28 Kasım 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

28 Kasım 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİSAFİRPERVER MÜKSSESE Yeni açılan bir mücscese, gazetelere — göyle bir illa vermiş: «Kahvenizi löt- fen, bu akşam bizim lokantada içiniz.. Bu ilâzı ekuyunca, ne iyi, ne misafir- perver müessese imiş, diye düşünüyo dum.. Bu zamanda, bir acı kahve ik- Zam elmek dahi bir meseledir. Güna- — bini bile vermekten çekinen insanlar ZMl ararsımız?. çak.. Bu ilânı benimle beraber okuyan bi #euln gibi düşündüm. Fada, bir kahve içeyim, h: olsun. Misafirperver insanların kah - O vesi talı olur.. Pakat, acı kahve iç- neğe neş'e ile giltiğim halde, dönüşte hayli üzüntülü tdim. Çünkü, kahveyi bir mbafir sifatile değii, bir müşteri ifalile ve tamam bir lira ödiyerek iç- miştim. YEŞİLAYCILAR | KONGRE YAPIYORLAR Gelecek ayın 4 ünde Yeşilay cemi- | yeli, senelik kongresini yapacak! Neler Konuşacaklar, üeler diyecekler, bilmi- iyerum. Geçen gün, bir arkadaşın yaz- diğı bir fıkra gözüme ilişmişti. Rakı “erine süt içilmesini tavsiye ediyordu. Aaddizatında, bu fıkir makuldür. Çün- kü, ikisinin de rengi beyazdır. Fakat, gelzelelim, lerzetimef. Süt taam İtiba- ile katlı, öleki ise acıdır. Başta, daktor Mazhür Osman ve dakler Fahrettim Kerim elmak üzere, hakikaten, bu ce- mİyet çok hayırlı işler yapmışlır. Ve Hklen de çalışmaktadır. Cemiyele yeni /— Muvaffakiyeller dileriz. BSESİN YENİ TARİFİ VE GÜRÜLTÜ İLE ŞAMATA Genç bir arkadaş, yeni çıkardığı Gelin değil mi?. mündeki kalabalıktan biraz sonra baş- | diyacak olan davanın — enteresan Bir | Mevrua taallük etliği anlaşılıyordı Davacı; 45 yaşlarında, gözlüklü, çar- af bir kadındı. Durmadan söyleni « Oyordür : — Gelin değil mi?. Allah bepsinin ce- zasını versin! Derisiz başımı nare yak- M Dağ gibi evlâteağazımı 1 ayda ku- Tulup zayıftattı; sonra da dlll bir karışı «— Rahatim yökla diye her zün | başımın etini yiyor; bari ağzımı açıp da bir Tâkırdı. süylesemi, Davacı; kendisini gelini ile yüzyüze mühakeme önüne çıkaran hidberi de gü süretle anlal — — Oğlum seviyor diye herşeyine kat- — danıyor; başeğiyordum. Evlâdım şirket eksperlerindendir. Sık sık dışırı gider! İ ay oldu; yine 4 günlük bir yolculuğa gıklı. Onun evden ayrılmasından | ak- Şam sonra bizim evde bir görültüdür Başladı!. Sözde gelin 22 yaşındaki ko- €a kadın yanına komşulardaki akran- Tarını toplamış: bir dans, bir oyun; bir kaymettir. gidiyor! «— Kınım: dedim. Evin çt mahalle Mehlebine dönmüş!. Nedir bu hal?. Vay Sen malsin bunü söyliyen?, Açtı aözni yumdu gözünü. İler tutar bir tarafımı No. 5T Mehmet bir aralık kendini ta - Bitmak isiedi. Fakat viodanı bu işe razı olmadı. Bu derece iztirap çe- ken bir yaralıya bir de viodan a- zabı çektirmek islemiyordu. Sesi> “mn kısıklığı da Mehmedin imda- dwna yetişmişti. Hüseyin hastane arkadaşile ko- — nuşmağa başladı: — — Karnım acıktı. Buraya gel - dim geleli yemek yemedim ga - Miba, — Evet bir şey yemedin. Sadece ağrına süt ve maden suyu akıtı- — orlardı. Demek iştahin -geldi. İyt- İleşiyorsun artık. , Hasta bakıcı bu esnada süt kâ- gesile bastanın yanına gelmişti. , Mehmet: — Melâhat Hanım, dedi, arka - daşımızın karnı acıkmış. Bu, iyi — bir haberdii Melâhat Hi m gülümsedi: y ir. Ben de duydum da süt getirdim Cona. — Hüseyin yattığı verde sütü içti. — Melâhat Hanım çok şefkatli bir hemsire idi. Çocuğuna baksr gibi bakıyordu hastalara. Hüseyini de küçük bir süt ço - / cuğu gibi doyurmuştu. — Top sesleri geliyor. Cepheye yakın bir yerdeyiz galiba? ! Asliye ? inci cera mahkemesinin ö- | Kramer kitabında «sese in tarifini va- | parken: «Ağumuzdan çıkan bir çürül- tüdürs diyer, Bu orijinal tarif hoşu « muza gilli. Duzüne kadar, hiçbir kitap- fa, sesin, bir gürülüü olduğunu gürme- miştik. Filvaki, konuşurken, bir fikir söylemeyip, sadece gü edenler çoktar. Eğer, zenç gramerci; «gürültür tabirile, bu zibi İnsanları kastediyur- Guysa, gürüllü yerine, aşamalar deme- Si daha muvafık olurdu, kamaatinde - yiz. Malâm ya, fazla zürülüye yamala denir. ARI SAKLANAMAZ MIYMIŞ' KADINLARIN BACA! ine ait tavsiyeler, makaleler, reçeleler meşreden, kadın, moda gazela ve mecmnalarını dalma okurum. Bama, yazılarımda, sik Si bu mevsudan bahsedişimdem de ani yorsunuzdur. Dün okuduğum bir ya- zıda, güzellik mütehassısı şöyle diyol — Bacıklarınızı saklamağa imkân var madır?. Hayır, değü mi?. O halde, €y mühterem bayanlar, bacaklarınızı gürel göstermede mecbursunuz.. Ba mülehassısın tavxiyesinde, pek maulık bulamadım. Eskiden, kadınla- yımız bacaklarını pekâlâ saklıyabilir - derdi. Pakat, şu fark var ki, evvelee, gorap fabrikaları, burünk. kadar zen- zin değilterdi 1 | .YESİKA USULÜ YERİNE NUMARA USULÜ Almanyada, melbusal için vesika ye- senede ancak 160 puanlık mübayaa ya- pabilecekmiş! Puan, bizim lisana göre, zumara, not demeklir. Demek artık, Almanyada numara usulü başladı. Me- rak etikimiz şat Acaba, kaç numara geçiyor, kaç mumara ile sınıfla ipka kalımıyor?. AHMET RAU Allah hepsinin... bırakmadı.. Hadi hepsi bir tarafa, hele | o son süylediği: e— Seni maşa İle fulup viranenin | bir köşesine bırakmalı! — Sörü yek müf?. 2 elim yanıma gele- cek; dünyada affelmem'.» Gella, kaynana kavgasının hakaret bahsini dinliyen hikim sordu: — Bu sana ne dedi? Kaynana cevap verdi: «— Şetaret gulesita dedi, Warfi har- fine erberledliim. Manasnı anlamadı- Bun için bizim evin yanındaki zenç balıkçıya sordum. Güle güle Bir oldu vex &— Ayol bu <Panayır cadısıs nin ki- barcası demektir!.» dedi. Ben gerçi ih- | tiyarım amma hç de cadı değilim.. Ce- | zalandırlımasını islerim şiltiğmi. — | Şahlileri de dinliyen muhakeme bi- | lâhare icabını düşündü ve eŞetaret şu- desis hie de bu manaya zelmodiğinden ve hakareti de şamil olmadığından genç zelinin beraaline karar verdi. Tarafeyn muhakemeden cikarken (h | tiyar kaynana hâlâ söyleniyordu. —— | — Yazık oldu muhakeme masrafına! Bir daha bana süylediği kelimenin ha- karet olüp almadığını anlamak ve he- men dava açmak için iaşallah derhal Sahaflardan bir Iâgat kitabı alayım da * görsün! lMe Sahi mi? Bense İstanbula gel dik sanıyordum. — Yaralarımız biraz iyileştikten! sonra oraya gönderecekler bizi. Fakat şimdi kımıldamağa mecali- miz yok. Senin yaran da ağır mı? — Geldiğim günlerde çok ağır- dı. Kangran olacaktı.. - Bereket versin ki, çabuk ameliyat yaptır lar. bacajğım kesilmekten kurtul- dü. Şimdi biraz kalkıp doğrulabi- Tiyorum Nerede vuruldun? Anafartalarda — Bizi de öraya gönderiyor - rdı. Yolda bir şarapnel parçası başıma çarptı, derhal yere yuvar- landığımı hatırlıyorum, Ondan ö- tesinden haberim yok. — Sizi de Anafartalara gönde- riyorlardı demek? — Evet, Ah, aksi şeytan. Gide- medim oraya kadar, Gitseydim, ne) iyi olacaktı. — Anafartalarda bir arkadaşın veya kardeşin falan mı vardı? Hüseyin burnundan soluyarak mırıldandı: — Evet, Saadetimi çalan ve be- | ni perişan eder bir arkadaş. — —— Canakkaledeyiz. — Kimdi 01440 Yayukluna göz . M 4 hmetçik Geçiyor Yazan: İskender F. SERTELLİ l Sirkeci meydanı Burada yeniden bazı istimlâkler yapılacak Sirkeci garı mi rındaki yolların ile civa « sür'atle asfalta 'danı rarlaştırılm Bura: lunan yeni bir usullı cak ve 28 bin lira Azfaltlama işine eczanesi karşı « Sırdaki mahaliebic kacı, büyük tır, nin hi Bizim de aza — bulunduğumuz beynelmilel ceza hukuku cemi - yeti tarafından teşkil olunan bey-| nelmilel ceza hukukunun bürosu bu mevzu etrafında yeni den faaliyete geçmiştir. Geçen se-| ne kahirede yapılan beynelmilel toplantıda; evvelâ muhtelif dev - letlerin ceza mevzuat: umumt emniyet tedbirleri rleştirilmesi etrafında gö- lan ba yine beynelmi - müzakeresi harp v içtimam rdığın- kararlaştırılmıştı. Son ziyeti münasebetile bu yapılmaması ihtimali uv dan cemiyet, hükümetimize ve di-| ÖT aza hükümetlere müracaat e- derek toplantının icrasını rica et- miştir. AAA Yeni kambiyo müdürümüz İstanbul kambiyo müdür! liye müfettalerinden B. Na n olunmuştur. biyo müdür: şehrimize gelm o1 kambiyo müdürlüğü vezi - | ifa etmekte ölen maliyi n B. Bülen KÜÇÜK HABERLER * Vali ve Relediye Neisi L ar dün İstanbul konservatun gyağı buhranı otorcular da mü- lerini belediyeyeye bildirmizli * İnhisarlar Umum müktürlüğü; yıl- aşından itiba Polis merkezi | arındaki Alemdarzade hanına taşı- | nacaktır. * FPransa ve İngilere hükümetleri | bizden mühim miktarda tütün alacak- lardır. Ezrümle yalnız Paris bükümeti | 100 müyon franklık tütün mübayaa e- decektir. * Büşünden itibaren ekmeğe 10 para dahe zammolunmuştur. Fakat firmete r bu zammı da gayrikâfi görmekte- dirler, * İstanbulum fethi sırasında Fatihin | gemilerinin Halice geçtiği yol yeni Dal- | mabahçe stadyomu içine lezadüf € Binden stadda bir işaretle göslerile - | cektir. mü koydu, yoksa karını elinden mi aldı? Sevgilimi elimden aldı. Onu aldattı. Fakat ben de onlardan öç almakta gecikmedir Mehmet kendini güç tutuyordu: — Aradak! öngelleri ortadan mi kaldırdın? Evet.. Çok anlayışlı bir adam- mışsın sen! Dediğin gibi yaptım. Lökin o hülâ yaşıyor. —O kim? — Sevgilim. — Seni sevmiyor mu? — Bir kere ötekine gönül ver - miş. Benden nefret ediyor. Yüzüme bile bakmıyor. | — Öteki nerede simdi? — Çanakkale cephesinde.. Ana - fartalarda dediler. Ben de yolunu buldum, buraya kadar geldim. Has- Tatma çok yaklaşmıştım. Tam onu bulup ezeceğim sırada başıma bu felüket geldi. Varalı olarak buraya | düşlüm. | | Melâhz#'Ttanım uzaktarı seslendi:| — Hekim geliyor.. Herkes yerine | Kitsin.. Fazla konuşmayın! Mehmet lâfı kesti., Yavaşça ya tağına girdi. k-| hası | dasliyim. Ksasen müsteriler de yavaş Bir eski hikâye! | Halıcın temizlendirilmesi mevzuu yine tazelendi | Sirkeci limemnda başlandığını yazdığımız temizleme faaliy n etme Bundan sonra me ve Galata rıhtımları ön- i de temizletecek ol 'ekâleti Halici de Hâaliçte tetkikat yapan m ar, gimdiki vaziyetin mini mahzurlüu — buli Bunlar 4 - 5 devar Kâğıthane camurlu mın- takalar şimdiden çoğalmaktadır. 00— Pazarlıksız satış hukkındaki bir sual takriri Pazarlıksız setış kanunu bak - kında Büyük Millet Meclisi müs- takil grup reisi Rana Tarhan ta- rafından verilen sual takriri, dün-| kü Büyük Millet Meclisi içtima - imda mevzuu bahacdilmiş ve Ti | caret Vekilimizin tetkikat yapı buna 15 gün sanra cevap verme: kararlaşlırıdmaştır. İ)oçfnllik imtihanı in “mühtelif fakül - ta bir imtfhan yapılımı: Bu imtihana girmiyender önümüzdeki per imtihan daha için a olunacaktır. üeüi İnkılâp tarihi dersleri Dün üniversite kor lonurda ink>lâp tarihi derslerinin | hmut Bekleyince, vakit kaybolmaz mı? Geçen gün, bir etobüs şaförü, tam arkasında oturan mechül bir yölcüya göyle anlatıyordu: — Olobüslerin birbiri önüne zeç - mnesi yazak! Vakat, meselâ, ben dolü» yum. Yoleü mu almışım., Hizla gilt- | gilmekten hoşlanmayorlar. Fakul, nümdeki otabtis. banlir — dolmamıştır. Müşteri almak için, durak yerlerinde hayli beklemekle ve ağır ağır git mektledir. Ben, onun sür'atini ve bek lemelerini takip etmeğ meeburum.. Bu sözlere — kulak misafiri kendi kendimize şöyle sorduk: — Acaba otobüderin munyyen bir evkat cetveline tâbi bulunmaları sara- reli yok mudür?. BURHAN CEVAT | olanca Bir sabah M: yordu. Hasta bakıcı Melâhat Hanımla dök- tor Sadi Bev Hüseyinin çarasını â- rlardı. Hüseyin hastaneye geldiği beş günderberi — yanıbaşında yatan Mehmedi tanımıyordu. Mehm na nereli olduğunu söyl Mekhmedin h mes yalağında ya- Hüseyinin yarası Pansıman uzun rar sarma, Hüseyin nımı gördü: Hasta bakıcı hemşire su uzattı. Sadi Bey Yatağın kenarından ayrılırken: Hüseyin, dedi, bi ra kapanıncıya kad sıkıcı bir şey düşünm maz şeylere hiddellenme! Başın- daki yargi le alâkası — Merak etme, beyim! dedi, Has. tanede devlet millet sayesinde yi- yip içivorum.. - Bakılıyorum.. Ne diye hiddetleneyim? Sadi Bey tekrar sordu: — Canın bir sey istiyor mu? | *Nevamı var) Talebe yurtları ©. H. Partisi tarafından Parli binası arkasında tesis edilen yüz kişilik kez falehe yürdü, Taaliyele — haşlamıştır. | Şimdiye kadar, bircok kız talebe kay- dedilmiştir. Haber verildiğine göre, ya- kında, yurdün açılma merasimi de ya- | pılacaktır. | Parlünizin bu güzel eseri eldden tak- dire ve methedilmeğe lâyık bir mü- essese vasfındadır. İslanbul, bir turizm, bir sanayi, bir ticaret, bir Hman şehri olabilir. Bü tön bunlarla beraber İstanbul, ayni ta- manda, memleketin büyük bir külidi merkezidir. Birçok yükşek tahsll mü- esseseleri İstanbuldadır. Mesleki tahsil, orta ve ilk tahsil mü- esvseselerinin sayısı ise çok fazladır. Bu kadar çok küllür mücssesesinin tep- landığı bir şehrin nülusanu, tahmin etmek güç değildir ki, daha ziyade ta- lebe teşkil eder, Anadelumazun — mühlelif köşelerin- den İslanbula akumağa gelen çocuk- lar, getçler vardır. Banların mühim bir kasmının, burada barınacakları u- ile yuvaları veya yakm akraba evleri yoklur. İşle. hu gençlere kucağını aça- | gak, ona rehberlik edecek — müessese, Parli ve Halkevleridir. Omun içindir ki, Partimla, bu gaye ile hâreket ede- vek, bir kız falebe yurdu tesis etmiş bulunmakla, çok hayırlı ve isabetli bir iş Yapmış oluyor. İstanbulda. daha geniş mikyasta la- lebe yurda açmak ve kurmak, Parti- nİN esas gayelerinden biridir. Bu ga- yenin de çok yakın bir zamanda ta- hakkukunu görerek memnuniyetimi- zin bir kat daha artacağını ümit edi- İstanbul vilâyetinin 2/939 tarihinde h salı 20 9/12/939 cumartesi 15 te Be pazar 44 10/12/959 pazar 10 6 20 de Emh 089 cumartesi 15 te Lı“n a 17/12/939 pazar 10' da Kad 17/12/939 pazar 10 da Bakarlı 23/12/8: I 24712/939 pazte 11 de 12/990 nazar 19 pazârtesi Salı 14 t Mürftes pazar 1 lar, 24/ 112020 Deri fiyatları yükseldi Geçenlerde mühim e düş- nüş olan deri fiat. € tarı son hafla zarfında yeniden yükselmeğe baş- lamışlır. Bu tereffü yüzde 30 nis- | betindedir | Köüçük baş hayva kselmesi; bunların acına mü-, saade olunmas'ndan, sığır derile- | i tereffü de, deri fabrika - | larında stoklar azaldığından do - layı fazla mübayaa yapılmasından lmektedir. derilerinin rindek İ' Avrupa, Harbinin Yeni Meseleleri | Amerika'nın ver Artık Amerikadaki malüm bitaraf- hık kanumu dekişti değişeli Amerikan tabrikalarının İngillere ve Fransa he- sahına yapacakları tayyarelerin neye çıkacağı meselesini düşünmenin yeri- dir. Meselenin biraz da mazisinden bah- sekmek, hali anlalmağa yarıyataklır: İngiltere ve Fragsa tarafından xecen Ilkbaharda Amerikaya heyetler rön- derilimiş, Amerikanın tayyare fabri - kaları gezlimiş. görülmüş, ne kadar tayyöre yapılabileceği düşünülmüştü. 918 baharındaki hesaplara göre Ame- rika fabrikaları yeni tesisat ve tadilât vücüde getirerek zeceli gündüzlü yir- mi dört sant çalışmak seretile Fransa ve İngilterenin istiyecekleri tayyare - deri yanabileceklerdi. Amerikadan tay- yare almak meselesi görülüyor ki yeni birşey değildir. Almanların mütemadi- yen hava küvvetlerini arltırmaları kar- şsında İngillere ve Fransa geri kal- mamak için bu işi çök esazlı bir retle tetkik edeşelmişlerdir. Bu ciheti hatırlatlıktan sanra şunu da ilâve et- mek iktira ediyor: Avrupada harp çık- mamış iken İngiltere e Fransanın A- merikadan tayyare satın almalarında İlirar edilecek bir cihet olmuyabilirdi. Fakat harp çıktıktan sonra bu alışveriş Amerikanın bitaraflığı ile uyzun gö Tülmüyordu. Nihayet be da halteditmiş | olda. Almanya da, İngillere ve Pransı da parasını vererek ve gemilerini zün- dererek Amerikadan tayyare alabile- geklerdir. Pakat tatbikat ve filiyatla bunun manası yalnız Pransa ile İngil- tere alabilecekler demektir. Cünkü A- merikaya remi yollıyarak ve parasını Bakaya vergiler İstanbulda gizli 2 milyon liralık belediye resmi var! Büne alınacak memurlar için ya- pilan imtihana ait evrakın tetki- kine başlanmıştır. | 2 imtihana n 400 e yakın | memuru cevaplarını - tetkik içi eşkil olunmuştu! zananlar het tayin ol bir hesaba tan - sil — olunmıyan gizli 2 | müyon Eralık bir Belediye vari - | datı mevcuttur. giler İstanbul aksitler ve w llular - an Va. deler Je tahsil olunacaktır —— Merhum General Halil'in tabloları neden kabul edilmedi ? devlet resim ki ve maraf merhum (ıcrc— ka b.ı olun « san'ak- çılan An! ve hey rada kel sergisine ral Halil: mamıştır. Uzun y lar akadet miş hayatımı — resme erhum Halilin olan | Güzel san'atla buata gönderdiği bir mek- tupta ezedimile «san'at de üne tesadüf edilmemiş e- ürinin bu z hat meği bi dilinin kaldırılması ve larının. pa: sı hal Lı.ıJ Hafta berbor dü İ/ı( leri de açıt: telif berbel lan dedir. mür Bu mı berberler ce- miyeti idare heyeti azalarına da şik sik mektuplar göndi bu hususta teşebbüslerde nulması rica olunmakladı Boar der cemiye bu hususta bir muharrir Yeni profesörler geliyor Büyükderedeki orman fakülte - sine Avrupadan getirimesi kararlaştırdmıştır. Bu- nur için Belgrat üniversi: Profesörün bugünlerde şehrimi- zi beklenmektedir. eceği tayyareler mır Fransa ile İngiltereye nasip ol - maktadır. Hu da höylece gözsününe a- | Tmdıklan sanra kaliyor şa cihet: Acaba Amerikada ne kadar tayyare | yapılabiliyor?. Amerikadaki tayyare fabrikaları ge- gen sene 24475 dayyare yapmışlardır. Fakat © zamandanberi yakarıda söy- | lendiği üzere birçek tadilât ve tesisal ile fabrikalardan azami istifade im - kânları teminedimişlir. 4 saat rarfın- da birkaç posta amele çalıştırılmak su- retile fabrikalar hiç boş kalmamakla- dır, Onun İçin şimdi Amerika fabri- kaları ayda 1250 tayyare yapabilecek Bale gelirilmişlerdir. Lâkin bunu da artlırmak düşünülüyor. Onun için ye- Bi tasavvurlar varmış. — Almerikadaki fayyarecilik sanaylinin bu iakişafı İn- giltere ve Prunsada ne kadar dikkatle fakip edildiğini söylemeke lüzum yok. İngiliz matbualı Amerikadan Avru- paya getirilecek tayyarelerin miktarı ne olacağını fablidir ki söylemiyor. Fakat Amerikadan bu suretle görülecek yar- dımın ehemmiyeti aşikârdır. - Verilen tafallâta göre 42 fabrikadan 23 Ü yal- | devlet hukükünün maz askeri fayyare yapmak üzere faa- Hiyetledir. Bu fabrikaların yedi sekiz türlü tayyare yaplıkları — söyleniyor. Amerika fabrikalarının her çeşit as - keri tayyare yapabllecekleri anlaşıl - makladır. Amerikalı fabrikatörlerin şu s0n B sene zarfında fabrikalarını ye- niden tadil He her türlü inşaata müsall bir hale koymak için 44 mülyon dalar sarfettikleri de yazılmakladır. Bu pa- Tanım şimdiye kadar yüzde 10 miklatı Askeri ve tlcari tayyare imşaalı ve sa- tışı ile elde edilmiştir. sayarak tayyare almak maddeten yal- ALİ KEMAL SUNMAN Deniz harbi ve bitaraflar Yazan: Ahmed Şükrü KSMEE Bir taraflan Almanya, diğer taraflafi da İngüllere ve Frama aracındki delif harbi gittikçe şiddetlenmektedir. Haff başlar başlamaz, İngillere ve Fransâk Almanyaya harple kullanılmaya yarâ”, yacak eçyanın girmeslie mâni olmuy karar verdiler, Almanya da buna KAT denlizallı müharebesini açmakla mi* kabele ekmiştir. Deniz muharebesi BU safhasında iken, biri muharip devlet der, ikineisi de muharip devletlerdei her birile bitaraflar arasında bir 8- kam ihtilâflar belirtmişti. İ Almanlar iddia elmişlerdi Ki Üa gillerenin Almanya hakkında tatbik & HĞi abluka kanunsındur. 3— İnçilizler, kendi — hareketlerinlit kanuma uygun olduğunu, fakat Al * manya tarafından başlanan denizalik harbinin kanunsuz olduğunu iddla €İ" tiler. 3— Bitaraf devletler ise, hem İn * gülereyi, hem de Almanyayı haksur de“ Tâkki elkiler. Bununla beraber, haz If devlele de meram anlatamıyacaklarıt! bildikleri için bu döğüşte bir neyi ca€f dayakır yemeğe katlandılar, Almanya reçen hafta denir muha * Tebesini burada bırakmıyarak açık de“ nizlere mayn dökmeğe karar vermiştir. İngillere de buna karşı mukabelebilmi Sil olmak üzere, buründen — Hibareli menşel Almanya olan eşyayı, bitaraf zemller içinde nakledilse dahi, müsa- | dere etmeğe başlıyacaklır, Binaenaleri bir defa daha, bitaraflar her iki tara” fin da kanunsaz hareketi karşısında kalmaktadır ve bu defa her iki taraf da müracaal ettiği tedbirin kanunsuz" duğunu İnkâr etmemektedir. Almanlar, İnyiltereyi «yola gelir * meks için bunu yapıyoruz diyarlafı İngilizler de aldıkları tedbirin «muka- belebilmisile olanğunu xöylemekle bu- Un Kanunsuz olduğunu İliraf etmif olüyorlar, Devletler hukukunu alelâde hukuktan ayıran bir vokta şudur Kİ bu kukuku tatbik ve infaz için bir lef? vasılası yoktur. Binaenaleyi karçı tar rafın haksır bir lecavüzü karşısınd Kalan bir devlet için müracast edile- cek yeğâne çare, kanumsuzluğa karat kanunsazluk e mükabele etmektir. Ve buna mukabelebllmisil adı verilir. Bu İhillâfta kim haklı, kim haksır? Büyle bir süale cevap vermek Kolaf dekildir. Bir dela harp başladıktan son ra, her devletin karşısındakini maBlâp etmek için elinden gelen vasılaya mü- racaat etmesi tablidir. Çünkü harp bilhasa buzünkü şeklinde milletler İ- çin bir hayat memat mücadelesidir. Devletlerin harp kaldelerine ve bila- rafların haklarına rlayel ederek muha> rebe yaptıkları zamanlar olmuştur. P» kat o zamanlar arlık arkada kalmıştır. Milledler. siyasi olsun, xüratejik veya ikteadi. olmm karşıl'klı mümasebetle- Tinin her safhasında biribirine bu de- Yece sıkı süretle yaklaştıkları bir sa- manda bu haklara riayet ederek dö- #üşmek mümkün defildir. Amerikanın bitaraflık haklarından ve xalahiyetle- rinden büsbülün vazgeçmesi bunu i4- bata kâfidir. Hakfkat çudur ki harp sonrası bey- nebmilel akzamı içinde bitaraflık de- zİlen variyete yer yoklar, Mülleller Ce- Miyeti ve Ketloz misakı. harbi kanıs haricine atmakla bitaraflıı da yeni lügat kitabından dişarı atmışlar, Harbin ya, bu xüretle, insani veya gayrlinsani, devletler hu- kakuna uyguu veya uygün olmayan şe- kilde yapılmasından ziyzde devleiler harbi. milli siyasetlerine âlet olarakl kullandıkları için mes'ul addedilmeli: dörler. A $. ESMER /|Birimizin Derdi |HepimizinDerdi Bir Berberin dileği Kumkapıda İstaxyan caddesinde 31 mumaralı berber dükkânnda Agop İrtelden aldığımız bir mek- tupta berber kalfa ve çıraklarmın her zün sabahları saal ? den geee saat 22 ye kadar 15 saat bilâfasıla ayakta çalışmağı mecbur bulun- duklarını söyliyerek; «— Bu yaziyet; berberlerin ça- buk yorülüp binnelire çabuk yıp- ranmalarını mucip olmaktadır. Di- ier dükkânlar ise her gün muay- yen saatlerde kapanarak bura - larda. çalışanlar istirahale kavuş- maktadırlar. — Binaenaleyh bizim de âmkân nisbetinde dinlenebilme- Mizin temini için berber dükkin- Jarı icin de muayyen bir kapanma saati fosbit edilmesini muhterem Belediye — Reisimizden — dileriz.e denilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: