21 Şubat 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

21 Şubat 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—SON TELGRAF—2L$ŞUBAT 1846 'Necmi Gözütok çoktlan hazırlan- Kendilerini öğle yemeğine eden Tahir Bizimkilerin e- vine gitmek için karısı Cavidanın #ovaletini bitinmesini bekiyordu, — Haydi artık yahu! Cavidan oralarda değildi. Koca- G#ının sabırsızlarımasına aldırış bi- le etmeden nihayot giyindi, ku - sandı. Tam çıkacakları sırada: — Ha! dedi, dur, sen kalın fa - nilâmı giydin mi? Neami?, Necmi durakladı. Evet, kalın fanilâsını giymiş miydi, giymemiş miydi? Henhalde birşey giymiş olacaktı. Karısı başını salladı: — — Ah, siz erkekler! Bir türlü adam olamazsınız. İnsan bu havada kalın fanilâsız sokağa çıkar mı? Ya mezleve, ya maazallah tUfoya, za- kürreeye, zatülcenbe, ne bileyim, Allahın verdiği binbir hastalıktan birine yakalanırsan benim halim 'e olur? Kış günleri bu, hic.şa » kaya gelir mi? Necmi kendisini yokladı. Evet fanilâ giymişti amma, ince fanilâ!| Cavidan boyuna söyleniyordu: — Sen yine öyle dersin! Bu ha- vada insan kalın fanilâ giymeden sokağa çıkar mı? Ya bir hastalığa tutulursan... Necmi saatine baktı: — Canım karıcığım! dedi, artık dzun etme! Zaten gec de kaldık. Ortaya ştendi bir de fanilâ hikâyesi n zemanı mı ya? — Valfahi Necmi, günah ben - ,den gilsin. Eğer üşürsen, bir şey olursan... Üstüme tövbe, yine der-| ) © bana düşecek. | —a Biz demir yapılı adamlarız gedik ya! Sen merak etme! Haydi ğî]ydlm de Tahiri bekletimiye- ilea Cavidan silkinerek öne geçti: — Ya üşürsen, ya sana bir şey olursa Necmi, sonra benim halim me olur? * Tahir misafirlerine — hakikaten Hüzel bir sofra hazırlamıştı. Yedi- ler, bol 'bol konuşlular. Hep haya- ların bozukluğundan, hele İstanbul havasına hiç emniyet edilmemesi lâbım geldiğinden, yağmurlardan, tuğyanlardan, feyezanlardan, kar- dan, kışdan. baharım ne zaman ge- Jeceğinden bahsettiler. Demindenberi endişe ile sağa s0-| la ve arada bir de kocasına bakan Cavidan, ev sahibinin — karısına dedi ki: — Canım Muallâ, oda sıcak diye ikapıvı açtınız amma, bu doğru de-| Bil! (Gözü ile kocasını işaret ede- rek) Bizim hazmet — bugün kalın fanilâsını giymeden buraya geldi. Ya tifoya yakalanırsa?, . (Musllâ hemen kalktı, dı. kapsıyı Fakat Necmi de karısıran bu lü- zumsuz hareketinden son derece mahcup olmuştu. Karısına şöyle bir tatlı sert baktı, sonra Muallâ- ya dönerek: — Bu bizim bayanlar habbeyi ikubbe yaparlar, siz aldırış etme - yin hanımefendi. dedi. O zaman ev sahibi Tahir ken - disine Bir vazife düştüğünü idrek ederek, yerinden kalktı: — Necmi, dedi, sen oradan kal- kıp buraya otursan, daha ivi olur. Biz de demir yapılı insanlarız, Necmi bu söze de icerledi amma, belli etmedi. — Rabatsız olma kardeşim. Ben sağlam adamım, dedi. Umum! harp-| te biz... Cavidan hemen kocasının sözü- mü kesti. — Sen onun söylediklerine al - dırma Tahir bey. Ben malımı bi- Yazan: M. SAMİ KARAYEL Padişah, Karaman diyarındaki iyi san'at- kârların hepsini İstanbula naklettirdi Muharebede alman / esirlerin Padişah tarafından katillerine fer- man verildi. Bunun sebebi vardı. Cünkü; Karamanliları Osmanlılar aleyhine muharebeye teşvik eden aşiretler vardı. Birçok Türk aşiretleri Osmanlı Türkleri tarafını iltizam eylediği halde bu aşiretler Osmanlı nizam ye intizamı ultna girmeyi bir tür. eylemiyorlardı. Bunun garelçi aşiretlerdi. leri de bu aşiretlere fazlaca yüz verdiklerinden daima onları kulla- marak harbediyorlardı. Halbuki son Lürende muhare- helerinde bu aşitetler perişan e- dilmiş ve birçokları esir alınmıştı. | Esirler kâmilen katledildiği ci- | hetle, bu aşiretlerin levabileri ü- zerinde tesirler vücude getirdi. Bu kalil vak'asını haber alan iler Adana hududunu aştılar. ine iltica edenleri kat- l Padişah; — Karaman — diyarında | ö L bul ııı.ııuıı—ıııı-vııuı rında yarşa en iyilerini ayırtıp İstan - bula nakleyledi, Padişah, bu işi yapmağa Mi mut Paşayı memur eylemisti. ııııı. Mahmut Paşayı seviyordu. Alim, fadıl, münevver olan Mahmut Pa- şanın kiymetini medeni olan Kon- ya daha ziyade takdir eylemişti. Mehmut Paşa; esirlerin - idam olunmamasını Pudişahtan rica ey- lemişti. Fatih; Veziriazamının iti- razıta şu cevabi vermi — Bu adamların katli lâzımdır. İkide birde devletin başına gaile çıkarmaktadırlar. Nâsın — rahatı için bu suretle harekete vücut vermek elzemdir. deı Karamanlılar, Veziriazamın esir- lerin katline itiraz ettiğini haber almıslardı. Ba sebeple Mahmut Paşayı daha ziyade sevmişlerdi. Halbuki, Mahmut Paşanım dü- şüncesi hiç de dağru değildi. E- vet; katleylemek iyi bir hareket değildi. Fukat, Kürt aşiretlerinin birçok kısmı derinin safla- Osuyanlı Türklerine karşı Faydalı FF Bilgiler Bağadan yapılan süs eşyasını temizlemek Bağa, Selüloil ve kemikten bir çok süs eşyası yapılır: Tavak, to- ka, saç buklelerini tutturmak için firkete ve iğne, çanta, sigara ku- tusu, ilâh... Baradan yapılar şeyleri te lemek çok kolay ve sadeder. V 'akit turmak kâlidir. Çok kirli ise, zey- tinyadı içerisinde bir gece bırak- mak iktiza eder. Selüloitler de kendi tozu ile te- mizlenir. Lüzumsuz bir parça lüloiti döğmeli, toz haline getir. meli, bununla oğusturmalı. Fildişi veya kemikten mamul rdanlık, bilezik, boraş, ilâh., gi- yi şeyleri temiz tutmak İçin bir- çok usüller vardır: I— Birçorba kaşığı tebeşir to meli, Yumuşak bir fırçayı temiz- lemek istenilen şeyin üzerine sür- meli, bırakmalı. Kuruduktar. son- ra bir fanile parçası ile silmeli, parlatmalı... 2— İki saat kadar şap mahlülü içinde bırakmalı, sonra fanile ile kurutmalı. 3— Oksijen karışlırılmış su içe- risinde bırakılırsa da bevazlanır. Kemik şeyleri temizlemek için terebentin ruhuna batırmalı — ve birkaç gün güneşte bırakmalı. erananee eee aean ee Onun göğsü oldu. © yıftır. Vallahi şırp diye tifo yakalanıverir. Tahir iki tarafın arasını bul - mağa çalıştı: — Nedmi, uzun etme, gel buraya, otur. Bi sözünde haklıdır. Erkekler yer deği mesele Aitti, yeniden söhbete koyuldular. | Bu mubharebenin daha ne kadar zun süreceğini — görüşüyorlardı. Cavldan birdenbire sözükesti. Ko- casına dönerek: — Neemi, dedi, birazdan eve dö- nerken bana hatırlat da, wezaneye uğrayıp tentirdiyot alalım Kocası şaşırdı: — Ne diye tentindiyot alacak- C — Ne alur, he olmaz Necmi, de- bu gece arkana süreceğim. — Allah, Allah.. — Eczaneden çıktıktan sonra da bani şu bizim, bir iki defa gitti - Kimiz mağaza vardı. Aman oraya uğrıyalım da, sana kalın bir tiftik fanilâ alılım. * Karı koca mağazadan - çıktılar. Necminin elinde kalın bir tiftik fanilâ, fakat bundan başka altı çift! ipek kadın gorabi, bir. bo- yun kürkü, üç tane kömbinezon, . iki mantoluk, bir tayyi çift eldiven, yeni bir el çantası ve sekre ve saireyi müuhtevi mütcad- did paketler vardı. —? Bir iki sast mağazanın sıcak ha-, vası içinde kalan Necmi, elindeki paketlerle birdenbire soğuk cadde-| | ye çıkmca, birbiri arkasına aksırdı: — Hapsu! Hapsu! Hapşu! O zaman Cavidan, — hakikaten kendisine hak verilmesi lâzım ge- len bir insan gibi kabararak: — Ben sana söyledim, dedi, in- şallah tifo filân değildir de, söyle halif bir nezledir., . Bu aşiretlerin beyleri ve ağa - ları hazır elde edildiğinden tegal- Küp eden şahsiyetlerinin ortadan yek edilmeleri muvafıktı. | Fatibin yakını bulanan Zağnos Hazam Mahmut Paşa - 'aşa; Ve- dolayı Agnos ziriazam — olamadığından dilgirdi. Fakat; Zağnas Pasa, yüksek me- giyetlere sahip bir kumandan ol- duğu halde hiçbir vakit Mahmut Paşa derecesinde ülim ve fadıl bir adam değildi. Zağnos Paşa; Mahmut Paşanın idare tarzmı adım adım takip ey- min halkı sıyaneten yaptığı hare « keti vesile ittihaz ederek Padi- saha $i yolda çekiştiriyordu: Padişabım; Mahmut Paşa ku- luııuı. ehli san' iltimas edip Konyada bırakiyor. İııdelrrınlıl yerine getirmiyor. Padi bu vazileyi Mıhınul Faşanın üzerinden alarak Meh - met Paşaya verdi. Mehmet Paşa Mahmut Paşanın, ehli san'atı yurdundan etmemek icin nezdi Padişahi de sukut ettiğini bildiği için yeni vazifesini ifratl derecede ileri götürdü. Mevlevi Çelebilerinden, ulema- dan olan bazı zevatı da mâhir san: atkürdır diyerek İstanbula gön - derileceklerin listesine ithal etti. Bu sebepten Karaman uleması kâyetci oldular. Fatih; sikâyetleri dinledi. Vaki olan vakit bir parça pamuk üzerine bir | kaç damla zeytinyağı akıtıp oğuş- zuna, bir çorba kaşığı kaynar su | karıştırmalı, hamur haline gelir- | ©| 38 rsin Ki kadın kısmı her | daima cephe almış bulunuyorlar- Vt liyordu. Konyada Mahmut Paşa- | da müstakim bir devlet adamı idi. | ve âyanı uyağa kalktı. Padişaha şi- | ISTANBUL DEFTERDARLIĞINDAN Sıra Mükellefin adı ve soyadı Ahmet oğlu Küşif Muharrem oğlu Ahmet Ömer Dimitri Baaf Nerses oğlu Minas Misak Kazancıyan Ratet Serva n » » Vasil oğlu Kosti İsak o csamm c nu ZZ Mehmet oğlu Kızıltan Veli oğlu — Bekir Celâlettin Bakip oğlu Niyazi Misak Hazneciyan Ali 22 » Bayram oğlu Hüsevin Mahmet oğlu İlyas Süleyman oğlu Haydar Sarraf oğlu İstipan Mişon Avram Ziya Kılıç Ömer oğlu Tahsin Mehmet Nuri Ali Terzi oğlu Behlâl Mehinet kızı Pakize tafa oğlu Hidavet at Akyol SEBRSEK 31 Ni eee | 34 Hakkı oğlu Aldettin | 35 Çığ ağlu Abâülleh Cığ oğlu Kâmil Psr ! 38 39 40 & Panayot Sanara Ahmet Kâşif Mehmet Kortav Ayhant Kunt Osman oğlu Hikme Voasil oğlu Tanaş Dursun M. Hamdi Osman Ahmet Hakkı oğlu Fahrettin Efnaz İorahim Abdullah oğlu İsmail Halil Manik Nektar Haçik Dereli Mehmet Kartal Hakkı oğlu Alketiin İsmail oğlu İbrahim Celil Eyüp oğlu Sabri Alber Baroh Emin Ünler Müslim Hilmi Hamit Murat Hikmet Emin Riva Popolu Ahmet Topuz Yahya oğlu Aziz Salih oğlu Ethem Ergüngör u:gssssa:aaesssssarüazsg;zsat:e AREHE Mağdurları taltif eyledi. Veziriazam Mahmut Paşa baklı çıktı. Fakat; bu kabahat yanlış ih- baratta — bulunduğundan — dolayı Zağnos Paşaya teveceüh — edecek Paşaya ait oldu. fethinde, Sırbistan fethinde de z işlerden dolayı Mahmut Paşaya kızgındı. Padişahın, Mahmut Paşaya ga- zabı gavet basitü. Çünkü her işe Mahmut Paşa olur diye hüküm vermezdi. Duima Padişaha muarız bulunurdu. İşte; Konyada da yapılmama - xını istediği şeyler aksi tesir yap- misi Y Padişahm görür ve düşü- nür gözünden gayri bir fazlalık .wııım varlığı r.ı.ıııım gurü- Tuna dokunuyordu. Fatih; Konva islerinden dolayı Mahmut Paşayı katledecekti. Lâ- gısından dolayı ihliraz etti. ıı.ım s:hmuı Faşayı huzüru- çağıl “thmel Paşayı, müşklül mev- kie sokan sen mişsin? | — Havır Padişahımt. Ne had. dime! mek zamanı geldi. Fal bekle!. şahım, din ve devlet uğ- runa canım helâl olsun.. Günahım rin.. dedi. Mahmut Paşa; ruhan hiristiyan- sever olmakla beraber Padişahıma | merbuttu, (Devamı var) kin, Konyada suitesir yapar kay- | varsa hiç durmayıp cellâda ve - | paçavraya dönecek.. latacağım Bu sözümü de işitir işitmez yü- zünden sızan kanlarla suratı bay- Tam yerine kurulan çadır tiyatro- larında elâlemi güldürmiye ko- yulan düzme palyaçoların boyalı suralına dönen efendi hazretleri Rözlerini parlattı, yataklarından söküp çıkaracak gibi açtı, — Belkis suz. Diye üzerime geldi. — Ne o?, Boğazıma mı sarıla » caksın?. Dedim. Güldüm: — Kab., Kah., Kahi, Ve.. ilâve ettim: — Telâs edecek, sararacak mo- raracak ne var?. cek Yumuşamış, âdileşmiş kanatları düşük bir hiat horuzu hali almistı. Korka korka yanındakilere: — Hanım nerede?, Dedi ve.. cevabını beklemeden, — Geliniz Belkis Hanım görü- şelim!, Demin nasıl bir kavga « Mahallesi - Socağı No, Ml.lıah Helvacı Kurüçeşme KER.C. 06 136 00 Farıncı Ortaköy Muvakkit 38 720 00 Meyhaneci » M. Naci 68 63 00 » » B 58 68 00 » , Ka 68 63 00 Halat imalâthaneci » Zincirlikaya — 24 — 1000 00 , Kundura tamircisi » Derebovu 46 92 00 » tamincisi » , 46 72 00 İnşaat levazımı » Mesrubat 45 60 00 İYaama boyacısı » Eski V. iskelesi 18 180 00 » » » » $ aC 90 00 Terzi » Tarbasımak — ,3 45 00 Fırıncı . Dere &© 810 00 Kalrvehane » EBski V. iskelesi 16 90 00 Kömürcü > Bandalcımeseit 33 4500 Firma » Dere « 810 00 Kasap » » boyu 64 60 00 Enkazcı » Meşrubat 45 60 00 Ekmek bayül » Eski behçe 16 12 00 » » » ae SA 16 72 00 Manav > 338 4ğ 18 72 00 Ekmek bayili B eei 18 T 00 Berber > yi 8 36 18 00 İnsast levazrmı » Bestegâr Ziya 5/7 192 00 Eskici » Büyük şekerci — 56 27 00 Kundura tamircis , Muvakkit 8 81 00 Yazı evi Yildiz — Hastırın 20 90 00 .» > » » 20 90 00 Kum deposu , Tuğla 4 9 00 Kahveci Haslıtın —» 40 72 00 Firinci . » . 46 600 00 Kolacı , , n 75 00 Tuhafiyeci » , 18 75 00 Kundura tamircisi Vanur iskele — 3 60 00 Hallaç Arnı Fırancala 23/2 45 00 Hallaç » » 23/2 45 00 » » Dubaracı 4 72 00 Kömürcü » Sobzeci Bayram 18 54 00 Postacı , Arnavutköy C.108/1 150 00 » » » » dö5/1 150 00 Ekmek bayii » Satış meydan — ll 89 00 Kundura tamircisi » * , 8 72 00 . » » ARC i2a 45 00 » » » AR.C 60 198 00 Helvacı Kürüçeşme KR<C, S 63 00 Aşcı » » KUL 63 00 Terzi Bebek — Tramvay C— 282 715 00 » » » . YT8 75 00 Tütün yön öplik » Hisar C, v 72 60 Kasap » » yolu 164 75 00 Kabveci Cihannüma Havuzu vT 60 00 Terzi , Yeniçeşme 26 36 00 Fırinci Dolmabahçe Cadde 25 540 00 Artpacı Sinanpaşa Ortabahçe 3 216 00 Berber » » 45 202 50 Ebe 'Türkali — Dizi sokak 85 80 00 Kahveci » Besiktaş Cad. 61/63 585 00 Oduncu » Oduncular 5AA 306 08 Binemacı , Köyiçi 58 — 3062 88 Kundura tamirelsi — Arnavutköy AR.C. 122 1319 Aşaı Kuruçeşme K.ÇC, Toyı 63 00 Kundura tamircisi Yılde — Vapur iskelesi —3 60 00 » » Binandaşa Şehitasım 66/1 27 00 > » Kü ; 66/1 27 00 Çaycı > Ortabahçe — 36/1 108 00 Kunduracı » Ihlamur 541 48 00 Fransızca muallim; » Beşiktaş C. * 187 50 Tavukçu » Şehitasım 54 45 00 Oduncu » Oduncular 4/6 300 43 Alle varkı ve sineması » Ortabahçe 24/4 468 00 'Temirci » Hasdırın 68 156 00 Ahbım satım arzubal » » 18 54 00 Kundura tamircisi » » «0/1 18 00 Samdıkıçı » Köyiçi S1 165 00 Berber » Şairleylâ 41 76 00 Kazanç Bııl'- LK 16 20 42 00 945 945 6 41 288 00 18 00 716 1200 18 28 12 23 1010 197 10 12 85 6 03 n6 42 837 11 00 8 28 160 T5 212 Böğcün - v b G uu Bum SunumEt :S:Htüâil(lğüb%t&_& 8 8 B 8 aA PK aAaftterRakötaeRuuNua HürEsAzZ Üü Bera & BSNLESESEK vw. Bo u w Bateub &8âö2538 aa vmu 12 50 1 08 10 80 Eusea» Bsea Esasteiğ s&d282s - aHa £ tuküRÜREA & veSEJELARUUA — B ie'ie £839088-535883x3tR . OESE (Devamı altıncı $” Bu sâahte azamet ve gururun | burn | Tekâr bir tilki gibiydi. — Herşeyi şimdi birer birer an- | Herşeyi şimdi birer birer ane | a Beni tanidi. Yazan: Etem HASTA. VA | 5a T Kibiyse şiemdi de burnu yerde hi- — Görüşmiye ihtiyaç yok, su- niz mif. Dedim. Boğuk bir sesle cevap verdi;” — Evet. Ve yüzünü oğdi, başı önüne düş- fü. O zaman: — Tuh. Diye, boğazımda ağrımda birik ken ne kadar tükrük, balgam varsü hepsini birden onun yüzüne attım, — İstediğim işte buydu.. Dedim. Kaşını kıpırdatacak bile bali yoktu. Sert sert yüzüne buk- tım ve tek kelime söylemeden yü- Sokağa çıktığım zaman ferah » tamn, ı(;ı'ı'iiıj' nefes alabiliyordum: Fakat, kendi kendime sordum: — Neriye gidiyorum?. İki cebinde on parası olmıyan bir insanı ne köprüden geçirirler, ne Emirgüna ikadar götürür - Terdi. Doktora da gitmek Tâzımdı. Ona da borçlu idim. Hiç almazsa '©n #ra olsun götürmek, — Şimdilik bunu alın da ku - sara bakmayın.. Dedi. dan mağlüp çıkmış savruk bir kuttl — Demek isterdi. Düşündüm; aF Een Li ae Ö İzzel BENİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: