14 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

14 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HADiSELER ÇİN İMPARATORLUĞUNUN TAHTI KAYBOLDU u Nevyork sergisi de nele- ve sebeb olmadi ki... Ajans- ların verdiği habere göre, iki milyon dolar kaymetindeki Çin imparatorlarının tahtı ,teşhir edil- mek üzere Nevyork sergisine gö- türülürken kaybolmuş... Nasıl, nerede kaybolmuş belli değil... Tahtı ihtiva eden sandıklar, N: york rıhtımı üzerinde boş olarak bulunmuş.. Tarihi ve maddi kıymeti — olan Çin tahtı, herhalde bir iğne değil- dir ki, böyle, gözle kaş arasında sir olsun! Elbette bunu alan bir eliuzun vardır. Bakalım, meydana diğer taraftan, az manidar değil- dir. PANTALON EKSİK TAKIM TAMAM DEĞİL Bir ceketle bir yelek çalıp xa - çan bir hırsız altı ay hapse mah- küm olmuş.. Bilmiyoruz, ceza ka- nunlarında, tam takım elbise çal- manın mahkümiyet müddeti ne kadardır. Adam altı aya mahküm olduğuna göre, bari, bir kat etbi- seye sahib olmuş olsa neyse,.. Yi- ne, takundan en lâzım olan parça, yani pantalon eksik... DÜĞÜN GÜNÜ KAÇAN DAMAD Fransada garib bir düğün ol - muş.. Daha doğrusu olmamış... Hiküyeye bakınız: Bir köy deli- kanlısı evleniyormuş.. Alayla kı- zın evine gidiliyormuş... Fakat, damad düşünceli ve durgun... Tam düğün evine yaklaşacakları sıra- da, delikanlı olanca hızile kaç - çıkacak mi?. Tahtın kayboluşu da | KARŞISINDA VKT L düm.. Bekârlık sultanlıktır, ne diye rahatımı bozuyorum, dedim. Korkmağa başladım.. Ani olarak karar verdim. kaçtım. Cevab vermişler: — İyi amma, kurtulamazsın ki. Çünkü, bir kere nikâhlandın.. Güveyi almışlar, zorla gerdeğe sokmuşlar.. Bu izdivaçtaki sasdete ne dersi- niz? LÜGAT KİTABINA ——— MUHTAÇ YAZILAR B Y Bir refikimizde, şu başlıklar al- tında bir seri yazı intişar ediyor: «Çerçeve, aksyon serisinden, kül- türlenme davamı.. Doğrusunu isterseniz, bu serlev- haları, yazıyı okutacak kadar ca- zib bulmadım. Fakat, seri halinde devam edince, bakalım, ne diyor, mülâhazasile, dün, bir kere göz attım.. Yine Itiraf edeyim birşey anlamadım. Bu yazıyı neşreden refikimiz, bir lügat tefrikasına da başladı. Bari, bu seri yazıları da yeni lügat kitabı vasitasile tercü- me ettirip bir kere daha neşretse de künhüne vâkıf olsak.. BAŞLAMAKLA BİTMEK ARASINDAKİ FARK Bazan, gazetelerde öyle hava- disler çıkar ki, bunların mahiye- tini, doğrusunu, eğrisini herkes bilir. Binaenaleyh küçük bir yan- lışlık derhal göze çarpar . Meselâ, dün bir refikimizde şu satırları okudum: *Orta mekteblerde imtihanlar 15 haziranda biteceği için bu mek- tebler o vakitten itibarne tatil devresine girecektir.» Yanlış be birader.. İmtihanlar o tarihde bitmiyor, o tarihte baş - lıyor ve haziran 30 da bitiyor. Az mı fark var?, Böyle küçük gibi görünen ha- vadislerde sıhhatine biraz dikkat etsek. Sonra, kariin itimadını sarsınış oluruz. AHMED RAUF * Eski Arnavut Kralının kız- kardeşlerinden üçü, dün öğleyin Perapalas otelinden çıkarak Şişli Sıkhkat Yurdunda ameliyat geçir- miş olan küçük kardeşlerini ziya- ret etmiştir. * Şehzade, Fatih, Hocapaşa ve Beyazıd camileri bu yıl Evkaf lda- resi tarafından esaslı surette ta- mir edilecektir. Sirkecideki Hoca- paşa camilnin içi tadil edilecektir. * Beyoğlu Mevlevihanesinde bulunan mezarlar hakkında yapı- kâletine bildirilmiştir. Rapora gö- re, burada Divan edebiyaının ta- ninmiş — şasrleri — bulunmaktadır. Mezarlar tamir ettirilecek, Mevle- vihanenin bu kısmı bir müze ha- line konacaktır. * Galatasarayın meşhur pilâ- vı bu sene 28 mayıs pazar günü ve- tilecektir. Tarihi Romanı No. 80 Tahir bir gün Şevh Said arazisi civarından geçerken, kabile göz - cüleri tarafından yakalanıp geti- rilmişti Şeyh Sald ona: — Benim hâkim olduğum yer lerde neden dolaşıyorsun? Diye sorduğu zıman, Tahir, ka- bile reisine şu cevabı vermişti: , «— Ben, Halifenin zabitlerin - denim. Benim yürüdüğüm ve bas- tığım yer Halifeye aiddir. Ben, ondan başka hâkim tanımıyorum.| Bu sözden hiddetlenen Şeyh Sa-| id. Tahiri yakalatıp kollarını bağ- latınış.. O günden sonra her gün “şorgüya çekmişti. p lan tetkikat neticesi Maarif Ve- | Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli * Devlet Demiryolları Avrupa hattı banliyösünde yaz tarifesinin tatbikine başlanmıştır. «" Yoğurtlar bundan sonra üstü parşömen kâğıdlarla örtülü ola- rük satılacaktır. Bu kâğıdların ü- zerinde yoğurtların fiyatı ve imal eden müessesenin ismi buluna - | caktır. * Teftiş neticesinde dokuz oto- büs sahibi tecziye edilmiştir. * Kıdem zammı yapılacak bin ilkmektep mualliminden iki yüzü sicillerindeki teftiş raporları nox- san olduğu için Vekâletce listeden çıkarılmıştır. Kalan sekiz yüz mu- allimin kıdemleri tasdik edilerek liste Maarif Müdürlüğüne iade e- dilmiştir. * İş yerlerinde mümessli seçi- mine devam olunmaktadır. Şim- diye kadar 300 mümessil seçilmiş- tir. Yazan: CELAL CENGİZ | tan kuduran arslanların Tahir bir gün de reise: — Elime bir fırrat düşerse, ilk | tekrarladı.. Şeyhe külürler savur- | yapacağım iş, senin cazını cehen- | du. Ve başka bir şey söylemedi. neme göndermek olacektır! — Demişti, İşte, o günden son- Ta Tahirin vaziyeti tehlikeye düş- | mak istiyen bir mecnunun aslan- | Müş, her dakika ölümle karşılaş- mağa p Şeyh Saidin adamlarından biri: | — Maryana o güne kadar Tahiri — Bu genç, ta'lılıkla buradan kurtulup gidebilirdi. Neden böyle reise aksi cevablar veriyor.. Neye | risindeki güveniyor? Diyerek Tehire acıyordu. Şeyh Saidin yüzüne hııı ıtlk senin canını cel Halâlar Parasız - Olacak Belediye Halk Lehinde Yeni Bir Karar Verdi Belediyece yaptırılan yöni he- lâlardan para alınmasının halk &- rasında şikâyetleri mucip oldu- ğunu yazmış ve buyüzden - bazı kimselerin - para vermemek için - halâlara gitmeyip muhtelif yer- leri kirlettiklerini yazmıştık, Be- lediye reisliği halkın menfaatile alâkadar olan bu vaziyeti nazarı dikkate almış, Belediye halâların- dan para alınmaması kazarlaştı- rılmıştır. Bu karar ayın 1 inci gününden itibaren tatbik edilecektir. O tarihten itibaren Sultanah- med., Taksim ve Eminönündeki halâlar parasız ve herkese açık bulunacaktır. Şehircilik Mütehassısı Dün Geldi Bir müddettenberi Avrupada bulunmakta olan şehircilik müte- hassısı Prost dün sabah şehrimi- ze gelmiştir. Mumalleyh İstasyonda Beledi- ye İmar işleri müdürü Hüsnü ta- tafından karşılanmışlır. Prost doğruca istasyondan Be- lediyeye gitmiş ve hemen çalış- malarına başlamıştır. Bu suretle Prost'un mukavelesini tecdit et- miyeceği hakkındaki şaylaların ' —< —— “Yağlı Güreş,, Değil TürkGüreşi yersiz olduğu anlaşılmış bulun - maktadır. M. Prost, dün ilk olarak «Emin- önü» imar plânına nazaran yapı- lan maketi tetkik etmiştir. Şehir- cilik mütehassısı İstanbulda ilk olarak Kadıköy ve Üsküdarın na- zam plânını yapacaktır. Bundan sonra da İstanbulun tatbik plân- larını hazırlıyacaktır. Mütehassıs Prost'un yakında ip İstarbulun nazım ikinde bulunacağı da söylenmektedir. * Belediye eğlence *yerlerinin tarifeleri hakkında bu gibi yerle- rin sahiplerini davet ederek ken- dilerile görüşmektedir. Yüzde on garson hakkının müessese kasala- rında kalması usulü kaldırılacak- fır. * Haliçte, kendi tezgâhlarımız- da yapılmakta olan *Atılay» deniz- ı önümüzdeki cumartesi günü mt) mle denize — indirilecektir. Valde kızağındaki «Yıldıray: de- nizaltı gemisinin inşaalı da nayli ilerlemiştir. * Ayın 15 inde Bükreşte topla- nacak olan Balkan antanlı Eko- nomik konseyine iştirak adecek olan beyetimiz dün gece Kösten- ceye hareket etmiştir. göndereceği #lbette Şeyhin eBnden kolay ko- lay kurtulamazdı. O gün Tahire son yaptılar: .— Haydi, bü tarafa niçin gel- diğini ve Şeyhe ne yapmak isle- diğini söyle. Yoksa seni, şu açlık- ağzına. işkenceyi atacağız! Dediler, Tehir yino eski sözlerinl! Şeyh Sald, Maryanayı çağırdı: — Gel! dedi. Benim canıma kıy- lar ağzında masıl cau verdiğini sen. de gör! yakından görmemişli: Tahir, reizin çadırının biraz ge- meydanda bir direkte bağlı duruyordu. Büyük kamış par-| —e n y7 TU b K İGSRA'MRSIFNDİ KDara Bugün muştla büük sabak gazeteleri | başınakalelerinde Türk - İngiliz anlaşmasından ve ba anlaşmanın | ehemmiyetinden — bahsetmekte - dirler, CUMHURİYET: 'Nadir Nadi diyor ki: «Şimdi sulh cephesi, tecavliz- leri şiddetle karşılıyacak kadar kuvvetlenmiş bulunuyor. Acaba totaliterlerde böyle bir niyet var mı? Kendileri her gün aksini iddia etmekte olduklarına göre, onlar- dan, bütün dünyanın temenni et- tiği barışçı bir hareket beklemek, belki de tahakkuku imkânsız bir hidlise olmuyacaktır. Herhalde Türkiye, Başvekili - misin de çok veciz bir şekilde ifa- de ettiği gibi sulhu bozmak için değil, bilâkis onu kurtarmak için harbi göze almış bulunuyor.» 'TAN: Sabiha Zekeriya Sertel, İngili Türk ittifakının yalnız Türkiye - nin emniyet ve selâmetini garan- ti eden bir anlaşma değil, Bal- kanlıların ve Avrupanın da siya- si mukadderatını değiştirecek bir uyuşma olduğunu söylüyor. Türkiye Sulyerverdir. Fakat hiçbir düşmandan da korkmaz. «Varlığına göz koyanlara karşı kendini nasıl müdafaa edeceğini İstiklâl harbinde göstermiş, tari- hin imtihanından geçmiştir. Millt hududları içinde meydana getir- diği fikir birliği de bunun en bü- 'yük garantisidir. Siyasi ve tarihi hâdiseler onu bir daha imtihana çekecekse bu lmtihanı kadını ve çocuğu ile bresber ordusu, tek tek Kırkpınar güreşleri münasebe- tile Edirneye giden ve Trakyada bir teftiş seyahati yapan Beden Terbiyesi genel direktörü Tüm - general Cemil Taner güreşler so- hunda hakem heyetini teşkil eden zevatla ve diğer alâkalıları top- hyarak (Alaturka) adile tanılan ve organizatörlerin, menecerle - Tin ellerinde oyuncak halinde bu- lunan pehlivanlarımız: bir birlik halinde toplanmak teklifinde bu- lunmuştur. Çok memnuniyete şayan görü- len bu teklif üzerinde konuşma - tırmalıyorlardı. Arslan kafeslerini| 'Tahirin etrafına dizmişlerdi. Meydanın dört çovresini saran kabile efradı, hep bir ağızdan: — Bu hain hâlâ yaşıyor mu? O- nu hemen gebertelim.. Diyerek yumruklarını sallıyorlardı. Maryana şeyhin yanında duru- yordu. Şeyh Said: — Bana fenalık yapmak istiyen kimse - oğlum da olsa - affetmem. Diye söyleniyordu. Maryana, Tahire dikkatle baktı. Delikanlınrın — gözleri bir ateş kaynağına benziyordu. Uzamış kıvircik saçları ensesine dökül - müş.. Her gün kamçıdan kabaran sırtı kan pıhtılarile lmüştü. Tahir uzun boylu, çok yakışıklı, arslan bakışlı bir gençti. Maryana ona çok acımıştı. maklıklı kalesler içinde bağrışan arslanlar açlıktan gök gürültüsü gibi. korkunç seslerile - kulakları Böyle arslan yürekli bir deli - kanlıyı arslanların ağzında par- Haklı Merak _Ed_ebi!iışiniz 1— Ölüm Çenberi 2 — Marmaradan BirSes: S.0.S Bu eserleri SON TELGRAF”' ta okuyacaksınız şimdiden kendinizi bu fevkalâde eserleri okumaya hazırlayınız . . K OLRTLARITEPLUER TAPUORRLRE PPT P çalatmakla Şeyh Saidin eline ne her ferdile beraber bir daha ver- mekten çekinmiyecektir. Kuvve- tin değli, cebir ve zorun değil, hak- kın ve ınsanlığın galebesini göre- ceğiz.. YENİ SABAH: Hüseyin Cahid Yalçın, İngiltere ile yapılan anlaşmanın bütün memlekette takdir ve memnuni- yetle karşılandığını söylüyor. Çün- kü bu anlaşma herşeyden evvel bir| sulh ve anlaşma aletidir. Yeni gi- riştiğimiz anlaşma bizi bu yoldan ayırmamış, bilâkiş milletlerarası münasebetlerde sulha ve emniye- te istinad eden hattı hareketimi- zin tabii bir neticesi şeklinde mev- ki almıştır. Biz melhuz bir hücum hareke - tini karşılamak ve bunun önüne geçmek meoburiyetinde idik ve bu mecburiyet hiçbir noktada ih- tilâf halinde bulunmadığımız, u- zak yakın hiçbir tehdide maruz olmadığımız, sulh ve müsalemet | taraftarı olduğunda şüphe etm- — | diğimiz İngiltere ile bizi birleş- meğe sevketmiştir. Hükümet iyi yaptı. VAKİT: Asım Us, Cumhuriyet devrinde gizli muahedelerin yeri olmadı - ğını söylüyor. İngiltere ile deniz anlaşması da bunun bir misalidir. Cumhuriyet hükümetinin nasıl bir halk hükümeti olduğunu bu misalle de anlıyabiliriz. Ve ancak bundan soradır ki ya- rın memleket ve millet Türk - İn- giliz ittifakının icabı olarak bir gün mecburiyet hasıl olursa gene Büyük Millet Meclisinin kararı ile bir harbe girileceğine emin ola - biliriz. lar yapıldıktan sonra tanınmış es- ki güreşçilerden ve hakemlerden H. Besimin reisliğinde bir heyet teşkil edilmiştir. Bu heyetin umu- mi kâtibliğine de Eşref Şefik se- çilmiştir. Suyolcu Mehmed ve di- ğer tanınmış eski güreşçiler de he- yete dahil olacaklardır. Bugünlerde İstanbulda toplan- tılarını yapmağa başlıyacak olan heyet milli güraşin nizamlarını tesbit edecektir. Yağlı güreş sdı verilen bu güreşlere bundan son- ra (Türk güreşi) denilecektir. Olarak — Bu delikanlıyi kazanmak mümkün değil mi? Diye sordu. Şeyh Said omuzunu — silkerek homurdandı: — ©, ölmeğe lâyık bir cana - vardır. Hiçbir dakika affını iste- medi. — © halde o, bir kahraman ru- hu taşıyor. — Kahraman mı dedin? — Öyle ya.. Ancak böyle arslan yürekli kahramanlar af dilenmez- ler, Aff: korkaklar ister. Şeyh Sald birdenbire düşün - meğe başladı. Maryana, Şeyhin — düşünceye | daldığını görünce bu fırsattan is- tifade etmek maksadile: — Bana müsande ederseniz, bu adamın sırrını çabuk öğrenirim.. dedi. Şeyh Said bir müddet sustu. îf Edirneye Giden Asfalt Yol Önumuzdekı Yıl Bitirilmesine Çalışılıyor İstanbul - Edirne asfalt yolu- mun Lüleburgaz - Edirne #rasın- daki kısmında inşaata hummali bir faaliyetle devam olunmakta - âır. Hâlen burada toprak tesviyesi ve sınaf imalât yapılmakta ve taş, kum nakliyatına hız verilmekte- dir. | Büyük Kuleliköy - Edirne — ve | Kulekapt arasındaki kısmın inşa- atına da bugünlerde başlanılacak- | tır, Ve hudutlarımızdan İstanbula | kadar 270 kilometre uzunluğunda olan bu yol önümüzdeki yıl ta - mam olacaktır, Vali Gelecek Hafta Ankaraya Gidecek Ankaraya gideceğini haber ver- diğimiz Vali ve Belediye relsi B. Lütfi Kırdar bu akşamki ekspres- le şehrimizden hareket edecektir, Eakat bu seyahat; daha ziyade Belediyeye verilen Elektrik, Tram- vay. Tünel şirketlerinin devri hak- | kındaki kanun lâyihasının Büyük | Millet Maelisi Encümenlerinde müzakerelerinde hazır bulunmak üzere yapılacak olduğundan ka- nun lâyihası da Encümenlerden çıkmış bulunduğundan - şimdilik tehir olunmuştur. B. Lütfi Kırdar Ankaraya an- | dildi. Ertesi gün cak ayın 21 inci-pazar günü gi- decektir. Buseyahatte «Şehic büt- çesi> ni de götürecektir. Diğer taraftan - öğrendiğimize göre mezkür kanun lâyihası Bü- yük Millet Meclisinin yarınki cel- sesinde müzakere olunacaktır Büyük Hava Kurumu Kurultayı 'Türk Hava Kurumu yedinci bü- yük kurultayı ayın 28 sında An- karada toplanacaktır. Kongrede Hanbulu temsil edecek olan mu- rahhaslar bugünlerde seçilecek - lerdir. Murahhaslar ayın 24 ünde şeh- rimizden haroket edoceklerdir. 248 Esnaf Daha Cezaya Çarptırıldı Belediye yasaklarına hareket eden esnafın cezalândıril- masına deva molunmaktadır. Bu kere Beyoğlu kazasında 248 esnaf cezaya çarptırılmışlardır. Refüjlü Bulvarlar Belediye reisliği, Edirnekapı - Şehzadebaşı, Aksaray - Beyazıd bulvarlarının refüjlü bir hale ge- tirilmesine karar vermiştir. Kara- rın tatbikine bugünlerde başlana- caktır. Sonra birden | Yanındaki adamlarını birer birer gözden geçirdi. Tahire uzaklan baktı. Gerçek, relsin adamları a- | Fasında Tahir kadar göslerişli bir , anlaşma yapmıya henüz yar K genç yoktu. Şeyh Said, Maryanaya döndü: — Müsaade ediyorum.. Haydi, git.. Konuş onunla! Kabile efradı hayretle Marya- naya bakıyordu. Şeyh Said bir sedirin üzerinde oturmuştu. Halifenin gözdesi yavaş yavaş yürüyerek Tahirin yanına yak - laştı. Tahir başını yere eğmişti. Maryana yavaşça sordu: — Ölümden kurtulmak - ister misin? ; — Öleceğime inanmadığım için, bunu hiç bir zaman düşünmedim. — Neden Şeyh Saidi tahkir — diyorsun? Onun eline düştüğünü unutüyor müusun? | sa şu bakımdan dikkate lâyıktif | Dd (Devamı var) “vederiz. Yazan: Ahmed Şük: Tecavüz ve emri vaki politi sına karşı İngilterenin teşeb ile kurulmakta olan sulh cöP ne Türkiye de iştirak cit Türkiyenin bu cepheye iştiraf ğ istilzam eden sebepler izahâ $ zum göstermiyöcek derecede ı kârdır: Avrupa sulhunun istlik gâhı olan Kollektif barış Sittt nin yıkılışını, otoriter devletİti tecavüz politikası takip etmi” — Bu politika Jik zamanlardâ VK Say sulhunun — hatalarını G#f | maksadına matuf hareketler F hiyetinde telâkki edilmişti. B ş hassa galip devletler, biz Türklti B do harbin sonunda Versay tef'i bir sulh muahedesi imza istedikleri için Almanya tarafif — D dan girişilen teşebbüsü ” ile telâkki ettik. Avusturyanın “ B — hakı, Alman milli birliğinin 8. hakkukuna doğru bir adım OÜ kabul edildi. Südet mıntaki 1;[ a Çekoslovakyadan ayrılarak A 4 manyaya iltihakı da aynı mâf alındı. Fakat Almanya, İtaly$ | P — elele vererek, bu emrivaki polll D kasını idame ettirmeğe karaf V P | diler. Bir gün, Nazi wk nazatif” ne aykırı olarak Çekya tihâk Romanya $i edilmeğe hışhndı. Polonya tazyika maruz bırakıldı. talya tarafından yapılan bir €| vaki harp tehlikesini kapılarıSi” kadar getirmiştir. Bu şartlaf Ü tındadır ki İngiltere tecavüz P', tikasını önlemek için Polonyâ karşılıklı mukavele imzalamif * Romanya ile Yunanistana d ranti vermiştir. Türkiyenin bu sulh uphd ne alınması teşebbüsü, Yıııl, tana verilen garanti ile b gündenberi İngiltere ile arasında yapılmakta olan &” — meler nihayet müsbet netice V miştir. Ş Tarı zımnında Türkiye ile İn&” — re iş birliği yapacaklardır. D rasiyon bu iş birliğini nnl_ miyor. Bunu tanzim edecek * anlaşmalar derhal — yapı Artık İngiltere ile Türkiye sında tecavüze karşı siyasi VE keri bir ittifakın mevcut oldÜL kabul edilebilir. Bu ittitak biP ) ö | 1 — Her şeyden evvel Cumhuriyeti harict politikaf” 5 ğ mühalif | tam istiklâl ile hareket ettiğit * bat eder. Gerçi müstakil bir Ü, let için bunun pek tabti bir Üi yet olduğu ileri sürülebilir. “Cğ U bu, bugün için doğru değildit ” | yaseten müstaki! olmakla bE : ber, harici münasebetlerintı diği istikameti veremiyen bİf ? devletler vardır. Bir kaç AYÜy beri başlıyan tecavüz — polil'le bazı küçük devletlerin harid P litikalarını felce uğratmıştır. » 2 — İkinci ehemmiyetli bir j ta Türkiye Cumhuriyetinin Hüy tere gibi dünyanın en böyük Ü leti ile tam müsavat şartları de bir anlaşma yapmasıdır. terenin Sovyetlerle bile böl | dığı malümdur. Cumhuriyetin ımruıuıun 4 ri hartef politikamızın b rettir. Bu, Milletler Cemiyeti Tu ile temin edilirken, -mıw' g kollektif barış organizas ”y l en sadık taraftarı idi. Bugüt gayeyi temin için takip ediltf değişmiştir. Binaenaleyh pin sulh cephesinde yer devletin - kuruluşundan! ettiği harici politikanın İngiliz - Türk deklâras” kimseye karşı değildir. Yt?' hün korunması gayesini ediyor. Bundan şüphe - Mecliş kürsüsünden K“'" alp'ın bağırarak söylediği ? biz de hüsnüniyetlerind

Bu sayıdan diğer sayfalar: