8 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

8 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ma e bi p Kontrplâk Meselesi Nizamname ye göre imal ©f kontrplak normları hak- kmdal hizamnamenin mdiğını « ve ev - lduğuna — müteakip ayti erbabının, ni - bazı maddelerinin ğ*n Müracaatte bulunduk - hususun halli için Anka- heyet gittiğini, onu mü - Ha İktisat Vekâleti sanayi 'n Nurettin Bilikin Belerek bir müddet tet. Bulunduğunu safha safha idik, hususta hum. Nılıı..,, E İ !!’ı e İf Hi Yaptığımız yeni tah- ettiğimiz malümatı Bizamnameye göre gerek '“'" ve gerekse idhalâtçı - Ataya çıkaracakları kontr. v'“?enndr fabrika ismi, Sairesi yazılı buluna - & R. B, B. marka müstes - * özere diğer A. marka B. 4B. markalar zamparalan- q—“—kur ve bununla beraber larda hiçbir suretle # İfğ! £ M l ANöşesi A rk sergisinde lkl saa' wb!r pavyon Bdeki açılacak büyük ser- b Pavyonunda bir de tesis edilecektir eye gerek memle- Berek hariçte yabancı Yazılan ve memleketimize kom.laıııuı tütrler çakçı Y aıîalandı Hi ei içerken yakayı ele verdi Ç*t ikinci şube kaçakçılık Z8hir fluı dıındehır be- ı' Hd 3 numaralı evde h ıu_ Yaşlarında İbrahim oğ- İN takin edilmekte olan faralmdan estar içer - tefrikası No. kn .,:";"-r buy © etmeğe 4 urursanız o lt âdeyim. © da pi Kere daha görece 'den sanra olacak... “Bin 'İş hakkında lâzım y e "'“"'ugım sonra; .xr:__ az Dilşadı, görmek "“—:Zi_î İdil senelerce Matgüzeli Çü Airesinde menküb kalmı 4 tatmin eyliyordu. azalacakmış Tak mubayaa edilmiş olan kontr « plak - parçası gösterilmek şartile - gerek yapıcılar ve gerek satıcılar tarafından geri alınacaktır. Netice itibarile bu nizamname | | kötü kontrplak imalinin önüne geçecektir. Mevcud kontrplâk stokları da Ticaret Odası tarafından damga - lanmaktadır. Damgalanan bu mal- lar 13 Teşrinievvel 939 tarihine kadar satılabilecek ve bu tarihten sonra eski kontrplaklar satılmı - yacaktır. Şüphe yok ki, bu nizamname Marangoz esnafını pek yakından #lâkadar etmektedir. Bu itibarla | marangozlar eemiyeti, nizamına - menin neşrinden, ve — tatbikma başlandığından dolayı İktisat Ve- kâletine teşekkür mektubu gön - dermiştir. Kontrplak sanayii erbabının, Zizamname hakkındaki vaki olan itirazlarına mukabil mütalea ve izahlar beyan etmek Üüzere, ma - rangozlar cemiyeti doğru yakında 4 Ar Bir saat e çıkarıldığı doğru değil Dünkü gazetelerden biri kız ar- ta mekteplerile liselerinde tale - beye, erkek mekteplerinde oldu - Bu gibi, haftada iki saat ders gös- terileceğini yazmıştı. Bu haber doğru değildir. Kız talebeye haftada bir gün askerlik dersi verilecek ve kamp ta gür - miyeceklerdir. Bir ııbıkılının mahkümiyeti Tahtakalede Hasan isminde bi- rinin dükkânndan — öteberi çalan | sabıkalı Mahmut dün dördüncü asliye ceza mahkemesinde iki ay 15 gün hapse mahküm edilmiştir. — inkılâb dersleri Üniversitede inkılâp derslerine dün akşam başlanmış, ilk dersi eski Maarif Vekili Hikmet Bayor tarafından wnlml'tır | ln-n yakalanmıştır. Üzerinde de 20 gram kadar esrar bulunan Muh- sin adliyeye teslim edilmiştir. 149 uUğruna Şti Çeşmidil, senelerce, mat güzelin uğruna dairesinde Menküb kal- mişti. B kızı; artik kızlar ağası avutuyor, hırçınlıklarına meydan vermiyordu. Çeşmidil; artıh siyahiye alışmış- tı. Arabın sevgisine ve tatminkâr hareketlerine itiyadlanmıştı. Arab; hergün ve gece fırsat buldukça Çeşmidilin. dairesinde yatıyor, menküb gözdeyi cismen olmaktan ziyade mânen idare ve | | (Kansız zabitleri)| rangozlar cemiyeti A/abta yakında Ankara'ya Üğreniyorlar 'r heyet gönderlyor Surıvede böyle Dir)| mecburiyet başladı Birde mekteb açıldı Beyrut 7 (Hususi Muhabirimiz- den) — Yüce komiserlik bir ka - rarname neşretmiştir. Bu kararnameye - göre şehri « mizdeki askeri mahfelde, Pransız zabitası; bu mektepte — sarapça» öğrenimeğe mecbur tutulmuşlar- dir. Mektep, Fransız baş kumanda- nanın emir ve idaresine verilmiş- | tir. ——— ölü çocuk Doğurdu Bu şüpheli görüldü Vezir hanında oturan Ösema is- minde bir kadın ölü bir çocuk do- ğurmuştur. Çocuğun babası da or- tada olmadığından vaziyet şüp - heli görülmüş ve çocuğun cesedi tıbbi adli tarafından muayene e- dilerek morga kaldırılmıştır. "Beyoğlu Halkevi- nin müsabakası Beyoğlu Halkevinden: — 438-439 yılı kanferansı se - risinde gösterildiği üzere, bu yıl için Evimizin, gençler arasında tertip eylediği 10 müsabakadan birincisi 13/11/938 Pazar günü sa- at 14,30 da Beyoğlunda İstiklâl caddesinde NURZİYA sokağında Parti binasındaki temsi! salonun- da yapılacaktır. A) Müsabakanın mevzuu: İstik- Tâl marşını şiir olarak iyi ve güzel okumak, marş olarak usulüne tev- fikan söylemektir. B) Müsabakaya yirmi yaşına kadar (yirmi yaş dahil) her genç iştirak edebilir. C) Müsabaka mütehassıs bir Jürn heyeti huzurunda yapılacak- tar. Jüri heyeti. Şair Bayan Şekü- fe Nihal Başar, Edebiyat öğret - meni Bay Raif Güner, vilâyet Se- ferberlik Müdürü Bay Cemal Gö- nenç, Konservatuvar Müdürü Bay | Yusuf Ziya Demirci, Konservatu- | var yatı mektebi müdürü Bay Ce- mil Dönelerden müteşekkildir. Ç) Birinciliği kazanana C. H. | F. neşriyatından Cümhüriyetin 15 inci yıldönümü münasebetiyle neşredilen çok kıymetli bir e: ikinciliği kazanana bir kalem mü- küfat olarak verilecektir. 2 — Müsabakaya iştirak etmek istiyen gençler 10/11/938 tarihine kadar, hüviyet cüzdanlariyle, Bvi- fniz Müdiriyetine müracaat ede- rek kaydolunmaları lüzımdır. 8 — Müsabakadan sonra Evimi- zin gösterit şubes i (Bir Kavuk Devrildi) komedisini oynıyacak - tır. | Arab; zavallı genç kızın ateşli rubunu kurutmuş; heyocan ve ih- tiras kasırgalarile dolup boşalan cinsi varlığını kör baltastle vura, vura, çölde rüzgârsız yatan kuma eri sönen Çeşmidil, bir gün gelip de hayata kavuşacağı- na İnanıyordu. Çeşmidilin; Kafkaslı bir köylü- #Ü vardı. Bu adamın ismi Çerkes Hasan idi. Çerkes Hasan; Çeşmidili padi- şahın sarayına getirdikten sonra; her saraya intisab eden Çerkes gi- bi; İstanbula gelip bir baltaya sap olmıya çalışmıştı. Çerkes Hasan, saray himayosin- de büyüyerek harbiye mektebine girmişti. Nihayet; oradan zabit çıkmıştı. Çerkes Hasan, Çeşmidil gözde olduktan sonra; ikbali daha ziya- de parlamıştı. Fakat; Hüseyin Avni paşa ser. İki edib'in dövüşüşü! — Ben adamı döverim. Kolla- | rım eski bir pehlivanın kollarıdır. Fakat, acıdım. Hem mariz, hem si- nirli idi.. Bu sözleri söyliyen meşhur e- debiyat tarihcisi ve hocası İsmail Habih, dövebileceği adam da gene edebiyat hocalarından ve şalr Ah- med Hamdi. Belki saz şairliği dev- rinde bulunsaydık bir kahve, meyhane veya lokantada — böyle iki asil zatın biribirlerine girme- lerini, dövüşlerinin bir gazetenin zabıta sütunlarına geçmesini ma- “zur görürdük. Fakat, bugünklü günde, birinin Galatasaray edebi- yat hocalığı, ötekinin Güzel San- atlar Akademisi profesörlüğü vas- f şahıslarında —taşıdıkları bir cemiyet içinde ve Beyoğlunun «Abdullah Klendi» gibi yarü ağ- yarı salonlarında topliyan bir le- kantasında dövüşe kalkmalarına, biribirlerine girmelerine hakika- ten hayret ve tecasül ettik. Fakat, işin, bundan daha garib ve üzerinde durulacak tarafı kav- ganın mevzuudur. İsmall Habib «Edebi Yenilikle- rimiz» adı ile bir eser neşretmiş ve bunun içinde, istediği, beğen- diği, ahbaplık ettiği edib ve şa- irlerden bahsetmiş. Ahmed Ilam- diye göre bu kitab tarafgirânedir ve kendisinden bahsedilmemiştir. Ne İsmall Hahib' — Neye benden bahsetmedin.. Demiye hakkımız var, ne de e- nun: Senin de değerli bir eserini rastlasaydım bahsederdim.. Demiye hakkı var. Onun bah- sedişi hayat ve edebiyatın hükmü olmadığı kadar bahsettirmenin de uzak istikbal için hiçbir. değeri yoktur. Müstakbel nesil ve münek kidlerin bir kere bir kere daha bu- günün eserlerini ve ediblerini o- kuyup, süzgeçten geçirdikten son- ra asıl hükümlerini vereceklerin- den şübhe etmek en kadar saf - dillik olursa bugünün her hangi bir münekkidine hoş görünüp #zikri cemile almak ta © kadar kendi kendini aldatmak olur. Fa- kat, ne yapmalı ki gözü kör olası: — Sen ve., ben!, İhüras, hayatın bütün geliş, gi- diş ve akışında beşerin sinir ve ölkesine hâkim oluyor! BÜRHAN CEVAD Aklından Et sa kurul S—SON TELGRAF—Ss 2 ci Tesrin 1938 İktısadi meseleler ı' nayili — uyor Nefisvebol mizden de meyveleri- istifade edilecek Bir marmelat fabri- (kası yapılacak Devlet Ziraat Kurumu bu işleri de eline aldı evlet Ziraat İşletmesi Ku - irumU «et sanayii» üzerin - deki tetkiklerini çok iler - Tetmiştir, Bu cümleden olmak üzere mü - kemmel bir «soğuk et konserve fabrikasıs nın ilk proje ve plan - ları hazırlanmıştır. Bu fabrika için en münasib yer olarak «Kars> seçilmiştir. Ayrıca; nefis ve bol meyvaları- mızdan tamamile istifade olunma- s1 için birer de «marmelât fabri- kası tesi ması kararlaştırıl. mıştır. Bu fabrika şehrimizde kurula - caktır. «Marmelat> - fabrikasında bilhassa <ayva», <elma» ve seriks, armelatları ger Dilenci zan etmiş-;Güçlükle bir dalgıç ta- ler para vermişler| Sonra ku'an oku- yub dua ediyormuş «Bolu» dan şehrimize gelen Ali isminde bir adamın başından ga - rip bir vak'a geçmiştir: Hasta imiş Ruhsatsiz vaaz Veren bir adam Yusuf Cemal isminde biri dün Beyazıt camlinde ruhsatsız olarak vâz vermeğe, Kur'an okuyarak tefsirlerde bulunmağa başlamış ve birbirini tutmıyan birltakım geyler söylerken yakalanımıştır. Yakalanarak Adliyeye verilen bu adamın aklından hasta oldu - ğundan şüphe edilerek adliye doktoru Enver Karan tarafından muayene edilerek müşahede altı- va aklırılması lüzumlu görül tür. aaker olunca; * yay mensubu Ç aşırmak istemişti. Hatt4; bir emir- le Şam ordusuna tayin olunduğu- nu bildirmişti. Çerkes Hasan, Hüseyin Avni paşunın verdiği emri orada, bura- da gizlenerek lehir etmeğe yel- tenmişti. Çerkes Hasanın; — Çeşmidilin menkübiyetinden haberi yaoktu. Nasıl olabilirdi. Sarayi hümayun- da düönen, haremi hümayuna taal- lük eden harçketlere kimsecikler vakıf olamazdı. Maamafih; Hüseyin Avni paşa; sevgilisi hazinedar Arzıniyaz usta vasıtasile her şeyden haberdar i- di Arzıniyaz, kızlar ağasile, Çeşmi- dile candan düşman olduğu için Çerkes Hasanın ortadan kaldırıl- masını Hüseyin Avni paşadan is- temişti. Ali dün «Aksarayda Çakırağı camiine gitmiş ve kasketini ya - nına koyup Kur'an okumağa baş- lamışlır. «Ali» nin üstü başı biraz harabeti — olduğundan camle gi- rip çıkan halk, kendisini dilenci | zannetmiş ve yarında açık duran şapkasına para atmağa başlamış- tır, Bu sürelte şapka dolmüş, fa- kat biraz sonra gelen polisler ken- disini edilenci» Zzannederek ya- kalamışlar ve dün asliye 4 üncü ceza mahkemesine vermişlerdir. Muhakemede Ali, edilencilik» | iddiasını şiddetle reddetmiş ve kendisinin memleketinde dükkâ- nt olduğunu buraya bayramlık almak üzere gediğini söylemiştir. yerine getirmek için, yüz bulmuş | şimarık Çerkesi Şam ordusu em- | rine vermişti. | Çerkes Hasanı en ziyade kızlar ağası tutardı. Kızlar ağası, Çeşmidilin bende- si dermek olduğundan vasıtai icra- atı idi. Çerkes Hasan, elini kolunu sal- hyarak sarayi hümayuna gelir, kızlar ağası dairesine gider. Ye - mek yer, bahşiş alır... Hürmet ve riayet görürdü. Bu sebehle; bu, şımatık Çerkese kimse dokuna - mazdı. 'Temiz pâk giyinir, gece sa- bahlara kadar Beyoğlundaki bar- larda, şantözlerle cümbüş eylerdi. | Çerkes Hasan; saraya güvene - | rek arada sırada kavga eder, önü- ne geleni döğer, jandarma, kanun, Beyoğlu muhafızı paşa; serasker paşa dinlemezdi. Paşa da; sevgilisinin arzularını Nihayet, kızlar ağasının - bir bendesi olan Hasandan herkes çe- hnıııu.onlluıdıılınıııçı- tarda imal olunacak ve bunların dahilde sarf ve istihlâkleri temin olunmakla beraber; zarif amba - lâjlar içinde hariç memleketlere de ihracat yapılmasına çalışıla - caktır. Gerek ekonserve etir gerek «marmelat> larımız için ordu ve askeri müesseseler için geniş bi- rer istihlâk yeri olacağı gibi bun- lardan leyli mektepler, resmi ve hususi hastaneler gibi müessese - ler de istifade edeceklerdir. Evvelâ <et fabrikası» kurula - cak bunu «marmelâtı fabrikası takip edecektir. Her 2 fabrikada 1941 yılına kadar teessüs etmiş ve azami randıman vermeğe baş- lamış olacaklardır. Denize Düşen Oiomobil rafından kurtarıldı Şehrimize Trabzondan getiri - len 2 Alman seyyah otomobilinin başından garip macera geçmiştir. Bu seyyahlar; otomobillerini vapura yüklerlerken - otomobilin birinin bağlandığı ip her nasılsa kopmuştur. Otomobil; bu süretle açık deni- ze düşmüştür. Bütün dalgıçlar; etomobili 11 kulaç fazla derinli- Be düşmüş olduğu için cesaret &- dip bunu çıkarmağa teşebbüs & dememişlerdir. Nihayet; «Karabina» isimili bir dalgıç; denizin 1lr kulaç derinli- ğine inmiş ve elindeki ipleri oto- mobile bağlamıştır. Bu suretle bağlanan - otomobil yukarıdan çekilerek hiçbir şey ol- madan denizden çıkarılmıştır. —— ——— hakika <32> lira <37> kuruş bu « lunmuştur. Bunun üzerine; muhakeme he- yeti; kendisinin dilenci olmadı - ğına kanaat getirmiş ve serbest bırakmı; -- hr, buzı eşhası tehdid eder durur- du. Çalımından geçilmezdi. Arzıniyazın, Çerkes Hasanin vücudünü ortadan kaldırmasına sebeblerden biri de; padişaha, kılzar ağası vasıtasile jurnal ve- rirdi. ğ Hazinedarın korktuğu — vardı. Nce olur, ne olmaz bir. gün gelir, Hüseyin Avni paşa ile gizlice bu- luştuklarını da maazallah padişa- ha haber verebilirdi. Bu sebeble bu adamın »İstanbuldan — vücudü kalkınalı idi. İşte; şahsi endişelere düşen Ar- zıniyaz serasker mevkine gelen | paşasına en evvel, bunu arzetmiş- ti. HALK Ve” Edbi maç Eskiden güzetelerde, mecmua. larda edebi münakaşalar olur, her hangi bir edebiyat mevzuu üze « rinde dâvalar yapılır ve bu müna: kaşalar, hem mâkes oldukları mocmua veya gazelelerin fazlasile satılmasına, hem de haklı olan ta- rafı ayirdetmek merakile karile- rin zevkle okumalarına sebeb o- lurd> Son zamanlarda edebiyat. cılar, demirden bir sükütün ka - fesleri içinde sanki söyliyecekleri şey kalmamış gibi düvasız ve id- — diasız bir edebiyat havasile tenef. füs ediyarlardı. Uyuklamıya bene — ziyen bu miskin havanın dün bir — fırtına ile birdenbire rüzgârlandı- #a şahid oluyoruz. Hâdiseyi bil- mem biliyor msunuz? İsmail Ha- bib Sevük şairlerden bahseden bi kitab yazıyor. Şair Ahmed Hamdi Tanpınarı kitabına almıyor. Hamdi Tanpınar buna içerliyor ve bir lokantada İsmail Habibi sı- — kıştırarak galiba biraz da hırpa- hyor. Arada şöyle tokat faslının geçtiğini bile söylüyorlar. Hüdise bu. — Filezolumuzun — hakemliğini kabul ederseniz ve isterseniz - si- zinle şu sütanda bir edebiyat şü- rası kuralım da iki edibin muha- kemelerini yapıverelim. İsmail Habib, eğer edebiyat ta- rihcisi diye geçiniyorsa Ahmed Hamdi Tanpınarı neden kitabına almıyor. Zira Ahmed Hamdi 'Tan- pımar kitabda yeri olmıyan şair değildir. Kendinden evvelkilerden de kendinden — sonrakilerden de güzel şiirleri vardır. Onu dahil kitab etmemek büyük bir h hıktır. Bu haksızlığa hepimizden evvel acele ederek Hamdi Tan- pinar isvan etmiş bulunuyor. Hamdi Tanpınara gelince: O da — »tk iyi bilir ki kavveti ve Tü: şiirindeki değerli mevkiü İsmall Habibin tezkiyesine ihtiyaç güs- termiyecek derecededir. Sonra Hamdi Tanpınar gene pek iyi bilir ki bu bir takdir me- selesidir, Zorla kendi değerini bul ettirmeğe kalkışmak ayıbdır. Hamdiye bu ayıbı yaptıran haki- kat İsmail Habibin bu ihmalind! daha aşağı da değildir. Fakat b edebi dövüşmede sözün yerini T.- kada terketmesi ne kadar es karşılanacak bir hâdise ise n günlerin dargun edebiyat hava- sının bu suretle dalgal sına sebebiyet verdiği için de o mutlu bir değişikliktir. HALK FİLOZOFU Bırimizin derdi” Hepimizin derdi Yine edirnekapı « Ey yelu meselesi... Bir okuyucumuzdan, mü bir ihmal keyfiyeti hakkında ikinci defa mektup alıya İlk mektubundan bir müdi evvel, yine bu sütunda bah derek nazarı dikkate arzetmiş tik. Okuyucumuz gönderdi ikinci mektupta ayni h bahsediyor ve ezcümle di; ki: — Edirkekapıda —tramva döndüğü yerden, Ka'riye camli ne doğru giden bir cadde var « dır. Bu cadde, birçok ana delerimiz kadar işlek ve mı telif cihetlerden ehemmiyi olan bir geçit yeridir. Bir defa, bu cadde Edirnekapıdan Eyüb Ziden yoldur. Saniyen, otomobüleri meşhür Ka camiine gitmek için b Bgeçerler. İşte her gün bi kişinin gelip geçtiği bu c hemen hemen iki buçuk üç ay dir kapalı bulunuyor. Bu yolun ortasında bir terkos su dep vardır. Bu deponun önünde ni bir tesisat yapacak, cad nin ortast hemen üç ay kazıldı. Bütün caddeye tek h bir ev yüksekliğinde topral lar yağıldı. İlk zamanları bura .: “yin Avni paşa, sevgilisinin bu sözlerini yabana atmamıştı. Hattâ; daha derin düşünerek bir gün gelip de bu Çerkesin başları- na belâ olmaması için İstanbuldan hemen uzaklaştırılmasını da mü- vafık bulmuştu. (Devamı var) da bir iki amele yarım ya: lak çalıştırıldı. Sonra, eşar kâfi derecede olmıyan bu faall yetin de arkası kesildi. Ve ol « duğu yere bırakıldı. Şimdi bu zadan, ne at, ne araba, ne oto. “Vevamı 6 mcr

Bu sayıdan diğer sayfalar: