18 Nisan 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

18 Nisan 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞİŞLİ MEYDANININ | BUGÜNKÜ HALİ tevsi edileceğini gazetelerde Ş okuyunca sevindim. Geçen gün Şişliden Mecidiye köyüne doğru yürüdüm. Bildiğimiz Şişli, eskiden daha mı mamurdu?.. Şim- di harab mı oldu?. Yoksa yine böyle mi idi?. Bilmiyorum.. Yal- nız, Şişli meydanının çok fena ol- duğünü gördüm. Hele, Mecidiye köyüne giden yol nekadar fena. Mecidiyeköy asfaltına kadar ta- mamen bozuktur.. Şişli ve bu civarın biran evvel | ıslahı nekadar isabetli bir hareket olacaktır. NİSDE MÜSABAKALARA BAŞLANDI; HAYIRLISI... işli meydanının tanzim ve Niste beynelmilel binicilik mü- sabakaları başladı. Gelen haber- ler bizi sevindirecek mahiyettedir. Kuvvetli Türk ekipi ilk müsaba- kada kendisini göstermiştir. Po - latkan üçüncü gelmiş, ekipimiz dört mükâfat kazanmıştır. İnşallah bu yıl da birincilikler göreceğiz. Haydi arslanlar.. GÜREŞCERİ YARIDA BIRAKAN MUHARRİR Bizim M. Sami Karayel odaya girdi. Fevkalâde asabi idi. Sor - dük: — Ne oldu hoca.. Sami güreş meraklısı ve müte- haasısıdır. Bir arkadaş: — Yoksş pehlivanlar yenildi mi, dedi.. — Hayır. Yenilmedi. Maç ya- rıda kaldı. , — Hangi maç bu?. — Bir gazetede peblivanları gü- reştiriyorduk. Sıra parsa toplama- a geldi.. Baktık birşey yok.. Gü- reşleri yarıda bıraktık.. MAYMUNLAR DA PARANIN ——— İLKBAHARI HİÇ SEVMİYEN İNSANLAR İlkbahar — ve — sıcaklar — se- vilmez mi?, İki üç gündür bü - tün İstanbullular kır'ara dökül - dü. Fakat, ilkbaharı ve yazı sev- miyenler de varmış. Dün, bir ga- zetede okudum. Bar artistleri hiç memnun değillermiş. Çünkü, ma- lüm ya, yaz gelince bar müşte - rileri dağılır; herkes bara değil. açık havalı yerlere gider. Biraz sonra da plöjlara gidecekler. Zavallı bar artistleri. Baharın zevki ve güzelliği onlara nekadar acı ve manasız geliyor. KIYMETİNİ ANLAMIŞLAR Amerikada maymunlar da pa- ranın kıymetini anlamağa başla- mışlar,. Maymunlar araba ile yük taşıyarak mukabilinde para alıyor ve bununla yiyecek, içecek teda- tik ediyorlarmış.. Demek ki onlar da mide için uğraşıyorlar.. Peki insanlardan ne farkları kaldı? Za- ten, insanların maymunlardan gel- me olduğu iddia olun muyor mu?, Demek, neredeyse, bugün yarın maymunlar apartıman yaptırma- Ba da başlıyacaklar.. HOLİVUDUN EN MES'UD ÇİFTİ KİMLERMİŞ?. Holivudda en mes'ud çift Li Damita ile kocası Erol imiş. Bun- ların garib bir izdivaç - tarihleri var. Bir gün Erol Lili Damita ile dans etmek istemiş.. Fakat, genç kız reddetmiş. Buna, — delikanlı içerlemiş.. Kızın daha ziyade üs- | tüne düşmüş.. Bir izzeti nefis me- selesi yapmış.. Nihayot bu asabi- yet izdivaçla neticelenmiş.. İyi ki, danş teklifi reddedilmiş., Çünkü, reddedilmemiş - olsaydı, kim bilir, ne olurdu. Muhakkak ki,| izdivaç olmaz, belki de bir macera olurdu. AHMED RAUF I KÜÇÜK HABERLER *& Vali ve Belediye reisi Lütfi Kırdar Belediyeler Bankasından , yapılacak beş milyonluk istikraz mukavelesini imzalamak üzere bu “akşarm Ankaraya gidecektir. * Yerli kumaşlara İngiliz dam- 'gaği vurularak, yüksek fiatla sa- *tildiği tahakkuk etmiştir. Tahki- K&t dörinleştirilmektedir. W Fatihde ilk okula aid bina - larda bir de orta okul açılacaktır. * Emirgân rıhtımının tamirine başlanmıştır. * Belediye kooperatit hesab- larını tetkik eden heyet koopera- tife barçlu olanların malümatına ' Jmüracaat etmektedirler. * Bebek - İstinye yolunda is- timlâklere devam edilmektedir Hayri ve Nezihe isminde iki kişiye nid yalılar da istimlâkx edilmiştir. * Ploryada yapılacak hüyük gazino Belediye tarafınddan 64,032 Hraya ihale edilmiştir. İnşaat üç ayda bitecektir. Tavuk İhracatı Yasak Değil Yumurta istihsalimizin endişe- sile memleketimizden hariç yer- lere gönderilecek tavukların ih- racatının men'i henüz tetkik o - lunmaktadır. Bir gazete; kat'i men kararının verilmiş olduğunu yazmışsa da bu doğru değildir. Diğer taraftan öğ- zendiğimize göre — Almanyadaki | 'Türk ticaret odası alâkadarlara bir mektüb göndermiştir. . Bunda; yapılan tetkikata naza- ran tavuk ihracatının yumurta is- tihsaline tesir yapmaktan uzak ol- duğu; bilâkis köylülerimizin bu yeni kazanç membama sarılarak tavuk yetiştiriciliğine büyük bir ehemmiyet verecekleri kanaati iz- har olunmuştur. Şimdi; İktısad Vekâleti vaziyeti tetkik ettirmektedir. Yakında bir karar verilecektir, sokulmamalarını tamim etmiştir. Erganı istikraz Tahvilleri Koponların Tediyesina) Başlamak Emri Geld İkramiyeli ve yüzde beş faizli Ergani istikraz tahvilierinin A, B, ve O kuponlarının tediyesine ba; lanacaktır. Tediyatın bugün ya - pilması - mühtemeldir. — Tediyat, Merkez ve İş bankaları yubelerile bankaların bulunmadığı yericrde mal sandıkları tarafından yapıla- caktır. Bu istikraza a11 bir numa- ralı kopunlar, 15 nisandan itibaren! Müruru zamana uğramış addedi- ' lecektir. | SON KEŞİDEDE KAZANANLAR İkramiyeli yüzde beş faizli 1933 Ergani istikrazı tahvillerinin Ma- liye Vekâleti, Merkes Bankası ve diğer bankalar mümessillerile no- ter huzurunda yapılan on ikinci ikramiye ve altıncı amorti keşt « desinde: 121313 numaraya 30.000,— lira nsTe » 15000,— » 11920 » 3000— » 150480 —» 3000.— » 169992 —» 3000— » 62738 » 900— » 64636 —» N— » 70858 —» 900— » 164292 —» 909— » 198295 —» 90— » Ve ayrıca 280 tahvile kırkar lira ikramiye ve 6.200 tahvile de amor- ti isabet etmiştir. Ağzı Açık Kuyular Kapatılacak Fatih, Aksaray, Çapa arasında- ki yangın yerlerinde halen ka - patılmamış yüzlerce kuyu vardır. Etraf ve üzerleri mevsim dolayı- sile yeşil otlarla örtülü olan bu kuyulara, her gün, çocuk ve hay- vanlar düşerek kazalar vuku bulmaktadır. Yapılan ihbarlar üzerine Bele- diye alâkadarlara gönderdiği e- mirde bu gibi ağzı açık kuyuların biran önce kapatılmalarını, ve bu gibi tehlikeli yerlere çocukların KISA POLİS HABERLERİ v Sabıkalı esrar satıcılarından Dimitri oğlu Koçonun ve karısı Çiçeğin esrar sattıkları haber 2- lınmış, evlerinde yapılan arama neticesinde yarım kilo esrar bu- lunmuştur. * Hasırcılarda şaat - tamircisi Cemal bir saat yüzünden çıkan kavga neticesindeHüsnü adında birini bıçakla boynundan yara - lamıştır * İhsafı oğlu Kemal ile kardeşi Talât Erenköyünde” Kâzımın bir kaç çuval çimentosuru çaldıkla - rından yakalanarak ariliyeye ve - rilmişlerdir. ee e aamaarmar mr ea 23 Nisan Çocuk Bayramı Bayram yaklaşıyor. Şimdi- den yavrularımızın hazırlık - larını yaparsak çocuklarımız Bayramı daha neş'li geçirirler. — < Tarihbi Romanı No. 54 Bütün ümidi, İspanyayı par - ı mağında çeviren rahipte idi, Fer- nandonun dağa kaçtığı muhak- kaktı: Maryana da dağa kaçmağa ve rahibi bulmağa karar vermiş- lisi İşbilyede bir küçük ev- çok kadınlarla beraber hap- i. Maryana bu evden ko- layca kaçabileceğini sanmıştı. Bir gece nasilka eline bir hançer ge- çirdi. Yavaşca kapıya indi. Kapı- nın önünde bir Arab nöbetcisi du- Tüyordu. Ortalık o kadar karanlıktı ki, göz gözü görmüyordu. Sokakta kimseler yoktu. Diğer mahpuslar Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Yazan: CELAL CENGIZ uykuya dalmışlardı. Maryana yavaşca kapıyı açtı. Nöbetcinin ensesine elindeki han- çeri sapladı. Nöbetci nefes alma- dan yere düştü.. Ve Maryana bu suretle evden kaçtı. O, dağa giden gizli yolları biliyordu. Derhal ba- şını örterek şehir kenarına çıktı. Büyük bir taşın altına girdi. Burada sindi. Sabaha kadar taşın oyuğu içinde yattı. Sabahleyin artalık ağarmağa başlayınca, gözlerini açtı.. Gizli yolu buldu ve buradan yola dü- züldü.. Kayalık sırtları tırmana Oysu ki, Tarık Bin Zeyyad, İş- bilyeden ayrılırken Elhârise bu dağın gizli yollarının plânını ver- miş ve dağı işgal etmesini de giz- lice emretmişti. Elhârıs yerlilere duyurmadan bu gizli yollardan dağa asker gön- dermiş, bütün ormanı başlan ba- şa taratmağa başlamıştı. Maryananın — bundan — haberi yoktu. O, büyük bir huzur ve em- niyet içinde dağa çıkıyor ve orada papas Fernandoyu bulacağını u- muyordu. Dağdaki kayalıklardan geçer- ken, birdenbire karşısına çıkan bir Arab nöbetcisi, Maryananın bü- tün plânlarını alt üst etmişti. Nö- betci, yerde bir timsah gibi sürü- nerek ilerliyen kadını gördü. — Dur... Diye bağırdı. Ve elindeki gar- gisini uzatarak ilâve etti; — Kımıldama karnını deşerim P OLLS Ve.. Mah Sarıyer Belediye ihtilâsı İhtilâs suretile zimmetlerine pa- ra geçirmekten suçlu Sarıyer be- lediyesi eski muhaset ecisi Enver ile, varidat kâtibi Er/sin muha- kemelerine dün de Ağırcezada de- vem edildi, Dünkü celsede, Sarıyer mal mü- dürü vekili Sadreddin şahid sıfa: tile sorguya çekildi. Bu şahidden, davaya mevzu olan çekler hakkın-ı da bazı sualler soruldu. Sonra müddelumumi şu iddiada bulun- dut , İhtilâsın zimmete para geçirme suçu 933 ve 34 senelerin de vukua gelmiştir. Suçlulardan Emin, 1930 senesinde varidat kâ- tibi sıfatile Sarıyer Belediye mu- hasebeciliğinde vazife görmüş ve 934 senesi nihayetlerinde muha - sebeci Enverin Üsküvar muhase- beciliğine tayin edilmesi hasebile, kendisi de Sarıyer belediyesi mu- hasebeciliğine asaleten — getiril - | miştir. Enverin muhasebeciliği za-| manında, varidak kâtibi — olarak vazife gören Emin, muhtelif ta - rihlerde 1741 lırayı ihi'lâs sure - tile zimmetine geçirmiştir. Evrak arasında bulunan ve bu * hususta, ehli vukuf sifetile tah- | kikat yapmış olan zatın kanaati her nekadar zimmete peçirilen pa-| ranın ihtilâsen olmayıp, âdi zim- met mahiyetinde bulunduğu yo - Tunda İse de, gene tahkikat safaha-: tına ve ehli vukuf raporunda ya- zılt olduğu gibi, Emin zimmetine | geçirmiş olduğu paranın meydana gıkmamasını temin muksadile her ay. müuhaşebenin vermiş olduğu hesab hulâsaları cetveilerine çek- miş olduğu parayı aynen yazmış, varidat ve masrafları mütevazin | bir şekilde göstermiş fakat zimme- tinde kalmış olan parayı defteri mahsuylarına kaydetmemek su - retile, zimmeti gizlemiştir. « Hâdisenin izah ettiğlimiz şe- kilde cereyan ettiği Eminin açık ikrârı, âmme şahidlerınin ifade - leri. tahkikat evrakı münderecatı fle anlaşılmıştır. Suçlunun hare - keti, ceza kanunumuzun 203 ve 80 ninci maddelerine "ygun oldu- ğundan bu maddelere göre ceza- sının kesilmesini istecm. Diğer maznun Enverin bü ihti- Vââ suçunda iştiraki o'duğuna da- ir delil tesbit edilememiş ve vazi- fesini suiisijmal ettiği anlaşılar mışlır. Ancak, kendis'ne ald vazi- feyi Eminin yapmasına müsaade ettiği gibi, Emin tarafından yapı- lan muameleleri de n ç bir suretle kontrol etmediği <ova itimadım vardı» yolundaki açık ikrarı ile sabit olmuştur. Bu itibla Enve- rin de 204 üncü — maddeye göre tecziyesini taleb ederim. Duruşma karar vernek için 20 nisana bırakıldı. | | | | den bırakmamıştı.. Bir an içinde itade ve cesaretini toplıyarak, hançerini koynuna koydu. —Baen bir zavallı anayım.. Ço- cuğumu arıyorum. Sakın bana kıyma! Diye ağlamıya başladı. Nöbetel sordu: — Çocuğun dağda ne Işi var? — Onu buralara kaçırmışlar.. — Sen buraya nasıl gelebildin? Demek ki, gizli yolu sen de bili - yorsun? — Önüme bir yol çıktı.. Uzak- 'tan bir çocuk zesi duydum.. Bura- lara, tırmandım. — Dağda atmacalardan ve Arab nöbetcilerinden başka kimse yok- tur, Haydi, doğrusunu söyle.. Bu- raya seni kim gönderdi? — Çocuğumu arıyorum.. Allah şahidimdir.. Bana merhamat et! Bu adam, Elhârisin sadık ve cesur muhafızlarındandı. Genç kadının yüzüne dikkatle baktı. O, şefkatli bir anadan / ziy: ö eli .B kcmeler Sandıkda Altmış Bir Altın Birinci sulh ceza — reisi, suçlu Hüseyni işaret ederek, Hanifeye: — Hanım, dedi. Şu yeğenin - lacak zat şeytana uymuş, bir ca - hillik etmiş. Davandan vaz geç, onu affet, sizi barıştırayım. Bayan Hanife hâkimin bu tek- lifini kabul etmedi: — Olmaz, bay hükim, olmaz. de- di. Onunla kat'iyyen barışamam, onu affedemem. O vicdansız, ahir| ömrümde, benim günlerce, ay - larca aç kalmama, sürünmeme se- bebiyet verdi; Allahtan — dileğim şudur ki: O da hem bu dünyada hem de ökür dünyada müstahak olduğu cezayı çtksin!.. Kadın ölkeli nazarlarla Hüseyine baktı, — Bu çocuğu eskiden nekadar çok severdim, bilmezsiniz bay hâ-, kim! Üzerine titrerdim onun.. Bir günlük hasretine bile dayanamaz, kendisini göremediğim günü bü- 'Yük bir üzüntyü ve merak içinde geçirirdim: suşlur Yerli Mallar Sergisi Bu Sene Hazır'ığa Biray Evvelden Başlanacak | 11 inci yerlimallar — sergisinin | bu sene de açılmasına karar ve - rildiğini yazmıştık. Mulüm olduğu üzere geçen sene 10 uncu yerli mallar sergisi açılırken söylenen nutuklarda bu sergin'n enuncu ve sonuncu olduğu tasrih edilmişti. | Milli sanayi birliği uzun tered-! düdlerden sonra, sergi sarayı ya- pilinciya kadar yörli mallar ser- gisinden vaz geçilmemesine ka - şar vermiş bulunmaktadır. Sergi bu sene, 28 ağustosta açı « hp 10 eylül akşamı kapanacaktır. Milli sanayi birliği, ba hafta için- de bir toplantı yaparak serginin | esas hatları üzerinde görüşgeektir.| Bu seneki yerli mallar sergisi yine Galatasaray lises'nde açıla - cağından Ticaret Vekâleti, mek - teb dahilinde icabeden inşaata bir ay evvelsinden başlarmasını temin maksadile Maarif Vekâletine mü- racaat etmiştir. Diğer taraftan, Ticsret ve İk- tısad Vekâletleri, şehrimizde bit «sergi sarayır inşası İçin müşte- rek etüdlere başlamıştır. Sergi sarayı yeri kat'? surettc tesbit e- dildikten sonra, inşaats, imar büt- çesl fasıllarından olmak Üzere Be- — Acaba Hüseyin bugün neden gelmedi? — Çocuğa bir şey rat oldu? — Başına bir felâket mi geldi? — Hatsalandı mı? İşte beyim, canım kadar sevdi- ğim bu adam, bana hiç düşünme- den, zerre kadar vicden azabı duy- madan, Allahından — korkmadan, Peygamberinden utenmadan bu | fenalığı yaptı. Bir gün sokakta bulunduğum bir sırada Hüseyin, evime gelip, içinde para bulunan küç/k san - dığımı kırıyor ve içindeki Gi altın lirayı alarak gidiyor. Kadın sustu, derin derin içini çekti, sonra sözüne devam etti: — Bu para, nur içinde yatsın, efendimden kalmıştı. Daha fazla idi amma, her ay laşem' temin için ikişer, üçer bozdurduğumdan — bu kadar kalmıştı. Hâdise ($ nü evime döndüğüm zaman, sandığın kırıldığını ve pa- Tamın çalındığını görünce, aklım başımdan gitti. Derhal karakola köştum, komisere ağlıyarak me - seleyi anlattım. Tahkikata baş - landı. Aradan bir iki ay geçtikten son-| ra, bir gün bu hırsızlığı yapanın yeğenim Hüseyin olduğu anlaşıl- dı. Hüseyin, sandığırıdan parayı çaldıktan sanra, Emin ısminde bir arkadaşı ile Bursaya; satmak için öte beri almağa gidiyorlar, Oradan bir iki çuval sabun, bikaç teneke zeytiny: iç beş teneke peynir 've 50 kilo kıdıı da fasulya geti- riyorlar. Fakat İstanbulda bunları satmadan, mal henüz — ambarda iken Hüseyin, şüphe üzerine kara- kola götürülüyor ve ocada sorgu- ya çekildiği zaman, suçunu ikrar — -— ——— ——— ——”— — ——— —— — bakışlı canavara benziyordu. Yas nma söküldü: —BSeni burada geberimek va- zifemdir.. Fakat, böyle bir dağın tepesinde ayağıma gelen senin gibi| bir kuşu kolay kolay elimden ka- çırmak istemem. Kargısını yere biraktı.. kadını, aylardanberi oşinden ay- rılmiş bir sırtlan ihtirasile kucak- ladr — Ne güzel saçların, ne iri göz- lerin var! Söyle bakayım, kimi arıyorsun burada..? — Hakikati söyledim.. Çocu - Bumu arıyorum... Onu buraya ka- çırdılar, — Yalan söylüyorsun!. — Ben yalan söylemesini bil - mem, Ve nöbetçinin dizlerine sarıla- rak: — Hoydi bana çocuğumu bul! Diye yalvarmağa başladı. Dağ nöbetçisi yavaş yavaş yu- Blimyip Griyseda, (Öç Eelülles. Ve genç lediyece de yardım edilecektir. Madam Atina Kefaletle Bırakıldı 600 Lira Kefalet Akçesi Derhal Tediye Edildi | , Randevuculuk ve döviz kaçak - | Çılığı süçile adliyeye verilmiş o - lan ve randevuculuktan — asliye 2 inci cezada muhakemesine de - | vam olunan Madam Atina, Katina, ve Zizi ile Marikanın muhake - melerine dün de devamı olunmuş- tur. Madam Atinanın — vekili Şadi Rıza dünkü celsede tahliye tale - binde bulunmuş ve ve bu taleb ka-| bul olunarak Atinanın 600 lira ke- faletle tahliyesi muvafık görül - müştür. Bu kefalet hemen veril- | diğinden suçlu kadın dün akşam tahliye olunmuştür. Diğer mazmunlar esasen serbest| bulunmaktadırlar, Mühakeme ba- zi hosusatın tetkik için talik o - dunmuştur. İnkılâb Dersleri | Üniversitedeki inkılâb dersleri mayısın 1 inde kesilerek 14 ünde imtihanlara başlanacaktır. ediyor.. Muhakeme 20 nisara bırakıldı.. M. HİCRET geldiği gündenberi bu kadar gü- zel bir kadınla karşılaşmamıştı.. Tekrar boynuna sarıldı. Kolları « tun bütün kuvvetile genç kadını sıkıp sevmeğe başladı. : PHarp mizisil Yazan: Almed Şük! Polonya ile İngiltere' karşılıklı yardım mukaVfğ » giltere ile Fransa manyü'ya ve Yunanisi garantiye rağmen, mil letlerile demokrat deViF) sındaki münasebetler İ raz daha gerginleşmektir E | manya'nın ve İtalya'nın BÜ &ağ| liz teşebbüsüne karşı nf bele edecekleri malün Fakat Hitler'in ve ellerini kollarını bağl giltere'nin otoriter devl şı bir ittifak şebekesi ” 1 seyirci kalacakları şüphtği iki taraf da çıkmaz İÇİ bulunuyor. İngiltere hi faatlerinin korunması bir tedbire müracaat eli buriyetindedir. Küçük İtalya ve Almanya taraf! rilen teminata rağmen, & lerini tehlikede — gürdük İ İngilterenin uzattığı eli | mecburiyetindedirler. ve İtalya da maksad ve SÖR Ü olursa olsun, etraflarınd fak şebekesinin kurulm Bi olmak mecburiyetind bütün alâkadarların hakli | böyle zamanlarda enteff münasebetler tehlikesi lan fâsid bir daire bulunuyor. Amerika Cumhurreisi bu münasebetleri fâsid d den kurtarmak içindir ö? hale etmiştir. Cumhurreli evvel Hitler ve Musolini derdiği bir mesajda be! Şşu suali sormaktadır: — Aşağıda ismi yıub letlerden hiç birinin topr veya müstemlekelerine | kuvvetlerinizin taarruz € ğine dair teminat vermei" mısınız?. Ruzvelt, bundan sonra | Avrupa ve yakır şark deVj nin isimlerini saymaktadi! velt'in bu teşebbüsünde ÖY tirme yoldan yürüyüş ancak Amerikanvari tabiri” landırilabilir. Böyle bir M#) lenin lüzumunu ilham bebler belki de bizim gö imizden daha derin ve Ğ likelidir. Filhakika son bli içinde garbi Akdenizden yiç haberler gelmöğe başllf Cenubi Fransa'da askeri HF lardari bahsediliyor. İngili Cebelüttârık boğazında tiyat tedbirleri bakkında h geliyor. Alman — donaniif mıntakzya doğru hareket tir, Tanca'ya karşı bir haft şüphe edilmektedir. İnsarli diseler üzerine hâkim ikefle hâdiseler insanlar üzerine ) olmağa başlamıştır. Hiçbir * vetin mukavemet etmeğe P dir olmadığı müthiş bir nüyor. Ve dünyayı bir d meş'um âkıbete doğru si İşte Ruzvelt efsanevi bif ” Tük gibi. bu çarkı tersine için kuvvetli kollarını uzat” | lunuyor. Muvaffak olacak mı? Frâf” İngiltere Ruzvelt'in teklifi hal kabul etmişlerdir. mesele, teklifin Almanya Vöj ya hükümetleri tarafından edilmesidir. & Son sözü söylemek | Marya, nöbeçtiyi vurmak için fırsat arıyordu. Bir aralık nöbet- çinin yere uzandığını gördü.. Bir anda koynundan hançerini çeke- rek askerin göğsüne sapladı. — İşte ben, buraya bunun için Bgelmiştim.. Haydi şimdi sen bana hesab ver: Fernando'yu gördün mü? Nöbetçinin başı birdenbire o - muzlarının üstüne devrildi. Göz- leri kapandı: — Görmedim... Fakat, üh çik- tığını duydum... Diye mırıldandı. Maryana hançerini nöbetçinin etağine silerek tekrar koynuna koydu: devletler azıcık düşül Herhalde gerek Hitler Musölini bütün dünya el mumiyesinin tasvibine matfi lan bu teklifi reddetmenit ” olmadığını takdir etmel Hitler ve Musolini, tarih€ ” sanlığa karşı ağır mes' tındadırlar. Harp mi, Her ikisi de Hitler'in ve M! nin ellerindedir. Gümrük Bey; Gümrük beyannameleri | da dün Gümrük ve İn g

Bu sayıdan diğer sayfalar: