30 Ekim 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

30 Ekim 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"'HADİCİ.LER'W KARSI“* KDA SONTELCP A7 —— : dK . YABANÇE : DS DİL İÇİN*. -? Bu üzne'liselerin on İki sı- | nıfında, yabazıcı dil tedrisatı. | için, muayyen bir mektep ki- tabı kabul edilmemiş! Mual- Tim, talebenin seviyesine gö- re, hususi müfredat proğramı takip ederek “ders yapacak- byln ise, bu çocuklara birer alfabe kitabı aldırmak en ha- yırlı iş olacak! HAVAGAZI HİLESİ Bir gazetenin iddiasına göre, Kadıköy havagazı şirketi hile yapmaktadır. Abonelere, ısıt- ma kuvveti olmuyan, bir nevi sahte gaz veriliyor, bu suret- le fiat iki ı...ım. çıkarılmış men, kayık ve - sandallarla yapılabilir. Bu da bir fikirdir, ) tetkik olunsun! AHMET RAUF D Tedbirde kusur —| L>dos havalarda, Kadıköy ve Üsküdar vapurlarının seferleri in- tizamımı — kaybeder, — Mocburiyet var, mesele yok.. Cumartesi ak - şamı, saat 21,30 da Köprüden Üs- küdara kalkacak vapur on dakika Reç hareket etti. Müthiş bir lodos var, Vapur küçük, Kadıköy sefer- leri yapılamıyor, O taraf volcuları da bu vapurda. Vapurun içi, tram- vay sahanlığı göbi. Gemi at ile be- rabor, Acaba bu halin mehzuru yok mu?. Böyle zamanlarda daha büyük vapur kaldırılamaz mı?, —SON TELGRAF —30 linci TEŞRİN 1518 | Yüklü müşteriler Ğşyııı olan müşterileri Almayan şoförlere 25 lira ceza verilecek ! Bazı şoförlerin; müşterilerin be- raberlerindeki — canta. bavuf ve bohça gibi eşyalarını arabalarına âlmak istamedikleri, bir kısmının da taksimetrelerin gösterdiği mik-| tardan fazla para talev — ettikleri görülmüşür. Bunun üzetine alâ- kadarlara verilen bir emirle bu kabil şoförlere 25 er ilra ceza ke- silmesi bildirilmiştir. Yeni seyrüsefer talimatnamesi nin 118 (3ci maddesi mucibince seh-, rimizde isleyen tekmil vesaiti nak-| Hiye güneş battıktan — yarım saat sonra başlıyarak güneşin doğma- sıma yarım saat cıya — kadar ışıklarını yakmağa mecburdurlar: | Halbuki bazı taksi otomobilleri şe-| förleri ve hüsusi otommobilleri ida-| re edenlerin bu meeburiyete rla-- | yet etmedikleri anlaşılmıstır. # ŞOFÖR TECZİYE OLUNDU Evvelki gece bunun için vapılan ni bir kontrolda bu kabil 8 oto - mobil şoförü tutulmusz ve ceza ke- silmistir. Bunlardan bir kasrmnın elektrik fenerleri mevcut olduğu | hakle 25 metreden ileryie ısık ver- mediği ve küçük fenerlerin de 100/ metre ötesini aydınlatmadığı gö- rülmüş ve vine ceza zaptı tanzim * olunmuştur. ZK a Gazino ve birahaneler için bir mecburiyet Mahallebici, pastahane, kahve - hane, çayhane, gazino ve biraha- | nelerdeki tekmil masaların üzer - lerinin mermer, cam, mozayik ve | vahut da cilâlı düz tahta olması | veya açık renk — örtülerle örtül - | mesi veni zabıta belediye talimat- hamesinin 179 uncu maddesi mu- Gür sesle konuşa biliyoruz Eski devrin bülün içimsi ko- içakları kim dökecek?| Belediye «çöp> ün tarifini henüz| metleri gibi, terbiye telükkisi IDrrıyıkı a kökleştirdi. Geçmiş asırların ve mn'anesi neş'eyi yasak etmişti. Ter- biyeli, dürüst ahlâkı yerinde a- dam, ağır başlı, süküti, daima dü- şünceli, kaşları çatık, H-ttâ, biraz da mağmmı neraket uğradığı istihale ile birlikte, bil - fabi değismeğe mahkümdu. Nite- kim, öyle oldu. Çekingen, sessiz, ürkek yetişti- | tilen fertlerden ...ıımnn cemie: 'yet, heveti umumivesi itibârile dü” bağırmasını; haykırmasını bilmi- ven bir kalabalıktı. O hale gelmiş- ti ki şekafasına vur, ağzından lok- mayı ah tabiri, saltanat yılların- | da, bu memleketin uyuşmuş ce- miyetinin en bariz karakter ifa- desi Böyle bir vasat ve bu baleti ru- hiye icinde yetişen feriler, ne u- mumi, ne hususi hayatta, ne dev- let kapısında, ne şurada, ne büra- da kendi şahsi haklarını istiyebile- | vek, alabilecek, müdafan edebile - cek suur ve idrakte değillerdi. Fertler, devletin sadık tebaası, su.canım bendeğânı idi. Vatandaş- lik hakları mevzuu babis değildi. Bu monarşi idaresi namına iş gö- | & sen zz devlet kapsâmne bali | dilenme”- gelen masum vafandaşı koğardı. Hakkını aremak, hakkını istemek ne büyük suç, ne büyük ayıptı. İ Bogün, haklının, faziletlinin, dürüstün sesi daima yüksekten ve kür çıkıyor. REŞAT FEYZİ Amerikaya tahsile giden cibince mecburi bulunmaktadır. Bazı verlerde riayet edilmeyip €-| ki tahta, örtüsüz sac masalar kul- lanıldığı eörüldüzünden bunların kaldırtılması ve sık sık kontrol - ler yapılması — kaymakamlıklara tebliğ olunmuştur. —o—- Dükkânlarda su bulundurma | ve kullanma mecburiyeti İçinde yenilecek ve içilecek mzd-| deler tmal olunan ve satılan, depo olunan tekmil mahallerde «şehir suyu» terkos kullanılması beledi- yece mecburi tutulmustur. Boğazicinin ve İstanbulla Ada - | lar, Bakırköy, Yeşilköy gibi <sehir suyur göcmeyen semilerdeki bu kabil mahaller icin ise temiz su- larla lurulmuş madeni ve ka- baklı depolara bağlı akar su terti- | batı bulundurukması mecburi veti î Ködükmüstür. | Bu yeni mecburiye! beledi - vece kaymakatlıklara tebliğ olun- muştur. ——— Açık iş ve memuriyetler Ankara polis — enstitüsünde 60 Tira asli maaşlı bir Kiriminalist mu- allimliği ve 200 lira ücretli fizik, | kimya asistanlığı tle 350 lira ücretli | | münhaldir. Yıldızda teknik okı lünun 25 lira asli maaşlı dahi racmurluğu açıktır. Talipler Tinisani akşamına kadar mektep müdürlüğüne müracaat edip 8 teş- rinisanide imtihan olunacaklardır.| İktısat Vekâleti sanay: tetkik he- yetine bir mens$ucat mühendisi ile! bir makine mühendisi sranmak - BÜRHAN CEVAT Son Telgraf'ın edebi roması: 103 GÖZYAŞLARI! 'Tane tane söylüyordu!. | arını toparlaya toparlaya | içleşen kafasında onları zor- | kukla derliye derliye söylüyordu. Ve. söyleyisinde bambaşka bir tarz, bir yenilik ve değişiklik var- & Cümleleri birer levha gibi idi Kulağı değil, göze söyliyen cüm - Jeler. Kısa, kesik, ikişer, üçer ke- limeden yapılmış küçük küçük tablolar. — Darülbedayi kapısı, Orada dilencilik.. Persembe aukşamıları Onun pelişi!. Bol sadaka!. «Baubap» ıpırtııım. tadır. Aylık ücret 300 er liradır. levha levha, mırıldana mırıldana sözlerini okunan hatıralarına bağ- | ladı ve.. sonra devam etti. — Gittim. «Baubapı apartımanını buldum. Verdiği numaradaydım. Karşıma bir hizmetçi kadın çıktı. — HBanımefendi evde mi?. Dedim. — Kimsiniz? Demedi. Beni tanıyor muydu bümem. Tüksinen bir sesle: — Siz Ruhi efendi misiniz?. Dedi. — Evet!. Dedim. Cevap verdi: — Biliyoram. Han:mefendi ten- bih etmişti. Sizi içeriye alacağım!. | Mükellef bir apartımandı. Ve subaylarımız ı aya tahsile gönderilmiş ek İki subavımızın salimen vasıl oldukları evvelki gün alâka- Amerik olan k anlaşılmıştır. e Ahıne toğlu Hasanın İdaresindeki | Bİ93 numaralı yük arabası dün Ka - | dirgada Ceyhan raddesinden geçerken kunduraci' Ttortun oğlu 6 yaşında Savaya çarpıp #ğır sürette yaralamış- tr. * Son günlerde — şehrimizde şarap fiatları urtmaktadır. Buna sebep bazı yarap Ömillerinin fiaflara 10 - 125 ku- Tuş zammmetmeleridir. Diğer — taraftan piyasadaki birçok şaraplarım İlüçi ve shhate muzir olduğu da beyari ölüm- maktattır. vi Fist mürakabe komlâyonları ka - | Tarlarınm tatbikatına her kazada kay- makamların dikkat etmezi eönmimi - | yetle bildirilm slir. v Eminönünde — Balıkyan hamında yorgancılık yapan — Emrullah ile ayni | handa yorgancı ÂAli ve Haçan bir iş meselesinden kavgaya tutuşmuşlardar. | lik yapan Ali ile karısı ||İKÜÇÜK HABERLER || Çöp 1000 kilo çöpte 130 ki- İloyu bulan taş ve top- | bulamamıştır. Çöpleri denize dö ken müteahhit, belediyeye tekrar müracaat etmiş, İstanbul çöpleri- nin terkibi belli olmazsa mukavo- lesi mucibince çöpleri denize dök- | mekten vaz gececeğini bildirmiş tir. Müteahhidin iddiasına göre be- lediye ile aralarında yanılan mık kavelede taş ve toprakları deni: Gökmeğe müteahhit mecbur uılul' mamaktadır. | Bi kilo cöpe vüz otuz kiloyu Bulah taş ve toprak yüzünden faz- la mavna kirası verdiğini ileri sü- ren mütenhhit, ihale bedelinin art - | turalimasım islemiştir. | / Belediye hukuk isleri müdür - lüğü taş ve toprakların da çöpten mıdııl ılabileceği volundaki ka-| | zarını bi i verememektedir. Yeni hububat depoları yaptırılıyor Toprak mahsutler efisi umıım müdürlüğü muhtelif yerlerde ve- niden müteaddit ve modern ve mu- aztam hububat depolatı İnşa et - kararlaştırmıştır. Bu cüm- ayın 15 inde şaata önümüzdeki başlamlacaktır. vE NABHKEMELER Jandarmalarla kavga eden kahveci ve karısı de kahveci- | alice ejan- gürmavı dövmek ve hakaret» su- çile dün 8 inci asliye mahkeme - | erdir. Hâğise şudu: e Mehmet isimlerinde iki | kişi evvelki gece Alinin kahvesin- | de Ahi ile kayga €tmisler ve ian - darmalara Alfvi şikâyet etmisler- | Topkanı Maltepesi: B #net ve yanlarındakt Bekci şikâ yetci İzzetle beraber Maitepeye | gitmisler, Aliyi karakola götürmek istem rdir. MÜSTACEL Mİ DEĞİL Mİ? O sırslarda uykuya vatmiş olan | Karısı Hattcenin bağızmasile yanım ve dornla kahveye inerek: ci Benim 1 lmadan kapalı| kahveye gece vakti nicin girivor- sunuz?. Burası hem ikametgâhtır..( Ailem var,» Dedikten — sonra — ifade ver - Baurilardan Hüseyin — Emralldlı kama ile ağır sarcile yaralımış ve yakalan- muuştır. | 4 Bamı künselerin boş peynir tene- | keleri ile boş çuvalları piyasadan top- meütehassıs fitik - kimya docentliği yayıp büdhare salmak süretile fisiları | misl yükselikleri anlaşılmıştır. | * Aksarayda kömürcü —Ahmet ile | Çarşıkapıda kümürcü Aziz, mangal kö- mürünü 6,5 kuruştan fazlaya sattık - darından haklarında takibala geçil « mişlir “4e Dün Beşiktaşta Şeref stadında ya>| puan futbol, maçlarında Bayoğluspor- dular Beşiktaşlıları bire karşı iki gölle yenmişlerdir. | temizledik. Sen bu pisliğinle içe- riye nasıl gireceksin? Bastığın ye- ri. oturduğun yeri söküp alnslı. Bir daha ne demizlenir. Ne üze- rine oturulur ve basılır! Aldırmadim. — Onu banmiefendiye söyle. Ne diye beni çağırdı?. Dedim, — Ne bileyim. İşte onun aklıl, Dedi, Aklıma. geldi. Söyledi — Üyle ise içeriye Rirmiyeyim. Hanımına haber ver. Ruhi geldi. de, Çak vara al geli. Bu teklif hizmetçinin boşuna im. en tenbih — Sakın içeri girme!, Biy vere el uzatma!. Dikkat et!. Kadın galiba harımina gidip ge- linciye kadar birşey — çalacağımı zannetti. Sen merak etime. Biz namus- mek üzere yarın sabah iandar - ma karakoluna geleceğini, vak - anın, gece vakti görülecek müsta- cel bir şev omladığın: beyan etmiş- tir. Fakat iandarmalar bunu din- kem! ler; zorla gölütmek iste. dir. İste bu ara külürler savrulmuş jandarmaların tddlasına göre Ali ile Hatice hakaret elmisler ve döğ- müslerdir. Dünkü celsede sahitler Ali ile karısının aleyhinde bulun- | . Fakat bunların evvelce kavda edenler olduğu anlaşılmış dava diğer sahitlerin celbine kala- rak maznunlar serbest bırakılmış- lardır. Boı kâfıttan aşağı buradan dön- ea düm: — Bu kadın kim?. Müsirli bir prenses mi?, Bir mirasyedi mi?. Düşkünlere yarçlım reisi mi?. | İsmi ne?, Çok beklemedim. Hizmetçi dön- dü. Ters yüzlü J4i Kızgın ve kır- | n — İceriye gireceksin. Hanime- Tendi öyle söyledi!. di ve. İlâve etti: isafirleri var. Onla- rıri çıkmasını bekliveceksin, | — Beklemek, içeri girmek, dışarı- | da kalmak.. Bütün bunlar benim | umurumda değildi. Ben tek şeye - yavaş yavaş merak ediyor» | bakıyore Para, Ne kadar çok verirlerse 0 kudar çok bekliyebi- lirdim. Ve.. hizmetçi: — İçeriye gireceksin.. Derdemez ben ilk adımım; eşik- ten içerive attım, Hizmetçi bir- bi düşkünüz. Dedim. Biraz bekledim. Düsünüyor ve.. kendi kendime Ve | söylenivordum: — Sokağın — Âz para getirirse almam.. da beruber getiriyorsun!, Geri vollarım., Ve emretti: den bir çığlık kopardı: Ş ihtilâfı cemiyeti | DÖNMIYEN FILO Büyük Tarihi i No. 28 | Gecenin karanlığı içinde yak- ; laşan hu gemi, Marmaradaki düş- | j | ! Keadi işeretini tekrarlıyan Al kemedor man. tah Inleylı EB l!a—l zannetmişti. Yabancı tahtelbahir U. 22 ye iyice sokalamca. vaziyeti kavrağı. Fakat kasara kapağı #çık ve sü: varisi de burada bulunduğu için çal toparlanıp dalmayı be- teremedi. T Avının işi anladığını, kaçmağa hazr bulunan 375 torpitolarııdan bi telbahire sovurdu. Birkaç saniye sonra çecenin sessizli hyan müthiş bir İn tabtelbahirini tek dan parçalamış, Marmaraya göm- müş bulunuyordu. Mütcakip gecelerde ayni işi rarlıyan iki - Alman - tahtolbal başka düşman sefinesine raslıya- madılar. Ağastasun ilk haflasında, mü - | tebaki ü düşman tahtelbahiri, ge- rek tükenen mayi mahrukatlarını | tedarik edemeyişleri, gerekse cep- | hanelerinin bitmesi yüründen ve daha mühim olarak, Heybeliadda e Maltepe sahili arasında B. T. | nin gafletle bir sandal laarruzuna | uğraması, neticede sandaldakile- rin kancalarla, tabancalarla pres- kopa vurmaları neticesinde pros- kopun çatlaması yüzünden Mar- zarayı terkettiler. Geldikleri yor lu takip ederek Çanakkale boğazı- na, or-”an da boğazı geçetek kene vdet ettiler. ir torpita ile imha et- tiği düsman fahtelbahiri, Amiral Suşon tarafından Bahriye Neza- retine zafer destanını andırır bir | raporla bildirilmiş, ağustos zar - fında da, Marmaradaki tahtelba- hirlerin Marmarayı terketmeleri, mevzlâ bir sükünet moydana ge - tirmişti. Mowmatih, Amiral Suşonun ne- znret muhitinde beceriksizliği et- rafa yayılmış bulunuyor, hiçkir mediği ileri sürülürken üs- etindeki in — Türk i ayni şekilde ithamı etmeleri tahammülü çok güç bir kevfiyet telükki olunuyordu. Yavuzun boğaza girip de Ami- ralin tabtelbahir işile meşgul olu- Su fırsatını kaçırmak - İstemiyen | Amiral Kolçak, Karadeniz boğa- zını dışardan mayalemek, böylece | Yavuzun çıkmasını tahdit etmek çaresini düşündü. AVRUPA — HARBİNİN İYENİ — MESELELERİ «Hâmi» devletler Yezan: ALİ KEMAL SUNMAN Vaktile — Yunanistanın — büyük bâmisi olan devletler vardı. Fakat © zaman hem kendi kuvvetinc is- tinat edemiyor, hem de büyükle- rin elinde bir âlet oluyordu. Za- man ne kodar değişti, tarihin tür- lü acı, tatlı ve ekseriya acı olan geçmiş safhalarile şimdiki arasın- da ne büyük fark var.. Yunanistam n hakiki dostlarının kimler 'nu görmüştür artık. Avrupanın büyük devletlerin « den yalnız İtalyanın Atlas Okya- nusuna yolu olmadığı malüm, talyanın giyasi inkişafı miz en tabil bir saha diye sayıl - maktadır. Akdenize uzanmış olan İtalya yarımadasının mukadderatı bu denizin kapılarını elinde tutan | herhangi bir devlet ile olacak mü- nasobatının mahiyetine bağlı gö- rünmektedir. Bugün o kapılardan Cebelüttarık e Süveyş İngilizle- rin elindedir. İngilterenin impara- torluk siyaseti Hint yolları için sağlam istinat noktaları bulmak ve bunları muhafaza etmektir. Ak- | denizde Malta adasına ve Filistin sahillerine de hâkim olan İngil- terenin nasıl şümullü bir siyasel takip ettiğini söylemek ise zaten | fazladır. | — İtalyaya komşu olan - unanistan ile İngilterenin dostluğu ne kadar ileri de olduğunu da anlatmıza hacei yok. Avrupa barbinin çıkardığı ye- ni meselelerden en mühimmini de işte bu itibarla - Yunanistanın nazik yaziyetinin ne olacağı teş- kil ediyor. İtalya olsun, Inunıı alsun, her in kendine göre Hhtlri cihöllürden hirde Akdb. niz alyaseti vük. Bu ğt d her iki siye- tek- (Devamı var) setin karşılaştığı merkez de bu hesapça Yununistan olmyor, Coğ- afi ve iktısadi bir hayli noktadan Yazan: RAHMİ YAĞIZ Hamidiye Ruslarla tutuştu Tefrika İ Bir gece gizlice sokulan iki tah- telbahir, boğaz mahrecine 30 - 40 mayn döktüler, Fakat, bu hareket ertesi günü tarafından boğaz kumandanlığı görüldü. Maynler, iki tarafma ta- rayıcı takılan Mecidiyenin huru- cile bertaraf edildiler. Bu sırada, Samsun sahillerin - de devriye gezen Hamidiyenin Rüs destroyerlerile harbe — tutuştuğu Amasra liman reisliğinin Samsun mahrecile Nezarete ve donunma kumandanına verdiği şifreden ve Hamidiyenin telsizinden anlaşıldı. Yavuz, fırsattan bilislifade ge- miazıya alan Kolçak filosuna had- dini bildirmek için Karadenize Ru— muhnpı mesafeye rağmen Yavuzun deh- şetinden ürkerek muharebeyi ke- | &» karmağa koyuldular.. Hamidi- ye bunları takip etti. Yine ka- rakol ve konvoy vazifesine dön- | dü. Yavtz, boğazdan çıkmca doğra | şimale ve simali şarkive seyrede- vek Karadenizin Rus sahillerini | yoklıya vokliıya yukarı kadar çık- | f Odesa açıklarında rasladığı za- | hire yüklü iki Rus motörünü ba- | tebatını esir etti. Dö - dönen Odesa- royer filotillâ- sından ayrılmış - İğnaliyef adlı Rus destroy karşılaştı. Daha bir kaç mil uzaktan Ya- vuzu farkeden düşman gemisi ni bir şaşknlıkla geri dönmeyi, Kaçmayı denemek İstedi. Fakat tınkı fare ile oynıyan bir kedi gibi üzerine yürüyen Türk zırhlısının ilk mermileri etrafında su sütun- Tavı yükselince şaşkınlığı arttı. Bu arnda yaklasan zırhlıya bir de tor- pito savuzmayı ihmal etmiyen bu bacaksız destrayer artık mev'ut mukadderatını, top ateşi ile balır 1 kaketmişti. e gelen torpitoyu bir ma- nevra ile sayuşturduktan sonra Yavur dehşetli salvolarını İğnati- yefin Üzerine teksif etti Çıkan mermiler gemiyi su sütun- ları arasında gözden kaybettiler. Bu arada siyah bir duman ve bir- merminin zırhları parçala - masından cıkan dehşetli bir gürül- tü top infilâkları arasında nazarı dikkati celbetti. Bir dakika sonra, İğmatleyfin bulundedu noktadan — dumanlar sıyrıldığı zaman gemiye dair hiç bir iz görülmedi Yavuz, oraya keştu. Denizin sathında gev'- bir yağ lekesi, bu- nun civarında da boğulmak ürere bulunan birkac insanın .son da- daki muhafız balını derinleştlirmek mocburiye- tinde kalmıştır. Yunanistanın yüz şu kadar sene evvelki istiklâlin- denberi - geçici bazı tarafa bırakilınca - İngiltereden | gördüğü himaye ve sahabet de â- deta bir an'ane olmuştur. Otuz se- ne evvel Girit meselesi pek hara- retki bir hale geldiği zaman Yuna- nistanın hâmisi olan devletler es- ki Rusya Çarlığı, Fransa ve İn- gilterenin hep birden teveceli - hünü kazanmak için Venizelosun me kadar dil döktüğü de unutul- mamıştır. Yakın tarihin o safhası bir ta- rafa kalsın. Bugünkü balde Yu- nanistanm eski hâmisi devletler- den Rusya Çarlığı yok, Avrupa kul'asında mağlüp olan Fransa ar- tık bir işe karı , İngiltere de İtalya ile halinde bulu- nuyor, Eskiden İtalya ile İngi- terenin arası senelerce iyi git- mişti. Yunanistan için hâmi dev- let olmakta İngilferenin menafii İtalvanınki İle çardışmıyordu. Bu- gün ise Yunanistanı korumak si- “asetine rinyetkâr olarak Akde- nizde büyük devlet yalnız İngil- terenin kaldığını gören Atina ta- rafı komşusu İtalyaya karşı - bir itimatsızlık göstermekten kendini alamamıştır. İtalyanın ön iki ada- da tahşidat ve tahkimat yapması Yunanistanın şüphelerini uyandır- mıştır. Sonra Bulvaristanın vazi- yetinde de Almanya ve İtalya gi- bi mihver devletlerine karşı Va- nanistanm itimadım artlırmaktan uzaktı. Bununla beraber Yuna - nislanın mihver devletlerile olan ticnri münasebetleri yolunda git- mekte, alışveriş devam etmekten geri kalmınmıştır. Bugünklü Yuna- istan deniz tarafında İngiltere e | İtalvanın ayrı ayrı tesirleri altım- | da, kara tarafında da Bulgaristan Arsavutlağn - yazi İtşlyöme | Tarın eline geciniş bulnan Arne- | "farihte'misli görül! dbe" telâkki etmek ( kki edilmiştir. side İngiltere'yi terk man ittifakına girdiler. gene cephe deği: ile ittifak aktettiler. Ter zarlında bitaral, üzerine İngiltere'nin VE, imparatorluğunun ııı- barbe girdi. Sonra giltere'ye karşı sonra tekrar İngille fakma girdi. o-ııınl* Tuğuna karşı he sonra Fransa ile ya bu devir mıde defa harp ve sulh yaplk cephe değiştirmelerİ, olan İngiltere ile kıtayi Fransa arasındaki wStf mücadelenin safhalarıfi Dünkü Fransız-Alman ve yarınki Fransız - mücadelenin bir tir. Almanya'nın F diği işbirliği ne giltere maglüp edilmis. lanmış ve beynelmi uymuya karar vermiş ktı. Fakat bugün henilf ıdııoı. Ve mihyer gul eden mesele; yeni mak değil, harbi Şu halde yeni nizamın da gösterilen isticâl Mmünasebetlerin ) harp manevrasıdır. Ve bu nizamı kabul eden kendisiyle, nizam kur da de$il, İngiltere ile meselesi, yasi hayattaki kılacak olursa lamamış olması Fakat bütüa bu ,ııi üdiseler bir. | crese İktidardan sukutunun biraz da tııın—ı'y' Laval harp başladıktaf Almanya Fransa'ya — (Devamı 3 ündü Birlmizin Hepimizin * nsan kendi kendi taşıy: Büyükadada O cularımızdan Bayfi © ZiYi ar szıdıun ııx N'ı vutluğun metalibi kazsısında bur kunuyore ş iştirâki mânasına bi liğine karar vermesi d. dünyayı altüst eden ü sır'ın Fransa tarafındaf ııı' Hü" 'de ayni mahiyette vA0İ safhasınl © a o, | #AR a &, Ku ;'Üâ

Bu sayıdan diğer sayfalar: