21 Aralık 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

21 Aralık 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2—8S0ON TELGRAF-2I BİRİNCİKÂANUN 1939 AA EKEMEKLERİN FENALARINDAN YORLAR Üsküdarlı okuyucalarımdan cpeyce Bir müddettenberi dinlediğim şikâyoti Hihâayet, buçün burada yazmağa moc buriyet hisşediyorum: Hadise çu: Üs- Küdarın ekseri fırmları bozük, ba - mur, esmer ekmek cıkarıyorlar. Okuyacularım diyorlar ki: «Bu işe bir bakan, kantrol eden yok mat> Üsküdar kaymakamından —bu işin elddiyetle tetkikini dilerim. Malüm ya, ekmek moselesi., Başka birşeye bense- mez. Eaki tabirle enamazizs dir DÜNVAYA NEDEN GELMİŞ, ACABA: Üyle insanlar da var ki. hami, misa muharrirlerine, fıkracılara taş çıkar- dar. Okuyucular arasımda da, ne kuv- wetli nükteler yaralan, fevkalâde vekk sahipleri bulanduğunu aldığım mek - fuplardan anlıyoramı. — Geçen akşam, #lebüsle giderken, gevere, fakat, katlı ketuşan, şişmanca bir zat, hararetli Bararetli, yanındaki arkadaşına şöyle anlalayordu: — Ouda para ma, dedin?, Haddi he- | Babi yök.. Denlede kam, onda para.. Amma kaç para?, Kimbilir.. Ser ken- disine bakalıra, sayısını biliyor mut. Miç zannetmem.. Para mi dedin?. Sanki j #ünyaya para kazanmıak için değil. pa- * sloku yapmak icin gelmiş. Arkadaşı, bir müddet dinledi, din- | dedli. Sonra, sorda: — Ba adamın mesleki ner. — Yavakkal izdivaç komisyoncusu! ÖDEP ZIRHLISININ | “KARŞISINDA ——Sön -Telgrof- de inlihar eden Alman cep kruvasörü Graf Speo'nin macerası malüm.. Hir | cok okuyücular, «Cepa kelimesinin ne | demek olduğunu merak etmişler, vana soruyorlar. Ben de, bu sütunlarda top- dan cevap veriyorum. — Cep kruvazörü, küçük kruvasöc demektir. Küçücüktür, cebe <ığabilir. İstenirse, portalif iskemle, masa, kaz- yola gibi, katlanır, bir trene, arabaya yüklenir, bu suretle karadan da — yel kaleder. İstediği zaman, yine etoma- Gük terlibatı vasıtasile, bir tahtelbahir şekline girer, denizin dalar.. YILBAŞI İÇİN BEDAYA EGLENCE Yılbadi gecesi için bir eğlemce tertip #diyor musunuz?. Vaht da, bir yere verilmiş sözünüz var mıf. Yılbaşı ke- cesinde, mutllaka, bir eğlence lertip et- | mek, veya bir toplanlıya işlirak elmek, yavaş yavaş bizde de, kuvvelli itiyat. lar arasına girdi. Yalnız unutmayın kiş | yubaşı geceleri, sitığıamz kabkabalar, Bize, epeyee pahalıya maloluyor. Sise, © göceye mâhsus masrufaz, şöyle be- dava tarafımdan, fevkalüde BiT eğlence | kavsiye edeyim: DN B Alman ağasının — verdiği | metihim (1), siyasi havadisleri dizleyin! ŞEHİR TİYATROSUNDA YELPAZE PİYESİ Geçen gün. hir doslamuz, şehir Ü- | yatrosu dram kısmının sön öyniyazel- | Akti <Yelpazen piyesini seyretmişti. Pi- vesin hati olduğunu sardak — Yelpase nasut. Cevap verdi: MANAŞI NEDİR? Cenahi Amerika sularında, geccaler- — Kepaset, Banka memurunu yaralıyan gemici-â Yuruf Sayginer isminde bir banka Maemurunu 55 günde iyi olabilecek bir gekilde Beyoğlunda sustah çakı ile ya- | Oyalamaklan seçlu serdümen Kenanın | zuhakemesine dün afırcerada devam olunmuşlur. | — Kenan dünkü muhakemesinde şum- darı söylemiştir: #— Yaralamıya ben sebep olmadun. | Ben tahrik edildim. Beyoğtundu. Balo sekağında bir lokantada 6 akışam yo- mek yerken İçeriye giren davacı, beni öyle bir süzdü. çıktı, gilti. Yazım saat soara ben Beyoğlu adliyesinin bulun- duğu sokakla bir kesârda su düker iken, bir arkadaşile beraber zöründü ve bana, «Krnan denilen sev misin? O Bülde bir daha Abanca sokağında 41 mümaraya ayak hasayum deme'a d, “Ablarda balundu. Ben izahal vermek isleyince, karanlıkta bu zencin elinde p gakı parladığını görerek, üzerine alıl- “üm, bileğini mardım. Yere düşen ça- kayı alarak enam hücumu karşısında kendimi müdalaa ellim, o yaralanınca — Ga derhal kaclımü. Eğer tanımadığım dbu — ggenci öldürmek kasdim olsaydı. bekler, Birkaç defa daha vururdum. Öyle bir İkastim yoktu.. — Hundan sonra düvacı Yüsüf> — bu — mmlatılanın doğru olmadığını, kendisi- min evvelce lokuntada gördüğü bu gemn- «dn, sonradan sokakta birdenbire söv- “aesi ve bunu müleakip de sastalamıa- Yazan ; İskender F. SERTELLİ BAR ÇİÇEKL — — Gözlerim beni aldatmadı, di- — buyun başka biri değildir. Fakat, Zamba- dediği gibi, bar paydos olma- “dan, Şinasi sevgili Janetini bıra- kıp ta (Şebbuy) gibi üçüncü de - yecede bir balet kızı İle buraya bu saatte nasıl gelebilir? Bunun #lbelte bir sebebi vardır. Semih Kümran, sevgilisini hâlâ aarhoş edemediğine hayret edi - | ordu. Avukat Celâl - sapıtmağa basinmıştı.. Gevezeliği çekilmi; | Barhosluğu tahammül odilmez gekil eliyordu. Bir aralık Şinasinin - odasından | birses yükseldi. O ne?i — Şebbuy şarkı söylüyro. Semih Kümran güldü: — — Söüylerya. Bunu neden hay- “getle karsıladınız? (Menekşe) nin kaşları çatıldı: — Biz onun şarkı söylediğini — düymamıştık ta, Diye mırıldanırken, (Zambak) arkadasının ağzına elini uzattı: — Dur da dinliyelim. “Ağlıyorsun, ne için? Kalbini kim ğ galdı senin? Güdlerin gözlerime baktı da hep - daklı senin. sile kazşılaştığını. aralarında evvelden I Dir sayimiyet veya münaferet bulun- madığını söylyerek yaralamanın öl- dürme kastile yapıldığında israr et | miştir. | Bilâkare Kenanın tahliye talebi red- ı dolunmüş ve tahkikatın Ukmali için mü- | hakeme 10 kânunumani aat 14 © talik edilmiştir. | Şahte şahadetname davası Sahte lise şehadetnamesi tazzimin - den dölayi mühakeme editmekte olan | maarif müdürtüğü sabık memurların- | dan Küfki ile bu şehadetname namına yapılan ilk mektep mezunlarından Ab- W dürraaf dün ağırcerada berasi etmiş- derdir. | Kral Zogonun yaveri mahkemeye verildi Eski Arnavutluk Kralı Zogonun | şehrimizdeki yaverlerinden Çupu Zogonun buraya gelirken getirdi- ki ve giderken kendisine hediye ettiği 3200 lirahk bir etomobi İ *gümrük resmini vermeden 1300 li-| raya birisine sattığı için muhake- | meye verilmistir. | Kendisinden gümrük resmile be-) raber 2784 lirn ceza istenmekte - dir. ERİ No21 Saçlarından bana - bir hatıracık kaldı senin. Ağlıyorsun, ne için? Kalbini kim çaldı senin? Semih Kümran atıldı: — Enfes bir şarkı.. Tatlı bir ses. Celâl yarı kapalı gözlerini sü- | zerek ilâve etti: — Şaheser menşer! O ne ses?1.. | Bir şelâle gibi insanın ruhuna a- kıyor... | (Menekşe) nin camı sıkılınıştı. — Bu mendebur kız da nerden | geldi şimdi?.. | Diye söyleniyordu. (Zambak) da onu kukanmamış değildi. Fakat o çok makul bir kız-, dı, ne hissiyatını izhar eder, ne de kıskançlığını meydana vururdu, — | — Fena okumuyor, — dedi, bir 42 acemice amıma.. Hazin bir ses. Celâl; — Hiç de kaziu değil, dedi, şen bir ses, Birkaç dakika süren bu müna - Yamıbaşındaki balkonun kapısı açıldı. Onun elektriği söndü.. Ka- pıdan iki baş uzandı.. Şinasi Şeb- buyun başına dayanmıştı. Bu sahne ilk önce (Zambak) ın | bir numara mukabilinde bağaj da-| TAXilasi ü D r. — ” ”— aa | akşamı saat 17.30 âa körtferanı salo - Binasiyi gözetliyor gibi, ayakta du-| | etmeğe çalışıyordu. gözüne ilişti. O da, odanın elektri- Kini söndürmüştü. Bagaj | teşkilâtı | Denizyolları vapurları I yolcuları için bir kolaylık Belediye reisliği tarafından köp-| rünün Kadıköy ixkelesinde açılan «bağaj ve emanet» dairesi büyük Tağbet görmüştür. Bu dairede azami 24 saati geç- memek üzere emanet eşya da ka- | bul alunmükta ve Haydarpaşa tren-, lerinden çıkan yolcular eşyalarını | iresi memurlarına vererek Köp -« | rüye ve icabında evlerine kadar | göndermektedirli | Bu suretle halkın kolaylık elde i ettiği ve hamahların fazla para is- temelerinden de kurtulduğu ba - zarı dikkate alınarak ayni servisin Devlet denizyolları vapurları yol- enları için de ihdas olunması mur | vafık görülmüştür. Bu şekle göre her vapurda bir bağaj dalresi bulunacak ve yol - | cular eşyalarını vapurun içıuıj bu daire memurlarına bir mak - buz mukabiliüde teslim ederlerse | evlerine kadar — eşyaları, hususi [ | hamallar tarafından götürülecek- Yolcular bunun için hamallara hiçbir para vermiyecekleri — gibi, | eşyaların — istenilen yere gitmesi için adres ve tarifeye göre eşyı mın nakliye ücretini vapurdaki Kaj dairesine bırakmak kâfidir. Hava kurumu İstanbul şubesinde Türk hava kurumu İstanbul u- besinde yeni bir müdür muavin - liği ihdas olunmuştur. Bu müdür | ine mezkür şube memur- larından B. Asım terfian tayin o- funmuştur. —— | Veterinerlerin senelik | toplantısı Türkiye veterinerlerinin senelik| umumi toplantısı cumartesi günü yapılacaktır. Mezkür birliğe dahil olan baytarlar bu münasebetle rın şehrimizden Ankaraya gide - | ceklerdi KÜÇÜK HABERLER # Ekmekçiler tekrar belediyeye imü- Taraat ederek 10 para zam istemişler. dir. Tetkik edilen bu' talebin kabulü çok muhtemeldir * Belediye Üsküdarda Bir nümune | fırını açacaktır * Gülhâne tatbikat mektebinin se- nelik müsamerelerinin Üçüncüsü cuma manda yapılacaktır. * Beyoğlu Halkı i cumartesi günü saat 14 de Aya mozayıklarını g- | yelerine topl. ide gezdirecektir. —| & Beroğlu Halkevinde buşan aat | 18,80 da Halkde Edip tarafından «Bde- | biyatı mevmulu bir kanlerana verile- | cektir * Galata ve Birketi aramında iima- temizlenmesi dün ikmal olunmuş- tur. Buradan bir asırlık ve G0 tan sık- letinde bir demir zincir de çıkarılrmştır. Balkona çıkıyorlar.. Bizi gör- mesinler.. Ayıp olur. | Diyor ve kapının iç tarafında | vara yaslanmış duruyordu. © gece Şinasiyi çok Şinasinin böyle Sebbuyle ayı gecede ayni otele gelişi onda gu- rip birşüphe uyandırmıştı. — Bu kadar da tesadüf olur mu ya? İstanbulda gidecek, gezecek | başka bir yer mi yoktu? Buraya nedev geldiler? Bu oteli nasıl seç- tiler? Acaba bizi yola — çıkarken gördüler miydi? (Zambak) n zihnini kurcalıyan bu şüphe genç kızı biraz daha ih- tiyatlı davranmağa sevkediyordu. (Menekşe) onun kadar derin dü- di, O hâlâ, sanı- panya kadehi elinde : | — Bu gece katılıncıya kadar gülüp eğlenmek istiyorum. Diyerek bol bol kahkahalar atıp duruyardü. Semih Kâmran (Zambak) ın ver- diği kadehi içer gibi yaparak bir | tarafa döküyor ve mütemadiyen ona içki ikram ediyor, onu sarhoş | Semih, (Zambak) 1 kolay kolay sarhoş edemiyeceğini anlamıştı. O zaten, Şinasinin otele geldiği da - kikgdanberi (Zambak) m haleti Tuhiyesini tetkik ediyor: — Seviştikleri - belli, — diyordu. | Fakat bu herifi bu derece sevmenin| ne manası var? Her gece kucağına, sayısız kızlar alan bir bar sahi- bine gönül vermekten daha buda- laca bir hareket tasavvur edilir | mi? Asliye ( HALE ©e7 davaları | Asliye mahkemeleri asliye işlerine de bakacaklar | Adliye Vekili Fethi Okyar; mah-, kemelerde davaların sürüncemede kalmamaları ve vatandaşların bu yüzden vakit kaybetmemeleri için yeni ve mühim tedbirler tesbit et- miştir. Öğrendiğimize göre bu tedbir - lerden birini ihtiva eden bir kanun lâyihası dün — mecliste kabul o - Projeye göre asliye mahkemesi olmıyan yrlerden sulh mahkeme- leri; asliye hukuk davalarını da görebileceklerdir. Halen bütce za- rüreti ve eleman azlığı dolayısile yalnız kazalarda asliye mahkeme- leri mevcut bulunduğundan nahi- ye ve köylerde oturan vatandaşlar bu yeni karar sayesinde kazalara | kadar gitmek zahmetinden kur - tulacaklardır. Diğer taraftan yaş, isim ve kayıt tashihi icin de yeni kanunda mühim kolaylıklar mev- | cut bulunmaktadır. Üniversitelilerin yıl- başı geceleri Üniversite hukuk fakültesi yıl başı münasebetile büyük bir gece toplantısı tertip etmişlerdir. Be- lediye memurin koeperatifi salon- larında yapılacak olan bu toplan- tıya tanınmış şairlerimziden Yah- ya Kemal, Faruk Nafiz ve Necip | Farıldan gelerek yazdıkları yeni leri bizzat okumaları rica edi miştir. Ayrıca Münir Nureddin de bir konser verecektir. Bu gece top- | hantısına yalnız üniversite genç- leri ile profesörler iştirak edebi - teceklerdir. yüüğleirn Yabancı mekteplerde- | ü ki talebenin yaş haddi | Şehrimizdeki yabancı mektep - | lerinde buzı küçük ve büyük yaşlı| | talebeler de bulunduğu görülmek-| tedir. Maarif Vekâlti bu hususta | verdiği yeni bir kararla yabancı | mekteplerde okuyan talebelere ait yaş hadlerinin resmi mekteplerde-| ki esaslara göre tesbitini bildir' - | | | | Uykuya dahi vakit yok! Belediye zabilasi” talimatını dinle- miyorlar, kaza yapıyorlar, diye, şelör- ı leve kızarız. Dün, bir otobüs şoförünün arkadaşına deri yandığını tesadülen gör- dük, Bu vatandaş, fazla mesalden yi- küyet ediyordu. Sabahin en erken ka- atinde işbaşı yapan ekseri şofürler, ge- ©e yarmuma, haltâ, gece yarısından çok | sonraya kadar çalışıyorlar. Bütün yesi çok kazammak olan mal sahibi, gü- nün bütün çalışma saailerini tek yo- förle İdare etmeğe uğrasıyor. Uykusunu bile tamamen almadan iş- başı yapan şofürlerin seyrüseler nizam- larına, hiç olmazsa bu derece, nasıl ri- | ayet edebildiklerine şaşımas mrumuz?. —| BÜKHAN CEVAT Öyle ya. Semih Kâmrana - Pa- riste iken - bir genç artisi su söz- leri söylememiş miydi? <Artistler ne kadar zavallı mah-| | lüklar, nekadar itce ve hassas in- sanlarsa; bar sahipleri de o dere- ce duvgusuz ve taş yürekli olur - kar. Bu, meslekleri icabıdır. Zaten böyle olmryan adam, bar sahibi o- kamaz!.» | Semih Kâmran bu sözleri hatır- hyarak bir adım ilerledi.. (Zam- bak) m kolundan tuttu. — Leylâ! Sen akıllı, zeki bir kız- sın! Aklını başına toplaf Ben se- nin yabancın değilim.. Bana ge - çen akşam: Benim kalbim kelepçe- lidir. Onu kimse açamaz. Oraya bir. yabancının girmesine imkân yok- tur!» demiştin. Bu gece görüyo - rum ki, bu kelepce coktan kırılmış ve Şinasi senin kalbini calmıştır. Acırım sana.. Böyle bar adamı sıl sevilir? (Zambak) birdenbire şaşırdı: Bana neden Leylâ diye hit ettiniz.. İlk önce bunun sebebi söyler misiniz? — Ben sizin Kerim paşanın to- runu olduğunuzu biliyorum. Bü - | yük babanızla sık sık görüsürüz. Onlar hülü senin sileye dönmeni | bekliyorlar. Ben de anlara: (— To-| rununuzu unutunuz! O, düştüğü | yerden kalkın size gelemez!) de - | miştim. Doğru söylemişim. Sen ar-, tık Sinasinin öksesine düşmüs bir | zavallısın, Leylâ! | Leylâ birdenbire yüksek sesle bağırdı: — Ben, kimsenin öksesine düş- | medim, Sen beni lanıvamamışsın! ı ( Devami Var ) | mak için kapı kapı delaşıyorlar. | Tedbir alalım İhtikârın en mehayyirülaksi şahe- serine, evvelki gün, ben, şahsen şahii oldum. Yıllardır, on iki buçek kuruşa uldığım küçücük mürekkep şişeşi için, semiin allar dükkimı sahibi vatandaş. benden yirmi kuruş İsteyince hayret ettim. İnledi de vermedim mi?. Verdim taz bü: çünkü, 6 anda, yapabilereğim başka, Biçbir şey yoktu. Bir kücük şişe mü- Tekkep bedelinin, İki kile ekmek kiy- meline fırladığı yanayakıla kendi- #ine anlatlığım bir dostum, bana, bil- hasta meklep levasımı ve kirtasiye eç yası özerindeki pahalılığın me dereceye gçaktığını vukulfla izah eli Kırtasiye deyince, (ilk hatıra gelen madde, deflerdir. İçinde çocuk ve la- Tebe olumuyan ev pek azdır. Bu işi ya- Kından bilenler şu hüdiseleri ibbar e. diyortar: A— Deflerler pabalanmıştır. B— Defler kağıtlarının cinsi bosul- muşlur. Bu variyet karşısında, çocuklar üze- rine mürekkeple yazıldığı saman, da- Aalmıyacak elan defter kâğıdını. bul- va bu mevi bir defler bulamıyorlar, yahıst da çok pahalıya almak meeburiyetinde kalıyorlar, Talebe, paralı insan değildir. O, daha iyade müslehliktir. Bir yandan, çocak- darımızın kahsl masraflarını azaltmak görelerini ararken, diğer laraftan bir dakım düzenbaz mühtekirlerin, insafsız kara visdanında, yayrularımımın neş'e- sinden çalınmış vargüncu saadeti sey- retmiyelim Detter, kâtul, kalem, mürekkep. Hu- Kâsa, bülün kırtastye levazımı da, ber- şey gibi, pabalanmışlır. Tedbir alalım. REŞAT FEYZİ | KAT KTT Ziraat bankasında | iş saatleri Ziraat Bankası İstanbul şube - le yeni bir mesai saati tatbikine ir. Bu suretle memurlar | sabahları saat 9 dan akşam saat î 18 e kadar çalışmıya mecbur tu - tolmuşlardır, Halbuki kış müna- | sebetile daha saat 16 bucukta or talık kararmağa başladığından u- zak yerlerde oturan memurlar için bu karar müşkül bir vaziyet ihdas etmiştir. b Benzinciler gene zam istiyorlar | Memleketimizde benzin ve pet- rol işile uğraşan müteaddit firmı larm müimessilleri fiatlara zam lebile tekrar Ankaraya gitmişler- dir. Mümessiller halen temasla - rıma devam elmektedirler. 939 Avrupa karbi çok şeyler göster- | Giği gibi yunu da — öğretlir — bu - ) günkü silâhlarla, vesaitle bir tarafım ordusu kendisinden zayıf olan tarafı yüklenecek onu mağlüp edebilir. hem de nizbeten pek az denecek bir xa- manda. Pakal çok iyi teçkiz edilmiş or- dular karşı karşıya zelince harp durur, Yani maharebe olmaz. Çünkü İki ta- Faftan hiçbiri taarruza geçmeyi doğru bulmaz. #ransaya asker göndererek mütle- fiklerin büyük ordularile Almanya ü- zerkle taarruz haliade ise muvatfa - kiyel ihtimalini uzak gören bir İngiliz azkerl muharriri şimdi vekaylin ken- dizine hak verdirdiğini söylemekledir. 'Ona göre İngilterenin harbi kayhet- mek tehlikesi ol olsa yundan ileri gelecektir: Harp meydanlarında kal'i zaferler elde etmek arrusile harbi kazanmağa yğraşmaktan!, Şu halde 939 harbi birçok telâkkileri değişliriyor demektir. Hele çeçen Av- rupa harbi ile bu seferki arasındaki fark ne büyük. Gerp cephesinde harp vaziyelini idare rden İngiliz ve Pran- suz tarafı işte kaç aydır bu süretle bek- lemek, kali zaferler elde etmek arru- larfle düşman tarafına — hücum etme- mek sürelile en doğrü hattı hareketi takip edişor demektir. İngilir muharririne göre hava (ar- ruzlarından da kat'i neliceyi bekle - mek yanlışlar. Çünkü hava taarruzla- vna karşı müdalma Vasılaları vardır. Hele harp uzadıkça müdafaa tedbir - deri daha ziyade arlacağı gibi kim- bilir bu müdafaa çarelerindem daha me gibileri keşfedilecektir. Şu halde müt- tefikler için taktp edilecek yol tarruz harbi değildir. Alman ordusu dasrruz #demiyeceğinden ana karşı emin olarak garp cepbesinde beklenebilcektir. Pa- kat buna mukabii Alman milletine şu kansati vermeli ki müstakbel Avrupa | sulhanda onun yeri vardır. Karşılıklı bir iimatia Alman imilleti haksızlığa ukramıyacağına emin olmalıdır. Eğer daarruz eden Bir taraf olursa bunun mes'eliyetini Almanyanın şimdi başın- da bulunanlara raci olmalıdır. Yani mültefikler laarrur hareketinde | titüleri hemen acılacaktır. Bu dört | olunmuştur. | darmaktadır. —— Avrupa Harbinin Doğurduğu Meseleler ı—————&_l G-1p cephesinde ne olacak ? 12 yeni enstitü İstanbul köylüleri için de bir enstitü açılıyor Maarif Vekâleti tüleri açacağını yazmıştık. Bunla- rın şimdilik 12 tane olması karar- | laşlırılmış ve yerleri de tesbit e- lunmuştur: İstanbul vilâyeti köylülerinden köy muallimi olmak istiyenler «A- | rifiye> istasyonunda açılacak olan enslitüye gideceklerdir. Bu enstitüye ayrıca Kocaeli, | Bursa ve Bilecik vilâyetinin köylü! zençleri de gelebileceklerdir. | Karsta Cilavuzda açılacak olana| da Kars, Erzurum, Çorub ve Ağrı vilâyetlerinden, Kayseride Pazar- örende açılacak — olana Kayseri, Yozgat, Niğde, Kırşehir ve Sıvas | vilâyetlerinden, Akçe dağında a- | çılacak enstitüye Malatya, Tun - eeli, Elazığ, Diyarbakır, Mardin ve Urfa vilâyetlerinden Kızılcaha- mamdakine Ankara Çankırı ve Be-| hadan, İspartamın Gönen köyünde acılacak enstitüye İsparta, Konya,| Burdur vilâyetlerinden, Samsun - | dakine Samsun, Amasya ve To - kat vilâyetlerinden, Adanada açı- lacak olana Seyhan, Maraş ve Gi ziantep vilâyetlerinden, Trabzon- da Beşiköyünde —açılacak olana Trabzon, Ordu, Giresun ve Rize vilâyetlerinden iştirak edilebile - | ceklir, Ayrıca Antalyada ve Van- da da iki köy enstitüsü kurulacak-| tır. Bunlardan Aarifiye, Malatya, Kı- İcahamam ve Kayseri köy ens n köy ensti - enstitüye 2000 talebe alınacaktır. Haseki hastanesinin 400 üncü yılı Haseki — hastanesinin 400 üncü yıl dönümü münasebetile mücsse- sede büyük merasim yapılacağını yazmıştık. Bu merasimi Bir çok güzide zevat o gün saat 11 de Haseki baslanesine davet o- | kunmuşlardır. e | —— | Çekmeceden Silivriye kadar ağaçlı yol Büyükçekmeceden — Silivriye kadar, asfalt yolun sağ ve sol ta- raflarına sık ağaçlar dikilmesi ka- rarlaştırılmıştır. Bu ağaçlandırma | işine Silivri kaymakamı B. Nail nezaret etmekte ve hendekler kaz-. bukünmüyacaklardır. Alman mülletini buna ikna etmeli, Diğer taraflan iso #klmadi ve manevi harbi şiddetlendir- Meli, Almanyanın buğün çekliği — ve yarın çekeceği sıkınlılardan mek'ul 6- lanların enun başındaktlerden — ibaret bulunduğunu aulalmalı Eğer harp de- YAK ediyorsa onların yüzünden devam ediyor olduğuna, Alman topraklarının Aşcalini hiç kimsenin düşünmediğine Alman milletini ikna etmeli. | Diğer taraflan Avrupa harbinde A- | Mmerikanın ileride alacağı vaziyetin ne olacağı zihimleri meşrul eden birinci derecedeki — işlerden oldukuna — şüphe yoktur. Amerikalıların her vesile İle süyledikleri ibe şu oluyor: — Avrupa harbinden azak durmali- yüzt, İngiliz askeri muharriri mütaleala- Tit sonunda bu mühim meseleye de demaz etmektedir. Tam manasile — bir iklsadi ve manevi harbe devam ei- mek saretile nihayet Şayanı memmu- mİyet bir şulha varılacaklır. Röyle bir | Siyasel tamamile tayin edildikten son- | Fadır ki Amerikanın müttefiklerle kellerin yalnız harp harekâtıma devam #imek süretile Amerikanın yardımını kemin etmeğe çalışmaktan siyade bu Yol daha kârlı olacaktır, Liddel Hari harplen evvel Avrupa Kıl'asına İngiliz askeri gönderilmesine İüzam olmayacağım ve Pransanın Al- manyayı tutabileceğine kanast getir. mİş ve bunu yazmış olabilirdi. Pakat Barp çıktıktan sonra bugün — Avrupa Kul'asında Pransız açkerile beraber İn- güliz askeri de yanyana —Almanyaya karşı cephe almaş beklemektedir. İn- tiliz askeri muharririnin fikirleri har- fi harfine tatbik ediliyor diye değil, fakat görülen hucusiyelleri itibartle öğrenilmesi Tz mütalealardan tö- Tülüyor. Ancak İngiliz askeri muhar- Firinin fikirlerine karşı yine müttefik- Ter mafbuatının büsbütün başka türlü düşünen mülehassısları da vardır. Bı- Yası gelince bunları da zürden gevir- imek faydalı olacaktır. At H azDarar öriae a. Sulh ihtimalleri Yazan: Ahmed Şükri MER Almanya yalnış hascbi neticesinde Kirdiği çıkmazdan kurtulmak için iki gare arıyor: Harbin sahasımı genişlet- firmek, Polanyanın işealindenberi zi- Tiştiği sulb taarrazunu inkişal ettirerek İngillereyi ve Praasayı suih yapmıya ikna etmek. Harbin sahasını genişletmek için Ü- Mit bağladığı devlet Sovyel Rusyadır. Fakal Sovyel Rusyanın Komanya ve Balkanlar üzerinden yürümesi — nasl | Politikasının hedeflerine uygun de « Eildir. Bir defa hâlâ vazgeçmedikleri hayat sahası polilikaları vardır. — Sen- ra İlalyanın böyle bir genişlemiye 7a vafakat etmediği sen birkaç xün için- de ca kat'i bir ifade ile süylenmiştir. Bu sebepledir ki nazi gazeleleri Sev- yet Rusyaya Hindistan yolumu göclar- mektedirler. Filhakika — Sövyetlerin Böyle bir istikamet üzerinde yürüme- He teşebbüs etmeleri kendilerini derhal İngiltere va Fransa ile karşı karşıya re- Binnetier Almanya rahatiı- yacaktır. Sevyetlerin Almanyayı içine girdiği çıkmazdan kurlarmak işin böy- le bir macerayı göze alacakları — çuk yüphelidir. Fakal harbin sahasını genişlelmek yolundaki bu faaliyetle yanyana bir de #Glh taarruzu devam edip gidiyor. Sulh Haarruzu mühirlif memleketlerde ayrı ayrı şekiller almışlır: İngiliz halkına harbin devamına lüzüm kalmadığı an- | Talılmak isteniyor. Almanyanın İnciliz kmparatorlüğu hakkında bir kasli ol- madığı ve yalkız yaşamak İçin şarkl Avrapada hayat sahasına ihtiyacı al- duğü bildiriliyor, Eğer İngillere buna Fazı olursa, iki devlel arasında ebedi Sulh o münazebeti kuralmuş olacaklır. Fransular için kullanılan argüman başkadır: Almanyanın Fraasadan Karış yer istemediği, hallâ Alman kerlerinin — Fransiz askerlerile harp yapımadıkları söylenmektedir. Fakak bu el iaarruzanun inkişaf ektiği iddia edilemez. Çünkü Almanya- lllan anladığı, kendi kabul ede- bileceği sulh demekür. Böyle bir suldı devamlı sulh olamaz. Belki yeni laar- rur hamleleri yapınak için bir hamır- Tanma bir dinlenme devresi olur. İngiliz ve Fransız devlet adamları banı bildikleri içindir ki salh taarru- zuna karşı vaziyet almışlardır. Geçenlerde İngiliz Lordlar kamara- sında sulh imkânları ürerinde bir mü- Hakaşa olmuştur. Du meclisin azaların- dan Lord Darnley tarafından söylenca sözler, İngiltere hükümetinin sulb hak- kındaki görüşünden ayrı bir görüş ifa- de cdermiş zibi bir tetsire müzatitir. İngillere Avam ve Lordiar kamarasın- daki münakaşaları tefsir ederken bu memleketin we derece geniş bir hüre Tiyet havası içinde yaşadığını hatırlat- mak tâzımdır. Binaenaleyk bir meb'u- sun çıkıp da İngilir hükümetini, harbe Kirdiği içli ve yahut da sulh yapma- dığı için tenkit etmesi pek tabildir. Ba- münla beraber, Lord Damnley salhlan Bahsedörken, bunun nazi Almanyası- min Çasavvar elliği avih elmadığı da aşiklırdır. Almahlar Holunda ve Belçika hü - kümdarları larafından yapılan sulh teklifinin İnriltere ve Pramsa tarafın- dan kabül edilmemeslii, bu İki de- mokrat devlet aleyline — propazanda yapmak için istismar etmekledirler. Diyorlar ki sulh konferansı toplanabi- lirdi, Bir fayda çıkmasa da c sarırı olurdu? İşte İagiliz Lordu böyle bir propaganda silâbini Almanyının elin- den almak içindir ki Üngilterenin ve Fransanın müzakereye bazır oldukla- yi bildirmelerine taraflardır. — Fakat Lerd Halifaksın korktağa vaziyet mey- dana gelmiştir: Alman propakandasını silâhsızlandırmak için Darnley tara - fından ileri sürülen fikir, şimdi Alman propagandasının elinde yeni bir olmuştur. Ancak Alınan prupazaada- sının her silâı zibi bu da gürüllüsü çok, tehlikesi ax olan bir silâklr. A $ ESMER (Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Eyüpte İslâm bey kanun sokağı Eyüpte İslâmbey Kanun soka- dından bir okuyucumuz yazyor: «Sokağımmada şimdiye kadar el- derl başımıza — geldi. Ramiden İslâmbeye inen yel be- Talduğa için, yağan yağmurlardan inen seller sokağımıza bücum e- diyor. Kırdaki bütün taş ve top- raklar sokağımıza yığılıyor. Saka- din güzel kaldırımlarının bir met- reye yakın yeri çamur ve top - Takla kaplandığını zördük. Evle- Fimiz de yağmur sularının hücu- mu tehtikesindedir. Ayni zamanda sokağımıza elek- t#ik direkleri konduğu halde, dektrik lambası konmamıştır, Vat sir Rami yolünün tamiri ile sel tehlikesinden kurtulmak ve kum- darı kaldırmak için makamı al- dinin zaşretini bekliyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: