19 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

19 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alevilerin Tanrısı İle Nasıl Tanıştım?.. r üzerinde Çük bir köy , İnekler ayni damin altında Oğlaklar, tavuk- Köyün ismi (Cebeli Bereket), “Upek meşhur... Buna da sehep, İltviler reisinin, yani tanrısının h'ıdı ikamet etmesidir ; ' Yitmi bin Alevinin tapındığı A adamın tabsili yoktur. Fakat zeki ve çok kurnazdır. *Âleviler tanrısı — Süleyni I Küzşidi, Lâzkiye komiserinin | tesadüfen gördüm İ Doğrusu, kendisini böyle ta - | ! Avur etmiyordum. Süleynan Ndi. külrengi bir elbise giy- (Ğ 8ti. Ayaklarında parlak sar: l İ “Pinler vardı. Güldükçe kalın İN daktarının arasından altın di- (4 görünüyordu. Başında kır - SN bir fes bulunuyordu. _,k , köyü ziyarete davet et- k '#mnuniyetle kabul ettim, Bu ( . bin metre yüksekteki H Dilmek için üç saat otomob Lİ “—ıue beygirle yolculuk yap- | lâzım geliyordu. ı Size evvelâ, Süleyman İğu Him olduğunu kısaca a F” On beş sene evveline gelin- kadar âdi bir köy çobanı Aralık hastalandı. Tabil hün. n lesirile sayıklıyordu. Kı Bu abuk sabuk sözleri hay- | [' dinliyorlar, her birinden bir| gıkarmağa çalışıyorlardı Mürşidin gözdelerinden biri çoban, biraz iyileşin- Peygamberden ilham 231 - Badema mucizeler göste- " söyledi. Artık küçük bir | | kenarındaki mezarlığı gi- | AÇ Mezarlardan birinin ayak | Yturuyor, kehanette bulu- | b Mücizeler gösteriyordu. —| lüler, ilk evvel aldırma- Ösun bu haline gülüyoc - Akat sonra?... Süleyman tirafına toplandılar... | an Mürşidin mucizele- ,” Sezdiği yerlerde, üzeri- İ dü taşlarda parlak izler '.;'41 Beyaz bir tülben - | çi “Uhdan Alinin — resmini ötdu. Yazın, güneşin en ’:' Yaktinde, yarden buz YU çıkartıyordu. azıl mi yapıyordi var mı?.. Şüp- —'Murılırııım altına fos- N“ı Tülbendin arka - Wöten Veya büyük bir ka - bu, civar en mahremlerden bi- | şlk Oyularak yapılan bir Bi h Ümüni Ai Üzerine küçük bir fe- | *Yordu. Fışkıran suyun | Va gi “Yelinden - konulduğu köylere y © yüzlerce Alevi, İN dar yolu — güçlükle Ütemadiye yüksi At yolda biraz dur - '.îıh." gelenler, tanrırın W Çi öpüyorlardı. O büne | biş G anlıyamadığın: bir Yeyler söylüyordu. | dü. Onün, biraz « | mu?. & Çıktık. Beton- Aleviler Tanrısı dan yapılmış bir evin önünde durduk. Kapı açıldı, beyazlara bü rTünmÜş bir düzüne hizmetçi dı- şarı firladı. - Çantalarımızı — aldı. Köy halkı etrafımızı sardı, Eş - raf (!) evlerine davet ediyorlar: — Bir acı kahvemizi olsun iç- mez misiniz?. Diyorlardı. *Süleyman Mürşid kocaman bir mendille mütemadiyen terini si iyordu. *ve girince hemen — sofraya o- turduk. Tavuk kızartması, koyun çevirmesi, ciğterli pilâv, peynir ve | karpuzdan ibaret olan akşam ye- meği tamam dört saat sürdü. n dört ka - rısı var, Fakat hâlâ güzel güzel kadınlar da: Mi (4 Gncti zahifeden devam) Sörmayın, dedi, hem de yak Bunları hırslı söylerken, dudaklarının bir tebessümün çi düm. — Arar, buluruz efendim, de- dim, onu temin ve teselli edici bir sözle avut. Sonra — Biraz oturmaz mısınız' Onda bu teklifi bekliyon hal sezdiğime o kadar sevindim ki, derhal, biraz evv. 1 oturdu - gum kanapenin karşısındakı kae napeye du, Ben de yerim Sişara puketimi çı « kardım. Ona uzattım. Memnuni- yetle bir sigara &ldı. Biz, — karşılıklı tüttürürken, tren ince va kıvrımlarında ndiğin gör- bir geçmiştir sigaralarımızı lerliyor- | velki üzüntü ve endişesinin yatışmağa vüztut- tuğunu farkadiyordum. Yavaşca sordum: — Yeşil mendilin sizin için bü- | yük bir hatırası var galiba? Gözlerini denizden ayırma iar. içini çekti. Bakışlarında, mariyı seyreden bir melâl vardı. Uzun kirpikleri hızlı hızlı inip kalkı - yorüd. Sigarasını dudaklarının kenarına yerleştirdi. Başını kaya doğru iterek cevap verdi Sizin için meraklı bir mevzu ylaşmak — için soruy hususl | Bacak bacak üstüne #tmıştı, Kısa eteğinin kapatamadığı ço - rapsız, yuvarlak ve penbe gül yaprağı rengindeki diz kapağına gözüm takılmıştı. Dalmışım., Tek- Di inü aradığım vakit geldik. Elile etekliğin kmoğe çalışarak g — Tebe hudutlar Sonra saçlarını, çapkın bir haş hareketi ile arkaya atarak ilâve etti: — Yeşil mendile karşı duydu. B#unuz alâka ve merakı gölgede bı rakacak yeni kaprisler bulmakta mahirşiniz. Ne cevap vereceğimi birden kes-| münüzün ne geniş v uhammed yediye kadar mül si Na O YEŞİL MENDİL | turdim, derim.. i, Göreceksiniz İstiklâle Kavuşacağız Süleyman Rüşdü saade ediyor diyor, sonra ilâve e- diyor : — Ben, tıpkı saf kaynaklar ara- yan hasta koyunlar gibiyim... *Süleyman Mürşid, son zaman- larda siyasi işlerle de uğraşmıya başlamış — Göreceksiniz, diyordu, pek yakında Alevilerle meskün yer- lerin istiklâlini istiyeceğiz ve mu- vaffak da olacağız. Lübnanlılara istiklâl verildikten sonra bize ni- çin verilmesin. Hakkımız - değil mi bu?. Buna bütün kuvvetimle çalışacağım. icab ederse..» | *Süleyman Mürşid sözünü ta- mamlamadı. Hiç şüphesiz «silâha da Müracaattar çekinmiyeceğiz.. demek istiyordu. *Son hâdiseler, bu y amlamıyor mu?, im kalan tiremi lmadınız., merak içindeyim.. Genç kadın, yerinde doğruldu çlarımı — göğsünün — üzerinde i. Boynunu hafifce bük- Bekliyorum, — Anlatayım, dedi, bu mendili nişanlım hediye etti, Tâ Paristen irmişti. Şimdi, o, Fransada tabsildedir. Kaybetmek az ma ü- züntü verir?.. idileşmeğe çalışarak teselli mendil.. Peki, şimdi anız?.. Bütün endişesinin gümiş oldu- | — Geçen gün Beyoğlunda bir vitrinde, o mendilin aynini göce düm. Onu alırım, — olur, biter, Nişanlım bir ay sonra izinle ge. lecek.. Yeşil mendili hâlâ muha- fazu ettiğimi görünce saadet du- yar. — Mehndilin doğişmiş olduğunu anlarsa.. Bir gün plâjdan dönerk n, trenin penceresinden rüzgâra kap- Tren Sirkeciye gelmişti rildik. ây- Aradan bir ay kadar geçmiş ti. Genç kadına bir gün Filorva düf ettim. Birbiri- Mizi görünce tanımıştık. Sordum: — Mendilin d Biştiğini nişanlı- nız anladı mi? Delişmen bir kahkaha attı: — Me kalmadı ki — Neden?, — Nişanlımı değiştirdim. REŞAD FEYZİ | e— FO Ertuğrul Sadi Tek| TİYATROSU Taksimde — | (Bu ge) (SEKİZİNCİ) Büyük komedi 4 perde Yakında: Büyük bir temsil hâdi li değiştirmeğe lüzum | tik (İNSAN MABUT) ANKARADA | Kar Altında Yapılan Maçlar Ankara 18 (Husust muhabiri - | en) — Havanın soğuk ve karlı sına rağmen bugünkü maçla- | rın ehemmiyeti karşısında 19 ma- yıs stadına oldukça kalabalık bir Futbol meraklısı toplanmış bulu - nuyorgdu. Bugünkü maçlar, Muzafferin! hakemliği altında Ankaragücü ile | Harbiye ve Demirspor ile Gençler birliği arasında idi. Günün ilk karşılaşmasını An- karagücü ile Harbiye takımları yaptılar İlk devreyi 1/1 beraberlikle bi- tiren takıma oyunun kinci yarı- sında Ankaragücünlün penaltıdan yaptığı ikinci göle Harbiyeliler de ayni suretle mukabele ederek beraberliği yine tmin ettiler. Va kat Ankaragücü kuyvetli rakibi- nekarşı faikiyetini arttırarak Ü- çüncü bir gol daha çıkarmakta gecikmedi ve maç ta nihayete ka- dar netice üzerinde bir değişiklik olmadan 3/2 Ankaragücünün ga- libiyetile bitti. İkinci karşıla; Demirspor - Gen idi, Gençlerbirliği daha Ük devn yaptığı iki göllük avantajını yine bu devrenin nihayetine kadar mu- hafaza edebildise de, Demirspor, Gençlerbirliğine nazaran — daha tempolu ve daha teknik bir oyun sistemi ile hi mağa ve ar ayı teşkil eden birliği maçı vatfak ol birliğinin lehine bitmek üzere i- | ken vaziyet bu suretle birdenbire değişerek 2/2 beraberlikle bitti. Oyunun ikinei yarısı başladığı vakit iki takım da kat'i neticeyi elde edebilmek için bütün bir yarısında bir gol daha üstünlüğü dular. Diğer taraftan Gençlerbirliği yedği bu üçüncü golü telâfi ede- bilmek için çok uğraşdıysa da, sıkı bir müdafaa sistemi tatbik eden Demirsporlular karşısında mu - | vaffak olamadı ve maç da 3/2 va- S P Şampiyona Maçları ?—SON TELGRA F — 19 | inci Kânuvr J93x ————— — — Ö R | TAKSİM CE Fenerbahçe 1-4 — Galatasaray Vefayı Saha O yuncular F Dün, futbol şampiyonası maç- larına, yağmurlu bir havada de- vam edildi. Sahalar tamamen ça- murlu (di ynanan maçlar araşında mühimmi Fenerbahçe stadında | yapılan ve Fenerbahçe ile Vefayı karşılaştıran müsabaka idi. Çok fena havaya rağmen 2000 kadar seyirci toplıyan bu maça Fenerbahçe şu kadro ile çıkmıştı: Hüsamettin - Yaşar, Lebib - Naci, Ayten, Reşad - Fikret, Ali Riza, Fikret, Esad, Şaban. Vefa takımı, son Topkapı ma« çındaki mücssif hâdiseler dolaş sile cezaya uğrayan üç oyuncu- sundan mahrum bir halde şu kad- ro ile oynuyardu: Ahmet - Orhan, Süleyman - Kenan, Lütfi, Şükrü - Adnan, Ab- duş, Hilmi, Zühtü, Hüseyin. Hakem: Ahmet Adem. Oyuna Fenerbahçelilerin hücu- mu ile başlandı. Yağan yağmura ve vıcık vicik sahaya rağimen Sarı Lâciverdliler vaziyete kolaylıkla âkim oldular ve Vofa kalesini at sahanın hali top gü irdiği için Vefa müdafaası bilhassa sağdan inen Fener akın! n sayı ile neti- | celenmesine müni olabiliyor. | Vefa kalesinin gittikçe darla - şan bir tazyike maruz kaldığı sı- ralarda — Fe hücur hattının | rda hiç görülmiyen bir | muvaflakiyetle çalışlığını — görü- | yoruz. Sağaçık Fikret Vefanın gol bini tamamen flak olduğu gibi E- & tâbi bir halde oy- dâ ay zamanlat f ü görülüyo: atak ve e yorlar -— ae e Gençlerbirliğimin — gölleri —ilk dakikasında Ali | inci dakikasında Sadık yap- Derisporun gollerini de, ilk dev- venin 35 inci dakikasında bir kafa vuruşu ile Fethi ve 42 inci daki- kasında İbrahim ve ikinci hafta- ziyetini muhafaza ederek D sporun galibiyeti ile nihayetlendi. | yımın 62 inci dakikasında Zeki enfes bir kulfa vuruşu ile yaptılar. | en | Yendi Çok Çamur Olduğundan| taYoruluyorlardı, 31 inci dakika: Vefa kalesini çok sıkıştıöe anlardayız. Sağaçık Fikret yıdırım gibi bir inişle kı leye süzüldü. Çapraz vaziyetine rağmen isabetli bir şüt çekti. Top kaleci plonjon yaptığı halde mu:- kabil köşede ağlara takıldı. 10 galib vaziyete geçen Fener- liler daha sıkı hücumlar yapıyor- lar. 37 inci dakikada yine sağaçık Fikret, ayni akışla ayni vaziyete girdi ve 2 inci golü çıkardı. 3 da- kika sonra da orta muhacim Fik- Tet takımının üçüncü gölünü çı- karıyordu. Birinci devre bu şekil- de 3-0 Fenerlilerin tehine bit İKİNCİ DEVRE İkinci devreye Vefalılar azim- kâr bir hücumla başladılar. Bu hücumun devam eltiği ilk daki- kalarda Fenerbahçe aleyhine bir frikik verildi. Vefanın orta mu- avini Lâtif 25 metreden sıkı bir şütle topu ağlara taktı. Fenerliler vaziyeti — tehlikeye sokmamak için bütün gayretlerile gçabalıyorlar. Herşeye rağımen va- kurtarmak istiyen Vefalı- ların sert şarplara — başladıkları görülüyor Hakem birkaç ceza kararı ver- di. Fakat en sonra Vefalh Sulhi- nin attığı bir tekmeye Fenerli Na- cinin mukabele etmesi üzerine her ikisini de oyundan çıkardı ve bu hareket kasdi hataların önüne Beçti. Oyuün zaman zaman mütevazin fakat daha ziyade Fenerlilerin te- sirine tâbi olarak inkişaf ediyor. 25 inci dakikada Fikret, 18 çizgisi içinden şıkı bir şütle takımının dördüncü golünü çıkardı. Vefalı- lar bundan sonra neticenin taay- | yün- eti olduğunu — anladıla Fazla gol yememek için müdafa- aya çekildiler, Oyun da bu netice ile bitti. Maçı &-1 kazanan Fenerliler iyi bir oyun çıkı açık Fikret, takımınıü uzun za « mandanberi aksayan bu nokla « sında en ehil oyuncu olduğunu gösterdi. Esadın hücum hattında tecrü- besi müsbet bir netice vermiş sa- yılabilir Bilhassa sağ- | | | İ | cede oyun Süle ymani- yeyi 4-0 Yendi Kadıköy ve Şeref stadlarına nae zaran havanın yağmurlu ve - mürlü olmasından dolayı daha — bir vaziyette — olan Taksim, — dında da Galatasaray Süley « maniye maçı yapıldı. Hakem Ad- nan Akın idi, Sahâ çok bozuk ve çamurlu idi. Oyun doksan daki- | ka sürdü. Yağmur mütemadiyen — yağıyordu. Maç Galatasarayın güe | cumile başladı. Daha ilk dakika- — da futbolcular çok müşkül vazi- yette kalmağa başladılar. Oyu - nun sonuna doğru enuzun Vürü- lan top beş metreden fazla git - miyordu. Çocuklar çok yorul - muşlardı. Neticede maç 4 - 0 Ga- latasarayın galebesile bitti. Beşiktaş: 5 - Topkapı:0 Beşiktaş - Topkapı takımları da Şeref stadında karşılaştılar. Ha « kem Halid Galib idi. Oyuna Be- aşın hücumile başlandı. Be - taş hâkim oynuyordu. Beşik- taş Hakkının ayağile bir penaltı kaçırmış olmasına rağmen netice & - 0 Beşiktaşın galibiyetile bitti. Beykoz: 7 Hilâl 1 Şeref stadında karşılaşan Boy- köz - Hilâl arasındaki maça İzzet Muhiddinin hakemliği ile baş - landı. Hilâl müdafas hattı zayıf idi. Beykoz hâkim oynuyordu Ü- çüncü dakikada İlk golü” yaptı Goöller birbirini takib etti. Neti - -1 Beyk etile bitti. ozluların ga- Hibk, 1940 Olimpiyadı 1940 yılında, Holandada Hel - sinki şehrinde verilecek Olim - piyad oyunlarına iştirak edecek- hi şimdiden bildiren millet - ler: Danimarka, İngiltere, — Norveç, 4, Ro &, İsviçro, Belçiki - ve Kost: Amucası Ve Teyzesi de Mehküm Edi'diler (8 inci sahifeden devam) Katil çocuk, Almanyadan na - | ilsa kaçmış; amcasının — yanına | gelmiye muvaffak olmuştu. Pran- sada ikamet için zabılaya müra- caat ve bir tezkere almıya moc- burdu. Teşrinlevvel iptidasında hem - sinden aldığı bir mektupta a- e bir kampa gönderildikleri- kaldıkları; ) bar edildikle- ri yazılmıştı. Çocuk, bu mektübu okuyumca ailesinin ve dindaşlarını muint almıya karar diği paralarla bi satın almış Amlanya - sofareti gitmiştir. Bir mektup — getirdiği bahanesile Von Raht'ın kabinesi- he girmiş. Birşey söylemeden ü- atoş etmiştir, Mösyö Klavel ayı bu süretle hulâsa ettik- mra, maznun mevkiinde 0- turan amca ile teyze sorguy kilmiştir. Jüri heyeti, amca 1 intika» ş ve bi- | Tövolver keme reisi, Bilmecede Hediye Kazananlar Geçen hafta — neşrettiğimiz — birinci çocuk bilmecesinin — neticesini bugün bildiriyoruz. Doğru cevab şudur; — | Atatürkün çocukken taşıdığı ilk ie- mi Muslafa idi. Doğru çevab verenler arasında çe- len kur'a neticesinde kazamanlar ve a- dacakları bediyeler aşağıda yazılmış - tar. Hediyelerimizi bu okuyucularımız önümüzdeki cumartesi zünü İdareha- nemize gelerek alabilirler, Gazetede — kazananlar kimlerini güstermek ve Isbat etmek kâfidir. Birlnci: Maçka Örner Rüytünaşa so- kak Mebrure, ikinci: Ortaköy Dere - boyu Makbüle, ücüncü Suttanahmed, Akbıyık Ahmed Nadir, dördüncü An- | Kkara Yenlşehir. Güzin İclâl, beşinci Ankara İstasyon caddesi Namık Atıf. BİRER FTOĞRAF ALBÜMÜ KA - ZANANLAR: Fatih 40 mer Ülk okul 130 Bürhan Cakmak, Büyükdere Duvarcısokak 19 numarada Nobahet, Kumkapı orla - kul E - 3 den 1080 Vefik Köscoğlu, Galata Şair Ziyapaşa caddesi N. Özda- | ma, İslanbul 48 inci ilk okul sanıf £ « A dan Semih. BİRER BOYA TAKIMI KAZA - NANLAR: Beyazıd elektrik Mdaresi şebeke kıs- munda Hasan Altındal, Kadıköy Gazl flk okulu 3 üncü sıuflan 143 mumaralı Ayten, P. T. T, memuru Muzaller Sağ-| Tamoğlu, Eyüb orla okulu R - $ den 486 F, Pusat, Cağaloğlu orla okulu 183 Ali Sağlam. BİRER HATIRA DEFTERİ KAZA- çocuğu sakladıkları için dörder ay hapse ve 100 er frank para ce- zasına mahküm etmil; NANLAR: | Aksaray Haseki caddesi 30 numara- da Muollâ, Aksaray Cakırafa eestkat Eski Devirlerde Gürüm ve Cezalar 45 inci sahifeden devam) Harp esnasında çasusluk yaşpan lar derhal divanı harbe verili kurşuna dizilir. Siyamda celâdlar, mahkümla- rın kafalarını satırla keserler Antil adalarında hırsızlar, çok içki için halkı rahatsız edenlerin | ayakları veya boyunları tahtadan kalın bir halkaya geçirilir, urmu- mi sokaklarda halka teşhir olu - nur. İngilterede idam mahkümi iple asılır. Vaktile İranda, yankesiciler a- di hırsızlar f İ Bunlar, tabanlarına vurular be- | şinci değnekte bağırmıya baş'are lar, yirmincisinde de bayılırlar- dı. Majeste Şah Pehlevi, bu >e« | zayı kaldırmıştır. ve | Beykez kundura fabrikası işletme h- munda Avmt Oral, 44 üncü lik okul be- | sinci sınıflan Kemal Adalı kuz Müdeüm. | BİRER DESTE KURSUN KALEM | KAZANANLAR: Beyazıd Yahnikapsn sokak — Perlev Önalan, Sallanahmed. Nakilbend so - | kak 48 numarada İbrahim, Beyağlu A-| #acamli Sakmağacı caddesi Zeki Gür- sün, Palih Büyükkaraman caddesi Mu- vad Noyan, Besiktaş 1K inet Wik skul 207 mumaralı Ayhan Taşgi, Yirmi beşliselden ellinciye kadar bi. ver artisi kartı Kazanan okuyucuları- | Mt hediyesi posta ile adreslerine | İtalya İstilâsından Daha Fena İmiş (4 üneti sahifeden devam) İtalyanlar ve Almanlar harb başladığı zaman bizim kuvuçtl bir bükümetimiz olmadığı zaman- ların hâdiselerini büyütmüşler - di. İtalya bundan sonra Almar. - yanin elinde alettir. Bir kec manlar. Brener geçidini belki Veronaya kadar inmek “«- tiyeceklerdir. aşa: Eğer İspanya harbi 1939 senesi temmuzuna kadar halledilmezse bunun nlarak dünyada kolayca bir karışıklık çıkacağını eticesi zannediyorum. Bazılarının düşün- düğünün aksine olarak bizim ar- zumuüz ise bunun değildir. Doktor Negrin Kanarya ada « larında muz yetiştirerek satan bir adamın oğlu imiş. İstiklâl caddesinde Şehir Tiyatrosu böyle olması Komedi kısmı Buakşem 2040 da

Bu sayıdan diğer sayfalar: