27 Ocak 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

27 Ocak 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İÇİNDEKİ MANİLER ——mn — OLAN AFİŞ aT De l ENSTİTÜSÜ nni götürdü: ŞİKOLATALARIN Bazı çikolataların içinden çıkan, © renkli kâğıtlara yazılı maniler, şüirler, çocukların açacak kadar aşırı şeylermiş! Şim- di böyle zararlı yazıların çikola taların içine konması menedile - cekmiş! Bıbuılue tasfiye istiyen genç , galiba, bu çikolatalar - /dan çok vemişler, ilk edebi zevk- letini (© bu renkli kâğıtlar üs - tünde manilerden almış olacaklar ki, pek elleri yüzleri açılmış! Baksanıza, kendilerinden yaş - hlara söylemedik lâf burakmadı - lar! YILDIZI TERS Dikkatli bir okuyucum, yeni çık- mağa baslıyan bir refikimizin du- warlara asılı olan afişlerindeki eyildiz» in yanlış ve ters ulduğı- nu iddia ediyor. Ne zamandır, bü- tün bu mevzuu yazmamı istiyen arkadaşlara: — Bırakın yahu şu zavallıyı, de- dim.. O gazetenin neresi doğru ki? Zaten yıldızı sönmek üzere.. KAN VERME Üniversitemizde, bir kan verme enstitüsü açılacakmış! Malün a, şimxdiye kadar, kansız hastalara kan iâzsm olunca, şuna buna mü- ER KARŞISINDA racaat ediliyor, kanı başına sıç - ramuş birisi bulunuyor. bir mik- tar kan sağılıyordu. Bundan gon- a. kanı çok olanlar, bu enstitüde « Son Telgraf beslenecek, hastalara lâzım oldu- ğu vakit kolayca alınıverecek!. Bu, hiç de fena değil. Şimdi, mesele, bu enstitüye kimlerin alı- nacağı noktası!. Bize kalırsa, buraya, kanları beyinlerine sıçramış olan, şu yeni geaç edipleri toplamalı!, MATEM ELBİSESİ GİYMEK YASAK —— Almanyada, matem elbisesi giy- mek yasak edilmiş! Meselâ, birisi mutlaka bir matem elbisesi giy- mek zarüretinde kalırsa, hükü - mete müracaat ödip müsaade a ması icap edecekmişi. © helde, bütün Alman şehirle- rindeki resmi devlet makamlar. şu günlerde, milyonlarca istida- gn muamelesini bir çırpıda nasıl yapıverecekler?. İşle, durup durürken, bir kır- tasiye işi ki, sormayın! lh MANİFATURA “TACİRİNİN SÖZÜ Bir manifatura tüccarının ere- in vesair gibi beyaz zehir sattır Ranı gazeteler hayretle yazıyorlar. Biz, bu manifaturacı ile kunuş - tuk; dedi ki: y — Ne yapalım, birader, elimiz- deki babadan kalma bu geçim va- sıtasını başkaları aldı. Bir dok- torun 25 bin liralık manifatura eş- yası stok edip ticarete başladığını elbette duydunuz. Ben de, işi baş> ka bir ticarete çevirmek istedim. Maamafih, asıl mesleğimle — pek fazla bir aykırılığı yok!. Mantfa - | tura esvası fiatları da su günlerde «2z zehir zemberek midir?.. AHMET RAUP dlede adam yaralıyan kadın Geçen yıl adliye merdivenlerin- | de vukua gelen bir «ölüm kasdile | » bâdisesinin muhake - mesine duı Ağırcezada devam o- Bunmüuştur. Dava edilen Ayşe ile kocasi Ali, mevkuf bulunmaktadırlar. Hâdi- #ede yaralanan Ali ile karısı İsmi- gül, dıvıcı olmamışlardır. Mah - kemede Müddeiumumiliği tercsil eden Feridun evvelâ hâüdisenin masıl olduğunu dünkü clesede şöy- le anlatmıştır: «— 19/6/939 günü Ayşe, Sultan- #hmet üçüncü sulh ceza mahkı mesinde hazır bulunuyor, orada, asonradan yaraladığı Alinin kendi- #ini tehdit ettiği iddissındacır. A- Hinin tebditten muhakemesi, bir para cezasının infaz edilip edilme- diği sorulmak Üzere b.rakılıyor. Muhakemenin başka bir güne bi- rakıldığını anlamıyan ve dava ct- tiği Alinin beraetine karar verildi ganan Ayşe, kalabalık arasında merdivenlerden inildiği sırstsa ad- liyenin iç kapısı önündeki taşlıkla Alinin üzerine yürüyor; merdiven başında kocası âlinin ceketinin iç çebinden aldığı bıçak elinde bir hücumla, önden giden Aliyi boy- nunun sağ tarafından iki santi - metre genişliğinde ve sekiz san- — Cemilin eskiden başka bir dos- tu var mıydi? — Vardı diyorlar. Hatta bizim arkadışlardan biri imiş. Celâl sözü tamamladı: — Şebboyu seviyordu. Onu ev- dtenmek vadi.c aldatmışlı. Allesi: «Biz seni bir temiz aile kızile ev- lendirellm!» diye ısrar etmişler, Selma hanımı bulmuş'ar. Semih Kâmran güldü: — Garip tesadüf! O halde ara- mızı bozan, her halde (Şebboy) olsa gerek. Acaba, mühendis Cemil yi ge evkisi gibi (Şebboy) ile slâ - kadar oluyor mu? Celâl cevap verdi: — Zannetmiyorum. — Alâkadar olsaydı buraya gelir giderdi. Hab buki Cemi-in vüzünü görmez ol - duük, Buraya pek nadir uğruyor. Yahut sık uğruyor da ben görmür yorum. Selma viski kadehini dudı)dn— — Şimdi gecmisi hxr:hhm. be- i! Siz bana ne gibi bir iyilik leceksiniz? Benimle görüş- istediğinizden — onun haberi j & Yazan ; İskender F. SERTELLİ |BAR ÇİÇEKLER timetre derinliğinde olmak üzere adaleye nüfuz eden bir bıçak dar besile yaralıyor. Bunu gören Ali- min karısı İsmigül atılıyor, kocasile eyşenin arasına giriyor, ikisini yırmak ve kocasını kurtarmak is- tiyor. Ayşe, İsmigülün bu hareke- tine kızarak onu da göğsünün sağ tarafından arkaya doğru iki san- timetre uzunluğunda nafiz cerha husule getiren bir bıçak darbesile yaraladıklan sonra hâdise mahal- linde bulunan jendarmalarla mü- başirler yetişiyorlar.. Müddei umumi? muavini bun - Gdan sonra hâdisede katil kasdi ol- madığını söylemiş ve Ayşenin ya- ralamaktan ccul:ııdmlmısmı iş- iyerek demiştir ki: İ «Ayşenin güye mağdurlarca na- musuna tecavüz teşebbüsünde bü- Ttunulduğu müdefaas: sabit değil- dr. yşetin yaralamasında kocast | Alinin vaziyetine gelince, bıçağın Avşe tarafından koçası Alinin ce- ketinin iç cebinden bizzat ıı_szızı var. Dün kendisine: «Ben 5- Pra | hanımı görün konuşacağım. Bir ke- re de onu dinliyelim» dedim. — O ne cevan verdili — Memnun o'du.. Gözlerinin içi! güldü: «Bana bu iviliği yaparsan, samla minnettar kalırım!» dedi. S Garip bir tabavvül! Ha.buki, ıki gün evvel anneme gayet sert hatta kabaca bir cevap vermiş ve evlenine işinin tamamile geri kal- dığımı bildirmişti. — Ben araya girdikten sonra işin! gekli değişti. Böyle nekadar bozuk| muş ev.enme isleri vardır ki,. Ara- ya bir hayır sahibi — girip tekrar düzeltmiştir. Ben de böyle yapa « gağım.. Sizin saadetinizi tamamlı- yacağım. Çok yakında yuvanızı kurup mes'ut olacaksınız. — Selma hanım! Selma viski kadehini sevinçle | boşaltmıştı. | — Ah, siz ne temiz yürekli arkar| dısımı. beyefendi! Şimdi inan » dım ki, Cemili seven ve onun is- tikbalile —alâkadar olan dostları varmış.. Caz coşmuştu. Bir aralık sustu- | kontrollrile muavene edilip dam-| | zethanenin muvakkaten kapatı! - Hilekâr kö- mürcüler Ani ve sıkı kontrollar- la dün üç müessese muvakkaten kapatıldı! Belediye reisliğli; kömür depo- karı İle mahalle aralarındaki tek- | mil kömürcüleri sıkı bir kontrol altına almış bulunmaktadır. Zabıta memurları ile müştereken! icra olunan bu şiddetli takibat ve | kontrollar nelicesinde Beyoğlu, İs-| tanbul ve Beşiktaş semtlerinde üç, kömür deposunun kumlu ve ince topraklı kömür sallıkları görül - müştür. Bu mücsseseler bir ceza Diğer mı!ıuı bazı kömürcüle- rin hileli baskül kullandıkları ve ve mahalle aralarındaki bir kışım kömürcü dükkânlarındaki kanlar- larla da kadın ve çocuk kömür &- kaılarının eksik tarılmak suretlile akdatıklıkları hakkında da şikâyet belediyece mahkemeye verilmiş - tir, Ölçü ve tartı aletlerinin mecburi damgalanması Pek yakında şehrimizdeki tek- mil dükkân ve mücsaceslerle sey- yar esnaf ve satıcıların kullandık- ları torazi, baskül, kantar, ölçek, metre ve litre vibi emsali tekmil tartı ve ölcü âletlerinin mecburi gulanmalarına başlanacaktır. Bu damgalanış nihayelinde kö- Mmürcü dükkânları gibi tekmil dük-| kânların ve satıcıların kantlar, te- razi ve basküllerile diğer ölçü ve tertı âletleri umumi bir kontrola tabi tutulacaklardır. Bu suretle hileli ölçü ve tartı | istimali tamamile önlenmiş ola - | Laktır, | KÜÇÜK HABERLER| | ** Çoruh valisi Kadri Vekâlet | eınri.ne alınmış, yerine mülkiye | müfettişlerinden Saracetlin geti- İ rilmiştir. & İzmitte demirci Abdelahu | 5 yaşındaki kızı Nurten soba ile oynarken ctekleri tutuşup yandr rak ölmüştür. * İzmit küğrt fabrikasında lektrik makinesinin kazanları pat- Tumuş ve şehir 21 saat ışıksız kal- | | mıştır. $ *ehrimiz baş - | Kzan yyanın konsoloru tekaüde sevkolunmuş - tur. Yerine Seiler isminde bir zat gelmiştir. Y4r Sebze ve meyva halindeki teftişler bitmiştir. Müfettişler ra- porlarını bazırlamaktadırlar. —. | a& Alfın fiatları yükselmekte - dir. 1 altın dün 16 lira 70 ku- ruştan 18 Hiraya çıkmıştır. * Terzilik malzemesi satan 7 ve boya malzemesi setan 3 tca- ması kararlaştırılmıstır. ** Bayramda Bostancıdaki bir yangından dönerlerken otomobil- leri devrilip yaralanan itlaiyeci - lerin bepe'nin iyileşmekte olduk- dan anlasıln şidiğım Neticede vmımke:ne karar için başka bir güne talik alunmuştur. yarı yarıya avli mütevellit bir aev,lnde İ Onu bu reıv Büyükderede labilir miyiz acabaf, Selma gülüm: — Oraya mı gitti? — Dün gece bana oraya gidece- iini söylemişti. Galiba -(Şebboy) yakasına yapışmıs gene. Celâl arkadaşının kurduğu tu - zağı anlamakta gecikmedi: — Efğer oraa bulacağımızdan emin olsam, simdi Selma hansmı oraya götürmekte tereddü! etmez- dim. Semih Kâmran gözlerini süze - rek: — Fakat benim vaktim yok, de- di, Cemilin üzerine fazla düşmeğe gedmez. Onu bir gece olsun ma - şukasile başbaşa bırakalım.. Ne çı- kar bundan? Selmanın rengi birdenbire sap- sarı oldu. Pambe beyaz yanakları soldu: — Omr asıl böyle bir gecede (Sebboy) un elinden — kurtarmak lâzımdır. beyefendi! Onu cidden seviyorzanız, Büyükdereye gitmek-| se ve Cemili o çamsakızının elin- den kurtarmakta tereddüt elmez- siniz! ı Selms öni bakarak ilâve etti: — Eğer bu lütfu benden esirge- mecseniz, cidip gelme — otomobil maesrafını ben öderim, — Hava da lar, Gürültüden konuşmak — imkânı yoktu. Rüzel!. Ayni zamanda ufak bir ge- zinti yapmış olursunuz! 1 | bit ziyafet isteriz. Dünyanın dört | koca, ve Semih bey gibi temiz yü- | zetkli bir arkadas bulamazsınız! Geç giden davetiyel Doktorların toplantısında konuşu- lan bir hâdise «Türk bekimleri dostluk ve yar- düm cemiyeti» nin yaptığı son kon- grede veni İdare heyetine şu zevati intihap olunmuşlardır: Birinci reisliğe daktor operatör, Prof. M Kemal Öke, U. kâtipliğe daktor Ahmet Şükrü Emed, vez- nedarlığa doktor Ziya Ağıncı, uza- hklara doktor Süreyya Kadri Gür,| doktor profesör Lütfüi Aksu, dok- tor Nazif İbrahim, AH Rıza. Haysiyet divanına da profesör (Mazhar Osman, profesör — Niyazi İsmet Güzcü, orüfesör Saniyaver, | daktoör Ömer Lütfi, profesör Salih | Ssit ve murakıplıklıra da profe- sör General Refik Münir, daktor a Rüstem seçilmişlerdi: 'Diğer taraftan öğrendiğimize gö-| rve toplantıda; bazı doktarların ce- miyete ve tonlantılara karşı lâ » | kaydi gösterdiklerinden şiklyet - lunmustur. Bu meyanda bazı aza da, toplantı — davetiyelerinin geç gönderildiğinden bahsetmişler ve hatta, içtima yapıldıktan ancak biz| kaç gün S0 toplantıya ait davoe| tisalerin ellerine gekliğini tees- sürle anlatmışlardır. Neticede, içtima günlerinden mu-| ayyen bir müddet evvel azaların | bepsine ayrı ayrı tohrirf — tebligat yapıkması kararlaş'ırılmıştır. n — Frıncılar perakendeci- leri ekmeksiz bırakmıyacak Bazı semtlerde fırıncıların ma- haliebici, aheı ve bakkal gibi dük- kKâncılara talen nisbetinde ekmek | vermemeğe tetebbüs ettikleri gö- rülmüştür. | Fırınlarda verakende satış yap- | mak fırıncıların işine daha uygun ve körli seldiğinden narhtan eksi- | Ze olan bu kabil talepleri fırın ge- hivleri vak hos görmemektedir - kr. Mahahlebici, ahçı ve bakkal gibi umumi müesseselerin hiçbir vakit ekmeksiz bırakılamıyacağı Bele . diyece fırıncılara bildirilmiştir. Az mı veriyorlar ? Etzincan felâketzedelerine yar- dım için, memlekette umumi bir şefkat seferberliği haftalarca de- | vam etti. Toplanan para ve eşya #2 değildir. Bazıları, bu yardımı &x görüyor ve tanınmuş zengin va- tandaşların isimleri üzerivde du- rarak konuşuyarlar: — Az verdiler, diyorlar. Bazıları da daha şiddetli çeh- yorlar. Yardım istemek güzel bir şeydir. Fakat, tatlı dilin yılanı deliğinden çıkardığı hakikatint w mutmamak, ve şefkat hizlerini tah- vik Kzumsa, daha başka türiü ha- reket etmek lâzımdı BÜRHAN CEVAT Semil, Selmayı o derece etmişti ki. Bu sözleri onun ağzın- Gan dinlerken kulaklarına inanamı- yorduü. Avukat Celâl, Mönekşesini beke| lemek bahanesile bu gerintiye iş- tirak edemiyeceğini ileri sürdü. —| — Ben sizi burada beklerim.. A- | Jacağınız neticeden beni de haber- dar edersiniz, değil mi? Semih: — Sen de gelsen fena olmaz. Diye mırıldandı, takat Celâl pek! âlâ biliyordu ki, Semih Selma ile | başbaşa ka.mak istiyordu. Onları yalız bırakmak lüzumdi. Colâl tekrar, barda kalmağa mecbur olduğunu söyleyince, 5e- mih Kânran, Selmanın sabırsız'ığı. karşısında ümil ve itimat verici bir tavırla ayağa kalklı: — Pekâlâ, sen Menekşseni bul. Fakat, buradan ayrılma! Ben dö- nüşle seni bulurum. Ve gülerek iâve ettiz | — Belki de Selma hanım Cemil | ile barısır. Orada kalır. Ben yalnız | gdönerim. Cevâl manalı bir gülüşle başını salladı: Allah yolumuzu açık etsin.. İşi - nizi rasi getirsin. İnşallah e$ref sa- ati hulü) etmistir.. Bu işi bu gece bitirirsiniz! Fakat, bizi de umut mayın Selma hanım! Sizden ayrıta! AKözesini arasanız, Cemi) gibi iyi bir Selma, Ce'âlin elini sıktı. ( Devamı Var ) Osmanlıca istiyenler Üniversitede okutulmakta olan yabancı diller arasıma osmanlıca- man da katılması, sansasionol mev- Zu arıyan bazı muharsrirlere ba- hunmaz nimet oldu. Kimisi, bütün meokteplerde osmanlıca elifbenin tedrisi Tüzumunu, kömnisi. farsça ve arapça okutmak ihtiyaemi öne sürü; Bizim gördüğümüz şudur ki, bü- tün bu vadide kalem yürütenler, Üniversitenin osmanlıcayı niçin | ihdas ettiğinin farkında değiller - dir. Bdebiyat fakültesine yeni ge- len telebesin, Türk edebiyatı ta- rihini okurken, melinler üzerinde bilâvasıta tetkik imkânmı elde ot- mesi gibi. çok basit ve mukul bir cababı. mucibe ile harekct eden Üniversitenin, tam bir ilmi gö - rüş çerçevesi içinde bulunan bu yeni kararı, asla bir mugalâta, sal- Sata mevzinı. bir sansaslon vesilesi olamaz. Orta, battâ ilk tedrisat müesse- | da biâhare nahiye ve köylerdeki | selerinde osmanlıca etifbeyi, arap- | ça ve farsçanın öğretilmesini isti yenler, bir zaruret ve lüzuma işa. Tet elmekten çok uzak bulunmak- | vaklaşmakladırlar. İ Yeni Türk ceniyetinin kültür | tereli gazp dünyasındadır. Arlık, | osmanhıca, arapça ve farsça değil, mekteplerimizde, eski Yunan ve Lâtin lisanlarımı okutabilmek im- | künları ve zaruretleri üzerinde ko- | B | BEŞAT FEYZİ Çocuk doğum ve ölüm vukuali | 1957 yılı basından 1939 yılı ni- | hayetine kadar — memleketimizin | her tarafında vukua gelen çocuk | doğum ve ölüm vukuatının tes - hı'( Dahiliye Vekâletince karar - Damhye Vekâleti dün bu müna-, ZaS sebetle vilâyete de bir tamim gön-. | dermiştir. Bu tamimde mz':küx | müddet içinde İstanbul — vilk | dahilinde 1 - 10 yaş ıısındsxı | çocuklara ait doğum ve vefat mike, | tarının sür'atle tesbit ve iş'arı is- tenmektedir. iç turizm Memleketimizde dahili turizm fasliyetini uyandırmak, para te- | davülünü arttırmak ve güzel yur- dümüzün — istirahat ve tedaviye müsait yerlerini tekmil vatandaş- larımıza tanıtmak maksadile Tür- kiye turing ve yeni ve geniş bir çalışma programı hazırlanmaktadır. Merzkür kulüp kâtibi umumiliği bu cümleden olmak Üzere mem - Jeketimizin baslıca sayliye yer - leri, kaplıcaları, tenezzüh ve eğ- denti mahalleri ile buralara giden €en kısa ve uzun — yallarla zaruri l İ 'macraflarını Çösleren büyük bir. broşür vücude getirmeğe de karar iştir. otomobil kulübünce| * itfaiye kursları Şehir, kaza, nahiye ve köylerde kurslar açılacak Şehir ve kasabalarımızdaki illa- iye teşkilâtımızın sür'etle geniş - lelilmesi ve buzun için de her ta- ralta kurslar açılması kararlaştı - Tılmıştır. Bu kurslar, şehir ve ka- kasahalarımızda seleri ilfaiye te- gekküllerine ayrılmış olan resmi daire ve müesseseler itfaiyecileri ile hususi diğer ilisiyo için ma « | halli müdür veya âmirleri taraliıne | yetişecek olanlar itfaiye teşkilâti mensuuplarına mahsus — açılacak olan kurslarda dere vereceklerdir. Buralardaki beden xıbıuveımı müseit olan vatandaşlar nal köy itfaiye ekiplerinde vazile 47— xeceklerdir. Diğer taraftan itfatyecilere ev, #paruman ve saire gibi emlâk yan-| ganlsrından maada, bağı, bahçe ve | mezrustin yangınlardan korunması verilecek ve muhtelif | tbikat yaptırılacaklır. ' Şehir ve kasabalar itfaiye öznlr- | dlezi bu mevzularda programlar hrJ zarlıyacaklar, kursirda tedrisat bu programlara göre yapılacaktır. —— Birbirlerine benzeyen kaza, nahiye ve köy isimleri Birbirlerine benziyen ve bu su- retle isim iltibaslarına meydan ve-, ven kaza, nahiye ve küöylerimizin isimleri peyderpey Dahiliye Ve- kâletince tebdil olunmaktadır. Bu cümleden olmak üzere dün | Dahiliye Vekâletinden — Vilâyete gönderilen bir emirle Diyarbakır vilâyetinin tErgani maden» | ka- | zasile Llâzık vilâyelinin «Brgani vs- | maniye» kazalarının — isimlerinin , «Maden» ve «Brcani» olmak üzere değiştirilmiş olduğu fakat şimdi de| Erganinin eski ismi olan Osmaniye ile Seyhan vilâyetine bağlı olan | Osmaniye kazaları isimlerinin bir| birlerine — karıştırılıp bu yüzden resmi evrakın yerlerine geç var - dıkları anlaşıldığından Erganinin Elâzık vilâyetine Osmaniyenin de Seyhan viliyetine bağlı oldukla - rına behemehal dikkat olunmasını bildirilmiştir. Yeldeğirmeninde mevk! hekimiliği Kadıköy belediye tabiplerinin bulunduğu binanın dağınık ve ka- abalık mahallelerde otuzan halk ve esnafa uzak geldiği belediyece anlaşılmışt.r. Belediye reisliği bu münasebetle halka ve esnafa kolaylık olmak ü- zere Kadıköy — kaymakamlığının teklifi üzerine Yeldeğirmeni sem- tinde yeaiden bir mevki bekimliği ihdas olunmasına karar vermiştir. ı Avrupa Harbinin Yeni Meseleleri I ğ Sinir harbi devam ediyor İklnciteşrin ayında Almanların | da ile Belçikaya taarrur ede- | söylendi. Ayni zamanda | Mmiknalalı maynlerle denizde müt- | tefiklerin donummaları mahvedi- | lecek, karada da Holanda ve Bel- çika Üzerine yürünerek Framsız ve İngiliz orduları mağlüp olacaktı. Bu rivayetler haflalarca devam | tetikten sonra mihayetle erdi. Ara- dan zaman gecli; bugün yine Ho- landa ile Belçikanın taarruza uğ- ramaları ihtimalleri mevzuu bah- soluyor. Holandada olsua, Belçi- kada olsun müdalan tertibalı a - lınmaktan hiç geri kalınmamıştır. Bühassa Belçikanın her yeri in- filâk ediri maddelerle dolü bir halde bulunuyor. Belçika uzun za- mandanberi kendi müdalaa ter- tibatmı ileri götürmekle meşgul- dür. 939 da 1 milyar S4 milyon franklık Lir milli müdafaa bülçesi varken Avrupada harbin çıkması üzerine Belçikalılar bunu 2 milyar 500 milyon #ranga çıkarmışlardır. 929 danberi mill müdafan işlerine bilhassa ehem - miyet çalışıyorlardı. Ho landa bu hususta daha geç kalmış bulunuyor. Umumi bütçenin ao - gak 96 18 miktarını milli müda - faaya ayırabilmişlerdir. Fakat son zamanda kabul edilen — fevkalüde bülçenin ©6 45 miktarını milli mü- dafaaya ayırmakla Holandalılar Avrupa harbinin açtığı türlü ih- timalleri ne kadar ehemmiyetle karşıladıklarını göstermişlerdir. Belçika coğrafya itibarile kül - çük bir memleket olmakla bera - bor Kralm bir sözü vardır: Denizi olan bir memleket asla küçük de- | kat bütün Belçikalılar derece de- ğildir; diyorlar. Onua için Bel - çikalılar sabillerini müdalaa için de ulaktefek gemilere maliklirler, Belçikanın komşularına beki - knca şu anlaşılıyor: — İngilterenin fevkalâde bütçesinin 96 100 mik- tarı, Vransanın fevkalâde bütçesi- min de ©6 80 mikları milli mü İzaya verilmiştir. İsviçre 96 22 den fozlasını, İtalya da 99 25 miktarmı ayırmışlardır. Fakat san günlerde Belçikanın geçirdiği endiseli za - manlar unutulur gibi değildir. Fa- rece memlekel işlerile meşgul bu- lunuyarlar. Herkes çağırıldığı va- zileyi biliyor. Belçikada bulunan İngiliz mubabirlerinin yazılarında bu hal tasvir edilirken sinir har- binin nasıl cereyan ettiği gürüle mektedir. Alman tarafının iddinsı şöyle- dir: Almanya asla Belçikaya taar- ruz edecek değildir. Belçikanın harbe girmesini istiyen müttefik- lerdir; gibi. Buna karşı Belçika - hlar da Almanlara çu intıbar ver- mek İstiyorlar: Belçika her ihlimale göre hazır- | lanmıştır. Eğer taarruza uğrarsa mukavemet edecektir. Almanlar sinir harbi ile Belçikalıları şaşırt- | mak, yormak istiyorlar. Belçikalı- lar da buna mukabil Almanları endişeye düşürmek, yormak isti- yeceklerdir. Belçika kıtaatı Al- Mmanyaya karşı hazırlanmış bulu- nuyor, Holunda gibi, Belçika gibi coğrafya hudutları itibarile kü. çük olun memleketler harp hazır- lığı görerek para sarfediyorlar. Bu da onlar için sinir harbi de - meklir, F LEL skandinavya | Belçika mı | Yazan: Ali Kemal SÜ Almanlar ergeç Belçikl arruz çdecek olurlarsa bit yalmız mi kalacak?, 9ik kanın bitaraflığını — ahi taarruz etmişlerdi. Fakât daya ilişmemişlerdi. Bu landaya da taarruz edil Bunun etrufında — aylafi yürütülmekte olan tahilf haddi hesabı yoktur, Fakâl) | erkâmıharbiyesinin m dür veya budur gibi ta rütürken kat'i hükümlet | caix olmasa yörek. Onu noktaya eheminiyetle n kati celbeden Avrupalı b mülchassısların yeni yarıll hazı neliceler çıkacmal düyor. Almanların bugüsn denizi ile Treves aranıt! hada 50 fırkş asker bulüni darı tahmim ediliyor, BU motörlü vesaiti olduğu gitil da, Balçika ve Lüksembüfi dutlarının bayunca taai lecek halde bazır bulüü Taşılımıktadır. Pakat yalı senmburg müstesna elerâl memleketlerde, yani Hi Bolçikada ber ihtimale Küf türlü müdafaa tertibatı bulunuyor. Onun için A dulurı Molanda ile Beli arruz edecek olurlarsa best bulacak değillerdir. Fi iter hakikaten taarruz verilir de tatbiksta ır!d mun şu sekillerden cağı tahınin edilebilir Holanda ile Belçikanil müdafaa terfibatını alt iüs surette bülün cephedo geçmek, sonra Belçika © €n büyük kısmını teşkil | rafın üzerine yürümek tahmin edilen Alman o! karşısında Holanda ile B dularının teşkil edeceği 1 mel xx ehemmiyetli ol Alman erkânıharbiyesi b ve Fransız kuvveılırl işe ği bale edecek, Alman harekâtını genişlemekten İ yacakiardır. Alınanyaya * hitaraf memleketler ms Alman payılabundaki mul de şu noktaya nazarı dikk€ bediyorlar: Almanya için bugün dinav devletlerinin vezi. ebemmiyetli görülüyor. £ İsveç ile İngiltere arası hazigi bir anlaşma Almaayâf düşündürmektedir. O za | sele Holanda ile Belçi rine yürümekten daha Tacaktır. Alınanya Avrupt” aenlindeki menfnatlerini KÜ isliyocek ise de İsveç ve N son rzamanlardaki tehi pek metin bir vaziyet gll maları Almanyada DĞ mamıştır. Almanların H Belçika budutlarında t: leri eskerin miktarı 1 olduağu tahmin edilm Çikalı askeri mü: zılarından da şu anlaşılı) tefikler, de barekete geçecik müttefiklerin botabazdı yareleri Almanların meşhif bavzey üzerine 50 ki bir uçuştan sonra varmış ? Tardır, Doktorlar albü «Ücüncü mıntaka etıbbi' şehrimizde ve odanın mi dahil olan şehirlerde çali$i mil doktozları birbirlerinti mak maksadile büyük bif © lar albümü» vücude getll Tarlestırmıştır. Bu gibüml za doktorun resmi ile İsifil tisas şubesi kayıt olunacak Birimizin Deri /|HepimizinDell Bizde et - fiati” Bir okuyucumuz Y «Bizde et fistları Meselâ koyun etinin kadar, sığır etinim hd.ıınlıı. Halbuki bir nn mmıım dop tarafli ve sair tars! dır Kısıp. sabit fafif | bocaladığı için etim İW larına beğenilmiyon 147 B da el:a.'“ Bu böyle olacağına P4 vanın sırt, but, kı“ aksamı icin. baska mf lerde olduğu gibi a9 atlar konsa olmaz Mi N çi

Bu sayıdan diğer sayfalar: