24 Aralık 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

24 Aralık 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BKU TU AAA TE O AM ÇU KISA BİR A NKET VE.. CEVAPLARI Edebiyatımız Nobel mükâfa- tına lâyık mıdır; lâyıksa mezi- yetleri, değilse kusurları.. Nobel mükâfatını bize vermek icabetse hangi muharrir ve hangi esere verı'rsiniz?. Bugün Yusuf Ziya, M. Turhan Tan, Cü xerı Nizamettin Nazif, Etem İzzet Benice NUSRET SAFA nin cevaplarını neşredıyoruz Kİ etmeli.. başına düşecek bi: mi fazla tutar, bel mükâfatını, bugün değil, bir istikbalde de kazana etmiyorum. Çünkü; YAPANI SAA — Dedi. Bu suretle - muharrir yine her biri- in, bir eser için alabildiğimizden * M. Turhan Tan; Tarihci edibimiz M. Turhan Tan da bu meseleyi şöyle vazediyor: ı No« uzak ını ümid — Her hangi bir eserimi suretle veri « Nobel mükâfatı dir: Bir heyet son yıl içinde çıkan bü- Etem izzet B Muharrir Peyamt — safa mensub olduğu gazetede bir yazı neşretti: Edebiyatımız nobel mükâfatına lâyik mt- dir?> Bu sunli bir çok tanıdık- ları muharrire sormuşlar, o da haftalık edebi konuşma - sında bunu kalemine dola - edediy !ımı:m Nobel meş, Maka- mümkün Safa'nın bu netice çıkarmak değil.. Peyami Acaba diye düşündüm, bu mesele için diğer muharrir. | Yusut Ziya lerimiz ne diyorlar, onlara göre edebiyatımız Nobel mü- kâfatına tâyık mudır, değil midir?. Lâyiksa meziyetleri nelerdir. Değilse, ne gibi kusurları vardır. Bir de «No- bel mükâfatını bize vermek icabetse hangi muharrire ve hangi esere verirsiniz?> | sualini ilâve ettim. Kapı kapı cevab topladım. Elime geçirebildiğim, ko - nuşturabildiğim — yazıcıların cevablarını aynen, bir keli- | mesine bile ilişmeden bu - raya geçiriyorum. NU. SA. CO. Şair ve mizahcı Ziya: — Edebi eserler esrarı devletten değildir. Gizli kalamaz. Eğer bizim de beynelmilel kıymeti olan san'at eserlerimiz bulunsaydı, şimdiye ka- dar münevvyer bunlardan mü- hakkak baberdar olurdu. Garb dillerinde alâka uyandırmış edebi eserimiz olmadığına göre, beynelmilel kıymetler arasından se- İçilecek olan Nobel mükâfatına talib | !uln..ırr.u da elbette gayri mümkün - | dür. | — Mük nbetse hangi muhâ: Yusuf Ziya güli — Herkese müt Yusuf Vaydman ilâncı Lebland'un öldü- rülmesi etraf daha ciddi ve sa- tih ifade vermesi istendiği zaman hiç tereddüd etmeksizin: — Lebland'u öldüren ben değilim, Million'dur!. demişti, Million'un va- ziyeti gitgide merak uyandırmakta- Eskidenberi hapishaneye ve mahkümiyete alışmış ulan — Million şimdi öyle deniyor ki ilk günlerde- rı;. tereddüdü ve şaşkınlığı bir tarafa İbırakmış, kendini topliyarak asıl saklamak istediği esrarı meydana çı- İkarmamağa azmetmiş - bulunuyor. Vaydman kurnaz davramıyor. Ken- İdisinin yaptığını itiraf ettiği cina « yetlerden hiç olmazsa birini şimdi Linkâr edecek olursa bunun ileride *na)ıkcmı—dı— kendini müdafaa eder- İken işine yarıyacağını hesab eder görünüyor. Onun için her mücrim gibi o da başka birisine cürmünü Yükleterek kendi lehine bir çare arı- yor. Fakat Million gibi kurnaz bir haydud da öyle kolay kolay bir cür- İmü üzerine yüklenecek gibi değildir. Onun için Müllton katiyen inkâr et- Mmiş, ilâncı Leblond'u öldüren ken- ]dısı değil Vaydman olduğunu tek - rar tekrar haykırarak söylemiştir. /Million sözlerinin noreye varacağını |Süşünmektedir. Ü K LAĞ L ll ftün dünya eserlerini - okür, fizikte, kimyada, orlaya alılmış yeni tezle- ri tetkik eder. Sulh cereyanı üzerin- de müessir olan şahsiyetlerin nutuk- darını, eserlerini gözden geçitir. Bu Devamı 6 incı sayfamızda N'zamen n Nazvı |talyan Amiralleri Musolini İtalyan âmirallerini ka- bul ederek kendilerile uzun uzadı- örüşmüş ve İtalyanın deniz siya- e dair olan meseleleri tetkik et- miştir. * İtalya ile Amerika arasında mu- vakkat bir ticaret mukavelesi imza- larmıştır. Ticaret muahedesi müza- kereleri bitinceye kadar bu muka » vele tatbik edilecektir. * İtalyada havalar çok fena git - mektedir. Tiber nehri gitgide yük « İseldiği cihetle civardaki ahalinin ev- İleri su altında kalmıştır. Nehir 7 met- İze kabarmıştır. Bu ise 1900 senesiris de görülmemiştir. Ölenler de vardır. | x4 İtalyanın tanınmış tayyareci- lerinden Omberto Dovis tayyaresi- Te uçarken önünü kapayan bir sis yo- lu görmesine mani olmuş tayyare bir tepeye çarpmış ve parçalanmıştır. İtalyan tayyarecisi de parça parça ol- müuştür. ve Siyah gömlekli faşist gençle » rinden 2200 kişi Napoliden vapura binerek Eritreye çıkmak üzere Mu- savva'ya doğru yollanmışlardır. * Buraya gelen Macar harbiye nâzırı general Roder Napoliye git - a veliahd tarafnıdan ka- | Almanyada Ziraat Berlin (Husust) — Almanya zirâ- At nazırı Dare tarafından söylenen bir hutuktan anlaşıldığına göre Al- nyadaki ziral vaziyet işçi olma» dan müşkülâta uğramış ise de âmele yerine makinenin konması sa- yesinde bu müşkülâtın önü alınmış- tır. Alman ziraat nazırının bu söz - leri yabancılar tarafından alâka ve dikkat uyandırmıştır. Çünkü Alman- lar şimdiye kadar fazla nüfus için aradıklarını söylemektedirler, Halbuki ziraat nazırı tarla ve çifi lik işlerine lâzım olan işçi bulunma- dığından bahsetmektedir. İrlanda ile İtalya Londra (Hu: — İrlanda hü - kümeti tarafından İtalya ile tazele- |İnen münasebat şayanı dikkat bir safha gösteriyor. Çünkü Cenubi İr - | İlanda hükümeti Habeşistanı İtalya- | zaptettiğini t ir, Hal- 4l.v uki İrlanda müstakil olmakla be « İraber, İngiltere döminyonları dahi- | lindedir. İngiütere ise- Habeşistanın | zaptını taşdik etmem nmakta- d Katil « dunyada a yalnız an- | nesini sevmiş Million Onun için bir itiraf ettiği noktayı âkinci bir ifadesinde geri alarak her şeyi şüpheli bırakmak istiyor. Böy- le şüpheli bir vaziyet olursa mahke- mede-bundan istifade edeceğini he- sab ediyor. Million vaktile Frankrot hapishanesinde yalmış ve orada ikeı şöyle düşünmüştür: — Buradan çıkar çıkmaz gizli bir İçete teşkil edeceğim. «İş> e başlıya- Joağımı. Bu proje genç haydudun zihninde Million diyor ki: Annesî burada ol- saydı Vaydman ona her şeyi itiraf ederdi! büyüdükce büyümüş, nih; pishaneden çıkınca Vaydman ve Jan Blank'ın da iştirakile bu çete vücu- de gelmiştir. Bu çetenin asıl başı kimdi? Kimin tesir ve nüfuzu daha çoktu?. Sual - leri kendini gösteriyor. — Vaydman, diyorlar, bize o kâz | dar hâkimdi ki ondan korkuyorduk. O ne derse yapıyorduk. Onun cina- yetlerini gidip polise haber vereme- dikt. Fakat gizli bir haydud çetesi teş- kil etmek fikri evyelâ — Million'un kafasında yer etmiş... Kendisine bu- nu soran istintak hâkimine genç ve kurnaz haydud tereddüd etmeden diyor ki: - Evet, ben Frankfort hapisha - ĞA Si biZ proje bazırladım. |Fakat bu projenin böyle gizli bir haydud çetesile alâkası yoktür. Ken- di kendime düşündüm ki: — Buradan çıkınca kendime bir iş bulmak lâzım. Onuün için bir güzel- lik enstitüsü açarım. Oraya genç ve zengin Amerikalı kâdınlar gelir. Ben de para kazanırım. İşte Million şimdi böyle söyliye - rek güzellik enstitüsü açmanın bir cürüm olmadığını kendisinin de ka- (Devamı © »mer sayfada) .$-8 0 S-SONTELEGN ! LEANRLA 1—248Irlnclklnun987 Kâh” gendu DEER # pi DA Artık yâzın plâj hatıraları de altında kaldı. Bu perde terinize geçirmeye vesile soğukluğuna hayalperestlerin Altı Fransada gizli silâh depoları me » İselesinin tahkikatı devam etmekte- |dir. Cumhuriyet âleyhine gizli ter- tibat almak için gizli teşkilât yap « tıkları söylenenlerin bahsi daha da uzayacaktır. Fransada krallığı lade etmek fikrinde olanlar gazete çıkar- mak suretile fikirlerini her — vakit müdafaa etmektelerse de Fransız tahtına kendisini mirascı sayan Dük |Dögiz ile ağlunun geçenlerde İsviç- rede tertib ettikleri toplantıya lsvıçı re hükümeti müsaade etmel Bunun üzerine Dük Dögiz ile oğlu Belçikaya gitmişler, orada da her hahgi suretle olursa, olsun siyasi fa. aliyette bulunamıyacaklarına — dair Belçika hükümetine söz vermişler - dir. Gizli silâh depoları meselesile krallık taraftarlarının faaliyeti ara- sında bir münasebet olup olmadığı araştırılmaktadır. Pariste krallık ta- raftarlarının çıkardıkları bir gazete e kendisinin hiç bir alâkası olma- dığını ilân eden “Dük - Dögiz'in bu rağmen gönüllere kar'ın herkesi ısıtmağa çalışışı ne neş'e değil mi? komedi havası yaratıyur! ea temamlle beyaz bir. per- yeni hatıraları küçük def- olan bembeyaz kardan hararet veren Paris efsane şehri oldu ' Taç giymekistiyenler, müs- takbel ihtilâlciler hep burada imiş. İfadeleri hoş bir. silan geposu yapılan gara)! tebliği..den sonra o gazetenin sahi- bi Leon Dode e başmuharriri Morras'ın mevkii nazikleşmiştir. Maamafih bunlar kendi kanaatle- ri bu yolda olduğu, Dük Dögiz ken- dilerini ister tanısın, ister tanıma « İsın bundan müteessir olmıyacakla - rını yazmışlardır. Dük Dögiz ile oğ- lu kendi âlemlerinde ne yaparlarsa — yapsınlar Fransa tahtına geçmek is- en başka biri daha vardır. Bu da Nopoleon Ponapart'ın - sülâlesinden Prons Napoleon'dur. Bu genç prens — — vakit vakit kendisinden bahsettir - mekte, kendisini unutturmamağa çalışmaktadır. Son gelen Fransız ga- zetelerinde okunduğuna göre Prens |Nauoleon şimdi gizli silâh meselesi İdolayısile kendisine ve taraftarları: 'na birer program çizdiğini ve buna — riayet edilmesi lâzım olduğunu an- latmak istemiştir. Gizli silâh depo- ları, gizli teşkilât ve tertibat, Döla - rok davaları, Fransada faşistlerin bi (Devamı 6 ncı sayfada) — .

Bu sayıdan diğer sayfalar: