1 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

1 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2—SON TELGRAF—İ ? ci Teşrin 1098 ictimat meseleler Kısırlaşdırma — Buusulün tatbiki lâzım Mı, memleketimizde tatbi- kine imkân var mı ? Dr. Osman Şerafeddin bu hususda ne diyor? Yazan: Recai sanay Doktor Osman Şerafeddin Çelik ile görüşebilmek için imtizar sale- »unda bir hayli beklemek mecburiyetile karşılaştım. O kadar ki, bir ara) gazeteciliğimi unuttum, kendimi muayene olmak için sıra bekliyen bir| hasta zannetmeğe başladım. Bercket versin, salanun ortasında bulunan bir masanın üzerinde türkce ve fransızca yevmi — gazeteler vardı. Sıra bekliyen hastalarla dolu olan intizar salonu boşalıncaya kadar birini a-| hp birini bıraktım. Akşamdı; saat kaçolmuştu bilmiyorum. Odasından| da; haşarat ve zirsi hastalıklarla son hasta çıktı; ben gürjlim... Doktor, henüz beyaz gömleğini çıkarmamıştı. Geç vakte kadar sü- ren mesaisinin yorgunluğuna, bir de benim, kendisini uzun müddet meş- gul etmekliğimin inzimam etmemesi için hemen mevzua girdim. Vo.. doktor, sözü alarak anlatmıya başladı — Ankara Türk Tıp kongresi - nin müzakere mevzuunu teşkil- eden mühim meseleelrden biri öğenik bahsi idi. Öjenik demek bir ırkı ıslâh etmek demektir. Ir- kın sıhhatini korumak, onun in - kişafını, kuvvetlenmesini ve iz - tihsal sahasında faal dir rol oyna- masını temin etmektir. Bu bahis- te kısırlaşlırma meselesi ufak bir fasat teşkil eder. İrkın mhhatini temin etmek için nazarı dikkate alınması lâzım gelen meseleler a- rasında kısırlaştırmanın ehem - miyeti tâli bir derecede kalır. He- le bizim gibi nüfusu az ve bozul- mamış ırklar için bu bahis üçün cü dereceyi geçmez. Türk vrkı sağlamdır. Hayatiye- tini, kuvvetini her vakit gösler - miştir. Anadoludan gelen zayıf ve cılız bir nefer, iki üç ay bir kış- lada kalınca kendini toplar, dinç- lenir ve gürbüz bir delikanlı olur. Bu sebeple, öjenik meselesinde bizim en ziyade nazarı dikkate a- Tacağımız halkın gıdasını, refahi- tü temin etmektir; sari ve içtimai hastalıklara karşı korumaktır kişafına büyük bir mâni teşkil e- den bu gibi engellerden kurtula « gak olan Türk ırki az vakit zar » fanda büyük bir inkişajfa mazhar ölacaktır. — Sizce, mütereddi bir nesil gelmesine ne suretle müâni oluna- bilür?.. — Bizde, kısırlaştırma, ancak, jJen bakımından kat'iyyen evldda intikali mücerrep bazı hastalık « lar için belki de nadir olmak su « retile tatbik sahası bulabilir. Fa- kat, buna mukabil, Cümhuriyet hükümeti, öjenik için en esaslı mesele olan evlenmeden evvel kadın ve erkeğin tıbbİ muayene- sini mecburi kılmıştır. İşte bu mecburiyet bizde sağlam evlât ye- tiştirmenin en birinci âmilidir. Bu muayene esmasında frengi, belzoğukluğu, vtereni gibi sari hastalıklar ve ilerilemiş akıl has- talıkları nazarı dikkate alınır ve bu süyede birçok fenalıkların ö - nüne geçilir. Zeten kısırlaştırma —— —— Gökyüzünde| Aşk vşçışlan AŞK VE MACERA ROMANI: 21 Perihan bunu görünce boş yere aşağı indiğini anlamakla beraber, merakını yenemiyordu. Annesine: — Yattın mı? Diye seslenmek istedi. Kendini tuttu.. kapının anahtar deliğine gözünü yerleştirdi. Bayan Pakize beş mumluk kır- mızı gece ampulünü yakmış, yata-| ğında yatıyordu. Perihan yavaşca döndü. — Annem yatıyor, Benim gö - züme hayaletler görünmüş olmalı. Fakat, Perihanın bahçede gör- düğü gölge hiç de bir hayalete benzemiyordu. O, bir insan gö gesiydi. Doktor Osmat Şerafeddin Çelik ssulünün ilk tatbikna başlanılan Danimarka ve Amerika gibi mem- leketlerde bu, fevkalâde mühim bir iş gibi telâkki olunmaz lüzum görüldüğü vakit tatbik olunur. — Evlenme muayenelerinin n- kı bir surette yapılması ile bu işin önüne geçilebilir mi?.. Evet.. Esasen, evlenmeden evvel, muayene tatbik edildiği takdirde — <kısırlaştırma» — gayri- meşru tevellüdat için kalır, ki bi- zim memlekette bu gibi tevellü - dat pek azdır. RECAİ SANAY Mahsul Fazla Yalnız tütün az Bu seneki mahsul vaziyetimizin normalin üstüşgde olduğu, muhte- lif istihsal merkezlerinden şehri- mizdeki alâkadarlara gelen ma - lümattan anlaşılmaktıdır. Ezcümle geç ensene kuru üzüm rekoltesi 42 bin tan iken bu sene 715 bin tonu, kuru incir 34 bin ton iken 55 bin tonu bulacağı tahmin olunmaktadır. Yalnız tütün istihsali geçen yı- Yazan: İskender F. SERTELLİ Perihanın içine garib bir korku girdi. — Acaba hirsız mı girdi evimi- ze? Bundan daha kuvvetli ve yerin-| de bir şüphe olamazdı. Perihan merdiyenleri ikişer ü- çer basamak atlıyarak — odasına | Çıktı.. Kapısını sürmeledi, yattı. * Ertesi sabah.. Köşke damlayan ilk misafir ni- kâh memuru Bay Nuri olk Perihan, Nuri amcayı şaşırdı: 4 f — Telgrafımızı almadın mı? Diye sordu. Nikâh memuru! ! Şehrimizde: Yeni bir Fabrika Kurulacak Bu fadrika kimyevi ve ziral ilâclar yapa- cak ve bunlar köylü. | — ye dağıtılacaktır Aldığımız malümata göre köy- Tüye ucut sun'i gübre vermek su- retile istihsalin müsmiriyetini ar- tırmak maksadile bir. «Kimyevi gübre ve zirai ilâçlar fabrikasır kurulması kararlaştırılmıştır. Bu fabrika için en müşanib ma- hal olarak İstanbul - seçilmiştir. Yeni fabrika Üsküdar ile Paşabah- çe arasında tesis olunacaktır. Yeni fabrikada gübreden maa- | mücadele için icab eden müstah- zarlar da imal olunacak ve köylü- ye pek ucuza verilecektir. Bu hu- susta icab eden hazırlıklara baş- lanmıştır. G Hava Yollarına Rağbet « Yolcu sayısı gittik- çe çoğalıyor Devlet hava yollarına karşı hal- kımızın gösterdiği rağbet müte - madiyen artmaktadır. Ezcümle 4 sene içinde İstanbul- Ankara hattında «2828. yolcu ta- Şurmiş ve 11975 kilogram da pos- ta ve gazete nakliyatı yapılmıştır. Bundan başka, şehrimizde ve Ankarada tertip olunan tenezzüh uçuşlarına «1451» kişi iştirak et. miştir. Muhtelif kimseler de, hususi sürette tayyareler — kiralıyarak | muhtelif şehirlerimize «30. sefer yapmışlardır. Deniz B;ıık’dı yeni teşkilât Denizbank'da yapılan yeni teş- kilât dolayısile şef, memurlardan ve hademelerden yüz kişinin açık- ta kaldığını ve yeni kadronun | dünden itibaren tatbik edildiğini | bir sabah gazetesi yazmıştır. Öğ- rendiğimize göre yeni kadro 20 birinciteşrinden — itibaren - tatbik meyvkilne girmiştir. Yüz kişinin açıkta kaldığı doğru değildir. Ye- ni teşkilât ile eski grupların bir- leştirilmesi dolayısile elli kadar memur umum müdürlük emrine nakledilmiştir. Bunların maaşları verilmektedir. —a la nazaran biraz noksansa da bu seneki mahsul kalitesi çök mü - kemmel ve iyidir. — Bu gece evde değildim, kızım dedi. Yeşilköyde bir — dostumun sünnet düğünü Yardı. Sabaha ka- dar uyumadık. | Ve gapkasını çıkararak, - bahçe kapısı önündeki hasır koltuğa o- turdu: | Hangi telgraftan bahsediyor- | sun? | — Perihanın annesi meseleyi an - | Jattı: — Nikâhımız on gün kadar ge- cikecek de. Bütün davetlilere bu gece birer telgraf yazmıştık. Nikâh memuru, Bayan Pakize ile konuşurken, Parihan yavaşça | yanlarından ayrılmıştı. * Besleme kız o gün küçük baya- na çok yılışıyordu. Perihan: — Kız, dedi, bu gece bize har- sız geldi galiba! Bahçede bir göl- ge gürdüm. Seher güldü: — Rüyada görmüş olmalısınız, | ismi altında yapılmış bir adaptas. FIKRAİ “Kan kardeşleri,, NAHİD SIRRI Şehir Tiyalrosunun komedi kıs- mında uzun bir zamari oynanılan Sehakespeare'den sonra Andrâ Birabeau'ya inilerek, bu müellifin bilmediğim bir piyesinden Fikret | Adil tarafından (Kan Kardeşleri) ( yöon oynamıyor, İlk temsillerinden birini pek de kalabalık olmuyan bir salonda seyrettim. Birabeau, esprisi ve hoş buluşları — bulun- makla beraber, güldürmek için is- tidad ve kabiliyeti kadar müş - külpescnd de olmamasından dola- yı zahmet çekmiyen bir muhar- rirdir. Bu piyes, at veya öküz al- tında kalıp yaralanan bir genç ve Zorbalık ile Sevgilisile sandalda) başbaşa ka Bıçağa bile karşı yakalayınca Fakat az sonra kendi de arzusuna doyama- dan yakasını memurların eline teslim etti Unkapanında oturan — Mekmet adında bir mavnacı evvelki gece saat 23 raddelerinde yanında A - tiye isminde bir kadın olduğu hal- de Eminönüne gelmiş ve burada | Yü “dekinie bidsld' sebdali” | nı kiralanak istemiştir. Sandalcı Dursun sandalı kiralamak yasak zengin kadının kendisine kan ve- ren şeförü maa aile kaynatasının e vine alarak damarlarına giren ye- ni kan yüzünden haşarı ve haşin oluşunu, arzusuna ve imkânlara rağmen nedense günah işleyeme- vaziyetten bizar olan kocası- man da şoförün babasından kan a- hp keza huşunet peyda etmesini ve Tükin kadının ahlâkındaki bu tahavvülün hâmilelikten ileri ge- Tişinin anlaşılmasını tasvir eden; yani mantıkla arası daima bega- yet bozuk; ve kısa kısa dört per- deden mürekkep bir eyun. En ağır rollerden birini, şoför rolünü der- uhde eden HMazım bol bol güldü- rüyor ve bize attırdığı kahkaha- ların nev'ine dikkette mütelliften de daha lâkayd davranıyordu. Ü- çüncü perdede tuhaflık kasdile iki kere sarfettiği kelimeyi biz yazsak bilmem ne ceza görürüz. Ahlâkı değişen kadın rolünde — Neyyire Neyyir çek dikkatli oynuyor ve rolümü hakikaten ciddiye almış, temsil ettiği mahlüka inanmış gö- Kocası rolünde de Rıza ağır ve ölçülüydü, Bi- ze mühim bir iş adamı gibi mi, yoksa hoppa bir ibtiyar gibi mi görüneceğini kesliremiyen Galib, beyaz pantalonunun yırtılışını ve içindeki mavi ve galiba ipek do- munu göstermek için arkasını çe- virip kalkarken acaba bunu mee- buri mi yapıyor? Müellif güldürü- cü bir unsura daha malik olmak için, ahlâkı değişen genç kadının annesine, Neclâya da dalgin — ol- mağı emretmiş. Fakat öylesine ki inanmağa imkân ve ihtimal yok. Siparişler veren - paşa rolünde Sald gece gündüz frakla dolaşı- yordu, ve ona cilveler eden ve ne müdiresi ve nenin nesi - olduğu anlaşılmıyan kadın rolünde Şadi- ye mükemmel İstanbul türkcesi konuşurken bilmiyorum niçin sa- ylılar gibi her sözünü (efecem) le itiyor ve genç yeğenine de öyle dedirtiyordu. Şoförün karızı rolünde bir hayli zamandır seyre- demediğim Halide mükemmeldi. Ne kadar da şişman olmuş! Onu bir dramın en ağır relünde alkış. lamak acaba nasib olmıyacak mi diye düşündüm.. Şehir Tiyatrosile Fikret Adil. den daha müşkülpesend olmala- rını isteyemez miyiz' ım! Buralarda hırsiz teğe kalkmıştım. Başımı pen- cereye çevirdiğim zaman bahçe - den bir gölgenin uzayıp gittiğini gördüm. — Size öyle gelmiş. diler dolaşmıştır. — Hayır. Hayır.. Kedi filün | değildi. Tıpkı insana benziyordu. Seher tekrar gülmeğe başladı. O ne?! Beslemenin bu gülüşü - nün ne manası vardı? Perihan akıllı bir kızdı. Kendt kendine: — Acaba, dedi, bu abdal, biri - sile gizlice konuşuyor mu? İlk akla gelen şey bu olabilirdi. Beslemeden şüphelenmek. Ve kolundan tutarak — odasına götürdü: — Ne biliyorsan söyle bana, Se- her! Biliyorsun ki, ben evlenince (seni yanıma ulacağım. O zaman daha çok rahat edersin! » Belki ke- olduğunu fakat istedikleri Te kendilerini götürebileceğini sö) Jemiştir. Bunun üzerine Mehmet yanında bulunan kadınla beraber sandala binmiş ve sandalcı Dur- süna Halice doğru çekmesini söy- lemiştir. Sandal tam Limon iske- lesi önünden geçerken mavnacı Mehmet birdenbire bıçağını çek - miş ve sandalcıya sandalını s: Yeniden İsmarlanacak Vapurlarımız Tipleri tesbit edildi Üçüncü dört senelik endüstri programlie 28 yeni vapur daha ısmarlanacağı yazılmıştı Bu 28 vapurun lipleri ve tonajları şöy- ledti 1 tane: 5500 tonluk VI tipi bü- yük vapur, 3 'tane: 6500 tonluk İskenderiye hattı için büyük, 4 tane: 3200 tonluk Etrüsk tipi, 7 tane: 1200 tonluk V4 tipi Ay- valık, Bartın gibi postalar için, 3 tane: 450 tonluk motörlü va- pur, Yalova için, 2 tane: 800 tonluk Akay için, $ tane: 3500 tonluk şilep, 3 tano: 500 tonluk soğuk — hava depolu vapur, et ve taze yemiş naklı için. Bunların yekünu 68.150 Bayrisafi tondur. GEiniğr Hatları Yükseltmek Yasak Bel:diy: odun va no- Mür işile ehemmiyetle meşgul oluyor İ Belediye İktısat —Müdürlüğü, | kış münasebetile halkımızın *0 - | dun> ve «kömür» ihliyacını ta - mamile temin etmek maksadile odun ve kömürcüleri sıkı bir mu- | Seher, Bayan Pakizeden dayak | yemekten usanmıştı. O, Perihana daha çok bağlıydı. İlkönce: — Korkarım, küçük bayancı - ğm! Diyerek ezilip büzüldü. Biraz düşündü.. Dalgın dalgın etrafına bakındı, Perihanın ısrarı üzerine: — Beni ele vermiyeceksiniz, de- ğil mi? * Diye sordu. Parihan hâlâ Seherden şüphe « leniyor: birini seviyorum!» Diyecek hulyasile beslemeyi g- kıştırıp duruyordu. Seher ilkönce kapıya kulak vare| di.. — Ya büyük bayan duyarsa?!.. — Merak etme, Seher! Kapılar kapalıdır. Ve Annem mutfakta iş görüyor. Seher birden ağlamağa başladı! — Korkuyorum, bayancığım' Bu iş, benim başkasını sevmeme ben-| | diyemize bir teklif yapılmışsa da d | âr. | rakabeyo tâbi tutn iş olur mu ? Imakiçin... koyan sandalcıyı denize attı le yanaştırmasını söylemiştir. Bı- çak tehdidi altında bile sandalcı Dursun sandalını terketmeye razı olmamış bunun üzerine Mehmet yakaladığı gibi sandolcı Dursunu denize atmış ve kendisi de kü - na geçmiştir. Yüze- ile çıkan sandalcı Dursun hâdiseden polisi haberdar etmiş, hemeön bir sandal ile takibe çıkan memurlar da mavnacı Mehmedi Atatürk köprüsü civarında yaka- lamışlardır. Mehmet verdiği ifa- desinde Atiye ile yalnız gezmek istediğini ve bunun için böyle bir harekette bulunduğunu itiraf et- miştir. : | İlk ı; Ekmek Fabrikası Ankara'da orman - çiftliğinde kurulacak Ankara, İstanbul gibi nüfusu çok ve büyük şehirlrimizin sıhhi ekmek ihtiyacını karşılamak üze- ve «<«ekmek fabrikaları» kurulaca- ğinı yazmışlık, Bu maksatla geçenlerde bir | Sovyet firması tarafından Bele - bütçeye taallüku dolayısile şim - dilik bırakılmıştır. Bunun üzerine memleketimiz - de ilk sekmek ve un — fabrikası» nın Ankarada testsi kararlaştırıl- miştir. Bu fabrika; Ankarada «Orman çiftliği» inde kurulacaktır. Bütün Ankara halkının sıhhi ek mek ihtiyacını temin edecek ve günde «100, bin ekmek çıkaracak olan bu fabrikanın bir an evvel tesisi için hazırlıklar yapılmakta- bir ihtikâr — vasıtası olan ngal kömürü» nün ve odun fiatlarının yükseltilmesine kat'iy- yen meydan verilmiyecektir. Lüzumunda İktisat Müdürlüğü, Çek- Macar İ ve hake Yazan: Ahmed Şükrü Fi Münih anlaşmasındat! caristan, Çekoslovakyâ daki dâvayı halledi meseleyi hakeme bır koslovakya da bu haketit İj kabul ettiğinden artık nn ve Almanyanındır. Bt let, yirmi senedenberi, pa hakkında sulh m tanzim ettiği stat memekte idiler. Eski Çekoslovakyanıl | üzerinc, adâlet — ve daha uygun bir statüil fırsatı şimdi zuhur eti yor, Eski statükodan mtf mıyan bu iki devletin, V masıl kullanacakları Mtf miye değer bir kika bugün Almanyantll çen fırsat, 1919 devletlerin ellerindeki daha az değildir. Almetif dâvasını halletmek içiğ tan istifade etmiştir. kendi istediği topı Şimdi sıra Triyanon Mt nin hakiki mazlâmu metlalibatını - tatmin Almanyaya ve Polon kensesiyonu Macarisl: mış olsaydı, bugün V da halledilmiş olacaktk timatom karşısında bf Çekoslovakya, orta  huna kıymet verdiği müracaatten çekinen karşısında santı gelnset İi hık yolunü tutmuştur. | Yaşmasını takib — eden müzakerelerinde Çek! rahhasları, kahir Macaf meskün olan mıntakal vermek gibi gülünç görüşme kapısını açt gündenberi de arkast * Tan dört beş teklifin Macar noktai nazarınt € adım daha ileri gitmek hâlâ Münih'de kabul e& sipin tatbikıma yanaş lar. Macarların — istedi Macar dâvası, miyen bir prensipe d dır: Nüfus nisbeti yüzdt ğ cavüz eden mıntakalari? j çar bududları içine hakika Çekoslovakya münakaşa etmiyor. katında prensipi kari) recek bir yol tatmuştt) nülusunun nisbetini ( seçimine itibar edili mektedir. Çekler ayıtt Ü zarı Almanyaya karşi © müşlerdi. Fukal A seçiminde ısrar ettil hu tın Avusturya ve de bulunduğu zamanki rasında nüfus yayıra! büyük farklar vardif | , sinde Kosice şehrinit " kömüre <narh» koyacak ve bu | de yetmiş beş Macüf narh muayven zamanlarda icaba yüzde on beşi Slovak * göre değiştirilerek kömürcülerin | sayımı Slovak nüfust keyfemayeşa hareketlerine imkân ve fırsat bırakılmıyacaktır. Diğer taraftan Belediye, »Si - nekli» ve «Şile. havalisinden cel- bedeceği mangal kömürlerini hal- ka ucuz fiatla tevdi etmek üzere | de tetkikler icra etmektedir. | zemiyor, Meydana çıkarsa, büyük bayan beni öldürür. — Söz veriyorum, Seher! Seni himaye — edeceğim... ve bundan sonra seni anneme döğdürmiye « ceğim. Seher çok korkuyordu. Birden yerlere kapanarak yal- varmağa başladı: — Beni affediniz, bayancığım! Ben bir cahillik — ettim.. Size bir şeyler söylemek — istedim. Fakat şimdi pişman oldum. Bay Niha - dın annenize gönderdiği mektubu size söylemek istemiştim. Korku- Dün gece gelen mektubdan mı bahsediyorsun? ” Dedi. Seher gözlerini uğuşturdu: — Evet... — Peki amma, o mektubu an- nemle ben beraber okuduk.. (Devamı var) ni yüzde altmış sekit * termektedir. Jelsavt 4 1910 sayımı yüzde se d tini teşkil ettiklerini tedir. Bin senedenberi vatanı olan byr tan tanzimi bahis bu sırada Çel yirmi senelik mak bu gayeye ki Çekoslovakyanın İ" ) 'tak bu eski hesablar kalmıştır. Fakat bi haksızlığın ihdas leri kabul etmelefi dan - beklenemez. prensip kabul g ya kendi düvasının İ prensipin tatbik Şek” bir kalde kı € vaziyetinde olan * 5 Triyanon ve Versâ hazırlıyanların düs yola düşmüş da kalmkasızın, bik ettiği bir kal de tatbik etmektef "

Bu sayıdan diğer sayfalar: