20 Kasım 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

20 Kasım 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAVADİS FARKI! A yanan İKİ GAZETENİN VERDİGİ Evvelki gün, Ihi ayrı çazetede gör- düğüm ayni havadisin manasını pek kayrıyamadım. Haber şu idi: Profesör Fuat Köprülünün Paris seyabatl.. Be- yelki günkü Tan gazetesi Puad Köp- Tülünün Parise gittiğini yazıyordu, Ay- Hİ gün, bizim SÖON TELGRAF Fuad Köprütünün Paristen döndüğünü yazı- yordü. Hangisi doğru.. Tahkik ettim. Bizim gazetenin yazdığı değrü çıklı. — Yanı, Fuad Bey Paristen evvelki sabalı gebmiştir. Aradaki fark pek küçük mü? | YANLIŞ KİTAPLAR VE KİTAPÇILAR Bütün meklep kilaplarında neksan. har, eksikler, yanlışlar olduğu iddla e- | diliyor. Gürültü, kıyamel dehşet gidi. yor. Dün, bir kilapçı e konuşayordum. Bu mevzua temas eltik, Gülüyordu. Sonra dedi kiz — Demek, bütün kitaplar yeniden Basılacak... Maydi hayırlısı! Bize de iş | gçıktı, demektir. l Kitapçıların bu memnuniyetine rağ- | men, içlerinde memnun olmuyanları da | var. Biri dedi ki: — Birader, kitapların yanlış olduğu © kadar söylendi, yazıldı ki, korkarım, | kimse, emulyet edip Kitap alımıyacak! yardır. İnsanın aklına gelmedik me hi- leler yaparlar, Efendim, jilet dahi tabir Asliye ? inel cera mahkemesinde es. Ki sevgilisinin yolunu kesen ve odu döcmeğe kalkan bir gencin davasına Dakılmaştur: Sadi isminda bulunan saçlu bundan İki sene evvel Beşiktaşta bir tütün de- posunda çalışırken, komşu İmalilhane Aşçilerinden Naşlde ile tanışmıştır. Ka beylu, şişman, oldukça güzel yüzlü bir kız olan Naşide; mütevazı bir tölün amelesi bulunmasına rağ - Mmen şik ve iyi giyinmeğe dikkat eden Bakin tavırlı, alımlı gençle tanışamasını kısa bir samanda ileriye gölürerek al baplığı aşlıdaşlığa çevirmiştir. Tatil samanlarında, pazar günlerin- de buluşup başbaşa latlı gezintiler ya- Pah iki genç İşçi arasındaki bu aşk ve kalb oyunu nihayet bir metres hayatı- ma da inlılâp etmiş; Sadinin Ortaköy elvarında tuttağu bir oda; onların tam İki yal saadet yüvası olmuştür. Fakat; birkaç ay evvel, her nedense Araları yavaş yavaş açılmıya başlıyan Üki sevgili sık vik kavgaya — ve hattâ dötüşe de koyulmuşlardır. Naşidenin barı imalâthane arkadaş- Tarile fazla samimi olmasını çekemil- yen Kadi; yine böyle bir - kıskançlık amünakaşa ve kavgasının ertesi akşa- Mu, eve döndüğü muman odayı bambeş | bulmuş, üst kattaki kiracılardan s0- Bir arkadaşının yanına kaçtığını hid- Getle öğrenmiştir. No.49 — — Şu bizim topal Salihe mi ve- l receksin kızıcı? — Evet. — Oh.. Oh.. Fena değil. Haydi hayırlı olsun. | — Ya Ayşehin hastalığı uzarsa?. — Neymiş hastalığı? — İnce hastalık diyorlar. — Kim haltetmiş bunu? Bizim köyümüze öyle ince hastalıklar uğramaz, — Balıkesirden gelen bir dok- tor söyledi. Çok merak ediyoruz. Hele bi görsen — Ayşeciği.. Öyle | zayıfladı ki, Son günlerde iğne ip-) Tiğe döndü zavallı kızcağızım. İbtiyac köylü sakallarını okg- yarak hafit bir göğüs geçirdi: —| — Allah allah.. Hekimin söy - lediğine siz de inandınız desene! Neles filân ettirmediniz. mi? — Aklımıza gelmedi değil,  - dem baba! Fakat, bu hastalık ne- | fesle, dua ile geçici bir hastalığa | benzemiyor. Öyle sararıp — soldu, Öyle kuvvetten düştü ki. onu gör-| sen tanıyamazsın şimdi. | Âdem baba, İbrahim ağanın ko- lundan tuttu: j — Haydi oğul, beni evine kadar” götür. Bir kere — ben de göreyim Ayseciği, Zavallı çocukcağız kü - çükken bahçemize gelir, amuzla- | Tıma cikatdi. Ne — varamazdı. ne ! ateş parçasıydı 6 zaman — Yakın zamana kadar yme öy- le yaramazdı. Dağa, dereye kendi | başına giderdi! Birdenbire göze mö' e İAT Y TARID DA Son . Telgraf Bunların kullanılmış olanlarını bazı açıkgözler, evlerden topluyorlar, bili. yerlar ve tekrar DİYASAyA çıkarıp sa- tayorlarmış!. Arkik, ba bıçaklar sakatı | keser mi, kesmez mi?, Orasını Altah | Dilir. Ne demek, şu günlerde, sakılı ele | vermeğe hiç zelmez., | HAP TEBLİĞLERİ ——rrrmr VE İFADE ŞEKLİ Çoktanberi, maharebe lükirdim. et- miyorum. Halbuki, her gün harp tebitğ- derini ehemmiyetle — teikik ediyorum. Paris ve Berlin tebliğleri de ayni şeyi söylüyorlar; Garp cephesinde yeni bir yey yök. Bazan, ifadeleri 6 kadar birbirine benziyor Ki, hant, mekteplerde, birbir- | lerinden kopye eden tenbel çocakların | Şardıkları vazifeler gibi.. TAKSİM GAZİNOSU VE YAPILACAK MERASİM Belediyenin Taksimde yapırdığı ye- ni şehir zazinosunun noksanları önü « üzdeki haftalar içinde tamamlanacak yılbaşında, bu zürel mücssesede bir de ziyafel verilecekmiş! Makikaten, İstanbul, böyle bir za- zinoya muhtaçti: Henüz gidip görme- dim. Fakat, röresim gelmiyor, değil.. Yıl gada mmu olur, senra mü olur, her | AÇ L l halde bir gidip bakmak, görmek, ges- ö ——— 'TIRAŞ BIÇAKLARI inek islerim, b ÜZERİNDE İNTİRAR Yıltaşındaki acılış resminde ve si- | — Vali Çarşambaya Haa yalette - şehrin ileri gelenlerinden ol- Ş | “Tıraş bıçakları üzerinde de hild Yya- — madığımız için - davetli olarak bulun- gelıyor , Dihkyormuş! Şu İstanbul zarip bir di- | maşacağımı bi Romanyada — bulurmakta olan olsa, gönül bu, arzu ediyor. Yeni Yeni Tip Meydanlar. iskeleler Nuruosmaniye, Harbiye Yalovada ve Tekirda-, ve diğer bazı yerlerde iğında yepyeni iskeleler meydanler açılacak Belediye reisliği şehirde yeni bazı küçük meydanlar vücude ge- tirmek için teşebbüslere geçmiştir. Bu meyanda Harbiye tramvay durak mahalli genişletilerek bir larak cedde genişletilecektir. Ayrıca Dolmabahçe saa kule - bulunduğu meydan da bü- tiva etmek üzere küçük bir mey- | *“an vücude getiri i) işlere evvelâ Harbiyede Sel-! Başı sokağı köşesinden başlanarak buradaki bi yıkılacaktır Ayni zamanda Kabataş iskelesi | “yanındaki binalar da hemen yık- İacaklardır. Bu hususlarla Belediye reisliği | tarafından Dahiliye — Vekâletine ! yapılan menafü umumiye namına istimlök karam verilmesi hakkın- daki müracaatlar da kabul ve tas- | dik olunarak evvelki gün Beledi- | Vali ve Belediye relsimiz — Lütfi kırdar yarın Bükreşten harekel e- derek çarşamba sabahı şehrimize gelecektir. Belediye — reisimiz dün sabah Bükreş belediyesi temizlik işle - tan ve yolcusucoğalan Yalovağn da| Terkedilen — genç; ünce — elinden kaçırdığı sevgillden, yuvadan uçan dişi kuştan Intikam almayı kendi kendine kararlaştırmış; nitekim bu kararını da sabaikleyin imalâlhane civarında Naşi- Genin yolanu bekliyerek tatbike kalk- maşlır. Fakat yoldan geçenler tecavü- vün daha fazla şiddetlenmesine mey- dan vermemişler; kadını elinden al - maşlardır. Sadi muhakemede Naşidenin kendi- sini aldatlığını ve evden kaçarken bir miktar parasını da çaldığını iddia ede- | rek genç kadını kabahatli göslermek | istemiştir. Dava şahit oelbi için başka bir güne bırakılmıştır. SPOR Dünkü maçlar Düs, zengin bir #por gürü idi, Müuhtelif sahalarda İik maçlarına devam edilmiştir. Vefa ile Beşik- taş Taksim Slsdında çarpışlılar. Vefahlar 1 - O Beşiktaşlılara ye - nildiler. Dün oynanan diğer maçların ne- ticeleri şöyle İdi: Galatasaray - Kasımpaşa 5 - 1, Fenerbahçe - İstanbulspor 3 - 0, Beykoz - Topkapı 4 - 3, Süleyma- niye - HilâİS - 2, Yeniyıldız - Bey- lerbeyi 2 - 1, Eyüp - Kale 4-3. Şeref stadında yapılan Maltepe- '———————.—_ Mehmetçik Geçiyor geldi. Ne oldu? Bilmem. Kafayı vurdu.. İnleyip duruyor. — Salih onu seviyor mu? — Sevmez ulur mu? O pos br yıklı bir adam, Ayşem ince, narin Şirmilik bir yosmacık. Elbetle se- vecek. AÂdem baba yavaş yavaş yürü- | yordu: — Ayşe de onu seviyor mu? Diye sordu. İbrahim ağa birdenbire dura - ladı: — Orasını Allah bilir, Âdem baba! Âyşenin ouşu sevip sevme- diğini bilemem. — Ya sevmiyorsa.. Ya, bundan ötürü yatağa düştüyse?. Bu ci | heti bir gün de karı koca merak #edip incelemediniz mi? İbrahimn ağa birdenbire uykudan uyanır gibi sersem sersem Âdem babanın yüzüne bakmağa başladı:' — Hakkın var be yahul Ayşe- nin onu sevmiyeceğini hiç te dü- şünmemistim. Gerçek, bu noktayı| da incelemeli idik. Evin kapısı uzaktan görünmüştü. Acaba, a baba, Âyşe ile ne- İer konuşaraktı? * AYŞENİN GÖZ YASLARI Ayge, Âdem bubayı görünce se zini tetkik etmiş ve bilâhare park-| darı, sinemaları dolaşarak izahat | almıştır. Öğleden sonra stadyomda| yapılan Rümen - Alman maçını seyreden Lütfi Kırdar bunu takk ben ekmek fabrikalarını da gö müş ve gece milli operada Ayda- | mnın temsilinde hazır bulunmuştur. Vali ve belediye reisimizi; zeşteki tetkikleri esnasında disine meşhur Rumen mimat rından Krovda da refakat etmek- tedir. Mütehassıs mimar Belediyemi - zin imar işlerinde de istifade edil-, mek Üzere Lütfi Kırdar tarafın- dan İstanbula davet edilmiştir. Ikü K HABERL ııl | Y Ev kiralamak, ev sutmak ve al. mak istiyenlerin işlerini kolaylaştır. - | mmak maksadile belediyenin bir teşki- lât kuracağı haber verilmektedir. * Üzküdür tramvaylar idaresinin | borcu olduğundan, hatları takviye için | imkân gö- * Belediye işıksız sokaklara yeni « den bin Jlmba koymağa karar vermiş- tir. * Adliye Vekili Fethi Okyar dün akşam Ankaraya gitmiştir. * Bir müddettenberi harp akademi- sinde profesörlük yapan Alman Genee rallerinden Şikfos aldığı davet üzerine Berline gitmistir. Bursa askerf liseleri maçı çok he- yecanlı olmuş ve Bursalılar 4 - 3 | galio gelmiştir. Kuleii İisesi de | 4 -0 Deniz lisesini yenmiş'ir. x a vindi. Ondan şifa mı umuyordu? Hayır.. Tesel Hayır.. Âderm baba hakikati göree ve | hakikati söyliyen bir adamdı. Ayşe, vaziyelimi yakından göre- cek ve dertlerini anlıyacak bir &- damla karşılaşmamıştı. Âdem bar ba ona hızir gibi yetişmişti. Ayşe yastıktan başını kaldırdı. ' Öksürdü. — Bu öksürük beni — boğacak, Âdem babacığım! İyi ki geldin. Belki biraz neles edersin de içime m-;nnı gelir. Âdem baba genç kızın döşeğinin, dibine oturdu: — Ayol sana ne oldu böyle bir- denbire? Sen bir kuru öksürüğe yenilecek, bir nezle ile yatağa dü- gecek kız mıydin? Haniya o tatlı sesin.. Bağrışmaların.. Nerde kaldı © Şakaların? Aysenin annesi ihtiyara sordu: — Sana bir kahve pişireyim, Â- dem baba! Sade mi içersin, şeker- H mi? — Biraz önce iemiştim'amma.. Şimdi sizi de reddetmeğe gelmez. Havdi bir orta şekerli kahve pişir bakalım bana elcoğizinle. mi bekliyordu? ——— | bir şey bilmiyorum.. Geçen gün | | köyümüze uğrıvan | fulmuşüm. Kolay kolay geçmez- | üzerinde yol yal izler bırakıyordu. yapılacak rolları umum müdürlü - gü yerek şehir dahilizde ve gerek | katlardakı iskecelerini: tı etmeğe ve yeni tip iskeleler yapmağa karar vermiş - | tir. Bunun üzerine hemen faalir | yete başlanarak evveli Tekirdağ | iskelesinin modern bir şekle so- kulmasına geçilmiştir. Kartal hal-| kı tarafından yapılan müracsat « lar da nazarı dikkate ahnarak ta idarei mahsusa — zamanındanberi | esaslı bir tamir görmemiş olan bu. iskelenin de tamiri kararlaştırı miştir. Ayrıca gitgide ehemmiyeti ar- üstü kapalı bekleme yerlerini ih- | tiva edecek bir iskele vücude ge- tirilecektir. Ze aRüre z Kömürcüler Faaliyette... İkı gündenberi havaların bir - denbire bozmasile bazı yerlerdeki | kömür ve oduncuların fiatları yük-' sektiikleri görülmüştür. Ezcümle mahaâle kömürcüleri kilo başına hemen 20 para zam yapmışlardır. Belediye reisliği, kömür ihti fına meydan verilmemesi için dük- kânların ve fiatların sık sık kon- trolünü bildirmiştir. Diğer taraftan soba boruları ü- | zerinde de lüzumsuz fiat yüksek | DŞi yapıldığı şikâyet olunmak - | tadır. | — Ankara Caddesi Bir Xısmı asfalta bir kısmı da Tozayiklı parkeye çevrilen An- kara çaddesindeki mozayikli par- kelerin bazılarının aradan henüz kısa bir zaman geçmiş oulmasına Tağmen çöktüğü görülmüştür. Bunun ilzerine mezkür par - kelerin altma kum dökülmüştür. Ayrıca bitüm denilen maddeden de aralarına konmaktadır. | ö 300 Arsa Duvarla Çevrildi ( Belediye, işlek caddelerdeki boş! arsaların yüzlerini kapalmağa de-, 'vam etmektedir. Bu suretlle son iki ay içinde 300 sarsa duvarla çevrilmiştir. Bu faaliyet peyderpey iç semt- Jerdeki arsalara da tesmil oluna- tır, Beyoğlu ve İstanbul Hülâ, İstanbal, Beyoğlu — arasında fark gözeliriz. Bunu yapan, bir takım ezücesseseler de vardır. Meselâ, İstan. bul yerti mallar pazarından bir papaç Alacaksınız. Bakıyorsunuz, şekli - hiç de hoşunuza gitmiyen papuçlar.. 5 - 6 Hlra arasında birşey... Başka modelleri 'de yok.. Bir iki model.. Neden daha çe- gitli yapmazlar?, Belli değil.. Halbuki aha çeşilli olsa, müşteri daha çok ve daha Kolaylıkla beğenmez mi?, Tabii.. Şu cevabı veriyorları — Beyoğtü şubemise gidiniz, orada bu fiatın bir Üci misline salılan başka çeşitlerimiz de var. Hayret!. BURHAN CEVAD Ayşenin anası odadan çıktı. dem baba — hazin bir tavırla Ayşenin yüzüne bakarak başım salladı: — Gerçekten sararıp solmuşsun sen Ayşecik! Ne oldu sana böyle., Neden yatağa düştün? — Bilmiyorum, Âdem baba! Hiç hekim beni muayene elti.. İnce hastaliğa tu- miş bu hastalık diyorlar. — Merak etme kızım! Dünyada; ilâcı bulunmıyan hastalık yoktur. saşk» m ilâcı bulunmaz. Eğer se- ni yatağa düşüren böye bir bas - talıksa, ona diyeceğim yok. Fa- kat, ben derim ki, buna da çare vardır: Birbirine kavuşmakla, has., talık tedavi edilir. Avşe önüne bakıyor, gözlerinden! dökülen yaşlar soluk yanakları | Âdem baba, Ayşenin cevap ver-) mediğini görünce sözüne devam etti: — Yolda gelirken babana ras - Relmiştim. Bana senin hastalığın? dan bahsetti. Hele bir Ayşeci; ben de göreyim, dedim., Geldim. Haydi, bana hakikati söyle baka- yım: Bu ilâçsız. hastalık mı seni bu hâle koydu? Aysenin pembe dudaklarında hafif bir tebessüm belirdi. Yan gözle ihtiyara baktı. Fakat yine bir sey söylemedi. Âdem baba: (Devamı var) | küdisa, yeni bir hata yoktur. Sarahat ve açıklık 7 Yeni Paosta! Pulları (| Şi İsmet İnönü'nün ve Â- Maarif işleri, küap yanlışları ve 66 Didelerimizin resimlerile mevrular etrafındaki drdikodalar, dal. budak saldı, Şündi, her yerde, herkes darı konuşüyor. Anlıyan, anlamıyan erkes tenkit ediyor. Muhakkak Xi bir | davasışı büyle apaçık konuşulmasında fayda vardır. Konuşulamıyan, konaşul- maktan çekinilen davalarda akxaklıklar olması tabildir. Çünkü, hatalar mey - dana çıkmaa, Bazıları. bir kasım mektep kitapla- rinda meveai yanlışların aenelerden. | beri, nasıl olup da artaya çıkmadığını hayretle soruyorlar, Bu saal yerinde- Gir. Meydana çıkmayışının sebebi de, bu sötanlarda birkaç dela yazdığım gi- BL Vekâlette, en mühim mevkiler işçal #lmiş bazı kimselerin, uzun yıllar, ida- Tei maşlahatçılık siyaseli — gülmeleri, Xendilerinden tastün olanlara hoş zö- Tünmek, kendilerinden küçüklere ise: «Hot!a diye şiddet çösterip sindirmek yolunu tutmalarıdır. Maarif Vekâleti, bugüne kadar «yan- gından mal kaçırır gibir bir mesal sar- fediyordu. Bir talâş, bir. gürüllü, bir acelem. Tabli, bu bal içinde ekseri işler dikkatsiz oluyor, ihmale uğruyor, hata- | » Tar işleniyor, kararlarda isabetsizlikler yapılıyordu. Günü çün etmek, sızıllıya meydan Burakıyamak, sevakiri korumak, bü - yüklere haş zörünmek.. Vekâlekle, muhtelif iş ve faaliyet şu- belerinde çalışan elemanların bepsi de, her zamas Babetle seçilmiş değildi. Bazıları, mer'uliyeti üzerinden atacak gekilde İş görmek şikkimı, daha şayanı tercih görüyordu Bizce maarifla yeni bir hal, yeni bir | Bskiden, maarif, bir kapabı kutu lâL Şimdi, be kutu açılmaştır. İçindekiler artaya çıkınışlır, Herkesi hayrete düşüren ve yeni sa- mılan bütün bu hâdiseler ve rürültü, bundan ileri geltyor. Buzün için, yapılan hizmet büyük- tür. Hiç olmazsa kutu açılmış, mühte- VİZAL meydana çıkmıştır. Sarahal ve acıklık dalma güzel ve iyidir. Bülün aksaklıkların tamir edilece - ceğine şüphe etmiyelim. REŞAD FEYZİ Mendirekler Yeni yapılmış olan Bostancı, | Küumkapı ve kabataştaki mendi: reklerin genişletilmesi lâzım gehi diği son şiddetli lodos fırtınası es- masında anlasılmıştır. Bunum üze | Tine mendireklerin üzerine ya - #ımşar metre daha Kâvesi ve önle- rine de büyük taşlar dökülmesi kararlaştırılmıştır. Ancak — ikişer ton uğırlığında bulunması icebeden bu taşların maklini hiçbir müteahhit üzerine alamamaktadır. Bu vaziyet — karşıcında liman müdürlüğü, taşları kendi naklet- tirmeği ve inşaatı bu mevsim için- de ikmali kararlaştırmıştır. ee d ei a F e L S FAVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ | Propaganda nerelere uzanıyor ? Avrupa harbinin meselelerinden bi- | ri de propaganda silâhinı çok yerinde | kullanabilmek — olduğuna şüphe — yok, Proparanda edebiyalının kaç vaman- danberi türlü nümumeleri her zün gü- rülmektedir. Elbetle bunları merak e- denler, bu nümuneleri toplıyarak - bir gün bir kitap balinde neşredecekler. e bulunur. Bu iş de tabli haldeu sonra yapılacak işlerden. Avrupa sülhunun yeni esaslara dayanarak — kurulması, demokrat cephesinin harp gayelerinin başındadır. Fakat buzünkü ıııııııı—ııııııh-ı aliyetinin nerelere kadar varmış ol- dulu ve bu sahada da muhariplerin na- | nıuı—nlnlqııh—lııllıllını-’ dadır. Almpü — propazandası — geçenlerde meşhur İngiliz romancısı Dikensin hi- kâyelerinden tutturarak İngilir haya- tanda tenklt edilecek noklalar bulup gıkarmak, bunu dünyaya yaymak ile meşguldü. Fakat şimdi görülüyor ki da- ba başka süretlerle de kendini dinlet- Mmek İsliyor. Hu sefer de meşhur Şeks- pirin Jül Sezar eserindeki pek meşhur bir sahneyi kendi istediği şekle sok « mak suretile ve radye vasıtasile Avust- ralyaya anlatmışlır. Müsaadenizle bir kaç satırla bu sahne de hatırlatılsın. Eski Romanın meşhür — kumandanı Jül Sezar bir sulkasi neticesinde öldü- rülür, Öldürenler de başla Brütüs ola- Tak Romanin ileri gelen fedakâr va. tandaşlarıdır. Halk onlarla beraberdir. Fakat yine Romanın ileri gelenlerin « den Jül Sezarın dosülarından — Mark Anleni sokakla halka hararetli bir nu- tuk söyliyerel «— Vatandaşlar, der, ben Jül Sera- T cenaresini — zömdüm, — geliyerum. Maksadım onu methetmek değildir. Bi- Hrim ki iyilik çok defa ölünün kemik- lerile baraber gömülür. Jül Serar için de böyledir. Bu asll adamlar diyor kiz Jül Serar haris tmiş. Rier böyle ise çok Tena bir adani demektir. Ben burada (Mlerinos koyunu sürüsünün, 8 ku- rusluğunda Sıvas - Erzurum hat- tımın, 2,5 kuruşluğunda portakal- darımızın, 20 paralı çilerinin, 40 paralığında ise 1- bu) postane binasının bi lar boyunca resimleri ” bulura Caktır. bt k ” Kirli Binalar Boyanacak Eminöründeki binaların yüz - lerinin muayyen bir renge boyan- ması hakkındaki kararın tatbi - kine devam olunmaktadir. Diğer taraftan muhtelif semtlerdeki iş- lek cadde ve meydanlarda bulu- man kirli yüzlü 'binaların da boya- tümas) mecburi tutulmuştur. Bu suretle iki ayda 1000 kirli ga boyanmıştır. Âyrıca, yeni - den kaldırım — yapılan sokak ve caddelerdek! binaların cepheleri- Tün de bina sahipleri tarafından muhakkak boyanması veya bada- nalarması bina sahiplerine tebliğ olunacaktır- KAR Geri Çekilecek Dükkâlar Pangaltı - Osmanbey arasındaki caddenin genişletilmesi kararlaş- tırılmıştır. Ancak yölün sağ tara- | fında bulunan bazı sira dükkân- ların buna mani olduğu görüldü- ğünden bu dükkânların geri çe - kilip çekilemiyeceği İşi tetkik o- Bunmuştur. Neticede dükkânların anar metre geri ahınabileceği an- daşılmıştır. Bir kilise heyeti mü- tevelliyesine Bit olan bir — katlı gükkânların bugünlerde geri çe- kilmesize başlamacaktır. mühlerem bir adamdır. Arkadaşları da öyle; hepsi muhterem kimselerdir. Ge- delim Sezarın hitabelerine; Serar iyl bir dostu sadık, doğru bir. arkadaş o- dabilirdi. Fakai Brütüs diyor ki o ba- Fis bir adamdı. Şüpheslix ki Brütüs muh- terem bir insanıdır... ve saire.. Nihayet Mark Anteni halkın fikrini gelmeğe muvaffak olarak herkesi Brü- tüs ile arkadaşları aleyhine fahril muvaffak olmuştur. — Bu eski vak'ayı bu kadarla hatırlalmak kâfi olsa gerek. Şimdi Alman propazandası Şekspirin ( © Sahnesini bakımız ne şekle koyarak İnzilir tmparatorluğunun mühim — bir kısmı olan Avustralya — dominyonuna vermiş — Bostlar, Britanyalılar, hemşeri - der, biraz Ja beni dinleyiniz. Britanyayı gömmekten geliyorum. Onu methedecek değilim. İyilik çok defa kemiklerle be- Yaber gömülür. Britanya için de böyle | #lsun. Bu asil adamlar diyor ki Beltan- *| ya haris Kdi Eğer böyle ise demek ki fena imiş, Burada Nevilin (yani şim- diki Başvekil Nevil Çemberlayn) arkadaşlarının müsaadesile söz söylü- yorum, Çünkü Nevlil muhterem bir a. damdır. Hepsi de böyle mühterem kim- | selerdir. Simdi Brilanyanın hataların. dan bahsedeceğim. Britanya iyi bir. /dost, sadık, doğru bir arkadaş olabilirdi. Fa- kat Nevil diyor ki o haristi. Şüphesiz Ki Nevll mühterem bir insandır.. ve #alre.. Şeksplr eserinde Mark Anloniyi Se- arın ölümünden son derece mütleessir #örünmey! bilev bir hatip olarak fev- zine acıdığı gibi şimdi bu sahneyi yu- karıda çöklerilen şekle koyarken de Britanyaya, İngillereye karşı xon de- Teşmalça olan sahnesi dayip zeçiyarlar. ALİ KEMAL SUNMAN GiLLü ngiliz - Fransız işbirli; Yazan' Ahmed Şükrt KSMEE | 1914 harbinde Itilâf devietlerinin bürük sâfı Almanya ve müttefikli karşı mücadeleyi yapan yirmi K Güdi ve ondan senra da askeri hattt Kâf başka bir cereyan takip — etmeğt başladı. Bugün tarihi bir hakikal olet Tak söylenebilir ki, eber I1tiâf kuvvelt lerinin kumandası tevhit edilmemiş olt Kaydı, zalfer 1918 senesinde kazanıla © mazdı Mlarp daha uzün seneler sürefe hattö belki de Almanlar galip zelif” lerdi Bugünkü İnziliz ve Pransız hükü * Metlerinin. 1914 harbinden — aldıkl Gersten stifade ettikleri unlaşılmak fadır. Kaforetto bezlmetinden — sonff kurnlan kumanda birliği, burün haf bin ilk gününden kurulmuş butunayofı Fakal eğer İngilir - Pramsız iş birllii Yalnız askeri sahaya münhasır kalsay” , buzünkü mücadelede bu da büyük mana ifade etmerdi. Çünkü buyünkü harp, bir iktısadi mücadele mahiyetini abmvıştır, Denizlere hâkim alan demak- Faf devletler cephesi Almanyaya kar$t Aktisaden falk ise de iki devlet arasıt da bu sahada bir iş birliği mevcat ol maması, İngiltereyi — ve Fransayı bil büyük kuvvet kaynaklarından lüyıkile Astifadeden mahram — birakmakta İdl Paristen gelen baberler, harbin ikinci ayı içinde bu mahzurun tamamile her- <dir. Paristt Haharbiyeleri arasında yapılan ehemi miyetli bir içtimada Iki devlelin askeri gahada oldüğü gibi, ikturadi sahada da iş Birliği — yapmaları umlırı | Pariste neşredilen bir teblit. bu karas TI «barbin yeni bir merhalesis olarak Yavslf elliği zaman, bu vasıfta hiçblr mübatöâğa olmadığına imanmak 14) dır. İngillere ile Fransa ellerindeki bü- tün stokları İngilizlerin tâbiri üzere Pool etmişlerdir. Yani bunları müşte- vek mal telâkki ediyorlar. İs birliği burada da kalmıyor. «Hler İkl memle- ket bundan böyle ifhalâi programların! müştereken — tesbll edecekler bel programların tatbiki icin hariçten ya- pacakları mübayaalta her fürlü reka» beti bertaraf — edeceklerdir.r — «Hlam madde ve mamül meval, yahut zida maddeleri yetişliren memleketler bun- dan böyle her iki memleket hesabına mübayaa yapacak olan bir teşekkül karşısında bulunacaklardır.a Ângiltere ve Fransa gibi, siyasi rejim itibarila damokrat ve Ucaret rejimi ba: kımımdan da Hberalliğe meyyal olan ikİ Mmemlekelin ,Ücaret xsistemlerinde bu şümullü inklâbı yapmaları, yaları bir kamanda tevhidinden daha çok zor olduğu meydandadır. —Ra, herşeyden ziyade İngilterenin ve Pramsanın mü- çadeleyi sonuna kadar götürmek hu- susundaki kal'i azimlerini zöslerir. De- mokrat devletler. Almanyanın asulh faarruzunas, evvelki gün Pariste neş- redilen tebliğden daha veciz bir cevali veremezlerdi. Birimizin Deri *Mimızinüw l Edirnekapı- Cihan- gir otobüsleri Cihangir - Edirmekapı otobüs - deri her iki semt arasında halkım büyük bir ihtiyacını — karşıladı. Beyoğlunda herhangi bir işi olan vatandaş Kdirnekapıdan — Beyoğ- kana gümek İçin birçok nakil va- sıtaları değiştiriyor vakit kaybediyordu. Olebür ser visimin ihdasından sonra bu Kibi müşkül vaziyetler berlaraf edilimiş| ve halkın vesait ihtiyacı karşılan» mıştı. Fakai Edirnekapıdan kalkan etebüsler Cihangire Beyoğlu yolile gidiyor, dönüşle bunun lamamen aksine olarak Beyiklaş yölile av- det ediyorlar. Ba vaziyet — halki pek müşkül vazivele kuymakladır. Çünkü Edirnekapıya gelecek — bir yolennun bu ölübüslere bimebil - mesj için Bayoğlundan Kanıköye kadar yaya ve yahul da tramvay- Ia gelmesi ve burada elabüs bek- lemesi icap ediyor, Be arabaların vEkisi Kibi Beyoğlu yölile sefar el Ürlüse, her İki semi hallı — cek memnun olacaktır. | “cap sakateşğiin ğ devlet arasında. âbenkli — bir. çanışmt ft Sikale . bir seri basıhyor T ala n e ğ Hzlen kullanmaktş olduğumuz | © İtalra Japonya ve Mitüfa j b vetidi Tan ikinel derecedeki devtetlerden Hüf fHormâl pesta puldarının mevcüdu R K bitmek üzere olduğundan posta — ÜİT NUAen deçieiere kanaı 4 telgraf ve telefor umum müdür | bundan ibaretli. Bu devleti | lüğü; 22 Kıyrnetten İDaret Ve mte- bandan Öleye hiebir p blrliği ge muu 363,40 kuruş değerinde Yeni | M birinin erkâmıharbiyesi mubartt) pullar tabettirmeği karanlaştır. - | beyi kendi büdiği ribi tedvir edirof” maiştır du Ve bilhassa aralarında iklısadi 607 B K ç hads bir kolaberasiyon kurulamazı Yeni pullar bugü ; LEyE Kat işlainlcaktü Diğer taraftar merkesi devle! ların hususiyeti ilk defa Müli Şe- | terek K TAL DA Seni Bdi S fimiz İsmet İnönü'nün ve abide | ÖLZEL Çine ::vl.ll:rll.l:l:Iu lerimizin resimlerini ihtiva &tme | » | . A aa kan) vet bakımından merkezi — devlei 1 ğ karşı falk oldukları halde aradaki (e7 nun üzerinde Müli Şet ve Reksi- | çapisürlük “ yüzünden harp vraytf çurahur İsmet İnönünün, 28 kuTUğ- gülmekte Idi İnlâf derletleri, uncal duğunda Afyon zafer harbin son senesi içindedir ki kumati” ş 75 kuruşluğunda Taksim Cum - | dayı tevbil edebildiler. — İtalyanlarıf | huriyet abidesinin 125 kuruşlur | Kaforettodaki heximetleri, — itrfçılaf İ K T abidesinin, | 'sin elddi bir tehtike meydana getirdik Ul'lu Ankara zale AR AM Bu tehlike karşısında Foş itilâf. kuv” vetlerinin başkırmandanlığına tayin © Pi j

Bu sayıdan diğer sayfalar: