9 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

9 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— P teskopun | Adliye Koridorları | Dile Geliyor | | Yazan: hmi Yağız Fır Dönen öbjektifin-' de Silik Bir Hayal Göründü Bu, Osmqnlı ğgıjrağını Tı;mî, Alabildiğine Bl'ğ'ıız İstikametine Kayan Bir Yelkenli İdi Üivye ! *Ye preskopun başına otur- U, Alet h. Âleti sağa, sola çeviriyor, ol ediyor, ufku gözden pusulay n etrafinda s- e göz gezdirdi, pa: baş haritanın üzerinde dolaş - Tken ce S 8I vab verdi ilivrinin 11 mil şimali şar- dere- mıf liman işareti var.. n bir yol Ö Yüzbaşım? idör o, momi ne | uzlarını silkti: 1 Kapiten! irahate çekilin n(__':f“' Oradan çıktı. - Klavye TafıgıPAN başında durmadan et | d, “Nol ediyor, gece; Hayı İahe ken Kapi ? verdiği M Progh Hkugtobun ctrafa fır dönen ob- & , "de bir silik hayal görün erini adeselere iyi- bu hayale — baktı. den gölge, bütün nı;ıım fora etmiş kıçında bir | Üğç ll bayrağı taşıyarak alabil- hiz * boğaz istikametine Yelk, yali idi. x_şahm assızlı liği Hatmaranın lâciverd bağ - a Beyaz sorguçlu dalgacıklar 4 kayarak ilerliyen yel ı,L__hKIuwenm gönlündeki bir "“ıkı kan dökmek, bir iş yapmış Meğç Mtirasını körükledi. Süvari, N Söjektifinden uzaklaştır - | arak makine telgra- vermeğe başladı: Doğ ına Geminin ismi bahri idi. guldak lima mensupti nı, Alaplı Cafer reis isminde şlarında eski bir gemici idi. Cafer rels 180 tonluk yelkenlisi uldaktan blik hayvan Zi , dümene keri — Alabanda iskele İstanbulâ bir | İleri!. Tamam... Triton, süvarinin verdiği i istikameti ıldı, önü sıra ilerliyen ğru bir suyılanı soğuk - oşmağa, ona doğru hızla i neğe koyuldu.. Her bersiz, kendişi- kovalıyan gizli düşmanın, Fran- tahtelbahirinin farkında olmu zak götürmek üzere tavzif edilmiş- şeyden hi &u. r yapılı, kisa uzlu palabi darıdı. Görünüşte çok ka - reiş maalesef yü - rekce hağli zayıf bir gemicl idi çeisi pehl , iri geniş leyişle boğaza, yan yelkenli asude bir hedefine doğru gidiyor, kale a sırtlar Türk erlerine e çarpışatı türüyordu. (Devamı var) Mes'ul Öîpîomatlar İstirahate Çekildiler et edildiği | (4 üncü sayfadan devam) Fakat yaz tatili demek başlan: ış olan işlerin yarıda bırakıl - ması demek değildir. Avrupa po- minde devlet adamlari- istirahate çekilmesi dolayısile da birakılacak göbi olmiyan işler de vardır, İşte meselâ İngi- , Fransız ve Rus müzakereleri gibi, Avrupadâ sülk cephesinin kı ni daha iyi anlatmak | rb olmıyacak demek, harb ihtimallerine karşı ber türlü i müdafaa vasıtaları hazırlanmış - müzakereleri aylar - | tır demek değil midir?. beri dev " Yakında İşte bu yaz tatilinde de İn Si bekleniyor. Fakat | Jerin dediği buü oluyor, r taraftan o müzakereler de » ursun diğer taraf Vindsor Dükü Ve oskovaya gidecek olan İngiliz AAA i Düşesi | Yazı Nasıl Geçirdiler? tinin yollanmasına ka- (5 tnci sayfadan devam) Bunun üzerine Dük dö Vinds: beledi h gi bi loskova iyor. şikâyot etti. şaşaladı. Elinde çıları bu İşten menedecek kuvvet ve salâhiyet yoktu. Deniz herkesin malıydı. Kayıkçıl: tedikleri yere gidip durabilirlerdi. Fakat muhterem misafirlerin de gönüllerini yapmak lâzımdı. Kayıkçılarla görüştü. Kan ka- yıkçıları bundan sonra oraya yol- cu götürmiyeceklerine söz ver - diler Dük ve Düşes Vi sonra'rahat tahat den leceklerdir. Belediye rek: askeri müşterek bir hi ayin etmek zaten müm: z. Onun için Bugün İn- ansız ve Rus hükümetleri da anlaşmak için gitgide bir itimad vardır. İşte Taymis gazetesi Moskova | müzakereleri ( öyle —diyor. Sulh cephesi gitgide kuvvetlen - dsor bundan | e girebi - A (8 inci sayfodan de: Buradak; rında bekleşenlerden m) | enin ka- | Si ayırd ete | iki muhake pi larla davacıları kolayı mek mümkür üm üz halarile örtülü çeh- Tine masumiyetin & maznı tazı ndiricı i- fadesini vermeğe çalı; ve az konurup çok dürünüy Di uğrayışın acısını çıkaracakları için mağrur hâkim bir eda ile hemen hiç dü- şünmeyip etrafını nuşüyor, sgeçim derd yanıyorlar! rlar. lar ise gadre Cürmü- meşhud. kısmındakileri | kendi hallerine bırakıp arkadaşım- la bi yü- | geniş salon, | nde ebi iş bir izdihamla kaplı... | İki büklüm boylarım siyah, başi geçme çarşaflarının | yan ihtiyar anne ve e günü diyor ve | Zemen her tediye Buraya gelen- günü bu r böyledir. ih- | tarunlarından ka- sil ettikleri nafaka- larını almak için sıra beklerler - tiyarlar ken evlemmiş fakat mes'ud olma - m azeler de ayrıldıkları larında: aen tahsil & kaç şarlar! Ve bunlar birbirii bap olurlar, kimi h tiği evlâdını, kimi «nı tavsif ettiği eski kocası nafakanın peşinde ko- Burada da kısa bir teval sonra tekrar geriye dönüyor v çüncü kata doğru ilerliy Rehberim: «— Üçüncü kata çıkacağız diyor ve ilâve edi «— Üçüncü kat en enteresan katu rüz. Asliye cer emelerile cinayetlerin hı görülen ağır ceza muhakermi nin tetkik edil hakemeler le tes. ini kötüye sü- r bu kattaki ko- akıbetlerini vak'a- katta yanyana men bütül akı bi Bütün yaralılar, hastalar, ömanlar bu kattaki tabibine» gelip muayene olurlar sorgusü, (| adliye m bu son cümleyi akladı ve seçip iki yetişmiş sonra zdar yukarıya 3 çıkarı et ederek şıkından a kocasındı dullar bu hattâ «koca» bulurlar! Dedi tan meraklı henüz b dile li, Sanra benim gittikçe ar- tecessüsüm arasında yukatıya doğru merdi- tırmandık. venler merika Hakikaten Acaib Bir Diyardır (5 inci suyfadan devam) den sonra her yer kapanır Ame | | | spor seyircisidir, spor yapanlar da vasat sporculardır. — | Yeni Karolinadi k çarşafları yal- | oyundadır. Jonada | bahse girişmek cürümdür tonda, Nevyorkta olduğ de nisan balığı yap lık olür. Nevyork civarında on tane ka- dar ücsüz bücaksız. plâj vardır. | Bu plâjlar büyük bir fuara ben- | Bahrimuihitin kıyılarında on binlerce soyunma kamarası gö- | rülür, Nevyorktan Harleme mi bütün geçtiniz siyahlır h bir tarafı lmiştir. Sağ kaldır çak zencilere imdi beyazlar, sol kaldırımdan zenci ler yürür. Siyahlar sağ kaldırı- a geçemezler. rik rında, tü kontrollar yoktur. Ne vardır. Neuwyork Amı Hükümet b şingtondadır trenlerinde, tramvay- ellerinde biletçi ve değildir esa- HALÜK CEMAL An - | kta ftek bir atlı araba | İ—BSON TELGRAF — 9 AĞUSTOS 199 Sabah Postas 14 Ağustos Pazartesi Başmuharriri:" EskiTevhidiefkâr Başmuher- riri Ebüzziya Zade Velid — - y TEFRİKALARI 1 — Atatürk'ün son günleri YAZAN. Rahmi Yağız İşgal yıllarında M. M. grupunun İstan- buldaki gizli faaliyeti YAZAN: Emekli General Kemal Koçer Hazreti Muhammedin hayatı YAZAN: Ziya Şakir İslâm tarihinde nifak ve Haccaci zalim YAZAN: Kemaleddin Şükrü Sevda geceleri YAZAN: Aşkın hançeri En heyecanlı zabıta romanı Çakıcı Efe YAZAN: Üü Mahmut Yesari Zeynel Besim 9000 00 | En Güzel Spor Sayfası En İtinalı Kadın Sayfası En Meraklı Çocuk Sayfası Sinema Sayfası Hikâye, Röportaj, Askerlik, Ma- kale, Fıkra, Anket, Meraklı şey- ler, Okuyucu şikâyetleri, Sağlık. TESKİN ve IZALE EDER Sıhhat vekâletinin 9-10- 935 tarhli ve 4-983 mumaralı ruhstatını haizdir. egi #öylerken Bovna 'U Yyabancı adam yol i_?'”'nuşl 1 Misafir, "xı;m Gdüşüncesini — keşfe' A etti: damlarım bu civarı ta #irindeydiler. Rehber'i ha Yolüma devam - etmel İ V SATem kalmadı ve tesadü SA evinizi buld H gn Fasını kendi evini: Müiz, ” Bediğiniz kadar kalabilir- Tni len ize teşek- var. İzin fadırımı evinizin yanı- | l | dim etti. No: 37 Yazan; EDGAR RAYS Biraz sonda Bovna, Bay Han - sunu Meryemle «Canım> a tak - Bay Hansun çok mah- min kar - | Kendi çadırım da pek yakina- | kurmadi. Yalnız ava çıktıkları za- man onlarla beraber gidiyordu. Mükemmel nişancı idi. Bovnanın misafirleri arasında meşhur oldu. Üç hafta sonra Hansunun ya- nana indi, Adamlarını iki kısma ayırmış ve esrarengiz bir işe baş- di, büzüldü ve atına ak bahanesile çıkıp gitti. Meryem: — Tuhaf şey dedi, bana Bay Hansunu taniyorum gibi geliyor | amma, kabil değil, nereden tanı - yacağım?. Omuzlarını silkti ve artık dü- şünmedi. Hansun, Bovnan de evin yanına yerleştirmesi tek- lifini tti. Adamları vahşi in- sanlardı. Kavgacı idiler. «Canım» la, adamlarile geçinememeleri ih- timali vardı. pek çabuk Müvaffak'olursa adamlarına bol mükâfat verecekti. Bunu on! vâdetmişti. adamlarını | — İki gruptan birini sahra yolu- aa gönderdi. Onlar kervanları göz- Hiyeceklerdi. Diğer grup da yı köprü ucunda saklanıp bekliye - ceklerdi. Bu işi bitirince Bovna- ya adamlarını şimal yoluna gö , D, & | | yularından tutmu; —7 — Bizlediği | tmedi. | * Bir gece Meryemi uyku tut - | madı, hava çok sicaktı, uyüya * mıyacağını anlayınca biraz serin- | lemek için bahçeye çıktı. Hansun bir çilin arkasında 'u « zanmıştı. Yıkdızları sayıp bekli - yordu. Birkaç gecedir pusuda idi, Fırsat k du. Genç kizin - | seslerini duyunca yarı doğ - Tuldu, cebinden bir bağ çıkar - fra tekrar pusuya yattı: Kız yanından geçörken atlıı Bir at kişnedi, kendi atı caktı. Fakat biraz sonra yine bir at emesi duyunca sesin gel - | diği tarafa baktı, okkalı bir kü - u: Bir adam iki atın geliyordu. Meryem de gördü. Morison ken- di atile Meryemin atını almış ge- liyordu. Genç kıza dedi ki: — Uyuyamadım. Atla bir ge - zinti yapmayı düşündüm. Bahçe- derdiğini söyledi, fakat gruptan bahsi ola - für savun den geçerken sizin de uyumadığı- | nizi gördüm. Sizin de atınızı ha- zırladım. Herhakle benimle be - raber bir at gezintisi yaparsınız de- gil mi? Geceleri at gezintisi çok hoştur, Haydi gidelim. Meryem güldü Bahçeden çı n Hansunun atını gördül. Motison: A.., Misafirin atı! dedi. Atlarına atladılsı, yol almağa başladılar. Hafif gür esiyordu. Bir da arslan kükremeleri isan ürperdi, yangözle Mer- e baktı, Kız sanki hiçbir şey amış yibi atım koşturdu. A- ay altında daha kor- | hşi ormana doğ- | ru yol alıyordu. | Morison içi rahat değildi. Mer- yeme korktuğunu belli etmek is- tememekle beraber, gece yarısı ormana girmeyi de makul bi üze Ibir fikirdi.| düyüldü. yordu. Aç bir arslan | yere bâğlı olup olmadığını bir ke- — kükreri ormana girmek delilikti. Arslanın sesi kösildi. İn biraz cesaret geldi. Tüfeğini ka bir süvari, yolda onları gözlü- yordu. Bu Hansundu. e- ; Ne yapacağını tasarlıyamıyordu. R I Bir gece evvel zencilerin insan pa- — re daha muayene ettikten sonra DÜ kızı takibe başladı. Arslan, sağlarındaki dar bir yaylada dolaşıyordu. İki gündür ağzına lokma koymamış olan ih- tiyar bir arslandı. İki arinin kokusunu almıştı. 'an ihtiyar bir arslandan ko- nuştuklarını duymuştu. Parma « Bını tüfeğinin tetiğine götürdü. Kendisinin avlamak istediği şi- kârı arşlanın pençesine mi terk edecekti? Tam ormana dalacakları man Morison: — Ormanda atla gezmek çok güç| midir? dedi. Dallar insanın za - | — Meryemle Morison mehtabın — şiki pırıldıyan bir. ağaçlığa gelmişlerdi. Yüz metro ötelerin- de aç arslan gözleri ışıldıyarak — yüzüne çarpar, Yavaş gitmek - | onları gözlüyordu. Açlıktan kars seadi, n çökmüştü. Fakat tecrübeli ol- Meryem: dağa ğ — Öyley | mak için ye cevab verdi. | — Hayır, hayır, Mademki isti- yorsunuz girelim, fakat attan ine miyelim. | Onlar ormana dalarlarken. baş- | 'se yaya yürüyelim! di- Daha ötede arslanın kokusnnu. an adam, fil Tantova sırtına yase lanmış, usul usul yaklaşıyordu. (Devamı var) * !

Bu sayıdan diğer sayfalar: