24 Temmuz 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

24 Temmuz 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yine görüşelim! Genç kız, ince — parmakları: bütün kuvvelile Netadın el u. Erkek titrek bir sesle: — Yine görüselim. dedi. — Tabil Nejat... Sakın mektup- larını ihmal etme yavrum... Bir daha ne zaman gelirsin?.. elli olmaz, ne vakit izin ala- bilirsem. Sühevlânin iri gözlerinin uçla- | zında birer billür tanesi veyda odu. Kadınlar oözvaslarını göste- | Firken daha güzel olurlar, Sühey- lü, o vakit, bir uzak deniz ufku ka-, ga renikli ve parıltılı idi, Sarılıştılar: — Allaha ısmarladır. Süheylâ.. — Allaha marladık, Nejat.. Ayrılık derttir, acıdır, zıtırap - tır. Tatanlar, çekenler bilir. Sü - beylâ, sevsilisinden ilk defa ay - zılıyondu. Kamoanalar vuruldu, düdük öt- tü. Lokomotif hıckınmağa basladı. Tren kalkmıştı. 'Ta, yolun kıvramını dönünciye, gözden kayboluncra kadar, beylâ bir vut eibi olduğu verde kakmıstı. Ne'at nencereden sark- mnş, mendil sallıyordu. Sühevlâda elini kakdıracak ka- Gat dahi takat yaktu. Onun hey- kelleşmiş hali, bütün bağlılığın ve ayrılık acısının iladesi idi. O akşam Sübeylâ rüva gözdü: Rüy: Nejart vardı. Kadım rüvası, garintir. tuhaf - tır, Havattan ve hakikatten bam- boskadır. . Nejat, Süheylâdan avrıklıktan #onra, denç kızı artık düsüntnü - yor, unuturyor. Göz görmeyince Aönül katlanınmıs.. Delikanlı da, yavas vavas Sühevlâvı kalbinden Süheylâ, rüyasında böyle gör - tmüştü. Fakat, gelen moktupların satırları arasında, genc adamın sevgisinde eksiklik değil, daha ar- tan bir hararet vardı. «Geceleri gökyüzünde vıldızlara baktıkca hep senin hayalıni, ince Yüzünü, gözlerinin engin mana - Sını düşünüyorum.» diyordu. Aradan bir ay geçti. Sühevlâ - nn rüyaları, ayni şekilde devam ediyordu. Genç kız sinirli olmuş- 'tu. Kalbine düşmüş bir kurt var- dı. Daha fazla, bu ıztıraba taham- mmül edemedi. Bir akşam, odasına çekildi. Nejada uzun bir mektun yazdı. Ona, içinin süphelerini açtı, ondan sualler sordu. Rahatsız ve huzursuz okluğunu sövledi. Mek- 'tubu söyle bitiriyondu: «Süphelerim, belki bir çılgın işi- 'dir, Iztırabım belki lüzumsuzdur. Fakat, ne vapayım ki, bütün da- kikalarım ruhumda — dolaşan bir ikurdun kıvranmaları ile taham - mülsüzleşiyor. Beni ikna et, beni tatmin et, Nejat.. Belki de has- tayım.. Beni affet!e Nefjat, bu mektubu aldığı zaman. Yzun uzun düşündü. Kâğıdı. avuç: larının arasında sıktı. burusturdu. Elini alnında dolaştırdı. Bu ne idi?. Yüreğinde bir vara gibi, bir naktanın burkukluğunu duyuyondu.. | Sonra, binden güldü, Uzun uzun| gükdü. Zavallı Süheylâcık, diye, mırıl- dandı.. Beni, nekadar seviyor.. ne masum hisleri var. Beyhude yere üzülüyor, Bilmiyorum ki, onun av- | rilik acısile, gecelerimi uykusuz Beçiriyorum. Zavallı Süheylâcık! Bvet, Nejat, genç kızı nesil ik- BA edecek, natıl tatmin — edecek, naml inandıracaktı? Uzun bir mek- tuD vazmağı kararlaştındı. Sor - duğu bütün suallere kalbinin içini dökerek cevap verecekti. Evvel, rüyaya inanmadığından , mufzesal şekilde, rü- yanın ruhi, fizyolojik sebeplerini izah edecekti. Sonra, rüyanın bir tarihçesini yapacak, muhtelif ce- miyetlende rüyaya verilen kıyımet ve mahiyet üzerirde okuduğu fi- kirleri tekrariryacaktı. Daha sonra, rüyaya — katiyyen inamamak lâzım gekdiğini söyliye- cek ve Süheylânın da, bir daha, katiyyen rüyaya — inanmamasını tavsiye odecekti, Mektubuna: «Rüya — medir ki.. Boş sev Süheylâcığım..» diye bas> ladı. Kapı vuruldu. Giriniz, diye ses- lendi. Birinci cümlede kalmışstı. Ne'ada hizmet eden Ahmet odaya gindi. — Bir kahve yapayam mı, be- yüm?, Ahmet temiz kalvli, — babacan. mert bir insandı. Nejadın Ahmede karşı zalı vapdı. Onu, bir hizmet- kâr eibi değil bazı saatlerinde, en samimi, en cardan bir mahrnam bir arkadaş gibi tellikki eder, konus- onağa ihtivacı olduğu zamanlar da. “Ahmetle uzun uzun dertleşirdi. Ahmet okuması vazması dahi olmamasına rağmen. hayatı tanı- | mnış bir mütefekkir sdam bususi- wetini tasındı. Nejat, onun saf durusile, ken - disine baktığını Körünce, binden gülümeedi: — Ahmet. dedi, sana bir sev soracağım.. — Buyur, beyim.. — Bizim seveili ne yazıvor, bi- liyor musun? — Hayır, beyim.. — Benden şüphe ediyormus. Bir çok sualler sondu. Hasap istiyor. benden, ne dersin. Ahmet?.. Ahmet, biran düsündü. #ır şöyle cevao verdi: — Kadın katmı övledir, bevim.. Kendileri “>li bir kabahat isledi- ler mi, onu ört baş etmek için er- keğinden şübhelenimar, görünür- ier, Ta ki, sen ondan güphelenmi- vaın — — ’ Tüskerlik İşleri I Beşiktaş As. Şubesinden: 1 — İhtiyatlık üdevlerini yapmak için 327, 328, ve 320 doğumlulardan islâm ve gayri islâm eratır bemen gu- beye gelmeleri; gelmiyenser hakkında kanuni muamele yapılacağı 2 — Muhâbere gedikli — çavuşu 331 doğümlü İsmail oğlu Ahmedin acele ıt ar İnşallah ben Rif'e varacağım ve bu haberlerin cümlesini oradakilere anlatacağım Bir gün, yine görüşürlerken, a- sılzade Sultan Ceme sordu: — Bunca zamandır ki — Fransa memleketinde oturdunuz, ne acep Rifeye gelip Paris şehrini temaşa etmediniz. Paris ki Rife Fransanın tahtıdır, Yani bilâteşbih cennet mi- sak Evvel Paris garip bir şehir . miş, Enva ziynetle müzeyyen, en- im ve cemi fevake vefiri ! besi binihayet ve cemisi rayegân. Her kangisinden sefa göz olursa hazır ve müheyya!. Sultan Cem cevap verdi: — Biz anda nice varalum.. Rife Fransa gehrine Türk ayağın bas- lezmiş. Biz hot mahpus elimden ne gelür. des şövalyele: leri anlattı. Bunun üzerine jimel: Rifeden bu dedikleri sözler cümlesi yalandır.. dedi. ltan Cem lisanından kra- | | | deleri meydana çıktı. J AKAZ dsa n DN — N İ GHU S ea d ĞÜĞ GA eee Te ae » — İnşallah ben rifeye varıcak bu haberlerin cemisini deyuvere- yin, Rife bundan bihaberdir. dedi. Yolculuk Romaya kadar sürdü. Sultan Cem Papaya teslim olundu. jimel avdette şehzade Ceme veda rini jimele hediye ey jimel Fransaya dön Bir gün kralla ava çıkmış- . O gün jimel, Sultan Cemden ağı ata binmişti. Kral Şarl bu atı pek beğendi. jimele sordu: — Bu alı kande buldun?. © da cevap verdi: — Türk beyinin oğluna Papa wermişti. O da bana bağışladı. O zaman Şarl Sultan Cemi ha- tırladı ve: — Ol Türk beyinin oğlunu nice gördün? jimel, Sultan Cemle aralarında geçen konuşmaları anlattı. Şehza- denin necabetinden ve asaletin - den krala bahsetti. . | KIZILAY CEMİYETİ Umumi Merkezinden : Münakasa Suretile 30.200 metre kolau 5.100 ,, —. kanaviçe 100.000 adet kapsül Satın alınacaktır Nümunelerini görmek istiyenlerin hergün Kızılay satış deposu Direk- törlüğüne müracaatları. İhalenin 25/7/040 perşembe saat (11) de lera edileceği ilân olunur. | meçhul bulundüğü posta memurunun meşruhatından anlaçılan — Yuruf nami diğer Cemal Bozal' Karınız Fatma Bozal tarıfından aley- hinize açılan nafaka davasında ika - metyühenizin meçbuliyeti hazebile teb- ligat yapdamamış ve mahkemece ilâ - nen tebligata karar verilmiş olduğun - dan tayin olunan 19/8/040 sant onda mahkemeye gelmediğiniz takdirde gı - yaben mühakemeye devam — edileceği tebliğat makımına kaim olmak Üzere ilân olunür. — 940/4 Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme U. İdaresi İlânları Banliyö katarlarına mahsus yolcu tarifeleri üzerinden satılan biletler abo- Beman katarları müstesna 16/8/940 tarihinden itibaren yalaız banliyü kalarla- tında müteberdir. Banliyö istasyonlarında tevakkufu olan ana hat trenlerine mezkür tarihlen itibaren binecek yolculara 101 No. lu tarife üzerinden bilet satılacaktır. Bu katarlara biletsiz veya - banliyö biletleri ile binen yokcular hakkında bi- letsiz yolcu muamelesi tatbik olunacaktır. Aboneman katarları munzam — ücrete tâbi sür'at katarlarından gayri katarlarda yer müsait olduğu takdirde muteber tutulur. — «3ötür — «6301> * Bivas - Çetinkaya Demiryolu üzerinde ve Fakiköy - Kragöl istaryonları ara- ganda cema'an 430 metre uzunluğunda kar tünelleri ile — Karagöl — istasyonundaki Plakturanın üstünün kapatılması ingaatı kapalı zarf usulile ve vahidi fiyat üze- Tinden eksiltmeye konmuştur. 1 —Bu işlerin muhammen — bedeli 90,000 llradır. 2 — İstekliler bu işe ait şartaame, proje ve salr evrakı Devlet Hemiryol - Jarının, Ankara ve Sirkeci veznelerinden 450 kuruş mukabilinde alabilirler. 3 — Exsiltme 8/8/040 perşembe günü ssal 16 da Ankarada D. D. yol dairesin- de toplanacak merkez 1 komisyonunca yapılacaktır. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin teklif mektapları Üc birlikte aşa- iida yazılı teminat ve vemiki ayni gün saat 15 e kadar komls#yon — reisliğine vermeleri. A — 290 No, kanun ahkâmına uygun 5750 liralık muvakkat teminat. B — Bu aknunun tayin ettiği vesikalar. © — Bu gibi inşant işlerini muvaffakiyıtle başardıklarına dair ellerinde mev- Cüt resmi vessiki tekliflerine raplelmiş olmaları Jâzımdır. «3809> <6308> * * Muhammen bedeli (2670) liza olan $00 adet troa şofajı için Tâstiktan irtibat borusu (5/8/1040) pazartesi günü (10,30) Haydarpaşada Gar 81 dahilindeki dından açık eksiltme usulile satın almacaklır. mek istiyenlerin (200) lira(25) kuruşluk muvakkat teminat ve ku- munün tayin ettiği vesnikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komlsyona mü- racaatları Vazınidı Bu işe ail şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. a Açık eksiltme Orman Fakültesi Alım Satım Komisyonu Başkanlığından : Mikları (8372) Cinsı Benzin 6500 Litre (Belediyo satış fiyatı olan — İitresi 25 kuruşa 26 5. nakliye ile Muyakkat teminatı: 124 liradır. İhale: 31/7/1840 Çarşamba saat 11 de 1 — Büyükdere Bahçeköyünde bulunan orman Fakültesi için yukarıda mik- danı yazılı benzin bir şartname İle açık eksilimeye kanulmuştur. 32 — Eksültme İst Beyoğlu Liseler muhasebeciliği dairesinde 31/7/1M40 çar-| gamba günü saat 11 de yapılacaktır. 3 — İştirak etmek istiyenlerin teminat makbuzile belli gün ve saaile komiz-| ı ve 2490 sayılı kanundaki evsafı haiz olmaları Lâzımdır. öğrenmek — istiyenlerin dd yona müracaatlar 4 — Şartnameyi görmek ve alınacak benzin evsafını Büyükdere Bahçeköyündeki Orman Fakültesine mürmcsatları. DS Ve at T e a e İstanbul Cumhuriyet Müddeiumumiliğinden İtaznbul ceza ve tevkif evi kamyoneti için alınacak 4500 litre benzin ile 100 kilo muhtelifülcins maktne yağı açık eksillmeye Kkonulmuştur. — Mubammen | bedel 1225 hra S0 kuruş olup muvakkat teminatı O1 tra 92 kuruştur. SŞârtnamasi çalışma saatleri dahilinde her gün adliye levazım dairesinde görülebilir. Eksiltme 6/8/940 salı günü sani (14) de İstanbul adilye levazım dalresinde yapılacaktır. Şarl Rodox şövalyelerinin hile - lerinden nefret etti, Sultan Ceme samimi bir muhabbet bağladı (1). Sultan Cem Romaya geldiği za. man, Papa ile doğrudan doğruya | temas eylemişti. Papa, hem Sultan Cemi kabul ediyor, de Rodos sövalyelerine verdiği vâitlerde du- ruyordu. Meselâ, Dübosson terfi edilmiş- ti. Bu tevcihten bütün hıristiyan- Tık âlemi mahzuz olmuştu. Halbuki, Dübossonun Papa ta- rafından mükâfata nail olması Ro- dosta göster kahramanlıktan dolayı değil, bilâkis Sultan Cemi Papanın eline teslim ettiğinden ve vermiş olduğu yemini ve misak - nameyi ihlâl eylediğinden dolayı idi, Avrupa hükümdarlarile prens - leri Dübossona tebriknameler gön. deriyordu. Bu vazifeyi evvelâ Ve- nedik bükümeti yaptı Venedik hükümeti Napoli kra- hının ve yahut Macar kralının Sul- tan Beyazıda haberler leri, Sultan Cemin İtalyaya nakli. ne Venediğin sebep olduğunu söy- Hemeleri melhuz olduğunu dü - şündü. tanbuldaki balyosuna talimat önderdi. Şayet böyle bir isnat va- ki olmuş ise bunu reddetmesini emretti. Birkaç gün sonra tekrar haber gönderdi. Sadrazamı gidip gör - Mmesini ve Papanın Türkiyeye kar- şı ehlisalip seferinden vazgeçtiği- ni, Sultan Cemi ancak hıristiyan- Tağın menafii mamına aldığını söy. lemesini teklif etti. (1) Vüksatı Sultan Cem. S. 26 “Denamı var) — X (6382) Yazan; Iskender E. SERTELLİ — © halde hemen gidelim. Şeh- süvarın izini belki Neriman hanı- enın yardımile bulabiliriz. * Neriman da şairle bera ber mı kaçmış? Hızlı hızlı yürüyerek, polis mer- kezinden ayrıldılar. Neriman hanımın köşküne gidi- yorlardı. Cemal bey, yolda dalgın dalgan yürüyen bir gence rasladı: — Uğurlar olsun, Halük bey! Avukat Halük birdenbire sil - kindi.. Başını arkasına çevirdi: Vay, beyefendi! Siz yine bü- ralarda mı dolaşıyorsunuz?, — Evet, Vazife dolaştırıyor.. Ne yapalım?, — Yeni bir hâdisenin tahkikati. le mi meşgulsünüz?, — Hayır. Hâlâ o mesele. Avukat Halük hayretle sivil ko- miserin yüzüne baktı: — Ne 0?!. O mesele kapanmadı mu?. — Nasıl kapanabilir?. Hırsızı an- cak şimdi bulduk.. O da meydan- da vok. — Kimmiş hırsız?. — Kim olacak?!. Neriman hanı- mun aziz dostlarından şair Şeh » süvar.. Avukat Halük yolun üstünde durdü: ÜDüti S e S dti RASİT RİZA TİYATROSU HALİDE PİŞKİN beraber 24 temmuz çarşumnba günü akşamı r, Doğancılar Ayparkta «KARMAKARIŞIK» Vadvil 3 perde * E. Sadi Tek TİYATROSU Bu gece (Büyükdere) aile bah- cesinde. Hamlet 7 perde, GAZOZLU PÜRGOLİN MÜSHİL LİMONATASI Piyasaya çıkmıştır. Her eczanede bulunur, | Dalga Urzunluğu: 1648m. 182 Kefs. 120 Kw. MALP, 317 m. 9465 Ke/s, 120 Kw İT.A.O. 19.75m. 15195 Ke/s. 20 Kw 18— 18.05 1840 | 1915 Program Cazbant (plJ) Fanıl heyeti Konuşmu (dış poltika hâ- diseleri) Türk müsiği Ajans haberleri Türk miülzği Ki | 19.30 | 18. ) 20— 20:15 20.30 — DOKTOR —a Feyzi Ahmet Onaran Cildiye ve zühreviye mütehassısı Adres: Babılli Cuğaloğlu yü- kuşu köşesinde No, 43. Tel, 23899 1356 Rumi | 18 t v Tp Soz KD LAY OG 24 Temmuz ÇARŞAMBA Baş muharriri ETEM İZZET BENİCE Son Telgraf Matbaası ye macera romanı: 71 — Ne diyorsunuz.. Gerdanlığı ça lan, Şehsüvar mıymış? Cemal yürümek istedi: — Evet.. — Şimdi onu aramıya mı gidi- yorsunuz?. — Evet. — Böş yere zahmet etmeyiniz, Ben şimdi köşke uğradım. Neba » hat, annesinin Şehsüvarla Anado- kuya gittiğini söyledi. Cemal-birdenbire afalladı. — Anadoluya mı gittiler? Hem de Nerimanla beraber.. Öyle mi? — Evet.. Evet. Neden şaşıyor- sunuz? Onlar eskidenberi birbir - lerini seviyorlardı. Yılırım Cemal, avukat Halüku | daha fazla dinliyemedi. — Teşekkür ederim, verdiğiniz malümata.. Diyerek, köşke doğru yürüdü. Köşkün kapısına gelinciye ka- dar muavinine birşey söylemedi. Bahçe kapısının önünde durdu: Halük beyin verdiği baber doğru mu acaba?. Muavini, bu sözü tasdik eder bir tavırla cevap verdi: — Doğru olduğunu kabul etme. liyiz. Çünkü, Şehsüvar bu işi tek başına yapamaz. — Yani Nerimanla birlikte kaç- tıklarını me sanıyorsun?. — Ben buna inanamıyorum. Ne- | DAKİK VE TAMULAY, BSİİ | RALCO SAATLARİ. SİZİ SON DERECE MEMNUN EDECEKTİR. Inhisarlar U. Müdürlüğünden: T — Mütredat Hstesi mucibince ? kalem elektrik tesisatı levazımı gültme usülile satın alınacaktır. I£ — Muhammen bedeli 565 ilra muvakkat teminatı 42,37 liradır. T — Eksiltme 29/VIL/040 pazartesi günü saat 10 da Kabataşta Levazım vW mübayaat şubesindeki alım komlayonunda yapılacaktır. IV — Liste sözü geçen şubede görülebili V — İsteklilerin tayin olunan gün birlikte merkür komlayona gelmeleri il: Teknik Okulu Satınalma Komisyonu Başkanlığından : Yildizda bulünan — okulün — müyıs D1 sonuna kadar ihtiyacı olan 0250 lirü | tahmin bedelli ve 468 lira 78 kuruş İlk teminatlı 8000 küo sadeyağı kapalı zarf | wsulile ve şartnamesine göre ihalesi yapılmak üzere 25/7/40 tarihine — rastlıyamı — perşembe günü saat 14,30 da yüksek mühendis mektebinde toplanacak olan kos mizyonumuzda eksiltmeye konmuştur. Şarinameyi görmek ve llk teminatı yatıra — mak istiyenlerin eksillmeden bir gün evveline kadar okulumuza ve eksiltmü günü de Gümüşsuyunda yüksek mühendis mektebine gelmeleri. —Teklif mektupe — ları eksiltmeden bir sast evveline kadar verilmiş bulunmalıdır. Postada vüki olae cak gecikmeler kabul edilemez. (5906) açık eles i Batte yüzde 7,4 güvenme — paralarile olunur. — 6412 adet 2000 liralık — 2000.— lire) 1000 T.IŞ. BANKASI 1940 Küçük Cari Hesaplaı İKRAMİYE PLÂNI 1 3 6 n 40 T5 210 n O hakle vakit kaybetmeden girelim. Demir parmaklıklı kapıyı ya - vaşça açtılar, Bahçeye girdiler, Eğer Halükun dediği Goğru ise, Nebahatin evde bulunması lâ - zımdı. Misafirleri karşılıyan bir hizmetçi kadın Cemal beye sordu: — Hanımetendiyi.. kağa çıktılar. — Sen yeni mi geldin bu köşke?, — Evet. İki gün oldu. — Adın ne? — Seher... , Cemal bey, hizmetçi kadının ya. nına sakuldu: — Ben sivil polis komjseriyim. Köşkde araştırma yapacağım. Kadın birdenbire şaşaladı: — Aman efendim, ev sahipleri evde yokken, içeriye nasıl gire - bilirsiniz? , — O halde bekliyelim.. Ne za- man gelirler?. — Büyük hanzmefendi, Boğaz - içinde teyzelerine gittiler. Küçük hanım da sabahleyin erkenden ni- şanlısı ile beraber İstanbula indi. Bu gece gelip gelmiyecekleri belli değil, | — Pekâlâ. Nasıl olsa gelecekler demektir. Yarına kadar da bekli- yebiliriz. Bahçedeki iskemlelere oturdu- lar, Hizmetçinin tereddüt ve heye. ganını gören Yıldırım Cemal ya- vaşça arkadaşma dündü: — Bu izi elbirliğile bazırlamız - — Kimi arıyorsunuz, beyefendi? — Maalesef evde kimse yok. So- | duğu kadar meraklı bir komedya, karşısındayız.. Biraz bekliyelim bakalım. " Bu sırada köşkün üst katındakl Neriman hanımın yatak odasının parcurları arasından bir gölgenin dolaştığını sezen Yıldırım Cemak için için gülmeğe başladı Muavini sordu: — Niçin gülüyorsunuz? — Başını kaldır da — şu karşık? pencereye bak!. Niçin güldüğümü anlarsın?. 1 Cemalin muavini ilk bakışla, pancurun arkasında sinen bir insalf gölzesi gördü: 1 — Bu köşkün arkasında başkik kapı var mı, üstad? 4 — Niçin sorduğunu anladım. İ Hayır... Merak etme, kaçamazlafı — Burada fazla beklemeğe Iüe zum var mı?. / — Bizer sigara içelim de. Din * lendikten sanra iceriye gireriz. — Çok soğukkanlısınız. — Bet sabırsızlanıyorum. Acaba içeridi kim var?. ( — Ya Neriman, ya kızı... Başkâ ikim olacak? — Ben Şehsüvarın da burayâ saklarıması ihtimalini duşunüy.') rum, f Cemal birdenbire sigarasını !"! re attı: — Evet, Bu da bir kuvvetli ilf timaklir. Ben Şehsüvarın buraYi iltica edeceğini aklımdan peçii eli miştim. Haydi, şu araştırmayı tinde yapalım da, hırsıza boşY! vakit kazandırmyalim. B

Bu sayıdan diğer sayfalar: