10 Mayıs 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

10 Mayıs 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDiSELER KARŞISINDA GÖRÜNSÜN MÜ, şehir meclisimizde garip bir mü- nakaşa olmuş... Efendim, — ye: zabıtai belediye tal zakere edilirken, şu nokta üzerin- de takılıp kalmışlar: Kasap dükkânlarında asılı bu- lunan etler, sokaktan geçenler ta- rafından görünmeli midir, yoksa, görünmemeli midir?. Bir kısam aza, görünsün, blr kıs- mm görünmesin, demiş.. Çok şükür #görünmesinde bir mahzur olma- dığı neticesine varılarak, mesele kapanmış!. Fakat, toptancı tüccarlar et fi- atlarını o hale getirdiler ki, zaten, yüzünü gördüğümüz yok... Bele- Gdiye meclisi karar vermiş; bun- dan ne çıkar?. BİR ERKEĞİ PXLAŞAMAMIŞLAR. 82 yaşında bir ihtiyarın iki ka- dinı nasıl kanlı biçaklı yaptığını gazetelerde okudunuz mu?, İki ra- kip kadın, ihtiyarı paylaşumamış- lar, vesselâm!, Anlaşılıyor ki, erkekler, dün- iyada gittikçe kıymet peyda et - Mmektedir. 82 yaşındakiler için bi- le, kadınlar birbirine giriyor.. Er- keğin yaşlısı olmaz, derler. Çok Goğru... Bu gidişle - tıpkı eski za- man kadınları gibi - geceleri yal> niz dolaşamıyacağız, yanımızda mahalle bekçisi, elimizde fener, öyle gideceğiz.. SAKAL VE BIYIK HİKÂYELERİ | Son Telgraf Felek de, evvelki gün uzun uza- dıya bıyıktan bahsediyordu. Ona Röre, bıyık, tosunluk alâmeti imiş. Selâmi İzzet Sedes yeni bıyık bi- raktı. Kulakları çınlasın.. Peki amma biri sakaldan, biri bıyıklâan bahsedince, bize konu- gulacak yer kalmıyor. Malüm ya, adarmcağız, aşağısı sakal yukarısı biyik, demiş... (GİZLİ TELEFON MUHAVERESİ Çemberlaynle Reynaud'nun, uy- durulan şu meşhur telefon muha- veresi hikâyesine bayıldım, doğ- Tusu... Hâdiseyi biliyorsunuzı Sözde, iki müttefik başvekil, tele- fonla gayet mahrem bazı şeyler konuşmuşlar, Almanlar da bunu gizlice ve ustalıkla dinlemişler ve ifşa ediyorlar. Halbuki, ifşa edilen muhavere müuhtevtyatı külliyen yalan; çün- kü, o tarihte, o saatlerde böyle bir telefon görüşmesi olmamış... Al - ananlar, acaba, bülün olmüyan hâ- diseleri böyle mi hayallerinde ol- duruyorlar? Bu hayal onlarda var- ken, sakın bulyaya dalıp haval a)- masınlar?, 'TARİHİ GAZETE MÜZELİK'GAZETE. «Tarihi gazete» nin şerh ve izah- lar sütununda daha çok bahisleri Fecivor. Halbuki, çok daha ev - vel, bizzat o müzelik isimli, mü - zelik kıyafetli, müzelik fikirli ce- kendi isiminin şerh ve iza- hi lâzım.. Çünkü, yeni nesil o adı anlamıyor ve soruyor. Daha doğrusu, yeni nesil, o gazetenin hiçbir şeyini anlamıyor: Ne tadi- nı, ne rengini, ne dilini, ne gönlü- nü, ne kafasını.. Düşünün, bu ne derece korkunç bir yabancılıktır?. vak atan | Tahsildar soyan komiser Bir müddet evvel, Hulüsi adın- da bir şoför, Sirkeci garında sıra- sından evvel müşteri almak yü - zünden karakola götürülmüş, yol- da ve karakolda, polis Mehmetle Sirkeci garında gar komiseri Ne- catiye hakaret — ettiği iddiasile verilmiş, asliye dör- düncü mahkemesinde muha- ikemesi yapılmıştı. Muhakeme sı- iddia etmiş, filvaki, adliye dok - toru raporile bazı şehitlerin ifa - deleri de dayak keyfiyetini teyit etmişti. Hulüsiye, hakaret — suçundan €cza verikmis, fakat bu cezalar is- kat edilmiş, bu kere — mahkeme, müddelumuminin talebi veçhile, Hulüsiyi dövdüğü tahakkuk eden ikomiser Necati hakkında takibat yapılmak üzere evrakı müddetu - i ir. niliğe göndermiştir. Müddetumuminin bu evrakı tet- kik ettikten sonra, mühakemesine çocuk hırsızlar! Fatihde şayanı dikkat bir hır - sızlık vak'ası olmuştur; Fatih beediye tahsiklarlarından Mehmet Ali Samatyada tramvay- da giderken kendisini fazlaca sı - kıştıran Recep ve Rüstem adların- da on ikişer yaşındaki iki çocuk tahsikların cebindeki, içinde 45 li- Ta bulunan çantayı çalmışlardır. 'Tahsildar tramvaydan — indikten sonra işin farkına varınış, şüphe- lendiği — çocuklara biraz sonra tramvay yolunda rastlamış ve Re- ceple Rüstemi kendisinden aşır - dıkları paraları vay ederken ya - kalamıştır. Dün, Asliye dördüncü ceza mah- kemesinde gizli olarak muhakeme edilen iki küçük suçludan Recep yaşlarının küçüklüğünden dolayı 28 gün, Rüstem de bir gün hapse mahküm edilmişlerdir. Necatinin muhakemesine bugün - başlanmak üzere asliye sekizinci * lerde baslanacaktır. — Konservatvar tahsili hatı - rımda kaldığına göre altı sene v- lacak, değil mi? — Evet.. Altı sene. — © halde tahsilinizi tamam - lamadan döndünüz demek?! — Hayır, Her sene iki sınıf im- birden vererek tamam - — Bravo, Bu ne gâyret! Herkes bir seneyi güç hazırlıyor. Siz iki- sini birden... — İçim çak tezdir. Bir işin so - nuna çabuk varmak isterim. Ni - hayet buna da muvaffak oldum. — Doğru. İnsan bir işe azme - dince, elinden ne kurtulur?! — Evet. Ekseriya öyledir. Fakat, bu kaidenin istisnaları da vardır. Doktor Şinasi, o güne kadar gö- rüştüğü kızlardan cok farklı bul- duğu Nebahati, her zaman ve her yerde öğündüğü aile ataletile lamak ümidini besliyordu. Mev - zuu değiştirmek maksadile sordu: — Büyük babanız — paşa imiş.. Ben tahsilde idim. kendisile, Babam çok bahsederdi kendisinden. — Evet. Eski dostu imiş. — Ne yazık.. Pederiniz uzun müddet Babiâlide bulunmuş ta paşa olamamış. ı & Tanışmadım | ' Nebahat hayretini gizliyeme - — Paşa olsavdı, ne olacaktı? Yi- ne mezara girecek değil miydi? Kabristanda çok sevdiği uşağile babam yanyana yatıyorlar. Sinasi #ümüs savatlı tabaka - sından bir sigara çıkardı: — Hayatımda bütün emelim bir paşa kızı veya paşa — torunu ile evlenmektir. Nebahat yere bakarak — cevap — Şu karşınızdaki pembe köşk- te aradığınız gibi bir kız var. Ba- basının adı Nureddin — paşadır.. debdebeleri- yerinde. Saltanatları devam ediyor, Annem - arzu e - derseniz - size bu hayırlı işte öna- yak olabilir. Şinasi kaşlarını çattı: — Ben, size talibim, küçük ha- nım! Babam da annenizden bunu rica edecekti. Benim gibi, meş - hur bir paşazadeye vurmak iste- mez misiniz? — Hayır. Ben, bu kadar meş- hür bir inaanla evlenemem, be - yak, eteği belinde.. Becerikli bir «ev kızı. Hem de ailesi soyca paşa- dır. Babası, babasının babası.. De- 4 desi,, Hepsi paşa oğlu paşa. | Gençlik | bayramı Taksimdeki merasimden vazgeçildi. Bugün Fener stadında 5000 genç prova yaptı 19 mayıs snor gençlik bayramı hazırlıklarına devam olunmak - tadır. Evvelki gün Beşiktaş Şeref sta- dında prova yapan orta mektep ta- lebeleri ayın 15 inci günü — yine Seref stadında tonlanacaklar ve son bir prova daha yapacaklardır. Ayrıca kız ve erkek liselileri de bugün — samt 145 ta Fenerbahçe stadında ilk defa umumi bir pro- va yapmaktadırlar. | — Bu provava 5000 dinç ve gürbüz kız, erkek talebe iştirak etmiştir. Diğer taraftan 19 mayıs spor ve genclik bayramı günü Taksim stadvomunda — talebelerin yapa - cakları beden — hareketlerinden saktlnazar olunmuştur. Buna se * bep, Taksim stadyomunun yıkıl- makta olmasıdır. Evvelce buraya ayrılmış olan talebeler de o gün; Şoref stadında yapılacak olan me- rasimde yer alacoklardır. Bu suretle 19 mayıs — bayramı şenlikleri şehrimizde biri vilâyet namına Fenerbahçe stadyomunda diğeri de İstanbul kaz; Besiktaşta Şeref stadında ulmak üzere yalnız iki yerde yapılacak- tır. Fenerbahçedeki şenliklere gi - decek olan halkımız için o gün sabahtan itibargn Köprüden Ka- dıköyüne ilâve vapurlar kaldır- lacaktır. Tekmil resmi daireler ve Bankalar o gün kapalı bulunacak- lardır. —————M—TTM————— ÜÇÜK HABERLER, * Civarlarında — arsa veyahut kendi bahçesi olmıyan çehrimiz - deki tekmil ev ve apartımanların alt katında bir oda sığınak haline konulacaktır. e İlk mekteplerin beşinci ı - nıflarında imtihanlara —mayısın 29 uncu günü saat 8,15 de başla - mılacaktır. Öğle sıcağında imtihan yapılmıyacak, saat 15 e kadar fa- Sıla verilecektir. Mümeyyizler ci- vardaki mekteplerden en az iki yıl evvel beşinci sınıfta muallim- lik yapmış hocalardan seçilecek- tir. ** Şehrimizde gıda maddeleri - tetkikler yapılmaktadır. * Lakantaların tarifeleri etra- fında yapılan itirazlar üzerine Be- Ibdiye iktısat müdürlüğü ile 1o - kantalar cemiyeti arasında yeni - den müzakerelere geçilmiştir. #Galata köprüsünün 6000 lira sarfolunarak yine filizi renge bo- yanmasına bü-ünlerde başlanıla- caktır. j w Cerrahpaşa hastanesinin en eski doktoru olup şimdiye kadar binlerce hasta tedavi etmiş olan doktor Neşet ölmüş ve cenazesi bugün Vali ve belediye erkânının iştirakile merasimle kaldırı!mış- 'tır. Morhum cenazesine çelek pe- tirilmemesini vasiyet etmiştir. Nebahat fazla konuşamadı: — Affedersiniz, — biraz işlerim var, Sizi yalnız bırakmağa mec- burum. Paşa babanız da geliyor işte. Kendisile görüşürsünüz. Diverek, Şinasinin yanından bir kelebek sür'atile ucup gitti. Zihni paşa, oğluna sordu: Nasıl yavrum.. Beğendin mi bizim Kadri Beyin kızını? — Beyendim baba, fakat, biraz fazlaca züppe. — Ne diyorsun, züppe mi? Bilâ- kis, çök düşünceli, ağır başlı bir kiz gibi gördüm ben onu. Üstelik bir de yaşından fazla zekâsi var, — Zekâsı bence bir maziyet de- BiL Fakat, çok cana yakın.. Gu- Lba biraz da erkeklerle alay et - mekten hoşlanıyor. | —— Bu, genç kızların kaprisleri- | dir, oğlum. Eğer anlaştınızsa, ba- na acıkca söyle de, Neriman ha - nimefendi ile bu işi bitiriverelim. $Sinasi düşünmeğe başladı. Ken- disine Nureddin — paşanın kıtımı tavsiye ederek, — yanından kaçıp giden bu zeki kızla kolayca an - laşamıyacağımnı tahmin ediyordu. — Paşa baba, dedi. Bu mesele- yi bugünlük burada — bırakalım. Biraz düşünmeğe mecburum. Baş- ka bir gün yine gelir, Neriman ha- nımla görüsürüz. Belki o zamana kadar annem de ivileşir. Bunlar, bizden ziyade kadınların görüşüp anlaşacağı ixlerdir. Hem annem bu işleri çok becerir. Haydi, gidelim artık. Başka bir gün tekrar gelmek aları adına | nin perakende satış flatlarının hor | halfta tesbit edilerek halka ve es- | nafa ilân olurması icin Belediyece | Z | Nöbetçi şefler Halkın müstacel işleri için tatil günlerinde her belediyede bir nöbetçi bulunacak 'Tatil günlerinde halkımızın be- lediyeyi alâkadar eden müstacel işlerinde kendilerine muhatap ol- mak — üzere her belediyede bir «nöbetçi sef» bulundurulması ka- rarlastırılmıştır. Bu suretle her cumartesi öğle- den sonra pazar — günlerile diğer resmi tatil ve bayram günlerinde sahahtan — akşama kadar tekmil beledire şubelerinde nöbetçi ka- Jacak olan şefler; halkım - fahi hut telefonla yap; ları şiküyet ve müracaatlarla alâ- kadar olacaklardır. ——— Şehir haricinde halı silk- me yerleri yapılacak Bazı avartıman ve evlerin bal- konlarında, pencerelerinde see - cade, halı ve kilim silkildiği gö- rülmüştür. Hastalık mikronlarının civar - daki halkımıza geğmesini önle - müek üzere büna Kat'iyyen müsa- ade edilmemesi belediye ve polis | merkezlerin bildirilmiştir. | — Secade, hali ve kilimler ev ve | avartımanlardan uzak, boş arsa- larda silkilebilecektir. Diğer taraftan her Avrupa şeh- rinde olduğu gibi burada da şe- hir harici verlerde «halı silkme onahalleri» yapılması tetkik olun- maktadır, — Berberler daha sıkı kontrol edilecek Belediye reisliği, tekmil şube- lere verdiği bir emirle berber dük- kânlarının daha sıkı bir kontrola tâbi tutulmasını bildirmiştir. Ezcümle tarak ve fırça gibi le- vazım haftada 2 defa — moeburen yıkanacak, kullanılmı havlular iylce yıkanmadan müşteriye ve - rilmiyecek, kırık dişli tarak, kıl- ları dökülmüş fırça kat'iyyen bu- Tummniyacaktır. 6; v Yo Yediğimiz ekmek | Bir ekmekçiler şirketi var. İs- tanbulun 60 kadar fırınını kira ile tuttuktan sonra kapalmış. Sebebi şu: Kendi ellerindeki fırınları iş- letiyorlar, başkalarının rakip çık- maması için, bu 60 fırını da kapa- tıyorlar. | | / Halbuki, serbest | bet bilhassa müzım dise karşısında hayrete düştük.. Sıhhat derecesi nedir, pek de bil- miyoruz, Böyle bir mevzu varsa, tücarette reka- rol oynar, Hü- tetkik edeceğini ümit Ye- diğimiz ekmek üzerinde böyle ha- siş menfaatler çarpışmamalıdır. BÜRHAN CEVAT İ üzere Nebahatin köşkünden ay - üzer rıldılar, * Dördüncü talip.. Behire Hüsameddin pa- şa ailesinin eski — dostlarındandı. Behire hanımın yirmi yedi vaş - | darında, hukuku yeni bitirmiş bir | oğlu vardı. Behire hanım, Nebahatin kü - çüklüğünü tanırdı.. Almanyadan yeğeni döndüğünü duyunca, ko- casına; — İşte, okluma nihayet bir eş buklum. Diyerek cebine oğlunun bir fe- toğrafımı koyup Göztepeye gel - Mnişti. Behire Hanım, köşke pirer gir- mez, ilk önce Neriman — harımi gördi — A kardeş.. Seni çoktanberi göremedim. Kusurum cok amma. Bize de ihtiyarlık çöktü. Sokağa, hele böyle denizaşırı yerlere gi - dip gelemiyorum. Dedi. Neriman hanim, bu ka - dıncafızdan pek hoşlanımazdı. Fa- kat, oğlunun vaziyetini beğenirdi, Halük çok düsünceli, uzağı gö - rüşleri kuvvetli bir gençti. Kendi kendine. — Belki Nobahat, Halüku bo - #enir.. Diyerek, Behire Hanıma iltifat etmişti. Köşkün loş salınunda kalınca, kısaca konuştular: (Devamı var) yalnız tabii belediyenin ehemmiyetle işi | Harp ve demokrası Salı ve çarşamba, iki gün tüs- | tüste, İngiliz parlâmentosu tarihi | ehemmiyeti haiz toplantılar yaptı. Avam kamarasının bu celselerin- de konuşulan meseleler malüm. Hükümet, son harp vaziyelini izah ederek kuı;k'ıni haklı çııı:g—. | mağa uğraştı. Muhalifler ve bir kısım muhafazakârlar da hükü - mete yüklendiler, onu baksız çı- karmağa uğraştılar. Norveçten cekilen İngiliz kuv- vetlerinin bu hareketi yerinde te zaruri bir askeri sevkulceyş hü- disesi midir?, Yoksa, bir mağlü- biyet midir?, ingilizlerin Trondhelmi ışgal e- | ekilişleri bir bece- , yoksa, bütün ted- şarilar altındaki bir muharebenin zarurl neticesi midir?. Bugünkü | İngiliz hükümeti, harbi iyi idare | ediyor mu, yoksa mütemadiyen fırsat açırıyor?. İşte, iki gün, avam kamarasının | yaldızlı tavanları, bu meseleleri münakaşa eden hatipierin hara - retli nutuklarından fışkıran seda- ların akislerile çın çın öttü. Ben, ne İngiliz kabinesinin uzun müdafaası, ne de muhaliflerin ze- | hir zemberek tenkitleri üzerinde | duracağım, Bu iki günlük tarihi müzakere- | nin benim için en enteresan taralı | a kamarasmı dolduran hava | idi. Bu atmosfere de demokrasi diyoruz. Demokrasinin bu canlı tezahürüne sahne olan bir parlâ- | mentoya dayanan devlet, elbetto harbi kazanacaktır. Amma, Norveçte, amma bilmem nerede; amma şu zamanda, amma, | bu zamanda, | RESAT FEYZİ Müsteşarlar komisyonu içtimar Tekmil idarci hususiyelerin 1s- | Tahı için toplantılar yapmakta 0- lan müsteşarlar kamisyonu evvel- ki gün de Ankarada Başvekâlet binasında Başvekâlet —müstoşarı B. Vekbi Demirelin reisliğinde | toplanarak yeni ıslah tedbirlerini tesbite devam etmiştir. Yeni imarethaneler rethanelerde, - iaşeye muhtaç ol- dukları mahalli zabıtasınca yapı- lan tahkikat neticesinde anlaşılan kimsesizlerle fakir allelere ber gün sıcak yemek verilecektir. ŞA NaR Bir çay muhtekiri mahkemeye verildi Sebepsiz vere çay fiatlarını yük-| geltip ihtikâr vaptığı tesbit olu - nan İzmir cay bayilerinden Mişel Cevas İzmir müddelumumiliğince | tevkif edilerek milli korunma ka- nunu hükümlerine göre muhake- Tnesi yapılmak üzere mahkemeye verilmiştir. .- Avrupa Harbinin Amerikalıların çoğu — Avrupa harbinin yeni dünyaya bir tehli- kesi olmuyacağı düşüncesile müs- terih bulunuyorlar. Bu 'sınıf şa- yanı hayret bir haleti ruhiye gös- termektedir. Amerikalıların Av - rupa harbi çıktı çıkalı ne düşün- düklerini tetkik ederek uzun uza- dıya yazılar yazmış olan - İngiliz muhabirlerinin sözlerinden şim - diye kadar şu anlaşılıyordu: eğer püttefiklerin harp gayeleri- mne dair Amerikalılara söz açan o- kursa, bunları da dinlerken, son derece ihtiyatlı davranmaktan ken- dilerini alamıyorlar. Çünkü, di- yorlarmış, müttefikler bizi de har- be sürüklemek istiyorlar. Yine hiç şüphesiz ki Alman propagandası yeni dünyada faaliyetten geri kal- | mamıştır. Mütteliklere karşı bir kısım Amerikalılarda görülen bu haleti ruhiyeyi devam ettirmek i- çin Alman pronagandasının çalış- fığı iso kimseye meçhul değildir. Buna mukabil Almanyanın A- merikaya karşı ne emeller besle -, dişi bahsi tazelenmektedir. Bu da daha Kayzer zamanına kadar çık- maktadır. Geçen umumi harpten evvel Alman donanması günden | güne parlarken Amerika kıt'asın- daki islere karışmak arzusundan Kayzer kendini alamıyordu. Amerika Birleşik hükümetleri | bu halin gitgide artarak Alman- * Yeni bir orkestra Konservatuar 70 kişilik bir orkestra teşkil ede- rek yeni mütehassıslar alacak | Her yil daha mütekâmil bir şe- kil alan İstanbul konservatuarı - man beynelkmilel bir mevkie geti- rilmesi için de faaliyetle çalışıl « maktadır. Uzun yıllardanberi bu kıvmetli müessesenin başında bu- lunan müdür B. Ziya Demircinin Rösterdiği lüzum üzerine bu kere seski musiki iera heyeti» nin tak- vivesi kararlastırılmıştır. Bu kâ- Tar mucibince konservatuar kad. rosuna 120 Hira Üeretli bir kemen- çe, 120 lira ücretli bir keman, GÜ lira üczetli bir ut, 85 lira ücretli bir mütehassıs tambur muallimi alınacak ve ayrıca armoni heydti- ne de 60 lira ücretli solaalto ilâve olunacaktır. Genç ve münevver kızlarımızla erkeklerimiz tarafından konser - vütuara karsı gösterilen alâka her yil mütemadiyen artmakta oldu- ğundan bu ders yılında — talebe kadrosu da genişletilecektir. Ayrıca her medeni şehirde ol- duğu gibi — burada da büyük bir «şehir armonisi» teskil olunacak- tır. Bu 70 kişilik —armoni heyeti konservatuarımızın yeni ve mu - vaflak bir eserini teşkil edecek - Üür. ESKİ MUSİKİ ESERLERİNİN 'TOPLANMASI Eski musikt eserlerinin ve hal- kımızın içinden kopup gelmiş saf, bedil halk türkülerinin toplan - ması için konservatuar —müdürü B. Ziya Demiretoğlunun reisliğin- de çalışmalarına devam eden he- yet bu yıl da musikimize birçok eski ve kıymetli eserler kazandır- mnıştır. Bu heyete 140 ve 88 şer lira üc- retli 2 aza daha ilâvesi de karar- laştırılmıştır. Tevkif edilen yaman hırsızlar İzmirde gece — hırsızliklarından müteaddit sabıkaları olan Meh - met Nuri, Hüdai ve Hasan ile yine İzmirde otel hırsızlığından suçlu H olan Topal Münir isminde dört hırsız şehrimizde müteaddit sir - katler yaptıkları için tutulup bu- gün adliveve verilmişlerdir. Bunlardan Mehmet Nuri, Hü - dai, Münir şehrimizde 12 manifa- tura dükkânına kepenk ve kilit kırmak suretile girip binlerce ço- rap, camaşır, Mmanifatura eşyası çalmışlar, aşrıca birkaç tütüncü dükkânından da tütün ve pul a- sınmışlardır. Nihayet evvelki ge- ce Şişlide Halâskârgazi caddesin- de 347 numaralı Yaninin dükkâ- nına girerlerken yakalanmışlardır. Bunlardan Hasanin, Adapazarın- da bir dükkân açıp çalınmış mal- ları sattığı, Münirin de kendisine. Müflis bir tüccar süsü verdiği de anlaşılmıştır. Yeni Meseleleri Almanya'nın Amerika'ya taarruzu yanın, işi ilerleteceğinden endi; ederken 904 de Fransa ile İngilte. re urasında malüm ve meşhur iti- lâf aktedilmiştir. O zaman Kayzer Almanyası artık İngiltereyi bir- gün nasıl mağlüp ederek denizler- de kendi hakimiyetini ne suretle elde edeceğini başla- mış, Fransa ile İngilterenin sami- ai suşötte dostluğu İleri götürme- lerinden hiç koşlanmamıştı. Ar- tık Amerikayı değil, İngiltereyi nasıl vurabileceğini düşünen Kay- zer Almanyası nihayet 914 de har- be girmiş oldu. 917 de de Amerika Birleşik Hükümetleri Avrupa har- :ınuılıdlvııu.ı__yı-ım,..ı. D propagandası A- merikada geçen harbin ilk sene- Mlırlıılı .d':u*"d:ı'ı daha faal bir vam ci örülüyor. Fakat bu seferki harp başla; mıı.ı:'ı... evvel artalıkta türlü rivayetler dö- nerken Almanya, İtalya ve japon- ya arasındaki anlaşmadan ne ka- dar çok bahsedildiği unutulma - , Berlin - Rama - Tokyo mihve - rinin kimbilir neler yapacağı çok söyleniyordu. Bu arada bir de A- merikaya taarruz plânman lâkırdı- sı dönüyordu. İtalya ile japonya da icap ederse Almanya ile birle- serek bu taarruz plânını başara: caklardı. japon dananması Büyük Okyanus - tarafından ya tecavliz edecekti.. ve saire, , ALİ KEMAL SUNMAN Almanya'nın tecâ tekniği - serli Yazan: AHMET ŞÜKRÜ Mükerrer esabıkalılara ÖPjik kiş vuç işlerken eyni "W lanırlar. Ve yakamn elt " li oi zaman da müdafaa l sebepleri ileri aürerler. nen beşmelmilel sahada — Kğkit tecavüz politikam dâ bi ver sabıkalılarıne — ai aa usulü andırmaktadır. H:.“. ff evvel, tecavüze hec' / Ol pere zet devlete itimaz telkin ©7 kalir taraflıklana laitbıhv"' geydir. «Bitaraf» genit askeri hazırlıkta bult kü bu Almanvaya Kaft Biterii" w;'w çünkü onların politü lur. «Bitarafe demokrat Ü0 ci lerden garanti kabul rh:fyjo kü — sebep bulmak 2070 bitaraflığa mugayirdir © Ş halde «bitaraf» ne v n yanım iyi niyetlerine EWİ yari sahada ve askeri d/ ir hazırlık yapmaz. V # döyle bir siyasetin ınza:';_,p' lere emniyet verecek W M litika olduğunu — yazarlai" “iirll adamları, memlekerleriti! Şai ” taraftan tecavüze mürWt Öyg gi dığını tekrar edip durur y u da ilâve eder: ; — Fükat böyle bir W gısında kalırsak, kcnw kahramanca müdafaa edifi İşte Almanyanın — maktöl y ve hedeflerine uygun f dur. Böyle bir politikayi 'fğ den devlet, eomukar gelinciye kadar kfldâ/ | hösseder. Bir politikayn tAkil pp | Terin başlarında f git | eler dönüp doti görünür. Fakat bir güt Alia B harekete geçmeğe karar tecavüzün ilk emaresi, M' devletlerin, bir takım GÜĞÜ melleri hakkındaki iw*f;l* 'man tecavüzüne nammzet ue çük devletin demokraf i tarafından / gelecek bit maruz olduğu yazılır. VE) tat — devletlerin « hakkındaki neşriyat hef Y taz daha ımıuw&/l' — «Esasen» denir vi letler, harbin sahasınıt | de mecburdurlar. manyayı mağlüp kat Almanya bu meğe hazırdır. İş böyle bir safkayd M’ suikast da yaklaşmış Üip Küçük devletler için ;"ıb’f teyükkız bulunmaları W zamandır. Çünkü bir N mokrat devletlerin kötü rinden bahsederken, GÜ tan da darbeyi indirmek, tibat almaktadır. Bu bü tecavüze namzet OT coğrafya vaziyetine a Fakat teknik ayni ıd:; banı yalnaz ve “, beyi'niır indirmek: BU Tiyetimi 0 milletin W Tine yükleterek hal gibi görünmek. Bir Kusillir Çwisling aramak. VE milleti eraret altena ”,',J dan sonra da ayni b sürmek: Almanya letlerin teşebbüslerindei Başka türç İK eeeti İ rat devletlerin W miştir. Demokrat çük ı;evleıled kvf“"bl yecede kunvetli lenmemiş mi idi? daha! Kurban:.. Hakikâti”) kurban vardır. Fakat banı? Küçük devlet Öryatik büyük bir devletit , gelenler Bir müadettenberi İT lunan Japon ate: Tateyş ve Bu yarbay Jeleska bu Ö vansiyonelle şehi Japon ı:ıwn*““'.ı' görüşen bir Tarlerin veilt böYER betile da bizzat Kralın H! lan geçit göylemiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: