3 Ocak 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

3 Ocak 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÖYeror Bi <Ui K £€-SONTELCRAFR-3I JEski bir akşamcının defterindeni Yazan : Osman Cemal Kayallı Gözlerinin içi kan çanağına dönen genç kıpırdamadan onları seyretti ni, temizini, güzelini okı yahut dinlemeyi severdi, Onur 1 okunan şeyler onu bi- ştı. Onlardan müsaade iste- F ol Uzunca boy! &z çatık çak saçlı bir genç, karşılarına dikil di Gözlerinin un, hiç bir I4f etma k onları süzdü. çinde ötekiler de hiç b de öte tad! (Yanında yeı hi olduğu yerden hiç kı madan iki elini tavana doğru kald rıp iki yann doğru kocuman bir k: vis işare ak şu misrar öküdi keşideye tut lülezar © yeni gelen Turhse, Be- O da onün kulağına eğildi : — Bu, dedi, çe çok üstad bir rdır; fakat çok yık yakalamak mümkün değildir. ndi göre- eeksin; pok enfes, pok h. lan şitrlerinden bize neler okuy — Bunun adı nedir?.. b Nureddin!.. ha pok te yabanci Şehab Nureddin ba: rından n ırda da ger - güzel şiirin altında görmüştü. Şehab Nureddin için bazı kimseler ona zaten zamanın en yük- #ek idadlarından demişlerdi. Şim- di Turhan, Şahabın kendi ağzından bazı şeylerini dinlemek ve onunla © zamanlar rakı.açık istendiği hal- de garson, Sahab Nureddinin önüne rakısını ki bir karafaki ile değil e koca bir yarım kiloluk şişe ile tirdi. Onun üdeti öyle imiş, eğer ö- n anlsmazınış ! O, rakısını kadehle de İçmiyor, ko- ca bir su bardağına doldurarak çe- fstad! Ne var, ne yok bal denin arkasında?.. z cevab verdi : uzünü okşa- yarak şu mısraı söyledi : Gönül bir düğ ile fahreyleme düğ üstüne dağ vur / Öteki orta yaşlı : ya: «Yarab çok beldlara eyle mübteld beni ! » — Şakayı bırakın amma galiba bi- razdan b - Hayır ola, ne var, ne belâsı bu? Neyzen Tevfikle bizim Selmanı pök hazretleri demin fitil gibi dük- kânın kapısının önünde bocalıyor - lardı? Galiba da içeriye girmiş oltma- hlar ki bakın aşağıdan sesleri geli- yor. Eğer bir de buraya çıkaçak o - lurlarsa tamamdır keyfimiz ! Gerçekten şimdi aşağı kattan Tev- HÜğin sesi getmiye başlamıştı; yine orada birisine kızmış olmalı ki birisi için : Sunturlu bir küfür savrılıyordu. âlar hepimize mubareki ! | ribirine tanıştırdıktan sonra : — Turhan Bey, dedi, şiiri pek se- "|ver, hele senin gibi değerli üstadla- ra pek hürmeti vardır, demin gitmek fakat sen gelince vazgeçti, Tartık yeni bir şeylerin varsa lütfet de Turhan Bey de dinlesin! asıra bana dayan fidan boylu, geni n hemen ©: İmparator ( * ön cak fovkal, ilirler cabı olan la hi gfadan devam) ve ahvalde ndisile ancak teş- bir kaç bir şey kon kelimeden Jolan Japonlardan İnail olabilmiştir. Bu la pek az Japor lir. İmparatar ikümdarı isidir. Unutmamalı ki, gi dar 66,000,000 Japonun bir mabud tıkları bir insandır. Sade ya- plan bu hükümdar 66 milyon 3,000,000 Forliye ve 3.000,000 hükmetmektedir. Hiro Hitö Japonya- imparatorudır. Zamanın bir hanedanının mira dır. Japonların itikadına göre bu ha- nedan ilk tesis eden Güneş olmuştur İGüneşin tdronu Japon adalarına gel- İmiş ve bir hitabede bir maktub yol- İamıştır. Bu mektubdaki esas bugün de itikad edilen bir esastı ki © da Japon imparatarumun ayı |zamanda ruhant bir reis iddiasıdır: Geçenlerde Tokyoda olan yüksek bir binada çalışmakta olan işciler orada grev yapmışlar, de- idikleri kabul edilmedikce işe başla- aile re- aç hüküm- İmparator nın 124 yapılmakta uşmak için kalkmaktan vazgeçti. | Bunları dağıtmak için hiç bir ça- te bulunamamıştır. Fakat birisinin klna bir çare gelmiştir, Hemen İ- Jân edilmiş ki beş öon dakikaya ka- dar imparator o binanın bulunduğu caddeden geçecek diye!, İşeller im- paratorun karsısına çıkmamak İcin caddeden çekilip - giftmekten baska yapılacak bir şey olmadığını anla - şlar ve hepsi de oradan koçmışlar- dır. fmparator o kadar mukeddes sa- dar hürmetsizlik addedilmektedir. İmparatorun sokağa cıkacağı zaman- lar her tarafta ses sada kesilmekte, çekilmektedir. yolların üze- herkes birer tarafa Hükümdarın geçece; rinde hir tek adama rast gelineme - mektedir. Japonyada hükümdara gösterilen bu derin hürmet ayni zamanda Ja- İponyada içtimaf hayatın esasını da d - Cenabı Fuzuli de öyle demez mî"!ircldl etmektedir. Meselâ Takyo ha- ricinde bir memur vazife icabı ola- Tak imparatorun iradesini halka teh- liğ edeceği zaman yüzünü Tokvova doğru döner, üç defa eğilir. Ondan mdarın ne istediğini, ne halka tebliğ eder. İmpa- eket et gü- lüme | ratorum iradesine muhalif miş olan bir Japon, hükümda irdim diye kendi kendi mahküm eder ve bıçağı karnıma sap- hıyarak dünyadan gider. Muselâ bir | İşimendüfer makascısı hükümdarın |bindiği treni iki dakika geciktirme- İğe sebeb olduğu için karnına bıçak saplıyarak kendini öldürmekte tered- İdüd etmemiştir! lerinden bir hülüâsa, yıldığı kadar ona görünmek de © ka- | |me kuvvetini de İşte Amerikalı daktorun gördük- “fak 50,000 Ingiliz Lirası İstiyen | Adam ( 5 inci sahifadan devam ) JSonra ne yapacağını şaşırmış, sonra götürüp polise vermiş |Avusturalya hükümetinin en tanım- | İmış bif polis hafiyesi olan Fransis ! e bu işin takibine memur edilmiş- | tir. On beş gün geçiyor. Zengin, fakat İbedbaht olan baba her İçıkacak diye bekliye bekliye bu on R f k Rauf kapt İbeş gün geçirmiş ise de bir şey çı halinde fa: da: Tam Enginde ve ge Yazan : ve Rahmi Yağız | — Terceme iktibası amıyordu. — Nihayet polis | şunu — Bu mektuabu si: sa olsa şaka y ftar. Fena bir şa! bir şey değildi Zengin adam artık poli: de ondan ileri isten ümi- şeyden limanına dönüp e anlatınca bu zâ- ara almış olan de emrini verdi: Yangın başlasın... Anide gemiden beyaz duman sü- tunları y il bataryaların- da telâ uyandıran, Os- man içinde tertib İdirilen ye |Hamidiye sü: özden rmak istersi iz bu par: men şeyler $ ciddiyetini öğrenmek ister- ze delil de gösterebiliri kuvvetli bir adam Önümüzdeki |Suslarının sev Ottikleri bu hare donanma kumandanlığın Amiral Ramiz'e verilen af, İngilizce metinle aynen şöyle idi: Nüra'da donenma kumandanlığına Kıç kasaremde yangın çi dürmiye uğroşıyoru. Hamidiye süva: RAUF angın hakkında iyice ka- bildirildi. ra ayı- ber verilmiş ve 0 gelerek zengin ç atmış, İçeriye bir çok polis memurl: , Kız da bir : hafaza altına zin mürebbiyes bulundurulmuştur. Tam saat dörtte |manlar ara! İâe zına doğru Karanlık Liman'a gelin- i; gece müdafaası haline ç bir ışık yakılmı- n altında gri külçesi halinde Boğazdan miştr. Herkes atte olarak d le beraber kimse b ve gözü &ab etme esrarı 7 |dan sanra bir tedbir o! rar veriliyor: daki |bir gölge tır, Ön- L;ı“cı_vcrd' . rak şüna ka- | Kruvazörde tam bir sükünet göze ııırp yordu. Boğazdan çıkarken va- k müreb- İzile başına geçen mürettebat büyük aşcı kadından ve bir şevk içinde bulunuyorlardı. Bi- mse #irmiye - |rinci harbde, İmroz harbinde acemi- | le evin en es- |liği adamakıllı anlaşılan düşman top- çularile alay ediliyor, an deh- rine her suretle emniyet edilebilir- İşetli ayazına aldırmıyan tarassud ne- jdi. Bir de vakit vakit akıl doktoru |ferleri çanaklıklarda etrafı gözetli. İgeliyordu. Fakat bu tedbirlerden de |yor, ufukta ve civarda bir ışık, bir :bh- şey çıkmamıştır. Kızın yanına İziya eseri görmiye uğraşıyorlardı. yabancı kimse girmemiştir. Akdenize açılır açılmaz sür'at 18 Lâkin zengin baba gene bir mek- |mile çıkarıldı. Gece yine hava bozmıya, ufku ke- tub almışlır. Bunda şöyle deniyor- du: sif kara bulutlar sarmıya başlamıştı. «50,000 İngiliz lirasını evvelce gös- Akşamdan, denizin hırçın yüzünde terilen yere gönderiniz. Bunun için |dalgacıklar yaratan ay, buluta gir - size 3 gün mühlet verilmiştir. Eğer |miş, zifiri karanlık içinde gittikçe dediğimi yapmazsanız kızınız öle - artan bir poyraz esmiye başlamıştı. cektr. Kızınızın bayılacağını haber | Kümkalenin ışıkları Hamidiyenin vermiştim. Dediğim gibi oldu. Şim- |ardında silinirken wvaş serp- di de öleceğini haber veriyorum.» — |miye başlayan yağmur, biraz sonra Adamcağız ne yapacağını şaşır - sağ röz karayele di- İmış, fakat istenen parayı gönder - İrise etmiş, sulusepken bir kar, üst mekten başka çare görememiştir. |güverteyi örterken Hamidiye, hir- Akıl doktoru vakit vakit kızın yanı- |çın hırçın bordalarını yalayan dal- na giriyor, muayene ediyordu. F - |gacıklara baş tutarak Skiros adast kat orada doktör ile kız yalnız bıra- İfenerine doğru yolu tütmüştu kılmıyordu. Kızım mürebbiye: Saat 4 e doğru, Skiros adası borda: İdan ayrılmıyordu. Polis hafiyesi İlandı. Bu sırada gemi süvarisi Rauf Fransis evvelâ bu işin fena bir kaptanın gönderdiği bir posta, sübav dan ibaret olduğunu maralarını dolâşarak bütün bölük |kin şim len bu ha kumandanlarile taret zabitlerini ve İra artık işi böyle hafif Ççarkçıbaşıyı süvari kamarasına da- rü olamıyaı düşünerek bir ne- |vet ediyordu. © da merak ettik- | Zabitler, Rauf Beyin kamarasında toplandılar. Süvari, akşamdanberi üt içinde esrarengiz bir mahiyet bi- Jalan halini artık bırakmışa benzi - yordu. Arkadaşlarının ortasında du- ran boş bir i#kemleye oturdu... Son- ra, hiç mukaddimeye lüzum görme- den söze başladı : | — Arkadaşlar; dedi, size, vazife. İnizin ehemmiyetini anlatacak, ya - |hizmetçiden başka İcektir. Bunların hep: İki emektarları olduğu için kendile- (rebbiy doktoru olarak kızı mua- iyeneye gelen döktor Beneh arasıra kızın kulağna eğilerek duyulmıya - cak gibi bir şı Artik iş ay İMeğer doktar kızı manyatizme edi »yormuş. Kumarbaz hekim çok borç- Tanmış, bunlardan — kürtülmak için zengin Simit'den para çekmeği dü- değilim. Yalnız harb maksadile ana filodan ayrılan kruvazörümüz, yal- nız başına başaracağı bir macora se- i_vnhnlme çıkmış demektir. Vazifemi- şünmüş, hakikaten manyatizme yap- zi biliyorsunuz : Rastlayacağımız düş- maktaki iktidarı sayesinde kızı iste- |man nakliye gemilerini batırmak, zaman kimseye belli etmeden |düşman liman vesahillerini bombar- ltmağa vaffak olmuştur. İdıman etmek... Şimdi doktor mevkuftur. Her şe- | İlk alarak ta birkaç saat sonra va- i itiraf etmiş, muhakeme netice - |racağımız Şira limanını toplarımıza sinde kendisine — verilecek hüki beklemektedir. Kıza istediği gibi | telkinlerde buluanrak — babasından soğutan bu hekim şimdi artık k ma sokulamadığı için many gösterememekte- İdir. Zengin baba gene 50,000 İngiliz |lirası vermiştir. Fakat bu - paranın |10,000 lirasını polis hafiyesine he- | /diye olarak vermiş, 40,000 lirasını da fukaraya, yardım cemiyotleri- | 1 bi | Baş, diş, nez! rınızı derhal keser. İc 'ne bağışlamıştır. mahfuzdur — dönünce vazife başına geçsin; şu &n- | İda Sinfar İtertibatı alm edece İyurun arkadaşlar |.. İcan içinde bulunduğu halinden an- daraızda bir siklon görünüyo! |Kumanda köprüsüne koştu ti riri min hali başkadır. kızgın adamlar başka. lar her dediklerini karşısındakilere zorla kabül ettirmek isterler. rın el yazıları da diğer çeşid insan- ların yazıların lâk ve mizaç gösterirmiş. Eğer yazı | hnlanmıya başlıyor. (hut hareketlerinizi tahdid edecek |İyazarken harfleri bil kıyor, siz de kendi Ç çok meftün olanlardan sayabilirsi- lenen her hangi bir rol ile bir zaman |Jniz. yardır. İntizamsızlık göze çarpar. (dâr S« Harflerin ucu yuvarlak düşer. Fa-- lik göze çarpar. grip, romatizma ve bütün ağr a ynabilir. GENRETEE T en oli Ave Kızıl denizlerde AMİDİYE g —T Vesikaları veren : Donanma Başkâtibi İhsan Ve. Hamldiyenin seyir defteri an tehlike karşısın- yol emrini verdi.. cenin zifiri karanlığında Ha- midiyeyi tehdid eden en zâlim hasım her önce tabiat oluyordu Hamidiyenin İlk hedefte bombürdıman ettiği ve barut fabrifasını uçurttuğu Şira limanında panik., def tutacağız... Ne dersiniz?.. Geminin sancak bordasında henüz Derin bir süküt ile kumandanları- |bir, bir buçuk metre yükselen bir su ü ibaylar hep bir ağızdan |sütunu görülüyor, etrafında hızlı ve $ gürültülü bir « ir dönüyordu... Tehlike büyüktü... Aranılan dü man donanmasının toplarından & en aldığımız İh e vardı. Deni en mMüessir ku Bir fır- ikas de en et, zaman kaldı... hâkim, bo yoruz; ya vediyoruz. tabil kuvvet yani engindir. ularında sey- İtına, bazan verilmiş bir karar Binastlaleyh. muharebe |yar, bir tayfon birçok defalar f. |ketlere sebebiyet ver tte hazırlanalım. Bu- Bi İcezir, hulâsa denize aid her ârısa, sözleri biter bitmez, ddetle vuruldu... | süz teşekkül ediyordu. Bina leyh gemiye yol vermekle İrinden kurtulunabilirdi. Rauf Bey, mı — Tam yol Kapı açılır açılmaz, telâş ve hey laşılan güverte gediklisi Salâhaddin, askerce selâmladıktan | | Bir anda geminin sü İdenizin bağrında sür diye, artık kumandanı “ati arttı; Ak- ti 18 dedi. sancak bx : üstünde |çıkaran Hamlı İseken bir taş gibi sür'atle kumanda- nının düren tuttuğu İlk hedefe, Şi- İra adasına doğru yoluna devam edi- yordı Rauf Bey fazla dinlemedi, dinle - yemedi: — Nasıl? Siklon mu dedin?.. Diye haykırarak yerinden fırladı, (Devamı var) Ha emlin e nnni mereni nn di enenA n n gamüNLaN ea an nnn İnsan Greta Garbo'nuün Çeşitleri Son şaheseri! (S inci savfarlan gayri müntazam başlı irirken şiddetli bir bareketle biti. ö | Napoleon filminde ha- irikalar yaratan san'at- kâr neler anlatıyor ! (5 inctsayfadan denam ) devam ) d | Fakat kadınlara düşkün olan ada- Tehlikeli veya tehlikesiz olan hiddetli veva azgın, sonra bu koca için müşkül bir vazi- Kızgın adam- € yet kendini göstermiştir. Çünkü ka- t ona bir rek n rısı ile yalnız kalan K şeyler söylemek iste: Halbuki kadın güzell meftun söylemiş ve Napoleonun h: tmiş ve: — Lehistanın : İNapoleonun nü lan daha de ah - lâlini temin için den bira- ve tesirini kul - Janması âzımdır; demi küçük yazıyorsanız - Fakat Köntes, kendisinden bek - i kadın güzelliğine küçü lmamıştır. Napoleon da den evleniyor, fakat o ka- Kontes Valevskayı ko- Jcasından ayırarek almakla değil, A- kat böylelerin yazısında bir güzel. Vüsturya İmparatorunun kızını ala- » rak siyasi bir izdivae yapmakla.. Resimde, Napoleon rolünü oyna- yan Çarles Boyerin Konteş Valevs- İkayı çok muvaffak olmuz iyetle nasil sord: |Diğer resimde de K karısına, Napoloonun ona karşı düy- |duğu alâkayar anlatışı gör! r ki bilhassa Greta Garbo'nun her şeyi anlayarak ve kadınlığının gururunu takınarak asil ve metin vaziyeti çok alâkadar Bunların yazılarında bir garabet: İsonra y abında günde 3 k

Bu sayıdan diğer sayfalar: