29 Nisan 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

29 Nisan 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SON TELGRAF— 29 Nİ Kimse Boş Durmuyor İ Hiç Kimse Boş Durmuyor |) — Fransada Milyon Asker Var Millt Müdafaa için On Beş Milyar Daha Temin Edildi Fransanın Müdafaa Plânı Bir Buçuk Fransız askerleri bir teftiş esnasınd a vrupa matbuatı Fransanin | yı bir takım fevkalâde İ mecbur etti. Silâhlanma vergisi olsrak yeni bır ve.gı kon- du. Ekmekten, sütten, ihcacat eş- yasından, — gazetelerden alıma - katlandığı yeni fedaxdrik- | alma; larla meşgul oluyor. Sön | nanların hâdiseleri, sulhun ge- hlike ihtimalleri Fransa- FIRSATI KAÇIRMAYINIZ oğlu İstiklâl Caddesinde Sakarya Sineması MOTOLAA (Çünlek Ticarethanzsi dükkânının terki münasebetile ve Ticaret Odasının müsaadesile BUGÜNDEN İTİBAREN YALNIZ BİR KAÇ GÜN İÇİN Şimdiki Bütün stoklarını elden çıkaracaktır. 0/9 25 ilâ 45 hakiki tenzilât Salış bugün başlıyor. İstifade ediniz. a EMEAS BUG Netis Şarkı ve Hafif müsiki MELEK zevxut - tncE ve EĞLENCELİ BİR FİLM Sinemasında (Fransızca sözlü) DANSİNG MELEGİ SİMONE SİMON Baş Rollerde: ROBERT YOUNG - DON AMECHE Ayrıca: Paramunt dünya haberleri ve Mıki Mavs Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matine. DANSTAN İŞLENMİŞ BİR ESER.. MÜZİKLE SÜSLENMİŞ BİR FANTEZİ.. NEŞ'E İLE ÖRÜLMÜŞ BİR FİLM.. GİNGER ROGER3 ile FRED ASTAİR'in yarattığı UÇAN VALSLAR LALE Sinemasında Bugün saat 1 ve 2,30 da ucuz halk matinesi, — Nesil geldi?. Burayı nereden buldü?. Diye de merak ediyordu. Nesrin oturur otur- maz Feritten sordu: ve böyle 'dalgın gibisin?. Ferit güldü: — Dalgın değilim. Mersk ettim. — Neyi?, — Senin buraya gelişini, Beni buluşunu?. Nesrin, katmerli siyah gözlerini irilte iri — Amma da yaptın. Dedi, sözünü sürdürdü: — Hani o gece, sen bana Söz apartımanında pansiyoner olduğunu söylemedin miydi? — Hiç fankında değilim. — Lâkırdı arasında söyleliğin için ayırdımın- da değilsin. — Belki.. — Belkisi yok. Öyle, Sen nerede oturduğunu için tab'i söy en Üzerinde durmadın ki aklında kalsın. Ben bütün özenimle Söz #partuna- nını zihnime yerleştirdim. — Bari çabuk buldun mu?, — Hemen buldum. Ferit biraz kendisine gelmiş ü sönl y eak olan bu $b6 1 vergi hazineye büyük bir varidat temin edecek- | tir, Silâh ve mühimmat fah: larının işleri arttıkça — artmıştır. Bu itibar rek İngilterede p: tadoirler vakit İagiliz gazeteleri bundan bahsederek silâh fabrikatörle aşırı derecede zengin ol- kümetin tedbir a âarından devlet ha- karşısında silâh fab- bir de- ile süslü etmesi, bi rından Ğ de ettirmemeleri iİmkânsız görül r. Onun için yeni bir ka - le hükümet ona göre tan - | zi miş bir nisbet dahilinde bu fabrikatörlerin kürlarını 9b 80 | ve Ve 100 olarak alacaktır. Müesseselerde de çalışma saat- leri artmış oluyor. Bütün bunlara bakınca Fran sanın şimdiden harbe tün servet ve kuvvet membaları- | nı işletmek için uğraşan bir mem- | leket olduğu görülüyor. Fransada | | askeri teferberlik kısmen yapıl- | | mış olduğu gibi bütün Sivil işler | de - tabir yerinde ise - umumi se- ferberlik başlamıştır. Sulh zamanında - fabrikalarını işleterek azami suürete kâr eden | silâh fabrikatörlerinin ve daha | böyle fevkalâde hallerden istifade | (Devamı 7 irci sayfada) | TRABLUSGAR!I İHTİYARLAMANIN ÇARESİ Meraklı Şeyler YELPAZE inliler yelpazeye çok ehemmi - 'yet verirler, Hemen her Çinlinin elinde bir yelpaze bulunur, Eskiden, yelpazelerin şeklinden, sahiblerinin iç- Gimal mevkileri anlaşılırdı. — Kırmızı yelpazeler bir sevinç, siyahları da tem alümeti iğ ı &dad Niyazi İtalyanm, Misırla — Tünus arsaında L773,982 kilemetre murabbat bir müs- ken, baharın bü - Tağunun bir vilâyeti Kd 18 İlkteşrin 1912 de Üşi muahedesile İtalyaya terk olundu. Trablusgarbın nüfusu 900,000 kadar vardır. Bunun 120,600 | Avrupalıdır. Merkezi Trablusgarb şehridir. Nüfusu 25000 dir, Misuratonun 43,000, Binza- zinin 44.000, Horusun 31,000, Dernenin 12.000 nüfusu vardır. Trablusda zira - ate çok ehemmiyet verilmektledir. Po- fax ve manganez madenleri zengindir. defa burada gö - Üzüm edilmiş çi - çek tarhları ara- sından — ilerledi. Az ötede bir ka- vardı. Gö- züne ilişen rahat, hasir költuklar - dan birine gömül- dü. Holivuddan gelen bir haber: Maruf bir makyaj ustası olan Jak Davn, yaşlı adam relü yapan genç artistleri yaşlı göslermek için çok kolay bir su kı b Artisiler, uzun umun — uğraşın makyaj yapacakları yerde, — sahneye çıkmazdan iki üç dakika evvel bu suyu yüzlerine sürüyorlar, ihtiyarlıyorlar - maş. AlA! Mister Jak Davn bir gayret etve de, yaşlı kadın ve erkekleri yir- mt yaç daha geoç gösterebilecek — bir #u bulmuş olsa az zamanda milyoner olur, gider. kım salkım ley - lâklar sarkıyor. - du. Mis gibi ko - kuyu ta ciğerleri- ne kadar — çekti, Burı » geldiğine o kadar mem - nun- elmuşlu ki. İ baktı. Daha on — dakika kader — beklemek lâzımdı. Ca şımdi Sa: darı sinemalarda, gazelelerde gürmüş- sünüzdür. Nevrorkta 35 sema delen v Bunların en yükseği Ampir $ Mmetro ve 108 etemebil fabrikasının binası gelir. yük- gekliği Y18 metro, katları 7? dir. * Wal Tover yüksekliği 90 metro, kat- ları CA; Rokfeller Santer yüksekliği 259 katları Mantan bankası: Yüksek- MA 255, katları 65: Veolvort: yüksek - ne 241 katları Gö; Metropoliten Tife binasır yüksekliği 213 metro, kat- darı 50.. İ niyor, yahud da, binmis. Harbiye- doğru geliyordu. | Garson — geldi. Vedad — Niyaziyi çenin gedil de Vedad Niyazi lümsed. — Safa bulduk. Bugün matinelerden itibaren TAKSİM Sinemasında 2 büyük ve güzel filim birden ÇÖL KİZI'CEMİLE Pek mükemmel Türkçe sözlü ve şarkılı filim KATIA DANİELLE DARRİEBU X'unen güzel filmi HLÜN İPEK ve SARAY $ Hayatınızda hiç bir vakit gülmediğiniz kadar güleceksiniz, TÜRKÇE — SÖZLÜ 3 AHBAB ÇAVUŞLAR HARBE GİDİYOR Meşhur Arşak Palabıyıkyan'ın en nefis komedisi Ayrıca: Programa ilâve olarak: ELMAS HIRSIZLARI Fransızca sözlü, çok heyecarlı macera fi Bugün saat | ve 2.30-da tenzilâtlı matineler. Saat 840 da iki filim birden 3 Ahbab Çavuşlar harbe gidiyor ANKARA'da HALK ve S Sinenalarında da gösterilmektedir. YOSMA —a V 115 gazaamama Y07 ETEM İZZET BENİCE Ouzuuaamaammınıı sinin başındak! mavi bereyi, boyhundaki mavi sa- m karışık alkıyı kendi elile çıkardı: — Aklını, hafızanı seveyim Nesrinci Dedi, ergen kadının dudaklarını dudaklarına çekti, uzun uzun öptü, Nesrin dudaklarını çekti. Yine her vakitki gibi: — Bu kadar yeter. Evlendiğimiz vakii Diye söylendi. Ferit yıllardır beklediği avını dişlerine kaptırmış bir kurt gibi onun güzel, çok güzel, her şeyden üstün güzel vücudü Üzerinde di- dinmek, keyiflenmek, yorulmak istiyordu. Biri ne- kadar atılgan, iştahlı ise öbürü 0 kadar çekingen, kaçaktı. Ferit: — Nesrinciğim dayanamıyorum hiç acımiyorsun! « Dedikçe, Nesrin: — Benim senden ayrı tarafım var mı?. Ben de artık. Bana senin çektiğin ıztırabları çekmiyorum mu? Ne sa- nıyorsun?. Diyor, Sevgilisini yatıştırmağa, inandırmağa çalışıyordu. Aralarında yine buradan başlıyan u- zun münakaşalar oldu. Ferit: — Kendi ayağınla geldin işte. Artık sana bu- radan çıkmak yok. Benimle kalacaksın seni hiç bir yere bırakmam, Gider babandan evlenmemiz için izin isterim. Vermezse ön sekiz yaşını geçtiğin için kendi kendimize bağlantımızı yaparız. Diyor, bunda ısrar odiyordu. Nesrin, Feridi bu geceye kadar sözlerinde bu kadar d'namik, güç- ü ve inat eder görmemişti. Onun için söylediğini belki yapar diye korkuyordu. — Amma hen senin doğruluğuna, temizliğine, sözünde dururluğuna inandığım için buraya kâ - dar geldim. Bana hiçbir şey yapacağıni sanmıyo- Cavideye söz Ü eskidenberi tanızdı. Çünkü, bah” z, bayım.. & verdiği bahr O” çeden içeri girer- | tün güzelliğini ilk — rüyordu. Yeni tan- 4 Yazıbaşında sak ; © ne bahçeyi daha iyi tanzim et » mişsiniz. — Tabit bayım., Sayenizde. Al- lah müşterilerimizi eksik etme - iz?. kahve getir baka - Biraz sonra da baş- idi Gi Moşallah bu se- | ka şeyler Gafson biyik- altından gülü - yordu — Madam nerede ise gelir... Vedud Niyazi da güldü: — Nereden biliyorsun bir ma- dam geleceğini?. Garson masanın örtü. zeltirken cevab verdi — Bahçemize şimd'ye — kadar hiç yalrız geldiğiniz! görmedim ki. Maşallah kısmetiniz açıktır. Her hafta bir başka madam.. Bu söne bakalım kaç çeşidini göreceğiz. Henüz, bahçeyi yeni açtık.. Bu ilk- baharın siftahını sieden yapacağız. Vedad Niyazi garsonun bu ge- vezeliklerini hoş görüyor, hatta hoşlanıyordu. Genç sdam, bu gibi yerlerde çalışan — garsonların ne halden anlar insanlar olduğunu yakinen bilirdi Öyle garsonlar vardı ki, bunlar adeta birer pisikoloji ve içtimai « yat profesörü kadar mütehassıs o- lurlardı.. Vedad Niyazi: — Haydi bakalım şu kahveyi getir de içelim, dedi Suyu da u- | nutma.. Genç adam yalnız kalmıştı.. Sa- atine tekrar baktı. Cavide nerede ise gelmesi lâzımdı. Vedad Niyazi kendi kendine düşünüyor, ağaç - nemalarında lmi US Diyordu. Bu aytaşmaları, karşılıklı — çekişmeleri. belki yarım saötlen çok sündü. Fakat, sonunda yine her çekişme ve aytışmasında olduğu gibi Nesrin ka - zandı. Feride söz veriyordu: — İşi bil ki. bugün olmazsa yarın, yarın ol- mazsa öbür gün seninim. Bu kalb senin için çar- pıyor. Bu gözler senin için bakıyor, bu dil senin için konuşuyor. Gövdem toprak olmadan önce en' kötü, en ağır durumlar içinde bile yine senin ola- caktır. Ferit, sensiz olmak, sensiz yaşamak.. Bu be- nim için yer yüzünde bir saniye bile dayanılamı- yacak en güç yaşama könusudur, Böyle bir şeyi aklına getirme. Onun için bana inan ve bekle, Ferit, Nesrinin bütün bu sözlerini kulakların- dan alıp yüreğine indire indire dinliyor: — Biliyorum Nesrin. Sana inanıyorum. Fakat, bütün ömrümüz beklemekle geçiyor. Beklemek de bir şey değil. Ona da katlanıyorum, dsha da kat- danabileceğim. Fakat, bu davada seni benim ka - dar güçlü, inanmış bulmuyorum, Diyer, ilâve ediyordu: (Devamı var) HİKÂYE Garsondan Al Haberi | kıyordu. Bugün hava nekadaf zeldi. ğ Çakıllı yolda bir ayak sesi Vedad hemen irkilmişti. —Eğ baktı. Gelen garsondu.. Hall Cavideyi zannetmişti. Garsan, yine — mütebessim Üf| yüzle masaya yaklaştı. - Elindi| tepsiden kahve fincanını ve (Devamı V inci say ü An kara Radyos BUGÜN 17,30 Program. 1735 Müzik Dans saati « Pi). 1755 Konuşma (Çocuk esirseme Kİ rumu - Haflanın kapanışı), 1815 Türk müziği (Hlalk Aişık Veysel ve İbrahim). Yakdim eden: Sadi Yaver At 18,30 Türk müzsiği (Karışık Tam). l Çalaş'ar: Hakkı Derman, Eşref F ri, Hasan Gür, Hamdi Tokay, | Ünler. Okuyanlar: Tahsin Karakaş, ( Tokses, Safiye Tokuş. 19 Konuşma (Dış polllika hâdisel” 19.15 Türk müziği, | Çalanlar: Vecihe, Reşat Erer, B Kam, Cevdet Kozan. Okuyanlar: Neemi Riza Ahıskanı dife Neydik. 1— Mahur peşrevi. &— Abdi Efendinin - Rast çarkıf Benin aşkınla çak aldum. 3— Yesari Asımın - Hüzram Yine kalbim taşar ağlar, — Reşat Erer - Keman taksirik , ö— KRelik Fersan - Mahur şarkifi Dün yine günümüz geçti. — Mahur şarkı - Saba tarfı yepam yok mü, 1— Mahur saz semalsi. B— Şemseltin Ziyanın - ı:qıkd' Ol guhi sefa perveri. b— Şermetlin Ziyanın - Uyrak P| kı - Şu salkım söğüdün, 10— Türkü — Ne xaman göreeli Bu. | 20 Memleket saat ayarı, ajanıt meteoroloji haberleri. | 2018 Temsil (Korkma sönmet " | gafaklarda). Yazan: Ekrem Reşli. a 18 Eshâam, fahvilât, — kamböf | t ve ziraal borsası (fiat), — | 2125 Ney'eli plâklar - R. ” 2140 Mürik (Soate — Mes'uk Cef | Cemal Reşit). 2? Haftalık posla kutusu. 2230 Müzik (Küçük örkesira * ecip Aşkın). 23 Müzik (Cazband - P. ZSAS - M Son afans yarınki program. YARIN 1220 Program. M 12,5 Mürik (Küçük orkestra - * Necip Aşkın). 13 Memleket at ayarı, ujanf meteoroloji haberleri. 1X.15 Müzik (Küçük orkesten * Necip Aşkın). Devamı. 'i 1350 Türk müzlül. Çalanlar: Zühtü Bardakağtu, #” Fersan, Kemal Niyazi Seyhun, Okuyan: Sadi Hoşses, * — Ali ağanın - Hicaz peşrecik 1— Kizım Usun - Hikaz çf Gamla kıymettar ömrün. 3— Salâhattin Pınar - Hilcaz i—laülqlı-llııpı'l'_ç bu yerden gideli. | 2 2 1420 - M,30 Konuşma (Kadın * | Çocuk terbiyesine dair). 4|

Bu sayıdan diğer sayfalar: