'2 —SON ı-ıı.cıuv- 12 AĞUSTOS ıııı! HALK FİLOZOFU BİR TEK TANE DAHİ Güzlde ve nuhterem buşve- kilimiz Şükrü Saracoğlu'nun Büyük Müllet Meelisinde sku- duğu programın akisleri, yurt içinde ve dışında, hâlâ, birinci safia gelen mevzulardandır. Bu programan çak karakteristik ve eriğinal kıymetler ifade eden birçok vasıfları vardır. rın düştükleri yanlış bir zeha- bin, bu programla aydınlan- ması, doğrultulmasıdır. Ne 2a- man ekmek ve hububat dartığı mevzuubahs olsa, bazıları şöy- le diyordur — Şu kadar ton dışarıya sa. tıyormuşuz, elbetto yetişmez. Evvelâ kendimizi döyuralım., Evet, elbetle, evvelâ kendi. ii Nat PARKIN HUSUSİYETTİ Üsküdar iskele meydanmda bir park yapılacak, Gazetelerin yaz- dığına güre, bu pank şimdiye ka- dar yapılanlara benzemiyocek, ayrı bir husasiyeti olmasına bil- bassa itina olumacakmış.. Fakat, bu parkın ve yeni mey- danın zaten bir. hususiyeti var- dir; Zavallı Üsküdarda ilk imar bareketini teşkil etmesi BİR HESAP MESELESİ Bir bahçeli gaztnoda gece geç vakit garsondan hesap — istedik. | Pusulada iki Kra bir yekün fazla- — Üç gişe içmediniz mi?. — Hayır iki.. — Ben sizi üç şişe içtiniz zan- nettim. Anlıyorsunuz ya, şişeler arttık- Bir sayfiye yerinde, bahçede oyunlar veren tulâat kumpanyası- nn komiği, temsil sonunda, per- deyi kapatırken: — Düğünümüzü de yarın gece, hep birlikte teşrifinizde yapaca- Biz, dedi.. Bir seyirei cevap verdi: — Yahu, dün akşam da, bu ge- H davet etmemiş Dünya ahvalinden bahsediliyor- du. Bir arkadaşı — Bütün gazetelerin mütalea- ları birbirinin zıddı, dedi.. Diğer bir arkadaş: — Hakiksti buldun öyle ise. — Neden?. — Hakikat tesadümü elkürdan çıkmaz mı?, AHMET RAUF EDEBİ ROMAN: REŞAT FEYZİ Harbin buşındanberi, Türkiye, dışarıya gıda maddesi, hubu- bat satmak değil, sayın Başve- 'Türkiyenin bütün besapları gi- bi, hububat hesabr da açıktır. 'Bunda saklanacak bir şey yok- tur, Bugün abtık bu topraklar ü- zerinde tek insan tasavvur olu- mamaz ki, devletin hububat po- Ktikasında — takip ettiği yolu anlamamış bulusuum, Hayır, vatandaşlar kimseye bir tek buğday tanesi vermi- yoruz, varsa satın alıyoruz. Müsterih olunuz, Bakkallara cemiyet vasıtarile şeker verilecek Bakksllar cemiyeti nafnın piyasada toplancı * lerden şeker temin edememesi üzerine Şeker Şirkotine mü- zacaat etmiş ve bundan sonra bakkallara cemiyet vasıtasde şo- ker fevziini temin etmiştir. İdllaya göre, toptancı tacirler şeker mevsiminin sonu olmasmı fusat bilerek vagonlarla şirketten aldıkları şekerleri gizli ve elah tındam bakkallara pahak fiatlar. da satmak istemişlerdir. Son te- gebbüs ile bun mâni olunmuştur. Ati ğümim Sekerciler yerli boya kullanabilecekler Hanp döleyisile hariçten boya getiremiyen şekercilerin sihhate vararı olmıyan yerk boyaları kul- danabilmeleri için Sıhhat Vekâteti torafından eski talimatnamede değişiklikler yapmıştır. Talimat- mame bugünlerde — alâkadarlara tebiğ olunacak ve bundan sonra şekereller yerli boyulandan istife- de edebileveklerdir. Şile köylerinde üç yeni mektep Vali muavini Ahmet Kınık ile maarif müdürü Muhsin Binalın Şiledeki — tekiklerinden — sonra Çük ve Karaca köylerinde yeni- den üç ilk mektepin 'nçasına baş- danmeşter. Bimeların yakında ça- aılar kapanacaktır. Kazann diğer " köylerinde yapılacak okullar için de peojeler hazırlınmaktadır. aa — — — — — — — ——— D Lâmba şişesi Petrol yakan evlerde zücüciye #iyacrtın en meühim kism İlenba gesidir. “Yurdun süyküz kasaba köylerinde de petmi dr, Sakat Mâmbalâra gçe Dulmaz yalimkün Seğildir. Belkk de, lümba ytee, ba gibi yerlerde su Bardağın. Gan daha mühiendir. Su bir başka vasıta e içilebilir. Fakat, dnba, - tediği uygün gişeyi bulmüuzma — yan müz, Şişe — ibtiyacmın — düşünüldüğünü, Köbir mlinmak iktiza — etliğini ejbatte #lükadarlar takdir ediyorlardır. Aldı- BDez mekluplarda bu — meseleye €- hemmiyetle ıını-ı bazılıyor, Biz de ibe v ve iHdaynca dikkati b IURNAII CEVAT | 59 AŞK ve GÖZYAŞI Yazan : SEL İKİNCİ Ali başı önünde konuştu: tedersin Engin, ıA'lunılm gik- Benim için: szrlik gözüme 3i Kömrlürr De mişln. Bugüne kador — görünmedim, İsiKüt artde dayanamadım, Üç sant- üzüMü görmedin, yarın düm ba uzaklara gidiyorum. Delki beş ve- er, bİki de biç golmem... Se- hasta — olduğumu — duğdum... vin ge Aftet Beyecan içinde gevsp bekliyordu. Başıtı bükt. Kaldrdı. — Enginin — yüzüne sordu: — Çöcuğumuz ne o'dut, Abnin gözleri yaşazdı: — Biliyorsun, — dulamadım, hiç bir haber alamadım... Oru düşünüp üğ- damadığım gün yoktar. — Cezamızı çokiyoruz. — Nedent... Ne günühime var ki... Daha nt oladn... Cinayet işle- d L ASA ÂMİ İZZET KISIM — Biribirlmizi sevmek cilayet nı", [ — Ben kocama yemin etmiştin. | — © süaa sadik kalıradi. bi — Ücn ene ayni süretle mükebele etmemeliydim, —Bu yüzden — Allabın garabıma uğradım... - Oğlum eümden Öleceğim.. — Ülümdün bahsetme... sen Engin ben he olurum?... Buşla omuz Blkti: — Yaşısam sana ne, ölsem sana | net.. Ben ölür . Mademki arlık biribirlindek göre , birbirİmiZden — Uzak yaşt- — Beb hönüz me'ut — olmuyacağım Omadini kaybelmedin. — Anlamıyorum, — Oğlumuzu bulabilirir. sen dul kalabilersin, — Ben mit, — Evet, kocan ölür... Engia hazla hazin büşmi selladı: —— Bunlar hayal, hunlar töya Ali... Boş bulye kurma... Beni uai | &r. wlıwuııw m:mq.ıo. Les | ı', Jamibası — yöki. | istanbul'un müs- takbel sayfiyesi Benim — üzerinde bir çok — defaler * durduğum bir mevrzuu, geçenlerde gazete taradısdan da — müdafaa ©- m, Üsküdar satijleridi: bu kerilan imar — için büyük — tssw- vurları, güzel projeleri var, - Nopmal zamanların avdetinda, elbette ki, bu iş geciktirilmeden yapılacaktır. Ückdarnda, Şemsipaja sabillerinden başlayıp, Harem — İskelesine kadar w zanan şabil kısmı, bu gelırin Bür zel - yerlerinden — biridir. Havesı, da, Süyü dâ, Mmanzarası eşsiz. - hususiyet- der tağır. No yamık ki, bugüne kadar ihmale — uğramıştır. Müslakbel — İs- tanbulda, sayüiye olarak bu sahillerin pek Jazla rağbet göreceği muhakkak- tır, Çünkü, burası, şühne pük yükin- | dir, Denize girmek İmlekaları vazdır. | Bu söhllörde, ileride, daha modern Pıa—lhıı yücet — bulucuğu n'.ı.hi’llıh—W baluıiıı sühillerinde, tasavvur ©- | Haman sey, bahçöler içinde küçük, za- l lâlar — yapılması. nin teşvik ve yardımi, sörmayedar grupa Sit bir gör, Hu sabili çok Gtümlük yapmnak Ü, geniş ve müsait yol- Sahliler muntasam değile dir. Ve bu sahillerde —halen mevcak evlerin, zalhir bir kuy Gki ve ah- Zamanla, bunlar — dü- ha ziyade barap olacaktır. İmar pll- nnn projelerinde bu övlere — clbet $e yer yoktur. Bu sahillerin ağaçlan- dırılmasına, oldukça eNmamiyet yeri- Ikror. Daha da ağıç dikmek (dezrmdır, Yemyoşil bir meyil içinde zarif villâ lar şaheser, güsel olacaktır. —Suadiye zahillerinin bütün — göndüğü — rağbete Teğmen, burada bir plân tatbik edil- meyişi ve aBaç dikme işine ehemmi- yet verimeyiği düden, yemte ölmuş tor. Bir gün, Üskiüdarın — dediğimiz sa- Hilleri İstanbulun —a çet beğenilen ve sevilen yeni ıiıeıkhı. Bucada az- dir. Şimdi, vübeten ucuz olan bu sa- hiller, kimbilir, beş o yıl sanra, bel- Ki, İstanbulun — pahi maghur Giler semtlerini geçecek, bir. metre alurabbat toprak kaça saldacaktır. Burade yapılscak ea mühim bir iş de Salacak Tdkelesini fevkalâda bir gekilde yeniden iaşa etmek'lir. Zanne. diyorur ti bu yemi maatakanın beşta gelen iskelcai Salacak olacaktır. ; R. SABİT Adliye kâtibi ve banka memurları aranıyor | Çanakkale, Lüpseki, Biga; Ray- ramiç; İmroz; Ececabad ve Eğri- dir; Sütçüler kazaları adliyeleri 15 er lira asi maaşlı zabut kâlip- liklerine orta tahsilli tahpler âra- nukmaktağır. Karabük demir ve çelik fab rikasına 170-210 İlea aylık ücrede | ingilizce ve almanca mütercimi | ahknacaltir. | İş Bankasına 20 sğustosa kadar müracaat elmek ve 24 ağuslosla | imuhan almak üzere on memüe | araınılmaktadır . © TAKVİN © bak... Yoksa ömrünün tonuna — kadar bedbahi. olummun. Ai ödeta hayicırdı: — BSeni umutamam Engin... Ben ha- yalımda sendön başka islmseyi Tmedim,.. Setdlön başka kimseyi miyeceğim... -Ben hayalımı sana Şi fehtim , — Böylt sörleme, bu sözler de bel- Ki bize uğuruzluk gelirir... Bizim bi Tibirim zi sövmiye hökkumüz yok. Ali cevap vermedi. Oğlunm anacina bakiyordu, çök zayıflam ba Küzellir çarpmıyardu, ame | yakından — bakılınca, 1 olduğu görülüyordu... Buzini özlemişti. Öyle göreceği gelmişli ki, nasıl ol- muşlü da, görür göcetz boynuna sa- Tılmamıştır... İşte buna şastyor ve kadının — bey- muna sarılmamak, onu — bağrına baş- tırrasmak için — kendini güç tutuyor- a. Birden türedi. 'Ya Zagin ölüreet... | Ya kundinin de söylediği gbi o w ma Gikkeli ve Harp VAzi y S aaeonirmn ö Şimali Kafkasyada Sovyetler garbe çekilen kuvvetleri deniz den cenuba nakle başladılar Berlin, Don kavsinde Kalasta bir Rus ordusunun sarıldığını bildiriyor ÇCYazan: İ. 8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) Pasilik'de: Müttefikler Avustralya — şimal doğusunda bulunan Salomon ada- larına asker çıkarmıya muvaffak olmuşlardır. Bu hareketten mak- sat, Amerika - Avustralya arasın- daki münakalâta engel olmak is- tiyen Japonları Twlaki adasmdan çıkarmaktlır, Müttefikler Yeni Gine adasın- da da taarraza geçmişlerdir. Bun- dan da Amerikalıların Japonları Avustralya şimalinden amamile uzaklaştırmak ve Yeni Gineden çıkarmak istedikleri anlaşılmak- tadır, Her iki Amerikan taarru- zu 6 gündenberi devam etmekte- dir. Amerikatlların - bu taarruz- larda muvaflak olmaları kuvvet- le muhtemelkdir. Masar cephesinde; Nisbi durganluk devamı ediyot. Moroçşal Rammel'in Kafkasya- da ilerliyen Alman kıskacına bir nazire yapmak üzere, yakında bü- Yyük bir taarruza girişmesi muh- temeldir. Bu taarruz belki de Ey- Tülde başlıyacaktır. Doğu cephesinde: Stalingrad batısında Don kavi- #i içinde mubarebeler deyam edi- yor, Almanlara göre, Kalaç batı- sında dar bir sahaya sıkıştırılmış olan bir Sovyet ordusu yok edil- mek üzeredi, Asıl Rus müdafaa kuvvetleri nehrin doğu sahilinde bulunduğundan Kalaç köprüba- şmmdaki bu Rus kuvvetlerinin bir. ordu olması mümkün değildir. Fakat kat'i olarak anlaşılryor ki, Almunlar ne Kletzkaya'da ve ne de Kolaç'da Don nehrini hafta- Tardanbeci aşamamışlardır. Bu ııı- mukavemetinin çok şid- detli olduğunu —göstermektedir. arruzu hatiflemiş değiklir. Bura- da Almanlar büyük bir taarruza Kirişmişlerdir. Ve galiba Stalin- grad'a ilerlemek vazifesi alan Al- man ordusumun büyük kısmı da buradadır. - Ruslar - bu kesimde inatla muharebe ediyorlar, yaksa Alman zerhli birlikleri" Stalin- grada ve Volgaya — varmış olur- İardı. Şimali Kafksayada Alman or- dusu garp ve cenup istikametle- zinde ilerlemiye Gdevam ediyor. Garp istikametinde ilerliyen Al- man küvvetleri karşısında Ruslar Novorosisk, Tuapse ve Anapa li- manlarında gemilerle - tahliyeye başlmışlardır. Almanlar tayyare hücumlarile 11 nakliye gemizi ba- tırdıklarını bildiriyorlar. — Zaten biz de Rasların kurtulmak mak- sadile donanmadan istilade ede- ceklerini yazımıştık. Fakat Rus. lar bu arada münasip kuvvetler- le Novorosisk ve Tuapse Hmanla- rını müdafaa — edeceklerdir. Al. manlar şimdi bu iki limana doğru yaklaşıyorlar. Cenup istikametindeki Alman harekeline gelince, bundan iki ta- raf da hiç bihsetmemektedir. Yalnız bir Berlin haberi, Plati- görsk'un işgal edildiğini — bildir. mişti. Burası mühim bir kaplıca merkezi olup Grozay pottol hav- zasımın 100 kilemetre kadar batı şimalindedir. Baküya giden çi- mendifer hattı üzerindedir. Bu vaziyete göre, Almanların Karadeniz sahili boyunca Batı- ma kadar süzülmeleri ve Bakâ | demiryolu istikametinde de Hu- | zer denizine kadar — ilerlemeleri ve oradan Baküya sarkmaları we zak bir ihtimal olarak münakaşa edilebllir. * gikli yel istedi, Bunların hepmi — yapı MAHKEMELERDE: bahçesi 35000 lira.. | Tüccandan Şetik Salim, batçecilik | mütehasn Nüscet / Şuhinden —devacı kdi, Davasın göyle aajatlı — Yinmi ati bia Af zatın aldım. Kaki bir köşk... Sük Jeymman Paşanım köşkü imiş. — Köşkün yılar, Slân var. Bir tarafında da badi fakat, öahçe bakımdız... Bahçeye bi- TAZ çeki dümen veneyim, dedim, Ama- buldük, bir dostun tavsyesiyle... Bvvelâ; — Bir keşif yapayım... Dedi, Bah. geyi, ölçtü, biçti... — On bin liranız gider, Beyetendi; — Peki... Dedim. Ou bin lirayla düzellelim gu işi... İş başladı... Buyuna para — garfedi. me İşler çıkandı. — Torak HKceçli,.. Dedi. Bufam kir rizma yapılmalı... Gübnelerentü. Bukçeyi “kiriamnlatlık. —Arkasından bir alay masrarlar duha.., On derken, ea beş bin Emayk çılılı ınl:ıl. Amma, daha da bahçesin yarım bile ölmadı, Baktım , bu gidişle, yizmi İki bin H roya alınan köşkün buliçesi olur. bay bio Kraya mal olacak, İşi durdurdum. Şindi, kendisinden, bu on büş bin lis dülü füzul! masrafi — düwa ediyorum. Bunu, öğemasi Timradır. Hüklim, mikddeinlayhe, — Ne diyomumu? Dedi, Sa, on beş biü Hea zarârını mucip olmuşsunuz... Bahçe mütehamııı — Nuzret — Şahia Böze başladı: — Setçeden korkan, darı ekmez Meşhur moseldir. Paradan kaçan da, bahçe yaptramsa. Peani bahçt, öyle bir geydir ki, hem dünya kadar müt- rBf, hem de çocuk gibi bükılmak is- ter. Evvelâ, oa bin krm kedar tahmia € Pakat, toprukta yaplığımız söne- daj, toprağın kireçli — oktuğunu — üs. terdi. Önce Hiç hesapta olmiyüan geye ler de çıktı: Bir tanafta, tenis — kortu ve kum bavuzu İstedi beyefendi. ço cukları için. Sonma, pengola, — kaskad, veranda, Hnca, otar bin de yetmes, — kürk bin de... Bönlin fakebim gür — Mütobassın. Terdan mürekkep bir ehlivükut hey'- €t intihap edilsin. — Behçede yapılan işlen va sarfedilen parayı — hesapla- #ınlar, üYüt ben fozla — para sartek. Mfiz veya sulakmal yaymışıam, © za- Müm her şöye razıyım. Yöksa, — nasal fç İtanirse, ana göre para sarfetmek Mardır. Metizemne, bülthare tasbit — cdilecek bir sali vukuf hey'eli marifetirle ke- #f yapılarak bir rapor hasırlarmanı a karar verdi. —— HÜSEYİN BEHÇET Ancak Kotelnikovo'da Alman ta- İKTISAT ve SANA_YİI B | N Büyük Millet Meclisinde Baş- vekilim okumuş oldukları proğ- ramın muhtelif safhalarında der- piş olunan ve alınacak tedbirlerin tarbik suretleri hakkında ğemen çalışmalara — başlandığı anlaşılı- yordu. İcap eden kanlın rile kararnameleri hazırlanı zene yasetinde âer vekiletten gö rilecek mümessillerden —mürek- kep bir kömisyon kurulmuştu. Bu komisyonda işlerin sür'atle görülmesinin esas olması, zama- nm ve vaziyetin lözumlarına re hareket edikliğini isbat eyler. Başvekitin beyennamesini oku- masına kadar geçen 82 zamanda Ticaret Vekilinin Pge mıntaka- sında tayyare vasıtasile muhtelif vilâyetlere gidenek tetkikatta, a- lakadar müstahsil, aracı ve tacir zümrelerile temaslarda bulun. masr alınacak tedbirlerle verile. cek kararlar hakkında iSabetler teminine yarıyacaktır. Rge mıntakası sulh Benelerin. de Türkiye #hracatımın üçte iki- sinin hazırlandığı vilâyetlerimiz. den mürekkeptir. Balıkesirin faz- laca buğday ve hububat yetişti- ren, Akhisar, Menemen, Manisa; Sarayköy, Denizli, Buldanm ti tün, zeytin; pamuk; palamüt; in- tir, ürüm, zeytinyağı ve Saireyi istihsal eden mıntakaları ayni za mrmanda muhtelif sanayi mahalleri halindedir. Adaha; Geylmn; Mersin; Çus gfk mentakalar pamukla birlikle büğday, arpa, yulaf, bak- Uiyat; hububat cinslerinin önemli denecek müjtarlda yetiştirildi Fğe havalisi gibi giyecek eçşya sa- kumaş fabnikasından başka par Talklarımızm ipliklerile hazırlar nan kaput 'bezleri tabrikası vare zaklarda iken ölecek olursa... Gitmöklen: vazgeçi ” ÇDevaşu Van der. Bu fabrikada gece ve gün- düz işçiler çalıştırılmak Suretile yılda 13.000.000 metre kaput bezi gvekâlet Müsteşarının ri-” bazırlanmakdadır. * F sanayii ve dokuma tezgüh- tari da motömle ve makinelerle işletilen dokuma sanayil yanında önemli mevkiini almıştır. Deniz- liye bağlı Buldan kazasile Kad- köy nahiyesinde el tezgühlarile | yıkla 13.000.000 metre dokuma mamulâtı bazılanıyor. Bunların da iptidai maddelerini yine yerli Caret, iklısat, ziraat vekületleri- n müşterek tedbirleri, müstah- aanayi erbabina dokuma tez- göhları sahiplerine " hükümetin şimdikine nisbetle ösha - fazla müzâheret yiyecek maddeleri istihsalâtında müstehsile olduğu Ebi, giyecek eşyası imalinde sa- nayi sahiplerine de geniş muvaf- fakiyet imldânları verecektir. Böylece pamluklu giyecek ma- mu'dttan eksik kalan yüzde 20 ile yünlü mamulâttan yüzde 40 nn Üahi memleketimizde imali, dhtiyaca Hhazır bulundurulması “imkânları dusule gelmiş buluna- otktır, Başvekâlet Müsteçarının riya- setinde muhtelif vekâletlerin mü messillerini #htiva ederek tapla- nacak, sür'atle kararlar verecek ve kanun lâyihaları hazırlıyacak i un, Ticaret Vekifinin yaptığı tetkikata ilüve olarak şu işi de yapması temenmiye şayan- Kararlarımı vermeden, Küyiha- ları hazırlamadan — övvel müte- hassıs bazı zevatı sür'atle mezkür Tamtakalsaa göndererek tecrühe- lerile vaziyeti kavramış müstah- &l ve sanayi erbabının dileklerini hazırlanacak birer raporla tesbit eylemek.. Kararlarda ve Heyhalarda isa- bet böylece müemmen hale gel- miş olur. Bu yolda hareketlörin wendiği çok Iyi neticeler tecrübe- lerile anlaşılmış bir hakikattir. * Türkiye Cumhuriyeti hüküme- tinim 18 yıldanberi müstahsile, İSTİHSAL ve SANAYİ İŞLERİNDEKİ VERİM | L ü n gi ae ae ee Ğ l ea nnn aa ĞŞT ŞÜÜD TÜ a e A e, sanayi esbabıma, — yerli ptidal maddelerin sanayi için has* zırlenmasına temin eylediği ko- alylıklar, yaptığı müzaheret şim diki fyi ve müsast neticeleri hu- süle getirmiştir. Dünya yüzünde otarşi veya kifayeti iktemdi sis- tbikinde en fazlş mu- milletin de Tüzk ğunu — söylüyebiliriz. yeni kararların tatbiki i- tam kifayetin teminin! gimdiki 'a harbi ve onun doğurduğu adi zor gartlar içinde mutlek Burette hakikat haline getirebili- tiz. Bundan kimsenin şüşhesi - lamaz. Muhtelif mıntakalardaki iş is- tihsal, sanayi ve ticsret adamları Senelerce evvet Balıkesinde bir gün ve bir gece kallığımız raman Hacı Mehmet isminde Medinede kumaş, perdelikler ve emsalini dokuyan mekinelerini bu şehre naklite işletmiş bir Türkle katşı- laştık, Ticaret odasının o zaman- ki başkâtibi Ekremin yatında Hacı Mehmet: — Fabrika var, mamulde işte.. İptidai möddesi yünler, hazırla- dığım öplikler burada, Fakat satış yapmek, Sermaye koymak için şeriko ihtiyaç vandar, dedi. Muhi- tindeki sermayedar zevat de alâ- kadar olmamışlar. Bu sanayi a- damr da işlerini terketimiş. Fabrikalarının — malinelerini konsolosun teşviki ile Şamdan İş- tarfbula nakleden mihaniki Şev- ket de nihayet hırdavat eşyasını bazırlamak için bazı Musevi ser- mayedar'arının Mituflarınal! bo- yun eğmiş. Geniş, daha yakından tetkil- lerle yapılacak himayelerin, gh yecekten başka pek çok mamur Mtta dahi memdeketimize kifaye» tini temin eyliyeceğine çüphe olunamaz. Hindistan'daki ağır vaziyet Yazan: Ahmat Şükrü Esmer Z hükümetile — <Hint kongresi> toşkilâm arasındaki an- laşmazlık sür'ile gelişerek nazik ve ağer bir safhaya girmiştir. Kohgre partisinin, japonyaya Hindistan için bir tehlike saydığı anlaşıklığına — göre, — düşmanın memleket kaplarma dayandığı bis sırada idarede anarşi doğuracak bir hareketsen çekineceği zannes diliyondu. Sir Staflbord Cripps, Gört ay evvel Hindistana gitmiş, koöngre Üderlerile başbaşa vere- b sönlrl görüşmelerde bulun- müş ve Hindistân — meselesinin hali için gayretler — serfetmişri. No yazık ki 'bâr anlaşmaya var- mak mümkün olmadı. Fakat bu- na rağmen, Hint kongresi ('der- derl, 'Hindistanın harp gayretleri ni baktalıyacak harekette bulun- mekftan çekinecöklerin! bildi ler ve bu doğrü ve dü: ketâkongre Hiderlerine dü: Bir taraftan İngi ketten çıkmıya, öte (: İngiltereyi, terkedeceği — me ket müdafsa kalmıya davet gibi aykırı bir tek- lifin kabulüne — imkân olmadığı, melürdu. Hint liderlerinin - bu. aydarıkğı anlamamış — olmaları mümkün değildir. Fakat onları 'bu tezada sürüklyen vaziyet şu olmalıdır İnngiltere Hindstanı ter kötmiye davet edilecek. Fakat terkederse, memleketi kim mü- dafan edecek? Hint Hderleri, ga- rip bir mantık ve muhakeme ile bu meseleyi göyle hallermişlerdir: Önce İngitereyi memleketten çe (klâmiye davet edelim. Fakat çe- klmekle memleketin müdafaası noktasanda omuzlarına aklığı mes üliyeten kurtalmüş sayılamıyar' cağnı da bilürelim. Hindistandan çekilecek bir kuvvetin Hindislar nt düşmana karşı neden koru- mak istiyeceği ve istese bile bu- u nasıl başaracağı ancak Güandt . gibi mistik adamların kavrıyabi- leceği bir meseledir. Bu teklifin kongre umumd heyeti tarafından tasdik edilmiyeceği hakkında bese lenen zayıf ümit, evve'ki gün bu heyetin Bombay toplantısındakt kararla zaif olmuş ve Gendi, gya- zeteleri neşriyatlarını tatil etmi« ye, müalfimleri ve talebeyi de mektepleri gitmemiye davet et- mekle pasif mukavemet mücade- Jesine başlamıştır, Pasif mukave. met, Gandinin icat ettiği bir usak dür ve hükümetle her türlü mü«s Tasebeti kesmek, hateğ iktısadi ve içlimai hayatta pasif kalmak de- mektir, Gazetelerin neşriyatlar ni tatil etmeleri, öğretmenlerin ve talebenin mektebe gilmeme- leri, dülokân ve mağazaların açıl- maması gibi tedbirler, memleke tin ikdsadt, içcimal ve kühür ha- yatan: tamamile felce uğralabilir. Geçmiş tecrübdeler — göstermiştir ki pasif olarak başlıyan bu ha- reket, kısa bir zantan içinde &'e tf mahiyet alır. Zabıta kuvvet- lerile halk arasında çarpışmalar olur, Kan akar, ve bir nevi is- şan mahiyetini ahe. Bunu tasvip etmiyen Gandi, bir dofa, lân cb 'tği pasif mukavemet hareketi- böyle aktif bir şek'l aldığım gi , kendi kendini hapset- miş ve unııı Bir oruç tutmuştu. Fakat asayişin mruhafazasından mmes'ul olan hükümet vaziyete hâk memlekette bir Gandi - ve bir Nehru, harekete geçmek — şöyle dürsün, yetişemezdi. bile. Hintli- ler de bunu bildikleri çindir kt memdeketlerini — Japon istilâs'n- dan kurtarmak için İngilterenin yardırmıma güvenmektedirie.. Fa — kat b'e taraftan İngiltereden bu yandımı beklerken, diğer tarnf- tan köngre partisi de İn; bu gayeye matuf gayredlerini bt talıyacak bhareketlerden — çekin- memektedir. Bu sebepledie ki — Hindistanın — istiklâkine — candan taraftar olanlar bile alınan son tedbirleri tenkit edemiyeceklere dir. İngittere hükümetinin, pasif Mmükswemet hareketi yayılmazdağ ve gelişmezden evvel sür'atle har — reket etmek istediği anlaşılm.n”e tadır, Fakat bunu önliyebileceği — ni ancak zaman — göslerecektir. Herhalde Hindistanda vaziyetiğ ağır olduğu muhakkaktır. Şi aS