15 Haziran 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

15 Haziran 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Sarışın kadın geldi (Birinci sabifeden devam) iyımızda haber verdiğim!z Beyoğ. lunda Gamsiz sokağında pansi - yoncu madam Eleniye Eskişehir. denm bir mektub gönder gafletin . de bulunmuştur. ğ Genç kadın bu mektubunda Ali Rıza ile beraber oturduğu zaman pansıyonda bıraktıkları — bavulla sandığın ve yatağın — Eskişehire kendisine — gönderilmesini iste . mektedir. Halbuki bu eşyalar, da. ha evvel yazdığımız gibi zabıta ve adliyece pansiyonda buluna - Tak alınmış ve hâkim huzurun « da açıldığı — zaman da, içinde 50 Çift kadın çorabı İle katlı Ali Ri. zanm Sevimle başbaşa çıkmış re- gimleri ve diğer bazı kadın eşya. ları olduğu görülmüştü. Ayni bavuldan çıkan bazı mek- tublardan sarışın kadının Eskişe. hirle alâkadar bulunduğu da an . Taşılmış olduğundan dün pan - siyon sahibine yolladığı mektub da kadın tarafından zabılaya tes. Tim olununca kendisinin Eskişe - hirde olduğu, kat'i surette anla . şılmıştir. YILDIRIM TELGRAFİLE GÖNDERİLEN TEVKİF MÜZEKKERESİ! Bay Hakkı Şükrü dün akşam Saat 11 de Suttanahmed. birinci ceza mahkemesine mürataat ede. rek, Sevim namı diğer — Sabriye hakkında bir tevkif kararı almış ve ayni dakikada bunu bir yıl. dırım telgrafla Eskişehir müddei. umumiliğine göndermiştir. Aradan pok kısa bir zaman geç. mra Eskişehir müddeiu « inden gelen cevabda sa. rışın kodının tevkif olunduğu ve hemen İstadhbula gönderilmek ü. zere gece yola çıkarılacağı bildi. rilmiştir. NASIL TANIDI? Sarışır kadın; bu sabah kendi. sile görüşmeğe muvaffak olan mu harririmze büyük bir soğukkan. hlıkla Ali Rizanın cinayetlerinden tamamile bihaber olduğunu söy- " — Beni niçin yakaladıklarını ve buraya getirdiklerini bilmiyorum. Ben evli bir kadınım Eskişehirde -baâbam ve 8 yaşında çocuğum var. Yalnız kocamla dargınız. Bu dar. ginlik münasebetile mahkemeye Müracaat ederek boşanma davası açbım. Mahkeme günü gelinciye kadar wakit geçirmek üzere İzmire git. tim. Oradan dönerken kaptan Remzi ile tanıştım. Kendisi ile be raber Beyoğlunda Madam Sofinin pansiyonuna gittik. Kocam Almanyadadır. Dava gı. yabında açılmıştır. 'Taksimde «Nane> sokağında o. Jan bu pansiyonun 22 numaralı ©- dasını tuttuk. Fakat Niyazi be - nimle 2 gün oturduktan sonra ay. rıldı. Banun üzerine çok muztar bir vaziyette kaldım. Yine Niya. zinintanıtmış olduğu Madam Ele- ninin pansiyonuna gittim. Bu sı. talarda da Ali Riza dediğiniz a. damı tanıdım. Fakat bana bu adam isminin Mehmed olduğunu söyle. mişti. Demek yalan süylemiş. bir kadın çıklı. Bu Fatma bana Mehmedi (yani katil Ali Rizayı) tanıttı. Ayni pansiyonda NecJâ isminde sarışın ve zayıf bir kadınla da ah- bab olduk. Mehmet, ben, Neclâ üçümüz eğlencelere daldık. İşte birkaç gün evvel, Ali Riza bizi Beşiktaşta bir bahçeye götürdü. Orada yedik, içtik iyice eğlendik. Noclâ mükemmel şarkı söylüyor, oynuyardu. Ondan sonra pansiyo. na döndük, Mehmed (Ai Riza) benim ya. mımda hiçbir cınayet işlememiştir. Maktul Ömer Lütfiyi de hiç tanı. miyorum, O bana evletimek te tek Nf etti. Fakat reddettim. Bir pazar günü beni Kartala kız kardeşinin evine götürdü. Öradt kaldık. Bir gün de Maslakta gezdik. İPSALAYA GİTTİ Mİ? Sevim, muharririmizin İpsalaya gidip gitmediği ve Muhiddini ta- mıyıp tanımadığı hakkındaki sua. line de kat'iyetle şu cevabı ver. miştir: «Muhiddin isminde bir kimseyi kat'iyyen tanımıyoruüm. Kat'iyyen İpsalaya dâ gitmedim.. Müharrirlmiz bunun üzerine; Sevime- İpsalada Ali Zizanın ölL dürdüğü Muhiddinin cebinden; kendisi ile Muhiddinin -Adanada , başbaşa çıkmış bir resmi bulun - duğunu hatırlatmıştır. Sevim; bunun üzerine de: — #Hayır... Yalan .. Benim Mu. hiddinle çıkmış hiçbir. resmim yoktur. Evet filvaki ben de Ada. ada bulundum. Fakat kat'iyyen Mühiddin isminde birisini ne ta. nıdım, ne de onunla resim çektir- dim. Esasen benim resim çıkar - dığım kimseler mahduttur ve biri Adanada ateşçi Selim, diğeri de Anafartalar vapurunda kaptan Ni yazi olmak üzere bu 2 Kişi ile be- Yaber ayrı ayrı resimlerim vardır © kadar...> VAK'A GECESİ NEREDEYDİ? Muharririmiz bundan — sonra kendisine 9 haziran günü akşamı annmiülmnı—dı Hmlın £ Sevim buna hiç düşünmeden demiştir. ki: — Ankara muhtelit treninde i- şembe günü saat üçte Haydarpa . Şşadan Ankaraya hareket eden muh telit trene bindim. Fazla param yoktu. Pendiğe kadar biletsiz gel. dim. Pendikte bilet aldım ve gece yarısına doğru Eskişehre geldim. Doğruca babâmın evine gittim. Bunu şahidlerle isbat ediyorum. Eskişehre gitmeme sebeb de 13 haziran günü kocamla boşanma davamız olduğundan mahkemede bulunmak içindir. Bunu bana ba. bam mektub yazarak bildirmişti!» Sevim bu fadesinde ısrar et . mektedir. Bu ısrar; çok şayanı dik Kat görülmektedir. Çünkü; kendisinin Haydarpaşa. Ankara muhtelit treninde bulun. duğunu iddia ettiği 9 haziran per- şembe günü akşamı, bedbaht şo. för Lütfinin katledildiği gecedir. Katil Ali Riza; Ömer Lütfiyi 8 haziran perşembe günü gecesi Bü. Bir gün karşıma Fatma isminde — yükdereden avdette öldürmüş ve dim... Çünkü ben; 9 haziran per.-| cesedini malüm olduğu üzere ça- hlıklar arasına bırakmıştır. Ceset te 10 haziran cuma günü saballe- yin orada bulunmüuştur. Halbuki bu cinayet gecesinde katil Ali Rizanın yanında sarışın kadın bulunduğu kat'iyetle teabit edilmiştir. Mevzuu bahis sarışın kadın Se. vim namı diğer Hayriye ise ayni gece Eskişehir yolunda olduğunu iddia etliğine ve zaman ve mekân kaldelerine göre bir insanm ayni zamanda ayrı ayrı 2 yerde bulun. masına imkân bulunmadığına na. zaran o gece katilin yanında bu- Tunan sarışm kadının başka - bir kadın olması Jâzım gelmektedir. İste muharririmiz bu ciheti de Sevime batırlatmıştır. Sevim buna karşı şunları söy. lemiştir. NECLÂNIN DA SAÇLARI SARI. «Cinayet gecesi katilin yanında bulunan kadının sarışım olduğunu bakın siz de söylüyorsuuz!. Hal - buki görüyorsunuz ki benim saç- larım pek sarı değildir. Aslen si- yahtir. Onları bir müddet boya. dım. Ondan sarımtırak duruyor - lar, Halbuki pansiyon arkadaşım Neclânın saçları benden daha çok sarıdır ve Neclâ Mehmedi de tanı- maktadır. Eğer Mehmed diye ta- nıdığım adam Ali Riza ise belki 9 gece yanına Neclâyı almış ola. bilirlr Sevim bundan sonra bu sözleri. 'ne kat'1 bir ifade ile şu cürleleri Nâve etmiştir: «— Hayır.., Hayır... Benira ta . mıdığım Mehimed öyle adam öldü- recek tiynette bir klrse değildir. Mehmed; hir sinek bile öldürme. miştir ve öldüremez... Ben de ha- yatımda şimdiye kadar tek bir si. neğin bile ölümüte şahid olma - ARABACI ALİ NE DİYOR? Diğer taraftan maktul ve katil Ali Rızanın Hacıosman bayırında işlediği cinayetten sonra Uzun - köprüye kadar otomobilde beraber len trenfe şehrimize getirilmiştir. Bir muharririmiz arabacı Ali ile de bu sabah konuşmuştur. Mu. maileyh bütün hâdiselerden bi . haber görünmekte ve hatta Ali Rızayı tanımadığını söylemekte . d:r. Bunun üzerine muharririrdi . zin: — Pekâlâ o halde ne maksadla Ali Rizanın otomobiline bindin? sualine karşı da şu cevabi ver . miştir: ALİ RIZA YOL FARASI DA Z ALMIŞ! «— Ben çekmecede idim, Uzun. köprüye gitmem icab ediyordu. O Baatte iren de yoktu. Bu sırada eradan bir otomobilin geldiğini gördüm,. Şoför (ki bunu Ali Riza olduğunu söylüyorsunuz, zira ben ismini dabi bilmiyorum) — bana: «İstersen Uzunköprüye seni bı. zakayım ben oraya gidiyorum> de. di. Ben de kabul ettim ve bir yol. €u sıfatile otomobile bindiğim gi. bi hatta para dahi verdim.» ,— Peki Uzunköprüye ne yapmı. yya gidiyordun? Bu sualimize de şu manidar ve kısa cevabı vermekle iktifa et. miştir; —Hiç! Husust bir işim vardı da!> Ali, Sirkeci istasyonundan doj ruca adliyeye getirilmiştir. Müd. deiumumt tarafından saat 1l de istievabı yapılar mumalleyh sonra Kapaltı Jandarma — karakoluna teslim edilmiştir. Hâdisenin buraya kadar nak - lettiğimiz bugünkü safahatı mü- kim olmakla beraber yine esra - rengiz mahiyetinden büyük bir şey değiştirmiş değildir ve bilâkis Sevimin üzerinde ısrarla durduğu fadeleri bazı naktaları, daha derin bir esrar perdesi arasına sokmak- tadır. Alâkadarlar Sevimin ifadesin - de bilhassa şu cihetler üzerinde durmakta ve şu sualleri sormak. tadırlar: MEÇHUL KALAN NOKTALAR 1— Sevim; İpsalada öklürülen ve evvelce Adanada meteoroloji memurluğunda bulunmuş - olan Mühiddini kat'iyyen tanımadı - ğrm iddia etmektedir. Bu iddiası doğru mudur? Filhakika araların. da Muhiddin ile velevki eski de olsa bir münasebet yok mudur? Genç kadının ifadesinde mühim olurak diğer bir nokta da şudur: 2— Mehmed (Ali Riza); Sevimi tamıdiktan sonra ona evlenmek teklif elmiştir. Fakat Sevim; bu teklifi kat'iyetle reddettiğini söy. lemektedir. B uredde sebeb ne - dir? Muhiddine karşı olan kalbin. de de herkesten sakladığı gizli aş. kı mı? Veya uzun günlerden san. Ta tekrar bir gü ona dönmek dü- şüncesi mi? Mehmed (Ali Riza); Sevimin iz divac teklifini kabul etmetmesi ü. zerine kızarak Muhiddini ortadan kaldırmak üzere ml ani bir hiddet ve cinnetle İpsalaya koşmuştur? 8— Sevimin İpsalaya gitmediği doğru mudür? Hakikaten Büyük. dere gazinosunda katile refakat e den sarışın kadın Sevim değil mi. dir? Bu takdirde; asıl bu vak'alara çranam 20 ef hir Kadıns'daha vardar? — anan Bu 2 inci sarışın kadın; bazıla- rının ddla etti) gibi harie mem. leketlerden gelmiş bir kadın mı. dır? 4— Katili İpsalayı koşturan ge. » beb, bütün ba tahminlerden baç- ka ve daha ağır bir cürmün vicda. nına yığdığı ıztırab ve şüphe ü. züntüler! midir? Yani Mehmed (Ali Riza) nin Müuhiddinle olan tanışması her . hangi bir kadın meselesile alâka- dar değil de casustuk teşebbüsü sebebile midir? 5— Bu takdirde Müuhiddinle Mehmed (Ali Riza) bu ağır it. hamda suç ortağıdırlar ve Meh . med (Ali Riza) müşterek günah. Tarının meydana çıkıvereceği kor- kusile her ne pahasına olursa ol. sun ele bir atomobel geçirerek son sür'atle gidip Muhiddini bulmak ve onu ağzından hiçbir lâf ve sır alımamıf'acak bir vaziyete sokmak üzere İpsalaya koşmuş, orada Mu hiddinin resmi elbiseli bir arka. — Sana büyük bir sırrım var... İngiltere | Südetlere tam | Mansur Tevassuta Hazır Londra 15 (A-A.) — Avam ka. marasında İspanyada İngiliz ti - careti hakkında Çomberlayın ta - rafından vuku bulan — beyanatı Mmüteakıb Attlee, Başvekile mü. dafaasız sivil halkı ve İngiliz ge- milerini muhafaza etmek üzere Barselon hükümetinin hava mü - dafaa topları ithal etmesine mü . saade etmek niyetinde olup olma. dığımı sormuştur. Çemberlayn ce. vaben, — İspanyaya top vermekle İngilterenin ademi müdahale si . yasetine mugayir bir harekette bulunmuş olacağını söylemişlir. Atilee'o zaman demiştir ki: — | General Franko nezdinde teşeh. | büsatta bulunurken ayni zaman, da İtalya da dahil olduğu halde İngiliz yük gemilerine taarruz eden tayyareleri veren hükümet. ler nezdinde de teşebbüsatta bu . Tunup bulunmıyacağını Başvekil. den sorabilir miyim? Çemborlayn şu cevabı vermiş - tir: Hayır, kumandası altındaki kuv. vetlerin — faaliyetinden — dolayı Frankonun tamamile mes'ul tu « tulabileceğini zanmetmiyorum. Diğer bir #uale de cevab veren Başvekil, Barselon veya Burgas'un bit tavassut —teklifi karşısında kalmadığını fakat İngiltere hü . kümetinin ahval müsaid bir —1 alır almaz tavassutta bulunmaja hazır olduğunu beyan &tm ——— ——— ——-—— Namusün üzerine söz verirsen söğlerim...> dediğini işltir işit - mez; cürüm ve günahlarının or« taya çıkacağı şüphesi büsbütün kuvvetlenip hemen onu varmuş - tur. Bu suretle kehdi erasında te. essüs etmiş vazile ve sır bağını da $ kurşunla ebediyen koparıp âtan katilin sonra kendisi de ölmüştür. İşte tahkikatın bugünkü safha. Jarı bütün bu henüz çözülemiyen düğümleri açacak ve aydınlata - caktir. SARIŞIN KADIN TEvkKirnA » NEYE GÖNDERİLMİYOR Bu işte ifadelerine büyük bir #ehemmiyet verilen Sevim; saat 9,5 danberi adliyededir. Adliyeye | getirilir getirttmez doğruca Cum. huriyet mr/iddelumumisinin yanı. ma çıkarılmış - ve istievabı ya - pilmıştır. Kısa süren bu istievabdan son- ra Sevim; saat 10 a doğru 1 me- murun refakatinde aşağıya «Kapı altı fandarma karakoluna indiril. miştir. Arabacı Ali de oradadır. Öğleden sonra ssat 13 e doğru Sevim; tekrar «Kapıaltır ndan a. hnmış ve bir heyet müvacehesin- de isticvabına başlanmıştır. ESRAR AYDINLANABİLECEK Mİ? İstievab belki bugün bitecek « tir. Alâkadarlar yarın sabaha ka. dar bütün esrarengiz noktaların aydmlanacağı ve bu suretle zabı. ta tarihinde 15-20 senede bir gö. Tülen bu karışık ve esrarlı mace. ranın hiçbir meçhul yeri kalmıya. cağını tahmir. ve beyan etmekte . dirler, Muhtariyet Verilecek mi ? Londra 15 (San Telgraf)— Çe- koslavakyada komün intihabatı. zın neticelenmesi üzerine artık bu devletin dahili vaziyetini ıslah ve tesbit eylemesi için hiçbir mah Zur kalmamıştır. Çekoslovakyanın Paris, Londra sefirlerile uzun uzadıya görüşen ve Çek devletinin vaziyeti hak . kında İngiltere ve Fransanın nok. tal nazarlarına ıttıla peyda «eden Başvekil Hodza Südetlerle cere - yan edecek müzakerelerde Prağın yapabileceği en son fedakârlıkları tesbit eden bir proje hazırlamış. tır. Südet havalisinin Çekoslovakya camiası içinde kanunları, parası, mülki ve polis idaresi ay- n ve mülki hududları mu. ayyan — müstakil bir — var « lk olmasını İstiyen Südetlerin esas metalibatına mukabil olan bu projenin muhteviyatı şimdilik mektum tutulmaktadır. Yalnız Südetlerle aulaşma yo. Tunu tercih etmeği kabul eden Prag hükümetinin bu işde mülâ. yim davranacağlı muhakkaktır, Henlayn ile Hodza arasındaki müzakeresine bugün başlanacak. tır. Amerika ve Dünya vaziyeti Nevyoark 15 (A.A.) — Nevyork Taymis gazetesi, başmakalesinde Amerika halkının dünya vaziyeti hakkındaki sempati hislerine ter. cüman olmakta ve şöyle demekte. dir: Halkı şimdi harb tehdidi teşkil eden hiçbir vaziyette bitaraf de. Bildir ve ileride dünya kuvvetle. rinin muvazenesini bozmak telı . likesini gösteren vaziyetlerde de bitaraf kalamıyacaktır. Makul ef. kürı umümiye, Japonyaya karşı Çının teninde, Avusturyanın AL man kıt'aları tarafından işgali a. leyhinde ve Çekoslovakyanın mu. kavemetinden dolayı memnun - dur. Çünkü Çekoslovakya hürri. yet ve demokrasi hakkındaki pren. siplerine sadık kalmıştır. Çekos . lovakya, Amerikalılarca mergub Olan bu prensipleri müdafaa et . mektedir. Amerikanın” sempatisi vasatt — Avrupa ve İskândinavya demokrasilerine ve bilhassa Fran. sa ile İngiltereye tevcecüh etmek. tedir. Gazete, bitaraflık kanununun Algası lüzumunu ileri sürmekte . dir. Çürkü bu suretle Amerika, hukuku düvele ve umumi nizama hizmet etmek fırsatını elde elmiş olacaktır. Fakat — mütecavizler, bir âmil olması itibarile Amerikayı ikmal ettikleri takdirde bir hesab hatası yapmış olacaklardır. Pazla taah . hüde girişmek istememekte olma. mıza rağmen Avrupada bir harb patladığı takdirde demokrasilerin tarafını iltizam etmeğe âmade . yiz — Onun odasını değiştirmedik bay direktör! — O hâlde hasta nerede? — Gitti efendim. Demin iki sivil memur gelip kendisini aldı. * Mânah yüzler resmeden bir ressam için bu anda direktö. rün yüzünden daha mükemmel bir model bulmak imkânı ola. mazdı. " Türiyerek: — Gitti mi? Diye sordu. — Evet bay dwektör, Sivn po. — mi söyliyorlardı. Ellerindeki kâ . vi Bdlar da doğru kâğıdlardı. Biz de hastayı onlara teslim tmekte bir mahzur görmedik. Direktör yumruklarını sıkarak bavaya kaldırdı. Polis müfetti . şine döndü. Onun sakin çehreşi direktörü birdenbire pek şaşırttır — Bu adamın — söylediklerini işitmediniz mi? Achille Bastien soğukkanlı bir eda ile cevab verdi: — Ben eğer hastayı burada bul. müş olsaydık, o zaman şaşıra . caktım. - Dedi. Ben buraya gelirken bun. dan şüphe ediyordum. Ve o da şüphelenmekte haklı — olduğumu bana isbat etti. Direktör gözlerini yuvarlak yu- varlak açmıştı: — Niçin şüphe ediyordunuz! — Bir hissikablelvuku, yahud daha doğrusu bir seziş. İki ziya. retçi birisi hastanın kapısının ö. nünde gelip bağırıp çağırarak söz- leri içinde içerdeki adamın duy - duğu zaman bir mana verebilece. ği bir takım saçma sapan sözler söylüyor. İkincisi içeriye bir ki. tab yollayıp — çekiliyor. Bütün bunlar basit ve safiyane şeyler değil mi?.. Ve bu masumane şey. lerin neticesi olarak ihtiyarı alıp gessiz, sadasız götürüyorlar. Hiç birimizin haberimiz olmadan... Ben bunun aksini görmüş olsay. dım. İhtiyarı burada bulmuş ol . saydım. O zaman çok şaşıracak. tım. Hasta bakıcıya döndü: — Hastayı almıya gelen insan. lar nasil adamlardı bir tesir bıraktılar? Bir kasab çırağına, yahud da panayır güreşçisine benziyen has. ta bakıcı: Biliyorsunuz dedi. Taharri memurları hep birbirlerine ben. zerler, Sivil memurları ön bit ki, Şi içinde anlamak — kabildir. İşte bualar da muhakkak sürette ön. lardan biri idi. Onlar her yerde belli olurlar. — Evet o kadar belli olurlar ki onarın kılığına girmek onları tak. Hd etmek maatteessüif pek kolay oluyor. Hastanız ziyaretçileri gö. Tünce hayret etti mi? — Hiç şaşırmadı. Sanki onları bekliyormuş gibi bir hali vardı. Etasen onlar geldikleri zaman gi- yinmiş bulunuyordu. Polis müfettişi bir dakika dü. şündü: — Kitabı alınca mı yoksa on. dan evvel mi giyinmişti. Kitabı aldıktan sonra. Sizde nasıl — Ve tabif kitabı da beraber götürdü. — Hayır kitabı yatağın üstün. de unutmuş. Ben de onu direk - törlüğe indirecektim. Önlüğünün cebinden çıkardığı bir kitabı müfettişe uzattı. Achille Bastlen kitabı eline al. dı ve karıştırmağa başladı. Bu bir polis romanıydı. Edgard — Wallace'in bir kitabı bunun birçok kereler okunmüş bir kitab olduğunu anlamak pek Büç bir şey değildi. Achille Bastien — onun herbir yaprağını ayrı tedkik etti. Hatta beyazlarına kadar onlara yazı yazılıp yazılmadığını mua . iyene etmek istiyordu. Fakat — hiçbir el yazısı yoktu. Tam kitabı iade edeceği sırada birdenbire titredi. Bir satırın ortasında bir harfin altı gayet vazıh bir surette çizil. Polis müfettişi bir söz söyle . medi ve şimdi altı çizilmiş harf. leri aramak için kitabı karıştır . mağa başladı. Her sahifeden bir harfin altı si. Hinmemişti. İkinci bir harf daha keşfetmek için beş sahife daha çevirmek icab etti. Şimdi artık bir iz üzerinde ol. duğundan emin bulunarak kitabın yapraklarını çevrmeğe başladı. Bu defa üçüncü yaprakta yine altı işaret edilmiş bir harf buldu. Cebinden not defterini çıkara. rak masanın başına oturdu ve o. nu da şilre etmeğe başladı.. Artık bu pek çabuk oldu.. Kısa bir zaman sanra işini bitirdi, Onun ne yapmakta olduğunu anlıyamıyan direktörle hasta ba- kıcı mütehayyir gözlerle onu sey. Tetmekte idiler, Nihayet Achille Bastien başını kaldırdı ve kalemini cebine attı. . (Devamu var) . ÇAM İtirat eti — Kantarcılarda Ahmed © sabun fabrikasında bek€i, sabun kazanıa atı. © suçlu Mansurun ) şam 17 de Sultanahmet © da yapfönıştır. Mansur herşeyi itİrf vak'ayı şöyle — Hırsızlık kasdile girdim, Fakat bekçi P şılaştım. Şevki işime e| Za kalkıştı. Bunun g ârdi ir ipi bORU gea Sak mrefile banıleğli ot çuval geçirdim "r na attım. Sonra y zeytinyağ tenekelerii kaçtım, demiştir. y Mansur tevkif edil neye gönderilmiştir. (Dış politikadö al yardım tahsisatifil Bucrni göre tesbit VE ların. tayininde, d AM muhafaza edileceğini mekle ise de z taksimatında Almanki tikleri değişikliği X Malümdur ki, Çek0 scn, Bohemya, MaraVyk ve Rutenyadan | Te dört eyalete taksifi Ve her eyalatin #f 3 muhtariyeti vardır. hökümeti, bu ti edilmek şartile ideri yi leri anıcık genişle! görünmekle berabef, iki kımma ayırmağa p yor, Çekaslovaz hükÜN manlar arasındaki © nokta üzerinde t0P şılmaktadır. Maamafih c .i tinin projesi hi dir. Al:rxm’:qyı belki dt kriz havası içine tilâfın mahiyetini birkaç gü | Danimarka ve Almanyaya $ İhraç edeceğiz Tekirdağ fabriP, , 3 misli büyük ” rifer ve sıcak su VE bavi altı oda, iki hamam, alaturka V fak, bahçeyi havi hant hktır. Karşısında sine müracaat. — ğ WM, Altıyol ağzında P besi yapılmak üzer Tanıyor, Zührevi ve cild ; or. Hayri 'î Öğleden sonra

Bu sayıdan diğer sayfalar: