14 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

14 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SON TELGRAF —İ4 ? ci Tegrin 1838 Fransa - italya Bu iki devlet münasebatı- nın yeni bir safhaya girecği anlaşılıyor Almanyanın cenubi avrupa- ya inmek istemesi ve ayni zamanda akdeniz sahiline / çıkmak arzusunu göster- | mesi Fransayıolduğu kadar Ingiltereyi de düşündürüyor İahabiiçk N (—’ıl'-'l'lm miğnin Romayd elçi gön e Paris& Boma mü - tının bundan sonra laşılıyor. sene kalarak Fran- münasebatının en üzeril yeni nazik de inde vazifesini çok iyi görmüş maya naklolunarak orada Fran - * İtalyan münaseba meğe memur edildi. Bur ra F İtalyan münasebatı - wn gi safh dikkât Fransa elçisi Ro- larını ktır re nezaretinin ya- 1 mahiye öni İn ında görül tmekti harici politikası- ttiği - Roma münaseb kbalinden bahisle di - den bügüne kadar sbatı fena 'bebi İtal ve ehemmiyet lâyıkile takdir et Bu vaziyet değişmemiş bahi Pr na dair yen Parii vaklt mü: sanın bir maka- kuüvvet EDEBİ YAZAN: vBe Çılgınca söviş miz güh - Tomastik bir | HL gah en reslist aş- | ah çektiğimiz ( an yüksek tepelerin- Va gölağtik | mizı görmeden — edemi - I Köy a « sakız bizdi 'Türlü edebsizli lükları bir e yapmakta beis görmiyenler, arkalarında, ça- murlu, mülevves bırer mazi yolu | klsri, namu n | şayanı | | nan Cibotiden tie. Onun için İngiliz : İtalyan anlaşmasına benzer bir misak ha- zmırlamak veyahud dâa artık hazi- nei evrakta kalmağa mahküm ©- lan 1935 Fransız - İtalyan itilâf - namesinin tozlarını silmek fikri an mecmuası bundan son Akdenizde Panteler- alarile Rados ve &tinden bah - İtal, ra İtayanın ya, Lampadu: ©n iki adadaki vaziy setmekte evkiini hatırlata: yine Tu rek bu 1 şimdi he temas e lenin bugün * larak günün mı olduğunu söylemekteğir Dti meseli jyade gel- mektedir. Habeşistan sahilindi lan ve Fransızların elinde bi İtalyanların güm rük tarifelerinden istifade etme- heselesi ROMAN: 8. NUSRETSAFA —AOSKUN ür zerlerine türlü ah.diksızlık zifı küstah bir gül oluyor- sıçramış olanlar bi çesaretle Lizimle n Tardı. Dedikod.srın sir gı da onun ciki maceri #kinel safha- ranın di- ek isten'si idi. Beni hırslan- . ve bir azab Ca yan en, Ü dişle buyd . Onun genç kızlık, s0: cası çarkının 'e ara issı eden de da ko- | dan ayrıldıktar sonra vaz'ı sapne edilmiş ufak tefek veyahud | irice flörtleri, maceraları — vardı. Bir istatistik İstatistikleri okumak çok fay- | dalıdır. Birçok şey öğrenilir. Ama doğru, ama yanlış. Her halde ya- rıdan fazlası yanlış ta olsa insan gene kârdadır. İşle bu çok et da» da bulunduğunu n Adam başına senede vasati olarak Il! kilo et yiyorlar miş. Si sırasile İngilizler, merikalılar, Amanlar, İsviçreliler, Holandalılar, — Belçikalılar — ve ve Pransızlar geliyor. Bu istatistiği yapan, Fransızla- rın pek az ekmek yediklerini ve bu süretle büyük bir hata ettik- lerini söylüyor. Haklı mı acaba?, Ekmek düşmanları birçok da doktorlar vi çokları da reçel vesair dünyada en «Yeni Zelâ arasında rdır. Bir- in dü, | mamdır. Anlıyorsunuz ya, Fakat İtalve mecmuasının sözü getirerek v bir netice vare | fır ki o da şudur: İtalyanın fantleri — tam anlaşılmalı. Fransız hükümeti politikasına İ bir istikamet vermeli. İspanı yadaki general Franko muharib | mile Bunlar arzuy tekrarlanıyor, canlandırılı odu vesilesi — yapılı vasıtalarla bana aksettirili Dedikodunun aksi sadası, çıp- lak bir arazide sesin aksi sadasın- dan daha büyüktür. Ben fikr tim di. umumi 1 evvelce söylemiş- Mazisi beni alâkadar etmez- Ben benimle başladığı i noktai hareket alıyordum. Vâ bir kadının mazisi sırttan atı bir yüktür a bir müsam: imaz a. sevi ha perde Onu Lenim de içine ğim dedikodu mevzularının ara- sından çekip kurtarmak bana dü- şen bir vazifeydi, bir viedan bor- dahil edildi- cu idi. Zaten evlenm ordum. Aramızdaki cüz'i farklar bu ka- rardan bizi döndüremezdi Lâkin! Yer yerinden oynar da bütün ek niyetile kon! | kat ben bu lardan bahi Tlofil Gotiye bir eserinde: «Ekmek, istiy iddia- olur yemekle tatlı, lezzetli yemek- bu tadsız tuzsuz $i ? Küçük çocuk- betaber lere tırmakta n ları görmüy kna ne yade reçeli miye möni olan şe den hoşlı r, âdeta nef- ret ederler buki ekmek, hâlis buğday yapılırsa iyi ve ucuz bir g- dadır. V olarak aki hükü - edilmemeli. topraklarında çoğalan ve vlet — reisi nınmamalı. İspanyad, yardım bir &d metçilere Fransı İtaly lar leyhinde bulunan dilmeli, kümetinin bunda: unsür- tasfiye Fransa hü - sonraki politi- t Rusya ile o lan ittifakı gevşetecek gibi olma- h. kasına artık & (Devamı 7 inci sahifede) lJem duymaz olür mu?. Kulaklarina gitmiş. Evvelâ an- dikkat etmemi söyle- di arkasından bubam işe müda- hale etti. Ailemin nda bir alış ük bu $ rol oynadın. Beni armaya - çalıştığını Fakat iddiala- i sadece zehirliyor, kıv - bunu- haber enin de sesi var. da çok faai ne kadar ki hatırlıyor- musun! rın ber randırıyor, fakat sevgimden bir zerre kaybettirmiyordu. Genç kadının dinleyişi, miyordum! — Herkes öyle söylü bedbahtlığı | | | Aşk Uğrunda... Gece we günauz arasındaki dü- ello saati. Büyük salon karanlık hlar 'nra kül, içinde yavaş Ara sıra bir alev pari ler hüsüle ge Açık pencered nüyor. Daha: uzaklı Sağda bir sıra ağaç. Semayı kap- sıyri- riyor. hiyan bulutlar, dallardan p yere inmek istiyor gibi... Yanan odunların çatırdısından, | cazırtısından başka sükütu ihlâl edecek bir şey yok. Ocağın kenarında, | Liya, ortalık büsbütün kararma- dan köy de oturan ek, yiyecek öteberi düşünüyor. en üç yüz kilometre dört yüz kişilik kö- ek, kasabaya gitmek mec- Evl ve ka- attan u- gileyi buriyetinde, palı | zak y n sızan an dü - n işitilen bir ço- - ) tattıi ha- | sinirli | — Hayır, ruHuwı. zannedi - | yordun! Münakaşa elmiyeceğim Me- | | ral. çünkü hâdisat sizin çizdiğiniz rota dahilinde cereyan etti. | birimize n başka bir hayat ladık ine oca- n karanlık kö - aydınlık yüz Beyzi bir biraz çukurla h gözler, geniş bir alın, rin bir keder -ve Fafat bir beniz, lar, iri siy dudaklarda ( yeis arlık çehre, gör saati 0: alâimi ziya söndü, karanlık içinde bir leke gibi | Köyün teş söndü. Masanın üz | jurun çizdiği parlak d kenarında otu gitt nüyor biri çalıyor. A- cinde aba- ran bir gölge, hemmiyet bir şey ne çe ari iyor ve n n soğuğa de bir şey, görüyor âdi bir ka- leri, bütün gibi eğ- nıyorlardı. Şübhesiz te Rus mülteci- | leri tarafından açılmış birçok ka- bareler vardı. Fakat buraya ge- | lenler bir başka hayat yaşıyor- di Sekiz kişiden mürekkeb Bâla- layka heyeti çok maruftu. Şefle- | leri vatansız bir ırka mensubdu. İsmi Vladmir... Uzun boylu, sarı- şın, parlak gözlü, zayıf çehreli adam... Gözlerinin pek garib ba- | kışları Vardı. Bu bakışlarda der | bir yesin, yorgunluğun — eser okunuyordu. Liya, bir gece ta e beraber bu bara girdi. Na- | bare değildi. Mü | gece barlarına gidenler leneçeklerini s: aris adüfen dost ları, Vladmir'in — nazarlarile ltında kalmaktan kendini kurta- ramadı. Ruhuna nüfuz etmek b teyen bu nazarlara karşı isyan e' mek istedi. Muvaffak — olamadı Ve vaktile kendisine bakan Vlad- in gözlerinden amadı. gözlerini ay Liva, bü adamın hayatında'mü- | İçimde etrafın.y ... zmile; Otel- lo şübhesi dal budak salıyordu. Oh, bu şübhenin yarattığı ızti- rabi bilemezsin Meral. Onu her şeyden kıskanıyor, beni aldatt: ni zannediyordum. Kıskançlık aşkı öldüren en müh- lk bir'illettir. Çekilmez bir ha- | le gelmiştim. Sebebli - sehehsiz kavga ediyor, birbirimizi hâlde incitiyorduk. Bu- dört evveline kadar devam etti. Genç adam susmuştu. Başını elleri arasına aldı. Iztırabın ateş olup ellerini ka- vuruşu. Sonra. fena ay OnNra, darıldık bir- dört aydır ne o beni a- Bir sonra. rıyor, ne ben öonü arıyorum. tek mektub aldım evvelii. her şey bitti. Fakat bitmesile beraber asıl her şey burada başladı Unutamıyorum. Hâlâ seviyorum. Ondan son! bir karşilaştı. Ve bu nazarların tesiri | Yazan: M. Deşen him bir rol oynıyacağını hisset. mişti. O gece, pek az olan müşteriler birer birer gittiler. Gece yarısın- dan iki saat sonra kabarede Li- ya ile dostlarından başka-kimse kalmamıştı Dokuz kişi, Tabii çalgıcılarla konuşmiya başladılar. Vladmir, eeki Rus şar- kılarını okudu, çaldı, çaldı. Lyla, ertesi akşam yine - geldi. Kabarenin müdavimi oldu. Ve bir gece Vladmirle beraber gitti. Bir uçurumun kenarında yaşa- manın verdiği helecanları hisset- ti. İlk tesadüflerindenberi altı ay geçtiği halde hâlâ bu adamın kim olduğunu henüz tamamile bilmi- yor Vladm zisindeki haya' Onun 'ye gideceği — Mademki aundan hiç bahset- mi, nereden net meçhuldü. beni — seviyorsun, m anlat... Seni ilk tanıdı- ğim zamanlar... Şey z8 dum. Halbuki şimdi. nediyor- | | | mazisinden, ma- | geldiği, | | — Bunü niçin merak ediyor - | n daima yanında- y , zevkimize baka- lım. Yetişmez mi bu.., Mes'ud de- Bil misin?. Evet... Çok mes'udum. Çün- kü seni daima yanımda görüyo- Arıyo: Çok alıştım-öna Meral! Bu netice Hayır, niçin mukadder ol - için ki, o alamaz- Hakaret istemem ana Meral! Hakaret değil ki hakikat! — Hakikati hakaret mânaşına kullanm: Baş eğiş: Peki Sert Ben onu cemiyetin çelme ta- düşürdüğü kuyudan, insanlı- e dürüstlüğün kulesine çı- karmak istedim. Muvaffak oldun mu?.. — Oldum ya! Ne sanıyorsun. Fakat aksi bir şey olduyaa yine siz yaptınız. Bu akşam çaylarına gittiğin insanların evinde kaç ta- ne namuslu kadın gördün Meral kağlından | | se idi. | su mücessem, doğru, mukadderdi Sers | EM HİKAYE al R yaT Fakat, yüreğimde ':._,—y yar: korku KŞ n değil rüm... ağım ne baktığım zan kalıyorum, anlı; ma bir endişe g*F LEİE £ EEBLE Senin kim- olduğunu istiyorum. Bunu söylemi yatını, hayatının bütün anlatmazsan beni sevdil namıyacağım. Beni hükmedeceğim... kim ol bu Seni sevci öğrenmek için neden üzülüyorsun? Sevgisi M mü?... e — Dinle... Viadmir, ’_’; « Vükiğ bunu w"" bulilükkör üme Anneni sevdin mmil.. şey sormıyacağım. GÖTÜ! ni r müddelt sonra soğuk bir tavırla Vladmir Dedi, Bu sözü söy de bir yeis ve keder Liya geri çekildi. bu adam kimdi? Çünkü bu kalbinde anlatılmaz bir sule getiriyordu. h (Devamı 7 inci ** atla! Onlar L—"'”r ti v de, karıları m.ıın” LM, de kocalarına — ihanet h Şu dünya üzerinde KAS ":'; Muslu insan bulabilirsi” gölk Parmakla sayabiliriz ” _,;ıll',- Sen bile bak. Kocanın Yi & dan istifade ederek aldın! Protesto sorağıtı — Rica ederim Se diklerini kulakların kocam evde ol di lırdım. Sen benim ©* şımsın!. — Doğru., fakat e'": olur mu?.. Şu d"'m,nr”" ren tesahüb edemez İçten konuşuş: yti — Ah, ne olur, 007 zaten.. Cehren cevab: çperk

Bu sayıdan diğer sayfalar: