14 Nisan 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

14 Nisan 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖNTELGRAF — 16'Nisan 1938 Bayanlar: imetiz kcalarınız hametsiz kocalarınızı - —— öldürebilir misiniz Fransada kocalarını öldürenlerin adedi gün geçtikçe artıyor.. Bizim Bayanların fikri nedir ? azan: Suad DERVİŞ içtimai mevkide olan Bayanlarımı-|fenalığın cezası ölüm değildir. Şöyle bir havadis okuruz za sordum, Aldığım cevaplar şun -| 25 YAŞINDA MEMUR BAYAN | endisine fena mua-| lardır: SACİDE NE DİYOR? ihanet etmiş 50 YAŞINDA BAYAN FAZİLA | — Fena bir koca 'ne demek ben gi ŞÖYLE DİYOR: bunu anlamıyorum. Koca elinde e- — Ben adam öldürmek değil si-/ziyet çekmek, medeni bir memle kette bu şey nasıl mümkün - olur. Zabıta, kanunlar, adliye, Ve il varken... Kocam bana bir sille bi le vuramaz. (Bakınız büyük sözü- me tövbe bile demiyorum, kanun garih, gider şikâyet ederim. Elbet- te beni karısını döven vahşi bir a- Fransız gazetelerinde ikide birde olan sarhoş, tenbel hakarete, takip edet n n, mahkemeye tevdi e- y damla yaşamağa mecbur edemez - o lâü- ler, Bana ihanet mi ediyor, ne âlâ o re 1 uyü - zaman da beni istemeyeni ben de € alta aldim. istemem. Adamı çok mu seviyorum t ihaneti beni pek mi mütcessir et - Y ) oyuyunca mütfakta ti. Bu teessür manevi bir tecssür- b cere suyu ba « dür Bu teessürün masıl tabanca, n m Vt taz <O uyü « kama, hançer, zehir ve balta gibi n maddi — vasıtalar Ben doğrusu hiç kana bulayamam, | SEYYAR ÇALGICI 29 YAŞNDA ifadesi — olabilir. bir sebeple elimi ve Kaba bir erkek her zaman sizi stırab içinde bırakacaktır BAYAN GÜLER Mi İERDE G n ”“'î nek öldürmen lâzım gelse tereddüt| — Erkek kısmına kızip ta cinayet raat eder. | duyarım. İçim götürmez. Fakat tes-| işlemek deliliğin en büyüğüdür. Bi- |lim ederim ki bazı erkkeler vardır|zim memleketimizde kadınlar bu |ki, bir kadını çileden çıkarabilirler, | kanlı işleri gene erkeklere terket - :İmiştir. Dövülsek te, sövülsek te, İdam öldüremeyiz. Ya geveriz, her şeye tahammül eder, boynumuzu büker yanında yazarış Ya sevme- abil ekseriya up basit aile- » ederdi: Hal - b ge rak İspanya hâdi-| BF #dam öldürebilmek için insa | ayri tabil bir vaziyete gi 1 her gün gaze- TİP Bayri tabil bir vaziyete girmiş #n Peripignone-| Olması lâzımdır. Eşini © der u neviden de _înu'londırcn bir erekeğin elbet te yiz ilk böbürlendiği gün fırlayı ok suçu olmalı, Fakat kadın hüun <| ” * Bi LA SA $ değildir. Kandan helret a <| acarız. larımızın da — onurü ) de taam -| HaT KAT çe v yüksektir. e de cakaya taham- r genç kadın| der: Kocası fena ise ayrılmağı onun Kikükük terböğer, münevyer | Zülmünden kurtulmağı tercih eder. belki yataklara dü. © Ülşer ölür amma.. gene t L aZ hakareti lak olan medeni memlek, sı|rini öldürdü vanin 'TUm. Eğer hayatımda koc. yor. (ihanetini y nn bir| Ne tuhaf, bi t bir fena muamele-|lıları medeni biliriz. 18 YAŞINDA BAYAN SEVİM — Ben evlenecek «lsam kocamın de Avrupa - sini görmüş ol T düt göstern n nefret otti-| m kim almak casının evine ydım, bir an tered- ondan ayrılır ve di müşkülita dahi düşseem ha-'ne tahakkümüne, ne hakaretine, endime idame ettir -İne de ihanetine katlanabilirim, Be- gayret ederdim, Bence hiç bir|ni seven, benim seveceğim, * İyatımı ki meği mıştik. — Avrupa gal eden bu avükat 'n cinayeti bedbaht izdivaçlar Heticesinde kocasını öldüren lan çok zıyade unu düşün - İzdivaçta bedbalıt otan insan ini bedbaht eden hayat ar - ni kendi elile ve bu şekilde tectiye etmeğe selâhiyettar mıdır? İzdi bedbaht olan bir ka- din ne yapmalıdır?. Nasil hareket etmelidir? Suallezini muhtelif yaşta mul bir defa yok olduktan sonra, he tesiri olurdu?. den, benim vicdanımdan, ahlâi lerine verdiğim kıymetten başka bir küdret mi ol- du?... Hayır!.. Demek. (ki. ben ” ismimin Vicdan olduğu kadar vicdanımdan da eminim, her yerde ve herkesin içine alnımın akıyle çıkabilir ve: — Hanımlar, etendiler.. İşte vaziyet bu Benim femiz, dürüst olmaktan başka hiç bir günahım yok. Namussuz olan: Ömerdir, Buyurun... Siz de benim türmümü yüzüme vurun... Diyebilirim, hem, bu bekâı Yal.. Namus, beş ret bahsi de bir tuhaf , fazilet, temizlik, safiyet, iyi insan ol- ır._u damgası kalbde, başta, ruhta aranmaz da mut- Taka tabiatin yarattığı bir gışada mi bulunur? Bil- Taem, belki kendi başıma geldiği için böyle düşünü- Yorum, tarafkirlik yapıyorum! Bence, nasıl erkek- te bekâret... diye bir şey aranmıyorsa " kızda da aranmamalıdır.. Tabiatin bükümleri yerini bulmalı, hayat kayıdları hilkatin sevkine mâni Olamamalıdır. İhtimal, beşerin seviyesi'git gide yükseldikçe bugün- kü namus terazisi de kühneleşecek ve o zaman ta- bil olan her şey mübah addedileck, ölçü kıymetleri değişecek, mânevi vezinler yerine maddi kıymetler hâkim olacak, yaşayış nazariyeleri zirü zebir olacak- tır: He rşey cemiyetin mahdır... nazariyesi de değil Ben, onun aleyhindeyim. Sadece tabiatin telIsilerin kıymetten düşmesi, âdiloşmesi rın serbest kalması taraftarıyım. Bütün kıymetler seciye ve kafada veznedilmeli, aile, sadakat, vefa; birlik, yaşayış, nesil yetiştirmek mefhumları ayni kıymetlere istinad etmeli, ölçülerin bütün mesned- leri vücudün üst kısmında toplanmalıdır. Bu takdir- de bütün şehevi ihtiraslar söner, dünya yeni bir is- tikamet alır, cemiyeti allak bullak cden kadın erkek davalarından eser kalmaz, fuhşun adı unutulur, ce- Mmiyet inzibatı kuvvetleşir, birleşmelere yüz yıkamak mak kadar ehemmiyet verilmez, Fakat, şimdilik böy- le şeyleri düşünmek bile abes olur. Cemiyetin niza- kadar — ehemmiyet verilmez. — Fakat, şimdilik böy- gidecek... Ta ki, her şey kıvamını bulsun! Maazallah ben yanılıp da birisine fikirlerimi açsam muhakkak, ya: — Çıldırımış Ya; Fikir ve San'at Kırılan Testiler Yozan: ELİF NACİ Gazeteler, her gün harab bir mi- mari eserinin devrilmeğe mahküm olduğunu haber veriyorlar, tamiri- ni istiyorlar San'at eserine karşı gösterilen bu güzel ulâkaya sevin- memek mümkün değil. Demek ya - vaş yavaş dikkat gözümüzün ça - paklarını siliyoruz. Yalnız — şurası, var ki devrilen, yıkılan, parçalanan sade “mimari eseri değildir. Sahip olduğumuz bütün san'at eserleri u- zuh senelerin ihmalleri, ,lâkaydisi 'e takdirsizliği yüzünden ayni a - kibeltedir. Üsküdarda .bir camlin, Emirgânda bir mesçidin, Topkapı- da bir bürcün yıkılmak üzere oldu - Bunu içimiz sızlıyarak haber alıyo- ruz 've biliyoruz ki bu hasta san'at eserlerinin yarasına sürülecek mer- hem ucuz da - değildir. Bunların bepsinin birden todavisi için — çol büyük masraf ve fedakârlığı göze almak lüzım. Bu yekün o kadar ka- |barık ve dehşet vericidir ki bunu Belediyeden de, Evkaftan da, Mü - |zler İdaresinden de bekliyemeyiz | Belediyeden de, —Evkaftan da |Müzeler idaresinden de ancak en a- cele olanlarının, cn perişan ve kur- tarılmağa lâyık olanlarının — tercih edilmesini dileyebiliriz. Zira yapılırken de, yıkılırken de (en pahalıya malolan sanat eseri mi- maridir, Beri tarafta bu harabe 'likle yarış eden başka san'at eserle- ri de var, Onlar da göçüyor, harap oluyor, parçalanıyor. Bunların kur« |tarılması için okadar masraf ve külfete de lüzum yoktuı | Meselâ Tanburi Cemilin plâkları. Piyasada mevcudu kalmamış diye ittim. Eldekilerin kırıl hale gelece, düşünmek tüyler ürpertici hir feciâdır. Meselâ Aynerini kilisesinin rutu- betine tahammtil edemiyerek so lan, çürüyen taplolar, Her biri ya biz 'Türk cessamının veya bir Garp emeşek inlihar ediyorlar. Kaybolan kıymetlerin gözyaşı dökmektense testi kırılma- dan evvel çocuğumuzu dövmek da- ba kârı akıl olur. ELİF NACİ uysal bir eşim adar. Bunu bulal rım, öldürmem. 35 YAŞNDA BAYAN MEZİYET Tab'an kandan nefret eden bir kadını bir cinayete kadar sürükle n o m, ayrılı İyetek bir bıncın, bir ihtir: bir intikam hissinin hükmünü bir İ|dakikada vermek, hayatını berbat eden bir erkeği affetı dın kabahatlidir ve yahut kabahat sizdir, diye hiç düşünmeden, taj tmeden bence bir söz söylemeğe, kimsenin hakkı yoktur. İnsanlar ancak aymi hâdiseleri yaşar, tesirler altında kalırsa hayatı altüst edecek böyle bir ayni| bir| ha - reket yapılabilir mi, yapılamaz mı (Devamı 7 inci sahifer bütün T AAA — Ahlâksızlığın son derecesine Yahat da: — Hayalperest... Derler. Zaten biz insanlar düşü: Giğimiz her şeye hayal deriz. Ancak tefekkürden ftahakkuk sahasna girebilenler bizim yılır. Ne yanlış şey! En çok korktuğum şey; Ömerin düğün günü veya gecesi bir rezalet tmiz muhakkak ki, bir daha düzelemiyecek, telif ka- bul etmiyecek kadar açıldı. Gece beni tehdid etti, ben onu tehdid etti gihi zorla üzerime atılmak, bir şeyle di, ona da meydan bulamadı, öylece yuna; ardından | ÜÇ GÜNLÜK HİKÂYE Ben senin âbâh—mnşn rr H Resimleyen Nusret Safa Coşkun ELİF NAd, gö Tğeim Farkında — değilsin li galibat... Bütün herkes sana gülüyor... Bu .yaştan sonra çirkin ve dört tarafa 'dal budak salmış, bir dedikodunun gülünç ve müptezel baş rolünü yüklenmek hoşuna gidiyor her hal- de.. — Bana gülüyorlar mı dedin' — Hemde hnasıl?. .. -Yalnız gül « seler yine iyi. Kahkahalarla gülere İken acımaktan da alamıyorlar ken- dilerini... — Demek ki bana hem gülüyor, |bem acıyorlar?. | — Ne zannettin yat, Peki bu iki taraflı haltı ne za- mandanberi yiyorlar?. İki aydanberi.. — Kini bunlar? — Kim olacak? Herkı Herkes dediğin kim?... — İnsanlar!... Karşısındakini taş gibi yerinde donduran, şüpheyi çemdikleyen, per deleri kat'iyyen değişmeden, ayni üzerinde saniyelerce devam & - den asabi bir gülüş. — Demek iki aydanberi hem gü- lüyor hem acıyorlar... Fakat zatıa liniz farkında misiniz ki, ben onla- ra kendimi bildiğimdenberi gü - lüyor ve acıyorum? Ne çıkar... 'Bu yıllarca gülüşe ve a | sünler ve acısın İstihzanın burada tıpâsı kapanı - y Yalnız bazı hâdiselerde, bu| ni yor. Şimdi dik bir ses her kelime -İşuur varmış gibi görünür. — O da: den tpkı bir gönga vurur gibi tok|Başkalarına bir kulp takacağımız, dakat ahenkli sesler çıkararak © kalarının kendimizden başka ol- nan j düğuünu hissettiğimiz, buna taham-| —- K mül göstererniveceğimizi anladığı ğimi bilirsin!. Ben herkes Herkes gibi düşünmeğe mecbif yım?... — Hani bir tek kuvvetli herkesi kendi gibi düşünmeğt kediyordu. Mademki, bu bid herkes başka düşünüyor, sen &? ayor: ün kime gülecek, hangimi. in, hangimize ağlıyacak halimiz miz zaman... Cemiyetin şuuru bir N j 1. Gülüyarsak kendimizi aldat - şahsın şuurudur, Bu da öyle bir şu-| #a tabi olmak, hareketine |mak için, Tsak, gülmek eli-/urdur ki, kendini topluluğa male-| MÜS damgasını vurup, vazgı mizden Gi için... der. Herkes öonu kendim düşünü -|”OUndasın!, İnsanların gülün yorum, sanır, cak ta |lan — Ne biliyorsun ki; o K Şüür, kalabalık - tarafta - değil bendedir. — Herkesi hareket gayet makul olduğuna inandi” ğımı ve bu mücadelede galip İebileceğimi niçin hesaba katıi sun?. — Bu pek güç... Ayni vek ve ağlana - erektir, Garip o- dur ki, kendimize gi memek için ba, dimize acınacı kit güleriz. Y — Bütün bu saçmalar, seni mazur göstermek için kâfi değildir, aziz dostum!, nt hissettiğimiz — Pardon., pardon... Evvelâ ken- dimi kimseye karşı mazur göster - un şuuru'mek gibi bir çocukluğa düşmiyece n değildir, toplu! haksızsın sen, BU AKŞAM ğil, 10 defa - Neden haksız oluyormuft görmek isteyeceğiniz Benim elli, sevdiğim iddia & HEYECANLI-MERAKLI- MÜDHıŞ- VE MUAZZAM SAHNELERLE DOLU (Fransızca sözlü) SİLÂH KUVVETİ Heyecanını hayatınızda hiçbir. zaman Uunulamıyacağınız bir şaheser. kızın yirmi yaşında oluşundan * layı mi?... Niçin sevmezmiş! iPEK SİNEMASINDA geride kalan — y bırakacağız? — Sevmek zi körleteck miyiz?, Ve ni kalbimizi çıkarıp atmak mı gelecekt... — Bunu tabiat böyle istiyof' — Hayır, tabiat istemiyor.. '| sanıyoruz. Tabiat o kadar değil... Bizim içimizdedir. - — Kendini haklı çıkarmağa / Ne yaparsan yap... Veecdetle sözünü boz, ni- (Pürsun, Çünkü tutunacak hi kâh davetiyelerini dağıttırma, bonimle «Sungurlu» |t“rafın yok!... İnsan çocuğu YÜ ya gel, evlenelim. Yoksa yaşamayı ve evlenmeyi sa- |deki bir kızı sevemez. 'na haram ederim... ü — Yalnız sinirleri yatıştır! Deyip durdu. Heri£ mintarafillâih başıma belâ ;::’“E'ü_f"'m"w dindirmek kesildi. Yer yüzünde balta olacak bundan daha be- | ' SeVilir.. Tâlı bir adam olacağını tasavvur edemiyorum. Yine "f"k";“““h"y' yapanların öyle de nazik bir zamanda başıma çullandı ki:.. Ben- | EFek, diğeri kadındı. Kat (l de de kabahat var yal... Bu zamana kadar ne bekler- | yabr çi iyordu. FT 5 zi - Erkek, elli yaşlarında beff sin?... Şimdiye kadar düğün de, nikâh da olup biti- İyaz saçlı yakışıkı, tlkç bi vermeliydi! Ondan sönra, ne yapabilirdi, beni he ile | “Kzdın erkeğin: yenı c < tehdid ederdi?... Hiçi... Kendisine sadece, avuclarini | g Mağlhbiyeti kalı ae imemeğE yalamak düşerdi. Fakat, zebani kiliklı herif en'hassas İlışan sabık percstiğkârlarındand zamanı yakaladı, büyük bir iskandal çıkarmk için ipin GB— ucu elinde! Odisenin birinci babında, ikt on beşinci beyit; altıncı sahife» Iâmak, Ateneye söylüyor: *Onun benim babam — oldı bizat annem kendisi tasdik ed fakat kendim bilmiyorum, E Köndini bilmez. Anneden başkö” Bunu can sikintisile kür phapl 'den çektiğim Strindberg'in « isimli piyesinde okudum, Kaldi |6a yere vürdum kitabı, (Devamı 7 inci sahil düşmüş... inüp de erişeme- için hakikat sa- öğğ Neclârın kacsı, akşam yemeğine davet etmiş. Selim bey, Vecdet, Ömer hep oraya gittiler, Eğlenti varmış! Kahve yok, gazino yok, tiyatro yok, sinema yok, klüb yok! Ne olacak, memurlar böyle geceleti evlerde; eşraf da kız kapatp «avrat oynatmak» da toplaşıyorlar, Sabaha kadar rakı içip karşılarında kadın oynatan bu erkekler, sonra da sokakta yüzü açık taze görseler hemen damgayı basarlar: — Kahpe... durup' durup da çıkarması, Arı sabaha kadar o ür seferki ler yapmak iste- sabahladık, Bo- im,

Bu sayıdan diğer sayfalar: