20 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

20 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON TELGRAF —201 a Teşrin 1938 HATAY | En buyük bayramımızı en geniş ölçüde kutlula- mıya hazırlanıyor Suriye'den Hatay'a pasaportsuz gidip gelmek yasak Fevkalâde mümessil vekili gönderdik Hatay kanunları, kanunlarımız örnek ittihaz edilerek yeni baştan tanzim ediliyor Cumhuriyet bayramımızın Halayda da lâyık olduğu şekilde kut- lanması için İskenderunda konsolesumuz Bay Ahmet Umasın teşebbü- sü ile bir (Bayrama hazırlanma komitesi) teşkil olunmuştur. Komite geçen gün Halkevinde ilk içtimamı akdetmiş ve bir merasim programı hazırlanması kararlaştırılmıştır. FEVKALADE MÜMESSİL VEKİLİ Mezunen şehrimize gelmiş olun Beyrut başkonsolosumuz Faik Zihni buradan Ankaraya dönmüş ve evvelki gün İskenderuna gitmiştir. Mezunen memleketimizde bulunan Hatay fevkalâde murahhasımız orta elçi Bay Cevat Açıkalına Bay Faik Zihninin vekâlet etmesi karar- Taştırılmıştır. PASAPORTSUZ GİDİP GELMEK YASAK Halepte çıkan «Elnezire gazelesinde okuduğumuza göre; Suriyeden HBatayı dip gelenlerin; ecnobi memleketlere yaptıkları seyahatte ol- duğu gibi pasaport taşımıya mecbur olacaklardır. Yine ayni gazetenin salâhiyettar bir kaynaktan öğrendiğini iddia ey- lediği diğer bir habere göre de; Hatayda idari vazifelerde bulunan Fran- SıZ memurları, hizmet müddetlerinin 1938 senesi nihayetinde sona erece- #ine dair mercilerinden tebliğ almışlardır. KANUNLARIMIZ ÖRNEK İTTİHAZ EDİLİYOR Yni teşekkül etmiş alan «Hatay Devleti» nin icabeden kanunlarını ha zırlamak üzere mahalli bir komisyon kurulmuş ve evvelki gün ilk lop- Tantısını akdetmiştir. Bu komisyon ilk iş olarak Hatay için bir «kanunu medeni» hazırlı - yacak ve bunda Türkiye kanunu medeni» si örnek ittihaz olunacaktır. Ayrıca memleketimizde muvaffakıyetle tatbik olunan «meşhut suçlar kanunu» esasları dairesinde de bir kanun projesi hazırlanması kararlaş- tırılmıştır. ANTAKYA MÜDDEİUMUMİLİĞİNDE BİR TEBEDDÜL Antakya müddeiumumi muavini Edip Türkmene, hakkındaki buzı şa- yanı dikkat şikâyetlerden dolayı Hatay Devlet Reisinin emrile işten el çektirilmiştir. - Köylü için “Köğlülerimiz n çok Uucuza mal alıcak eyeni tip> bir ayakka- bi hazırlanmasınin - kararlaşlırıl- dığını evvelce yazmıştık. Bu İşle meşgul olan «Sümer - banke tetkiklerini ilerletmiş ve Beykozdaki fabrikasında mütead- dit tipler üzerine tecrübelere baş- Toğrık ııilmurıo- leri aranacak Ziraat Vekâleti Zirast Enstitü- sü Toprak Lâboratuarı Şefi Ke- rim Ömer şehrimize gelmiştir. Mumaileyh Vekâletin emrile 'Trakyanın mühtelif yerlerinden toprak nümuneleri toplamıştır. Diye söyleniyordu. Yılmaz önüne bakarak: — Nene gerek canım! Adını öğ-| Tenip ne yapacaksın: Faraza Ah- med veya mehmed.. bunu öğren- mekten ne çıkar? Ve önündeki dosyasından bir zarf daha çıkardı: — Hele'şu mektubu da oku ba. kalım, Reşadeığım! Yavaş yavaş bu musmmayı çözer gibi oluyo- rum., Reşad mektubu mırıldandı: — Bu da ayni yazı — Evet, O kadının yazısı. Bu da Almanyadan geliyor. eline alınca Bunları tahlil olunmak - üzere çok ucuza — malolacak yeni bir tib “ayakkabı yapılıyor lamıştır. Banka; bu yeni tip köylü ayak- kabılarının çok ucuza; meselâ köylülerimizin kendi kestikleri hayvanların derilerile imal et - mekte oldukları çarıklara çok ya- kın bir fiata mal olmasına çalış- Bu sebeple fiatlar 23 kuruşa ka- dar çıkmış bulunmaktadır. Ankaraya götürecektir. Reşad tereddüdle mektubu oku-, mağa başladı: Bu, sonuncu mektubumdur. gönderdiüğn parayı aldım.. Fakat bize gösterdiğin alâkasızlık beni © kadar üzüyor ki, para için sana teşekkür etmeğe bile elim varmı- yor. Eğer beni ve çocuğunu İstan- bulu aldırmıyacak olursan, leş - rinlevvelin on beşinci günü ora- dayını, Hem( kulağıma bir şey - Ter çalındı.. İstanbuldan gelen bir Türk talebesi, senin evlenmek ü- zere bulunduğunu haber verdi ba-| ma, Bu, benim için tahammül e - dilmez bir ıetırabdır. ubııııudhııımınık için YÜ ı 15 inci Yıl Hazırlığı Koprunun Süslenme Pruıes. hazırlandı yet bayramı münase- hıııı.. Köprü üzerinde yapıla- cak olan taklar için bir proje ha- zırlamak üzere, birkaç gündür, Mill Sanayi Birliğinde, Eminönü kaymakamının riyasetinde top - lantılar yapılmakta ve bu toplan- tılara Eminönü mıntakası dahilin- de bulunan - fabrikatörlerden ve tüccarlardan bazılarile İzmir fu- arı dekorlarını yapan — sanatkâr Gotye de iştirak etmektedir. Dün ve bugün yapılan son toplanlı ve Hörüşmelerden sanra netice bir karara bağlanmıştır. Götye pro- jesini hazırlamış ve bu proje itti- fakla beğenilmiştir. Derhal takla- rın inşasına başlanacaktır. aa. Tramvay Şirketi Kullandığı Elektriğin parasını Vermiyor İdare dün tramvaylar- dan gayri bütün cereyanları kesti Tramvay girketi aylardanberi kullandığı elektriğin bedelini e- lektrik idacesine ödememiştir. İ- dare mühtelif tarihlerde bu pa- rayı şirketten istemiş, şirket Üs- ar tramvayları — idaresindeki alacağile veya bilâhare satış es- nasında vereceğimiz taksitle mah- Subu icra edilmesini Hleri sürerek bu parayı vermekten imtina ey- lemiştir. Bunun üzerine elektrik idaresi icraya müracaat etiriş ve yekünu 296 bin lira tutan bu meblâğın tahsiline karar almıştır. Bu karar üzerine dün tramvay idaresinin 'bütün merkez ve şu- belerinde, depolarında, plânton- Tuklarındaki elektrik cereyanları kesilmiştir. İdare, halkın müşkülât kâr - şısında — kalmaması için yalnız tramvaylara verilen cereyanı kes. memiştir. Şirketin yine bu borcu ödemek istemediği. cereyan kesilen yer - lere radyom lâmbaları dağıtma- sile anlaşılmıştır. Vaziyetin ne şekil alacağı he - nüz belli değildir. aa * İlk tedrisat muallimleri ara- n #sında mesken bedeli almağa hak kesbedenlere beşer lira üzerinden tevziat yapılmağa — başlanmıştır. Tevziat bu ay sonuna kadar ik - mal edilmiş olacaktır. bütün ailemi terketmiştim. O za- man beni ne derin bir aşkla sevdi- ğini hatırlatmak — istemiyorum. Çünkü bunu umutacağını tahmin etmiyorum. Her ne hal ise.. Şimdi İstanbulda hürsün.. Ayın on be - şine kadar istediğini yapabilir - sin! Fakat, unulma ki ben oraya gelince, her şey altüsi olacak. O- rada belki çocuğunu inkâr ede - ceksin! Bunu da düşündüm.. Üçü-| Mmüz bir arada çektirdiğimiz foto- | grahı teksir ettirdim.. Oraya ge - | lince - öğer beni ve çocuğumu red.. dedersen - bu fotoğrafları gaze - telere ve bilhassa âmirlerine gön- dereceğim.. Senin nasıl vicdan - sız, merhametsiz bir erkek oldu » | Hunu ilân edeceğim. Eğer bunları | gözüne alıp hâlâ bir başka kadınla evlenmekte ısrar gösterirsen, ve eğer bütün memleket halkı ve ga- zeteler bu acıklı hüdiseye alâka göstermezlerse, o zaman, senin çok. bahsettiğin Boğaziçinde çocuğum- FIKRA SULAR NAHİD. SIRRI Sarıyerden denize sırt çevirerek ilerleyen — caddenin ıınııııhu suyu tamamen çekilmiş takunyalı küçük çocuklar ıyık R larını ıslatmağa çalışıyorlar. Su - lara doğru yavaş yavaş ilerliyorum. Evlerin sonunda ağaçlık bir kır kahvesinde bir müddet ulııdllıı. Tahta masalarda — yemek yi bilhassa Ermeni aileler var. lıı- rası şila suyudur. Kahvenin sahibi olan mütekaid bir zabit yanıma | gelerek bütün membalarda yal - nız bir tek su olduğu halde ken- di mülkünde üç su daha — bulup bunlara da isimler - verdiğini ve ortak bisselerini aldıktan sonra burasını fevkalâde güzelleştirece- iini anlattı. Biraz ileriye ve ayni hizaya gelen Çırçır suyuna varın- ca, ilk çocukluğumu — hatırladım. Alt seddeki havuz, havuzun üs - tündeki köprü, sedler, hep ayni halde. Sade kadınlara mahsus ka- fesler, bir yeri örten — küçük bir parça müstesna, ortadan kalkmış, Vaktile büyük annem kardeşimle beni getirmişti ve beraberimiz - deki taze bir komşu kadın kafes- lerin arkasından seyrettiği ke « mancı ile pek alâkadar — olduğu için artık evden ayağı kesilmişti. (Çırçır) da masaların bir haylısı dolu. Çokları buraya da yemek - lerile gelmişler. Çırçırın üstünde bir de (Gürcü oğlu suyu) varmış, fakat orada kahve olmayıp bir kadın isteyene su verirmiş. Çırçırın karşı tara - fma ve yöl üstüne düşen (Fıstık suyu) şimdi bir gazoz - İabrikası olmak üzere. Ve yokuştan, daha tenha olan (Kestane suyu) na çıktım. Roma civarındaki eski parklarda eşlerini| gördüğüm — merdivenleri ve pek şeşmesi var. — Kitabesi Seydi Ali paşa isminde bir vezirin adını haber veriyor. En uz ikinci Mahmud zamanının ilk zaman - Tarı. Bu suyun yazlı kışlı kalan kahvecisi, Gürcü oğlu suyunun Şifa suyunda öğrendiğim mevcu- diyetinden — haberdar — olmadığı için, bir saat içinde iktisab etti - ğim İhtisastan memnun ve müf- tehir yokuşu çıkmakta devam e- derek (Hünkâr suyu) na vardım. Burada da Kestane suyundakin - den biraz yeni alan bir eski çeş- me ve de oturmak arzusu ve- ren, fakat tamamile mahalle içi evleri tarzında yapılmış bir bü » yük ev var: Suyun — sahiblerine akd olacak. Hünkâr suyu mühim bir para sarfile hakikalen mamur bir ha- ğ slüka, Avrupai, kon- r yer olmuş. Bundan do- Tayı karşıma çıkan garson tara - fından tehalükle vukua gelen o- turmak teklifine — itaatten önce şöyle bir dolaştım ve tarifeyi gör- düm, Pazar günleri kahve 30 ku- ruşa, — Günlerden de pazardı ve ilerlemiş bu sonbahar gününde o- turup konsomasyon yapan ve ha- kikaten güzel olan manzaradan is- tifade eden tek müşteri kır saçlı ve pardesülü bir adam alt sedte Böylesi de Oluyormuş Bir gene kız, babasını mahküm eden, alle Şereflerini küçülten ssvgılisınl bıçakla yaraladı İkiside sokakortasında cereyan eden iki hâdise Şehrimizde dün çok garip bir yaralsma hâdisesi olmuş, Ayvan- sarayda oturan bir genç kız, bu- basını mahküm ettiren sevgilisini bıçakla şakağından yaralamıştır. Hâdisenin tafsilâtı şudur: Ayvansarayda oturan Bürhan isminde bir genç bir hafta evvel ayni semtte oturan ve bir hayli zamandanberi konuştuğu Şaziye isminde bir genç kızla sokakta buluşarak gezmeğe başlamıştır. O sırada sokaktan geçmekte olan Şaziyenin kardeşi " Osmat; — kız kardeşini yabancı bir erkekle ko- nuşurken görünce fena halde kız- maş, ve Burhana sert bir tavırla bu rezaletin ne demek olduğunu sormuştur. Aşık delikanlı, sevgi- lisinin kardeşi tarafından yapılan bu fuzuli müdahaleye fena halde içerlemiş, aksi cevaplar iki delikanlı bu yüzden kavgaya tutuşmuşlardır. Kavga &len genç- leri ayırmak için toplanan halkın arasında Şaziyenin babası Hurşit te bulunuyormuş, oğlu Osmanın üzerine bıçakla hücum eden Bür- hanı bir yumrukta yere yuvarlı- yan baba, eline geçirdiği çakı ile de kolundan yaralamış, hâdise ü- zerine yetişen memurlar Bürhanı tedavi altına alınmak üzere has- Eminönü Meydanı İlk plânla 422 Bina yıkılacak için iki plân hazırlanmıştı. Bun- lardan birinci plâna dahil olup derhal yıkılacak binaların sayısı 422 dir. Va Fındıklarımız Tiplere Ayrılıyor Ayrıca fındıklarımız; Giresun, Trabzon, Ordü ve Akçakoca ol - mak üzere 4 büyük kaliteye ayrı- lacaktir. Bundan başka; ihraç edilecek olan bütün fındıklaramızın — mü- yudum yudum kahvesini içiyordu. Bu suya adını veren hünkâr kimdi bilmiyorum. Lâkin path - can yemeğinin bir hakkak; çürüksüz, vuruksuz ve sağlam bir halde bulunmalarına azami itina olunacaktır. hünkâr adı kaldırılıyor da koca | bir mesirede nasıl bırakılıyor? la beraber denizin koynuna atılıp hayata veda — edeceğim. Ve ben | bundan — başka ne yapabilirim.. Sen söyle'n Raşidin gözleri sulanmıştı, Yılmaz bu satırları tercüme e- ederken, polis hafiyesinin de tees- süründen sık sık içini çektiği gö- rülüyordu. Reşad: — Artık tahammülüm kalmadı, dedi. Sen bu adamın ismini söyle-| memekte ısrar edersen, ben söy- | liyeceğim sana.. Yılmaz hayretle Reşadın yü - güne baktı: — Ne dedin.. Sen mi söyliyo- ceksin? Demek onu sen de tünı - yorsun? — Bir şüphe, Sadece kuvvetli bir şüphı Ve gözlerini açarak bağırdı: — Bu adamın ismi Nihad oldu- Zunu söylersem, acaba doğru tah- min etmiş olur muyum? Yılmaz birdenbire yorinden fır- ladı: — Evet... Fakat, sen bunu ne - reden biliyorsun? Yoksa mektu « bun içinde benim gözümden kaç- mış bir kelime mi gördün? — Hayır, Eminol ki, bu mek - tubdaki bütün isimleri iyice sil- mişsin! — Ya nereden öğrendin onun a-| dını?.. Reşad sersemlemişti. Şüphesinde bu kadar isabet ta»| savvur etmiyordu. — ©, Perihanın nişanlısıdır... Diye mırıldandı. Yılmaz, arkadaşının omzuna e- lini koyarak: — Desene amcanın kızını da fe- lâkete sürüklemek onu da öteki Bibi perişan etmek istiyor. Fakat, bu ne tesadüf, azizim! Tüylerim ürperdi vallahi... Perihan nerden bulmuş bu serseri ruhlu delikan- vermiş, | Eminönü meydanının açılması | taneye götürmüşler, sonra Şazi- yenin babası Hurşidi de yakalı- yarak mahkemeye sevketmişler - di. Mahkemede Bürhana davacı olup olmadığı sorulmuş - Bürhan da davacı olduğunu ve hiçbir su- rette davadan . vazgeçmiyeceğini söylemiş, bunun üzerine de Hur- şit mahkâm edilmişti Yarası kapandıktan sonra soka- ğa çıkacak bir hale gelen Bürha- nın ilk arzusu Şaziye ile buluş - mak olmuş ve bir vasıta ile Şazi- yeye haber göndermiştir. Şaziye bu habere aldırmamış, Bürhana dargın bir tavır takınmağa başla- maştır. Dün Bürhanla yol üzerinde karşılaşan Şaziye eski sevgilisine muğber bir tavırla: — Mahallede senin yüzünden rezil olduk, üstelik babamı da mahküm ettin, şimdi hangi yi İe beni arıyorsun? demiş: Bürha- | nn cevap vermesine meydan bi - rakmadan çantasından - çıkardığı bıçakla delikanlının üzerine hü - cum etmiş, gafil avlıyarak yüzün- den yaralayıp kaçmıştır. Bürhan yeniden tedavi altına alınmış, hâdiseden sonra kaçan Şaziye de evinde yakalanarak tahkikata başlanmıştır. Kadınlarımıza bBir kn'aylık |Beyoğlu “Akşam San'at 'Okulunda moda sipariş | şubesi açıldı Günden güne talebe adedi âr- tan ve genç kızlarımızla genç ve evli bayanlar tarafından bilhassa rağbet göslerilen Beyoğlu Ak- şam Kız San'at Okulunun peyder- pey genişletilmesi kararlaştırı! - mıştır. Bu cümleden olmak üzere, ev- velâ mektepte bir moda sipariş atölyesi açılmış ve sipariş kabu- Tüne başlanmıştır. Akşam Kız San'at Okullarından mezun olan talebeler; isterlerse bu atölyede çalışmak suretile ih- tisaslarını artırabileceklerdir. Fındıklarımızın muayyen tiple- re ayrılması için varılan tetkikler çok ilerlemiştir. Bugün iç fındık için mevcut tipler; muhafaza olunacaktır. lıyı, — Bu sivil bir,tayyarecidir. Ber-| linde bulunduğu fabrikada da bir. hayli şantaj yapmış, milliyetimize, şerefimize uygun düşmeyen işler görmüş Perihana şimdi biraz das ha acıdım. — Nikâhları ne zaman olacak? — Zannederim bu hafta içinde, Reşad gülmeğe başladı. Yılmaz: — Bn, ağlanacak bir faciadır, Reşad! dedi. Amcanın kızı öyle bir uçuruma gidiyor ki.. — Gülünecek tarafı da var bu faciinın. Boşuna gülmüyorum.. — Nedir 0? Anlat bakalım. — Perihanla Nihadın nikâhları gökyüzünde kıyılacak.. Polis hafiyesinin kaşları çatıl- di. — Ne diyorsun? Üstelik bir de Şöhret temin etmek istiyor ıı. 5 sene. (Devamı vır) pek ziyade ağırlı #n henüz e ., : ıws;wı»me Yaftân İngiltere ve taraftan da Almanfi arasında yegâne & halde en ehemml, mevzuu olan Çeki selesi nihayet Fakat bu meseleniti mid edildiği gibi, iki sındaki mücadeleyi dirmiş değildir. Mü sını takib eden birki garpışmıya bir sonra iki grup ar sebetler eski vazi mektedir. Çekoslo nihn tasfiyesi, müvi göyle bir tesir yapır 1— Berlin - Româ B rupa kıt'asındaki kisine nazaran takviğ binnetice iki demokt nüfuzu zayıflamıştır. 2— Berlin - Roma sında da Almanyafi kuvvetleşmiş ve İtal yeti zayıflamıştır. Büyük devletler vazenede önce, Befli mihveri ve saniyen Ğ ver içinde Almanya tâf rTu bir ağırlıktan bi görülmüyor. Münih hakkında beslenen ü balâğalı olduğu İngilif marasında bu anlaşm den müzakereden müzakereyi Hitlerin söylediği nutuk takib lovakya — meselesinin evvelki politika atmo dıran bu nutuk, mihvef daki mücadelenin e devam edeceğine de tuktan sonra da şimdi hafazakâr partisinin sından Çurçil, Amefl hitab eden bir nutuk Bir taraftan devlet 4 mihver arasındaki tebarüz ettirirkon, dil dört memleket gazetl da hararetli bir poleff mıştır. Demek oluyor vakya meselesi bir hi belki, hastalığın ara Tetti. Çokoslovak mı Hle o araz ortadan makla beraber, hast halarda ayni mahii tekemmül — etlirmel mihverlerin çarpışı diyor. O halde h Hastalık hayat ve yi kisi hakkındaki ayrıl tir. Fransa ve İngil siye bağlıdırlar. Bü! vardır. Bu ampir bildikleri şekilde id best kalmalarını isti bırakılmak için bugü çok fedakârlıklar Yaptıkları son fedal koslovakyayı — ve hati kıt'asının ortasını ve lin - Roma mihverine tir. Faşist devletlerin kileri bunun İngiliz ve Fransız nimsediği gün f mi kalmaz. Kazanı Ü bir halde bulundurm Za ateş vermek lâzım faşistlik de yaşamak Jeler yapmak Ve her hamle bir daha sansasyone olm İki zümre arasında b rılığı devam ettikçe sürüp gidecektir. Bu bahiste ukla vardır: Acaba orta gemonya davası iki tin arasını açacak m ka Macar - Çek davi yanın bir tarah, İla ğer tarafı tuttukl. böyle bir ihtimal VAf yor, Fakat iki faşist sındaki anlaşmazlığ ten de sakınmalıdır. manya beraber yür çok menfaatler ti Paylaşmıya müsaid ' atler mevcud old devletin çarpışmasl Ancak şu söylenebili kaç, paylaşmada Payını aldığı için mif tarâfı hafiflemiş ve |

Bu sayıdan diğer sayfalar: