3 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

3 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S z Olduğunu — söylemeğe bil- Mem lüzum var mı? Eğer Söyliyeyim: Saraçhanede.. tarihf bir 'Tâ lonca ve kâh- mberli saraç es - faaliyet ve idare merkezi Şülye olmaktadır. Z, saraç esnafının hepsi itte taplanmış değil... Mü- _Nı kısmı Mercanda, Uzunçar- ııaı cemiyet merkezleri Sançhınvds k tpazarına doğru yü- hafif yokuşu çıktım. O % birçok saraç dükkânları İlişti. Cemiyetin yakinin- N—"Wdı»wmu anladım. Ve uj Şötmedi buldum. İşte, İstan - .,,:;:çıu cemiyeti... Küçük ve il bir bina... Kapıya yak - Vürdum «Çat, çatl» Bittabi Sitim. Atpazarının karşı Yük eTECa uğradım. Elinde bü - Muğ, ( ğDe ve «biz> ile bir «ha- mekle meşgul YA sordum: Bir bulunan i niçin ka » len bağını kal - ŞYüzüme dikkatle baktı 'i: %c:'minm haftada bir gün rlar, Başka günler kimse ee ;""'yu bâşkanı kimdir? Yu Gükkânın sahibi. &.. Adı ne? Abdülvahid. M Bendisi her zaman burada mı? & Bülünur.. n saât evvel a di î“'“h hereye gitti? ""k ilmem., Fakat., Eğer ister- Wkweu dönün, biraz aşa- aç Yürüyün.. Sol kolda bir ..“"dukınnı göreceksiniz., Ek- l: Srada oturur... Sorun. hei dediği gibi yaptım. Ta- 5“ len dükkânda Abdülvahidi İ “'“ Tanıştık. Kayişler, köse- g "hd. bi Payvan kostümleri ara- yer bularak - oturduk. hı."ıî hafife sohbeti koyultma- “ "clır temiyetinin kuruluşu dik. Soruyorum: B &n ,_::"' devrindenberi!.. Yal, Shaz Çtlerde lonca ve kâhyalık l"k Gemi; Şi L'l'l eski tarihi malüm- Yine ayni çevre dahi- q. '“" Manlesef saraçlar da 0 h meslek heyocanı ve iYeti olmuştur. Bu mu- çların bir cemiyeti | | ğ'ğu. W Bir adamı Biş “* Ge Olsa, Anadolulu değil RE —?1 | Ş—ğîîm bendesiyim; 1â- 0 t SA n.,_“'f““ yolu hiç H—.: S Süsma; Nedim "nımıuı Maiyetine Saıırı emniyet eğer padişah, Paşayı — tularsa, _Esnaf meseleleri Fatih zamanından kalma bir cemiyet Saraçlar cemiyetinin fa”- aliyeti ve saraçlık #raçlar cemiyetinin nerede | | | | l merbutiyet arzusu | davi edilmekt llah, fırsat buldukça Mustafayı Paşaya tanıtıyordu | | — Cemiyetinizde nekadar mu- kayyed azası var?.. 75-80 kişi... Bütün saraç cs- nafının adedi bu kadar mı? Ne münasebet.. Yalmız, yüz saraç dükkâmı vardır. Bunların yirmisi koşumcu, eğerci, vesaiti - nakliye ve rükubiye Üüzerine iş yapar.. Sekseni de lüks eşya, yani, çanta, bavul vesaire.. Bu gibi lüks eşya yapan dükkânların ekserisi Uzun- | çarşıda, Mercandadır. Yalnız, bu dükkânlardan 350 kişi işçi ve usta | tahmin edilebilir. Bundan maada 300 kişi de askeri saraçhanede vardır. ve bu 300 kişinin tek bir ferdi cemiyetimize kayıtlı değil - dir. Askeri müessesede çalışmak onları cemiyetlerine kaydolmak - tan vareste kılıyor. Halbuki ken- dileri sivil olmak itibarile kayıtlı Sivas çimen! Fabrikasının Temeli atılıyor Merasim bu ay içinde yapılacak Memle etimizde inşaat işleri - nin çok artması dolayısile «çimcı to> ya olan ihtiyaç tâ tezayüt e- mektedir. Bu sebeple Sümerbank tarafın- dan kurulması kararlaştırılan «Sı- vas çimento fabrikasının bir an evvel meydana getirilmesi için faaliyete geçilmiştir. Yeni fabrikanın; bu ay içinde büyük merasimle temeli atılacak- tır. İstihsalâta da 940 yılının ilk aylarında başlanılacaktır. O tarihten itibaren memleke timizde çimento fiatlarının bir miktar daha ucuzlayacağı tahmin olunmaktadır. Seyyarbem;rlerin Faaliyetlerina im- bulunmak mecburi ları Tâzum gelmez mi? Demek ki | 650 saraç esnafına karşı 80 x;;ıı. hi azası olan bir cemiyet.. buki mutafl: lığa per olmak icap eder. ecllik dökmeciler ve re Hep cemiyetimizin azası | Yalnız gü e alâkadar ee naf muavenel sıhhiyeye tâbi tuluyor. Benim kannatimce mil esnafa sıhhi muayeneye me bur edilmelidir. Bu umumun hat namiına yapılması icap eden bir iştir. Bir aşcı, bir kah' ğil, bir terzi ve bir saraçta bu sıh- hat kaidesine uygun hareket et - melidir. Bupa mecbur tutulmal dır. Esnaf cemiyete yaklaşır, ce miyette esnafa faydalılaşır. Her hangi bir esnaf cemiyeti, azası çı Baldıkça esnafa karşı daha ziya- de faideli olur. Halbüki biz öm - rün tek- ci de- e hiçbir zaman cemiyete kaydalmadığı halde bazı müşkül variyetlerinde cemiyetten <me * ded» umanları gözüyoruz Cemi iz idare heyeti tama- men fahri olarak çalışır. Yalnız kâtibi umumimiz ufacık bir maaş alır. Cemiyetin merkez idare bi- nası kendinindir, ktra verilmez ve bu süretle mütevazi bütçemizle masarifi tekabül ettirip gidiyoruz. Halen bütün ümidimizi küçük san'atlar kanununa bağlamış bu- Tunuyoruz. Bu kanunun tatbikın- n itibaren bugün halline uğraş- tığımız bütün meslekler kökün - den halledilmiş olacaktır. Yoksa esnaf cemiyete kaydolmaktaki menfastini fark edememektedir. RECAİ SANAY Merdivencdendüşen kadın öldü Birkaç gün evvel Feriköyde sa- hur yemeğini hazırlamak için alt kata inerken düşerek yaralanmış olan Ayşe adındaki kadın dün te- olduğu Haseki has- bu memleketin hali fenaya vara- çaktır. — Mahmud Nedim paşa; bu mmeleketi Ruslara satmıştır. — Susma; ve benden korkma... Sana.. namusum üzerine yemin ve kasem ederim ki; bu memleketi kurtaracak yegüne adam Hüseyin Avni paşadır. Abdullah; zaten dolu idi. Hüse- iyin Avni paşanın maiyeti - emre kân verilmiyecek |Bilhassa pazar merciler, ç |günlerisıkıkontrol- ler yapılacak Polis berberler ce- miyeline yardım edecek Şehrimizde hâlâ seyyar ber lerin çalışmakta oldukları ani şılmıştır. Bu işi esaslı surette tes- bit eden Berberler Cemiyeti SÖĞ yar berberlerin faaliyetine sed çekmek için yeni tedbirler almış- tır. Bu arada bilhassa puzaı muhtelif semtlerde polisle müşte- zeken kontroller yapılacak ve giz- lice dükkânında çalıştığı veya seyyar bir halde apartıman ve ev- lere gittiği görülen berberler detle cezalandırılacaklardır. Bu gibi berberlerin bu haller nin tekerrüründe ellerinden vesi. kaları geri alınarak kendilerine berberlik ettirilmiyecektir. e ği Bursada Halkevi * yapılıyor Bursada «l0» lira sarfile muazzam ve modern . bir halkevi inşası kararlaştırılmışlır. Bursa Cumhuriyet meydanında ve şimdiki «Halkevi» yanında ya- pilacak olan bu binanın — in ay başından Bi tahmin olunmaktadır. Bir dolandırıcı tutuldu Mehme dadında birinin manita- | cılık suretile 25 lirasını dolandı- ran Vahan adında biri de narak adliyeye veri hazır dürüyordu. Mustafa pehli- vanın böyle; canı yürekten acı, a- cı söylendiğini görünce o da da- | yanamadı, açıldı. Ve cevab verdi: | Hemşerim; korkma, yakında mühim cümbüşler olacak... Ve, sen bize çok lâzım olacaksın. Mü- saade eder isen, seni paşaya gıya- ben tanıtayım.. — Hiç korkmam; derhal tamıt, emirlerine hazırım... Canımı yo- luna fedaya hazırım... Memleke- 'tim için de bu can fedadır... Dedi. Abdullah; Mustafanın bu söz » lerine çok memnun olmuştu. Böy- le; padişahın çok yakininde bu » Tunan bir bendeyi elde etmek o vakit için oldukça mühim bir me- sele idi.. Abdullah; bir fırsatını - bulup, Hüseyin Avni Paşaya meseleyi açtı. Paşa; önden ürktü. Acabalara düştü. Ölurdu ya, belki Sultan A- ziz tarafından bir yoklama olabi- baren başlanılaca- | |İpekli Meselesi Çürüklüğün 'Sebeb eri Nedir ? ! buna göre tedbii Imak üzere bi mütehas .1S5 ge- tirtiliyor Çorap sanayil erbabı dün sa- nayi birliğinde bir içtima yapmı: lardır. Bu toplantıda; ipekli kadın ve erkek - çoraplarının ” sağlamlığını temin için alınması icab eden ted- birleri tesbit etmek ve halen ço- rapların istenildiği kadar sağlam olmaması sebeblerinin ipliklerden mi veya imalât çekillerinden mi ileri geldiğini meydana çıkarmak üzere Almanyadan getirtilmesine lüzüm görülen mütehassısın; bir an evvel celbi kararlaştırılmıştır. Ancak bu mütehassisın bulunup kendisile anlaşmanın, muhabere yolile yapılmasının işi geciktire- ceği gözönüne alınarak bu husus- ta; elyevm Almanyada bulunmak- 'ta olan 8 çorap fabrikatörümüze salâhiyet verilmesi muvafık gö- rülmüştür. Bu işin 20 günde hallolunaca ve mütehassısın ay başından & vel şehrimize gelmiş olacağı anla- şılmaktadır. Mütehassıs; evvelâ şehrimiz - deki bütün çorap imalâthaneleri- ni gezecek ve bilâhare lüzum gö- rürse diğer şehirlerimizdeki ima- lâthanel cektir. Yapılacak tedkikler - neticesin- de alınacak yeni tedbirlerle bütün çorapların ve bilhassa ipekli' ka- dın çorapları derdinin şimdiden birkaç misli dayanıklı temin edileceği anlaşılmaktadır. Ti ayrı ayrı tedkik ede - olmasının anlı Yüzbulamayınca Dayak atmış MSYEL YEIMO SPPOLİYEUNNS İstanbullu isminde biri gün Ayşe isminde bir genç kızı takib etmiş, kızdan yüz bulama- yınca da fena halde dövmüştür. Yakalanarak adliyeye verilen 'Tahsin dün dördüncü asliye ceza HIRSIZ. min en eriğinal “romanım | Telgraf'da okuyacaksınız lirdi. Ne olabilirdi ya; çok en olduğu Abdullah ta inanmış bu- bilirdi. Abdullaha sordu: Sen; bu hemşehrinden emin misin? — Kendim kadar paşam.. — Dikkat et... Sonra; kökten mahvolmak mukarrerdir.. — Paşam; aylarca bu arkadaşı luni imtihan etlim.. Hiç korkulacak | bir şey yoktur. — Oğlum; sana inanırım... Fa- kat; senelerdenberi başımıza ge- lenleri bilirsin?.. Ne olur, ne ol « maz., Çok temkinli bulunmalı » dır. Mahmut Nedim Paşanın a -« damları durmadan gammazlık ya- par dururlar.. Efendimize, Valde sultana her gün rapor verirler... Arkadaşın ve hemşerin iyi adam | olabilir., Lükin; bir gün gelir; zor- la, tazyikle söyletirler... Ne de olsa efendimizin hamlecisidir. — Paşam; yerden göğe kadar emin olabilirsiniz... Anadolu ço- cuğu gammaz olmaz. Söz verdik- Bunu anlamak ve|j evvelki | mahkemesinde bir ay dört gün | hapse mahküm edilmiştir. ! ı kurul Bu büro şehirlerin imar işlerile uğraşacak Ayrıca hiç bir belediye artık ecneb sıs geiirtmiyecek stanbul ve Ankarada dahil luımdı üzere bütün beledi - 1 yelerimizi faldeli bir şekilde | aydınlatmak ve kılavuzlatmak işi- | le uğraşacak bir «teknik büro» kurulması hakkında yeni bir ka - nun projesi hazırlanmıştır. tarafından Dahiliye Vekâleti alâkadar vekâletlerin rialınmak süretile Başvel verilen bu projeye göre; «teknik büror; Nafıa Vekâletine merbut olacaktır. Bu «büro» sayesinde beledi; lerimiz, artık ayrı ayrı mütehas - | sıslar kullanmak ve bu mütehas- sısları bulmak külfetlerinden kur- Ayrıca alâkadar vekâletler de legeleri ve teknik daire reislerin den mürekkep bir de <konsey> lanacaktır Bu konsey; bütün şehircilik cek ve bu işlerin tertip sırasını ilerinin teknik büro mari- fetile tahakkuk ettirileceğini tulacaktır. W y bir kere top- l 2erinde mütalca beyan edı yin edecektir. ta- | İ ediyeciler; programlarınım | çalışma y ma knik büro» marifetile nasıl ta- ulve münadi) Usulu kaldırılıyor Her lıra!a canavar düdükleri konuyor| Şehirli, kasabalı ve köylülere | her gün zeval vaktini ve Cumar - günleri bayrak çekme töre - | vermek, yangın vesai- | (lerde halkı ikaz eyli köylere de birer «canavar düdü- ğü> konulması kararlaştırılmış - tır. Bu suretle «davul» veya <mü - nadi» gibi ceki vasıtalar tamamen | terkolunacaktır. Elektrik olmayan yerlerde, bu düdükler el ile kul- Tamlabilecek bir şekilde tertip e- dilecektir. Bunun üzerine şehrimizde fabrikada Avrupadaki — emsal falk olarak «canavar düdükler imaltne başlanılmıştır. İlk olarak Bursa vilâyetine tâbi bazı köyle- re bu düdüklerden konulmuştur. Bunlar <90> lira gibi ucuz bir tla temin olunabilmektedir. bir leri bir şeye hiyanet etmezler... Siz bunları bizden daha iyi bilir- siniz.., Siz de Anadolu çocuğusu- nuz... Biz, başımıza sadık oluruz.. Ser verir, sır vermeyiz... Mustafa pehlivan, çok babayiğit bir Kas- tamonuludur. Paşamın işine y rar... - Sen, nenelâzım... Yine dikkar et!... Biz emniyet ederiz amâ, çok dikkatli olarak... Hem, niçin bu padişahın bendesi bize iltica et - miş oluyor... Durup, dürürken sen, bunun manasını araştırdın mi hiç? Mustafa pehlivan, hemşehrisine erin olduğu için bütün dertlerini açımıştır. Zaten; Anadolular birbirlerin - den sır saklamazlardı. Ne dertle- ri varsa birbirlerine söylerler ve şebrilerini dertlerine ortak eder - lerdi. Her Anadolu çocuğu hemşeh - Tisine senetsiz, sepetsiz parasını | devam edilmiştir. Geçen celse id- hıo' İILSİAİ*— 8 ? ci Teşrin 1938 Şehir meseleleri: Çoraplar | Bir teknik büro uyor ' i mütehas- hakkuk ettirileceğini de bu kon - sey tesbit edecektir. Bütün belediyeciler; çalışma programlarını, konsey — kararına istinad ettirerek verilecek direk - tife göre hazırlamağa ve program- l işler için de her yıl bütçelerine lüzumu kadar tahsisat koymağa mecbur olacaklardır. Bütün belediyeler - bütçelerine konulacak olan bu tahsisatların miktarları; — belediyeler varidat bütçelerinin ©& 10 nundan aşağı olmıyacaktır. Bu paralar muayyen aylarda; 9 taksitte ve ayrıca devlet bütçesin- den ayrılacak olan yardım hisse- leri de; 5 defada belediyeler ban- Bütçeye bu mtla konulacak olan tahsisat eler — tarafından — başka | larda kat'iyen sarfoluna - | miyacaktır. * Bu yıl Üniversiteye 1600 ta- | lebe birden kaydolunmuştur. Bun- ana yatırılacaktır | ların 814 ü fen, 346 sı hukuk, 309 u | ] iktısat, 199 u edebiyat fakültele rine kaydolunmuşlardır Bu suretle Üniversitenin tekmil bu seneki talebe mevcudu <6.000> € baliğ olmuştur Tevkif edilen | Nahxye müdürü | Rüşvet almaktan suçlu eski Ye- | nahiye müdürü Alâeddinin | bi- | rinci asliye ceza mahkemesinde | tükö nak: muhakemesine dün d din makamı Alâeddinin muhake- mesine mevkufen devam edilme- istemişti. İddia makamının bu talebi tedkik din dün tevkif edi 327 Hicri — | — 1354 Rumi Ramazsa Birinci Teşrin 10 21 Yıl 1938, Ay, l Güa, 3071kcar 182) —l_g.clfıırluı PerşemLa Vaklilar verir... Candan bir akınla birbir- lerine bağlı bulununlar. Mustafa da; Abdullah ile iyi - den iyiye kaynaştıktan sonra; için-i de yanan aşkı. hemşehrisine ifşa | etmişti. Bir bakıma; bu sırrı ifşa etmek çok büyük bir tehlike idi, ! Lât değil; padişah gözdesile vaki bir tocavüzü arkadaşına açmış bulunuyordu. İnsan sırasına göre belki, bu gibi mahrem olar şeyi | kardeşine bile açamazdı. | Dedim ya; Anadolu çocukları | sanki; birbirlerinin kardeşlerin - den daha ileri arkadaş idiler. Nasıl olmasınlardı? Bütün bir imparatorluk müddetince müs - tevliler, durmadan bu zavallı ül- keyi talan edip durmuşlardı. A- sıp biçmişlerdi. Arnavut kuyucu Murad paşalara varıncaya kadar kökünden kesip kelle üstüne kel- Je koymuşlardı. (Devamı var) Yılan hikâyesi Meşhur polis romanları yazan — Konan Doyl'ün oğlunun bir yılan esi var. Fakat bu hikâye bas mkilere benzemez. Gerçi her iksli de heyecanla dolu maceralar. — dır ama baba Konan Doyl'ünkiler hayalidir, Adrian Konan Doyl'ün- ki ise hakiki bir yılan hikâyesidir. neraklını metre v- zunluğunda bir tanesi varmış adına Kito derlermiş. İşte bu Kita günün birinde kaybolmuş. — Lan- — drada Haydpark'da ahaliyi tedhiş etmekte imiş. Bunu haber veren — güzete Adrimn K. Deyl'ün karaka- Ta «Yılanım kayboldu?. müraca- atini hayretle karşılıyarak diyor ik 9 -Şimdiye kadar bir polis mevkii çocuğum kayboklu, köpeğim kay- — boldu. diye birçok — müracaatlar — görmüştür. Fakat «*Yılanım kay« boldu.: diye bir. müracaat her halde ilk defa olarak vüki olmuş bir garibedendir. diyar. i Yılan bulunamamış. Londra a- balisi dehşet içinde imiş. Nemize lâzım, üç metreye yaklaşan bu ko- €a ejderden biz çok şükür epey uzaklardayız. Bundan bize ne? Fakat hayvan beslemek merakın- da bulunan birçak yurddaşlarımı. za karşı daima gösterdiğimiz hay- ret bu defa uzanarak tâ İngiltere. ye kadar gidiyor. Bende bu hay. ret köpekten başlar, kurdda ve tavşanla kaplumbağada biter, Vıs — lan hiç aklıma gelmemişti. ” Bize kalırsa Adrian K. Doyl ka- rakola *Yılanım kayboldu.. diye- — *Aklımı kay- e mürsenatte bulun- saydı bu, şübhe yok daha isabetli bir müracant olacaktı. IIAİK FİLOZOFU Atina h: stalığını ileri Sürerek tahlyesini İstedi ; Düviz ve altin kaçakcılığı yap » mak ve genç kızları fuhşa teşvik etmekten suçlu Madam Atina ile arkadaşı Katina hakkındaki tah- kikata dördüncü ikimli- a evvel 801 Hinde devam edilmektedir. Dün © Madam Atina bir istida ile müra- caxt elmiş ve hastalığını bahand ederek tahliyesini istemiştir. Ati- nanın bu müracasti tüdkik edile- cektir. > Birimizin derdi Hepimizin derdi Mahallelerde sa«- tılan ekmekler Bir okuyucumuz yazıyor: «— Malüm olduğu üzere, ma halle aralarında beygirle geze- rek ekmek satanlar — vardır. Bunlar her biri bir bi nin ekmeğini satmakta Evlerden bir çokları, kolay ol mak itibarile ekmek ihtiyaçla- rını bu gibi seyyar ekmekçi * — lerden temin ederler. Halbuki, bunların binçokları- yun halka karşı hileli bir hattı hareket takip etmekte olduk - larını esefle müşahede ediya - tuz. Zira, tam kilo diye verdik- leri-ekmek, fırınların sattıkla Ti ekmekten eksik, daha doğru: su 1 kilodan noksandır. Ayni zamanda müşterilere verilen — ekmekten daha esmer, unu rışık ve hamurdur. Bazıları, bunu, ekmeği pek cür'i bir derece ucuz vererek lar. Halkın gpodasile pek alâkadı bulunan bu hususu ehemmi yetle nazarı dikkate almak ve mahalle aralarında satılan meklerin, fırınlarda n vitrinlerinde teşhir edilen ek » meklerle ayni olmasını etmek ve bu suretle halkın göre göre aldanılmasının ö ne geçilmek lâzımdır.» Okuyucumuz, çok mühim hayati bir meseleye temas yor. Bu cihetin tetkik ve te ettirilerek hileli yollara ların cezalandırılma Na darlardan dileriz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: