15 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

15 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9—SON TELGRAF —8 1 ci Teşrin 1938 Tıbbi meseleler Husyeleri çıkartılanlar Almanya daki ilmi tedkikler italyada'ki kongre çok muvaaffakiyetli geçti Doktor İbrahim Zatinin gazetemize beyanatı 1manyada toplanan | inci Kriminoloji kongresine hükümetimiz na- muana iştirak eden Doktor Fahreddin Kerim Gökay ile Doktor İbrahim Zati memleketimize dönmüşler ve kongre intıbalarını Sıhhiye ve Adliye Vekâletlerine birer raporla bildirmişlerdir. Doktor İbrahim Zati bu hususta bir muharririmize şunları söyle- — *1 inci beynelmilel Kriminoloji kongresi; birisi «çocuk cürümleri- min sebeb ve teşhisleri» ile alâkadar olan bir seksyonla diğer 2 seksyona ayrılmıştı ve ben bu branş üzerinde fransızca bir rapor hazırlamıştım. Bu rapordan 150 kadarı kongre bile etmedi. azalarına dağıtıldı ve hattâ kifayet Bu seksyonda İtalyanlardan sonra yani 4 üncü olarak ben ve sonra da Fraasız murahhasları tezimizi müdalaa ettik. Tabii bu tez; daha ziyade profilaks mahiyette idi ve umumiyetle de tasvib olundu. Romanın meşhur Kapitolunda ve Jül Sezar'ın tarihi salonunda ilk İçtimamı akteden kongremiz 5 gün devam etti ve toplantılarda bütün faşist erkânı, nazırlar ve Prensler hazır bulundular. Birinci toplantı günü öğleden sonra yeni yaptırılan mükemymel ve muhteşem Üniversitenin Hukuk fakültesi salonlarında içtimaa devam olundu. Türk heyeti her yerde daima sempati ile karşılandı. Kongre günlerinde ziyaletler ve süvareler de — verildi. Ezcümle| Kapitolda Roma valisi bir resmikabul tertib etti. Littoryı bir tenez- züh yapıldı. Grand Otelde de ziyafet ve süvarelerde hazır bulunuldu. Kongre sonunda bütün azalar Adliye Nazırı ve faşist erkânı ile be- raber Napoliye gittik. Orada dünyanın en mükemmel ve modern «müc- rim çocuklar islahhanesi» ni uzun uzun tetkik ettik. Doktor İbrahim Zati kongreden evvel Almanyada da hapishaneler hakkında tetkikler yapmıştır. Mumaileyh bu hususta da demiştir ki: — Almanyada, bilhassa Münih şehrinde modern hapishanelerde ve birkaç senedenberi orada tatbik edilmekte olan kastrasiyon meselesi üzerinde tetkikler yaptım. Bu mesele, gayrikabili ıslah olan mahkümların, alkoliklerin nesil- lerini kurtarınak üzere tatbik edilen bir usuldür. Yani busyelerini çıkarmak.. Münih hapishanesinde bu kabil lara tesadüf ettim. husyeleri çıkarılan bazı mahküm- Bu ameliyenin yapılmadan evvel bütün mahkümların mükerrer ve yekdiğerlerini temyiz eden birer dece ameliyenin tatbik olunduğunu Satıralmış | Satıcı mahkemeye verildi "Hükümete borçlu — olduğundan harice kaçması ihtimali göz önü- ne alınan Müller isminde birinin bir müddet evvel pasaporta elin- heyeti tıbbiyeden geçtiğini ve böy- biliyorduk. Bu «fer bunu bizzat EUÇOK_HABFR LER)| * Son hâdseler münasebetile dün Sofyada kütle halinde 3 bin kişi tevkif edilmiş bunun iki bini sahverilmiştir. — * Orta Avrupada bazı memle - ketlerde gümrük — muamelesinin Halkın | Hükümete [ İtimadı Belediye intihabının neticesi bunu amirdir Ankara 14 (ALA.)— Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri | Şükrü Kaya, son yapılan beledi- ye intihabatından alınan - netice münasebetile, Umum Müfettişler, 'artisi | başkanlarına, ve Parti teşkilâtı ol- mıyan vüâyetler valiliklerine a- şağıdaki telgrafı göndermiştir: «Belediye intihabatının neti « ni almış bulunuyorum. —Bu defaki intihabın her tarafta ge - rek halkımızın intihaba iştirak - teki büyük alâka ve nisbeti ve terdikleri itimadı ve intihabın yüksek bir intizam ve disiplir da. iresinde cere) eden tarzi ü talca ve intıbalarımla Partı U « mumi Reiş vekiline arz ve keyfi- yetin Umumi Reisimiz Büyük Şet Atatürke sunulmasını kendilçrin- den - istirham ettim. Filhakika yüksek Türk milletinin her za - man ve her yerde Ulu Şef Ata - türke ve onun rejimine ve Cum- huriyet Halk Partisine ve hütü- metine gösterdiği itimad ve bağ- hlığın bu en yeni misali milleti - mizin medeni, siyasi olgunluğu - nun ve Parti disiplinine dikkat ve riayetin bariz bir tecelli ve te- zahürüdür. Dahiliye Vekili ve Partimizin Genel Sekreteri olmak haysiyetile | yine kendi eseri olan bu parlak | ve manalı neticeyi milletimize, şehirli ve kasabalı vatandaşları - mıza şükranla arzetmeği ve Par- ti üyelerine de bu milli muvaf - fakiyetten dolayı teşekkür ve teb- riklerimi sunmayı şerafli bir va- zife bilirim.> l gerek namzedlerimize karşı gös- Kâtip ve mübaş'r alınıy>r İstanbul Cümhuriyet Müddeiumu- miliğinden: İstanbul adliyesinde açık bulu- man (1000) kuruş maaşlı zabıt kâ- tipliği, 40 lira ücretli süvari müba- İşirliği ve 600 kr. maaşlı piyade mü-) başirliklerine memurin kanununun «& Üüncü maddesinde yazılı memu- riyete tayin şartlarımı haiz istekliler arasında imtihanla münetipleri alı- pacağından, kâtiplik imtiham 25/ TO/9AR günü saat 10 ve| mübaşirlik 18/ — 10/938 günü saat 10 da icra kı -| hbnacağından taliplerin lâakal orta mektep mez: olduklarına dair şehadetname veya tasdikname - ile memürin kanununda yazılı - belge- tih gününden | n evveline kadar adli cümenine — müracaatlarını tiplik imtihanına girecekle: galı terini hümiler © m | maktadırlar, Memlekete âid resimler NAHİD SIRRL İki üç gün evvel Beyarzıd kah- velerinden birinde Bedri Rahmi- ye, dün de Tünelde Cemal Tollu- ya tesadüf ettim. Halk Partisinim resim yapmak üzere her - birini memleketin bir tarafına yollamış olduğu öteki ressamlar da dön- müşler demek. Kendileri yola çık- madan da yazmış olduğum gibi, onlağa verilmiş müddeti ben az buluyorum. Bir şehre dilen yerlerin güzelliklerini hafı- zaya ve ruha sindirecek kadar seyretmek Üzere, sonra — vücude lecek eserler arasın dan res- intihaplara imkân — bırakmak için de müteaddit, on on beş re- sim yapmak üzere bir tek ay.. cid- den az değil mi Vâkıâ bir ay de- #il ön ay da verilse tek eser vü- cude getiremiyecek kadar kısır san'atkârlar yok değildir. Lâkin gönderdiğimiz ressamları normal hadlerde eser veren, hattâ müthiş bir hutnma ve ihtiras içinde çalı- şan kimseler olarak ta kabul et- sek; tayin edilmiş müddetin yine az olduğunu teslim zaruridir ve bu seyabatlar tekerrür edecekse müddetlerini uzaltınanın çok da- | ha güzel neticeler vereceği mu- hakkaktır. Diğer taraftan, res- samlarımızın hemen hepsi hoca olduklarına göre bunlardan mü- him bir kısmı da vilâyetlerin lise ve ortamekteplerinde resim okut- Kendilerinden bu- lundukları yerlere ait eserler ise temek ve bunları vücüde - gelir- meleri için de onları teşvik ve hi- maye eylemek doğru olmaz mı? Bundan birkaç yıl önce Kayse- riye yaptığım bir ufak seyahatte, şimdi Resim Galerimizin müdürü olan Halil Dikmeneci arada lise resim hocası olarak — tanımıştım. Temmuzda bile karları erimiyen Erciyeş'in eteğinde bulunan ve Selçuk sultanlarının cidden enfes âbide ve binalarını sinesinde sak- lıyan bu eski şehirde birkaç sene- denberi bulunduğu halde oraya a- it hiçbir eser yapamadığını, bez- gin bir eda ile söylüyordu. Memle- ketin her tarafına serpilmiş olup içlerinde hakikaten kıymetli - bir fırçaya sahip olanları bulunan re- sim bocalarımızın — bulundukları şehir ve kasabalara ait esorler vücüde getirmeleri — hususunda sistemli bir'himaye ve teşvik usu- lü düşünmeliyiz. İBHKEEY Hatay'da Kıtaatımız dan çekilmiş değildir Maarif yapı Şam gazeteleri - Antakyadaki kıtaatımızın Antakyadan Beyla - komiserlik de - legasyonu — bir resmi — teb - liğ neşrederek bu — haberi nasebetle Şam istihbarat dairesi müdürü kolonel Bone mahalli ga- zetecileri yanıma davet ederek gazeteleri bu kabil askeri haber- leri yazmaktan menetmiştir. Mektepler açıldı Hatayda — bütün — şehir,, ka- za ve köy ilk mektepleri ayın " 10 uncu gününden itibareh açı larak 338-339 ders yılı çalışmala- rına başlamışlardır. Yeni bükümet, evvelce «Köprü ilk mektebi>, «Habibinneccar İlk mektebi» vesaire gibi isimler ta- şıyan bütün ilk mekteplerin is da Şam yüce na çekilmiş olduğunu yazmışlarsa! Antakya'- ıslahatı lıyor | lerini kaldırmış ve memleketi- mizde olduğu gibi her ilk mekte- be bir numara verilmiştir. Bade- ma bu mektepler, < inci ayni ilk mektep:, <20 inci ilk mektep» gi- bi numaralarla anlıyacaklardır. Hatay Maarif Vekâleti; tahsil çağında hiçbir kimsenin mektep- siZ — kalmamasına azmetmiştir. Bunyan içn - talebe mevcudu anla- şlidıktan sonra - daha birçok mek-| tepler açılacak ve mualimler ta- yin olunacaktır. Antakya İlisesi *Antakya lisesi» isminin Ha - tay erkek lisesi» ne çevrilmesi bu münasebetle muliteşem bir - çılma merasimi yapılması karar- laştırılmıştır. Bu merasimde Hatay Maarif | Vekili Faik TTürkmen oğlu da bir nutuk söyliyecektir. Şikâyetleri Mahallinde tedkik için Ankaradan bir memur geldi Yeni bir kontrplâk nizamname- si yapılan kontrplâkların istan- darına başlandığını yazmıştık. Bu nizamnamenin tatbikile el- lerinde malı bulunan kontrplâk- çılar müşkül Mmevkie düştükle- rinden Ankaraya bir heyet gön- dermişlerdi. Heyet alâkadar makamlar nez- şehrimize dönmüştür. Kontrplâkçıların — itirazlarının ne dereceye kadar doğru oldu - gunu tetkik etmek üzere de ayrı- Ca şehrimize bir memur izam e- | den itibaren tetkiklere başlamış- î tar. Vekâlet bu tetkikata dair veri lecek rapgra göre kat'i bir karar verecektir. Tei b | Bir torba bronz para çalmış Zindankapıda zahireci Musta- dinde teşebbüslerini bitirmiş, dün | dilmiştir. Bu memur hemen dün- | KontrplâKcıların ( aha kaznımı ” Ziraat Vekâleti; ziral kalkınma programına uygun olarak evvelce getirilenlere ilâveten ayrıca bir çok orak, çayır ve balye maki- neleri sipariş etmiştir. Ayrıca köylüye dağıtılmak üze- re hastalık nümunelerini ihtiva eden bir kitap ta hazırlanmakta- dir. Bu kitaptaki resimler 5 renkli olarak tertip olunmaktadır. Bir İngiliz mekteb gemisi geliyor Bu ayın 26 sında Vindiçtriha adlı bir İngilik mektep gemisi li- manımıza gelecektir. Gemi 31 Birinciteşrin akşamı- na kadar burada kalacaktır. öedüre linüie Bir genc dektorumuzun muvaffakıyeti Genç doktorlarımızdan Sadi May Cerrahpaşa hastanesinde muvaf- fakiyetle imtihan vererek birin- ci sınıf kulak mütehassısı olmuş- tur. İ 1357 Hicri 1354 Ruml - | Şaban Birinci Teşrin | 20 2 Yıl 1938, Ay, 10 Gü2,288 rlısır163 | İ/Üzş’? ) At Uzak Şar Yazan: Ahmed Şük! Orta Avrupa krizi bit bi gelip geçti ve eski meselelerle gene başb Bunlardan — biri de Ji Çinde giriştiği şümullü tür, Çin uzak bir merili Bu için oradaki harb dan alâkadar etmiyor. beraber, bu mücadele dar olan menfaatler, b yasta bir Avrupa harbii &z şümullü ve ehemmiy dir. Böyle büyük — mik$ mücadele geçen senenli danberi devam etmektedil yanın Uzakşarktaki hi çen ön iki ay içinde — 5i Japonlar tarafından bir; lerle izah edilmiştir: Jap rak ilhak etmek istemi diği şey daha — ehemmiği Çinin Japonyaya tâbi olmil tiyor. Japon siyasetine bir Çin, Japonya için d metlidir. Çin böyle bir düşecek olursa, Japonya, vasıtasile Avrupa devletl€ Amerikanın Uzakşarktakli faatlerini tasfiye edebileci Çini ittifakına alarak Soff .ya ile hesaplaşmıya te; decek. Fakat geçen sene küçük bir hâdise bahan€ rek başlanan bu büyük Çankayşekin mukavemi ruz kalmıştır. Japonya zarfında ehemmiyetli ferler kazanmamış değild kis denilebilir ki Japon kuvvetleri bütün hedeflet mışlardır. Şanghay ve işgal etmişler ve Hankov İ de yürümüşlerdir. — “Faki olan esas hedef, yani Çi panyaya tâbi kılmâk, de uzaktır. Askeri harel yıp gittiğini gören Japâ defa daha geniş bir teğ rişmiye karar vermiş b Ajans telgrafları, Japon rinin cenubi Çine karşı üzerine bir taarruza geç haber vermektedir. Hi kılacak olursa, Çinin Av ası genişliğinde bir met duğu görür, Avrupa k şı İngilterenin vaziyetii Japonya önce Mançurya'fi etmişti. Geçen şenedenb nimarka ve Hollanda ta da meşguldü. Şimdi aski kâtı cenubi Fransaya intl tirmiştir. İzah etmek isti nokta şudur ki, 1931 sx beri Japonya, Çin ile makla beraber, bu ask çok dağınık bir sahada tadır. Japonya, bu der ve şümullü bir mücadelt ÖLÜM uzamasından dolayı dün ekspres | | günüp taşındıktan ve hef den alınmıştı. Müller 15 lira mü- kabilinde Yohan Mayer isminde birinin pasaportunu alarak kaç- mıştır. Pasaportun sahibi Yohan Mayer yakalanarak adliyeye ve- rilmiş ve dün birinci sulh cezada muhakemesine başlanmıştır. Yohan Mayer pasaportunu Mül- lere satmadığını yalnız Müllerden | borç olarak 15 lira aldığını ve re- | *hin olarak pasaportunu bıraktı - ni söylemiştir. Yohan Mayerin ( muhakemesine gayri mevkuf o- | larak devam edilecektir. - Gök AŞK VE MACERA ROMANI: 4 Galiba babasının has- talığı yüzünden Kolleji bitirme- | den çıkmağa mecbur olmuştu. Perihan Alman kültürile büyü- I müştü. Nişanlısı Nihat Akgün de Almanyada tahglini tamamladı- Bi için çok iyi anlaşmışlardı. Cahide, Perihandan daha güzel, daha gösterişli, dâha boylu bir kızdı. Belki bir iki yaş Perihan- dan büyüktü. Fakat yirmi yaşın- dan fazla göstermiyordu. Zaten o bu yaştan da büyük değildi. Cahidenin Perihana — benzemi- yen bir tarafı vardı: Perihan da- ha ciddi, daha samimi bir kızdı. Konuştuğu insana çok çabuk iti- beş saat rötarla gelmiştir. * Maarif müfettişlerinden İs - mall Hikmet, Efgan — hükümeti maarif müsteşarlığına tayin edil- miştir. v Başvekilimiz dün yeni Arna- vudluk sefirini kabul etmiştir. * Beynelmilel — fotogrameğri kongresi dağılmıştır. Memleketi - miz köngrede İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalyadan sonra derece almış, muvaffakiyet kazanmıştır. yüzünde Aşk yarışları —— Yazan: İskender F. SERTELLİ mat telkin ederdi. Cahideye gelince: İşte burada ayrılıyorlardı. Cahide çok şen ve şakacı bir kız olmakla beraber, karşısındakinin kolay kolay — iti- madını kazanabilecek karakterde değildi. Geçici hevesleri, manasız | hattâ gülünç gayeleri vardı. Pe- rihanla hiç te anlaşamazlardı. Pe- rihan ona: * Cahide de Perihanı safdillikle itham ederdi. — Sen melânkolik bir kısın! Sinirlerini tedavi ettirmelisin Diye alay bile ettiği vükidi. Halbuki, İsviçrede çok sıkı bir disiplin içinde yaşıyan ve ailesin- İdaktilo imtihanına tâbi tutulacakla- HIRSIZ. İ Senenin ea mal ToManını So - Telgralf'da okuyacaksı ı | deh de çok iyi bir terhiye almış olan Reşat, hakikaten de ciddi ya- | ratılmıştı. — Kadınların — yüksek | sesle ve fazlaca gülüşlerine bile tahammül edemezdi. — Mütaassıp değildi.. fakat, hoppalıktan, in- | sanların mukaddesatına dil uza- 'tan züppelerden hiç te hoşlanmaz- di. Bayan Pakize, şüphe yok ki, bunları düşünemezdi. Böyle bir mukayeseyi yapabilmesi için, Ro- şadın onların yanında fazla kal- | ması lâzımdı. | — Dört beş gün içinde Reşat, ka- | vun olsa, koklanıp anlaşılamazdı. Fakat, gönül bu ya.. bazan ha- yatta birbirine zıd yaradılışlı çift lerin mes'ut oldukları da görül- memiş midir? Reşat ta, belki Cahideyi seve- cekti. Fakat, bunu şimdiden kim tahmin edebilirdi? * Yemek yiyorlardı. Nihat Akgün de o gün hangar- ver ' Ai Midilli Nasıl Battı ? En doğru vesikalar Pek yakında Son Telgraf'da okumiya başlıyacaksınız. dan izin alarak yemeğe gelmişti Nihat çok maddi düşünceli bir gençti, Reşadın İsviçreden gelişi- ni pek tabil olarak karşılamıştı. Bayan Pakize sofranın başında, çiftler de yanyana oturuyorlardı. Cahide, Reşadı görür görmez hoşlanmış, şen kahkahalar atarak neş'esini içinde tutamaz bir hale gelmişti Perihan: — İyi ki geldin, Cahideciğim! | diyordu, sen olmasaydın, belki de hiç gülmeden kalkacaktık sofra - dan, Nihat Akgün son uçuşlarını bü- | yük bir heyecanla anlatıyordu. Reşat mütebessimdi.. herkesle ayni samimiyetle konuşuyor, bil- hassa Perihanın nadiren yüzüne bakıyordu. Bayan Pakize: — Nihayet nikâh memuru Bay Nuriyi kandırabildik. Kaymakam da müsaade etti, oğlum! Şimdi senden gün bekliyoruz. fanm dükkânına girerek bir tor- || ba içinde bulunan 165 lira bronz | para çaldığından yakalanarak ad- | liyeye verilen - sabıkalı | mesinde üç sene hapse mahküm | edilmiştir. L İki aya mahküm oldu Küçük Ayasofyada Medihanın evine girerek hırsızlık yaparken yakalanan Hilmi adında biri dün birinci sulh ceza mahkemesinde iki ay hapse mahküm edilmiştir. Diyerek, müstakbel damadile konuşuyordu. Arada bir: — Reşat, oğlum.. hiç te yemi- yorsun! | Demeyi de ihmal etmiyordu. Cahide: | —— Vallahi, eline sağlık, teyze- ciğim! Sen öyle nefis yemekler pi- girirsin ki.. hele şu beyin tavasını sizde ne zaman yesem, uzun müd- det tadı damağımdan gitmer... Diyerek, iştahla yiyor ve bol bol kahkahalar savuruyordu. ': Reşat kendi kendine: — Ben bu tipte kadınları seve- mem.. | Diye, son hükmünü vermekte | gecikmediyse de, Perihana karşı şen görünmek ve yeisini hissettir- | memek istedi. — Ne olursa olsun, ona inat olarak, şu kızla fazlaca alâkadar olacağım, dedi. Sonra birden Cahideye döndü; — Yengemin yemeklerini bun de İsviçrede her zaman hatırlar- 15 1cl TeşriniCumartes; Mustafa | dün dördüncü asliye ceza mahke- | dım. Ah, bilseniz biz oralarda ne rıkıntılar çektik bu yemek yüzün. den.. Nihat: — Hakkınız var. azizim! dedi - ayni sıkıntıy: bet de Almanyada tamam beş vı! çektim. İstanbula döndüğüm zaman aç gözlü ço- cuklar gibi, hiçtir yemeği yadır- gamadan yiyordum. Sofraya komopsto gelince, Ca- hidı Dün gece annemden elma kom- postosu istemiştim. Bugün bura- | da yiyorum istediğimi. | Beşat gülerek sordu: — Çok mu seversiniz kampos- toyu? — Evet. Fakat, tercihan elma kompostasunu severim. — Ne garip tesadüf! Benim de en çok sevdiğim kompostodur. Perihan atıldı: — Ah, dedi, ne güzel tesadül! | (Devamı sapladıktan sonra — gi görünmüyor. Bir saf mek için Japonya yeni açmış, yani bu vaziyete dım sürüklenmiştir. Japonyanın giriştiği büs, Uzakşarktaki İngilif! sız menfaatlerinin can n0? Büyük İngiliz — bahri Hong Kong, bu mıntaki duğu gibi, Fransız Hind bunun cenubundadır. zerine yapılacak muvi bir hareket, Hong Koni landından ayırarak bir getirecektir. — Japonyi Çininde giriştiği askeri başlıca Sovyet Rusyayı edebilirdi. Gerçi Şangi yük İngiliz ticaret toplanmıştı. Fakat istri mından İngiltereyi alâki mıntaka, şüphesiz, Japo niden askeri harekâta Hong Kong hinterland enaleyh Japanyanın bu Çini istihdaf etmekle giltere için de ağır bir © kil etmektedir. Japonyanın bütün lerine vardığı gibi, Kaf işgal etmesi beklenir. ( ra da belki Hankov Fakat bu zaferlerden ponya nihal gayesine miyacaktır. Japonya nihat 'gaye: olmak için Çankayşek. çekilip gitmeli, yahud ile anlaşmalı. Halbuki Ç” lovakya olmadığı için Ç O (Yazsıbı

Bu sayıdan diğer sayfalar: