6 Ocak 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

6 Ocak 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— —— Aldığımız malümata göre, hifzassıhha kanununun neşri tarihi lan — 6/5/936 tarihinden — tiibaren, İmemleketimizde 998 senesinde 276 yeni İne kadar da 500 e yakın çok çocuklu hileye 50 şer lira para mükâfatı ve- rilmiş, kendilerine mali yardımda İbulunuz Kanunen en az (6) ve daha fazla kocuğu olan ailelere verilen bu mü- İkâfatları alanların çoğunu, köylü ai- İleleri teşkil elmektedir. Bu suretle memleketimizde, çocu- İğu çok olan ve altıdan fazla evlâd sahibi olan aileler, büyük şehirlerde İdeha az ve kasabalarla köylerde daha İçok tesadüf edildiği anlaşılmaktadır. Bu yardım, Devletin büyük nüfus politikasının bir küçük, fakat bu işe gösterilen alâkanın canlı tezahürü ylarak hususi bir kıymet taşıdığın- dan bunu kazananlar, bir büyük yure vazifesini yerine getirmiş olmanın seadetini duymaktadırlar. Diğer taraftan bu mükâfatın Gaha . Mahkemelerde ! Ömrünün yarısından faz- eye ve 1937 mali yılmdan bugü- |5 Çok çocuklu ailelere yardım !... Hazirana kadar (1000 nneye daha (50) şer İir mükâfat verilecek .. 'emleketimizde 6 ve daha fazla çocuklu ailelerin ekseriyetini kö glüler teşkil ediyor!. vvur olunmaktadır. | yılı içinde çok zlran sonuna kadar 1000 aileye iblâğ edilmiş olacaklar. Yani bu 5 ay zar- fında daha 500 çok çocuklu anneye 50 ger lira mükâfat verilecektir. Her tarafta bunların tesbit edilen isimleri etrafında - çalışılmaktadır. #cümle evvelki gün Sıhhat ve İcti- mak Muavenet Vekâleti tarafından, şok çocuklu allelerden - İzmirde 5, Bayındır, Bergama ve Tire kazala- randa da 3 kişiye daha 50 şer lira mükâlat tevzi edilmesi emrolunmuş- ur. Ajansların haber verdiğ wvelki gün İtalyada bir dın da (20) nci çocuğunu dünyaya şetirmiştir. Bu fevkalâde hal karşısında çocu- /zan annesine bir ev satın dlinmış ve babasına münasib bir iş temin edil- miştir. lasını hapishanede geçiren sabıkalı !. 8 yaşında yankesiciliğe başlıyan Yusuf, hakime : “Orası, bizim ebedi mekânımızdır !,, diyor !.. iş ve İki jandarmanın mezareti altında arla asferden farksız ve anoşhur bir yankesici alduğu anlaşılan bir adam, evvelki gün İzminde 2 nci Sulh Ceza mahkemesinin huzurunda muhake- me edilmiştir. Enteresan bulduğu - muz bu muhakemenin safahatını ay- nen yazıyoruz. ç Evvelâ Hâkim, suçluya soruyar : — Sen benim karşıma kaç defa gel- din ? SS — Beş, on defa, — Hepsinde de mahküm oldun de- Bil mi? — Evet... Hâkim dosyayı karıştırıyor, dört tane sabıka fişini eline alarak: - Yankesicilikten altı aya mah- küm oldun mu? — Oldum... — Hırsızlıktan doküz ay - cezanı çektin mi? — Çektim., — Yine yankesicilikten dokuz ay hapse girdin mi? — Girdim... a Beşinci sarhoşluğundan daksan şün yattır bunları sormakta Kafası ulmiyacak kadar büyük şeyler düşündüğü için bedbindi. Bütün düşündüklerini kendi ken- l::_ı:.ı'n edebilseydi mesele kal - mı . Kafasının ortaya koydu- Bü meseleleri yine kendi kafasının holledemediği için bedbindi, Trenin buğulu cafmnında Bözleri karşılaştığı bu kadında diğerlerinden bir ayrilik bulmuştu. Hiç bir kadının bakışları şimdiye kadar karşısındaki gibi kuvyetli ih- saslar halinde şuurunu delip - içeri îl'î:ıqnlş ve beyni içinde kıpırda- Ti Yapamamıştı. Bakışlarında, dnİ asındıran bi vardı, bu kızan!.. B Buna evvelâ bir insan, sonra bir erkek olduğu için ihtiyac hissediyore Sasin be aa gaa a değildi. Küi Sabahtan, babasının ölüm haberi- ni aldığı andanberi müdhiş ıstırab gekiyordu. Ağlayamamıştı. Kimse - ati var?. — Tabii mana var.. İekuyalım da, senin kim olduğunu, jrnillet te anlasın, hâkim de.. — Bayım.. bunlar geldi, geçti. Ben İsenin eski bir müşterinim. Şu işi kı- isa kessek olmaz ma?.. Bütün sabıkalar okunuyor, Henüz (yirmi sekiz yaşında bulunan yanke- ,Sici Yusul'un hayatının dörtte üçü- inü Cezaevinde geçirdiği anlaşılıyor. | Hükim tekrar soruyor : | — Senin hiç güneş yüzü görmedi- ğin anlaşılıyor?.. — Orası bizim ebedi mekânımız- İdizi.. | Yeni evrak okunuyor. Suçlunun, bir köylünün yanına yaklaşıp elin- deki kaşketi siper yapatak cüzdanını laşırdığı anlaşılıyor. — Re dersin ?.. — Yalan!.. — Zatca bep yalan diyorsun am- ma, sanra hakikat oluyor... — Ver cezamı öyleyse !.. — O kadar necle değil.. Şahidlerin celbleri ve suçlunun, sabıka adedinin kat'i surette teshiti 'için muhakeme talik edilmiştir. Şunun zepsini İş arayan, işçi isteyen veya bir | müşkülü olup bizden fikir soran ve şikâyetini bildirmek arzu eden muh- l terem karilerimizin mektublarını | her gün bu sütunda muntazamen ve İparasız neşredeceğiz. Bize gönderi- İlecek iş ilânları 2 gün üstüste tek - hnrlı neşredilecektir. | 91 — İyi dereceli örta okul mezu- vuyum, Bir apartıman veyahut bi: müessesede çok az bir ücret muüka- bilinde kapıcılık, uşaklık arıyorum. Bu satırları okuyan mühterem iş sa- köblerinden, biçare kalmış Muslafa ıI(ı)ıu'ıf»ı Tütfen, merhameten valan- daşlık şefkatinizi ve kurtarmak duy- gunuzu esirgememenizi yalvarırım. ası ve 100 liraya iblâğ | Adres: (Son Telgraf iş ve halk sü- |tunu vasıtasile Mustafa Konur) 92 — 17 yaşında bir gencim. Oku- yup yazmam, hesabım. küvvetlidir. Ticarethane; |u çalışmıya hazırım. Her yere gide- rim, Elinmden tornacılık la — gelir. Her türlü kefalet veririm. Ağresim: (Unkapanı Üsküplü caddesi No, 45 R. Bozkurt) 93 — Lise derecesine yakın tahsi. Te malikim. Üç ay sonra asker olaca- | ğım. Bu müddet zarlında boş kalma- mak için iş arıyorum. Günde 11 saat çalışabilirim. Ve 1 lira kazanca da razıyım. İstekli olanların Son 'Tel - graf iş ve halk sütunu vasıtasile Ö, L. rümuzüna mürsacaat etmelerini rica ederim. 94 — Ortamekteb Mmezunu 18 ya- şında bir genç kızım. Çalışmak mec- buriyetindeyim. Yazım çok işlek ve düzgündür. Her hangi bir yazıhane- de, eczahanede, dektor yanında ve mağazada, ticarethanelende münasib bir ücretle kâtiblik, daktiloluk, t gühdarlık ve memurelik yapabilirim. Her hususta kefalet verebilirim. İs- teyenlerin Son Telgraf iş ve halk sü tunu vasıtasile (Bayan S. N.) adre- sine müracaat ctmeli rica ede- rim. ,0 Bayan Aysel — Size yapılan bir iş teklifi hakkında İş ve halk sütunu muharririmizle götüşmek üzere ak- şamları saat 17 - 18 den sonra gaze- temiz idarehanesine acele teşrif et- menizi rica ederiz. .. Açık Memariyetler 2 doktor; 1 eczacı ve lisan bilen mamurlar taleb ediliyor!. Askeri fabrikalar Umum Müdür- lüğü için 2 tabible 1 eczacı taleb edil- mektedir. Arzu edenlerin, şartlarını anlamak üzere istida ve tercümel- hallerile Ankarada Askeri Fbrikalar Umum Müdürlüğüne müracast ct- meleri icab etmektedir. Devlet Demiryolları idaresi satın alma komisyonu için Ankarada İs « tihdam edilmek üzere Türkçeden Almancaya ve Almancadan Türçe- 'ye iyi tercâme yapacak memurlara ihtiyac vardır. Abnacak memurlara, İtahsil derecelerine göre ücretler ve- rilecektir. | Talib olanların vesikalarile birlik- İte Devlet Demiryolları Zat İşleri U- mum Müdürlüğüne başvurmaları lâ- zımgelmektedir. * Bu sene Almanyaya 200 bin san- dık portakal gönderilecektir. X Şubatta Floryanın ağaçlandı - rılmasma başlanacaktır. w işçiler sizin için... Yeni hükümleri ihtivaeden 3numaralı genel emir bu | ayın İ5inde başlıyor Şimdiye kadar iş kanunundan istifade edemiyen bir çok işçiler; bu emirle saat kaydına girecekler İşçilerimizin shhatini ve emniyetini temin edecek olan yeni İş Ka- nununun 3 üncü genel emri, bu ayım İ5 inci gününe Kkadar neşredilmiş bulunacaktır. 3 fncü genel emir tamamile hazırlanmıştır. Bu ayın 15 inci gününden itibaren her tarafta tatbik edilecektir. Bütün işçileri ve iş yerlerini alâkadar eden 3 üntü genel emir, telif iş veren yerlerle işçilerin çalışmalarını lanzim edecek bir mahiyet taşıyacaktır. Şimdiye kadar İş Kanunu kayıdlarından istilade edemiyen bazı müesseseler Ankara Şehir Tiyatrosu Ankarada bir Şehir tiyetrosu ku- ruluyor. Bu havadiz, Türkiyede ti - yatronun yeni bir şans — yıldızının parladığına işarettir. Bizde tiyatro, en ziyade gadre uğramış bir san'at şubesidir. Henüz tam manasile iti- barını bulamamış olmasına tağmen son zamanlarda bizde her swuf halk draşında aşağı yukarı şüyle mütevas- St bir not ta kazanmış sayılır. İstanbul Şehir tiyatrosu, perdesini tam zamanında açmak, artistleri der- bederlikten kurtarmak | ge tulüatı yasak etmek, san'aikârların, ciddi piyeslerir çerçevesini -aşmalarına meydan vermemek ve tiyalro salo- nundan fıstık ile deblebinin hakkı hayatını nez'etmek, süflör kulübesi- ni kaldırmak, kıyafet, dekor ve mak- yaj işlerinde tittzlik göstermek gibi, müstahdemini de, bu genel emirle, saat kaydına gireceklerdir. Diğer tarallan işçi sigortaları kanununa hazırlık olmak üzere öni müzdeki Haziran ayında kurulması kararlaştırıldığını hâaber verdiğimiz | Devlet sigortası etrafında şimdiden büyük faaliyet ve hazırlıklara girişil- |1, yürk kadınımı konuşturan Hi çilerimizi, birçok bakımlardan sigorta edeceği için, o nisbetle geniş bir teşkilâta ihtiyac gösterecektir. Diğer taraftan iş kazaları, meslek hastalıkları gibi işçileri her zaman tehdidi altında bulunduran felüketler için de, ayrıca ve her derd için ayrı ayrı sigorta kanunları yapıla- caktır. Ana sigorta kanununun lâyihası, 1 veya 2 ay içinde Büyük Millet Meclisine tevdi edilerek yakında kesbikat'iyet etmiş olacaktır. (İşçi sigorta idaresi) kurulmasından sonra bütün işçilerin hepsi, kendiliklerinden sigorla olmuş addedileceklerdir. Yani bu suretle sigor- talı olmak hak ve vecibesinden hiç bir işçi feragat veya istinkâf edemiye- miştir. İşçi sigorlaları kanunu, cektir. olacaklardır. Bu sigorta kanunlarile, bütün işçilerimizin hepsinin hayatları ve is- tikballeri temin edilmiş ve aileleri ömniyet ve teminat altına alınmış Balık akını Hâlâ devam Ediyor!. Birkaç gündenberi Timanım başlayan balık akını, hâlâ ayni şid- detile devam etmektedir. Bunum se- bebi, fırtımadan yemsiz kaları Bahk- ların limana doğru akın etmesidir. Dün ve bu sabah bilhassa Köprü- nün Karaköy cihetinde, Liman dai: resi önünde ve Akay binası karşısın- da, Galata motör iskelesinde, Köp- kelesi önlerile Bebekte, Kadıköy ve diğer bazı kıyılarda, Şi 'e kadar bu mevsimde görülmemiş derecede istavrit, lüfer ve bunları yutmak için takib eden binlerce aç palamut ka- (raya vurmuştur. Bu sabah, daha saat altından iti- baren limandaki motörcüler, mavu- nacılar ve işsiz güçsüz halk, çoluk çocuk üşümemek için kalın paltola- ra sarınarak ve Köprünün iki yanın- 'da toplanarak kancalar ve küfelerle ve ayrıca oltalarla saat 12 ye kadr syısız balık tutmuşlardır. Böylece her daldırılan küfe ve sepelin içine en aşağı 10 - 15 muhtelif balığın dol- duğu görülmüştür. Böyle küfe, se- Pet ve kancalarla balık avlanması ve 'yüzlerce balığın Köprünün altından kayarak Haliç tarafındaki motör is- kelesine akın etmeleri ve havaya sıçramaları pek hoş bir manzara teş- kil ettiğinden dün ve bu sabah Köp- Tünün yanında, bavanın fenalığına Tağmen arasıra durup bu hali sey - redenler görülmüştür. Balık avı yüzünden birçok şsiz ve güçsüzlere ekmek parası çıkmıştır. Balıkhaneye 200,000 çiftten fazla palamut ve çok fazla mikdarda lü- fer, izmarit ve istavrit gelmiştir. Palamutların çifti Balıkhanede 6 kuruşa sat rüdeki Şirketi Hayriye ve Adalar is- | 3 insan iskeleti Bulundu !.. Yılların örttüğü esraren- giz bir tacia mı ? Yoksa Evvelki gün İzmirde, Asansörün arkatarafında, üçüncü Karataş ma- ballesinde, Tepe Kayalıklar arka - sanda kuzukulağı toplamıya çıkan üç küçük çocuk, akşama doğru, sarp ve jsimsiz bir dere içinde 3 insan iske- leti ve insan kemikleri görmüşlerdir. Tenha ve issız. bir akşamd: korka korka bu iskeletlerin ve ke « miklerin yanına yaklaşan çocuklar- |dan ikisi arada kalmış ve diğer biri, bekçilik yapan babasına haber ver- miye koşmuştur. Bu suretle derhal |zabıla memurları ve Müddeiumumi ile Hükümet doktarü tahkikata başa Tamaşlardır. Hükümet doktoru tarafından yapı« lan muayene neticesinde, bu üç in- san iskeletinin ve insan ketnikleri - nin buraya, 10 - 15 sene evvel bıra- kılmış olduğu Snlaşılmıştır. Bu iti- barla bu cesedlerin, İzmirin Yunan işgali zamanlarında veya daha sonra- ları cereyan etmiş esrarengiz ve meçhul bir facianın zavallı kurban- larmma aid olması kuvvetle muhtemel görülmektedir. Geçen yılların hakikatini örttüğü 'bu hâdisede müruru zaman olması- İna rağmen, İzmir Mi |meseleye büyük bir ehemmiyet at- federek ortadan kaybolan — şahıslar /hakkında zabıtaya bir ihbar vaki o- lup olmadığı noktasından tahkikati genişletmiye karar vermiştir. *& Müteaddid hırsızlıklar yapan ve evvelce muallimini de öldürmüş jolan ve küçük Fantoma adı verilen | f | ELİ GÖNLÜM YAZAN N.-U-S ll 19 ALPLA C OŞKUN -EDEBİ ROMAN:6 n den çekindiği, utandığı için değil. evvelli kendi kendisinden ulanıyadu. Sonra göz yaşlarına mendilini uza- tıp kurutacak, yahut, hiç olmazsa : — Ne yapalım, emri Hâhi, üzülme, diyecek kimi vardı ki.. Tren ilerliyordu. Yağmur, camları şiddetle vuruyor. Wagonun sarsıntısı arasında kala-' sındaki düşünceler bir su gibi bey- ninin içinde çalkanıyordu. Genç kızı baştan aşağı bir daha süzdü, Ve ilk defa kendi kendisine itiral etti: — Aradığım insan ! Genç kız, kendisinden bir istasyon evvel inmişti, Kadınlar o kadar heye- can peşindedirler ki teh- Hikeli maceraları sakin bir hayata tercih ederler Trende başlıyan aşk ve.. Bir iç döküş Canım İlhan; Mektubunu alalı, bugünle tam bir ay oluyor. Biribirimize verdiğimiz söze göre şimdiye kadar sana dört tane mektub yazmam icabederdi. F- derdi amma görüyorsun ki, haftada değil, ayda bir bile zor yazabiliyo - rum. Kimbilir, bana ne kadear kız- mıiş, atıp tutmuşsundur? Ne - yalan söyliyeyim, bunda haksız - değilsin. Fakat mektubumu okuduktan sonca bu kusurumu bağışlıyacaksın.. Şunu da ilâve edeyim ki, yatışan kızginli Üin yerine geçecek olan hayretle kı Tışık bir hiddet her halde birincisin- den çok daha fazla olacak... Bunun da gebebini bu satırların içinde de- ” ğil, yıllardanberi arkadaşlık ettiğin şımarık, hoppa ve romantik Semra- nın ruhunda ara, bul... ve. her zaman her kabahatimde yaptığın gi- bi bağışla.. — Yaramaz kız, seni!... Diye ha- yalen olsun burnuma bir fiske vur. Nasılsın, ne yapıyorsun, günle- yi geçiyor mu? Diye sana, sana aid bir şeyi sormıyacağım. Bütün bunların tafsilâtını bir ay - evvelki Tmcektubundan öğrenmiş bulunuyo - rum, Tahmin de ediyarum ki bunla- ra ilâve edecek yeni ve fazla bir ha- vadisin, yine senin yazdığın gibi, pek almasa gerek. Halbuki benim ağır başbı, kendini beğenmiş, mağrur « f canımın içi İlhancığım.. Sana - söyliyeceğim, söylemem İâzım gelen o kadur çok şey var ki, bunları bemen anlatma- ğa başlamazsam imkân: yok rahat e- demem. Hattâ mektuba bunlarla baş- lıyacaktım. Lâkin darıdan düşer gi- bi mevzua girersem senin esasen bu anlatacaklarıma — vereceğin not as- gari olacağına göre, o zaman büsbü- tün kaybederim korkusile evvelü se- ni hazırlıyorum. Beni dikkatle din- le. Fevkalâde şeyler işiteceksin, bel- ki de hayretten ağzın bir karış açık ĞG İK MAD seböran . £ Türk sahnesinde değişiklikler yaptı. | Türkçeyi ecnebi gibi konuşan gay- rimüslim kadın artist yerine sal Tâb kadar bunlar da tiyatro tarihi - mizde yeni bir devir başlangıcı ola- rak kaydedilmiye değer şeylerdir. Bunun içit İstanbul Şehir tiyat- vosu bu şerefi ebediyen muhafaza etmiş olacaktır, Fakat edebi bir he- yeti olmaması belki büyük bir mak- san olan Şehir tiyatromuz, Ankara- da kurulacak yeni Vir Şehir tiyatro- sunun kuruluşunda bu noksanı gi önünde bulundurduğu için bu husus- ta yardımı bile dokunmuş sayılabi. Tir. Ankara Şehir tiyatrosunun bir e- debi heyeti olacağını ve oynanacak yeslerin bu heyeti edebiyeden sü- lerek geçeceğini haber aldığımız man sevlacimiz katmerleşti. Kuvvetli bir artist olduğu kadar |da muvaffak bir idareci olan Raşid Rızanin bu husustaki dirayetini tak- İdir etmekle beraber bu Şehir tiyat- rolafının Devlet tiyatrosuna doğru birer hamel yapmalarını da ayrıca İtemenni etmek iatiyoruz. Halk Filozotu İngiliz 97 H. zırhlısı Çeş- me ıı-ııııı“:ı ziyaret TÂAkdenizde korsan gemilerinin ha- rekâtana mâni olmak üzere kontrola emur edilen İngiliz gemileri ve İn- giliz zırhlıları arasıra Çeşme lima « nımıza da uğramaktadırlar. Ezcüm- le, geçen hafta da, Multadan hareket 'cden İngiliz H. 97 destroyeri, Limni adasma uğradıktan sonra Çeşmeyi de ziyaret etmiştir. Gemi süvarisi ve mürettebatı, ka- İraya çıkmışlar, kasabayı gezmişler- dir, Kendilerine, Fransızca bilen sa- hil tahhiye memuru rehberlik ve tercümanlık etmiş ve Kale ile Çar- şıyı gezdirmiştir. Denizyollarında bir tayin Matbuat mensublarından ve eski gazeteci arkadaşlarımızdan Hasan İbrahim Gürsoy'un Denizyolları tef- Liş heyeti kitabetine layin edildiğini memnuniyetle haber aldık. Arka - daşımız, uzun müddet liman ve de- niş işlerinde bulunmuş, bu meslekte de meleke ve tecrübe edinmiş, faal bir unsurdur. Ayni zamanda «Yeni - Tez» ismile imliyazlar, imtiyazlı şirketler hakkında bir de eser yaz- mıştır. Bu sebeble imtiyazlı şirket- lerin iktısadi elhazlarımızla birleşe- miyen ve iktısadi ümdelerimize uy- miyan usul ve kaidelerini ilk defa e- İred ve cerhederek bu milli mevzuu ortaya koymuştur. —— kalacak.. Benim bütün aşırı ve taş- kın hareketlerimde yaptığın gibi ka- ni iki tarafa sallıyacak, —Bunları hiç doğru bulmuyorum, tehlikeli bir. maceraya mişin Şemracığım diyeceksin! Yanımda olsaydın, elinle ağzımı kapar, anlatmama mani olurdun. Fakat düşün ki İlhan, senden başka bunları anlatacak kimsem yok. Şimdi kulaklarını bana ver, fızil- dayacağım sırları her zamanki gibi, kimsoye çıkarmamak üzere kalbinin bir tarafıma at benim toy ve dürüst kızım, Ben seviyorum İlhan! Biliyoruma, bemeri haykırdın: — Ya kocan!. Evet, ya kocami?. Kocamı sevmiyorum artık.. Ko - cam olduğu, aramızda unutulmıyan hatıralar bulunduğu, bu hatıralarla da biribirimize bağlı kaldığımız için yalnız hürmet ediyorum. O, hakika- ten bu hürmete lâyik bir adam., Fa- kat sevilmeğe asla.. Bu sözlerime ne kader bayrdt ettiğini gürür gibiyim! (Devamı var) n a .

Bu sayıdan diğer sayfalar: