4 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

4 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M Rtısadi meseleler eri sanayiinin ıslahı V'V“"'lbul deri fabrikatörleri ara- sında mühim k l“: evvel, Yedikule, Bi ösele fabrikaların - I..':':*f Ve derilerimiz hak - Wkık. yapmış, bunu, n lli 'ığım görüş - " yazı ile tesbit 4 İ'Y—’- iki kuş vurmuş olmak Te g lkuleye gittiğim gün, yi- ta Seşmede bulunan «Türk B :.*_:r birliği> ne uğradım. | h ve Kü haline gelen «deri- “* bilhassa köselelerin da - fl> hakkında bir de bir- ——im Umumisi Cemal Akyüz- Meseleyi anlattım. : ;:'m& bu hususu - şöyle N.M bquını.ıııı bir y dericilik yakıa | N..—f'— Pek mühim bir mev- h.._._n' Yedikuledeki debagat Karaağaçta Şark de- koz fabrikaları, hemen be- derecesinde mal çı- dırlar, ""ıdııu fabrikaların çı - hııeıe deriler hakkın- vereyim: :"m' hbnknm lüks deriler, N Kösele, vakete, saraciye | lu kösele Amerikan | , Tugan yaparlar. BÜÇ OS fabrikalarda işlenen de- | Iı._ Mevaddı iptidalyesi hak- Biraz da malümat vermeği * OLLAR hali öeğildir. '— Kösele, mülki ve askerf a- | ü —:'nır koşumları kayiş İçin taze halinde 26-34 | "—ı%t Ve anı tocuvüz © - DKĞ derilerdir. İ ÂHi cins vidalâ (bokskalfi Ş Jîğ Gdana derileri. h ban astarı, yolcu eşyası, Sketalar imali için taze M_ Ülir derileri, .b_ı'âıı imali için keçi, Ve büyük kısmı SAA “"iu:"" olanlar memleke- | Deviden olanlar lüzu - lu.g,:'“k Miktarda ham o- | 1&,_ dahilinde her türlü kö- * Dahilde fena soyul - ! 'dan takriben 500000 M hkı ecnebiyeden ge- Nq_::nken eşya ve kundura Kiy Mmahsus deriler imali ve ıkmci neviden olan » Hindistandan, Çin - Söa, kı olup kısmı aza - "-lı miktarda olup mem-| %s&kolunabdır Bey- S olarak takriben Yarası ve nokralı ola- eri çıkarılabilir de - 'üriyeti vardır. Bu N— ZA kiladan aşağı siklette *'ııııı derileri. ketimizde az mik - 5" bulunur. 'vrupadan getirtilir. Ü- ku:m edebilen - dördüncü | ı__Ilı tiyacına kifayet ellik - hariç olmak üzere 5 Milyon kilo ham deri kilo ham deri bulu- | Milyon kiloya yakın | Tilyon kilo taze deri- fuzlu yaş, kuru veya n kurusu olarak ge - p ÖStevli - hükümetlerden ""“em.vu ve şaşmaz | ai lAYasile birbirlerinin | İmuşlardı. yh; Çocuğu, gelen, [ hemşehrilerine birbirlerine | Bat, bikarbonat dö sud, degra yağ- bir dolaşma tirtilir. Bunlardan 2.5 milyon ki- | 1o tuzla yaş bir b milyon ki- | lo tuzlu kuru 500 ——& da kürü- | | dur. Memleketimizde koyun, kuzu, | keçi eti yenmekte ve sığır eti isi ancak Ankara, İstanbul, İzmir gi- bi büyük şehirlerde yemeklik ve Kayseride pasdırma için sarfedi- lir. Bu sebeble ahalinin sığır, da-' na, ve buzağı gibi hayvanat etini daha ziyade yemeğe alışması ve ayni zamanda ithalâtın miktarını azaltmak için bu cins hayvanatı semirtmek ve yetiştirmek için hayvanat haraları yapmak icabe- | der, 3.5- — yon derinin beher kilo- su tahmini vasati hesapla 105 ku- Tuşdan külliyetli paramız her se- ne harice çıkmaktadır. Yerli hülâsaların ihtiyaca kâfi gelmediğinden bahsediliyor?.. Evet, memleketimizde henüz sanayii kimyeviye bulunmadığın. dan bunların hariçten celbi lazım gelmekter Kibrako - Kestane - Meymuze hülâsalarile, hamızı kibrit, hamı- zi klorma, hamızı hummas, hamızı mul, hamızı lin, arsenik (zırnık) amonyak, bisultid, boraks, bikru- mat dösod yotas gliserin, Hi - po solfid dâ soc, dekistrin, karbo ları sud mührik, sulfat dö sud esas ve müstahzar halinde potas ve krom şapları - öküz ayağı yağı - anelin vesair Avrupada ihzar edi- en birtakım müstahzeratı mah - susal debağiyedir. Büunlar meyanında memleketi- | mizde yalnız İzmirde imal olunan palamut hülâsası vardır. İhtiya - cımızın cüzi bir kısmına kifayet eder, Bahkyağı don yağı memleketi- | mizde mebzulen mevcud olub tek- mil ihtiyacatımıza kâfidir. Bu sanaylin daha ziyade ıs - Tâhı için ne yapmalıdır?.. — Derileri fena - yüzülmekten yani bıçak yarası olmaktan - ve yaralı hayvanların - kesilmesini menederek derileri nokral — yanl gelikli olmaktan — kurtarmaktır. Bunun için memleketimiz dahi - linde köylere varıncıya kadar her | tarafta hayvan yüzmek — usulünü | ıslâh etmek şimdilik müşkül ise de İstanbul Ankara, İzmir ve Kay- seri gibi mühim şehirlerde olsun mezbahalarda (perko) usulü ma- kinelerle yüzerek bir kısım deri- lerimizi kurtarmak kabil olur. Derilerimizin ve bilhassa kö- Belelerimizin dayanıksız olduğu iddia ediliyor, buna ne dersiniz?. — İddia edildiği gibi köselelerin hepsi dayanıksız değildir. Hakkile harç verimiş ve'kuyuda — yatmış mış iyi cins derilerden iyi mal çıkacağı tabiidir. Harcı noksan ve derisi fena ha- vuzlarda az yatan derilerde tabii istenildiği gibi mükemmel mamul bir deri olamaz yani büyük fabri- kaların hepsi de iyi mal çıkardığı gibi ucuz mal da çıkarır, Çünkü iyi gösterdiği bir köseleye müş - A, bulamıyordu leri cevap kısaca ancak şu olabi: lirdi: — Bilmeyok. Mustafa pehlivan da, Matgüzel- Je olan muaşakasını, hattö; Tokat kasrıan ne süretle girip çıktığını, ve maşukasının gebe olduğunu... ve bu gebeliği saklamak için me suretle tertibat aldıklarını... Pa- dişaha, gerek kendisi ve gerekse | Dilşadın azami bir surette kindar okduklarını teker, teker anlatmış- tı. Daha, ileri giderek, Hüseyin Avni Paşanın, padişah aleyhinde | Maarif! Yeni tayin Ve nakiller Maarifte yeni bazı tayin ve na- killer yapılmıştır. Dün alâkadar- | lara tebliğ olunan bu listeyi ya - zayoruz: Muzik öğretmen okulu mezun - | larından Rifat Turgutlu orta aku- lu müzik stajyerliğine, Kolej me- zunlarından Mehmed Ali fransız- ca yardımcı öğretmenliğine, Pen- dik orta okulu almanca yardımcı | öğretmenliğine Halide Zahid İs - tanbul Erkek lisesi kimya stajyer- liğine, Emel Tekin İstanbul san'at) okulu ağaç işleri stajyeri Cevdet İzmir bölgesi san'at okuluna. Cağaloğlu orta okul tabiiye yar- dımcı öğretmenliğiğe Saadet, Sel- çuk kız san'at okulu resim öğret- meni Mazhar Nâzım Ankara İs - met paşa kız enstitüsüne, İstanbul Erkek terzi okulu Me tamatik öğretmeni Şükrü Edirne bölgesi san'at okuluna. teri fiat vermez o da — mahvolur, Müşterinin istediği fiat üzere de mal çıkarır. Şu halde iyi para ve- ren iyi mal alır. Nitekim on iki - den on dört liraya kadarerkek karpinler vardır; bir de iki yüz yetmiş beş kuruşa kadar erkek iskarpin| var. Her ikisi de iskar- pin değil mi? Hiç şüphesiz hiçbir vakit iki bir olamaz. Birincinin tekmil malzemesi birinci mal ve birinci işçiliktir. Diğeri de ona gö- re mal ve ona göre işçiliktir. Şunu da unutmiyahm ki a- yakkabıyı giymek hususunda bil- Bgimiz noksandır. Meselâ iyi bir a- yakkabıyı mütemadiyen giymek ve kışın yağmurlu havada giydi - ğimiz ayakkabıyı kurutmak için sobanın yanına koymak o ayak - kabıyı harabeder. Artık ondan hayır gelmez... Sözünü burada kesen ve mü - dafaasını muvaffakiyetle başar - mış bir avukatın haz ve gürürile gülümsiyerek — sigarasını yakan Cemal Akyüze sordum. — Yerli ruganlarımızın çabuk çatladığından bahsediliyor. Bu - nun sebebi ne olabilir?. Sandalyesinde tekrar doğrula - rak yeniden müdafaaya hazırla - nır gibi bir tavır takındı: — Yoo.. Derilerimizden şikâyet pek haksız olur... Glâselerimiz iyi Ve kalın oğlak derileri buldukça iyi kalite de çıkarılmağa başlan - mıştır. Rugan meselesine gelince: iş Avrupada da dalma ayni neti - ceyi vermez... Orada da yüz, yüz elli senelik rugan fabrikaları var- dar, kt ruganlar hakkında hiçbir garanti veremezler... Binaena - leyh, deri imalâtımız, memleke - tin bu İhtiyacını oldukça tatmin edecek bir haldedir. Fabrikalardan bazılarının Al - manyadan, geçenlerde, getirttik - leri bir mütehassıs, tetkikatı ne- | ticesinde — derilerimizin -Avrupa derileri ayarında olduğunu söyle- di. Bu da deri sanayiimizde iyi bir terakki hamlesi yapılmış olduğu- na işaret değil midir?.. bu Muhatabırm, işten anlaması iti- | barile tekmil sorgularıma sırasile cevaplar verdişfakat ben, aklimın | ermediği cihetle, onun, bana tev- cih ettiği bu İlk ve son sorgusuna cevab veremedim; bilmem siz ne deri olduğu ve Mahmud Nedim paşa ve emsali müstevli heriflerin - paşa hakkında yaptıkları zulmü bil - | dikleri için belki; bir yardım ede- ! riz maksadile kendisine candan | müracast ettiklerini sarahatle ve | samimiyetle anlatmıştı. Abdullah ağa; paşanın son söz- lerine birçok şeyler bilen bir a - | dam tavrı takmarak Mustafa peh- | Hivanın anlattıklarını birer, birer söyledi. Hüseyin Avni Paşa, Abdulaah ağanın bu derece mahrem olarak anlattığı şeyler karşısında 1â) ve ebkem kaldı. Hüseyin Avni Paşa, Abdullah şahın gözdesi Matgüzelden haberi vardı. Hattâ; bu kızın son zaman- larda hastalanıp Tokat köşkünde olduğundan da malümattardı. Paşa; bu malümatı; dildadesi o- lan haznedar Arzıniyaz ustadan almıştı. Arzıniyaz, fırsat buldukça; Hü- seyin Avni Paşa ile buluşurdu. Hakaret — Aklını başına topla ben bak- kal çırağı değilim. Bunu söyliyen bir kundura be- yacısıdır. Düşünemezsiniz ki, dü- kunduru boyacısı neden — bakkal çırağı olmağı nefsine hakir görü- yer, Ağzını topla, karşındaki las- fracı değil, Bugünkü günde e- hamdülillâh alnımızın terile çalı- şıyoruz. Sanki lostracı olmak aşağı bir işdir. Ve o, terlemeden ekmek yer. Ve sanki kasab olmak bir imsan için şin imiş gibi — Ben kasab değilim. İyi bak bana, Bütün bunlar, mevhum bir ha- karetten kendini korumuak - için söylenmiş müdafazi nefsin silâh- ları olarak kullanılmaktadır. Ne- den? Niçin? Burası anlaşılmdar. Şübhe yok ki ve bunu da söyle- meğe lüzum yok ki her meslek ve San'at sahibi kendi işinde müba- vek ve kudsi bir vazifenin zevkini tadarak çalışır. Bir başka mesleği hakir görerek kendini ğüya mi dafaa ctmeye kalkışmak hakika- ten zilleti kabul etmekten başka ıııı-ı olmayan bir mânasızlık- ü gatırlar, bu tarzda kenuşan- lara hakaret olsun diye yazıldı. BÜRHAN CEVAD Forya dünyanın En güzel park ve Su şehri oluyor Floryada bir de ucuz Mahalle kurulacak Florya yakın bir zamanda dün- yanın en modern ve en güzel ve en sıhhi bir su ve park şehri ha- Nne gelecektir. Hazırlanan plâna nazaran Floryada sahilden biraz içerde gayet büyük bir yüzme vırza iİnşa edilecek, yüzme mü bakaları ve su sporları burada ya- pılacaktır. Ayrıca Floryada gayet ucuza yaşanacak bir mahalle inşa olu- nacaktır . —— Maaş Yoklamaları Dün başladı 'Emlâk bankası ayın 25 Jinde tevziata girişecek 3 aylık maaş alah eytam ve era- milin yoklamalarına dün sabah - tan itibaren başlanmıştır. Yoklamalara ayın 24 ünde ni - | hayet verilecek ve 1 Kânumuev - velde de maaşların dağılmasına başlanılacaktır. Emlâk ve Eytam Bankası - ise ise ayın 25 inden sonra tevzlata şliyacaktır. şünseniz de bulamazsınız ki bu , ' Ka TELGRAF— Zu'l'qmılna 3 | çakçılık' % 'Yunan muhafaza teşkilâtı ile müşterek mücadele tedbirleri timize Sahillerimizden Yunanistana ve mütekabilen Yunanistandan sa - hillerimize yapılan — kaçakçılığın | önüne geçmek üzere iki hüküme- | tin müşterek tedbirler alması ka- | rarlaştırılmıştır. | Bu maksadla sisam — muntakası Gümrükler Baş müdürü Bay A - | nastasi, beraberinde sabık buş kâtibi Pigami ve Gümrük müdü - rü olduğu halde Yunan muhafa- za teşkilâtının bir motörile geçen | gün *Kuşadası>, na gelmişlerdir. | * Çemberlayn hafif surette has- talanmıştır. * Amerikada da kısmi intiha- bata başlanmıştır. * Yugoslavya ile İtalya arasın- da ticaret muahedesi müzakera- tına başlanacaktır. * Rus - Mançuko hududundaki bâüdise dolayısile Japonlar Mosko- vayı protesto etmişlerdir. * Radyo fiatlarının ucuzlatıl- ması için tedkikat yapılmaktadır. * İzmir belediye reisliğine tek- tar Behcet Uz intihab edilmiştir. * Almanların Emden gemisi dün limanınzıdan geçerek Kara- | denize gitmiştir. * Denizbank İzmir sür'at pos- | talarında yaptığı tarife değişikli- | ğinin tatbikina geçildiğinden şim- | diye kadar çarşamba günleri li - manımıza gelen İzmir süa'at pas- tası, dün saat 12 de gelmiştlir. * Hususi mekteblerle ekalliyet ve ecnebi mekteblerine akd bü - tün kararların bir arada neşredil- melerine karar verilmiştir. * Bütün işçilerin sigorla edil- meleri hakkındaki kanun lâyiha- sı Moclise verilmiştir. * Ankaradan dönen Prag elçi- miz Yakub Kadri bugün vazifesi başına hareket etmiştir. * Veliahdin bir kım dünyaya gelmesi dolayısile Yunanistanda 400 sürgün affedilmiştir. * Bâdema ayakkabıların eti - | ketlerine cinsleri de yazılacak! Malf tedkik hey'eti âzalığı İ Açık bulunan doksan lira maaş- h Finans Bakanlığı mali tedkik heyeti âzalığına ikinci sımt ma- liye müfettişlerinden B. Hakkı Kâmil Beşe terfian tayin edilmiş- Son Telgrafta | manın bugünlerde alınacak ! Sisam Gümrükler Başmüdürü; bazı gümrükcülerle memleke- . geldi Dost memleket gümrükçüleri ve memleketin menfaatlerini ko » rumak ve bu esaslar üzerinde ica- Beden tedbirleri almak üzere mın- taksi muhafaza komutanlarile gö- | rüşmüşlerdir. Misafirler; «Kuşadası» nda bir gün kalmışlar ve Cümhuriyet bay- | yamı şenliklerinde ve şereflerine verilen ziyafette de hazır bulun- duktan — sonra — memleketlerine dönmüşlerdir. KUÇÜK HABERLER b | W& yaşını doldüran — öğret- menler tekaüde sevkedilmektedir. 4 Erzincan hattının açılış töre- ni bu ayın 15 inden sonra yapıla- caktır. * Suriye, Lübnan ve Filistin Arabları grev - ilân etmişlerdir. Grev esnasında Kudü kanlı hâdiseler olmuştur. * Certahpaşa hastanesi göz pa- viyonu ikmal edilmiştir. * Bazı semtlerde narhtan ucuz «& salılmakladır. Bu, rekabet yü- zündendir. * Bu sene yetiştirilen meyva fidanları yakında halka dağıtıla- gaktır. *& Üsküdar tramvay idaresine yardım edilmediği takdirde idare- nin devam edemiyoceği anlaşıla- rak Dahiliyeye rapar verilmiştir. e Şeför ile vatman Adeta iki düşman. Bu rekabe- tü nereden geldiğini incelemiye | küzum bile görmeden — size derd | yanarak hâdiseyi & Balkan Antantı iktısad kon- | Seyine iştirşik eden murahhasları- mız Atinadan dönmüşlerdir. * Mütchassıslarımızdan Deniz- “bank Umum Müdür Muavini Ta- hir Kevkeb, bahri inşaat - işlerini tedkik etmek üzere Belgraddan İtalyaya gitmiştir. 4 Meksika hükümeti Yahudi kabul etmemiye karar vermiştir. * Almanya ile aramızdaki son anlaşmanın tatbikatına memur o- lacak heyetimiz teşkil edilmiştir. Bugünlerde faaliyete geçecektir. 4 Polonya ile ticaret müzake - relerine devam ediliyor. Anlaş - imzalanacağı ümkd edilmektedir. * İngiliz parlâmentosu salı gü- nü kralın bir nutkile açılacaktır. Gümrük mütettiş- leri arasında | Gümrük ve İnhisarlar Bakan - lığı gümrük müfettişleri arasın - da terfiler yapmıştır, Bu arada müfettişlerden Ab - dülhak Bartoğlu gümrük başmü- | fettişliğine terfi ettirilmiş, mü - fettişlerden Enis Kansu, Naci Te- lik, Zeki Şamitoğlu, Hulüsi Zidal, Suphi Ekel, Kâzım Koral da birer derece terfi etmişlerdir. Hazinedar, tebdil giyerek sinek Tibakkalda saraydan çıkma ihti - yar bir Çerkes kalfasının evine gizlice çarşafla gidiyor, paşa da yine tebdili kıyafet ederek gizl- ce gece yarısı bu eve geliyordu. Hazinedarın, paşa ile başbaşa kalıp bu evde cümbüş eyledikleri malüm olmakla beraber, paşayı sarayda dönen fırıldaklardan ha - berdar ettiği de malümdur. berdar ettiği de malümdur. Hüseyin Avni paşa; arabacı ba- şısına: — Abeullah; söylediklerine na- zaran: Mustafa pehlivan emniyetli bir adama benziyor... Pakat; ne olur, ne olmaz, etrafa dikkat et- men lâzım... - Pehlivanın seninle münssebatına müna verecekler o- lur... Sonra; adamcağızı, işimize yarıyacağı zaman elden kaçırmış oluruz. Anlıyorsun yaf.. dedi. — Başüstüne paşam. Emir bu- yurursunuz, hiç köleleriniz kolay kolay yıkm ele verirler mi? — Dikkat ediniz... Sonra; bir aralık Mustafaya söyle beni teb- | dili kıyafet edip görsün... Hani, | bizira Maltepedeki gizli ev var ya! İşte orada!.. Anladın değil mi? — Ne gün emir buyurursunuz?, Bir parça acele olsun... Ö - nümüzdeki pazartesi günü öğle - den sonra olursa fena olmaz... — Başüstüne paşam!. — Haydi bakalım, seni göre - yim... . * Mat güzel; bir türlü Mustafaya el bulamıyordu. Birkaç defa; kal- fasına açılmak İstedi ise de vaz- geçti. Maamafih; kalfası onu birçok şeylerden malümattar ediyordu. * BHalk; Mahmud Nedim paşa a- aleyhine Adeta kıyam etmişti. Sultan Aziz; vaziyetin vahameti- ni görmüştü. Derhal Mahmud Ne- dim paşayı sadaretten azlederek yerine Rüşdü paşayı sadrâzam yapmıştı. Ve daha ileri giderek, düşmârü biaman olan Hüseyin Avni paşayı da seraskerliğe getlr- mişti. Yeni vükelâ'nın içinde Mit- hat paşa da vardı. Sultan Aziz; eğer, Mahmud Ne- dim paşayı atıp yeni vükelâyı ma- kazm iktidara getirmemiş olsaydı iş fena olurdu. Halk, Sullan Azize karşı gemi ağıza alınış bulunuyordu. Maazal- lah, hal' meselesi meydan alırdı. Padişahın maksadı, halkın çok sevdiği Mithat paşa, Hüseyin Av- ni paşa gibi ricali mevkli iktidara ı.;irxek galeyanı teskin etmek Fakat; Mahmud Nedim paşa; el altından Valide Sultana şöyle ha- ber yolluyordu — Sultanım; vaziyet çok nazik- tir. Bu herifler padişahımız efen- dimizi hal'edeceklerdir. Tetik ol mak lâzımdır. “Devamı var) | Her hafta anlatacağım. Sirkecide Şahinpaşa otelir nünde. Ben tramvaydayım. Önü- müzde bir de etobüs var. Otobüs duruyor, tramvay yol istiyor. O- tobüs yol vermeyince tramvay yü- rüyemiyor ve vatman da, tram- vay müşterileri de, hattâ otobür- tekiler hep birden otobüsün şofö- rTüne sinirleniyorlar. — Şolâr ile yatman srasındaki münakaşa, a- Bız kavgasına varıyor. Tokata bi- mneceği sırada otobüsün direksiyo- mu merhamete geliyor. Yola koyuluyoruz. Otohüs, ina- dmna bir öküz arabası revişi ile yo- huna devam ediyor, onu takib et. mek zaruretinde bulunan ve ray- lardan dışarı çıkabilmek hürriye- tine sahih olamıyan tramvay da tahil ayni şekilde yürümeğe mec- bur oluyor. Vatman: Ş — Şimdi arabayı üzerine bindi- — receğim ha! diyor. Şoför: a — Derdini Marko paşaya anlat! diye meydan okuyor. Velhasıl A- lemdar yokuşunu Sultanahmede kadar böyle müzib bir şoförün keyfine göre çıkıyoruz. — Mesele, şoför ile vatmanın bir iddiası, bir - anlaşmamasıdır. Müşterinin bu- —— rada zerre kadar reyi ve menla- — ati mevzuubahs değildir. 4 Şu hale göre ben, iramvay ile etobüsü, müşterinin — istirahatine değil, şoför ile vatmanın keyfine — tâbi birer malikâne olarak telâk. — kide bilmem haksız mıyım? Bu a- caib rekabetten doğan bu müna- sebetsizliğe kim bilir siz de kaç defa — rastlamışsınızdır. - Halbuki tramvaya olsun, otobüse — olsun binildiği zaman verilen para yo- rulmamak, işimize veya hastamı- za gecikmemek içindir. Şolür ve- yya vatmanın keyfi için değil. BALK FİLOZOFU Üniversitede Fon'erans-veril-cek İlk konferans bu salı başlıyer Üniversitede her yıl verilmek. — te olan konferanslara bu sene de — devam olunması kararlaştırılmış- — i A Bu konferanslar; her hafta Salı — günleri saat 18.10 da başlıyacak ve saat 19.30 a kadar gürerektir. — Önümüzdeki Sah günü meşhur profesör Sgalitzer tarafından ve Gbür salıya da profesör Doktor Korsiwig tarafından birer konfe- rans verilecektir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Yinetramvay belâsi Hemen gün geçmiyor ki şeh- rimizdeki nakil vasıtalarından şikâyet edilmesin. — Bilhassa tramvay halkımızın her daki - ka ıztırab çektiği şikâyet eyle- diği bir mevzu haline gelmiş - dir. ; Gündüz halkı tıklım — tiklim taşıyan ve bin bir işkence çek- tiren şirket gece de halka başe — ka türlü zorluklar çıkarmakta ve azab vermektedir. Bu arada bihassla geceleri saat yirmi, hele yirmi buçuktan sonra trame vay arabaları müthiş surgtte azaltılır. Bu azalış saat 22 den sonra — göze batacak dereceye gelir. Gece eğlence yerinden veya işi icabı çalıştığı yerden eve * geç dönmek mecburiyetinde o lTanlar bilhassa Maçka gibi semt — lere gitmek için satlerce tram — vay Beklemek zaruretinde ka hrlar. Üstelik te bu saatlerd hemen hep kırmızı araba işle - tilir, Karilerimizden 'bu hususta hemen her gün şikâyet mek tupları almaktayız. Ğ Kendielrinin çok haklı olduk- ları bu mesel) hakkında biz de alâkadar makamların nazarı dikkatlerini celbederiz. K

Bu sayıdan diğer sayfalar: