7 Ekim 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

7 Ekim 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Evlenme dairesinde birkaç saat.. Telimle, duvağımla damadı bekliyordum. Meğer — Abdülhamit birdenbire hastalanmış. Düğünümüz geri kaldı. Keşke ben de bu devrin kızı olsaydım Yazan: İskender F. SERTELLİ rde arkadaşla âh -merasil düm. Bizden önce mış. Arkadaşımın r ra da üç dört nikâh kıyılacakmış. Salanda yüzlerce davetli — vardı. Bunların hangi nikâh merasimin- de bulunmak üzere geldiklerini arcak kendileri ve aşinaları bi - liyordu. Kapıcıya sordum: — Her zaman böyle » olur mu burası? — Evet byım, bugünkü bir şey değil. Geçen hafta bütün davet- Jiler birbirine karışmıştı, dedi. Ve gülerek ilâve etti: — Allah arttırsın., Eskisi: betle evlenenler çoktur. Evlenecek olan arkadaşım ya- nıma sokuldu: — Ne 0? Bur: mi yapıyorsun? balık ine nis- da gazetecilik 6 : — Yok canım. odacıya kalabalır | göbekli, eski | Babiâli efendisini andıran bir zat sokuldu: — Evlât daha çok bekliyecek ? miyiz? İ Arkadaşım bü zatla beni tanış- tırdık verdi — Önümüzde bir nikâh daha var. Birazlerken gelmişiz. Kusura bakmayın bayım! Ayakta kaklınız Böyle günlerde ayakta dolaşmak oturmaktan daha zevklidir. Ne mutlu size! Her iki tarafın davı orsunuz.. Gelin, dı kayinvalide-| hep bir a- yaktı, etrafı tecessüs — Bizim zamanımızda herkes u- macı gibi bir köşeye saklanırdı, dedi, erkekler bir tarafa, kadınlar bir başka tarafa çekilirdi. Hiç kim- Be birbirini tanıyamaz ve bilhassa kadınlarla temas edemez, görü - şemezdi. Ben baldızımı evlendik- 'ten ancak bie yıl sonra tanımıştım.| Kocası kiskanç, mutaassıp bir a- damdı.. Düğünümüze bile gelme- di Fakat( bunda başka bir sebep aramayın! Sırf kıskançlık ve ta - | assup yüzünden. Mantolu, gözlüklü bir büyük hâ- nit yanımıza sokuldu. Meğer mu- hatabımla tanışıyör ve muhavere- mize kulak misafiri — oluyormuş. Derhal gülerek lâfa karıştı: — Ya benim evlenmem o kadar| Rarip oldu ki - diyerek tıraşa baş- ladı - kainpederim mabeyne men- Suplu. Düğün günü ayni zamanda nikâhımız kıyılaçaktı. Bütün da- vetliler köşke gelmişlerdi. Kainpe-| derim © gece yıldız sarayında nö- betçiydi. Sabahleyin erkenden ge lecekti. Bir gün önce böyle görü- şülmüş ve hetşey ona göre hazır. Tanmıştı. Nikâh öğleden önce köşk- te kainpederimin huzurile kıyı - Tacaktı. Öğle oldu.. İkindi oldu.. Saraya ardı sıra adamlar gönderi- Hiyor, fakat kainpoderimden bir haber gelmiyordu. Damat müşkül meğe başlamıştı. Herkesin midesi açlıktan zil çalıyordu. Nikâh kı - yılmadan yemek yenemezdi. Bu, eski bir âdetti. Meğer Abdülha - mit o gün hafif bir sinir buhranı Beçirmiş.. Baş mabeyinci, hiç kim- senin saraydan çıkmasına müsaade etmemiş. Zavallı kainpederim de sarayda mahpus kalmış.. Büyük hanımın anlattığı vak'a çok enteresandı. Ya dnıun ne oldu, han 1 sonra, kendisine cevap — Evlenecek çağda olan kızlar ayna Acaba beni açma akşama,kadar beklediler mi?| — Sabırlı ol yavrum! İşte ben | karşısından hiç ayrılamıyotlar: Kim alacak? de orasını anlatacağım.. dedi. (Devamı 6 ancı sahifede) Varşovamn fedakâr bir mahallesi Vistül'ün sağ sahilindeki Praha mahallesine, bir çok kahramanlıklara sahne olduğu i « Gözyaşı » mahallesi ismi verilmişti Varşovanın şu mahallesinde az “Yüz sene evvel bir Polonyalı, Paris- de neşrettiği bir eserde şunu yazmışlı: «Polonyanın bütün felâketi — sanki burada toplanmış.. Praba güneş altın- da parlıyan birtun bir milletin felâke- tidir. Rurada işitilen ancak inilil ve feryat, görülen de gözyaşıdır. Prahaya, | Lahistanın bir harabiyet ve elem âbi- | desi denilse yeri vardır.» | Varşovadan bir mehirle ayrılan Pra- ha, senginliği ve bahisıalığı ile meş- ! | hurdur. Paytahtın en büyük mahal - lelerinden biridir, Sulh vaktinde bü- yük bir tiear« merkezi idi, Büz, var ve Vistül nehirleri yolile getirilen ticaret eşyası burada büyük depolara konulurdu. Harp zamanında ise dalma Varşovanın müdafaa siperi olmuştur. Praha, 15 inel yüz yılda Bohemya- dan hleret eden — Hüsliler tarafından inşa edilmiştir. Bunlar, evlerini Var- şovanın karşısında ve bu yeni mahal- leye taşıdılar ve buraya Praha ismini verdiler. Yagelonların devrinde Varşova ve Praha büyüdü, senginleşti. Sijinmund- gn hemşiresi - Prenses Anna, meşhür Pernardin kilisesini, Vistülün üzerin- büyük Köprüyü yaptırdı. BEERLELAAÜD ÖÜ PK B mu kan gövdeyi gölürdü? Mi intihap için Prabada toplanıyorlar- di Prahanin bahtsıdliği 1686 da haş- ”| dadı. Bu sene içinde İsveçliler lara - | fından işgal alundu. 1702 de ve 1706 | de Rusların stilüsına uğradı. 17? de, sönca 1793 de taksime uğ- rayan Polenya halkı, 1784 de Koçie yoskunün açtığı isyan bayrağı altında toplandı. K Ruslar, bu kıyamı — bastırmak için General Suvarofun kumandasında 40 bin Kişilik bir kuvvet gönderdiler. Po- donyalıların kuvveli ancak 18 bin ile 15000 arasında (di Varşovaya yaklaşan Rus ordusu Pra- hayı topa tuttu ve 4 son teşrinde ta- arruza geçti, Meşhur «Praha yağmasız | Başladı. Binalar yakılıyor, yıkılıyor; ahali kı- hçtan geçiriliyordu. General Suvaraf atından imdiği zaman, askerlerine hi- Ç — Eöleniniz, çocuklarım!. Dedi. Şimdi sözü Polonyalı mahar- rire bırakalım! «Katllâm, öldürülecek erkek, kadın ve çocuk kalmayıncıya kadar devam etti. Mahallenin sokaklarında. 20,000 den fazla cesel yatıyordu. Yangın bü- tün W—lı—qı— Kazaklar şarki AMİZAH, EN FENA ÖLÜM? Doktorun birine sormuşlar: — Ülümlerin en fenası hangisidir? — Kalb sektesli. — Sebebr. — Adamı bir anda öldürür. Vizite Ücreti almağa bile vakit inrakmaz.. AMMA OBUR ŞEYMİŞ. Muallim.— Safraya beş lave bakla- va koysalar, sen ikisini yemiş olcan, geriye ne kadar kalır?. Tülebe— Hiç kalma: Muallim.— Neden?, Talebe— Hepsini yertm de ondan!. DERSİNİZ? HAKLI MI, — Acaba dünyada evlilikten mem- Hun olan bir adam yar mıdir?. | — Ben varım at — Canım. sen evli değli bekânan!. — İşte ben de, bekâr olduğum için wlllikten memnunum yal, Fikirin biri, tanıdığı bir zengint evinde yemek yerken ev sahibi: — Pilâv, çok lezsetli bir yemek iken #ofraya niçin en sonra gelir? | — Riade, aksine en evvel gelir. Müddel, iadel meram ederken aza- | Gan biri uyuklamıya başlar. - Müddei derhal sözünü keser. tirmek için bay azanın bekliyarum. Hükim.— O da, sizin gibi. Uyanmak için sözümüzü bitirmenizi bekliyor!. uyanması: BAY İLE VEKİLHARC Bay.— Banafa bercumuz ne kadar? Vekilharı.— Onu biz. bilmeyie?, Bay.— Ya biz neyi biliriz?. Vekilharç.— Biz, yalnız borç etme- sini biliriz. Borcun miktarını da alı caklı bilir!. ALEKSANDE DÜMA KAÇ ESER YAZDI? (Monle Kriste), — (Üç — silâkşorlar) mücllifi Aleksandr. Düma 257 raman. 27 piyes yazmış ve milyonlar kazan- mıştır. Duma cömert, eli açık bir adşmdı. Kazandığı milyonların bir kısmını h- tiyaç içinde buluman dostlarına verdi. Geri kalanını da tiyatro yaptırmak, gazete çıkarmak süretile sarfelti. GARİP BİR MEMLEKET Madanı Freya Spark adlı bir kadın geçenlerde seyahate çıkmış ve Ara- bistanın birçok yerlerini — dolaştıklan sonra (Hadramut) havalisine gitmiş. Bu memleket çölden, kuru ve susuz tepelerden Hbaretilr. Günlerce, hafta- larea gidiise ne bir kaynağa, ne de bir. yeşilliğe tesadüf olunur. Bu fakir memleket ahalisi, eskl â- detlerine, an'anelerine çok riayet eder. Vaktile buraları çok mamur imiş. Bir Çok kervan yolları varmış. Bu yollara verilen isimler de çok garip. Meselâ: (Günlük yolu memlekoti bir baştan bir başa kalediyormuş. Çine giden yo- da «İpek yalı Palmire wzanan yola da «Çöl yolre deniliyormuş. Madramut» ahalisi müslümandır. Birçokları şehirde, altı, yedi katlı ev- derde ikamet ederler. Bir çokları da göçebedir. Hayvanlarile beraber çöl- lerde dolaşırlar, intedikleri yerde ça- dır kurar otururlar. Deve sütü ve har- ma ile karınlarını doyururlar. Çok ka- mmatkârdırlar. rafından tesis olunmu: | bir üniversitesi v YILANLA SUİKAST 1884 de, — Pransa Krali Li Filip NaMINA gönderilen büyücek Bir tahta gandık — Tülleri sarayına getirilmişli. Kapağının üzerinde çu yazılı Idi: <iaş- metmeüp krala mahsastur. Devlet sır- | darına alttir. Huxurunda açılacaktı Bu yazı şüpheyi dayet etmiş, sandık, polis müdiriyetine gütürülmüştür. İçe- risinde bir bomba bulunduğu. kapağı açılınca patlıyacağı zannedilmişti. Bunun için kapağı değli, Altındaki devha açılmışlır. Sandığın içinden dürt dane çıngıraklı yılan çıkmaşlır. Yılan- far, hayvanal bahçesine götürülmüş- Praha senelerce harap bir halde kaldı. Sonra, yangın yerleri üzerinde kulübeler kurulmuya başladı. Napolyon Prahayı, Varşovaya karşı Bir köprü yaptı. Eski mahalleden ba- kiye kalan küçük Leret kilisesi fle kat, Hümi hatırlatan büyük salip idi, 1812 de Ruslar Varşovayı ve Praha- yi yeniden işgal ve tahrip etiiler, 1830 da halk bir daha isyan etti. Sön Polonya İstiklâlindan — sonra | Praha mödern bir sanayi yeri oldu. Eski entrepolar arasında yenl fabri- kalar, tezgühlar kuruldu. Fakat 145 sene sonra, 1838 eylâlün- de, yani buçün Praha demir ve aleş yağmuru altında kaldı, bütün binalar yıkıldı, sokaklarından sel çibi kan aktı. F e ae —— L Harap Polonya şehirleri Alman tayyareleri hiçte acımadan bu şehirlerdeki ef güzel tarihi abidelerden çoğunu mahvettiler Bir ay süren Polonya harbinde | yıkılmadık şehir kalmadı gibi bir hassa büyük şehirler çok Bunlardan biri de Varşova ve Krakuva'dır. Kravuva 200000 nüfuslu bir şe-, hirdir, 1364 de, büyük Kazmir ta- | | u. Meşhur ier. Krakova - elik ve demir ocakları, fabri- tamamile harap - olmuştur. | hur Vavel şatosu da bugün bir; Varşovaya gelince, mazlüm şehir ünvanı a, Polonya idi. 1 m yon 200,000 nüfus uvardı. 1704 kat- İlâmının eserlerini hâlâ taşır. Sa- nayiinin inkişafı Almanların hırs- larını çoktenberi celbetmişti. n Torun, 860000 nüfuslu ahkem şehirdir. Burada çok mühim çelik ve ma « kine fabrikaları vardır. Tarihi bi- arasında bilh. ik tarzıl de yapılan | Belediye dairesidir. Poznan, Polonyanın en mühim şehirlerinden biridir. Nüfusu 2600 bindir. Çelik vagon ve ziraat ma* eleri fabrikaları buradadır. Ü niversitesi, büyük kilisesi ve bes lediye dairesi tamamile harap olt Lemberg'e gelince. bu büyük $ hir de 260,000 nüfusludur. Baltık denizini Karadenize rapteden dez miryolları bu şehirden gelir. Uk* 0 Tanyanın merkezidi Solda Krakövide harap olan Vavel şatosı Padörevski İsviçreden aziz mem leketinin iztırabını seyrediyor Diyor ki: Biz Lehliler düştük, fıpkı —salı'p üzerinde indirilen Mesih gibi ! Polonya da Mesih gibi basü badelmevt sırrına mazhar olacaktır. yeni kurulacak Lehistan teklif edecekmiy.. Gazetelerde bu haberi okuduğum za- man hayretten kendimi alamadım. Pa- döreveki, bu ateşin ve hararetli vatan- perveri yakından — fanıdığım için gu salırları yazmıya lüzum gördüm. Umumi harp neticesi birçok hü - kümdarlar taçlarından, — tabtlarından oldular. Dünün nüfuzlu adamları ye- rine, istmleri işitimemiş şahsiyetler geçti. İşte bu sırada Padörevaki, Lehistanın başvektlk oldu. Padrevski bir san'at- kârdır. Çocuk iken ne aflesinden, ne de mualllnlerinden musikiye karşı o- lan temayül ve istidadımı takdir — ve teşçi edecek bir. munvenel görmedi Kendi kendine — çalıştı, muvaffak ol- dü. Valanını terketti. Ülk evvel Avru- paya, sonra Amerikaşa gitti. Şöhret ve servet kazandı. Patilerle, Saruber- narlarla nisbet kabul elmiyecek det €e de büyük bir Ücret alıyordu. Mll- yarderlerden, bir musikl müsameresi için 10 bin allın aldığı çok oluyordu. Padörevski, uzun boylu, zayıf, biraz mabeup ve sıkılgan, geniş alınlı, mavi gözlüdür. Vatan muhabbetini, kalbinin €n derin köşelerinde muhalaza eder. Her yerde Lehistanın hatırasını ihya- ya çalışırdı. Bir gün Rus imparatorunun sara yında bir müsamere verişordu. Car | üçüncü Aleksandr, kendisini tebrik et- ti — Aziz üstai! Rusyayı şereflendiri- yorsunuz!. dedi. Padöreveki serbesice gu cevabi. verdiz — Lehistanı demek istiyorsunuz de- Ki mi haşmetmeüpt.. | Büyük vatanperverin bu sözü, Rus | Ampsratar sarayının kapılarının ebe- diyen kapanmasına sebep oldu. Bir müddet sonra, — vatandaşlarıı Alman idaresine karşı yaplıkları ai mayişleri tasvip ettiki için ikinci Gi yem, Almanyada — konser — vermesini menetti | Padörevski, İsviçrede Leman gölü | kenarında Bartolini köşkünde Ikamet eder Bu köçk, <Pan Polenizma taraftar- darının bir makarrıdır. Musiki merak- | kss Amorikalılar, burayı ziyarel etme- den İsviçreden ayrılmazlar. Köşkün içerisi bir san'atkâra lâyık derecede süslüdür. Exki kollaktar, ka- nepeler, kıymetlar halılar, meşhur res- samların cverile teryin, olunmuş bü- yük salon, salanun şeref mevkiinde iki kuşruklu piyane. Yan tarfla bir baş- ka salon daha vardır. Hurası, pek xa mimi dostlarından başkasıla kapalıdır. Duvarları, aitin ve zümlş hurma dale darı, madalyalar ve madalyonlarla ör. tülüdür. Padörevski, bu salonda kabul ottiği dostlarına bazan hatıralarını anlatır: — Hayatla yaltır bir zevkim- var: Kirafımdakilere mümkün mertebe yar- dım elmek, felâketzede vatandaşları- ma müavenetle bulunmak, clemlerini azaltmıya çalışmak. Padörevski, kendisine müracaat e- den Lehlilerin arzularını asla reddet- memiş ve Lehistan uğrunda çok para zarfeylemiştir. 1899 de, 100,000 ruble sarfile Lehis- lan facialarından birinin panoramasını yaptırmışlar. - Birkaç — kene sonra da Krakeride, Grunuvald muharebesinin hatırasını ihya eden bir âbide diklir. miştir. Bu abide 20,000 altına mal ol- muştür. Umumi harp başladığı zaman Pa- nutuk bir belüzat nümunesidir: «Biz, Lehliler düşlük. Tıpka salip Ürerinden mazlüm olarak düşen, fakat masiyesi lekelenmiyen Mesih gibi.. Me- sih basli badelmevi sırrına mazhar o lacaktır. Biz de olacağız. «On asırlık tarihimizi okumak zah- Mmetini ihtiyar edenler göreceklerdir KI bizim mazimiz, beşeriyetin — hürriyet ve serbestisi ağrunda muharebeler, mücadelelerle geçmiştir. «Biz başkasının malına asla göz dik- Hiçdir. mll- âdetlerine riayetsislik Hiçbir kimsenla tmanına, Mikadına karışmadık. Hiçbir dini hakir Körmedik. Biz zalimlere karşı müca- dele açlık. Bunların kin ve adavetle- vini karmıya çalışlık. Biz ancak, her | yerde, herkese karşı: «Sizin hürriyeti- t için, bizim hürriyetimiz (çin. Göraşlık diye Bağırabilmek için vadele etlik..r sözler, — Amerikada — bulunan 4,500.000 Lehli üzerinde büyük bir te- Sir husule zetirdi, hemen bir milyonu GönÜllü yasıldı, garp cephesinde Pran- sızların yanında harbetti. MereLe LA LA L0 LeLELE İtalya Vellahdının refikam — Mari Foze İlalyan BSalibialmer teşkilâti u- mümi müfettişliğine tayin edilmiştir. Bu resim Prensesi vazife başındaki kı- Tafeti e göderirec Müstakil Lehistan hükümetinin (K başvekili olan Padöreviki — Varşevadi bir halâskâr gibi karşılandı. Üstadın bu münasebetle irat ettiği nutkun şu parçası dikkate değer: «Vazifesini takdir. eden, bilen — bif hbükümet relbsi milletin hissiyatına ter” cüman olur. Bizim âmalimiz majâmi Zahillerle atokân memleketlerin birüğ leşmesini istiyorun. Vaktile Letixtan Görevskinin Amerikada irat ettiği yu | İdiyse yine öyle olsun diyoruz. — Belk Şa veya bu partinin elinde bir aei olmak islemam. Bunların hepsine hüf” metim var.Fakat, hiçbirisine mensuff değilim. Tanıdığım parti ancak «Le” histan partisiş dir. Bizi, zarptan teh” dit eden tehlikeye karşı sadık vatsif evlüllarının bir vazifesi vardır: 'Tams” mile Lehli kalmak... Partilçeden hipe biri, yalnız başına Lehistanı kurtara” maz, ihya edemez. Fakal biz, heptenlk birleşince onu yeniden teşkli ve tesif edeceğimize, ona yeni ve taze bir ha yat vereceğimize şüphe yoklura L Milyoner Dul Kadın İngilir gazetelerinde okunduğuna re Lâdi Elerman isminde yaşlı bir dinın geçen gün ölmesi İngilterede kesi ax çok alâkadar eden bir vak' olmuştur. Çünkü bu kadın kecasındaf büyük bir servetle becaber dul kalt Maş bir zevgindi. Kocasa öldükten v0 ra bir tarala çekilerek sen derece kin bir hayat meçirmeğe başlamız ömründe yalnız bir defa resmini ürmiştir. Lüdi Klermana me kadar para kalmıştı?. 'Tum yon İngilir lirası!, Kecası Sir El İnzilleredeki gemi Mmeaatile zengin muşlu, Şimdi bu servet kadının oğl kalıyor. Bir Dakika Diyip Geçmeyiniz | * Yunanistanda 50 kilo sa - | İbün ima ledilmektedir. * Almanyada, gayet kuvvetli| niki radyo, dünyaya Nazi proj” İpagandası yapmaktadır. | * Hindistanda 900 kilo susat retiştirilir. Bunun tuhumları ye-) ilir. Yaprakları kolera ve di anteri hastalıklarına karşı mü” |. ir bir devadır. * Mülletler Cemiyetinin id8-)) nesi için dakikada 22 İsviçrt trangı sarfolunmaktadır. ** Japonyada petrol yoktüf: bu memlekete 900 H)

Bu sayıdan diğer sayfalar: