28 Temmuz 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

28 Temmuz 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Düşündürücü bir mes'ele Evli kadınların haricde çalışma- dı, okudu, müdürün gözü içine baktı " Mmemeli. Dikkat etmeli ki kadın. SON TELGRA F —28 Temmuz 1938 ları mes'elesi nasıl halledilecek ? İsveçte kadınların çalışmalarına mani olundukça evlenenlerin ve çocuk doğuranların sayısı azalıyor Avrupa matbuatında — görülen tbelli: başlı meseleler <Son Telg. Tâfe in bü sütunlarında —hulâsa edilmekte, bu suretle böyle me- seleler etrafında neler söyleni - | yone-una dair muhtasar da olsa bir fikir edinilmiye — çalışılıyor, Bugün bahis kadın — meselesine geliyor. Kadın mesolesi?.. Az na- zik olmuyan bir bahis. Fakat is. ter istemez temas edilmesi lâzım gelen bir bahis.. Dünyada derece derece ileri gi« den memleketlerde muhtelif fark. Jarla göze çarpan içtimai ve siya- Si mahiyette vaziyetler — vücude getiren bir meseledir. Evli kadın. ların evlerinden hariçte çalışıp alışmamaları, davasıdır. Bunun lehinde olanlar var, aleyhinde 0- lar, meseleyi cereyana byrakan « İar var ve sajro... Fakat Londea matbuatının ver- ği malümata göre İngilterede, ya konan rakamlar da az kalaba- değil, Dünyada 40,000,000 ka. dımı alâkâdar eden ve böyle mil- yonlarla kadını temsil etmek üze re o şehirde toplanan — kongreyo 37 memleket iştirak etmektedir. Köongrenin konuşacağı — moevzu kadınların çalışması, bilhassâ ev. | li kadınların çalışma âleminde şimdiki ve gelecek ramandaki va- ziyetleri ne olduğu, ne olacağıdır. Korgreye giden bayanlar mem. man her vesile ile uğraşarak ka. dının çalışma Günyasında aldığı vaziyeti müdafâa edecekleri gibi kadının bundan sonra — serbest tmesleklerde olduğu gibi — devlet | hizmetlerindeki mevkiini de kö- | rumak için uğroşacaklardı. Er « | kekler derecesinde pekâlâ iş gör- dükleri halde e'lerine geçen ka. Zanç onların aldıtından çok aşağı olduğuriçin şikâyete hak gören kadınlar bu koöngeede seslerini i- şiltireceklerdir. Hem iyi mü - dafsa — isarruzu geçmek — ol . duğuna —dair meşhur - bir söz vardır. — Edinburg — kongresine Biden bayanların da bundar. son. ra haklarını korumak için daha birgak şey istemeğe karar vere - ceklerdir. Kadınlar için şöyle böy. le derken insafsızlığa kader git- lar mutlaka sokağa çıkıp haric- Üe iş görmeyi evdeki işlerine ter ©' 1 ediyorlar değildir. Bdinburg köngresine dair ma. lümat veten İngiliz matbuatından da bir kere daha - öğreniliyor ki | kadıyu bugün sokağa çıkarak di- garıda iş bulmiya sevkeden ge. bebler- bir iki değildir. Evvelce bir kadın eskiden evinde de otu- rarak haricden aldığı dikişleri # kebilir, birkac para kazanarak €ev.ni İdareye çalışırdı. Halbuki Müdür efendi, gün göslecimi kırptık Türk olmiyan bir şive - Nasuhi oğlum... le: alabıyıklarını sıvaya sivaya bü- an sanra, bozuk bir türkçe ve Oku, şu kâğıdı... bugün ilerlemiş erin arttığı ve inceldi; yerler. de bugün mesele bu kadar basit kalmamaktadır. Dikiş deyip geç- memeli, Bugüa büyük anakinele. lerle, kalabalık yardımcılarla bü- büyük müesseselerin &line geçen | Hem evli, hem anne, nem de memur... bu İşte çalışmak için o mem'oket. lerde kadınların sabahley Dünyanın en gamber çıçeklerı İngiliz Kraliçesi Majeste Eli- zabet, Fransız Cumhur başkanı Mösyö Löbrun'la Versay sarayı- nn bahçesini gezerken güzel bir Peygamber çiçeği yığını önünde vurdu: — Ne güzel Peygamber çiçek- leri, dedi. Bu kadar güzel renkli. lerini hiç görmemiştim. Kraliçe, bu sözü bir-kaç kerre tekrar etmişti. Mösyö Lâbrun maiyyetinde - bulunan teşrilaiçi: lardan birine bu çiçeklerden bir demet yaptrıp getirmesi emrini verdi. Bir kaç dakikâ sorira teşrifat. çı geldi, yavaşçı ğına — bir şey söyledi. Mösyö Löbrun gü- lümsedi ve Kraliçeye dönerek — Haşmetmaab! Dedi. Höştön. | dığınız, takdir ettiğiniz Çiçekler- | den bir demet yapıp — getirmele. rini emretmiştim, Fikat bünun | imkânı olmadığını — söyliyorlar. Bu çiçekleri çok sevdiğinizi bil- dikleri için yerleri bununla süs. lemişler, Fakat, bu mevsimde kâ- fi derecede çiçek . bulamadıkları için sun'ilerini kullanmak mec. | buriyetinde kalmışlar. Twedil masasının üzerindeki bir te'grafı uzattı. Na- guhi edeadi ürkek bir itaatle iki kat oldu, telgrafı a1 Bu herili gindi bulurmusun?... — Bulalım efendimiz... t dokuz be adam. Dairesinde var mıdır?, yoksa, ikâmetgah adresini öğrenin hemen buraya ga. tirin... Nasuhi ellerini oğuştura oğuşlura korkudan tit. Deyen bir sesle: Buluruz efendim... Her ha'di matbaznıdadır. Gazeteziler ökseriya geç vaktakadar matbalarda bu- lunuyorlar. Cevabını verdi. Müdür bey Tayıklarını parmak uçlarına bir deta daha doladıktan sonra: - İşte, he yaparsan yap. Al, gel. Kiraseye bir şey me, Kendi de bilmesin!. Emrini verdi, Ve. ilâve etti: Birer; orada ise: - Buyru ada kalsın. Yarın sabâlı ben * Beş on dakika sonra karanlıkta sinen iki gölge dında da böyle yazılı idi. Hademe — Meşgel... Matbarnı merdivenini kesti ve Nasuhi merdiven ha. lk odaya girdi: kşamlara 'kadar evinin hartein- de çalışması ne kadar söz söylen. se olur, Fakat «Son Telgrf» m bu sütununda bu bahsin münaka şasına yer kalmıyor. Maksad E- | dinburg kongresinin toplanması hâdisesi etrafında verilen malü. | mattan bir hulâsa çıkarmaktır. Evli kadınların haricde çalış - ması meselesi her memleketi de. rece derece alâkadar etmektedir. İngilterede evli kadınların işe gitmeleri aleyhindeki — cereyan büyümektedir. Evlenmeden ev - vel işe gidip gelen kızlar kendi. lerine bir koca bulunca bunların çoğu işten çekilmektedir. Evli kadınların çalışmaları — muhtelif sebeblerden ileri geliyor: Çaolışa- rak ehemmiyetli mevkilere geç - mek gibi arzusu olan kadınlar da vardır. İşde kocasına arkadaşlık edenler vardır. Çalışarak — para kazanmak istiyen bayanlar var- dır. | İtalyada kadınım evde Kkalarak çacuklarına bakması kaldesi tat. bik ediliyor. Meğer ki bilgi cihe- (Devamı 7 inci de) ! güzel pey- Dünyanın en güzel Peygamber çiçekleri meğer hep sun'i imiş... Mösyö Von Diksen Mösyö Çemberlayn ile uzun bir mülâkat yapan Almanyanın Londra sefiri Van' Diksen, solefi Von Ribentröpa hiç benzemez. Onun gib hayata şampanya ti. caretile atılmamıştır. Küçük yaş. ta diplomasiya intisab etmiştir. Tekirdağlı Babaeskili Tle kozunu Pa ıılaşacak Güıeşler n çok Heyecanlı olacağı Muhakkak. Bu pazar İstanbul zengin bir spor haftası geçirecek demektir. 'Taksim stadında geçen hafta | cağı ilân edilen ve bazı se. yal beblerle tehirine Tüzüm görülen | iddialı serbest güreş maçlarına pazar günü devam edilecek, tertip komitesi larafından bildirilen pro grama göre de maçlar fevkalüde ehemmiyeti hsiz olacaktır. Bundan bir müddet evvel genç pehlivanlarımızdan Babaeskili İb. rahimin gazetemizde çıkan bir mektupla şimdiye kadar Baş peh. İi d Pazar günü güreşecek pehlivan- dardan: T. dağlı ve Mülâyim Hivan Tekirdağlı Hüseyine mey- dan okuduğunu kârilerimz hatır. harlar, Geçen haf üpte Hava Ku. Tumu için yapılan yağlı güreşler. de 'Tekirdağlı ilv karşılaşan Baba eskili İbrahim (55) dakika süren şten şonra işn çok erine hakem heyeti maça nihayet verm'ş, güreşçileri berabere ilân etmişti. Tddiasında isvar eden Babşeskili İbrahim ise Tekirdağlıyı muhak. kak yenmek hususunda hazırlan. makta olduğundan bu bafta Tak- sim Stadında yapılacak güreşlerin €n heyecanlı kısmını bu maç teş. kil etmektedir. Diğer taraftan geçen senelerde Dinarlı ile yaptığı güreşte kolu. nun kırılmasile mağluben - ringi teck terk eden Eski baş pehlivan Kara Alinin de tekrar bu hasmı ile, Dinarlı ile karşılaşması da ay. ni gün ayn: sahada olacaktır. Aşağı yukarı memleketimizin bütün spor muhitlerinde elân id. diah bir münakaşa mevzuu olan Dinarlı . Kara Ali müsabakası da Tekirdağlı - Bahaeskili İbrahim maçı kadar hevecanlı ve o kadar ebemmiyetli görülmektedir. Güreş organizatörlerinin iddia. sına göre fevkalâde istİdat sahibi olan genç pehlivanların yetiştiril. mesi ve onların da ringte müsta. Pazar günü [ | | | arkadaştılar, Galata rıhtı . mımda bir kahvede konuşuyorlar. dı, Aralarında kur bir müna. kaşa başladı. Grup ikiye ayrıldı. Hatta bi tutuştular. Orta boylu genç k sesle tezini mü. çıkmazsa bir rınızı ben çe. keceğim.. Onun eliaden en nazlı şkülpesend cinsi İâtifler bile kurtulamamıştır. O, işte üyle ya. man bir gönül avcısıdır. Hepiniz Erenköylü Prensesi — tanı Güzelliğine, servet ve kü mağrur bic geaç kızdı.. Sonra ne oldu. Bir kotra gezintisin'n sonun. da o da yelkenleri suya indirdi.. | Nahidin elinden n'hayct o da kur. tulamadı.. Nahid Cemil onun de- niİz rengi gözlerinde erkeklerin birikmiş ahından fırtınalar yarat. i. Etrafını dört koldan kuşatan gençlik atmosferins yüksekten ba. kan prensosin 6 mağrur başı, Na. hid Cemilin mıknatıs gibi bağrına, nasıl acı bir mağlübiyetle yaklaş. tığını beti gördüm. Genç kız ihti. rasının müsbet, gözellik gururu. nun menfi miknatısiyeti, sıfırın çok altında bir boşluğu bile dol . | duramıyacak kadar birbirini öyle aei ifns etmi seyi görseydiniz bahsi bu derece uzatmazdır Hayretinize hak üzere İtilyan devlet demiryelları idaresi tenlerde radyo istimalini tecrybe elmekçedir. Bu iş Üüzerin. de ta 1910 senes'ndenberi çalışıl. makla “se de, Otoray servisleri, | hali faaliyete ; getirildiği zaman bunların ıramvaylarda olduğu gi. Bd işaretler olmaksızın işletilebi. leceği düşünülmüş olup, makinist. Tere önde giden bir araba ile ken. disi arasındaki mesafeyi devamlı gösterebilecek daha pratik bir va. sıtanın bulünmas — ekemmiyetle | mazarı itibrra aramıştır. Birka; sene evvel Turi tevziat istasyo « nunda tecrübesi yapı'mış olan bu #let, öndeki araba ile arkadaki a. rabanın 'arasındaki mesafenin u. zımluğuna göre değişen ahenktar bir ses çızarın, böylelikle bir nevi; mütemadi ve duyulması kolay bir blok sistemi şeklini almıştır. Ahi. Devamı 1 inci sahitr — Heyyeti tahririye bakınız.., — Nerede o?... — İkinci'kata çıkı Nasırhi bir merdiven daha çıklı, üç dört oda var. Derin bir süküt. Heyeti tahririye hangisi?... rın üzerindeki levhalara baktı. — İşte karşıdaki büyük oda. Kapının öründe bir hademe oturuyor. Sordu: — Refik Necati bey içeride mi?. Sormıya da lüzum görmiyebilir. Kapıla- Hemen içeriye müdüriyete... Der. Fakat, sessiz sedasız kinseye Refiği alıp götürmek istiyor. Okuduğu telgraf küğı- duyurmadan ap verdi: — Zararı yok, Ben bir dakika görüp gideceğim... zeye parazit veren tehlika çok bü. yük olduğundan a bu sistemin bunu ki.. Eğer bu hâdi. | Son sür'atle yürüyen trenlerde Radyo ile konuşuluyor Uçan katar, busuretle istasgonla muhabere temin edebiliyor Benrzi sarardı. Başı omuzlarının üzerinde — ağırlaşan kaba, sakil, taşınmaz bir yük gibi oldu. tazeliği tutan iplerin yağı eriyordu! Sevmek - evlen. mek, çocuk sahibi olmak ve: — Bütün bunlar benim saadetim... Yazan : Halil Bedi F RAT weririm. Kendist gerci o kadar gü- zel — değildir. Günlük ka - zancına gelince: Tiryaki bir a- damin içtiği sgara parası bile de. Bildir. On kuruş bile tutmaz. Ba. sit. Sade bir hayatı vardır. Fakat bu ancak dört d rünün dekoru Kısaca, bal topliyacağı çiçeğe kormadan önce usaresinin bahar. her kabul etmesi #tükünsızdır. 1933 se. nesinde Zologna civarına yağan | şiddetli kar yüzünden alelâde mu- habere inictaa uğrayınca, demir. yollar idaresi kolayca taşınabilen ve cesameti toplu olan 50 vatlık bir telefon ve telgraf alıcı ve ve. rici bir âlet vü. Retirilmiştir, Bunlardan bazıları Bologna hat . tında 14 millik (22 kilometre) me. safedeki istasyonlar arasında sin. | yal için istimal edilmektedir. Mev. ce uzunlukları 152 metreden 160 metreye kadar değişic. Hali ha - zırda İtalyada gerek bir islasyon. | dan diğer bir istasyona, ve gerekae daimi tamirat işlerinin iera edil . diği mıntakalar gibi kısa mesâfe. | lerel muhabere edebilmek — için, | daha âz kuvvetle bir takımı veni tesisatlar yapı'makladı:. 1904 se. | mesindenberi Eyfel — kulesinden telsiz vakit sinyalı telgrafla der. hal muhalli merkezlere verimiş olup, halen bu sayade günde 3000 istasyon malümat almaktadır. yanaam n anaeş aa Beynindeki Etem İzzet BENİCE Hademe düşündü: — Şişman kadın geldiği zaman kendisine haber vermedim... Diye, beni azarladı... 'c... Rica etti: — Bir dakika müsade buyrun sorayım. — Peki sorunuz... Hademe tahrir odasından içeri girdi. Nasuhi de kapı aralığından başını uzattı, içeriye baktı. Refik Necati odada yalnız. Başını iki elinin içine almış ve klerini mesaya dayamış Gdüşünüyor. Dalgın. . Kendinden geçmiş! Hadercenin içeriye girdiğini bile duymadı. İhtimal, Ferhundeyi, sasdeti başına yıkılan evini düşünüyor. Zaton bir hiddet kasırgesı gibi tozu dumana katıp evden çıktığı günün akçamı, 6 günün gecesi, Başka ne düşünebilir?. Neyi düşünebilir?, Za- vallı çocuk, bir günün içinde soluverdi. Nerede o her günki; kırmızı, beyaz, sarı karışık penbe - yüzündeki dirlik; nerede o iri, sarışın, tüysüz başındaki diklik?, Demek, sonrada günlerce şüphe peşinde koşmak | ve nihayet Ferhunde, ne kadar: — Bilmiyorum... Haberim yok... Dese de karısına gelen aşk mektublarını ele geçir- mek ve günlerce ardını kovalayıp da tahakkuk ettire. mediği bütün :hbarlara 'nihayat inanmak meeburiyeti karşısında kalmak kolay değil! bu anda insan yalniz delirmez; canına da kıyabilir. İntihar eder!. Yaksa: — Hepsi senin olsun... Ben, benim sevdiğim — ve, beni seven kadınla evleneceğim. Gönlümün hürriyeti. ni para ile ne satar, ne satın alırımı:.. Deyip reddettiği Nimetin ve onun hazinelerinin ne kabahati vardı?.. Hademe: — Refik bey. sizi bir efendi görmele isteyor... Dediği zaman genç ve muztarib adam işte bu rüya gibi daldığı tahayyülâtından ayrıldı, — Kim?, iye sordu. Odacı daha: — Kapının taşında bekliyor... Deyip tarıf edinceye kadar, Nasuhi tçeri girdi, kain bir gölge gibi azandı ve Refiğin kulağına eğildi; — RBfendim. Polis müdürü bey busust bir mesele bakkında zatıdlintzle bir dakika görüşmek istiyor. A Ce . < P U GA Z) % —) > | Z n > hk kidemin hesatları * Eğer sarışın ba elde İ yeceğini keslirsey ru? duğu yerde İzmir seyabati? kar miydi?. : Orta boylu genç henüz $i tu ki arkadaşi cevab venî* — Beyhude yere çene İşte beklediğimiz İzmir V göründü. Meseleyi şimdi #7 Bahsi ya kaybettik. VA dimiz. a . . : Vapur Sarayburnunu #ÜĞi Dört beş gün evvel: Nahid FİğiüE ayni vapurla İzmire yollat” O gün maceracı gençi daşına telefon ederek 3! mir gezsine çıkacağını bi Arkadaşları, yeni bir çaP ilk heyecanını onun gözltfi okurken, Nahid — Cemil Ööğ mevki güvertesinde ortali Ü £. € gin seyreden sarışın bıvd, At rerek: — Bu bir içim su kadısi Ş aydır kovalıyordum. Bül g çen hafta tedavi için — ViYMZŞ gitti. Araları da galiba İ gün İzmire gidiyor. Nihâl Beçirebileceğim fazla taf dettedir demişti. Gemi rihtima yanaştı. DY kadaşı Nahid Cemilin bas ğ | şüştüler.. Her iki gruptsf leblerine sargralar.. Genç #EĞ ısrarlarına dayanamıyarak " ) rayı olduğu gibi anlatmâl Tadı: — Bildiğiniz gibi. Vap'ğy sant onda kalktı.. Marmaf sının açıklarına ulaşmayı & le bekliyordum. Çünkü cak o zaman olacal sonra idi.. Güverteyi g..zdt" dim. Muazzezi göremedim FİŞ rasından hâlâ çıkmamıştı bi racaktım. Hava da dehşetli mağa başladı.. Marrnara geçmiştik. — Rüzgür biraZ soğuk esiyor gemi hatıf $ yordu.. Saal —ıımı)e doğr' Ti ü |,,İ liği dıılgılım_vornn Aşağir gezinmiğe başladı. Güvet secikler yoktu.. Yanına YAY için cesaret edemiyordum- epey göz tanışıklığımız Vüf kat karanlıkta birbirimizi tek kadar henüz ışıklanli? Bakışlarımla onu adım #i kib ediyordum. Güvertet?! tarafında, kasketli, enin? dolgun bir tayfa ile kol Denizden 'galiha körkmağü öği lamıştı.. Tam ö sırada İf Tiğ çarpmasile başörtüsü UY ğ Gürel bir tesadüf benira MAĞ ğım demire lakıldı. Bu ğin denizde Verilen aşkıf yalı idi. Onu demirden Ki Muazzeze verdim. Kısa İT kür.. Deniz yolculuğunda ? malara sudan hahaneler k* hal bilhassa ambar yoleitl daha çabuk olur, Koni ladık. Başka kadınlara kompliman yapmağa aliştli adeta lehimlenmişti. , Uzatmıyalım. Maksadil' i sada tez ulaşmaktı. ' Muazzez fazla hirçin VE di. Mücadeleden —h Beni dilile hatırı sayılır hırpalıyordu. Sudan, Bi WI tınadan.. Derken aşktan F a başladık.. Arlık uykü gelmişti.. Güzel elini avet” ne alabilmiştim. Kamarâ F a b sını sordum. Dör: ni Ğ yatak. Tam bu sırada PÜL dalga köpüklerini güverti” dürürken — vapurumuz ) yalpaladı.. Kıvrak kadın © kahkaha attı. Sonra birdet! bir karakterle ansızın SÖT © ladı: : — Size bir sual soracaf GĞ » Eğer bilirseniz sizi ka W safir kabul edeceğim. » — Gj ü Sevinçten az daha cıW Her tarafım kulak kesi ee r . .. d'"' öf B HF £ Kd h marlarım zekâ ve ve TÜl, için gerlimişti. İri, ı"" h tayfada $âpkasını biraz € ' (Devamı T inci $ ö ae

Bu sayıdan diğer sayfalar: