25 Temmuz 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

25 Temmuz 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDiİSELER TAKSİM GATINOSU Taksim gazınosunun bir talih - sizliği var amma, nedir, anlıya - madık. Açıldı, açılıyor, derken, az kaldı, belediyenin başına daha bü- yük bir iş açacak, yanıp tutuşacak, berhava olacaktı!. Galiba, bu yaz, yeni Taksim gazinosuna gidip, Ru- men san'atkârların çalgasını din. | liyemiyecek, Rumen patronun Av- rupal servisini göremiyecek, Ru- men garsonların narin endamla « rını seyredemiyeceğiz. Allah, hemen, bu kadarla sa - vuştursun!, ATEŞ SAÇAN VOLKAN Sinirli olmak saridir. Simdi, bü- tün dünya sinir içinde', Taksim Razinosu da, belki, sinirinden in- filâk etmiştir. Baksanıza, bir ajans telgrafına göre, japonyada eski bir volkan ateş saçmağa başlamış.. Bir ada üzerinde, 50 köy tamamen ha. rap olmuş!, Demek, asabi volkan, daha fazla sabır ve tahammül ede- memiş, açmış ağzını, yummuş gö- zünü.. İnsanlar ateş püskürüyor, volkanlar ateş püskürüyor.. Ba- kalım, ne olacak!. HANGİ SARKILARI İSTİYORUM?. Osman Cemalin, galiba xeyii yerinde.. Radlıyodan bir takım şar- kılar istiyor, O şarkı isteyince, be- nim de hatırıma bazı eşki türküler geldi, Ben de şunları istiyorum: Kıyıdan, kıyıdan, kıyıdan gel Ortası çamur yandan gel! Bestekârı: Mes'ut Cemil Aman şinanay, şinanay vay.. Canım şinanay şinanay kârı: Bayan Safiye Tenekeler tıngırdamasın vuy vay Komşular duymasın ay ay.. Bestekârı: Neyzen Tevfik ——— —— — ——— —a —— — C Kİ DA Son Telgraf Kefal balığına attım voltayı., Ba sene balıkçılık pek - yaman kaçti.. Bestekârı: Hasan Ferit Hovardayım, hovarda... Savul karşımdan varda!, Dağlar inlesin!. Bestekârı: Cema! Resit COCUKLAR VE SÜT Bir gazetede okudum: Bu yaz, küçük çocuklar arasında ishal has. talığı fazla imiş! Bunun sebebini de sütlerin iyi olmamasına atfe - diyorlar. Halbuki, Bizim bildiğimiz, duy- duğumuz bozuk sütler, koca in - sanları bile zehirliyor.. Eğer, ço- cukları ishal yaptırmakla iktifa e- | diyorsa, yine iyit!, | XÜZDE ÜÇ YÜZ -KÂR VARMIŞ!, Dün bir gazetede okudum; Pe- rakende sebze satanlar yüzde üç yüz kâr temin ediyorlarmış.. Me- selâ, kilesunu besş kuruşa aldık- ları bir sebzeyi 15 kuruşa satıyor- lar, bol bol, avuçlar dolusu para kazanıyorlarmış!. Ne iyi şey, yahu?. Biz, ne duru. yoruz?. Artık, hepimiz mesleği değiştirip zerzavat satmağa başlamalı, önü- müzü sonumuzu düşünmeli, istik- dbalimizi temin etmeliyiz!. Yakın bir zamanda, bir de bakarsınız. ki, İstanbulda, patlıcan kralları, do - mates kralları türemiz!, AHMET RAUF satışlar | Seyyar esnaf ve fatura işi için alâkadarların nazarı dikkatı celbedildi Fiat murakabe komisyonunun sebze, meyva, limon ve saire hak- kında ilân ettiği kür gisbetleri ile fatura mecburiyetinin maalesef ekser yerlerde tatbik edilmediği ve kontrol teşkilâtınin gayri kâfi ol- ması yüzünden esnafın yine ala- bildiğine fiat istediği görülmekte. dir, Meselâ İstanbulda domat 10 kuruşa satıldığı halde Büyüka- dada 20 kuruşa verilmel e 10 kuruşluk karpuzlara ise insaf- sızcasına 30 kuruş istenmektedir. 15 kuruşluk şeftaliler ise yine Bü- yükadada 95 kuruşadır. — Adalar kaymakamlığı ve bele- diyesi seyyar esnafı hiç kontrol et. mediğinden mahalle aralarındaki satıcılar bu fiatlardan da fazlaya istemektedirler, Ada esnafı efatura mecburiyeli» nden de bihaberdir. İstanbul, Beyoğlu semtlerinde- ki tek bir seyyar esnafta da fatura yoktur, Halkın menfaati hesabına bu başıboş satışların bir an evvel kont- rol altına alınması ve fiat mura - kabe kararlarının da nazariyatla kalmaktan kurtarılması için alâ- kadarların nazar: dikkati cefbedil- miştir. 15- — ——— Açık iş ve memuriyetler Devlet Demirvolları umum mü- dürlüğü fransızta bilir, çabuk y zar, erkek bir daktilo aramakta- dır. İmtihan ayın 28 indedir, Mü- rataat müddeti avın 26 1ncı ak - c———ML— ——E—————E LAvrupa Harbinin içinden | —a » Küçük Führerler Hitlerin küçük memleketlere saldırdığı zaman, orada tanınma- iniş bir adamın isminin işitildiği malümdur. Norveçte de böyle ol- muştu. Almanya, senelerdenberi €ski zabitlerden Kisling isminde birisini Norveçin führeri olarak tayin etmişti, Kisling 1933 de bir sağ cenah partisi teşkil etmişti. 1933 intihabatında bu parti 1.271,000 rey üzerinden 28,000 rey kazandı, bu suretle de Nörveç mec- lizine iki meb'us soktu. Bu muvaf- fakiyet çok sürmedi. Kislingin Al- manlarla rmünasebatı efkârı umu- miyeyi kızdırdı ve parti dağıtıldı. Sonra Himlerin adamlarından E- berhart iş başına geçti ve muvaf. fak oldu. Mareşal Fon Brauhiş Şimdiki Aknman ordusu Ma - seşali Fon Brauhiçin veçen harpten| sonra General Fon Sekt, erkânı - harbivesine almıştı. Mesltur Nazi Rayihşverini vücüde getirenlerden birisi odur. Ondan sonra ordunun. tensik ve ıslahı subesinde calış - amaştır. 1933 de Hitler iktidar mev- kilne gelince General Bravhiçcin Krymetini anlamıs ve kendisinden| volu ile gindi. Son Telgraf'ın edebi romanı : 10 Seymeme ae a AY Y remma ea a aa IGÖZYAŞLARII ETEM İZZET BENİCE Muhakkak ki, bu bir cinnet ve., ben deliyim!. Evli bir adam, kendisine: — Baba... * Denen bir adam böyle sevemez, hüviyetini bu derece kaybede - imez. Nihayet evli bir adam çap - kındır. Arada bir, güzel bir kadı- min tatlı bakışından zevk duyar. Arada bir tarih sahifesi gibi Çev- rilip unutulacak bir kadının koy- nunda şehvet kaçakçılığı yapabi. lir. Fakat, bütün bunlar bir an ve bir zaman içine sığabilen şeylerdir. Bir kahvehanede çay içmek, bir lokantada yemek yemek, bir oto- #nobil gezintisi yapmak birer hatı- ra değildir. Bu suçların da hatı- Tası, affedilmez günahı yoktur. Fakat, benimki günahların güna- hi, suçların süçü, Çocuğum sanki baldan, şeker - den, kaymaktan yapılmış gibi bir- şey. O kadar tatlı. O kadar candan görenin gözü üstünde, kalıyor ve.. kucaktan kucağa dolaşıyor. Ken. disini bu kadar sevdirebilen - bir | şocuğa, benim çocuğuma hiyanet sümek, onu doğuran ve büyüten ve ruhtan kopma bir.çocuk, Her | Filistin Filistin, İncikle ismi Pecen şe- hirlerden biridir. Mesans: sathi « yesi 26,000 kilemetre mur&bbatdır. Umumi haroten sonra - Filistinde | bir Yahudi bükümeti kurulması taraftarları coktu. Filistinde 876,000 müs'üman (A- halinin yüzde 61,2 si), 236,000 Ya- hudi (abalinin yüzde 296 sı), 110 bin katolik ve 12,000 Dürzü vardır.| Yahudilerin en büyük Cuşmanı A-| ranlardır ve ekserivet on'ardadır. Filistin, Suriye, Maverayı Endün| ve Mısırla bemhudutt 1:. Başlıca şehirleri: TehAviv çahalisi 140 bin), Kudüs (125,000), Hayfa (99 bin), Yafa (71,000). Bu şehirlerin birincisi çok zengin bir ziraat mer- kezidir. Filistinde cox miktarda kavun, ze“tin'ağı. sarap. deri ve kösele cıkar. Kudüs, Fili-tinin ida- ri ve dini merkezidir. Fayfxya ge- Tince; Musul petrolları, borular va- sıtasile Lurava getirildiği için çok | Brauhi- meşshur Slifen plânının Mmürevviçlerinden idi. Pu defaki taarruzda da ayni plânı tatbik etti. Yani Fransaya Holanda ve Belçika yok ederek sevmek ne feci şey değil mi?, Karım da güzel bir kadın. Cana h bir kadın. Es- | tam bir anna, | Sevgisini şefkatile besliyen, itaatli | bir zevce, Göze çarpan; beni, mu- | hitini, karşısındakini sıkan, inci- miyerek evlendiğim, istemiyerek | yaşadığım bir kadın da değil. Dü- şündüm öyle aldım, beğendim öyle evlendim. İstedim ondan sonra kendime karı yaptım. Birçok şey. ler söylüyorlar: — İnsan hissi ile değil aklı ile evlenmelidir. — En mes'ut çiftler en iradeli olanlardır. — İzdivaç bir insanin ya ken - disini tamamen mahvı di yar hut da sonuna kadar mes'ut bıra- kacağı bir karardır, bu kararı ve- | zebilmek marifeti Daha neler neler. Hepsi sahife- ler tutar, belki de ciltler tutar. Ben kendimi muhakemesi içinde bul- dağum iki üç esas aldım. Fakat, | kadının üzerine bir başkasını sev- mek, delirerek sevmek, her şeysini İüz.e F TP bunlar da boş. Galiba, en doğru | büküm: İ İ dan ni eee ll a eee GÜSi a a a eeei hd G Ci İK samına kadardır. Bu memuriyetin tokaütlük hakkı da vardır. Ankadara radyo umum müdür- lüğü san'at mektenleri — elektrik kısmı mezunlarından veya bü de- | zecede tahsil Pörmüs olan elek - trik, radyo işlerine vâkıf maki nistler arasından makinist namzet- leri alacaktır. 'Talibler 1 : Sustosa kadar mez- kür umum müdürlüğe müracaat edilmesi lâzımdır. Karabük demir ve çelik fabrika- ları 20 mamurla 8 makine ressa- mi alacaktır. — Talipler daire ve mücssesatta asvari 2 yıl olan ve 40 sasını tecavüz etmiyen asgari orta mektco mezunları ara- sından alınacaktır. Memurlara 85- 140, ressamlara 140 - 210 lira ücret verilecektir. Tulinler Sümer bank şubelerine 12 ağustosa kadar mü- racaat ödeceklerdir. Hahetotlundaki toocu okuluna 60 - 80 lira ücretle 1 elektrikçi a- Tanmaktadır. İstanbul elektrik, tramvav ve tünel isletmesi Şisli alelyesine bir ferezeci alınacaktır. Talipler ayın 28 inci günü tü - nelde Metro hanında zat işleri mü- dürâüğüne müracaat edebilecek- lerdir. Balıkesirde Eti bank garp linit- leri isletmesi umum müdürlüğü 3 goför ile tesviyeci, tornacı ve kaz- macılar aramaktâdır. Mezkür sir- ketin İstanbul subesine müracaat oulnmalıdır. — Evdeki pazarlık çartıya uy. maz!. Dedikleri. Ben de düşündüm, ben de muhakeme ettim, ben de mes- ut olmak istedim, ben de iradem- le vola çıktım! Haniya şimdi bü- tün bunlar Karımı sevmiyor değilim. Sevi- yorum. Yine de seveceğim, Hiçbir gece dışarda kalmadım. Kaçarnak volları aramadım. Fakat, evimin esiöinden içeriye adımımı atarken bile gözlerim Naranı arıyor, karı- mı öperken gözlerim onu görüyor, çocuğumu severken onun saçlarını okşadığımı, onun yanaklarında ya- naklarımı asıttığimi — sanyörüm,. Cürmümü — biliyorum. Adiliğimi |. hissediyorum, hiyanetimi aklma getirebiliyorum. Ve.. asıl karımı asıl hüviyetile tokrar öpmeğe dö. nüyorum, dudaklarımı dudakları- na yaklaştırıyorum. O zaman sanki bir el omuzum- dan yakalıyor, beni geri çekiyor, haşin bir sesle yor: — Bırak. Aldatma bu melek ka- dını. Riyakârlığından utan, — Bu masken ve kalbindeki bir başka sevginle yalnız seni seven, yalnız Çocuğünü seven anneye © kirli dudaklarını uzatma.. Bu ses kulağıma gelir gelmez kendimden utanıyorum, Iğreniyo- rum, çekiniyorum, karınır öpemi- vorum, “açuğumu sevemiyorum. Şaskına döndüm, sefilliğimi bilen fakat kendisini kurtaramıyan bir adam oldum. Dalgınlığım, kayıt - sızlığım karımı da şüphelendirme. âp başladı. İkidebir soruyor. — Ne var?. — Ne oluyorsun? AU NC Orta tedrisat mülesseselerinde, | haziran devresi imtihanlarında a. mevzuu bahsoluyor. Bilirsiniz ki, ben, doğru lâf et- meyi severim. Tevile, tefsire ha - cet yoktur ki, bu yıl alınan randı- man, hakikaten zayıftır. Bir neti- cenin bir takım illetleri olmak lâ- zım. Böyle hir İmtihan neticesinin de, bir sürü âmili var. Bu âmilleri ehemmiyet sırasına göre sayacak vüziyetle değilim, Daha doğrusu, bu isi yaparım, bu işi yakından bilirim, çoktan teşhisini koymu - sumdur amma, mazur gürün, şim- di beni söyletmeyin.. Size, yalnız bir tek mühim â - milden bahsedeyim: Yine tekrar ediyorum, tevile, tefsire saymağa lüzüm yok!. Muvaflak olamıyaı çocukların ekserisi havai delikan- | hlardır. Bunlar, bütün bir yıl, ki- tap yüzü açmadan gerip tozuyor- lar. Sonra da, imtihan'arda mut . daka müvaffak kılınmaları gibi, garip bir hak iddia ediyorlar, Bu kabil çocuklar neden çalış - miyor?, Bu da ayrı bir dava. Ve yine bunun da bir sürü sebebi var, Yeni delikanlılardan bazıları - sağ olsunlar - tuhaf bir iddia sa- hibidir; şöyle diyorlar: — Ben, zekiyim.. Nasıl olsa ya- parım.. Kitabı bir kere karıştırsam, | yahut, bir kere dinlesem kâfi... Dünyanın hiçbir yerinde, müs. bet ilmi kıymetlerden uzak, — bu kadar basit bir iddin yoktur. Ev- velâ, «zekiyim» diye bir iddia yan- | lıştır. Öğrenen, çalışan, okuyan in- sanın zeki veya budala olduğu doğ- rudur. Öğrenmeden, okumadan, zekâ sahibi olduğunu söyliyen in- san, lerine sahi olduğunu söyli. Çocuklara; | — Ben zekiyim, cümlesini unut- turalım. — Ben çalışkanım, belletelim. tümlesini REŞAT FEYZİ Rakı sarfiyatı azalıyor! İçki fiatlarına yapılan — vergi zammından sonra râakı sarfiy: nın mütemadiyen azalmakta ol . duğu görülmektedir. Buna muka- bil bira istihlâkâtı ise artmaktadır. En ziyade sarfiyatı azalan rakı- lar 43 dereceliklerdir. EUÇÜK HABERLğı__a] * Tozkoparan caddesinden Te- pebaşı caddesine doğrudan doğ — Tuya çıkılması için Perapalas ci « varında bir merdivenli yokus ya- pılmasına başlanılmıştır. * Deri ve kösele fiatlarında mahsüs bir tenezzül başlamıştır. bilhassa sığır derisi fiatları düş - mektedir. ** Vali muavini B, Halük Nihat! Pepeyinin münhal valiliklerden birine tayini mevzuubahslir. vk birçok doğum vak'alarının kayıt harici kakdığı görülerek tek- mil doğumların tescil ettirilmesi alâkadarlara bildirilmiştir. * Münakale Vekili Ali Cetinka-| ya dün akşam Yeşilköye #iderek yeni yapılmakta olan tayyare piğ. tini tetkik etmişir, Yesilköyde bü- yük bir ayyare istasyonu vapıl « Mması da kararlaştırılmıştır. — Niye böyle düşünüyorsun?, Hattâ, baran daha ileriye gidi- yor, — Niçin ben! zevkle, ateşle, her İvakitki gibl lezzet ve istekle öp- |miyorsun?. Diyor, Cevap bulamıyorum, k yorgunum!, Bugün dehşetli iş vardı!. Nazırın bir sözüne gücendim!. Filân.. diye sudan cevaplar ve- riyorum!. Bendeki bu delilik, ka. rumdaki bu sabırlılık ne zaman ka- dar sürecek bilmem. Fakat, ya o Narandaki sihirli kuvvet nedir ki beni birdenbire bu hale getirip sokabi!di?. Muhakkak ki, artık ona tama - mile bağluym. Ne yapsam, ne dü- şünsem nafile. Şehvet kuş gibidir.. Konar kacar. Onun içindir ki, çap- kın bir erkek yalnız bakar, konu- İçur, keyif duyar, eğleneceği kadar eğlenir ve kaçar. Halbuki, ben onu kıskanıyorum. Kıskançlık iradenin yıkılışı, aşkın hâkim oluşudur. ve.. Rönül bağlarının kuyvet ayarı bu- dur. Hem de, ben onu ne müthiş kıskandım!. Dün Nezihe hanımelendinin ça. İyına davetli imiş. Bana: | — Beraber gider miyiz?, Dedi. Sanki, — Gitmem., mi diyecektim?, Ve. ilk gördüğüm çaz mişti. Tanışıklığı | uzı sözleştirdi - ğimiz suvarede hastaydı. Bu çayı hiç haber vermemiştim. Artık ya- |lan da söylüyorum. Ve. buna öy- * e alıştım khk “Devamıı var) * yok. Fakat we büyük bir anoksan — , ——— hnan randıman yine şu günlerde , tün denizlerin sonsuz iyot | Za Esnaf hastanesi Müracaat sayısı müte- madiyen artmasına rağ- men tevsi işi hâlâ ikmal olunamadı Muhtaç esnafa esaslı yacdımı ya- pamiyan esnaf cemiyetleri müş - terek bürosunun simdive kadar Rösterdiği faaliyetin hemen bas » hıcasını, bir esnaf hastanesi kurul- Tası teskil etmektedir ve bu has- tanenin tesisi de hayirli olmuştur. Fakat hastanenin veni tasındığı eski Alemdar sıhhat yurdu bina - sında tibbi âlât ve malzeme azlığı gözülmektedir. Gerek bu malzemenin temini ve| gerek yeni bir bina insası veya ya- tak savısının arttırılması için es- naftan toplanmasına müsaade e- dilen 50 bin ik iane de henüz ikmal edilamemistir. Bu sebeple iane toplamasına dair müddet 2 ay'daha uetilmiştir. BİR AYDA YAPILAN MÜRACAATLAR Diğer taraftan hastaneye yapı - lan müracaatlar da mütemadiyen artmaktadır. Hastane sertabibi ve kadın hastalıkları — mütehassısı Hikmetin mesaisile yatak adedi 28 den 43 e çıkarılmıştır, İstatistikle- re nazaran son 1 ay içinde 1200 a- yak muayenesi yanılmıştır. Ev - velki ay ise 800 ayak muayenesi | yapılmıştı. Yine son bir ayda 28 kadın, 52 erkek olmak üzere 80 hasta yatı. rılm:$, 6 fakir esnaf ailesinin do- Zumu yapılmış, 95 röntgen, 130 lâ- boratuar muayenesi, 17 müstacel polis vak'ası ve 35 muhtelif ameli- ar. Hazin olur ! Bilmem hangi kaymakamlık mıntakalarında, belediyenin yeni tesbit ettiği eğlence yeri tarifeleri tatbik edilmiyormuş. Evvelce ikin- ci sınıfa ayrılan müessese, birinci sınıf parası almıya kalkışıyor, bir diğer meyhane mezesiz içki veri- yor, ve saire... Belediyenin kararlarını, kay - makamlıklar tatbik edecek. Kay - makamlıkların elinde bir çok me. mur ve âmir var, Bu teşkilâtla konrolları daha sıkı yapmalı. Aksi halde, belediyenin, kararmı tat - bik ettiremiyen bir müessese ha- Tine düşmesi hazin olmaz mı?. BÜRHAN CEVAT | | l POLİS MAHKEMELER Beyaz zehir satıcılarile bir boğuşma Beyaz zehir satıcılarından 7 ki> #ilik bir şebeke dün yakalanımıştır. Sabıkalı ervincilerden Hüsamet-| tin Fatihde Gelenbevi orta okulu givarındaki evini bir ercin tekkesi haline koymuştur. Dün sabah me- | Murlar mektebe girerek burasını gözetlemede başlamışlar ve posta müvezzil kıyafetine soktukları bir arkadaşlarını da güya mektup ve- recekmiş gibi eve göndenmislerdir. Bu mamur kapı çılınca; açanı biraz lâkırdıya tutmak istemis; di- #er memurlar da bundan istifade ederek içeriye gürmeğe koyulmuş- Tardır. Fakat kanının önündeki sahıs: »— Mesken taarruzdan masun- dur, Memur da olsanız arama iz- niniz olmadan içeriye giremez - Siniz'e Bu sırda vukarıdakiler asağıya inmis ve iş mücadeleye intikal et- miştir. Yarım saat süren bu bo- Busma esnasında her iki taraftan da bir çoğunun elleri ve yüzleri yara bere icinde kalmıştır. Neticede yedi kişi emnivet mü- dürlüğüne götürülmüslerdir. Bun- ların arasında Mecdi isminde bir Renc de bulunmaktadır. Mecdi hasta olan - Hüsamettini tedavi maksadile eve geldiğini söy-| lJemektedir. Evde yapılan aramada 22 paket ervin ele geçirilmiştir. Cadde üstünde bıçaklanan adam ! Kasımpaşada Arabacılar soka - Banda 34 numaralırevde oturan Ni- hat Löz Hüseyin adında birisi ta- rafından bıçakla ağır sürette ya- ralanmıştır. Hâdisenin sebebi ibir kadın me- selesktir. Makbule isminde bir ka- dın: seven Lâz Hüseyin; sevgili - sinin Nihatla alâkadar — olmasına kızmış ve Kasımpasa caddesinde karsılastığı rakibi ile kavgaya tu- tuşarak yaralamıstır. Nihat has - taneye kaldırılmış. Lâz Hüseyin yakalanmıştır. Deniz harp okulundaki merasım Hevybeliada deniz harp okulut- da 1940 der$ vılı mezunlarının su- bay olma töreni öbür gün saat 15,50 da yapılacaktır. Merasimde diplomaların tev - ziinden sonra yeni mezunlar Hami- | diyeye uğurlanacaklardır. AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ | Deniz kuvveti ve Almanya Dünyanın birinci derecede de - miz kuvvetini ellerinde bulundur- makla bu seferki harbi de türlü müşkülâtma rağmen muvuffaki. yetle neticelendireceklerine dair İmgilizlerin besledikleri emniyet sarsılmamıştır. Harbin kat'i neti- cesi alınmadıkça bundan vargece- Taşılmıştır. Almanya Avrups asında lüm şekilde muvaffak oldu. Fal biçbir xaman deniz kuvvetinin noksanı onun için umu- tulur gibi değildir. Denizde kuv- vetli olamamak Kayzer Bya. sını bir zamanlar çok üzmüştü. Ni- hayet Kayzerin mükemmel — bir donanması oldu. Lâkin bugünkü Alınanyanın elinde böyle bir doe- manma yoktur. O halde en birinci emel deniz kuvvetine de malik olmaktır, Meş- hur Bismarkın yetiştirdiği bir dev- let adamı olan Prens Büloy 1897 den 1909 senesine kadar impara- torluğun Başvekili olduktan sonra gözden düşmüş, İtalyaya gidip yer- Teşmişti. Geçen harbin ükıbetini gördü ve bugünkü Almanyayı ise görmeden öldü. Bu mühim devlet adamı Al . manyanın birinci derecede devlet- ler sırasında olduğu için yalnız Avrupada değil, bütün dünyada birinci derecede rol oynıyacağı kanaatinde idi. Fakat böyle dün- yaya şamil bir siyaset takip ede- bilmek için elde pek mühim bir vasıta bulunmak lâüzımdı. Bu da kuavvetli bir donanmaı Kayzerlik Almanyası har - bine girmeden evvel şu parlak vaziyette idi: Senede 20 milyar altın marklık bir alışveriş. Dünyanın ikinci de. derecede ticaret yapan bir mem- leketi. Nüfusu her sene gittikçe artıyor. Yalnız mevaddi iptidai - yesini hariçten almağa muhtaç. Fakat fabrikalarının haddi hesabı yok. Hariçten getirtliği bu me- yadı derhal işliyerek yine uzak - lara yolluyor. Mal satıyor, — para kazanıyor, Bunlara hiç diyecek ki deniz kuvveti kâfi değil. Rakip milletlere karşı deniz ticaret yol- larını korumak için kuvvetli bir donanması olmak lâzum. Eğer bir an evvel bu noksan ikmal edil - mezse Almanyanın istikbali ka - ranlıktır. Almanyada çalışan mil- yonlarca işçi ile binlerce fabrika hep harice mal satmak sayesinde yaşamaktadır. Bunun için hep de- niz yollarının emniyoti, hulâsa Al- man ticaret donanmasını koruya- tak harp donanması clzem. Prens buna tamamile kanaat ge- tirmişti. Yalnız şunu düşünüyor- dü; Denizlerde İngiltere ile boy öl. çüşebilecek bir donunma vücude getirinciye kadar son derece ihti- yatlı hareket etmeli, İngiltereyi kuşkulandırmamalı.. Almanyanın bu sınıf b=<i İ:nudıll devlet adamları şöyle düşünmüşler: Avrupada bir harbe girmek Al- manya için çok faydalı olabilir; fakat İngiltere bu harbe karışır da Almanyanın aleyhine vaziyet a- | hrsa o zaman iş aksine olur. O zaman daha yeni vücude getiril- mekte olan Alman donanması böy- le bir harpte tahrip edilirse artık Almanya için dünyada birinci de- recede rol oynamak imkânı da el. den gitmiş olacaktır. Dahası var: Avrupa kıt'asında | elde edilecek muvaffakiyetler, de- nizdeki hezimeti telâfi edemiye - çektir. Avrupa kıt'asında Alman- ya büyüdükçe kendi aleyhine müt- tefikler belirecek, denizlere hâkim olan İngiltere bu müttefiklere mü- zaheret edecek, bunlar neticede deniz kuvvetine tamamile malik olabil- mektedir. Bunun için de sabır lâ. zam. Başvekil o zaman bunu tavsiye ediyordu. Fakat Kayzerin sabrı tükeniyordu. Nihayet Almanya ile İngiltere harbe tutuşmuş oldular. Vekayi yirmi beş sene sonra yine birbirine benziyor. Alman Pren- sinin ileriyi görerek söyledikleri bugün de unutulur gibi değildir. . âLİ KEMAL SUNMAN ' Fırtanadan evvelki sükünet devresi Avrupa harbi karşısında Amee rikanın almakta olduğu ve ileride lması tauhtemel kında bir çok Muhtelif Amerikalı müyahitleri bilhassa Lord Halifaksım mutkun. Ja İngülterenin gösterdiği meta « wet ve azmi bahis mevzuu etmeğe devam ediyorlar, Geçenlerde Ko« lombiya radyo şirketi için Londra radyosunda neşriyatta bulunan Edvar Mur göyle söylemiş « | ti: <Halka, bir uzlaşma — veya sulhtan bahsetmek hemen hemen imkânsızdır. İngilizler geçen uz - Taşmalardan iyi bir ders almışlar- dır, Heyecansız ve ekseriya sessiz bir şekilde idrax etmektedirler ki, şimdi bir uzlaşmada bulundukları takdirde, istikbal onlardan inti - kamnı alacaktır.> Amerikalı müşahitler şöyle mük talealar yürütüyorlar: .Muhasara edilen bu adaların karşılaşacakları çetin imtihanın mahiyetinden bihaber olmalarına imkân yoktur. Dünkerkten dön — müş olan İngilizler, Almanlarla tekrar karşılaşmak için çalışmak- tadır. Con Bul an'anevi sebat ve inadını şayanı di sekilde yeniden göstermektedir. Fırtına- dan evvelki bu sükümet devresi, Hitlerin, İngilterenin m: kırmak için çok zamana ihtiyaç olduğunu idrak etmesinden ileri gelebilir. Çünkü şimdi İngilizler bir harpten ziyade, sulhtan kork- muğa başlamışlardır. İşci sınıfı harbetmek hususun- daki azmini ve tesanüdünü birçok tezahürlerle isbat etmiştir. İşçi sı- nıfı Hitler hakkında hiçbir zehaba kapılınış değildir. Naziler tarafın. | dan ilk imha edilecek olanların kendileri olduklarını bilmekte « dirler. Çünkü onlar İngiltereni sivasi ve iktısadi sistemi sayesin- de elde etmiş .oldukları hürriyet ve imtiyazların tehlikede olduğu- nu görüyorlar. Memileketin diğer bütün sınıf - ları da harbe devam kararının lehindedir ve İngiliz hükümeti de bu kuvvetlere istinaden, gelebi- lecek tehlikeyi önlemek için var- kuvvetile çalışmakta ve bütün kay naklarını bu uğura hasretmiş bu- lunmaktadır.» Amerikalı müşahitlerin bu yol- İ İngiltereye karşı izhar eder ve yeni birşey — değildir, Hattâ Cumhur Reisi Ruz- 'velt dahi, son söylediği nutukla- — rında, Amerikanın demokrasilere karşı elan muhabbetini acıkça söylemişti. Şimdi Amerikada İngiltere için binlerce tayyare ve motör yapılı- —— Ve srarda pi Faedin e eceli gü ü çalışıl- tadır. başlamıştır. | Çünkü onlar da milyarlarca yeni ve akıtmağa bi | Tamışlardır. Hulâsa dünya llk:l: dü küçüleli Avrupadaki harp kı- vılemmı artık Amerikayı da kendi keyfinde ve her türlü kayıtlardan — | âzade bırakmıyacaktır. bi |— Çeşme başlarındaki klübeler Belediye reisliği Hamidiye suyu çeşmeleri başında bulunarak fıçı ve tenekeleri mühürliyen belediye | memurları için yeni kulübeler yap — tıracaktır. Bu meyanda — Beşikta — | Abbasağa parkındaki su memur Tağu için de bir kulübe inşasına önümüzdeki hafta başlanılacaktır. — — | MANE « Ca Müşterek sipariş atölyesi Ankrada İsmet nsa kız enstitü- | sünde olduğu gibi şehrimizdeki ka | san'at maktenlerinde müşterek ve büyük bir sipariş atölvesi açıla - caktır. Bu atölye madencilik, ciçeli, sanka, tezyini isletme kısımlarını htiva edecek ve kadın, erkek, ç0 cuk elbiseleri üzerine — muhtelil ucuz siparişler kabul olunacaktır. Kız san'at mektebi ve enstitüle baren bu atölyelerde birer ay stsi —— Dirheııı—_;;inı taş kullananlar! Bazı osnafın ve ekseriyetle sey” Bazı esnafın ve ekseriyetle seyyâf (esnafın kullandıkları terazilerin ı: ri hassas okluğu, bazan dirhem YE — rine taş bile kullanıldığı halkındi belediye reisliğinden kavmafkafn * lıklara bir tezkere — gönderilerek tekmil terazilerin sıkı bir leri talebeleri 2 inci sınıftan itir —| i 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: