SABİNE PETERS KARL SCHÖNBÖCK « GERALDİNE KATT Filminin kahramanı henüz 16 yâşında Nevil Çenberlayn Devamı 6 ıncı sayfamızda aai ea anbn ürenn Bugün TÜRK AY T ND A ( FRANSIZCA ) Sevecek kızların, seven ve sevilen kadınların mutlaka sevgilisine kavuşmak isteyen erkeklerin filmi. BUGÜN İPEK 2BÜYÜK FİLM BİRDEN Sinemasında 1- KANUN HARİCİ Fransızca sözlü ve GÖRÜLMEMİŞ. DERECEDE HEYECANLI, MERAKLI, MÜDHİŞ BİR SERGÜZEŞT 2 - DİŞİ TARZAN ( TÜRKÇE SÖZLÜ ) DOROTY LAMOUR Baş rolde : | FÜÖPK-YURA e (//î rıl'r*()ı'*z ullanflamidin Haf AA EEĞE N gizli Siyas Telrika No: 78 Lamyada yerleşen tabür, Fransa, İtalya, Rusya hükümetleri İstanbuldaki sefirlerine sulh müza- keresini yapmak için emir vermiş - lerdi. Türk diplomatlarile sefirler, Top- hane meydanındaki köşkde müza - kereye girişmişlerdi. Sefirler, Yu - İrsn hükümetinin menafiini çok g İzel müdafaa etmişlerdi. Fakat; baş- da Osmanlı hariciye nazırı tevfik paşa olduğu halde Babrâlinin dipto- eli Yözün: ZİYA ŞAKİR |İyakarak bunların etrafında oyunlar Jesnamı k, kuzular çevirmekle vakit İgeçirmektelerdi derhal kasabadan ayrılmış; şösenin sağına doğru bir yan yürüyüşle kilisenin | Eski Milletler Cemiyeti binası zamanlar bu salon nelere bilir. |bunca kanlar ülmesine sebeb o- W"'" Girid adasına da muhtariyet ve- i, Adanın üzerinde, Osmanlı dmetinin bütün hak ve maliki- yeti; sadece bir bayrak çekilmesi; inhisdar etmişti. Güya ada, Osmanlı hükümetinindi. Fakat idare, Yunan kümetine geçmişti. Bütün bunlara mukabil, hükümeti, Osmanlı hükümetine dört milyon (allın) lira harb tazminatı vermiye mahküm edilmişti. Yunan şarkındaki hatlarda siperler kazmı- Ya başlamıştı. O civarda bulunan büyücek bir topçu kıt'ası da hemen top bindire- rek (Kosti Aleksi) mevkiine doğru çekilmiye başlamıştı. Lamya kasabası bir anda biribiri- ne girmişti. Derhal müthiş bir pa- nik baş göstermişti. İlk #irardan Bonra henüz gelib evlerine yerleşen halk, yine evlerini, barklarını terk ederek yollara düşmüşlerdi. Bu âskeri nümayiş; tam mânasile |tesirini göstermişti. O günden itiba- İren artık fesadcılar sahneden çekil- (miş. Yunan askerleri de, mütareke- pin son gününe kadar, siperlerinden bir adım ileri geçmemişlerdi. Mütareke müddeti, bitmişti. Türk- ler, hüsnü , niyetlerini göstererek, suüh başlangıcının edileceği Rüne kadar mülarekeyi temdid et- İmişlerdi. Yunanlılar, yapılacak sulh şart - imza Burada, bu velvele her tarafı altüst N*Mmesinde milli ve siyasi menfaat- ederken, Traça sırtlarına — yerleşen lerinin müdafaasını, Avrupa büyük taburlar her tarafa öbek öbek ateşler kükümetlerine tevdi - gylemişlerdi matları çok büyük bir gevşeklik göstermişler.. (Atina) kapılarına ka- der d. ş olan Türk süngüsi bün hakkını kat'iyyen vikaye ve si- | İyanet gösterememişlerdi. | Osmanlı hükümeti, — ordusunun İkuvvetine dayanarak -0 zaman için (harikulâde) denilecek derecede- İtir zafer kazanmıştı. Binlerce şehid mukabilinde Yunan topraklarının üçde birine muadil yer almıştı. Ya- Hiç şüphesiz ki bu ah Tişden memnun çıkan, Yunan hükümeti |- di. Osmanlı erdusunun, tarihe şeref , maddi hiç bir menfa- nin etmemiş.. bu kadar emek, ârlık, boşa gitmişt eren hizmeti, at te ... 'Tophane — meydamındaki — beyaz köşkte bu müzakereler devam eder- İken; zafer neş'esile sermest olan |Abdülhamid de, millete ve orduya haş görünmek için Yıldız sarayının ününde muhteşem bir merasim icra- sını emretmişti... Mecruh — gazilere, |fevkalâde merasimle harb madalya- ları tevzi edilecekti. İp'lan sulh şartnamesi mucibince, bu yerler yine kâmilen geri verilmiş; hududlar, eski vaziyetine getiril - | mişti. Bu kadar velveleye, iki taraftan yeni hali şimdi boks maçı salonu oluyor, Bir (d olmuştu, şimdi de neler görecek kim Cephelerde yaralanan Türk zabit ve neferleri, kâm'len İstanbula ge- tirtilmişti. Ve bunlar, Gümüşsuyu Hamidiye Fifal, ve Yıldız hastaha nelerinde mükemmelen tedavi edil- mişlerdi. Bir çok vasıatların iptidaie liğine ve noksanlığına rağmen, sıh- hiye heyetleri çok değerli müvaffa- kiyetler göstermişlerdi. Yaralılar, kısa bir zaman zarfın- da ifakat bulmuşlardı. Artık kendi şereflerine yapılacak büyük merâsi- mi bekliyorlardı. 313 senes! ağustas ayının beşinci günü sabahı, Yıldız sarayı civarın- da hazırlıklar başlamıştı. Muhtelif |yerlere, zafer takları yapılmış, bü - yük sancaklarla donatılmıştı. Hastabanelerdeki mecruh zabit ve neferler, arabalara ve faytonlara bindirilerek Yıldıza getirilmiş; ta limhane meydanındaki paviyonlara misafir edilerek çaylar, pastalar, çö- rekler ikram edilmişti, Öğleye doğ- Yü, merasim başlamıştı. İkincl fırka- ya mensub taburlarla fesli ve sarık- h zihaf taburları ve Ertuğrul süva- jri sarayın önüne gelerek cep- İhe almışlardı. (Devamı var) dansediyorlardı. Güzel süsl iyi bir caz çalyör, herkes söylüyor, ğ ’ıı Fakat insanın başına felök€' bç meden evvel malâm olurmuği Ü da bir ağırlık çöktü, canım KOft sını İstemiyor... Bukalabalık içinde bir “”M kimse de yok. Dostumla ıur'=ı sa kalktıkları zaman masadâ w bütün yalnız kalıyorum. Bir W etrafı seyretmekle m:lnndm' maşa bitince sıkıntı yine bafl Biraz dolaşayım dedim, ğrü yürüdi Önüm sırâ paftadan bir kostüm — giymr bir kadın yordu. Nasal ol miyorum, salonu bahçeye kapının merdiveninden İNt yağı eteğine mi takıldı, yek$f mı, birdenbire bir apar mP'“î.rv' arkası üstü, geriye doğru YAY dı. Ben arkasında ımıu.ı. u benim üzerime yıkıldı. B İboylu boyunca yerlere :;erl ur”“ kurtuldu. Fakat üzerime YN C << Bi beni de bareber de' tan vaktinde davrandı! hwr dikkatli yürümesini cub olmaktan kurtardınıfr Şaşkın şaşkın yüzüne bül O benim ıesıduıcn ark şekllnde an aptallık edib işi bozmadıfi' P — Birşey değil, dedim cı İlah saklasın bir yeriniz iH İçimde nm:_narb'r" 4ı= & İmi biribirine katan bi | — Bir daha teşekki meıed' Şterifi 2€ şükran borcumu n:: çatf |dedi. Arzu ederseniz, ) ki ilk tangoyu hmber “Y” u?' Caz, ben bahçeye gid d_n, dığı fokstrotu bitirmiş :ç“; * kasından bir tangoya EfTİÇ kazanın — kollarıma dus:* ğ ııırden harikulâde Kati Üç YE kendi müsaadesile tekti aK ıç)' » başımda olarak ımcıklı pdı" y lerledim. Masasında İ erkek vardı. müli Önlerinde durduğum "”0 KA ö si hayretle bana baktil yeni kaır başını çevirdi. Eİ —,ıll" gÖF ıde—h görüyormuş gibi ,q’ İta, Sonra gülerek :ırk“'ıl ğ dü; ğ ıı”"' Devamı & in

Bu sayıdan diğer sayfalar: