24 Eylül 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

24 Eylül 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AA TECRÜBE Bir gazetenin meraklı şeyler sü- tununda okudum: Efendim, bir- kac Avruj Tübe ye tetkiklere göre, bazı hay- vanlar, beyinleri çıkarıldığı hab de ölmüyor ve yaşıyabiliyormuş!. Demek ki, beyin, hayat üzerinde, meselâ kalb gibi, o kadar tesirli bir uzuv değik. Bu tecrübe ve neticeye inanıniz. Çünkü, cok defa, beyinsiz bir ta- kım insanların dahi yaşıyabildiğini görmüyor musunuz? KERVANSARAY OLUR MU7. Belediye, İstanbulda ucuz otel- ldr yaplıracak, daima pahali, lüks elmaz ya.. Fakir fıkara için ucuz bir takım barınacak yerler de lâ- zım. Fakat, bir zazete — «belediye kervansaraylar yaptıracak, diye Yazmış. Evvelâ, havadis yanlıs. Binaen- aleyh, doğruyu söylemek lâzamsa, | NEREDEN bu iste gazete haksızdır. Sonra, bu | “GELİYOR?. havadis, © gazetede, o yazıyı ya- zan muhbirin ve o gazetenin yazı işleri müdürünün kervansarayın ne demek olduğunu bilmedikleri- Başkalarını tenkit etmek İiçin, Vje uğrıyacak ipucu verme - HANGİSİ DOĞRU' Bizim arkadaşlardan Reşat Fey- zi, belediye iktısat müdürü olan zatla dargındır. Fakat, henüz bir kere olsun yüz yüze gelip konuş- mamışlardır. Giyabi bir dargın - lek. Sobebi şu: Aylarca evvel, Re- bel 250 türlü dil.. Yazan: ALİ KEMAL SUNMAN İngilizleri dünya yüzünde ka - zanmış oldukları mevkiden indir- mek için şimdiye kadar mubtelif devirlerde türlü (asavvurlar bes- lemiş, türlü teşebbüslere geçmiş elanlar tanı hiç uautma - mışlardır. İngilizleri Hine istandan çıkarmak onlar için ne büyük bir darbe olacağı hesap edilmiş, İn- gilizlere meydan okumağa kalkı - şanlar daima İngiltereyi Hint yol- larında vurmayı düşünmüşlerdir. İngilizlerin Hindistanda bit takım müşkülâtla karşılaştıkları E “harbin dost- ları tecavüze uğrıyan Lehistana fardım irin harekele geçmiş olan İngiltereyi takdir etmişlerdir. Bun- dan anlaşılıyordu ki küçük mil - letlerin hukukunü korumak su - retile devamlı bir sulha varmak davasile harbe giren İngilterenin gayelerine Hindistan da iştirak etmiş bulunuyordu. Fâkat Hindis- tanın mevcudiyetini tanıtmak, 0- nu kendini idare eder bir vaziyet kabul etmek davası vardır. Hin- dixtandaki büyük ihtlâf da bura- dan çıkıyor. Bu davada - bütün Hintliler müttefik de gerginlik yalınz İngilizlerle midir?. O da değii, Hindi: yrilık çek eskiden sürüklenip geliyor: Türlü diller var. Konuşulmn lehçeleri tetkik eden Avrupalıların dediği- ne göre bunlar 250 den aşağı de- Başlıca birinin sülikleri milyonlara var- maktadır. Her büyük dinin birçok mezheplere ayrıldığı görülmekte- dir, Sonra, belki de en mühim e- Tan ayrılık irkların çeşit çeşit o- Tusumdan geliyor. Bugün, siyaset sahasındaki ih- | —— Son Telgraf'ın edebi romanı: 67T ——— —— | GÖZYAŞLARI 'ETEM İZZET BENİCE Kövün imamı eve bir aksam ko-) esman bir binlik getirmis. Karısına: — Hanım bunu iyi sakla, Demiş. Kadın sormuş: 4 — Bu ne?. . İmam cevap venmi fa Suyu. Bas ağrısına, sıt- Mava, yele iyi geliri Hensi de bende var. » Vo. aksamları birer ikişer ka- deh bu sudan icmeğe — başlamış. Arâadan evey zaman gecmiş. Ka- din ekmek yapacakmış. Un çuva- Tını. getirmis. Teknesini hazırla- muş. Suyunu oymus. Fakat, deh- getli bir sancıya tutulmus. Tuğla koymuş, şunu yapmış bunu yap- Mniş olmamıs. Kocasının binliği aklına gelmis, | Halbuki, VAPURLARDA MEMURLAR | cuz pastırma yiyelim. Fakat, ne- tekzip etmiştir. hâdisenin veki olduğu- | nu, Reşat Feyzi, müteakip birkaç | yazısile, delillerile ortaya koydu Geçenlerde, kömür fiatlarının v hayır, daha b: 'm-.k ürmdi arkadaşımız rörü- yor: Acaba, hangisi oğru? Etendim iskele.serde vapur gişe- Ti çok geç acılıyormuş. Arkada- ımız Felek, bu halden şikâyet Gişelerin acılması, vapurların h: reket saatinden muayyen bir müd- det evvel vaki olur. Eğer, bu mu- ayyen saati geciktiren memurlar varsa, tabil mes'ul olmaları icap eder. Fakat, biraz da, İstanbul lima- nında işfiyen bütün vapurların bütün memur ve müstahdemlerini düşünmeli: Yavaşça, kulağını- za sövlüyorum: Bunların çoğu, günde 14 - 15 saat calıstırılıyor. Bu sene, şeytan kulağına kur- şun, sonbahar iyi gidiyor. — Tam pastırma vazı yaşıyoruz. Temrenni edelim de, bu kış bal bol, ucuz u- dense, İstanbulda, iyi pastırman'a kilosunu yine 160 kuruştan aşağı vermiyorlar. Ben, bunu tahkik ettü diyundan bir za! şöyle Harp dolaysile pastırma ıelmıv yor. Malümduür ki, pastırma, Tür- kiyeye, tâ Kanadadan gelir. Ka- nada ile Avrupa arasında koca Atlas Okyanusunu geçecek, sön- ra Cebelüttarıkı geçecek, Akdeni- zi katedecek, sonra limana gele- cek?, Kolay mı?. HMET RAUF İktısa- yük kuvvet temsil e- | diyor: — Reiş Gandinin ilham ve isaretile hareket eden kongre ta- rafı: 2 Buna aykırı olan zengin | yerli hükümdarlar, mihraceler ta- | rafı; 3— Her iki taraftan hiçbiri- | nin Üstün bir mevki alarak tahak- | küm etmesine tahammül edemi- yen müslümanlar taralı. Birinciler Hindistanın başlı ba- sına idaresini istiyor. İkinciler İn- giltereye sedakalten ayrılmıya - gaklarını her vesile ile söylüyor. Üçüncüler 80 milyonluk müslü- man kütlesinin ekalliyette olma- © sına rağmen Hindistanda el ve itibar sahibi olduğunu bilerek | ekseriyet tarafından haklarıma ri- | ayet edileceğinden emin olmayı ivor. Hindistanın bu harpte İngiltere ile faal ve milessir bir surette teş- riki mesai etmesini temin careleri aranırken bu ihtilâfları halledecek bir şekil bulmak lâzım geliyor. Sa- bır ve sebat ile buna çalışılıyor. | Yeni gelen malümat ise bu vol- | daki gayretin boşa gitmediği mer- Yeni Nafıa tayin ve terfileri Nafıa Vekâletince veni ve uzun bir tayin ve terfi listesi hazırla - olunmustur. Bu liz- | oruz: Teknik okulu daktiloluğuna 60 lira ücretle Basri Kurt, mektebi muallim mu - | Tmıer ve 33 lira maaşlı Arda tayin olunmuslardır. Haydarpasa tesellüm ve sevk memurlağu kâtibi B. Ahmet Ka- raosenanoğlunun ücreti 120 liraya, toknik okulu muallim muavini Tevfik Fikretin maaşı 40 liraya, ayni okul müdür muavini B. Akyurdun maaşı 50 liraya çıkarıl-| mıştır. — Yele tvi gelirdi.. Demis binliğin basına gecmiş bir kadeh, iki kadeh, üç kadeh iç- mis. — Atı, kekremsi amma, iyi ge- Hiyor galiba?, Demis birkac kadeh daha yu- varlamıs. Başı dönmüs. kendini kaybetmis, dalgaya düsmüş. Unu ekmek yapmak da lâzım. Yıkıla, sendeleye unu eleğe dökmüş, bas-| Tactuş tallamağa. O sırada içeriye tarafa valpalıya yalnalıya elinde elek odanın içini dört dönüyor! — Ne yapıyorsun anne?, Demiş. Ve,, ihtar etmiş: — Elediğin unlar eleğe düş - müyor. Odanın yüzü hep un ol müşi. rde kullanılması yasak edilmiştir. | ——— — —— —e —a BİZBİZE | da tetme gelmeci. yenilikler Meydan, çarşı ve iskele tanzim edilip civarda | halka arazi verilecek Vali ve belediye reisi B. Lütfi Kırdar evvelki sabah Yalovaya Rütmiştir. Mumalleyh, evvelâ kaymakam- dan kazanın muhtelif işleri hak- kında izahat almış ve bu meyan- da iskele meydanının genişletil - mesi çarşının tanzimi için icabe- | den tahsisat miktarının tesbit - lunmasını bildirmiştir. Yalovaya 35 bin lira sarfoluna- rak yeni, modern ve büyük bir tskele yabptırılacağından vapurdan çıkanların ilk karşılaştıkları mey-, danın açılıp güzergâhın genişle - tilmesi zaruri görülmüştür. Bunun) için de; meydanın — sağ köşesine tesadüf — eden otel ile önündeki bahçenin ve sol baştaki — Razino bahcesinin de istimlâk edilip yrkı-| larak meydana kalbi icabetmek - tedir. İskele inşaatile beraber bu islere de başlanılacaktır. HALKA VERİLECEK Diğer taraftan Yalovanın kala- balıklaşınası ve yeni evlerle dük- kânların — çoğaltılpp bu suretle kazanın sür'atle imarı için istiyen! halkımıza verilecek arazi ve bun- lara ait muamelelerin kolaylaştı- rılması için de Sıhhat ve Maliye Vekâletleri yeni bazı osaslar tes- ? bit etmektedirler. eee n ae l Sigara ve tütünm bulunmıyan yerler! Şehrimizin bazı semtlerinde is- tenilen her nevi sirara ve tülün- lerin bulunmadığı ve ekser tütün- cülerin de ikiz sigaralarını tane ile satmıyarak yalnız paket ile sa-| tışa çıkardıkları hakkında bazı sikâyetler yapılmıştır. Bu meyanda Kasımpaşada da «hanım tütünleri» nin bulunma - diğı için sigara tiry bayan- ların Beyoğluna jkadar cıkmağa meobur kaklıkları — bildirilmiglir. Sehrimiz inbisarlar müdürlüğü - nün bu sikâyetlerle alâkadar ol> ması beklenmektedir. K Dairelerde iş takip edenler Bazı dainelerde başkaları na - mına is takip edenlerin vekület- nameyi haiz olmadıkları görüle - rek bu hüsusta dün yeni bir emir verikmiştir. Kendisine taallük etmiyen ev- | rakı soran veyahut takip eden Ka-| yorlar. n dın, erkek her vatandasın tastikli | — Bizim köyde de, mazbut — bir vekâletaame ibraz etmeleri; ve- | mesleğin bütün kâletnamesiz müracaatlarım let - llkılı x'Llıı. Xil;ıd a TERcrl K Kik olunmamadı bu emirle tebliğ | cek eleman bulabileceksini: olunmuştur. ç REŞAT FEYZİ ——— ——— ik Bezetitibir mamileksite yei; |D Oktor reçetelerinden basılmış olan iki haritaniın mem- şikâyet! ket dâhiline sokutun mekten üüi YEa t eee Neden gelmiyorlar ? İzmir belediye reisi Behçet Uz, fuarın kapanması — münasebetile nutkunu söylerken, sanayicilerden şikâyot etti. Sanayiciler fuara iş- tirakte tereddüt geçiriyorlar. Da- | ha geniş mikyasta yardım edebi- lirler, vapmıvurlar. İstanbulda da bu hali vaktile gördük. Yerli mallar pazarına, nayiciler zorla iştirak ettirilir, ne, birçoğu gelmezdi. Bunun se- bebi nedir, acaba?, Tetkike değer bir mevzudur, CEVAT Anne kestirme bir cevap ver- miş ve eleyişine devam etmis: Aman oğlum. Başka derdin mi yok?. Bana her ver tekne!, Allah insana bir defa bu baş - dönmesini vermesin ve: Dedirtmesin. Ben de şii kısını yapıyorum. Hiçbir kayıt ve şarta bağlı değilim, Heryer bana ftekne. Nerede akşam, orada sa- İp Ömeri dün gece kızdırdık ga- liba. Kulağımdan tutunca — kapı dışarı attı ve.. yanındaki ipsizle- rin hepsine tenbih etti; — Sakın bu çamur keratasını bir daha iceriye sokmayın. Elimi pisipisine kanlatacak!, Vız geldi. — İster sokun, ister sokmayın!. Dedim, yürüdüm. Sanki İp Ö- merin kahvesinden baska pinekli- yecek ver yok?. Yürüve yürüye köprüve gelmisim. Gece yarısını aşmıştı. Kadıköy iskelesini şöyle bir kolaçarı ettim. Gözüm tutma- dı. İlerledim. Kalamış, Adalar is- kelesi. Baktım ham çoluk çocuk alayı. Onların arasına karışmak Yüz göz ol - - tarda yetişmemiş, yer almamıştır. , elanların istikbalini yanmak şöyle | reçetelerini okunamıyacak Neden giıeieci bulunamıyor ? Bay Ahmet Emin Yalmana, Dünkü kıymetli başmakalenizde şu cümleler vardı: Her memleketie muharrir ve ga- zeteci mesleklerine şiddetli talep vardır. Bizde ise bu mesleklere neticelerini sayrp döküyorsunuz. Fakat, bendenize kalırsa, muharrir | ve gazeteciliğe karsı rağbetin ax oluşunun sebebi, bizde, bu meş- galenin henüz bir mesjek haline gelmemiş bulunmasıdır. Benim anladığıma göre, bir mes- lek, dürüst calışan ve inkişaf e- nerjisi bulunan müntesipletini doe- yurur, vakti gelince, onları mü - refleh kılar, istikballerini temin eder. Halbuki, hizde böyle mi?. Makalenizde methüsena ettiği- niz sayın elçi Yakun Kadri dahil, memleket münevverlerinin mü - him bir kısmi bizim Babiâliden gelip geçmişlerdir. Fakat, sonra, | görmüşlerdir ki, Babıâli caddesi, fikir amelesi kalmak kararında dursun, halini bile temin eden bir yokuş değildir. Bunun üzerine, herkes, başının çaresine bakmıs, ber biri bir başka mesleğe girmiş- tir, Dün, Babiâli enddesinde #azete fotoğrafçılığı yaparken, bu © | Ü- niversitede profesör olan kıymetli arkadaşlarımız yok mu?. Resmi, | hususi bir cek mühim teşekküller- | de güzetecilikten —yetişmiş — bir kayli kıymetli eleman bulunmu- |* vor mu?. | Demek ki, Babıâli, bu eleman- | lara bir zaman için sahip oluyor, sonra, onların kadrini iyor ve elinden kaçırıyor. İsinden mem- nun, yerinde rahat, istikbalinden emin, senelerin geçişi ile müker mel bir refah seviyesine ereceği- ne mutmain olan bir insan, neden, bir baska mesleğe gecsin?. Demek oluyor ki, bizde, gazete- cilik ve muharrirlik, mutlak ma- nada, henüz bir meslek haline gel- miş değildir. Bugün, bu cadde üzerinde, az çok yetişmiş bir iki kıymet göre- biliyorsanız, eminolunuz ki, bu arkadasların yüzde doksan deku- zu, istirahat ve sıhhatlerinden fe- dakârlık ederek peşinde koştukla- | rı bir ikinci İşin maddi yardımile, Bahâli yokuşunu — tırmanabili - birer sekilde yazdıkları ve bazılarının a imzalarının tanınmıyacak va- | ziyette attıkları gezacılar tarafın- | dan sikâyet olunmuştur. Bunun üzerine reçetelerin ve #mzaların okunaklı — yazıl temin olunması alâkadarlara bil- dirilmistir. FHaliç sahillerindeki sivrisinekler Sehrimizde ” Sivrisinek müca - delesi arttırılacaktır. Kendilerine esaslı bir yuva teşkül 6den Haliç | bataklıklarından iki sahile yayk lan sivrisineklerin de imhası icin avrıca belediyeden tahsisat AMe—IW nilmiştir, duk amma, vine ya polis gelecek, ya bekçi soracak: Ne zıibarıyorsun burada he- ? M belki de ağır bir | alic ı:kclcımde oturup yık dazları saymak daha İyi!. Dedi kanepesinin üzerine biraz uzan- dim, Göğe, vıldızlara uzun uzun baklım: bahtımı, valdızımı aradım, | fiatlarındaki eski | sikâyet eden v yürüdüm. Gittim, iskele | Hi filozofluğa dökevim, serserili- #in febefesini yapayım., dedim. ! Fakat, soğuk ciğerlerime işledi. Kântnusani Bundan daha ötesi | yok. Denizin ayazı insanın ciğe- | Tine kadar işliyor. Beş an kadeh icmek değil, insan rakı fıçısının içine yatsa yine bu ayaza dayana- | maz. Hele ben. ) Ayağımda ayakkabı yok' Saç sakala karışmıs... Pantalon parça parça!, Tçimde bir ateşçinih paçavra di- e kaklırıp attığı yırtık pirtik yün| fanilüdan başka birşey yok?. Ceketin, hattâ bir zamanlar, ce- ket olduğunu tasdik ettirmek için yirmi tane şahit isler!. (Devamı — var) Yeni yağ fiatları Fiat mürakabe komis- 'yonu toplanarak yüksek fia'ları kabul etti Yağ fatları üzerinde — vapılan yeni tetkikler neticesinde maliyet fiatlarından başka nakliye mas - rallarının ve teneke fiatlarının da arimuş olduğu tesbit — edilmiştir. Bunun üzerine fiat mürakabe ko- misyonu dün toplanarak yağ İlat-| Tarına şu süretle narh koymustür: «Trabzon yağları toptan kilosu 110, yarı toptan 115, perakende 125 kuruş. Urfa yağları toptan 135, ya-| rı toptan 140 ve perakende 150 ku- Tüş> Esasen piyasadaki fiatlar kendi kendine bu dereceye yükselmiş ve hatta bazı semtlerde bu haddi de.5 - 10 kuruş Recmiştir. Komisyon her semt için ayni fi- atı kabul ettiğinden hiç bir bahane ile en uzak semtlerde bile vukarı- daki fiatlara zam vapılamıyacak ve bundan fazla olan fiatları in - dinmiyenler müddeiumumiliğe ve- rilerek milli korunma kanununa göre tecziye olunacaklardır. Di- Ber nevi sade,; vağların fiatları da buzünlerde tesbit ve ilân oluna- | | caktır. ZÜCCACİYE VE ZAHİRE Zeytinyağ flatlarının pahalılaş- tırılması hakkındaki talepler ko » misyonca reddolunmuştur. Zahire ! kür nisbeti de Ye 10 dan 15 e çıkarılımıştiır. Cam e züccaciye fiatları çeşit çoklu- ğundan dün de tesbit olunama - mişür, |KL ÇUK HAbbRLERI * Yunanistandan balık almak üzere limanımızı gelen 7ruzı|('! Üi oAĞ üRlaaKllsür” *e 20 teşrinleyyol tahriri nüfus nasebe'ile 3, 6, 10 ve 12 kurüş- luk olmak üzere 4 nevi yeni pasta pulu şik nlduğu hakkında mütcaddi! sikâyetler ya- pılmıştır. * Sömdiye kadar 200 bin Hra sarfolunan ve tamamlanması için daha 300 bin liraya ihtiyaç bulun- duğu anlaşılan yeni Kadıköy Hal- kevi binasının mütebaki inşaatırın tehiri münasip görülmüştür, * Hatavın Şenköy mıntakaşın- da veniden mayi asfalt bulun - mustur. * Dün piyasamıza toprak ofisi namina 67 vagon buldayla bir va- gen arpa getirilmiştir. ! * Taksim*stadyomu kapısı ya- Tunda gazinoculuk yapan Muiz is- minde birinin geceleri damdan da- ma atlamak suretile İspiro, Vasil ve N musambalarını çaldığı an - daşılıp yakalarımıslardır. *& Evlül devresinde şehrimizde- ki liselerde muvaffakiyet nisbe - tinin ancak yüzde 20 olduğu âan- lasılmıstır. Yeni âmtihan talimat- namesinden ve mümeyyiz heyet- lerinin nurnara verme tarzıl liler maarife racaat etmektedirler. & Dumluüpinar vapuru dün ak- sam İlmanımızdan — İskenderuna hareket etmiştir. Mal götürüp ge- | tirecektir. Diğer taraftan iskele- lerde biriken malların sür'atle ge- tirilmesi için Denizyolları idaresi şilep kiralıyacaktır. İ e. 170 gea Fatih bam başka bir adamdı | ankü, müttefiklerinin seda - «atlerine güvenemiyordu. Ne olur ne olmaz kaydile derhal devleti aliyye ile sulh yapmağa müsaraat eyledi, Türk imparatorluğu sıkışık vazi- yette olduğundan ve her tarafını düşmanlar sardığından - Venedik bükümeti ile sulh yapıp biraz me- | feş almak istedi. Yani, Venedik hükümetinin sulh teklifini kabul etti. Fakat, Vene- dik bükümeti sulh teklifini biraz umur görmüş bir vezir olan Her- sekli zade «'yasi bir kabiliyet güse tererek devleti ağır şartlardan kurtardı. | b adında 3 kişinin yardı- | mile Taksim kışlasının baru, de | POLİS vE MAHKEMELER Tevkifhanede bir esrar âlemi! Tevkifhanede eszar ve eroin iç- tikleri için yakalanan Muzaffer, hırsızlıktan mabiküm Nasri, Yale ya, İsmall ve Arap Seyfo ile Lâz Resit oğlu Ali ve Alrmedin mu - hakemelerine dün ağliye 5 inci ce-| zada bakılmıştır. Bunlardan Ali ve Ahmet tevkifhaneden çıkmış ve ikametgühlarını da değiştirmiş olduklarından bu davada bulun- mamıslardır. Diğer maznunlar dün mahke- mede sunları söylemişlerdir: «— Bir gece tevkifhanenin 10 suncu koğusunda yatıyorduk. Ge- cenin süküneti arasında bir ça - Yardı ile uykumuzdan — uyandık. Yataklarımızdan ” doğrulunca Lâz Alinin döşeme tahtalarından bi - Tisini koparıp içinden bir çıkın gıkardığını gördük. Lâz Ali bize dedi ki: «— Müddeiumumilik - koğuşta arama yaparken Lâz Ahmet be- | na bir çıkın vermiş ve buraya sak-| latmıştı. İçinde ne olduğunu me- | rak ettim. Açıyorum. Bakalım ne | var?.. Bunun üzerine meraktan ve gar-| diyanların baskın yapmalarından titrese titreşe çıkını açtık. İçinden esfar tomur: | reukları çıktı, Esrarla- rın bir kısnını bize vendi. Hemen oracıkla sigaralarımıza doldurup müsterek bir gece âlemi vaptık! Fakat ertesi gün bu wece âlemi tev-| kifhane müdürlüğüne aksotti, İ- | dare Lâz Ali ile Ahmedi ve diğer | | arkadaşları Yakup, Hakkı ve Ha- | lidi sıkıstirdi. İnkâr - ettiler, Biz şahit sıfatile doğruyu — söyledik. | | lâkin suçlu mevkiine düştük..> BAKİRKÖYÜNE GÖNDERİLECEK! Bundan sonra suçlulardan Nas- | ri de Tevkifhanede bir bucuk yıl kaldığım ve ercine müptelâ oldu- Bunu itiraf etmiş ve Bakınköyün- | de 6 ay tedavisi kararlaştırılmış- | tr. Yahya ile Seyfo da evvelce te-i davi olunmuslardır. Bilâhare de Rardiyan Hasitm, Yusuf ve Rıza sahit sıfatile dinlenmişler ve dar va gardiyan Mehmedin celbi için 15 teşrinievvele kalmıştır. |İki muhtekir yakalandı Bazı yerlerde ve Haliçte bazı sandak arttırdıkları görüle yanda dün bir muh! | Yemişten Eyübe 60 kuruş iste - diğinden polişe teslim olunmustur.! Beyoğlundaki apartıman kirasını 8 Hradan 10 lirava çıkaran Madem Kamıbur oğlu da mahkemeve ve- Birimizin Derdi Hepimizin Derdi eşiltulumba Cibali| fabrikası yolları Bir okuyucumuz yazıyor: Yeşiltulumbadan Cibali fab- dedir. Halbuki bu yoliardan her | jgün diğer yolculardan baska | hceğine şüphe yoktur. Belki de İstanbulun hangi yolunu tamir ledeceğini şaşıran belediyemizin al etmemesini dileriz.. Yazan: M. SAMİ KARAYEL Evrenos İsa beyzade Mehmet bey ıınrııı...n Dracın işgali, İs - der paşazade Mustafa beyin İ yamlif Ürrear a birkaç kalenin zaptı, bazı Bosna beylerinin mu - vaçfakiyetle akın icraları dahi bu sıraya tesadüf etti. Akdelunan musalâha mucibince Morada, Arnavutlukta, Bosna hu- ::ıdıııııı zaptettiği kaleler bizde ldı. Venediklilerin zaptettikleri iki adadan büyüğü Kefalonya onlarda kaldı. Kücüğü Santamavra adası bize iade olundu ((H. 908), Garibi sudur ki işbu Venedik muharebesini ortaya çıkaran se - beplerin baslangıcı Prem | başlamışlardır. (DIş PoLiTİK Dobrucanın Bul istana iadesi Yazan: AHMET ŞÜKRÜ E .. Krajova konferansında İf man Snlaşına mucibince askerleri cenubi ı).ıhrıeım etmişlerdir. Binaenale; Bulgar idaresine intikal ıl"" ,.1 luyor. Dobrucanın işgalile kan muharebelerine kadaf giden Bulgar - Rumen ihi ledilmiş ve 1912 senesindem ki stalüko kurulmuş oluyor. ruca ihtilâfinin büyük hi kan bir anlaşmazlık olduğu, (| defa tekrar edilmiştir. H kikat bu merkezde değildir. ruca meselesi, Balkan m lerinin bıraktığı mirastır. Dobruca meselesi ikinci muharebesinin doğurduğu tilâltır, Malümdür ki 1913 min yazında tanimetin ; selesi yüzünden müttefik Böl | devletleri urasında ikinci Bö'| muharebesi — çıkmıştır. BU leı nlılarla Sırplar bir Bulgurlar da diğer yaplılar. Romanya bu farsalı b çırmak İstemediğinden vd| Bulgarlara hücum etti ve bt Balkan muharebesinin yere kadar Dobrucayı terketmeğe muvafakat etti. gündenberi Dobruca meseleti g| devleti ayıran bir ihtilâf m€Vİ olmuştur. 1914 harbinin imzalanan muahedenin D hakkımdaki hükmü, ikinci muharebesinin ihdas ettiği veklin tasdikinden ibarettif- İŞ amafih, ister Balkan mi | lerinin, ister büyük harbin W0 olsun, Dobruca meselesi P Balkan devletlerini bir arayâ hiyi ir anlaşmanın şami Ü masına engel olan ihtilâflard? g rini teşkil etmiştir. Kısmeti Üa Balkan muharebelerinin, $ de 1914 harbinin mirası ker ihtilâflar da Bulgaristafi, komşusundan ayırmakta Bulgarlar Yugoslavya ile İMfğ | dıkları dalmi dostluk anlı 'V İ | bu devletten herhangi toprak ) lebinden vazgeçmişlerdi. Vi nistan üzerindeki iddiaları! vazgeçmeğe rıza gösterdil manlar da olmuştu. Binati eğer Dobruca meselesi hall olsaydı, tam ve şamil bir B anlaşınasının akti mümklün caktı. Fakat Romanya, diRer Ti şularının ve bilhassa Macari Tp da mutalibatına çığır açacak? korktuğu için Dobruca m hallini tehir etti. 'Tâ ki k başına gel Birkae ay Dohrucadan mahrum kaldıği Transilvanyanın büyük bif mudlacaristana ve Besarabyül Sovyetlere terketmeğe kaldı. Su noktayı tebarüz eıı!rll" y rinde olur ki ıı..ı...-m-nı seneler zarfındaki harektli, el rüst olmastur. Meselenin hi silâha müracaattan daima Cağını ve ancak sülh yi 1 sini elde edeceğini uıııırı' son güne kadar bu politikadâli rılmamıştır. Bulgar Krah bugün , arlak muvaffakiy! ran eden bu politikada en rolü oynadığına süphe yok! garlar için büyük sevinc n bu hâdise, şüphesiz £ milletini, daha büyük Ce krallar: etrafına toplıyacak! hakika kralım sabırlı ve politikası muvaffak olmu$ yüzden prestiği yükselmis, tesi kuvvetlenmislir. Mal risin de bu prestij ve ot yarımada: aei ısıa Ki m viye ve bütün Balkan m refahını temin uğrunda ması beklenir. si Yorgi Cernovietir. Kataf0 mına malik olan Yenedikliler radağ kıt'asına taarrız İskodra beylerbeyisi Kİft Kataro muhafızına ha rip devlelin himayesinde Karadağa ilişilmemesini miştir. | sonra Macaristan ile de müahede akdolundu. 'Diğer taraftan Ulah V€ (Romanya) kıt'aları ü myekâr vİ Beyazıdı. Veli, — KarP Siak biraz rahata varmıştı. | prlan selh muahedeleri paratorluğunun şan ve bili telif değildi. Eğer Boyazıdı. Velinin Fatih mezarından çıl ilk evvelâ oğlunu ı.ııl.'

Bu sayıdan diğer sayfalar: