4 Kasım 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

4 Kasım 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* aP DİR İA N A v yazma bilmiyenler varmış! — Mullaka e ekuyup yazma öğremmeleri lâzım ol Ğ Guğu için, bunlara mahsus bir kurs a- gçılacakmış! Aparlman kapıcılarının v- kuyup yazma ihliyacı ümerinde düşün- düm: Değrudur! . Fakat, kapıcısı eküyup yazma öğ- Tenecek olan aparlımanların, — bizcat sahipleri içinde, öyleleri var ki, okuyup yazma değil, elifi görse direk zanna- Gocek cinsleri bile var, $u dünya ne zariptir, Aparlıman ta- pacası olmak, aparlıman sahibi olmak - fan daha zor. Bayurun bakalım, kapı- emın kültara, bandan Sonra, bir yok aparlıman sahipleriğden daha üstün * ( olacakt ARKADAŞLAR BİR FOT ÜKIRDILAR Kİ SORMAYIN | Düskü Şizeleleri okürel, söeü < | | | îî ; | 1 g I A-r—ı—_—nu—ıı.ır—ı müze İnanamadığımız — bazı satırlarla | karşı karşıya geldik. Büyük harflerle #u başlıklar konmuştu: Belediye daimi encümeni ialihabı, | İlk defa serbesi oldu. Hayrett Aman arkadaşlar, pot kar- Miş olmuyor. musünüz?, Demek şim - | diye kadar, daimi encümen — intihabı zerbesi yapılmıyor muydu?. EYLENMEMİŞ VE 'EVLENMİŞ KADINLARIN ADI İı—ılı ı-l mütalealar, fikirler, —G aze'ele! İKDAM: Şükrü Ahmet Milli Şefin Meclisin açılış mutuklarında verdikleri direklif- lerden ikisini ele alıyor: Maarif — ve adam yetişlirmek. Şef maariflen bahsederlerken: «Ma- İ Hrif işlerimizi, yeni Meclisin tarihi - anhde mümlaz bir farikası olarak him- | geeti ellerinize Almanızı beklerima di- yorlar. Bu cümle, getin maarif ihtiya- gmı, ne büyük bir hudut içinde mü- falca ve ona nasıl hususi bir önem âi- fettiklerinin en mütebariz bir delilidir. Medeniyetin - buzünkü yükseliş ve kemal şartları her vatandaştan her sa- hada daha mümtaz vuflar istemekte- dir, Günün bilhassa makineleşliği bir Gevrede vatandaşların ne kadar bil - &ili elmağa mecbur bulunduklarını siy- lemeğe Tüzüm yoktur. Bizde her sınıf valandaşın birinci derecede İlk tab #ilini, biraz da teknik malümat ile cehhes olarak yapması behemehal lâ- samdır. CUMHURİYET: Nadir Nadi İtalya le Yunanlıtan a- Tatında temti edilen notaların neşri mü- mascbetile yazdığı başmakalesinde di- yer ki: «Atinada teati edilen bu mota- © lar Roma hükümeti tarafından Bal - “ kanlarda muvaffakiyetle tatbik edil- Giğini — gördüğümüz — müsbel — sulh ve — cnniyel — siyasetinin — ye - Bi bir. vesikadıdır. — Marbe — gir- Bacmiş İtalya ve barbe girmek iste - miyen Balkanlar için müşterek bir fa- Aliyet sabası mevcatta. İlafya cenubu garki Avrupasında esaslı menfaatleri olan bir memlekettir. Bu bölge üzerine karkacak herhangi yabancı bir kuvvet | İtalyayı sanradan tamiri imkânsaz xa- Farlara sokabilir.s 'TAN: M. Zekeriya Sertel İlalyanın ana si- | “yasetinin değişmedikini söylüyor. Bu- #ünkü vaziyette İlalya için üç yol var- A No. 35 Ayşenin elleri titriyordu. Kendisine bu kadar fenalık ya- Ren böyle bir hain, Ayşeye ne su- Tatla mektup yazıyor, hem de ne cesaretle gönderiyordu? ı Mektuba şöyle bir göz aftı. Hüseyin bakın neler yazıyordu: Nihayet İstanbula geldim, Ayşe! Beni hâlâ ormanlarda ara- mamanız için sana bu mektubu yyazmağa mecbur oldum. Köylüler tarafından yaralandığını duydu - dum zaman bilsen nekadar çok üzüldüm. Bir gece sabaha karçı #eni son defa görmek üzere köye inmiştim. Evine geldim.. Pencere- den baktım. Sen mışıl mişil yata- ğinda uyuyordun! Aksi bir tesadüf bata bu güzel mantarayı — daha fazla seyretmek fırsatını vermedi. Pencerenin önünden kaçtım ve köykilere yakalanmamak için tek- rar dağa döndüm. O kadar şiddet- Vi takiplenden sonra, tekrar evine | gelişime kimbilir nekadar hayret etmişsindir, değil mi? Eve', cür'etim de gösterir ki, seni se- — wiyorum. Seni hâlâ delice seviyo- — Tum, Ayşeciğim! Mehmede olan kinim - gürler geçtikçe - artıyor. — ve derinleşiyor. Onu sendan ebe- diyyen ayırmak, seni ona kaptır - mamak için, cepheye kadar gide- ceğlm. Onu, düşman kursunu ye- Te sermemişse, ben gidip geber - — fteceğim. Onun vücudü yer yüzün-| — Gen kalkınca, umarım ki, bu aptal f'—ım,çuıım ç ” | de öyle değil mit, Kâğık buhranı, bize, bir ledbir hatırlaktı. Mazır buhran za- | | Yğimiz şu kırlasiyeciliği de azaltsak.. ADTISELIR KARSI GdE KARŞISINDA Son.; Telgraf- catlar başladı. Bir muharrir arkadaş şöyle teklif etmiş: Kdınlara umumiyetle bayan diye- rüz. Halbuki, bekâr, hiç evlenmemiş bir genç kizla, evli bir kadını birbi- Tinden masıl ayralım?, Bunun için de şöyle yapmalı: Evli kadınlara «Bayana; geng kiz- dara da «Beyins diyelim. Bu teklife me buyurulur?. Mademki bir değişiklik yapılacak, bari, toptan 44 görelim. Bizim teklifimlz de şu: Be- kâr, evlenmemiş geç kıra Beyin mu- vafık, pvlenince de Bayıl ismini almalı?. — KAGIT BUNRANININ İLHAMLARI Bir afans telgrafı, KâŞIt bulramı do Tayısile, İspanya zazetelerinin de sahi- fe adedini azalttığını bildiriyor, Mizde rüreli varken, öledenberi şikâyet et- Mem, fazla küğrl sarfiyatının — önüne Zeçmiş, hem de, fena bir iliyadımızı kaybetmiş oluruz. Kırlasiyerilikle raücadeleye. çu kâ- n buhranı günlerinde başlıyamazsak, Kâğıl bolluğu günlerinde masıl başta- a ; Alâ bol bol, beyaz, kaymaklı kâ - Batlar.. Çalakalem, yazar, çizer, dururuz. AHMED RAUF | ölğler dır: İlk fırsatlfa Almanya ile beraber yürümek, yahut demokrasilerle birleş- mek. yahal da bitaraf kalmak, | Halbuki bitaraf kalmak İtalya için | Bütün birçok tehlikeleri beriraf e- | mektedir. Buna mukabil bitaraf İtal- | yanın Iktsadi bayalı iakişaf etmekte, mali vaziyeti düzelmektedir. Binzen- aleyh İtalyanın menfaati bugünkü bi- taraflığını idame etmek, ve ne Alman- ya, ne de demokrasiler lehine bir va- ziyel almamak, hâdiseler.a seyrini ta- kip ederek fırsat kollamaktlır. VAKİT: Asım Us Molotofm nutkunda Türk- Kus münasebetlerine taallük eden kıs- mma tenaz ediyor. Diyor ki: «Almanya tarafından Balkanlara bir kaarruz ge- Hirse, bu hareket 'Türkiyenin de emni- yetini Kalâl edebilir. Böyle bir vazi - yetle Sovyetler yardım etmiyecek o- lunca, Türkler meden dolayı Boğazları kendilerine yardım edecek olan baska devletlere kapatsınlar. Bu tıpkı bir Mütearrıza karşı meşra müdafaa va- #iyetinde alan kimsenin ellerini — ve kollarını bağlamak. fakal asıl müte- Arrıza karşı hiç ses çıkarmamak gibi birşey olmaz mıt» YENİ SABAN: Hüseyin Cahit Yalçın Molotafun nüt- kunda Türkiyeye alt olan kısımlardan bahsederek diror ki: aMololofun bizim hesabımıza endişeye düyerek yaptığı- | mız hayeketlen bir gün medamet edee.- Himizden korkması, delilet eliği der- | tane bissiyat ilibarile bizl pok müle- gekkir ve mülehassis - birakmışsa da, kendisini derhal teskin ve tatmin için | söylüyelim kı, Türkler iyice düşünerek, | bütün mazinin derderinden isilfade e- derek, azami ihtiyat tedbirlerini alarak ona göre hareket etmişler — ve İltifak muahedenamesini — tmralamışlardır. Bundan hiçbir saman aedamet duymi- yacaklardır.ı ÇA 1 11 S tı Mehmetçik Geçiyor Yazan: İskender F. SERTELLİ 0 zaman yine benim olscak ve be- ni arıyacaksın, Ayşe'» Ayşe hiddetinden titriyordu. — | Bu ne küstab, ne hain adamdı! Köylütler onu gerçekten boş yere| arayıp durmuşlardı. Meğer H'ise- yin çoktan İstanbula gitmiş ve Ay- şeye mektup yazabilmek fırsatını da bulmuştu. Fakat birkaç kişıyi yaralıyan ve nihayet dağların koy-, nuna sığınan böyle bir asker ka- | çağı İstanbukda nasil barınabili - yardu? Ayşe Hüseyinden gelen mektu- | bun bir başka köşesindeki şu sat ır— ları da titreyerek okudu: «Benim için sakın öteye beriye | baş vurmağa, şunu bunu raha'sız | etmeğe kalkışma. Çünkü, ben ar- tık Balıkesirli Hüseyin değilim. | Aklından geçmiyen bir isimle cep- heye gidiyorum. Kendi yaşımda birinin nüfus kâğıdını e'e geçir - dim. Yeni adımı bilmediğin için h-u!ı hiçbir fenalık yapamıyacak-, sinle Ayşe dişlerini gıcırdatarak; — Alçak.. diye bağırdı. Ayşenin annesi evin kapısında dolaşıyordu. Birdenbire kızının ııendı kendine söylendiğini görüne) . POLİS MAHKEMELER Bir namus avcısı Zengin kilıklı, İri siyah görlü genç bir kadın, maztuzı sandalyesinde ağır ağır kenoşüyor . ve kendisini buraya | getiren hâdiseyi derin, içli bir sesle anlatıyor: &— Benim davam görünüşte basit ( bir kavga, hakaret ve döğme hidise- Si Fakat bu davanın altanda saktı 0- lan hakikat o kadar acı ve ibret verici Ki bay reis.. Göçenlerde tesadüf beni genç bir erkekle tanışlırdı.. Bu çok güzel ve alımlı adamla sevişlik ve aramızdaki Mnuarileyi meyru bir iadivaçla düğüm- Hyerek kalplerimlz gibi hayatlarımızı ' | | | da birleştirmeyi kararlaştırdık. Bütün hazırtıktarımız yapılmış, kâğıtlarımızı askıya asalmıyla. Fıkat nikâhlan bir rün evvel «h yarlı bir döste hinzasile aldığımız — bir. mektupç gönlümü verdiğim ve istik. ballmi de seve seve vermeğe hazırlan- dığım adamın adi bir şarlatan, iğrenç | bir namus avcısından baska birşey ol madığını anlattı. Bu mektapta «0O» nun girkin mazisi, maceralarla dolu hayatı | deşrih ediliyor, zencin aflelere bu ka- Bil kalb oyunlarile sokulmayı k: geçim vasılası yapan sefilin şimdiye ı kadar iki genç kırın kanına girdiği bidiriliyordu. | Kendimden gzeçmiş bir halde oku- Muğum salırların en altında daha feci bir haber de veriliyordu: Bu babere göre sefih gönül avcısı | Dirkaç gündenberi pesinden koşup tu Tağıma düşürmeğe çalıştığı genç — bir mektepli kırt 6 gün Beyoğlundaki be- kir odasına düşürecekti, Öğzrendiğim Bu katil hakikat kar- galında sevgi, gönül, İstikbal ve <Or artık bütün bunlar sillemişli kafam- dan. | Hemen bir çılgın gibi evden fırla- | dim., Mektupla bildirilen apartımana, biraz senra buraya düşecek olan kız- cağırın yolunu beklemiye giltim. Fakal; bahar gibi bu saf kızı evvelâ sözlerime inandıramadım. Beni üşıkını | kukanan aplal bir metres zannolti ve | kapıra dekru yürümeğe başladı. | Gidiyordu. Evel kendisini bekliyen müthiş tehl- keden, en korkunç bir âkıbetin ayak- İ dlarının allına serdiği Uçurumdan ha. bersiz, oraya koşa koşa gidiyordu. Ve ne yazık masum bir genç kuz glamk girdiği bu aparlımandan — bi- vaz sonra yıkılmış bir kızlık, örselen- miş bir vücutla Çıksesk; Posan şeklin- deki mel'un yılanın en mülhiş sehirile | zehirlenip salacaktı bw zavallı çicek-. | © vakli çılçın gibi üzerine atıldım | ve yakasından sokağa fırlattım. onu... l Sonra içeriye zirip odasında herşey- den bihaber avını bekliyen — canavarı k | tokatladım. Elime geçem şeylerle ya - raladım. vücudünü. Masam genç kızları, benim gibi tec- Tübesir genç kadınları bir daha twra- Ba düşürmesin diye heryeyi de anlat. tım poliset, Halük Cemal Güreba hastahanesinde yeni pavyonlar Güreba hastanesinin yeni pav-| yonlar ilâvesile genişletilmesi ka- | rarlaştırılmıştır. | Bu cümleden olmak üzene ev - velâ hastane binası yan'nda mo- dern bir dahiliye polikliniği inşa ©- bunacaktır. Bu inşaata 21 bin İira sarfolu - nacak ve inşaata 15 güne kadar l başlanacaktır. — Aygeciğim, kiminle konuşu - orada? anne., Hüseyinle konu « güyar'u | Ayşenin annesi şaşaladı: — Hüsevinle mi dedin? Ayşe elindeki mektubu göstere- | rok: — İstanbuldan mektup aldım. | Hüseyin seker olemuş.. Cepheye g- diyormuş. | Dedi ve mektubu avucunun İçin- de buruşlurarak yere fırlattı: — | — Hâlâ Mehmet'e uğraşıyor 3- çak. Hâlâ o zavallının vücudünü ortadan kaldırmağa çalışıyor. Ayşenin annesi kapının eşiğine oturdu. Hüseyinin adını duyunca dizlerinin bağı — çözülmüş, kalbi çarpmağa başlamıştı. Ayşe: — Merak e'me, anne! dedi. Afah mesumların yardımcısıdır. Düsman kuıîurmı Gölmiven — Mehmetçik, | lan sonra Hüseyin gibi bir a- ' çıam silâhle yaralanacak değil | yâ, ( — Ben bu mektuplar bir şey anlıyamadım( Ayşe! Acaba Hüses| vin gerçekten İstanbula kacınış mı? Yoks3 bu da bir ovun mu?.. — Hayır, önne! Mektup İstan - bıılgın Mor. HEüseyin hıı.lıı Ğ Üğe | baki 8 bin li temin ederseniz. gündeliğiniz dört lira. Deniz Hamalları Küçük San'atlar 8 bin liralık yeni bir |Allah aşkına halledin! Çıraklara imtihanla sulistimal ihbarında bulundular | Evve'ce gümrük antrepolarında | çalışan deniz hatnaları tarafından dün alâkadarlara yeni b Câat ve ihbar yaplimışt: Hamallar bu müracaatte; evvek ki kazançlarından kesilerek biri- | ken 36 bin Ziradan 16 bin liranın | bankada olduğu kendilerine bil harde; bank ini bildirm erkânını da kesild ,u hi biriken büyük S zihrmetinde kaldığını söyle-i mektedirler Miktarı 100 ü bulan hamallar çok bir vaziyete düştüklerini v N evval neticelendiri idelumumilikten de rica Lluvıxlu ir. KÜÇÜK HABERLERI * Gürsa valisi Refik Kurattanın ma- | &Ş derecesi birinci sınıfa çıkarılmıştır. * İhtikâr komisyonu fazla fatla mal satan iki ticarethaneyi daha bir hafta müddetle kapatmıştır. * Yeni Ticaret Vekilimiz — Nazmi Tapçuoğlu dün gazetcelilere beyanatta bulunarak memleket mahsulleii n dee süz” * Maaş itibarile terfi etniş olan şehrimiz ilk mektep muallimlerinin hepsinin moaşları yeni büreme göre verilmektedir. Bir kısmının zamlarının tediye olunmadığı açılsızdır. * Sebze haline giren patater ve ku- ru soğan gibi macde'erin tarifesinde © 50 tenzilât yapılacaktır. Otobüs derdi Otobüs şeförlerinin diledikleri za- man sür'atle, diledikleri zaman da, manda arabasından daha ğır ziltikle- rini, dakikalarca yollarda bekledikleri- ni yazmışlık. Bu hal kamyon berması ba hurda arabaların bir vakli tanifesine tâbi. bulunmadıklarıı göslerir, de - miştik. Dün bir şoför bize şa hakikati ifşa etti: Otobits sahinleri şaförlere şunu söy- Temişlerdir: — Günde 40 liralık bilet kesilmesini | Daha fasla yaparsanız ayrıca ikramiye | var, | Alâkadarirın telkikime arzederiz. BURHAN CEVAD Kerareerame aA ee (Füre) lerimizi Türk Hava Ku Tumuna vermekle üç milli cemi- yetin gayelerine bir anda yardım etimiş ola - rinin nüfus kâğıdile kaçmış. As- ker olup cephefe gidecekmiş. Şim- di hemen Mehmede bir. maktup yazıp ayağını denk atmasını bil- direlim. — Mehmedin adresini biliyor gmusun? — Evet, anne! İlk mektubunun ankasında adresi vardı. Hüseyinin bu moktubunu ona gönderelim.. — Ben doğru bulmam. kzın! Mehmet cephede düşmanla çarpı Şıyor.. Ona bu çizkin hâdiseyi bil- dirmiyelim. Ayşe o gün- Mehmede mektup karar vermişti. vin mek'ubunu. gönder- miyecekti, Paka! Mehmede Hüse- yinden bahsetmeyi de ihmal et « miyecekti. * 'YAPIŞKAN BÖCEKLER., Topal Salih Ayşeye iki gün müh- lel verdiği halde ancak bir hafta sonra uğramıştı. O gün Ayşe komşuya göçmişti. Evde annesinden başka kimse yok-) tu. Balih o gân Ayşenin annesinden müsbe: ve kat'i bir cevap alacağı» m utmuyordu. Sol bacağını sürük- Byerek bahçeye gindi. — Ahirotlik, evde misin? Avşenin annesi de kaç gündür Salihi düşünüyordu. Sesini duyun-| ©a sevindi: — Bvdeyim, evde.. Ve hemen başını örlerek bah - geye çiktı. (Devamı var) | tundüktan sonra 918 de umümi barbin sütunlarda, kimbilir, kaç defa tek- Far ettiğimiz bir mevzma, buzün yine #vdet edişimizin sebebi, hâdiselerin, bi- ve verdiği derin tesasürdür. İstanbolda, bir İlk 'mektep muallimi mmeselesi vardır. Diğer vilâyetler, bu da- Vayı masıf hallediyorlar, — bilmiyoruz. PFakat, İstanbulda, bu iş, kangren 0l- muş bir yara, yıllardır. sürüp giden Hüsüncngla bir destan, alikadarlarını sabırsırlandıra sabırsırlandıra, hasta eden bir acıdır. Bu yaranın tedavisi mümkün değil | midire, Yıllar var - belki on sena < İstans | bul ülk mektep bocaları, biriken kı- | dem zamlarını bir türlü alamaztar, yıllar var, İstanbul ük mektep hoca- Yıllar var, lacı terfi edemceler. Mekirp hocaları bekl Neden?, Niçin?, — Herhalde, kimse bilmiyor. Çünkü, bilinmiş oba, | muhakkak ki, halletmeyi düşünen bir ehlihayır ortaya çıkacaktı. / Yine, dünkü gazeleler haber veri- | yör: Yeni barem kanunu tatbik edilmeğe başlandı. Aksi şeyfan, bula bula, yine onları buldu. Maaşlarının — artmasını bekelrken, eksik para aldılar, Maaşı | 225 lra olanlar 30 liraya indiler. Ma- | açI 25 olanlar yine 25 lira aldılar, — | Politika yapmağa, levile, defsire, 1- | Gdarel maslahala Tüzum yok.. Bötün !k mektep horalarının sicillerini —telkik ediniz. İçlerinde , 6,7 8 sene hiç zam almamış olanları vardır. Bu kadar yıl galışan bir insan zamma hak kazan- W mamiş, liyakat göstermemiz midir?, 1 ilk ©O halde, bu kadar becerikslz hoca- yı derhal kovunuz. Allah aşkına rının işini halledi: llk mektep bocala- REŞAD FEYZİ NOT: Ne şahsan, ne de akraba, taallüka- tımız arasında bahsettiğimiz bu mühim dava ile yakından veya uzaktan hiç bir maddi münasebet ve alâkamız bu- lunmadığını tasrihe lüzum görürüz. K. F. — —. Umumi evlerdeki kadınlar Umumt evlerdeki kadınların heri hal a iki defa yapılan sıhhi mua- yeneden kaçmalarına meydan ve-| Tömemek üzere zabfâca sıkı kor | trollar tera ounmektadır. | Bu kontrollar neticesinde tutulan' I AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ Eski Avusturya ve şimdliki Almanya Arşidüâk Otto bahsi buzünlerde yine gazcle sülunlarında yer tulmağa baş- fadı. ski Avuslurya - Macaristan im- paralerluğunun başında asırlarca bu- mağlübiyeti Üzerine Ikbal yıldızı sö- nen Mabsbarz banodanmın buzün yaş- | ta değlise de sırada en büyük evlâdı | bu Arşidük Oltodur. Babası Şari im- | paratorluğun dağıtıldığını rördü. Tah- fından tacından uzaklaşlırılda. Tekrar | bir darbe ile bu tacı ele zeçirmke iste- | yince de 921 de İngilizler tarafından alınarak uzaklarda bir adaya gölü - : Çöntü vmumi harplen sonra orla Avrupadaki haleti ruhiye şu İdiz Hababurzları bir daha fac ve tahta | gahip olmuş zörmeğe fahammül edile- miyordu. Eski Avusturya Kmparator Tağunun dağılmasile vücüde — gelmi “veya daha büyümüş olanlar Hababurz- harın tekrar velev ki küçülmüş Avus- taryada veya Macaristanda başa geç mesini kendi ellerine gecen yerleria kenditerinden alınacakı tarımda an- hyorlardı. Tarihe karışan «kücük ili- Tâf> bunu hiç istemiyordu. Bu Hilâfa maddi, manevl yardımı elan Fransa da hiçe Fakal hem e günler artık geçti, hem de müstakli Avusturya ortadan kaldı. rıldı. Fakat Avusturyanın malüm şe- kilde Almanya tarafından —alınması Maboburg hanedanının sön / mirasçısı elan zenç Atşidük Olte hie tanıma - mıştır. Mabsburglar yirmi senedenberi dzima Avusturya Ürerindeki haklarını iddia edezelmişlerdir. Arşidük kendisini Avasturya tahtı- ma en dahli, en haklı bir vâris olurak görmektedir. Gene Otto hep bir gün hükümdar olacağını düşünerek tahsi-' Tini ilemal etmiş, bu bususta katolik ki- Visesi tarafından azami yardımı gör - Mmüştür. Annesi imparatoriçe Zitanın gçocuklarını yetiştirmek icin uğraştıtı genelerde — çektiği mabramiyetlerden dalrıa bahvedilir. Fakal bir gün haki- Kalen Arşidük tekrar Avusturyu tah- tına geçecek mif. Önu Macaristanda Bekliyenter de goktur. Macarislanda devlet rehstiti daha kimse ürerinde te- karrür etmemiş, yirmi — senedenberi maip tarafırdan idare edilmektedir. Bü- tün bu baller Arşidük için Iıllllıh dair ümitler vermiştir. Almanyada geçen gün ele zeçen exki Bir manrameden türlü manalar çıkı aıldığından — babzediliyordu. Bundan sekiz yüz sene kadar evvel yazıldığı ve bir kilisede bulunduğu söylenen bu belediyeler vesika verecek Şehrimizdeki alikadarlara gelen! malümata göre Büyük Mület aleo- lisi encümenlerinde küçük san'at lar kanununun tetkikleri iştiril - miştir. Bugünlerde — müzazereye geçilecektir. Yapılan yeni tadillere göre, kü- çük san'atlar Jâyihada şu süretle farif olunmakiad. « ustanın tek başına vey ge çırak ve kalfa kullan ve pararlarda veya hususi ima hanelerde el emeği ve ihtisasını is ederek yapağı kü-'| Çük san'at denir.e | Lüyihaya nazaran evlende aile | nün evât yapılmasına mürn! bu - lünmivacak! İrşan ustal ya göre herhangi bir çirak olarak ginmek için en az 12 yaçında bulunmak dâzımdır. Ancak girecekleri san'a- te vücutların.n tahammül edebi - leceği doktor raporile sabit olan daha küçük yaştakiler de icabında çırak olarak slınabileceklerdir. Çıraklık müddeti 1 senedir. As- kere alına: Kanunun kabulünden sonra her| tarafta «çırak kurslar;» açılacak - rda veya kurslarda şıp 1 senelik çıraklık müdde'ini re bir imtshan — sonunda Becdiyeler — tarafından vesikaları verilecektir. kadınlar hemen emrazı zühreviye-i e gömder.klkleri gibi ayrıca ad- Melâhat, Eleni ve Feshöye ismirde beş kadın Gala'adaki ev'erden top-i lanarak müddetumumiliğe veril - mişlerdir. kehanet keşfedildiği de iddia edili - | yordu. Hiolk arasında yayılan ve zabılatın Hğraşmasına rağmen hâlâ da yayıl - makta devam eden bu kehanele göre Almanya halk arasından çıkmış ©- | Tanı bir adam taralından yeniden ilibar | Bulacak, fakat bu adazı da 6 memle- | keti harbe xörükliyorek meticode mağ- Kübiyetine sebep olacaklır. Ondan sonra Almanya yine tübarisini kaybedecek, sonra gelecek bir katelik hükümdarı Alınasyanın başına geçerek cmü bu- Imnduğu yerden kaldıracaklır. Habsburglardan bahsedilirken No - hemrolen hanedanından miçin bahses dümiyor?. Yası sekseni geçtiği halde sağlam bir ömür sürmekte olan sabık Kayzer memleketin halini Holanda - daki şatosundan seyrediyor. Geçen umami harbin galipleri tara- fından sabık Kayzer harp mes'alü sa- yılmaktadır. Oğltu xabık vellahd da bu- Kgün saçı başı ağarmiş, yaşlanmış bi hunuyor. Gerek sabık Kayzer ve gerek bu en büyük oğlu geçen harbin tari- hine karışmış simalardır. Fakat Habs. burglardan bugün böyle simalar mev- €vi değildir. Arşidük Otte ise ceçen amumi harp senelerinde mürebbiyesinin /yanından ayrılmızan küçücük bir ço- cuktu. Onun için adı harp tarihine karışanlardan hç değildir. Eski Avustarya - Macaristan İmpa- ratorluğunun taksimi neticesi — olarak Avusturyanın bir kımm Alman süfusu Yugoslavyaya da geçmiş oldu. Diğer darahardaki —Almanların - Almanyaya getirllmeleri işine girişlimiş iken V Foslvyadaki Almanların da alınıp gi türülmesi çok iyi olacağına dalr Bel- ZTad maehafili düşünmüyor — değildir. Alman ekalliyetinin bulunması Yu goslavya ile Almazya arasında bir ta- kam hoş olmuyan hâdiselere yol açmak- tadır. Eğer Alman ekalliyeti meselesi | aSt? geçmek istiyen Rasyanın makestlefij halledilirse, yani Yugoslavyadaki Al- manların Almanyaya götürülmesine Başlanırsa Belgrad ile Borlinin arası daha iyileşmiş olacağı söyleniyor. Ya- goslavyada me kadar Alman var . 500 binden fazla değil. Buzlar Tunanım yi- malinde Voyvodinada — bulunuyorlar. Diğer taraftan da Almanzada 150,000 Bırp vardır. Karintiya ve Burzenland havalisinde kalan bu Sırplar bir za- manlar Avasturyanın tebaası idi. Şimdi artık Avusturya — Almanyaya geçmiş, bimlar da Alman idaresi altma zirmiy- derdir. Almanlar gerek Tiroldaki — ve gerek Baltıktaki Almanları alırlarken niçir Yugoslavya ile bir mübadele yap- DIŞ POLITIK Ruı-Alman nüfuz! Yazan: Ali Kemal M. Molotof'un beklenen vi Söylemesi üzerine Finlandiys Avrupa politika âleminde yenldef zelenmiş oldu. Rusya - Finlandiyii zakereleri metakı celbeden bir zetmekten geri kalmuyordu. B Şöyle hulâsa edilebilir: İKi taraf konuşmuya devam Mattâ neler konuşakduğuna daİF gün bir takım haberler de al dır, Bununla Beraber bu haberiti ğ tiyatla karşılamak iktiza lliol hakikatle alâkadar olan her ild da bu husucla pek ihtiyatlı görütl yorlar, Yalnız anlaşılan bir. Ktf vardır: Fimlandtyanın istiklâlini "' ftaraflığınt alâkadar oden noktalkf van derece hassas balunması. AÇ ise Finlandiya körferi sahasındakl makalitinim, münasebalının bir IF'. hatgi bir suretle tehdil editmesi mallerinin önüne geçmek istiyor- rekâtında serbest kafmak istiyeti | andiya ile İstikhalin her türlü M mallerinin önüne şimdiden kat'l kadar birbirine muhalif mi ki felifi kabil elmuyar?. Çok ı,.ı,. öğreniliyor kl Finlandiya ı-.ın'-» bitaraflığımı müdafaa için ieabı , raçaat etmek ürere askeri ııvdg ni de hazırlamaktadır. Bir iki evvelki gerginlik esnasında 3 mliyon Büfuslük — Pinlandiyanın bi Kişilik bir ordu — hazırladı bahsedilmiş,. fakat sonra Amerikl rafıtdan vuku bulan döstane ı.ı) Üzerine İki tarafın arasında bir ma zemini bulunacatı ümlt Fakat Finlandiya Raltik xahi birçak müşkülât olduğu gibi B nn da askerini toplamacı karşı” bu müşkülâtın bir kat daha a: düşünülerek Finlandiya hükümeti altından seferberliğini yapmafa evvel teşebbüs elmiş, ihtiyatları birer çağırmış. olup bitenden kileri haberdar otmemeğe Bu maksat hasıl olmuştur. Pi x bulunan yabancıların verdiği tümata da bakılırsa memleket A her manaslle bir birlik mansarasi E) zelmekle, yarının türlü ihil Kkarşı elden geldiği kadar hazır hanmaktan başka birşey düşünüti P mekirdir. J Finlandiyanın zenzin madenleri mevaddı iptidalyeye muhtac olât manyanın çok alâkasını celbetliği | Taca devam edilen bir bahistir. diye kadar Finlandiyada Almani fatı görüldüğü söyleniyor, hatlâ AP | Aadalarının tahkimi meselesi orlay3 p kınca Ruslar bunun Alman eri Z) biyesinin teşvikile ve bir gün BEĞİ aleyhine olmak üzere düşüni ” söylüyorlardı. Fakat 6 raman He Rusya arasında — şimdiki yoktu. Şimdi yukarıda kayı İ p manya tarafından muvafak Fakat Finlandiyanın zengin rine bu kuar alâkadar olduğu süsİ B oldu da burasını & fucuna bırakmağa razi İ Almanlalın dediğine göre / Pini | bütün Avrupanm en sengin bakif denlerine maliktir. Sonra mikel rile de böyledir diyorlar. Avrupanın — Şimal memlek bütün bu rivayetlere karsı zörüleü deti ruhiye ise kendilerini mi | çin birbirlerine daha ziyade yaklfi İ maklır. Siokholmde toplanan Kotf ransa Nerveç, İsveç, Pinlandiya — öpii Danimarka arasındaki birliği kö dendirmiş oldu. Pu memleketler btiklâlterini, Iktısadi. varlıklarınt türlü desirlete karşı müdafaa azmetmiş bulunuyorlar. ğ Fakat bazün mevcut olan mEĞ) varacağını kimse k: miyor. Finlandiya ile Rusya anlaşma zemini bulmak pek görünmesine rağmen iki tarafın Ç lomatları için bir INİAf çaresi büsdÜLÜN İmkânsız değildir. Büyük bif Akvaryo * 'Türk deniz mahsull burada teşhir olun: Şehrimizin noksan bulunâü, sislerinden Akvaryom adı VÖ y) ve içerisinde canıl deniz ları beslenilen bir cam ha! püması alâkadarlarca karar?” rilm ştir, s Yeni yapılacak olan bu #i yomda bühassa Türk deniz jyaşıyan her çeşit balıklarla hayvanları bulunacak ve V seyircilere ufak bir Ücret bilinde göslerilecektir. Akvaryomun yapılacağı ? Tin tay'ni için 3 kişilik bir yen önümüzdeki hafta 75 faaliyete geçerek bir muhtl! zıslıyacaktır. Diğer taraftan tekmil lerimizde yaşıyan balık VE deniz hayvanlarının — tü itâbarile yeni ve büyük bir f da yapılıp bunlardan azi fadenin ne suretle temin

Bu sayıdan diğer sayfalar: