23 Şubat 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

23 Şubat 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2.-—-SON TELGRAF — İSŞUIATM eaT e İA T EARSıSıN Pa ©ON TELGRAF İHTİKÂR SUÇU NEDİR?. SUÇU NEDİR?. Bir gazele şöyle soruyor: İhtikâr hâdiselerile polis uı- kilti mı meşgul olacak?. vet, ihtikâr suçumun da bir lıı- rifi lâzım, Eğer, bu suç, alelâ. de dolandırıcılık, ise, bittabi, polis teşkilâtının uğraşması nin şik tarafı şu: Geçenlerde, bu esnafın kurduğu cemiyet kongre yaptı. Hesap, kitap et- mişler, cemiyete kayıtlı yak mız 500 boyacı ve sıvacı var- mış! O balde, asıl cemiyet dışın- da olan 4500 esnaf ta, «bir es- FİYATİ şan boyacılar ve sıvacılar» is- miyle bir başka cemiyet kur. sunlar! MERDİVEN MODASI Su-kc:ıdo. İstasyonum köşe- #ine isabet eden dükkânlar da yıkıldı. O civar, ferahlanı- verdi. Fakat, yıkılan saha, medense, İstasyonun önünde- ki meydandan daha yüksek imiş. Şimdi, burası imar olu- nuyor. Yapılan ilk keşfe na- zaran, tramvay yolundan gar meydanına bir mermer mer- divenle inilecekmiş.. Bunun için de, buraya, merdivenler yapıl İstanbulda bir merdiven modası başladı. Her tarafla, barıl harıl merdiven yaptırı- yoruz. Bu girişle, İstanbul kaklarında VILÂYET ve BELEDİY. Aske ri malüller Üç aylıkların tevziin- de evvelâ ve bekletil- meksizin maaş alacaklar Mütekalt eytam ve eramilin Emlâk ve Eytam — Bankasından nııyuıhll.dııdclmılll dere tevziatın tekmil maaş esha - bına tercih edilip 1 martta yapıl. ması mezkür banka müdürlüğünce takarrür etmiştir. Bu hususta — hazırlanan listeye göre | mart tarihinde saat 8 ilâ 9 arasında Eminönü ve Beşiklaş, saat 9 ilâ 10 arasında Fatih, sâ$: 10 ile 11 arasında Üsküdar ve Kadı. köy, saat 11 ile 12 arasında Beyoğ- lu, Eyüp ve diğer malmüdürlük - lerinde kayıtlı askeri — malüllere tediyat yapılacaktır. Bildirilen gün ve saatten sonra vüki olacak mü- racaatlar diğer maaş sahipleri gibi muameleye tâbi tutulacaklır, Sivtl mütekait, eytam ve eramilin maaş. Jarı ise 3 martla başlıyacaktır. Bir beyaz poyıılr muhtoekiri tutuldu Karaköy caddesinde 18 numaralı dükkân sahibi Ahmet Rasim 56 kuruşa satması — icabeden beyaz peyniri 60 kuruşa satarken yaka. verilmiştir. * Camlıcanın sür'atle imarı için Belediye bir plân hazırlamaktadır. Va- Mi ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar dün Üsküdara giderek şehzimizin A- madolu mantakasındak! imar, yollar fa- aliyetini tettiş elmiştir. ae Sehircilik mütehaslısı Prost A- madolu yakasınım ve Rumeli — sahilinin imar piânlarını tamamlamıştır. Plânlar jyakında Şehir Meclisine verilecektir. TİCARET ve SANAYİ: e Yarım iş gümü olmasına rağmen İstanbul şehti, ikincl defa olarak dün dedir gümük İhracat rekorunu kire mişlır. Dünkü ihracatın tutarı bir mile yon Türk Hirası kdardır. Bu orada Yü- goslavyaya — kendir 10 — u, Bulgarik- 'tana balık, bavyar, İlsiyuya bulik, dar. küşyomi, keçiboynuzu, İngil tiftik, suzam, anason, kümyan, Amerle kaya Imdık satılmıştır. «ir Geçen bafta zarfında şehrimizden yabancı memleketlere | mülyon 180 bin Tiralık ihracat yapılmıştır. “ir Gümrüklerde bekliyan japan mal-| *i İngillereden leneke, boya, çuval, kalay ve oczayı kimyeviye gelecektir. e İaçe müsteşarlığına tayin olunan Kayseri Valisi ” Şefik yarın Ankaraya hareket edeceklir. MÜTEFERRİK: &e Nüri ve Fatma İsmilerinde bir bir tacir namana tanzim ot- v Mahmutpaşada Tarakçlarda olu- ran Saadetin küçük kızı Narin dün ev- de oynarkan mangal - üzerinde kaynı- (yan çorba tenceresi devrilmiş ve muh- telif yerlerinden yanarak Haseki has- tanesine kaldırılmışlır. »ir Dün sabah Beyoğlu ye İstanbul gihetlerindeki kahvelerde yapılan kon- Si H tüküp kâceği tükibe yi Son Telgrafın Edebi Tefrikası: 37 BİLLÜR KÖŞK. BÜYÜK AŞK ROMANI SELÂMİ — Beni affet kızım dedi... Doğru | bir şey yapmadım, Fakat mazur - | dum.., İnsanın senin gibi bir kızı | olunca, başka birini sevmesi reva | değildir... Senden — uzak kalınca gönlümü kaptırdım. Bunun ceza. çok acı çekiyöorum... Amma yal rım sana, bana acıf., Beni bi- rakına, beni gene eskisi gibi sev... Afife elile anmesinin ağını ka- pattı — Neler söylüyorsun : seni elbette gene eskiş: gü Fim... Hele seni bu halde gi sem mühabbetim bir kat daha ar. tar. Annesine sarıldı — övlü. sonra devam etti; İZZET — Bunu bana neden söylemedin, peden benden sakladın?.. Neden aldattın beni? Eğer evvelden söy- leseydin, gene sana hak verecek- — O zaman daha çocukdun A - fife, anlayamaz, kavrıyamazdın... Şimdi kızardığım - gibi, o zaman daha da utanır, sana bunun sebap- lerini anlatırken yerin dibine ge- çerdim.. Hem bu zamana kadar ni kâhlanabileceğimizi! — sanıyorduk. En büyük ve en kuvvetli engel Zehra hanımın evlenmemizi iste- memesi idi... Cemal annesini bu- raya, gönlünü almağa, onu razı et- —i H H Filezoîur_ Satılık şaheser Mimar Sinan için ihtifaller ya- parız, — yılı lerini — kutlarız, konferanslar veririz, kilaplar, bro- şürler bastırırız. Şu eserleri, bu eserleri var, bumlar şöyle kıymetli, | böyle kaymetlidir; şaheserdir, bu- lunmaz şeylerdir ve saire ve saire.. Bütün bunlar güzel, değil mi?. Evet, güzel.. Sonra, bakıyorsunuz, gazeteler- de şöyle küçük bir havadis çıkı - yör: Büyük Türk mimarı Sinana ait olan meşhur Merkez hamamı, sa- hipleri taraümdan — hir enkazcıya 1900 liraya satılmıştır. Bunu baber alan tarihsever bir zat, keyfiyeti alâkadarlara derhal ihhar ederek, Sinanın bir şaheseri olan bu gü- zel binama yıkılmasının — önüne göçmiştir, Hamamın sahiplori, bu binanın Sinana ait olduğunu bil- mediklerini söylemişlerdir, Şimdi, müzeler idaresi ,bu binanın lamiri için tetkikler yapmaktadır.» Bu havadisi okuyunca, tarihi e- #erleri sevdiğimiz, koruduğumuz yolundaki sözlere karşı, içinizde garip bir his uyanıyor. Sinanın eserleri malâım.. Yerleri malâm. Çeşiti, rengi, boyu, bosu, evsalı malüm, Pekâlâ, bütün bu eserlerin üzerlerine, Mimar Sina- nın imzasını koymak mümkün de- Kil midir?. Yani, üzerinde Mimar Sinaa yazan birer teneke levha as- mak çok zor ve külfotli bir iş mi- dir?. Kimbilir, Sinanın daha ne eser- leri vardır ki, bunları kullanan - lar, içinde bulundukları - binanın kime ait olduğunu bilmiyorlardır. REŞAT FEYZİ Şehrimize mal almağa gelen ek. ser tüccarlar — bazı toptancıların kendilerine mal vermediklerini ve muhtekirlerin türlü türlü çarelere baş vurdüklarını — söylemişlerdir. Ezcümle dün Fiyat Mürakabe bü- TosUN: scaat eden Cizreli bir tüccar da mal almak için gitt müsesesede bir türlü mal sahibini bulamadığını söylemiştir. Diğer taraflan birçok — toptancı tüccarların Mallarını — satmamiak ve ancak yağlı bir müşleri ele ge- çirdikleri zaman meydana çıktık - ları anlaşılmıştır. kendi — depolarına koymayıp da banka ardiyelerinde sakladıkları ve deyanname vermedikleri anlaşıldı. ğından, Fiat —Mürakabe bürosu para müukabilinde rehin olarak b rakılmış ve ne de bankanın haczet- | için dükkânlarında bulunmadıkları | Bazı tüccarlar ithalât eşyalarını | banka ardiyelerinde bulunan itha. | Vât eşyalarının bildirilmesini ban - | kalardan istemiştir. Bu mallar ne | Günün meselesi: Taşralı tüccarlara mal satımıyanlar! SŞehrimizdeki bazı toptancılar türlü hilelere bâş vuruyormuş! miş olduğu mallardır. Bunlar doğ- rudan doğruya malı Fiat Müraka. be bürosunun gözünden kaçırmak ve beyanname vermemek için bal- kanın ardiyesine konulan ınal - lardır. YENİ TEDBİRLER Diğer taraftan bazı eşhasın tüc- |öcar olmadıkları halde ell: İ yük mikyasta mal bulunduğı | bunları el altından satt: lasılmışlır. Bu satışlar ellerindeki malların kendi ihtiyaçları için lâ- zam olduğunu İleci sürmekte ise - ler de bunlar bir değil, birkaç yüz kişinin ihtiyacını karşıliyacak ka- dardır. Şimdiye kadar alınan tedbirler toptancı tüccarların hilelere baş - vurmaları üzerine kısmen tesirsiz kalmaktadır. Fiat Mürakabe bürosu bankalar- dan gelecek cevapları beklemekte- dir. Bu husustaki tetkikat netioe - sinde yeni tedbirler alınacaklır. Flat müratabe büro- suna yemi elemanlar gönderildi Ticaret Vekâleti, hiınbul Fiat yeniden memurlar geleceği haber ilk defa balık ihraç edildi Almanyaya ilk defa olarak baldk Ahracatı yapılmıştır, Balıklar tren- le gönderilmiştir. Bu tecrübe iyi netice verirse soğuk hava deposu wagonlarla mühim miklarda balık sevkiyatı yapılacaktır. Almanya - dan çak balık istenmektedir. Böy- lelikle İtalya ve Yunanistana gön- derilemiyen balıklarımıza yeni bir mahreç açılmıştır. —e KHoksan tartan bir : kömürcü yakalandı Kasımpaşada tayyareci Fethi sokağında 39 numarada oturan kö- mürcü Şevki Yankaçar — noksan tartan damgasız terazi kullanırken yaklaanmış, adliyeye verilmiştir. Açık işler ve münhal olan memuriyetler Merkez ve taşra liman daireleri mün halâtı için 15 er lira aslil mâaaşla lize ve orta mektep mezunlarından <liman memurur alnacaktır. Talipler hüsnükal varaksları, şeha- detnameleri, sinhat raporu, nüfms tez- kereleri ve 6 fotoğraflariyle - birlikte yarın sant 15 e kadar Galatada Minla- ka Lünan Relsliğine müracaat edip mezkür saatte imtihan olacaklardır. Zonguldak takdiri kıymet müdürlü- Bünde aylık 80 — 120 lira ücretle <ca- dıştırılmak ve imtihanla alınmak üze- ze 4 erkek daktilo aranmaktadır. Talipler yarmki Pazartlesi günü sa- at 10 da Galatada Yeni Yolcu Salonu- kun 3 üncü katında Ereğli Kömürleri Şirketine müracaat etmelidirler. Ken- dilerine harcırah ta verileceklir. İ | | mefe muvaffak olacağını zannedtp getirdi... Halbuki, anlatlıklarına | göre, Cemal aldanmış... Bu kadı - nin avucunun içindeyiz ve işin asil acı tarafı, bunları Cemale de söy- liyemeyiz, Söylersen annesini mu. hakkak kovar, o zaman iş çok da- ha fena olur. Boyun eğmeğe, her şeye katlanmağa mecburuz. Eğer yalnız olsaydım her şeye katla - nirdim, fakat benim — yüzümden senin de ıztırap çektiğini görmek beni mahvediyor. Ağlıyordu, Afife de ağlamağa başladı. Artık felâketin derece . sini iyice kavramıstı, Şefik ile ev- Jenmesine imkân kalmamıştı. Yatağın kenarında oturmuşlar, biribirlerine sarılmışlar, hıçkıri - yorlardı. Nihayet Leman doğruldu, Afi. feyi bir kere daha bağrına bastı: — Artık ağlama, sus ve yatıp u- yu kızım! dedi. — Uyuyamam anne... Mıyacağımı hissediyorum. — Yat, hiç değilse dinlenirsin... Bırak senl soyayım ve eskisi gibi seni yatırayım, arkanı örleyim.. Uyuya - alınmıştır. Ay sonuna kadar büro. nun kadrosu tamamlanmış olacak ve piyasa daha sıkı surette kon - hv.ı! edilabilecektir, 190 kuruşa satan insafsız muhtekir Beyazıtta Okçularbaşı caddesinde 86 numarada kundura levazımatı satan Ali Kemal Turhan her taraf- ta 60 kuruş olan ayakkabı çivisini 190 kuruşa kunduracı Süleyman Gökçen isminde birine satarken yakalanmış, adliyeye verilmiştir. DA L ADLIYE ve —Ç ADLIYE v POLİS3— Kiracıyı evden çıkarmak için bulunan garip bir usul! Ev sahibi karı koca, kiracılarını çir- kel suyu dökerek ıslatmışlar Dün asliye 2 inci cezada garip bir davaya bakılmıştır. Hâdise şu dur: bir kadının ev sahibesi Madam Re- beka ile arası açılmış ve evden çık- malarını söylemiştir. Fakat Rebia çıkmıyacağını beyan etmiştir. Bunan üzerine de Rebekanın kocusı kiracısını ölümle tehdit et- mişlir, Hüdisenin bundan #onraki safhasını Rebia dün mahkemede şöyle anlatmıştır: «— Taksimde bir apartımanda oturur Hasibe isminde bir ahba. bim vardır. Geçen gün oraya gi- derken en yeni elbisemi giydim, Birkaç dakika (benim tahminime göre en aşağı 5 saat) konuştuk. E- ve geldim, kapıyı çaldım. Açılmasını beklerken, birdenbi- re başımdan aşağı bir kova bula- Hem söylüyor, hem de Afifeyi okşıyarak soyuyordu. - Göceliğini giydirdi, yatırdı, arkasını — örttü, Sonra başıeuna oturdu -.. — Haydi, gözlerini kapa! dedi. — Ne iyi kalpli bir kadınsın an- ne!.. Çocukluğumu — hatırladım.. Küçükken de böyle yatardım, sen üzerimi örterdin, — sonra bana: «Haydi, artık gözlerini yum ve u- yut.» derdin.. Ne iyi günlermiş onlar anne!.. O günler bir daha ge- | Ti gelmiyecek... Gene gözleri yaşardı, annesinin | elini tutup öptü: — Senin yanında iken içim ra- hat ediyor anne... Biraz daha otur, gitme! — Hayır kızım, birak artık gi - deyim, sen de uyumağa gayret et. Yaorgunluk nihayet âsabına ga- lip geldi. Yavaş yavağ gözleri ka- pandı, uyudu. Arada sırada uyku- sunun arasında ürperiyordu. Le- man, Afife iyice dalıncıya kadar yanındaa ayrılmadı. Afifenin uyu- duğuna kanaat getirdikten sonra elini cekti, kısık yanan — lâmbayı söndürdü, derin bir göğüs geçirdi. Taksimde oturan Rebia isminde | kirayı muntazaman verdiğinden | | çk suyü döküldü Bu da ev sahi- | böinin karısının marifeti idi. Gü- | zelim elbisam berbat okdu. Davacıyım kendilerinden, ne ka- dar uğraşsanız da barışmam. Bun- | lsr beni evden zorla çıkarmak için | bu garip usule başvurdular..> Neticede mahkeme ev sahibi a- 1 damiın ve karıs: su döktükleri- | ni tesbit edememiş, fakat tehdit- ten dolayı Rebekanın kocasımı 6 gün hapse mahküm etmiştir. Rezalet çıkaran sarhoşlar! Yeniçarşıda oturan Ziya Diler ile Taksimde oturan Rasim ve ar. kadaşı Kerim Can evvelki gece Beyoğlunda körkütük sarhoş bir halde ötekine berikine sarkınlılık ettiklerinden ve rezalet çıkardık- larından yakalanarak adliyeye ve- Tilmişlerdir. Ayaklarının ucuna basarak oda- dan çıklısı. 60 kuruşluk çlt“lvl yetiştirmek kebiliyetinde büyük bir | , kim İdare Heyetinin mufassal Ertesi sabah Afife sıçrayarak u- yandı. Güneş pencereden bol bol odaya doluyor, dışarıda kuşlar cı- Yıldaşıyordu. Hava neş'eliydi.. Par kat tabiatin bu aydınlık, bu neş'e hissine rağmen, Afife izah öde « mediği bir can - sıkınlısı ile güç nofes alıyordu... Birdenbire aklına geldi, bir gün evvelki hâdiseleri hatırladı ve içi yandı. Tekrar yattı, başını yas - dıklarına gömdü ve vaziyelini dü- günmeğe başladı. Hayalleri mahvolmuştu, fakat annesini gene de seviyordu, ancak izzeti neisi rencide olmuştu, sere» fino hâlel gelmişti. Şu orman kenarınadici sakin ev- de nekadar mes'utta; bu evde ken- bir yabancıdan başka bir şey ol madığını anlamıştı; Bunu ona an- latmışlardı. O bu evde Tütfen ba- rındırıları bir sığıntıdan başka bir şey değildi. Burada, — her yerde, herkesten dini kendi evinde sanıyor, rahât | ürüyordu A yor, üzüyor, onu öldi yaşıyordu. Halbuki şimdi, bu evde| izzeti nefsi yerlerde, ayaklar ııı':' Tiftik, yün | ihracatı İngilizlere 300 bin lirahk Tiftik satıldı ve bu malların sevko- lunmasına başlanıldı İngiltere tarafından piyasadan mübayaa edilmesi kararlaşan 40 bin balye - tiftiğin 300 bin liralık ilk partisi sâtılmıştır. Bu malla - Tın sevkine de başlanmıştır. 40 bin balye nisan sonuna kadar tamamen gönderilmiş olacaktlır. | Muhtelif çohirler. Ğe yeni fidanlıklar agruluyor Bütün kasaba ve köylerde ağaç- landırma işine büyükü rağbet var- | dır, Vilâyet — fidanlaklarından- bu yal o kadar çok fidan istenmiştir ki bunları karşılamağa imkân bu - lunamtamaktadır. Bu vaziyet Zi- raat Vekâletine bildirilmiştir. Vekâlet bazı vilâyetlerde çok büyük fidanlıklar kurulmasını ve bu iş için Vekâlet tarafından da | yardımlar yapılacağını bildirmiştir. Bu işle bizzat Ziraat Vekili Muhlis | Erkmen de alâkadar olmuştur. İlk olarak Bursada 200 bin fidan | fidanlık vücude getirilecek, bura- dan civar vilâyetlere de fidan tev- zi olunacaktır. Belediye keadi taşını kendi temin edecek ! j Belediye, inşaalında lüzumlu o- lan taşı bizzat kendisi tedarik et- meğe karar vermiştir. Şimdiye ka- dar müteahhitler vasıtasile yapılan işler büyük müşkülâtı mucip ol - | muştur. Bunun için Bakırköyünde yü civarındaki büyük taş ocağının işletilmesi kararlaş - | miştır. Bu işe yakında başlana - caktır, Tahsisat ayrılmıştır. ü -— ——— Türkiuve n'at Mektepleri Mezuntarı Cemiyetiniv Kongresi: Üçüncü defa olarak taplandı kon- gretin Tuvakkat reksliğine muallim Halil Ceyat Ollas seçlimiştir. Cemi- yekin mücesisi Başkan Lekman He- rapo- Tunu ckumuştur. Bundan sonra Suna- yi Mekteplerinin tarihçesini, ehemmi- yelin: ve cemiyetin üzumu ve terakki- 3i hükkında tzum ve çok şümmullü bir mılvıl vermişlir. Daha gönra heyeti nin bülün hesaplarını tetkik ve çalışmalarnı gekdir eden Mmurakiplerin raporları okumup tasvip ve tasdik olu- | narak #lkışlanmıştır. Kongre heyetinin derin bürmet ve tâzimlerini MUlL Şefimiz Reisicimhu- Tumuz İsmet, İşönü, Büyük Millet'İ Meclisi Riyasesine, Büşvekâlet Celile- | sine, Parti Genel Sekrelerliğine, Millt Müdafaa ve Maarif Vekillizlerine ve Böcsleki Tedrisat Umum Müdürlüğüne | Ablâk edilmesine karar verilmiştir. aşağırlal Yeni İdaze Heyeli intihup edilmiştir. Başkan: Döktor Hafız Cemal Lok- man Hokim, Asbaşken” Musllim Sarrı ökünter, muhesip: Sabahattin Işik- “z Müdürü: Vahit Erim, Ce- 'er AL Karyot, Hasan Altın- ©ek, musllim Celât Arkun, Fahrettin BErgin; Yedek âzalar; Pahri Arsoy, Ni- Mocun, Avni Karakaş, Sabiha Murakipler: — Halil Cevdet Oflas, Musllim Muzafter — Ya- sar, Muallim Kemal Denker, Ki tarzda, gördüğü hüremt ve muhabbeti kö- tü bir yalan uğruna kazanmıştı. Zekiler de onu Cemalin üvey kızı zannediyorlardı, onlar da aldanı « yordu, onları da aldatmışlardı. Ona üşık olan, onunla evlenmek ! istiyen Şefik de, hakikati Bilmiş olsaydı aklından böyle bir şey ge- çirir miydi? Afifenin bütün kanı başına çı- )nvar, itfet damarları kabarıyor- - Herkesi aldatmışlardı, her - hse yalan söylemişlerdi ve işin | asıl acı tarafı kendisi de hakikati | söyliyemezdi. Anasının hatırı, a. nasının rahatı ve şerefi uğruna susmağa, ağız açmamağa mahküme du. Bu mahkümiyet onun doğruluk hislerini, dürüst ahlâkını hırpalı- tında çiğneniyordu... Dün yüksekten atarak Zahra - ya, artık olan oldu, alışmaktan baş. ka çareniz kalmadı diyişini hatır- ler dünyayı keadi aralarında P f için evvelâ zaptetmttk — lâzımdı!. Bu olamadı. Onur ittifak da öyle kaldı. Bunum 'q yat sahasında ne tesiri olduğul * lâ sorulacak bir sualdir. | » tarafı bunu daha eyvel bildiği | &a Berlin Rama - Tekyo mihver'tii en| ne hayret da Köstermemişti, telâş da. Aradfl ve Altr ay geçti. japonyanın uk ve İtalyaya mücssir bir yardı diye ne İngiltere, ne de kü eykine harbe - kariştll 1 görülmedi. n Şu halde Alman - İtafyan - # £ pon itlifakı karşısında İngilizle!i serinkanlı durmaları beyhude Ö ğilmiş. Bununla bahardanberi olan belli başlı V kunla hatırlayınca Afman tari | man bu ittilaktarı azami surette İ Y | ifade elmek istediği yeniden #f * rülebilir. Dünyanın dikkatini 'ı.ı t ) siri altına girmiş olduğu beske ça y ae o Cd e < Karitiya bahı Yazan: Ai Kemal SUNMİ İnziliz matbuntınm Avrupa binin meseleleri etrafındaki riyatı şiridiye kadar bazı Ürecinde dovam etti. Aradan man göçlikçe bu esaslarda dilip edilmediğine bakmak raklı olduğu kadar faydalıı Meselâ: Alman - İtalyan - Ja Mtifakı mihver larafının tiği tesiri yapamadı. Dünyaya Şt bir mizam vereceklerini söyl B k—fin l Na e eli itlifaka çekerek mühim vekayiİ rifesinde bulunulduğu zannı rilmek istenizken Romanya rolleri malüm şekilde cle ge di. İşte İngiliz tarafının bu vı yide yine asıl ehemmiyet ve: leri nokta da bu peirol işi olul tur. Almanyasın bir taraftan vyada ve diğer eihettem 'a ele geçirmiş olduğu rende bol bol demir belduğu laşılıyarde. Demir, çelik ve harp için ne kadar Hermsa bu muanin kavgalarında petrolün hemmiyeti de o kalar aşikâi İşte onun için Almanlar bir aü vel Ramanyanın petrol kıryurlit fını ele geçirmeyi düşt Romanyayı işgal etmişlerdir. Fi kat bu kâfi değildir. Maksadı (© min etmediği ribi Alman ordusfj nun molörlü vesalti için ihtiyaf da yetişmez. Komanyanın senelik petrol S tihsalâtı 6 milyon tondan ibareli Artık her ürlü gayret sarfedileri bu mikar çıkarsa çıkarca ancal milyona kadar varabilirmiş. ) Buki buürmla iktifa edilemiyt O halde Atmanya için gözleri başka taraflara, belki de datu zaklara dikerek mubtfaç olduğ!) petrolli oralardan temin etarek ( kalıyordu. Bu iş bugün de Atm yanm gözülünündedir. Bunt v başaracığını ve nereden baslıği cağını düşünmekledir. İşte bugfinkü Avrupa hari yeni meselelerinden'en mli budur, Petrol ineselesi üzcerli? dönen hâdiseler gözdem kac Kibi değildi, Alman tarafı vel zantön şu endişeyi göklerm İştiri Romanyadaki — petrol kuyul İngilizler tarafından tahrip edil mesin. ei £ BEŞGEEREREL N e ”I £-" AF G EFEĞEENEBAÂSEC İnçilterenin bu hususta ne d (| şündüğü kendine ait. Fakat İasif| » matbuataın neşriyatından çı h lacak bazı manalar vardır; İ&7 — | tere herşeyden evvel h—hııl . man tayyarelerini b yulmuştur. Buna müvazi h temini elzem olan diğer bir. E fiyet daha göze çarpmaktadır. PX » va ve deniz üsleri. Romanyanın kaç aydanberi tık büsbütün Alman nüluz ve dir. Görülüyor ki petrol işleri ha pek çok meselelere yel açır ta, daha pek çok ihtimalleri hat getirmektedir. Harp ancak kuvyetle halled! ve sonu alımabilecek olan bir dir. Öyle olunca Alman w yakın ilkbaharda bir yerde h: kete geçmek isliyeceği kolayt? tahmin — edilebilir. ”ııın[ı Avrupa haricinde daha kuvvet gönderebilmesi ve kendine yol açmağa kalkışm İngilizlerce ne öyle pek kolar J ne de pek çabuk ölüverecek € görünmüyor. İngilterenin Kıs Vikterya devrinde moşbur Lord Sallzbury ismindeki de adamı kendisine İngilterenin veya bu tarafından emniyeti zulacağını, şu veya bu düşm taarruz edebileceğini sövliyev (Devamı Beşinel Say : N |

Bu sayıdan diğer sayfalar: