14 Ekim 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

14 Ekim 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HADiSELER UK POLİS MAHKEMELER KÖPRÜNÜN TANWTA FARKELERİ ŞİŞMİŞ Unkapanında yeni yapılan köprü - mün Üzerine dözenen tahta parkelerin başına gelenleri duydünüz mü?, İs- danbulda, lik defa, tahta parkeli bir yel yapılacaktı. — Kulakları çınlasın, müteahhit efendi, tahtaları rüzetce dö- şemiş, bitirmiş! Pakat, geçenki yağ- murlar yok muf, İşte 6 küfir yak - murlar, tahtaları şişirmiş, yerlerinden oynatmış. köprünün üstünü ahtüst et- miş Halbuki, fahtaların —araları da ziftlenmiyti. Bir arkadaşı — Müteahhil fazla zifilenmiş ola- vak, dedi. 300 TORUN SAWİNİ BOSNALI BİR ADAM 128 yaşında olan Bosaalı bir ada- man, dökuz evlâdi, 300 daranu var - maşi. Torün, dorba sahibi, diye, işle buna derler. 128 yıl yaşamış bir insana bu ka- dar torunü fazla görmemeli! — Fakat, ben, döküm evlida 300 torunu fazla buldum. Çönkü, bir taksim yaptım. A- dam başına 45 çocuk düşüyor! — Asıl hamaral olan 128 yaşındaki Bosnalı Geğil, anun evlâtları imişi YENİ TEŞEKKÜL EDEN FPOLONYA DEVLETİ —0 Malâm ya, yeni Lehistan hükümeti Pariste, yeni Çekeslovak hükümeti Londrada teşekkili eti Yakında, Ha- Deşistan, Arnavutluk, Avusturya hü- kümetlerinin de bazı Avrupa şehirle - rinde kurulduğunu duyarsanız, şaşma- yınız. Gazetelerde ekudum. Yeni Po- “mücadele edileceğini söylemiş? Nutuk 40 SENEDİR İŞLİYEX ALMANYADA YENİ BİR BENZİN KEŞFİ lenya Hariciye Nazırı olan gat, radyo- A sözlere rağmen ihdas edilen emriva- kilerin tamiri âsımdır. Aksi takdirde yapılacak herhangi sulh kenferansının İkinci Münih konferansından farkı muyacaktır. VAKİT: Asım Üs İlalyanın yeni salh proje- İS$LER KARâİIWî e,î YENİ SABAN: A Telgref da bir mutuk söyliyerek sonuna kadar Son parlak.. Fakat, ayıp değli ya, mana- snı pek kayrıyamadım. Neyla sonuna kadar mücadelet, TARİHİ OTOMOBİL Şimali Amerikada, bir adam, hâlâ, 1899 da satın aldığı olamebili kullamı- yormuş! Demek ki, müzelik olan ara- Basını, hâlâ bırakmamış! Fakat, bu işe şaşmamalı. Bilâkis, burada bir dersi Abret nümunesi var, Kekiden herşeyin sağlamı yapılırmış! 40 sene evvel ya- pılan bir olemobil hâlâ dayamayr, işliyor. Haydi, bakayım, bu sene bir. ole- maobil alınız da, 40 sene sonra da kul- danıma. Otomobili bırakın, şimdi yı pılan apartımanlar bile 40 sene dayan- mayor, ya duvarları çatlıyor, yahul da birden çöküveriyor!. Almanyada, benzinin de az olduğu malüm! Şimdi, orada, kimyagerler, k- Timler, sun'i benzin yapmağa uğraşı- yorlarmış! Bazı mahrukatın tozların- dan bür wevi benzin yapıp tayyareler- de kullanacaklarmış!. Bu torları hava ile karıştırmak, bu suretle, kabili iştial | ; İ İ l için, büyük bir ihracat maddesi koşfe- Gildi, demektir. Artık, bütün yaz, İs- tanbalun torunu Almanyaya sevkederiz. | Bu sürelle, bis de tozdan kurtulmuş oluruz. AHMED RAUF Fakat yine bu devlellerin her biri- İN ayrı ayrı menfaatelri yardır. dece İtalyan gözü ile hazırlanmış bir projeden sulh doğabilmesi ümidi pek zayıllar. Hüseyin Cahit Yalçın Çemberlay - nin utkundan bahsederek. Alman dev- let adamlarının bu malku dikkatle tah- Hi etmelerini tvsiye ederek diyor «Alman iderleri bu kadar insani, âdil ve haklı teklifleri reddelmekle ken - dilerini medeniyet ve beşeriyet harici | burakacaklardır.> |xüçüx BABEnu;ııı ** Sehrin imar edilen yerlerinin 1- mardan evvel ve sonraki fotoğrafları alınarak tesbit edilecektir. 4 Bu sene Cumhuriyet bayramı me- raslmine ancak lise ve munllim mek- teplerile kız enstitüleri iştirak edecek- tir. Orta ve ilk mektepler kendi mım- takalarında yapılarak — merasimlerde bulunacaklardır. | * Sinemâ tarifeleri yeniden teikik | ve tasdik edilmiştir. Bvvelce tesbit e- | dilen tenzilâti yapımanış olan sincma- ların targfeleri de değiştirilmiştir. * Eminönünde küçükmescit civarın- | Baki 14 binadan mütaşekkil adanın is- timlâk muameleni tamamlanmıştır. Bu | ada yıkıldıktan sonra, Misırçarşısı ö- nündeki dükkünlar da yıkılacaktır * Moden tetkik ve arama enstitüsü | umum müdürlüğüne tayin edilmiştir. | No.14 — Ben de şaşıyorum, Mehmetil | 'Tayyarelerden bundan sonra ken- | dimizi fazla sakınmalıyız. Gerçi Canakkale üzerinde tay - | ları ya düşürür, yahut kaçırır. Fa-| kat, ne de olsa bunlar hava oyum larıdır.. Ve bu oyuncular çok ma- hir insanlardır. Bazan bizi böyle hilelerle aklatırlar ve gafil avirya- bilirler. Kâzım Bey, Mehmedin — bitkin bir halde olduğunu, güçlükle ko- | nuşabildiğini sezmekte gecikme - l Mişti. — Haydi, sen istirahat et, Keh—ı meti! Dedi ve omzunu okşıyarak ilâve etti: — Cesaret ve metanetine hiç di- yecek yok. Tehrik ederim neuLl Bugünden itibsren benim emir - berim olarak y.mmdı kı.ıeıhml MEHMET STP!RD!:_. Bir hafta sanra.. — Nuh da: — Ne var oğul? — Düşman gemileri böyle her gün gülle savurmakta devam ede- cekler mi dersin? | — Paraları çoksa devam ederler.| Her attıkları güllenin üç yüz lira | değeri vardır. — O halde hergün denize ve ha- Tallyonlar döküyorlar demek- | tiyordum. Ben sfâhlı | Emirberli Yazan : — Söyledim ya.. Paraları çoksa! n İ — Siperde kalışıma fena etme- düm, değil mi? — Çok iyi yaptın, Mehmel! Ben de senden bunu beklerdim. — Yüzbaşıyı gücendirdim mi a- caba? — Bilâkis. O da çok memnun - dur. Senin gibi bir arslanın vatana bağlılığını görenler elbette seni takdir ederler. — Emirberlik bana sarmadı, Nuh dayı! Ben sipende düşmanla karşı| karşıya, göğüs göğse döğüşmek is- | askerim. işini silâhsız. askerler | ir. l Hakkın var. Sen za- | ten köydenberi düşmanla çarpış- mak isterdin! İşte Tancı seni har- bin tam civcivli, ateşli yerine gön- derdi. Makinelitüfek kullatmasıı ııı' iyice öğrendin değil mi? Merak etme. Bir haftada öğ- rendim. Düşman karşımda kıpır - dadığı zaman öyle bir ateş açıyo - rum ki.. Kurşunlar yağmur gibi yağıyor. Akılları durduracak bir makine bu, Nu dayı! öteki tüfenk- lerin Glç birine benzemiyor. Dün sabab şu karşıki sırtta birkaç göl- ge gördüm.. Kurşun şeridin! sür - düm, makineyi çevirmeğe beşla - dım.. Bir anda pestil gibi hepsi de yapabil -Mehmetçi Aldatan Sevgili Asliye ceza mahkemelerinin bulun- duğu korldardayız. İpek sarı saçlarla süslü başının sarı elbisesile tam bir ahenk teşkil ettiği pembe yüzlü, yeşli çörlü taza bir ka- din yanında bir delikanlı olduğu hal- de İki Jandarmanın ortasında; önü- Müzde ağır alır yürüyor ve arasıra bitgin, şaşkın nazarlarla etrafını sü- zerken bir yandan da ağlamaktan kı- zarmış güzlerinden — boşanan — yaşları küçük mendili ile silip yine haçkırıyoz, görenin merak ve alâka İle rup baktığı ve isminin Saime olduğu- nu sonradan öğrendiğimiz bu gçenç ka- dini secak bir afle yuvasından laş mah- keme karlderuma atan sebep ve vak'a- yı da, ileride kalabalıkla dertleşen za- yıf, hasta henirli genç bir erkeğin ağ- zından dinliyorun... Kucağında mayi Bgözlü masum bir çocuk bulunan xa- vallı adam kırik, bilkin bir sesde, içini yakan utırabı şöyle anlatıyor: #— 6 yıl, tam 6 senedir evliyiz.. Fa- kal enunla ancak 4 yıl beraber bir yastığa başkoyabildik. Cünkü çalış- fığım girket 4 üncü senenin sonunda | beni «Madens e gönderince yavru - mun ve annesinin gıhhatini döyünerek onları burada bıraktıra; madende re- simleri ve mektupları lla başbaşa ya- |ösamağa başladım. Fakat yine mes'at- fam ve bu saadetime her bayram yeni bir meş'e katar, her İstanbula zelditim Gatll ayım ayrılıkla geçen bir yılın mü- Kâfatı elurdu. İstanbula ba sene de gzelmek için Cumhurlyet bayramını bekliyor, o rü- ü ipte çekiyordum. Lâkin gecen ay ansızın hastalarımca derhal izin alıp | harekele mecbur oldum. Ona bir sürp- riz yapmak Kçin haber vermeden gel- Gim. Eve kimseye görünmeden bahçeden girdim. Fakal ayaklarımın ucuna ba- | sa basa yukarıya çıkıp yatak odamızın Kapısını açtığım zaman gürdüzüm manzaradan donup kaldım: Çünkü B- miml verdiğim hayatımı ve istikba- Timi uğrana çizneditim kadın yatakta hem de benlm yatağımda Aşıkile be- raher yalıyardu!. Arlık undan sonrasını bilmiyorum. | Yatnız hatırladığım birşey varsa göz- derimi açtığım zaman hastanede idim. Haslanede tam 20 gün kaldım.. Bu 20 gün bir cançekişme kadar — ızlıraplı geçti. Fakat geçtil. Ben onn, onları affetilm. Lâkin ka- mun ev yıkanı cezasız bırakmayor.. De-| min muhakeme olduk.. Aşıklle beraber 3 ay hapse mahküm edildi'.r Zavallı adam, bu son cümlesinden sonra sözünlü kesti ve berşeyden ha- arlık.. Rak sana ben aAadena da ye- ni anneler bulacağım'.a HALÜK CEMAL DAĞ mübadillere verilen hazine tahvilleri Maliye Vekâleti tarafından gayril | mübadillere tevziine devam-olünan hazine tahvtlli tikçe yükselmektedir. Geçen ay 38 lira olan 50 lirahk tahviller dün 445 liraya ç Kuponların itfa zamanı y tığından gayrimübadiller bunları ellerinden ç:karmamakta; bu se - beple de fiatlar artmaktadır. k Geçiyor İskender F. SERTELLİ lüğün gölgelerin ha - kiki insan olduğundan emin miy- din? — Ne diyorsun. Nuh dayı! Mu- harebe meydanında - yalancıktan insan olur mu? Etbette hakiki in- sanlardı. Nüh onbaşı gülmeğe başladı: — Düşmanın karşı sipende in - san şeklinde birçok cansız kukla- lar verleş.mp geriye çekildiğini den bekliyoruz. burada? — Bu işi belki yarın sabah ya- pacağız. Henüz kumandandan e- mir Selmedi. ik zabitimiz ne diyor? — Kâzım Bey de Derlemek fik- rindedir; — Koea arslan. O da benim gibi sırtı ve heyecan içinde butunduklarını sen bilemezsin, Mehmet! Onların bulunduğu sırt onlar için çok teh- Tikelidir. Orada zaten tzun müd- det tutunamazlardı. Böyle manken hilelerile bizi aldatıp geriye çekil- mek fırsatını çoktanberi arıyor - Tardı. halde hemen ayrılalım. Ne-| ireik-| T karşımızda sakız çiğneyip eğle-| Pide fiatları tesbit edil- di, Beyazıtta bu sane de sergi kurulacak Bugün ramazanın ilk günüdür. Evkaf müdürlüğü bu münasebet- le icaboden hazırlıklarını bitir - miş ve ük camilere valzler ta- yin etmiştir. Dün gece, ramazanın ilk gecesi şerefine Sultanahmetle aziz şe - hitlerimizin ruhu için büyük bir mevlit mrasimi terlip olunmuş, tekmâl camilerde ilk teravih nama-| zi kılınmıştır. Ramazan dolayısile Şehzadebaşı kahve ve sinemaları da hazırlık yapmışlar; tramvaylar gece seler- lerini arttıracaklardır. Her sene olduğu gibi bu yıl da Beyuzıt camisi avlusunda bir Bergi| kurulacaktır. Belediye pide fiatlar rını tesbit ederek fırınlara tebligat yapılmıştır. B Odun ve kömür Bulgaristandan 250 bin kilo mangal kömürü geldi San on gün zarfında Bulgaristan- dan şehrimize 250,000 kilo mangal kömürü gelmiştir. Bu sene şehirde-| ki odun ve kömür stoklarının il yacı karşılıyacak derecede yüklü ol ması ve Bulgaristandan da müte- | madiyen kömür gelmesi bı e | için bir mahrukat buhrar nünü almıştır. Bulgaris'andan daha 800 bin ki- | lodan fazla kömür geleceğinden şehrimizde mayıs hatta haziran a- yına yetccek derecede kömür faz-; lalaşmış olacaktır. Bu sebeple kömür fiatlarında hiç bir yükselme mevzuu bahsolamı- yacağı, hatta fiatların — alçalması | “Gümrük memurları için kurslar Gümrük memurlarının msleki bilgilerini arttırmak Üzere önü - müzdeki aydan itibaren kurslar a- çılacaktır. İstanbul gümrüğü baş müdürlüğü bu kurslara bütün me-| murların sıra ile iştirak tmelerini temin için bir liste hazırlamakta- dir. Yine Ekmek İşi Kvvelki günkü gazeteler, Beşiktaş semilnde küçük bir ekmek buhranın- dan bahsediyorlardı. Evvelce tnan - zamak isledik, Senra, bu elvarda e- turan bir ahbabımızın — anlattıklarımı dinleyince, öğrendik, hâdise hakikat. fır, Evet, yine, o civarda birkaç fırım- € keyfi hareket etmek istemişlerdir. Halkın havayici saruriye ihliysemın | en başında gelen ekinek, keyfi hare- ket vasıtası olabilir mi?. Şu ekmek işi, İstanbul şehrinde bir — Keşke onlara kolayca geri çe- kilmek fırsatını vermeden hücum, etseydik, Nuh dayı! Acaba bu ge- ce şu sırtı orların elinden alabi - Wr miyiz? — Kumandandan hücum emri * Gece, Siperde bir fısıltı başladı: «— Sabaha karşı hücum yapa- cağız... Mehmet bu haberi duyunca se- vindi. — İyi ki, zabitin yanında emir- ber olarak kalmadım. Düşmanla göğüs göğse gelmek fırsatını bula- mryacaktım. Nuh dayı Mehmedin başında du- | ruyordu: — Ben de onu bekdiyondum, Nuh dayı! Artık bu toprak yığındarının, içinde döğüşsüz, hareketsiz bek - lemekten bıktam. Onbaşının kulağına eğildi: — Hücum emri geldi mi? — Evet. Gekli. Yarın sabah gü- neş doğmadan topçularımzın ate-| şi altında karşıki sırtı tutmğa ça- Tışacağlız. Mehmetçiğin gözleri ışıldadı. — Şimdi Ayşem gözümün önüne | geldi, Nuh dayı! Yarın sabah o bü- Tada olsaydı da benim düşman ü- zerine kudurmuş bir sırtlar gibi | atılışımı görseydi. — O, senin nasıl bir arslan oldu-, ğunu pekâlâ bilir. Cesaretini gör- mek için buraya kadar gelmesine «deköy semtlerinde yeni çeşmeler | Tüzum yok. (Devamı var) Mekteplerde Yeni Sistem Şimdi, bizlin de iatbikine buşladı. Öğleden sonra, saat 14,30 da başlar Yıp saât 16 da biten serbest mütalea aaatlerinin birar tadille, daha istifadeli bir halde kullanılması taraftarıyım. Bu sütunlarda, birkaç defa yazmıştım. Ço- guklarımızda, güzel san'at fikri ve zev- Kt yoktur, Ve gittikçe de sıfıra inmek- fedir. Orla mekteplerin sonuncu sını- fına gelmiş çocakları, gürel san'attan, terzllik, kunduracılık anladıklarını çok defa yakından zördüm. Bence, öğleden sonraki serbesi mü- falea saatlerinin haftada bir gününü Müzik, bir gününü resim ve birini de edebiyatla doldurmak çok faydalı o- lacaktır. Bu saatlerde, hocanın, kâh konfe- Tans geklinde, kâh, güzel eserleri, mü- zik te çalarak, rekim de zöslererek ve edediyat da okuyarak, ialebeye xan'al fikrini, terbiyesini ve zevkini vermesi gok yerinde olur. Çünkü güzel yazının me olduğuna | bilmiyen, örneğini Çörmemiş olan ce- Cukta, edebiyat sevki — başlıyamaz. Yazmakta, konuşmakta çocuklarımı- zin biç de kuvvetlolmadıklarını sak- lamak, Çocukta, edebi- yat zevki başladığı vakit, tahlatile, e- debiyalın vazıtası olan lisan da, ken- | dakdea aralkzacik, Bevrikliğendiz | ımım Ayi bir mürük dinlememiş | çocukta müzik zevki, henliz iyi bir | Tesim gürmemiş çocukta resim vevki aramak, safdillik oli ©. bütün hayatında, resmi. fototraf ebjektifinin kopyeelliğinden dalma da- ha aşağı görecektir. Müzik deyince de, | Galma, salaş Uyatrosunun — önündeki davulla zurnayı hatırlıyacaktır. Bizce, türkçesi sayıf, san'at zevki x- | fır olan bir talebe, kendisine haftada 99 aat serbext mütalea saati de veril- ve, bir kitabı kendi kendine ekuyup anlıyabilmekten dalma mahrum kala- caktır. REŞAD FEYZİ Elmalı suyu Anadolu yakası - semtlerindeki suyunun az oluşu etrafında yapılan iddialar üzerine Belediye Sular idaresince tetkikat yapılmış-| tır. Neticede bazı yeni makineler ilkvesile bu semtlerin htiyacını femin eden Elmalı suyunun daha yüksek tazyikle daha bol miktarda| verilmesi mümkün olduğu anlaşık mıştır. Makineler yaz mevsimine kadar getirilerek — suyun tazyiki arttırılacaktır. Bunu takiben de Üsküdar ve Ka- yaptırılacaktır. , FAVRUPA HARBİNİN YENİ VESELELERİ | Rusya ile Finlandiya arasındaki meseleler Avrupa harbinin çıkardığı mesele- lerin bugünlerde ilk sırada gelenle - rinden biri de Baltık devletleri mev- zundur. Bunlardan da bilhasa Fin- Rus - Japon harbindeki mağlübiyet üzerine Rusyada çıkan Ehtilâl netice- sinde Çar ikinel Nikola 906 da Fim - dandiya için de bir takım hukuk ve Amülyazat danımıştı. — Resya, — İsves, Norveç arasında bulunan Finlandiya- mın kışı şiddetli, yazı sıcak elmak ha- sebile dünyanın en sağlam havalı yeri diye şöhret aldığı bitilmiştir. Finlan- Çörlk Kasyası burayı kendi. tacında kıymetli bir etmas gibi muhafaza et- mek istemiş. bunu elinden çıkarma- « Miya ağTaşmışlır. Finlandiyalıların ayrılmak/ emelleri ancak umumi harpte Çarlığın devril- mesi üzerine tahakkuk — odebilmiştir. Umumi harbin son senesinde Finlan- Giya da istiklâlini İlân etmişlir. Bu- munla beraber Rusyadaki Sovyet inkı- dâbından sonra Kuzlarta Finlaadiyalı- dar arasında yeniden* bir mücadele başlamıştır. O zaman Almanyanın Fin, landiyadaki Rus taraflarlarını esdir- mek için yardım etliği görüldü. | det olarak kendi azası arasma almış, Hüviyet denemesi Tahrir nüfus gibi birde nüfus tezkeresi yazımı yapılacak Dahiliye Vekâleti, — halkımızın ellerindeki nüfus tezkerelerinin yeni veya eskiliği ile kayıtlarında- ki noksanlıkları tesbit etmek üzere| «nüfus hüviyet denemeleri» yap- kararlaştırmıştır. Bu denemeleri. de günlerinde kimse evinden dışarıya çıkmıya - cak ve memurların ikametgâhına gelmesine intizar edecektir. O gün| bütün dükkânlar kapalı olacağı için halk ekmek ve gıda madde - leri gibi ihtiyaçlarını bir gün evve-) linden tedarik edecektir. Yalnız vazifelerinde bulunma « ları meoburi ve umumh alâkadar gününde dışarı çıkabileceklerdir. el eg nn kursları açılac Vaniköyünde açıları beden ter- 1 eğitmen kurslarında tahsil t ay son-i ühtelif mınta- lu arma'dağılarak spor işlerini e- e alacaklardır. Öğrendiğimize göre gençliğin tam sporeu olarak sür'atle yetiş - için beden tenbiyesi u - ürlüğü yeni kurelar aç- mağı kararlaştırmıştır. Bunlardan biri yakında Eçe mıntakasında faa-, ktir. Ayzıca şehrimiz- | bulunan 35 genç me- zun olur olmaz da yeni tülebeler akbu suretle kurs devam e- decektir. | e a Kadıköy ve Üsküderda umumi halâlar hrin Kadıkây, Üsküdar ve A- nadolu yakası semilerinde urnuml halâlar bulunmadı; lediye reisliği buralatda da yı yeraltı halâları inşe ettinmeği k Tarlaştırmıştır. İlk k ile Bostancı ara - modern halâlar ya- Şi G ğmğli Almanyadaki vapurlarımız Almanya tezgühlarında yapti - rılmakta olan Doğu vapurunun eş-i lerinden «Eğemen» in de inşaatı bitmiştir. Son siyasi karışıklıklar sebebile tecrübeleri nihayet bulduğu halde| teseliüm edilemiyen Doğu vapu - getirilebik mesi için hükümetimiz Almanya- 'ya müracaat etmiştir. Almanlar bu| iki vapurun hazır olduğunu bil - dirmiştir. Vapurların getirilmesi için Almanyadaki heyetimize emir| verilmesi beklenmektedir. Sovyet taraftarları maklüp — oldu. Nihayet Finlandiyanın istiklâli Sovyet Rusya farafından 920 münbedesile la- mammiş oldu. 981 de de Milletler Ce- miyeti Finlandiyayı müstakil bir dev- Aland adalarını da ena vermiştir. Finlandiyanın nüfasa yeni rakam- kara göre 3,550,000 dir. Aland adaların- da da 27 bin küsur nüfus bulunduğa yazılıyor. Adalar Finlandiya körle - FEEş İ E ? İ İ İ Hİ T l iE | ı | İ İ î !Ğ n ! L ; j ; i Geçen Tkbaharda — Finlandiya hü- DIŞ POLİTİK/ Denizaltı harbini bilânçosu Yazan:; Ahmed Şükrü ES Büyük harpte İngillerenin fığı ca büyük tehlike, denizaltı amüllerine uygun şekilde dövi lerinden Amerikanın tazyikile, Senesi şubalına kadar Almanlar * mirallı maharebesine başla ne derece ehemmiyet verdiğini S#i mak için Almanyanın, bu yüzdeli merikanın harbe iştirakini dahi almış olmasını hatırlamak kâfidiz. hakika harp 1917 senesl baştadıktan sonra vaziyet İncil çin pek tehlikeli bir mahiyet ai |) bir aralık İngilterenin aç kalacağı nedilmişki. Pakat İngilirler, bir | raflan dicaret gemllerini himayt mak için ellerindekt vasıtaları mül ettirdikleri gibi, diker taraftai Genizaltı gemilerine karşı mücade giriştiler. Ve üç dört ay rarfında İ gilterenin bu yüzden mağlüp | yeceği anlaşıldı. Bununla beraber, bu defaki başlarken, İngilizler için Di eüdişe mevanu vardı: Biri tayyartr ğerl de deniraltı. Gerçi denlezlü yük harple tecrübe edilmişti. aradan geçen yirmi beş sene içindi silâh şüphesiz tekemmill etmişti. ba böyle tekemmilll etmiş bir hal lan denizallı ile nasil mücadele cekti? Harbin (lk bir buçuk ayı, a Açin bu yiteden hiçbir. korkuya olmadığını anlatınıştır. Filhakika birinci haftayı takip haftalar içinde denizaltı ge batırdıkları ticaret gemilerinin tedricen asalmıştır. Resmi istatistf | dere göre İngilizler ikinci hafta 40 ton, üçüncü hafta da 21 bin tan W Karşı açılan şöddetli bir taarruz ketidir ki tik birkaç hafta içinde yedi dentzattı gemisi batırılmıştır. Çurçil, gemilerden ziyade det beş kişiden Ibaretti. Bunlar bir da imha edildikten sonra, Alman Birimizin nımı Hepimizin Derdi| Yine Kadıköy v€ Üsküdar tramvaylâa Kadıköyünde oturan bir cumuz yazıyor: «Kaârköy ve Üsküdar tramt vayları son günlerde hiç denmiyor, açık elbise ile tram' JTarda seyahat eden yolcuların Serisi vatman mahallinden kapılardan çıkarken, elbiselerif | ve ellerinin çıkmaz bir Teke

Bu sayıdan diğer sayfalar: