26 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

26 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON T!_l.G_lAl'-zOld'l—hlm İctimat meseleler Kısırlaşdırma Bu usulün tatbiki lâzım mı, memleketimizde tatbi- kine imkân var mı ? Pr. Dr. Nazım Şakir bu hususda ne diyor? «Kısırlaşlırma meselesi» et istediğim doktarları arayıp bulmak, hiç yorucu olmuyan bir iş.. çünkü, ekserisinin muayenehaneleri Babıâli caddesinde.. Mat dan çıkıp, şüyle köşeyi dünmek ve birkaç adım yürümek kâfi 'Türbeden Babhüliye doğru yürürken, solda beş katlı bir apartımanın üme gelen kapıyı çaldım, karşıma çıkan hademe mütehassısı Doktor Nâzum Şakir'e kendisini ziyaret etmek istediğimi bildirdim. Bekleme salonunun tıklım tıklım dolu oldu- gunu görünce birdenbire içimde kabul birinci katına çıktım; ile, sinir hastalıkları oldu! F kongresinde görüşi siz olduğunu söyledi söylemeğe başladı: Almanyada tatbik edümekte o- lan, bu, <kısırlaştırma» usulünün oraya göre ne gibi meticeli ver- diğini, faydalı ve faydasız - oldu- gunu düşünmeden evvel bunu memleketimize göre şöyle bir mü- lâhaza etmek lâzmgelirse benim bu husustaki kanaatim çu mer- kezdedir: Ben, dünyaya gelmiş ve tabil olarak yaşamak hakkına ma- Hk bulunan herkangi bir insanı, kendi urzusu hilâfina, mutlak su- vette kısırlaştırılmağa — icbar et- teği doğru görmem, Şahsi hürri- yete'mâni olmamalıdır. Buna hak- kımız yoktur. Ayni zamanda biz Almanya ve İtatya gibi nüfusu kabına sığmıyan bir millet değiliz. Nesil yetiştirmeğe — ihtiyacımız pek fazla... Memleketimizde bulu. nan bütün dejenereleri kısırlaştı- “gırsak, yapılan elemede kalburun altına dökülenler oldukça pabarık bir yekün tutabilir.. Nüfusça bu kadar fedukürlük yapmamız doğ- Tuolmaz. gibi geliyor bana.. #iyasiiburişi, tamamile kendi halne bırakmak ta hiç şüphe yok ki.çok yanlış bir hareket olur. Bu itbbürla, kısrılaştırılması lânmge- İgileri kığırlaştırmak değil ev - lenmekten menetmek icap eder. Çünkü, - nesil getirebilmek için evlenmiş olmak gerekir. Diyecek- sizin ki evlenmiyenler arasında geyrimeşru çocuk meydana geti- venler yok mu? Vardır. Fakat bu gibileri, böyle içtimai ve umumt bir mesele mevzuu — bohsolurken hesaba katılmıyacak kadar azdır. Buna nazaran — kısırlaşması icap edecek şekilde malül bulunanları evlenmekten menetmekle ileride, dejenere bir neslin vücut bulması- 'min önüne geçilmiş olacaktır. Binaenaleyh, evlenme; — boşan- ma kadar sıkı bir kayıt altına a- lınmalıdır. Bizde boşanma çok güçtür. Fakat evlenme, pek çok aa Gökyüzünde Aşk yarışları AŞK VE MACERA ROMANL: 15 — Yazan: İskender F. eati Nihat arkadaşlarına haber gön- dermişti. Bunlardan biri şahsi ke - faleti, bir diğeri de nakdi kefaleti vererek, Nihadın yitmi dört saat sonra tahliyesine muvaffak oldu- lar, Nihadın arkadaşları meselenin içyüzünü bilmedikleri için: —- Yahu, tam evleneceğin sıra. da bu felâket te nerden geldi ba- şına? Diyerek Nihada çok acımışlardı. Nihadın yaptığı işleri hiç kim- se bilmiyordu. Nihat arkadaşlarına: — Bir iftiraya uğradım.. haki- kat yakında anlaşılacak... demiş- h Te ikat pek az zaman sonra bu hissin benj aldatlığı tezabür etti; Dok- tor Nâzım Şakir, pek mütchassis ol duğum bir nezaketle beni muayene | odasına aldı; ve. meseleyi anlatım. Muhterem doktor, bu meselenin tıp diş ve az çok bir neticeye bağlanmış Bir mevzu ol- ması itibarile, kısa bir zaman sonra tekrar fikirler yürütmenin mevsim- e de benim mukabil ısrarıma ve müteadı Tarıma dayanamyarak, nihayet, bu — husustaki - kanaatini $ doktorlarımızın fikir- ilmiyeceğime dair bir his hasıl| rica- yavaş yavaş Pr. Dr. Nazım Şakir kolaydır. Evlenmeği, sıhhi ba- kımdan fevkalâde sıkı kayıt ve şartlar vazederek - güçleştirmek boşanma vak'alarını azaltacaktır. Çünkü azçok emüvazenesizlik» olmuyan bir ailede geçimsizlik» | boşanmağa — kadar — varamaz. | Balen evlenenler gayet saşki bir. | muayeneden geçiriliyor, kadın ve erkeğin sıkh'i vaziyetleri hak - kında esaslı bir teşhis konmadan evlenmelerine müsaade ediliyor ki işin bütün sakatlığı buradadır. Burada sözünü kesip, gözleri bir lâhza, düşünceye dalan muh- terem döktora sordum: — Sizce, evlenenlerin, sıhhi muayeneleri nasıl yapılmalıdır? Doktor, kat'i bir kanaatin ver- diği tereddütsüzlükle cevap ver- di — O, şu şekilde olabilir: Evle- necek kimselerin, sıhhi bakım - Nihat salı günü öğleden sonra dbaei Meklğl;lâ; Madam Atinanın Tahliye talebi Beddedildi Şahitler dinleniyor Döviz ve altın kaçakçılığı ile genç kızları fuhşe sürüklemek ve randevu işletmek suçlarile mev - kuf bulunan Madam Atina ile yar- dıhıcısı Katina hakkındaki adli- ye tahkikatına devam edilmek. - tedir. Dördüncü sorgu hâkimliği dün de Reşid (paşa) oğlu İsmail is « minde birini şâhid olarak dinle - miştir. Madam Atınanın kefalete rapten| tahliyesini istemiş ise de bu taleb reddedilmiştir. Ne kadar Tatil ? Maarif müdürlüğü Cumhuri - yet bayramı münasebetile mekteb- lerin tatil günlerini dün bir ta - mimle bütün mekteblere - tebliğ etmiştir. Bu tebliğe göre bütün mekteb- ler cuma günü öğleden sonra tatil olunacaklar ve pazartesi — sabahi tekrar açılacaklardır. dan e gibi şeraiti haiz bulun - ması lâzım geldiğini, bütün mad- delerile vazıh bir şekilde gösterir bir nizamname hazırlanır; evlen- me muayenelerini 3 kişiden mü - Tekkep bir tıbbi heyet yapar. Bu heyet, evvelâ, evlenecek kimseler-i de, maddi ve cismant bir hasta « lık olup olmadığını iyice anladık- tan sonra ruki hastolık inütalea - sına geçmelidir. Ruht mültateayı anket yolile yapmalıdır. Yani mev-) Zut Dahis kimseleri, mahalle ve mühitlerinde tahkikat yaptırmak suretile hayatta, birtakım müva- zenesizlikleri, içki, kaden, kumar ve saire gibi şeylerde ifrata inhi- maki hapisaneye ve bimarhaneye girip çıkmış olup olmadığı tah - kik edildikten sonra bir de ariz ve amik ruhi muayene yapılmalı ve nihayet, evlenecek olanların ne irsi, ne şahsi, ne maddi ve ne de ruht hiçbir malüliyetleri ol - | madığına kat'i kanaat hasıl edil- dikten sonra haklarında rapor ve- Tilmelidir. Bu suretle evlenmeleri menedi- len erkekler, cinsi — ihtiyaçlarmı stimümi evler, deki kadınlarla tatmıtu ederler, ki bu kabil kadın- lar du ezesen çocuk doğurmazlar. İşte bu şekilde birkaç gendra- tion geçecek olursa, neslin ( Bali temin edilmiş olur. Yoksa, verem, — kansızlık gibi. degi - nerescencede insanı kısırlaştırmayı Ültizam ettirir; ve — köylerimizde dejenerelere sik sık tesadüf edi. dr, burlar, kâmilen kısırlaştırı - lacak olursa, bu işin sonu neye varır? Biz, Almanya ve İtalya gi- Bi nüfusu taşmış, kabına seği yan bir millet olmadığımız için, iyisini, kötüsünü seçip, içimizden, birçoklarını feda ederek, bu su - retle nüfus artımıma bir set çeke- meyiz. RECAİ SANAY dün gece? Nihat yalan söylemeğe mecbur- du: — İstanbuldan çağırmışlar, de- | di tayyate iglert işintsübiim 'ble | konuşma yapıldı. Ben de bulun- | dum o toplantıda, | — Vallahi çok merak ettim, Ni- Yeşilköye döner dönmez, ilk önce Perihana uğradı. Nihadın maneviyatı bozulmuş, | neş'esi kaçmıştı. Kendi kendine: | — Şimdilik hapisten kurtulduk | amma diyordu, yarın öbürgün Mar-| garit İstanbula gelirse ne yapaca- i Bim? Nihat Fazla bir şey düşünemi- | yordu.. düşünecek halde değildi. Perihan, Nihadt telâşla karşıla- | di: — Aşkolsun, Akgün! dedi - ya- rın nikâhımız kıyılacak. İki gün- dür meydanda yoksun! Kaç kere ırıdıııybıılııııdııı. Neredeydin | zerdın da. Dün gece seni görme- hatçığım! Her akşam geçerken uğ | yince benden çok annem merak etti. — Demek sen, annen kadar me- rak etmedin, öyle mi” Bravo sa. na... — Hayır canım. Lâfımı terg an- lama, Annemi bilirsin ya... Çok | sinirli bir kadındır. İlkönce seni | hangarda aradık. İstanbula git ğini, henüz dönmediğini söyledi- ler. Tablidir ki hepimiz meraka düştük. Sabahleyin de görünme - din... Yarın tam ikide uçacuağız, değil İDün Ana_ti-;ı_l;y_a mühim FIKRA Görmediğim bir karikatüre dair NAHİD SIRRI Kayıkla Kasımpaşa önünden ge- çiyordum. Zannederim ki şimdi çatısı altında bir deniz mektebi barındıran esbak Bahriye Nezare- ti binası eski, çok eski yıllar önce babamın annesine anlattığı bir şeyi bana hatırlattı. Sultan Hami- din otuz üç yıllık saltanatının he- men ilk senelerinde Bahriye Na- zırı olarak hemen son — yıllarına kadar bu makamda kalan ve haklı haksız irtikâbla itham — edilerek donanmamıza hizmetler etmiş ol- duğu da her halde kimse tarafın- dan kabili iddia bulunmuyan (Boz- eaadalı) namile maruf Hasan pa- şa ölünce, payitaht sokak veya »ydanlarından birinde, bir gece, duvara bir resim yapıştırılmış. Gılıbı Eyübe defnedilmek üzere len istimbotla cenazesi götü- ı(ıl irken Hasan paşa tabuttan ba- şını çıkartıyor ve içinde uzun yıl- lar hüküm sürdüğü binaya doğru elini uzatarak: -— Aman bana bir aylık daha verin de mezarıma gö- türeyim!» diye avuç açıp yalvarı- yor. Bu kadarını farkedebildiğim hikâyesi uzun yıllardanberi hafı- zamdan silinmemiş olan bu çok güzel resim acaba kimin eseri idi, | ve padişahın elbette derhal haber- dar edildiği bu hâdisenin tahkikatı acaba ne netice vermişti? Herke- sin gölgesinden Ürktüğü o devir- de bu cür'eti yapanın veya yapan- ların âkıbet veya âkıbetlerinin bilinmesi, o devri tamamile ay- dınlatmıya çalışırken ihmal edile- mez bir nokta teşkil etse gerektir. Sultan Hamit zamanını bütün teferrüal ve taksilâtile tahkike Adeta bir ömür veren ve yazdık- larını yazmak, âdeta okumak için bile hemon hemen bir ömür lâ- zım geleceğe benziyen değerli ta- rihçi Süleyman Kâüni acaba bu karikatür ve nümayişten haber- dar mıdır? Yeni Cumhuri yet Kibritleri mikdarda sevkıyat yapıldı İnhisarlar umum — müdürlüğü; Cumhüriyetin 15 in münasebetile yaptığı yeni kib - ritleri piyasaya çıkararak her ta- rafa göndermiştir. Şehrimizden dün yeniden mü - | him miktarda Anadoluya sevkolu- man bu kibrtlerin kutularının ü - zerinde — «Cumhuriyetin 15 inci yıldönümü» cümleleri yazılmakta ve arkasında da muhtelif vecizeler bulunmaktadır. AF Suvat vapuru Sefere başladı Yeni Suvat vapuru dün ilk se- ferini Haydarpaşa ve Kadıköy hat- 9 yapmıştır. Evvelki gün de — Şüphesiz, gözüm. —Tayyare hazır... Davetliler gelir gelmez havalanacağız. — Nikâh memuru Bay Nuri öğ- le yemeğini bizde yiyecek. Eğer vaklin olursa, yarın öğle yemeği- ne sen de gel, emi? — Bakalım artık... Vaktim 0- lursa gelirim. Olmazsa, sizi tay - yare istasyonunda beklerim. Da- vetlileri oraya gönderirsiniz! Dışarıdan şen bir çığlık koptu! Perihan: — İşte, annem geliyor... 'akize sevinçle odadan içeri girdi. — Ayol, geçmiş olsun mu di - yelim. Hasta mıydin, ne: dündenberi? Gözlerimi bıraktın! Nihad, kayınvalidesinin — elini öptü: istediğini; Bundan bir müddet evvel şöh- rimizde <Haliç> iskelesi açıkla - rında bir ceset bulunmuş ve de - nizden kokmuş bir halde çıkarı- Ja& bu cesedin gözlerinin oyul - muş olduğu dehşetle görülmüş - gÜL.. İzmir zabıtası evvelki gün Naz- mi oğlu «Sami» isminde şüpheli bir adamı tutarak üzerini aradı- ğ zaman bu hadiseye ait tafsilâtı ihtiva eden gazetelerden birinden itina ile kesilmiş ve yalnız bu kısmı alakonulmuş bir parça bul- mi 22 yaşlarında bulunan ve ço - cuğunu boğan bir ana Kars adli- esi tarafından tevkif olunmuş « tur: Posuf kazasının Şeyho köyün - den Sultan Keskin isminde genç ve güzel bir kadın; kocasının a5- kerde olmasından bilistifade baş- kasile gayrimeşru münasebette bulunarak hâmile kalmıştır. Sultan, bir gün gayrimeşru ço- cuğu kendi kendine doğurmuş ve hemen boğazını sıkarak boğmuş - tur. Şahit olarak mahke- meye geldi fakat tevkif edildi Çünkü yalan söyledi ibde oturan Hüseyin Isminde biri dün Sultanahmed birinci sulh, ceza mahkemesinde görülmekte olan bir hakaret hâdisesi hakkında| şahid olarak dinlenmiştir. Hüse - Bu ne biçim ana Kendi elile çocuğunu bogmuş,sonradaahıra gömmüş, fakat... Kaynının karısı işi haber verince her şey meydana çıktı yin evvelâ hâdise hakkında bir şey bilmediğini söylemiş, diğer şahid- lerle yüzleştirilince bildiğini söy- lemiştir. Bunun üzerine şahid Hü- seyin mahkeme kararile tevkif e- dilmiştir. —H aa | Büyükada ve Heybeliye bir tec- Tübe seferi yapan Suvat bu mesa-| feyl mevcud vapurlardan pek fark-i h bir 2 katetmişti. işim çıktı. Geceyi İstanbulda ge girdiğim için size uğrıyamadım. Beni affediniz! Bayan Pakize çok heyecanlıydı. O zaten müstakbel damadını her Bgörüşünde heyecanlanır, kalbi tu- tar, hattâ bazan da başını Niha- dın omuzuna dayar, göğsünü şi- şirerek birkaç dakika böylece ne- fes alıp dinlendikten sonra kendi- ne gelirdi. Bu sefer de ayni hareketi tek - rarlamak istedi. Fakat, Nihad a- yakta duruyordu. O da telâşlı ve zihnen meşgul görünüyordu. “Bayan Pakize o gün, her zaman oynadığı rolü yapamamış ve kızı- nin yanına oturmuştu. Konuşmağa başladılar. Bayan Pakize: - Ah şu yarın ne kadar uzadı bilseniz çocuklar! dedi. Uçuş sa- atleri yaklaştıkça kalbim çarp - — Perihana nerede olduğumu anlattım, anneciğim! Mühim bir mağa başlıyor. Nihad sigarasını yaktı: Esrareıı giz biradam ı,ıakalandı! Haliçdeki gözleri oYı_ı_ : cesetten bahseden gâ- zeteyi niçin saklamış? :: Şübheli adam; “Suriye,, ye kaçmak fakat muvaffak olama- dığını itiraf ediyorl... Noi 'oğla Süml Mdsou — Ben asker firarisiyim., İstan- bulda da bulundum.. Oradan «Kilis> e giderek «Suriye» ye kaçmak istedim. Fakat muyaffak olamadım Haliçteki ceset hâdisesinden ma- Tümatı olmasından şüphe - edilen bu adamın cebinde; ayrıca çalın- dığı anlaşılan 4 tane «kol saati> de bulunmuştur. Tahkikata ehemmiyetle devam Bu vaılvel üzerine, Nazmi oğ- | olunmaktadır, ——— —— Bundan sonra; günahsız masu- muün cesedini ahirin döşemeleri altına gömmek istemişse se kay- nının karısı tarafından vak'a po- lise haber verilmiştir. Gelen memurlar; zavallı çocu - #un cesedini gömüldüğü yerden çıkarmışlardır. Bu sırada hain â- na; cinayetine bakamamış ve yap- tığı işe nadim olarak; kendi elile son nefesini verdiği yavrusunun cansız vücudünü üzerine kapanıp, ağlamış ve sonra bayılmıştır. Genç kadın tevkif olunmuştı Hapisanede - Eroin içmiş 40 gmplıo mahküm oldu Meşhur sabıkalılardan Halid ha-| pisanede eroin içerken cürmü meş.| hud halinde yakalanmıştır. Halid dün asliye 5 inci cürmü meşhud mahkemesine verilmiştir. Marmara Hasan ile Cici Celâl bu meseleden dolayı şahid olarak dinlenmişlerdir. Neticede muha - keme Halidin cürmünü sabit gö- rerek 1 ay 10 gün hapse ve 10 lira para cezasına mahküm etmiştir. Halid evvelce sirkatten 1,5 sene hapse mahküm olduğundan bu cezası, yeniden — mahkümiyetine ilâve olunacaktır. tta insanı heyocanlan - dıran öyle hâdiseler vardır ki, u- Çuşta duyulan heyecan solda sıfır kalır. Perihan atıldı: — Siz havada uçmağa alışık ol- duğunuz için böyle söylüyorsunuz. Halbuki biz ilk defa uçacağız. Ve annesine döndü: — Öyle değil mi, anne? Bayan Pakize, damadının yü- züne bakarak başını salladı: — Öyle ya: Yarın - Allah kıs - met ederse - İlk defa havalanaca- Bi * Nihad dudağının ucile güldü: — Hakkınız. var! Herkes, hâdi- geleri kendi görüşüne göre mu - hakeme eder. c Sonra birden gözlerini yere in- — Allah verede davetlilerin ya- zunda mahcub olmasak... (Devamı ver) — A : Çek - Macar Yazan: Ahmed Ş Münih anlaşmasındar? Macar davasınınm halli İÇİ tomaslar iki ll'ıhı: O Tni birdenbire makla beraber, muın meskün olan toprakları # dutları içine alması, 2— Macaristan ile PO sında müşterek bir ht ni için Rütenyanın ilhakı, Davanın bu ikinci sa bütün suya düşmemişsi ziyade zayıflamıştır. AT ki, Macarlarla hiçbir fİd sebeti olmuyan Rüten'lef ristanâ ilhakına Polaü İtalyadan başka hiçbir raftar değildir. Romafi projeye muvafakatini ti için Polonya Hariciye VER tarafından Bükreşe yâp yahat müsbet netice tir, Romanyanın bu mi dut meselesine imsle anlaşılmaktadır. Faxat Ö iyetli ve şüphesiz easir met — Alr gelmektedir. Alman Macar davasının ancak rin kendi mukadderatlaft kim olmaları prensipi halledilebileceğini ileri tedirler, Bu dur ki, Almany münasebeti olmıyan Macaristana iltihak etmtl rattar değildir. Alman &€ Bek'in Romanya seyahal simsiz> ve kattâ «mi telâkki etmektedirler. İtalyaya gelince; bu ğ ötedenberi himaye etitl ristana cemile olsun diyt ğ rek hudud meselesine duğu şüphesizdir. Fakat lar Almanyanın buna met ettiğini bildikleri teriz davranmaktadırlar, rupaya ald herhangi bit f de Almanya ile ihtilâdaâ ceğinin şayi olmasındaf son derece çekinmekt ziyette Romanya mesel Tonya emellerine uygufl halledilmesi ihtimali ç Macar ekalliyetleri # gelince; bu noktada hakkı Almanya da dâ halde bütün büyük & rafından teslim edilmekt caristan garpta Bratislö hyarak şarka doğru B duduna kadar uzanan İ zun bir şerit arazi İ bu toprakların mesahast kilometre murabbar k: zerinde bir milyondan fus yaşıyor ve Bratii tedir. Çekler ve yahud & lar, Macar iddialarına defa mukabil teklifte lardır. Bu tekliflerin dilerini, Macar noktal doğru bir adım daha mış olmakla beraber, V öründüğünden ziyade V lunuyorlar. Komarnod müzakerelerde Slo me kapısını, Macar etonomi vermeyi açtılar. Macarlar to te 1srar edince Brat nubu şarkisine — düşeti mıntakasını terketmiyt' lar. Komarno müzakef nun Üzerine inkıtan kat Almanya, ra, aralarında anlaş siye etti. Almanyanı € pa işine İngiltere ve rışlırmak istemediği du. Almanyanın vazi) olduğunu gören Çeklefi, anlaştılar. İngiltere VE ve hattâ İtalyadan Y&0 edilemiyeceğini anlı da Berlinin iyi' nazaflli mak için teşebbüse Almânya ile <her ği yapı teklif etti yanın kemdisine yi orta Avrupa devletint Vmie KA Ç A AA

Bu sayıdan diğer sayfalar: