16 Kasım 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

16 Kasım 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L İ İ | ! “ismlnde genç bir kadın bu söze alına- SİVRİSİNEK SAZ OLURSA.. Vilâyet sıhhiye bülçesina, — sivrisi- mekle mücağele için fazla fahsisat kone muş! Sivrislnek vızlaması ne garip ses- tir, Meşhur darbimeseller bile vardır: Anlıyana sivrisinek sar, anlamıyana davul zarna az.. Kğer her cins sivrisinekle mücadele etmek lüzm gelirse, komçularınız, ah- baplarınız arasında da böyleleri az de- Bildir. Hattâ, bazı gazete sütunlarında bile sivrisineği andıran sesler yok de- Bildir, Mulksa, sivrisinek, xivrisineğin vızıl- fısı, sivrisineğe benzemek kötü şeyler. dir, veselâm! ' Hayatla sivrisinek ro- lüne düşmeyiniz. HATASIZ KUL OLMAZ SÖZÜNÜ UNUTMAMALI Şa yanlış kilap meselesi aldı yürü- dü, Bir xat da ortaya çıkmış, bir pre- fesörün kilabında yanlışlar bulan bir muallimin kitabında da yanlışlar ol- Guğuma ileri sürüyor ve ibata çalışı- yor. İş böyle mereye varacak?. Herkes birbirinin yanlışını bulmağa kalkarsa, ortada, zaliba, doğra birşey kalmıya- cak, Hatasır kul olmaz, diyen, eski bir alalar sözlü vardır .Bu sözlü hatırlıya- Fak birbirimizin ayağına karpuz ka- buğu koymasak.. İHTİYARLIĞIN EŞİGİNDE OLMAK HAZİN ŞEY! Tanınmış bir bestekâr, bir gazeteci arkadaşa, halkın hangi mevi şarkılar- dan hoşlandığını anlatayor. Halk. daha ziyade ney'eli, manalı ve İnsanı veci KARŞISINDA AYA KA LN diyoruz. Çünkü, bu dayguyu terennüm edenler, ümitsilik içindedirler, demek. dir, İhtiyarlığın eşiğine getmiş iasanların atırabı hazin şey vesselim! — Allah kimseye vermesin! MEKTEPLERDE NUMARALAR YİNE DEGİŞİYORMUŞ! Mekleplerde numara #sulü yine de- H#işiyormuş.. Tam numara 10 iken 5 0- Tayormuş! Bu, meden icap etli, acaba?. Şu meklep numarası ne lalisiz gey kmiş! Tıpki, benim aldığım, piyange bileti numarası gibi! Ne numaradır, anlaşılamadı, giliL, Boyuna değişir, durur, Hatbuki, vaktile yine 5 idi, Son- râ olmüştü. Demek, bir iki yılda bir defa değişecek,. Haydi hayırlısı!. ÜSTÜ AGIR GELEN GEMİLER VARMIŞ! Geçen gün, afans haberleri arasın- da, Vaşingtondan verilmiş, şayanı dik- Kat bir havadis vardı. Bir iddiaya göre Almanyanın yaptığı harp gemilerinden desiroyerlerin bir kasmının müvazene- «i şüpheli törülmek lâzım imiş! Çünkü bu gemilerin üst kısamları ağırca ya- © GA Almanya- da yapılmıştı, onun da müvazenesizli- Hinden baksedilmiş, üst züverlesinin kaldırılmasından demvurulmuştu. AHMED BAUF Bir söz atma dâvâsı görüldü Bakırköyünde amelelik eden Şükrü fsminde birisi arkadaşlarile birlikte kahveden dönerken Salih adlı arkada- ganı kendi sokağı başma birakmış - ve veda ederken: — Haydi Allab rahallık versin, yal- Bız değilsin arkadaşın var? demiştir. Ayni sokakta yürümekte olan Ayşe rakı — Vay, bana söz atyorsun bat, Mi- fabile hemen polise koşmuş, bunun Ü- | verine polis Şükrü ile arkadaşlarını futmuş ve tanzlm ettiği evrakla bir- likle meşhut suçlara bakan Sultanah- met Üçüneü sulh ceza mahkemesine göndermiştir. Dün yapılan daruşmada, safça ol - duğu halleden anlaşılan Bayan Ayşe Gavasını anlattıktan sonra: — Bay hâkim; bana arkadaşını yol Ahbaba diye tavsiye eder gibi söz atan Şükrünün cezalandırılmasını islerim! demiştir. Hâkim; maznuna: — Ne diyeceksin? Bak, sen bu ba- yana gece yarısı Salihi göslerip sana arkadaşlık eder diye söz atmışsın!, Deyince Şükrü de: — Ben onu karanlıkta görmedim bi- Je Kendi kuruntusu!, diye cevap ver- miştir. Banu (Çakiben dinlenen şahitler, Şük- No. 45 — Delllik olmakla beraber, ona da hak veriyorum. Mehmedi çok sevmiş. Ben henüz onun yerini tu-| tamadım. Tutmama da imkân yok, değil mi? ise elli yaşındayım.. Aramızda ytı—ı Mi beş yaş fark var, Fakat, ben de köiçbir zaman vücutçe düşkün bir erkek değilim sanıyorum. — Elbette canım. Sana orta yaşlı; bir erkek denir. Ben altınışına gel-, dim de hâlâ ihilyarlığı — üzerime kondurmuyorum. Kahve ocağında konüşuyorlardı. Salih çok düşünceliydi. Köy muhtarı onu teselli ediyor: — Bu işlerde biraz sabırlı ol - mak gerek. Diyordu. Konuşulan tarih üzerinden on günden fazla zaman geçtiği halde nikâh neden olmuyordu? İbrahbim ağa kızının sözüne bu kadar ehemmiyet veren bir ada da değildi. O hâlde, zahiren sebep olarak gösterildiği gibi, gerçekten Ayşe-| nin rahatsızlığı mı geciklirmişti bu| işi? B Ali amca yavaş yavaş anlatıyor- u: — Ben çok” gençken, babamla | bir gün Balıkesire inmiştim Ora- Tünün sözünü rasgele sörlediğini an- | Talmuslardır. Ayşe isez — Gece yarısı sokakta ona arkadaş olacak benden başka kimse yakta ki! Diye davasında srar etmiştir. Neticede hâkim Müsip gereğini dü- günmüş, gerek şablllerin ifadesi, çe - rekse hüdisenin cereyan larzı Ayşenla iddlasını teyit eder mahiyetle bulun- madığından Şökrünün beraatine, Ay- şenin de mahkeme masrafını ödeme- sine kprar vermiştir. Bu karardan hiç de memnun olmu- | yan Ayşe kapıdan çıkarken söyleni - yorda: — Keşke bu adamı dava eümesey - dim,. Ürstelik bir de mahkeme masrafı | ödiyeceğim!. İngilterede yaptıracağımız yeni gemiler İngilterede yaplıracağımız - gemiler Bakkında hükümetle temas etmek ü- zere şehrimlne gelerek Ankaraya gi- den imeşhur İngiliz Armstrong fabri- kası mümesmilleri temaslarını devam elmektedirler. Diğer taraflan mümessiller, Halicle inşa olanacak büyük tersaneyi de yap- mak istemişlerdir. Kendilerlle bu hu- sasta da görüşülmektedir. a| Mehmetçik Geçiyor ” Yazan: İskender F. SERTELLİ gi birini tanıyordu | hıbı.mlı onu ziyârete gitmiştik. Çiftlik çubuk sahibi, gün görmüş bir adamdı bu. Babam onun hatı- rına çok sayardı. Babam, çiftlik sa- yiniz vür?» diye sordu. Bügünkü Bibi, hâlâ kulaklarımda çınlar o #damcağızın sesi. Babama dedi ki: | «Oğlum, dünyanın en çirkin. bir kızına âşık oldu. Ne yaplıksa, vaz Beçirememiştik. Bütün tanıdığımız güzel kızları karşısına — çıkardık. Bunlardan birini alması için uğraş- tık. Hiç birini gözü görmedi. Aklı fikri o çirkin kızda. Eğer onunla evlenmezse, kendisini öldürecek - müşl> — Baban ne cevap verdi bu zen- Ali amca dudaklarının ucile gül- dü: — Ne mi cevap verdi? «Derhal evlendiriniz. Gönül kimi severse güzel odur! Oğlunuzu kaybeder - BinİZ sonra...> dedi, — Sonu ne oldu? — Zengin baba, bu iŞin sonunu göremiyordu. İnatçı bir adamdı, Yeni bir müze Tesisi için muhtelif yer- mesine başlandı Öğrendiğimize göre hükümel merkezimizde yeni ve büyük bir müze tesis olunması kararlaştırı - larak faaliyete geçümişlir. Muhtelif yazma eserleri ihtiva edecek olan bu müze Ankara be- desten müzesi olacaktır. İstanbul ve diğer — şehirlerdeki Müzelerden yeni müzeye muhtelif eserler gönderilmeşine başlanmış- tır. Bu meyanda Adana müzesi 300 parça, Konya müzesl de 150 parça ı eserle bu müzeye iştirak etmekte- | dir, | CENUPTAKİ İSLÂM ESERLERİ Cenup mıntakamızın en büyük şehirlerinden olan Adanada büyüt bir eislâm eserleri müzesi» tesis olunacaktır. Adanada Akça meseldinde açıla-| cak olan bu müze için icabeden hazırlıklara başlanmştır. yt Üü lrelerr. Vergi takib ve tahsil işleri Belediye mühasebe müdürlüğü İstanbulun tekmil — kazalarında | vezgi takip ve tahsil işlerini hiz Jandırmağa karar vermiştir.: Dün açılacağını yazdığım'z memur im- tihanı da bu maksatla yapılmakta- dir, Alınacak olan 50 me: ü tün şüubelere dağıtılacak ve y | eski vergileri bulup çıkaracaklar. | &ır. | Diğer taraftan bu süretle h | dunup hemen | Üai bekevi belediye — ve | | resimleri 1 amızin sikil - | | maması lmuşlır. — | yeni bir kâs | rara göre eski mükelleflere uzun | vade verilecek ve vengi boçları | taksitlere bağlanarak talsil olu- | nacaktır. * Mecidiyeköyü civarında yapılacak olan büyük şehir hastanesinin inşaa- tına hemen başlanacaktır. Hastane üç senede ikmmşl olunacaktır. * Maarif Vekâleti erken tedrisat meselesi hakkında lise ve orta mektep- lerin muallim meclizlerinden rupori istemiştir. Şehrimizde bu usulün ta- | dili çok muhtemel görülmektedir. * Ekrem Könlg ve tayyare hâdise- | sinden dolayı 3 aya mahküm edilen Harlciye Vekâleti mcmurlarından Et- hem Ruhinin temyizen inuhakemesine cürarlesi günü sabah saat 0 ön An- kara ağırcezasında bakıincktır. * Yunanistan bükümeti yeni deniz selerleri ibdas etmeğe karar vermiştir. Bu seferler her ay Ii defa olmak üze- ? Pire - İzmir - İstanbul ve Karadeniz Umanları arasında yapılacaktır. *& Bazı valilerle müftettişi ümumiler | arasında bugünlerde bir değeşiklik yı pılması İhtimalinden bahsolunmakıa- dir. düştü. Bir ay sonra köyde ölüm haberini duyduk. Salih dişlerini gıcırdatarak mi- rıldandı: — Hain baba.. Göz göre göre oğ- luna kiymış.. Ali amca, Salihin yüzüne baktı: — Bu yolda ölen delikanlılar gi- bi, genç kızlar da vandır, Salih dayı! Korkarım ki, Ayşe de Meh- medin aşkile yatağa — düşmesin. Malüm ya, kadınlar bu hususta bizden daha duygulu olurlar. Salih birden çam gibi parladı: — Şimdi anladım, Ali amca! Geç oldu amma... Demek sen bu hikâ- yeyi benim için söyledin.. Beni zen-! Bizin yerine koydun, öyle mi? — Ben kimsenin kalbini kırmak istemem, kuzum! Fakat! bu işte seni biraz haksız görüyorum. Söz | kesildi.. Nişan oldu diyorsun. İyi | amma, kızın gönlü kâlâ Meh « motçikle ise, anatt Babası ne yap- sin? Ayşenin gönlünü koparmak ellerinde olsa bir çift öküzün ha- tırı için belki bunu da yapmağa teşebbüs ederlerdi. — Anladım., Anladım. Lâfı kes | Kızı şehirden para ile uzaklaştırdı. — Ya oğlu?. — Ozlu da hastalandı. Yatağa zelim artık. Sen de Mehmet ta- rallısı imişsin meğer! Ben de ses ni, derdime çare bulacak, bu işi lerden eserler gönderil-âvatandaşları için de Öğ- Yurda gelen göçmen'er, Türk dili kursları Musevi, Ermeni ve Rum renme kursu açılacak Cumhuriyet Halk partisi umu- mi kâtipliğinin bildirmesi üze - rine şehrimiz Halkevlerinde de halk dershancleri açılmasına baş-| lanmıştır. Halen kayıt işleri için çalışılmaktadır. Bu kurslara hiç okuyup yazma bilmiyen vatandaşlar devam ede- bileceği gibi Arap harflerinde ilk tahsili tamamlıyanlar için de ay- rıca bütünleme kursları da açı- lacaktır. Diğer taraftan türkçe bilmiyen Müsevi, Ermeni ve Rum valan- daşları için de Türk dili öğretme kursları tesis olunacak ve bu vü- tandaşlardan istiyenler serbesiçe kurslara iştirak ederek türkçe o- kuyup yazmayı kıza bir zamanda öğrenebileceklerdir. AO a aei BĞ Deniz harp okulunun 163 üncü yılı Cumartesi günü deniz harp ©- kulunun 163 üncü yıldönümüne tesadüf etmektedir. Bu münase - | betle Heybeliadadaki mektep bah- ük merasim yapıla - 'asimde emekli ve muü- vazzaf deniz subaylarımızla as - keri erkân ve mektebin telebeleri hazır bulunecaktır. Merasime saat 10 da başlanacak ve en yaşlı me- zun da bir nutuk söylü Sekykr Galatada -yeni bir çarşı Galatada inşa edilmekte olan yolcu salonu civarında yeni ve modern bir çarşı tesis olunacaktır. Bu çargıda milli mahsulât ve mas- Hualımızin cenebiler — tarafından kolayca görülüp tanınması te - min olunacaktır. İnhisar mamulâtımızın şık bir şekilde teşhir edilip satılacağı ye- ni çarşı modern butiklerden- mü- rekkep bulunacaktır. Bulgaristandan gelip de memleketi - dalzde iskân edilen bir kısımı muhacir- der de, Diyarbakıra yerleştirildilee. Fa- kat, bir refiktmizin geçen gün yazdı- Bına göre, bu muhacirlerden bir kızımı, İstanbula — dönmüşlerdir. — Muhacirler bir takım hâdiselerden bahsediyorlar. Diyarbakırda kendilerine, kâfi derece- de bakılmadığını ileri sürüyorlar. Yer. leri yurlları iyi intihap edilmemiş.. ve Salre. Biz böyle bir İhmale inanmak islemedik. Tamamen, uydurma — olduğuna da kani değil. O halde Ntyarbakırda güçmen vaziyeti nodir?. Alâkadarların bu işe elkoymalarını bekleriz. BURMAN CEVAD bizan evvel bitirecek sanıyordum. Ayağa kalktı: — Allaha ısmarladık.. — Güle güle, Salih dayı! Başın gıkılırsa yine gel bana. Eski olmuş işlerden bir hikâyem daha var., Onu da fırsat düşerse söylemek isterim sana! Salih dayı cevap vermedi. Bacağını sürükliyerek kapıdan * AYŞE YATAĞA MI DÜŞTÜ? — Su istemiştin.. Getindim.. Ne den içmiyorsun? — Ayran yok mu, anne? — Baban yoğurt aramağa gitti, hâlâ dörmedi, yavrum! — Çok oldu mu gideli? — Bir saate yakın.. — Parası var mıydı cebinde?.. — Bilmiyorum. Yoksa bile, bir bakraç yoğurt tedarik edecek ka- dar hatırı vardır. — Hatırla alış veriş olur mu hiç?| u benim altın küpelerimi satınız. Hüçlarım da gelmedi bâlâ şehir len. çÜ paranı Salih vermişti. Bugün I]ııglırm gelecekmiş, Hnm'l Ja alış veriş olmaz diyorsun amma,| Salihin hatırı olmasaydı, işlerimiz al olurdu. Ne damımız tamir edilir, ne borçlarımız — ödenirdi. Salih çok temiz yürekli, iyiliği ge- ver bir adammış, yavrum! İnşal- lah yakında iyilesir, kalkarsın da düğünümüzü yaparız.. Elimiz de biraz gerişler, £Devamı var) Divan edebiyatı Liselerde okululan edebiyat dersi- nin müfredat programı Üserinde tet- kikler yapmak ve bir karar vermek ü- zere, Ankarada bir komisyon toplan « maştır. Gazelelerin verdiği habere gö- Fe, mevzuu bahsolan şudur: Liselerimizde, divan edebiyatını, bu- tünkü şekil ve halile okulmakla - bir fayda var midır?. Müfredat programı bir başka kalıba - meselâ, daha has fiflettlmiş bir şekle » sokulura, — bir mahrur doğar mi?, Bu, mühim bir mevzudur. Teşkil e- dilen komisyonun, —davayı enaslı bir farıda tetkik edeceğinden — şüpbemiz yoklur. Divan edebiyatı, daha ziyade, maba Ve mazmun üzerinde İş gören değil. | Kelime ve şekil üzerinde hünerler zds- teren bir lisan safatıdır. Daha doğrusu, divan edebiyatında esas sadece ruh de- Wi, zengin bir lsan hazinesine daya- maa hünerbazlıktar. — Divan edebiyalı mümüneleri buzün — yeni harflerimize gevrilmiştir, Bütün, bu edebiyat dav- rinin hususiyellerinden birçoğu kay - bolmuştur, Belki, bu bususiyeller için- de çok lüzümsuzları var, pek züzelleri Var. Fakat, ne de olsa, divan edebiyatı- ma, yıllardanberi kabul edilmiş — bir üsülle okulmakla devama — kalkışmak hazli garip oluyordu. Nitekim, bunun mekiceleri de alınmışlır. Talebe, bilmediği ve adına Osman- hea deben bir dili anlamak için — ter dökezken, bir de, 0 dilin — edebiyatını anlamak Üzere, çocukları — zorlamak çok mantıksız bir harekettir. Yeni hart- der kabul edildiği xaman, edebiyat ki- fapları, sadecu, yeni harflere cevril - miştir. Halbuki, buzün Seşekkül etü- | Eiaden bahsedilen komisyan o zaman | toplanacak ve davayi © zaman halle- decekti , Bir lise mualiimi, tisenin sen sınıfına gelmiş falebenin, Osmanlıca — kelane kazinesinin ne kadar hafif olduğanu anlatmak için şöyle diyordu: — Edebiyat kompozlsyonu imtiha - anda birçok talebeler, verdiğimiz eyzuun İçinde geçen vefakârı ebaniz kelimelerinin manalarını sordular. Siz, gelin d, bu talebeye, Nel'inin bir kasidesinin manasını anlatın, vez- Bizi buldurun, ve Bu eserin zevkini tattırın!, REŞAD FEYZİ FAVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ | Müttefikler arasında iktısadi müvazene — : Yeni barbin gıkardığı birimel derece- | deki meselelerden biri de mütlefikler arasında Iklmadi müvazeneyi —devam | etürmektir. Bu itibarla gerek İngiliz ve gerek Pransir ihtisas erbabı — bu mütsele ile çok meşgul oluyorlar. Ge - gen kürple İngillere ile Fransanın e- Hinde pek çok ihtiyal altm vardı.. O kadar ki bu paralarla S17 senesi Wk- Baharma kadar bot bol masraf edile- bilmiş, bilhassa Amerikadan pek cok silâh ve mühimmat, yiyecek, giyecck, kulâsa ne Kâzımsa alınabilmişti. 917 ilkbaharında Amerika da Avrupa har- bine karıştı, Pransa ile İngiltereye bü- vük bir müzaberet temin edilmiş ol- M Bu güretle İngiliz lrasile Pramsın frangı da sağlamlaştı. Bukünkü barbin arzetliği maszara daha başka türlüdür Paraca, pek çok servel menbalarını malik olmak sa- retile İngilir ve Framsız tarafınm Al- mman tarafına Üstün olduğu besbelii gö- Tülüyor. Paranın, tabli servet menba- Tarma, mevaddı İptidalyeye malik ol- manın harpte ne kadar büyük bir rolü olucağımı tekrara lüzum görülmiyebilir. Fakat para işlerinde ihlisası olan, ge- gen harpleki vaziyet ile bugünkü hal arasında pek esaslı mukayeseler yü- rütebilecek mevkide bulunan ihtisas erbanın meşrettikleri şayanı dikkat ya- gılarda göze çarpan diğer mühim barı meklalar daha vardır. Şöyle kit Gecen 914 - 918 harbinin bıraktığı tesirler daha dünya yüründen kalkma- mıştır. Geçen harbin bu tesiratı orta- dan kalkmaz için daha uzun samanlar geçmek Yazımdı. Halbaki — Avrupada gimdi yirmi beş seme sanra başka bir barp daha başgörtermiş oldu. Onun t- çin bugün Pransa (le İngiltere elleria- de bulunan pok çok ihtiyat akçeyi sar- federlerken İtldaldan ayrılmamayı da düşünüyorlar. Cünkü elde ne kadar para kakrsa harplen sonra tekrar ik- tısadi ve mali vaziyeli dürelimek İçin işe yarıyacaktır. Eldeki parayı çok hesapfa kullanan devlei adamları için de bu hal İlerida salh aktedilirken büyük bir kuvvet teşkil cücecktir. Şu halde Fransa ve İngiltere için devam — edilecek hattı barekelin şu olduğu söyleniyor: Köndi servet menbalarını, vüsi im- paratortaklarını — işlelerek — isülsalâlı hiç durdurmamak pek çok Mtiy>çlarını ancak kendi servet menbalürile temin elmek, hariçten, yani —Amerikadan Ai >manya için başlıca düşünce yu iki şey Hatayın | imarı Vakıflar Umum müdürü bu maksatla tetkik seyyahatine çıktı ; Ana yurda iltihak eden Hatayın imarında ve cenup şehirlerimizin kalkınmasında Evkaf umum mü- | dürlüğünün de daaliyette bulun- | ması kararlaştırılmıştır. | Bu maksatla Evkaf umum mü- | dürü B. Fahri Kiper yanında mi- | marlar olduğu halde mıntakalarda bir tetkik seyahatine çıkmıştır. Umum müdürlük, Antakya ve | İskenderun gibi Hatay vilâyeli mizin büyük şehirlerinde madı oteller ve gazinolar inşa ettireceği gibi buradaki tarihi âsarın tamir ve muhafazasına da - çalışacaktır. Ayrıca umum müdürün cuma gü-, nü uğradığı «Ceyhan» da 40 bin lira sarfile de yeni bazı vakıf Asar vücude getirilecektir. aŞ Talebenin denizlerde balık tetkikatı Ortaköydeki yüksek deniz tica- Tet mektebi son sınıf talebeleri denizlerimizde balık tetkikatı yap-| mağa çıkmışlardır. Talebeler ev- gün Münakalât Vekâletme ait «Balık, isimli gemi İle Kara- İ | | | | | buruna urmıglırd.r Belediye çulıelerinde yeni sene bütçesi Tekinil İstanbul belediye şubelerin- de yeni sene bülçesinin hazırlanması- | ma başlanmışlır, 1940 yılının en büyük faaliyetini yal ve meklep inşaatı toş- kil edecektir. Bu meyanda 11 llik mektep binası da | yapılacaktır. zeie Son gelen göçmernler Son hafta «çinde Bulgaristandan| şehrircize gelen 180 alleden mü - rekkep 800 göçmen buradan Ber- gama ve köylerine gönderilerek iskân olunmuşlardı. Bu göçmen - eleri, çift haye vanları ve arabalarını da beraber getirmişlerdi. alınacak şeyleri yalnız en Tüsumlu o dan silâh, mühimmat ve tayyareden i- barel kalmasına çalışmak. Amerika- dan bir takım — mevaddı iptldaiye de almacaktır. Pakal bu da ancak Fran- sanın, İngillerenin kendi sanayiini de- vam ettirmek için elzem olan madde- lere münhasır kalmalıdır; diyorlar, Bu süretle müttefikler arasında — iktısadi üvazene devam etlirilmiş olacaktır. Bir kere harbin ne kadar süreceğini ” kimse tayin edemiyor. Onuz için eldeki Abliyal akçenin yani Tevkatâde masraf. Yara karşı koyabilmesi için bir taraf. dan İktsadi faaliyetin hiç durmaması, Almanyaya gelincet 936 danberi de- yamlı süretle harp hazırlığı gören Al- arasında müvazeneyi temin edebilmek olmuşlur: Silihlanma makırifi ile mem- deket dahilinde İstihlâk edilen madde- lerin masarifi daktar Şaht Almaayada iktısad işlerinin başında iken bu mü- bilmiyerek rakip vaziyetine düşerler; barice mal satacakları saman da bir. Diş POLMK |4 İntizar günleri Yazan; Ali Kemal Avrapa harbi başladı başlır €ü aya girildi, Hakikatte dalâ * yanın — kati olarık ne bilinmiyor. Alman devlet relsi Harbe devam elmekle " 1 memnun olacak mi?, İngilir ve kuvvetlerine karşı pek büyük Vkları göze alarak girişilecek Hİ arruz acaba Alman halkı & nasl görülecek?. Her fı At | alarak büyük mikyasta bir VÜĞU geçmeli mi?, Yoksa müdataa VW Pa tinde kalarak beklemeli mif. Birkaç hafta evvel çazeleleft İĞÜTN, sözler vardı: Ne olursa olsun F ÇFi darca Almanı feda etmek de se bunu göze alarak Fransız Kküvvellerine karşı taarruza KAf rilecek deniyordu. Bunun axlı $t Çünkü milyonlarca Almanı tedâ İ güöze almak kolay bir iş değildife TuUN zer Almanyası geçen harpte İT | arrmılara geçmişii. — Fakat GÜĞ | manyanın büyük bir taarruza Tivayetlerinin donmekie men filiyat sahasında eher h harekelin görülmediğidir. N Dünen rivayetler de landa ve Belçika hudutlarından PU diliyor, İsviçre hududunun ğ geçişor. Almanyanın bu deketleri çiğniyerek geçeceği dönüyor. Fakat bunların Tivayetlen ileri geçmiyor. Kat'l mmalüm olan cihet şudur ki bu bilişik bitaraf komşuları yanık bir halde bekleşiyorlar. Diğer mühim olan keyfiyet kanın almış olduğu vaziyettir. © mesele vazih bir şekle zirdi Aylardanberi devam eden kalktı. Reis Rüzvellin — polli bu bir zaferdir. Amerikalılar harbine karışmıyorlarsa da hi dere malzeme satmayı bitaraftıki ğ kırı bulmuyorlar, Şu halde İ Fransa için harbe devam etmek V) €n büyük imkân hazırtanmış merikadan istediklerini —alabil Amerika dayyare fabrikaları Zündürlü işçi çalıştırmak sur Killere ve Fransanın siş ü rino getirmeğe bazırlanıyor, SİdE kadar Almanyanın n Gztün olduğu ileri sürülen hav ÖYÜM, vetleri bundan sotra Amerika N a manya da İslediği mevaddı. 4 ve tayyareyi alamaz mi?, 1 tasından alabilirse de filiyat y buna imkân zörülemiyor. Çünkü " poşin para vermek lâzüm, hem raya kadar gemi yallıyarak atf almak elzem. Bu imkân ise AYT Pramanın elinde bulunuyor. — — Ahmeâ Şükrü Türk tuzu Tuz istihsal ve ihracatımzf) günlerde çok artmıştır. Meml dahilinde tuz sarfiyatı hef büyük mikyasta çoğaldığı İ Türk tuzlarına karşı hariç Pl - salarda gösterilen rağbet te . madiyen inkişaf etmektedir. f cümle bu kere Japonyaya tWb? racatımız en yüksek bir gelmiştir. S Birimizin Derdi Hepimizin Derdi) Bakırköylülerin hamam derdi — Baktrköyünge oluran Te &

Bu sayıdan diğer sayfalar: