27 Eylül 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

27 Eylül 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T 2 —SON TELGRAÂAF— 27 EY10L 102 HALK FİLOZOFU KALANTOR toplan kilesana 125 kuruş is- temişler, daha aşağı satış Yap- muamışlardır., h Müstahsile, zeytinyağın kile- su, 100 kuruşa malelmuşa, - tediği fimt yine çoktur. Fakat, hüdise, elbette böyle değildir. Müstahsili korumuy a çalışırken, küçük müstahsil köylü ile, bü- yük müstahsil ticcarı ayırt et- meliyiz. Hâlü, birçok gtda mad- delerinin hangi yartlar altında istihsel edildiğinin — farkında değilir, Marakabeyi belediye- dere verirken, bugün, asıl fiat yükselişlerinin istihsaj mınta- kalarından başladığını vnutu- yoruz, Bir kuvvet, bir zor, bir el lâ- — Hadisel : ş Ki .n—ıfnda Sen A KURDU Bazı şikâyellere göre, çikolata- İarin içinden kurt çıkıyormuş. Halbuki, eskiden Ladık filân çe kardı. fakat, şimrdi çıkan bu kurt- dar, o fındıkların — kurdu olamaz miz. Fındik kurdu ise, makbul bir —ı l I sın, seba kendi kendine hararet neşreden bir meta değildir ki... Azizim, sobayı alıp ne yapacak- AHMET RAUF Ticaret Vekiletinden belediye- | ye devredlen iaşe teşkiliti me- murlarının yüzde yirmi beş pa- halıklık zamlar şubat ayından ağustos ayına kadar verilmemiş, ağuslas aylıkları belediye tara- fından zammile beraber — verik aiştir. Belediye gubattan ağus fosa kağar olan zamları, o zaman teşkilütin Ticaret Vekületine bağ- bildirmiştir. 1 EDEBİ ROMAN: AŞK ve GÖZYAŞI Yazan ! SELÂMİ İZZET İKİNCİ Sovgin bindiklen eoaca kudın yfö- ;m....ıı.ıma. kendine nı.m-ın — Evek kalecığız. ga yök, yavaş yavaş... Sovgin tendine geldi; — Naml zcobem'a yokt... Şotika şoföne hıltap ettir ne beklişorsunuz?... ı Ofamobi yürümeğe taşlayınca Sev. goe skulda: D T esle dererne uçer gi kazödan koçkarım... MÜSTAHSİL REŞAT FEYZİ zım ki, kilosuna 125 kuruş isti. yen zeytinyağ müstahsil tücem- rınan bileğinden yakalasın, ma- liyet besapları yapsın, normal bir fiatia piyasaya — mutlaka Mal arsetmesini mecburi kılsın. Bu işi kâm yapacaktır?, Bu- gün, bizde eksik olan teşkilât budur?. Her maddenin men- bamdan istihlâk —mmnlakasına kadar geçirdiği macerayı ince hesaplara dayanarak etüd ot- mek Tüzamdir. Bu iş yapılmı- miyor. Ve yapılmadığı için, Finl murakebe, piyasa tedkik. leri, İstanbul sokaklarında ka- hiyor, Halbeki, Edremilleki, Ayva- Tiktaki kalantor müstahsil tüc- car, çubuğunu yakmış, İstan- buldaki fiat murakabe sistemi- ne biyik altından gülmektedir. Yeni borsalar ve ticaret odaları kanunu projesi hrimi: lerildi Yeni borsalar ve ticaret oda- ları kanunu projesi tetkik olum mak üzere şehrimiz Ücaret oda- Sına gönderilmiştir. Yeni kanunda küçük sın'aUsr erbabina da büyük bir ehemmi- yet verildiği gihi tüccarın kerdi kendisini ve blzbirlerini kontrol virülesi de bulunmaktadır. Kızıltoprak halkının bir dileği Üsküdar, Kadıköy ve bavalisi halk trsmvayları; şirketi, Kızıl. toprak nahiye müdürlüğü önün- deki durak mahallini lüğvetmiş- tir. Hahuki; nahiye binası, Bağ- dat caddesi üzerinde ve Fener- yolu durağından uzak bir mesa- fede bulunduğundan — eyveke; nahiyeye gidecek eshabı mesali- hin çektiği göçlük nazarı Hibare alınınış ve bu durak ihdas edil mişti. Nahiye doktoruna başvuracak | hasta ve ihtiyarlarla çocukların, durağın Hağıvından — gok cüçlük çektiği görütmektedir. Durağın tekrar ihdası için bu havalide oturanlar Kadıköy kay makamlığına başvurmuşlarra da kazaca durağın lüğvı için hiç bir sebep göslerilmediği, şirketin be- | lediye reisliğine müracastla liğv kararımı aldığı ve dileğin beledir yeye billirileceği cevabı vesik yapılarda kullanıldığı heber verii- yor, İnşamt için Hüzumlu müleeme yök mu?, Eğar, diğer bir Çok madie. 103 KISIM - geliriyondu, Onu birtz sonma kurtlara tenlen Odzcekti, Biras sbara Sevgin olomubilia terg YOl takip ettiğini furketu: aasunuz, başım DEĞ, Bevgine sokllup yaledı: — Birez Lokuran Tüku — hoklıyar Kabrodorumu çıkardı. ve Şetika Çok meşgül alğuğum Bir günün ak- germada, bir dovt — Siyarelime gakli, Bu arkadaş, bir iktsadi müçesesede | nnum—ııuı-mmı.ı—ı,* yani erkândan bir zak Beruber cp biraz dolüşacak, bel- Hi de, bir yerde olurup biraz dinle- | nerek, dertleşeceklik, O, bir an ew> | Ve çüknak için, — sabrmalaaiyor — ve # de bir de: birek, — yürle yaplrsa, Nesil olur yabuf, Bu egvruka değil K, yörme : kulen, yarın içtekatına — Siza işler yarına - birakilmez mat, — Hayır... İyi kötü, günün bütün #üecini ağnl gün bilirrek Mizim, Çön kü, gaznte hörgün muntammıran meya zzedbur ve mühkümdur, Blede yörma borakılmısı mümkün iş yoktur, | bizde evvak 14 yaktur, No bevüle ©- | Bedbilleir, ne daryacına koyabiliriz, j ne de İçiciki iça Dir baykü — anasaya — Fekat, bu, başa çıkar enı? . Son bayuna çu işimi / bitireyim, — düyorsun amma, Ş bitmez ki....Buğün — bitiric- | #in, yarın yine üş vandır. İyi bilirmee aağnŞinEN, GEelDlk ş Birez daha soğukkanlı almmlı. Arkadayın, sbana dana gü tdarayi srdata! İlçi akbap varmış... Birl ötekini ne zamam Tyarete giüse, omu hep İş Ür- tönde bulünmuy.. — Çalışkan — olanı mütemzdiyon: — İğim tar, gunu bilirtyüm e öyle öyle konucclun, dermiş we eşlar, yül- Tarca bu hat böyle deyam ader, bil- tabi işin battiğ bir güç dahi görül- ariemniş... Beriki, kzmiş, Şi bitmyen arkadam şına, bir gün: — Benimle beraber gal, demiş, zor- la daldirp götürmüş, yürümüşler, yürümüzler, nihayot bir mezarlığa gelmişler... Her gün çelştiği — haltle, işini — bitiremiyen — arkadışına, — öteti, anezarları göntererek: — Burada yatanları görüyer ma> Bun, dümiş... —Wt — Bunların hiç birinin ti bilme- aniğ... Bazılarına görç, işi bitirmiye çalış- vek beyldedir. Çörkü y VRmeea Bazılarına — göze ise, işleri — gümünde | Bitktmek Küzamder. Siz, harıgi fiir be- sebarenızı, R. SABİT Üniversitede bir talebe müracaat bürosu açıldı Üniversite talebe birkği gerek yeniden bu yit Üniversiteye kay- dolacâk talebelerin müşkülterin! halein ve gerek — diğer kayıtlı talebelerin zorluklarımı — hal ve Yol göstermek maksadile birlik merkezinde bir «müracaet büro- Su» açınıştır. Bu büro Avni Kefeli taradından idare olunmaktadır. © TAKVİNW © Birden göğmünü kobarttı Dostura ba başarımı e— öğünebi Heceleki, Bünden sönrü Mehmet ona güvenebilirdi. Elindea bu '9 te — geli- yor demekti, Otompbil Çurçir el çastıği he Mebmetle arkadeşlarinin ae pacakklarını, ne yapımıya Giklerini bilmiyordu. Acıba kan dükecekler miydit, Sefikanın içine korku girdi. Bereket vemin bu bal çok — uzum sürmedi, Otomabil — ağaçlıkların ara- simds yol algor, uzsktarı uzağa, puhu kouşları e kurbağaların staleri duyum Tugor, bu ahenge decizin sesi de - ka- rişıyordu. Şefikanın körkusu suttmıya başled. Yüreği yerinden kopecakmış gibi a. 'Harp Vaziyeti ' Stalingrad şimalinde, Alman sol I birşey demezlerdi! | cenahile Rus kuvvetleri arasında- ki muharebelerin ehemmiyeti ÇCYazan: 1. 8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) Doğu cephesinde. ket büyük bir laarruza aslü delâ- let etmez, Rus mekez orduları Kumandamı General Zükov daarruz yaptığı günlerde Alman ordusu Kalinin ve Rejev cephesinde 40 - 50 kile- metre kadar geri çekilmişti. Bunu unutmamak İğzim. Eğer Almanlar bu vasiyette kalmak isletlerve, kışa doğru bu onlar için çok güç olacaktır. Rusların muhtemel kış taarruzları karşısında bilhassa Re- jev mınlakasını muhafaza ctme- leri İmkânsızdır. Bizce bu Alman taarruzları, cephe müdafaa hatlır mu düzelimek, Stalingrad'a sevke- dilen Rus ihtyatlarını bu cephe- ye çekmek ve nihayet Rus Baş- kumandanlığını — şaşırtmak — için yapılmaktadır. Stal'agrad'a gelince, şunu söy- liyebiliriz ki artık mühim olan muharebe sokaklardaki ve evler- deki boğuşmalar değ'i, şimalde | Alman sol cenahile şimalden mü- | temadiyen takviye edilen Rus kuvvefleri arasında cereyan eden * PA Bu ge biçim roman tenkidi, ro- man tahlili, yahut roman teşhiri böyle?, Vâkıa eser sahibinin ten- kitçiye itiraz etmesi, yahut da cevap vermesi pek âdet değildir amma, insan bazaa buna mecbür kalıyor, — Meselâ vaktile — üstad Hüseyin Rahmi de, galiba böyle bir meoburluk karşısında kahlığı için o zaman küplere binerek koyameti kaparmıştı. Fakat be- Tümki şimdi öyle olmıyacak, ben şimd" pek hafiften birşeyler m> rüdanacağım. Şahsan — çok sevdiğim İzmail Habib geçen gün benim «Çinge- neler» romanından — bahsediyor- du. Bu, bir tenkid miydi zemen miydi, yoksa girişilen bir işin yasaksavma, âdet yerini bul- sun, döstlar Büşverişle — görsün kabilinden üstünkörü, çalakalem, yarımyamalak ve karmakarışık yazılmış bir yazı mıydi? Anlıya- bilene aşkolsun!, En iyisi, döstumuzun bu ya- zısı için bunların yayrı ayrı ve tam olarak hiçbiri değil de için- de hepsinden birer parça bulunan acayip bir yazı salatası demek en uygunudur. İsmail Habib Çingeneler için yazısının baş tarafında ebu, yazılır zoman değil bi ihlisas ve sali- hiyet işidir» dedikten sonra ya- zının sonunda da sortada raman yök, bol böl malzeme var!. bu- yurüyor. >Bize kalırta dostumuz öyle de- meyip şöyle diyecekti: Roman umduğumuz — kadar kurvetli, mükemmel değildi, şa ve bu cihetlerden zayıflı. Bunu demediğinin, yabut da diyeme- diğinin sebebdi, geliba kendisinin Çingeneleri tamamile okumamış olmasındandır. Eğer o, bunu ta- mamile okumuş olsaydı, — esertn baştan, orladan ve en zayıf yer- lerinden karmakarışık - bir kaç parçe almakla işi bitirmez, kısaca olsun mevzuunu anlalırdı. Orta- da mevzu yok, asıl kahramanla- Tin o da baş taraflarda kulak üçe larından birer parça gösterilmiş, büyük savaştır. Stalingrad'ın â. kıbeti bu savaşıa neticesine buğ- bir tehlike hbaline gelmektedir. Diğer iaraftan Ruslar Volga üze. tinden Stalingrad — müdafilerine hâlü kuvvet ve cephane gönder. miye muvaffak oluyorlar, Bu da, Almanların şimal ve cenup kol- larile şehrin doğu mahallelerinde henüz birleşemediklerini ve Val- ga garp sahiline henüz hükim ©- Tamadıklarımı göstermektedir. Bu- munla, şehirde boğuşmaların bir müddet daha devam edeceğine hükmedilebilir. Kafkasyada Almanların Tuapse Timanna yaklaşmak ve petrol sahasını isitlâ etmek için yaptıkları taarruzlar pek ağır in- kişaf et N Almanların Kafkas dağların. daki mühim dört boğazı zorladık. larma dair yeni bir haber yoktur. Fakat bu boğazlar istikametinde orta Gürcüstana inmek isteyip is- temediklerini ilk belirecek hare- ketlerle anlıyabileceğiz. Mareşal Timoçenko, geçen zamandan isti fade öderek bu istikametleri kuv- vetle kapamış olabilir. —— ZAR SOHBETİ —- Bu Ne Biçim Tenkid Vay Zavallı Romanların Haline! — Yazan: Osman Cemal Kaygılı eseri baştan aaşgı sürükliyen im fanın, en şiddetli ,istihaleli ve sönmek bilmez kalb ihtirası, ne- dense, - herhalde okurmadığı i- in olacak - inkâr edilmiş, mali> hulyalı nazlı, eserin sonuna ka- dar birinci sınıf mücssiri olduğu balde daha baş tarafla kadro ha- Tici bırakılmış ve romanın yarı yerindeki garnitürlerinden meş- hur Çingene kavgası ile yazı bi Bü işte mülehassıs - olcuğuna herkesin kanaat getirdiği İsmaik Habib bu kavgadan bahsederek yazısını bitirirken soruyor: — Roman ne oldu? Oku ŞÖM anlıyanın ne olduğunu | azizim, hiç okumadan birşeyin sonunun ne olduğu anlaşılır mi? Senden, o baş taraftaki Çinge- nece nirninin küftesini, yabut çingenece şoçarın ne demek ok duğunu veya Çingene kavgesin- daki karçılklı atışmalarda neler söylendiğini soran kim? Hem romanda iki değil, kar- menin teki bile yokken, sen ik! karmeni nereden çıkarıyar — ve bunları duha baş tarafta, nasl cılklaştırıyorsun?, Tepobaşnda çalınan mızıkanın yaz gecesi havaya uçurduğu Küae- mene bakıp Nazlıyı da, Gülüzarı da birer Karmen ve İrfanı da ow başı Joze farzetmeğe — kalkmak, mangaptollukta, yani malihulya da 'bizim Nazlıya tayçıkarmaktan da beterdir. Galiba İsmail Habib dosturmuz, bununla horozda meame arıyor. | Ah, birşeyi iyi ve anlıysrak okü- mamak, dostfar ahşverişte gör- sün gibi, şöyle bir baştan, bir ortadan bir sondan yarımyama- lak göz gezdirip sonra da ona dar ir mütalealar yürütmek amu ve batası ah! Bu eseri Nurullah Ataç, Hakkı Süha, Faik da yazdılar, om- lar da bundan uzun uzün behset- |llı|ı zamanımızda MAHKEMELERDE: Otuz oluz beş yaşlarında — görünen bir Gdedi, Hükikniç — aalacımda ga ARhavere geçd — Adin, soyadın, — yaşın, temle- derln, işint, Adam Ahmet Soytncan... İsan- buluyum; — obüz üç yaşmadayımç Te bmv- — Sonin isilçük çocuğum, mahalle a- gasında, armcda imekeyle Barpt pahe Aetmış, Arkeclaşı — Şerifin — genesinden aüf yaralanmasına sebep olmaş. Şi Küyet edişorlar, Ne Giytceki — Ne diyebilisim, eösadın? — Ben, tartacda bile değilim, Olmedüzleci ça dişiyorum Hvde değilim ki.. — Çocuk, akne bir parça kerpil geçirmiş, Bir de draberre Heackeni bulmuş; pütistmiş, bunda benln kabahalim wet, Kğec b | uııtm-ı Kabehati yapen ban — deği. | » Docuğu muhaköme edia. a böyle... Küçük çocuklarım | dabahütlerinden, — velileri muhakeme | edlr, Ahımet, yerine otundu. Şahitler dinleniyor; bir kaç tanet yedi #ekiz ve on yaşında çomuk bunlae arısımda, Almedin, — karyili patlatan at sekiz yaçında Narif te var, ı»ı—Mm——mw ya ealadığı sübit görülüyonür. — Mehie- me, Ahmedin, Ce Künumunun — GöL incl maddesi mücibince oe beş İi pabi cemsi ödemesin ve üç gün hep- gin kacur verdi, Mahlemeden çücan Ahmet, elinden tutuğu sriiz yaşındekl çocuğu Na züle edeşıyordu. — Gördüm mü yediğin herzeyit Ba- geu ne İşler çıkardın! Seni evde bir tepelareyim 6, eklin başına gelsin, Çocuk, dudağını — kivırnış, — düyak gözleri dolmuştu. Orada, korldorda bulunanlardım bi * Çocuktur, birader, dedi — Fasla dzdüne varıp ©a ağlatıp sızlrima, Han, banim Sklım emmedi. — Mülareka se- Delerinde, Kadtköyünde, Kuşdili — Ça- Şırında, gokaklarda, karpit — patimtır. dek... Mokarna barınu patialardiek... Kümse bic şey demezdi, Kapit, barut göyle dürsün, — blzim — aamamınızda, bomba patlatıak bir. demezlerdi... HÜS!I BEHÇET ö tilor, Fakat bunların hiçbisi Nazlı ile Gülüzarı Kavmene ve İmsnı orhıqı Jozeye benzetecek kadar ükülYe sevgili Habibciğim, da- rılma amma gen birim Çingene- Terin beşındaki Karmen havasını görünce kendini olasıya hayale vermiş, Nazlı ile Gülüzarın çadı- rında Karmen, yani Çingene e- vinde musandıra aramaye - kalb- kışmışsın!. Fakat senin aradığın © muhayyel musandıra yerine ro- manın içinde benim sana sundu- ğüm nelek vardı, neler... Vardı amma bunları okuyup görmedik- ten sorra be ne vapayım? Hani Güvur Etbem, hani Çakır Emine, hani Reha Bey, hani o Kazıklı- buğdaki çifte kıskançlık sahnesi, hani Katıroğlu katır. Memduh, fari Galata rohtımı cinayeti ve hani senin uydurmasyan, yahut da atmasiyondan Karmene ben- zetmek istediğin Nazlının bütün bu işlerdeki tesiri?, Hani İrfanın âkıbeti, hani derin, istihaleli, zik- zaklı, fakat şsasta bir olan derin bir sevda hticası sonunda Tos- kaların bağındaki son manzara? Diyeceksin ki buzdarı ben hep atladım. Peki amma niçin atla- den?, Yine diyeceksin ki çünkü bunlar hep teferrüat!. Fakat ro- manın, yahut da eserin aslı hanl merede, mevzuu nedie?, Loncedaki Çingene kavgasın- da roman kayboldu! diyarsun... Roman kaybolmadı, raman kar- Şında dürüyor amma, sen önü yar yolda dalgınlıkla düşüedün galiba!, Okusana alt tarafını be mı..— rek adam!. — Bu yorgun kafa ile kim oküs yacak?. h Diyeceksin... Eh işte okuma- dan, yahut da şöyle üstünkörü, sallapati rafından — okunup dostlar alışverişte görsün kabilin den yazılan roman tenletleri, ya- hut tahlilleri de bu kadir olur, Eğer <Romanlarımız» — başlığı altında yazıları öteki romanların " tenkid, tahlil ve teşhiri de böyle yapıldıysa Vay zavallı romanla- rımızın beşina gelenlerel. DDD İTALYA'DAKİ hoşnutsuzluk.. Yazan: Ali Kemal Sunman İtelya hâlâ niçn bu harbe de- vam ediyor?, Yahut İtalya daha ne bekliyor?. gibi sualler vakit vakit dönya masbuatında merak- da ileni sürülmektedir. Son gün- lerde ortalığı az çok meşgül e- den de İtsiyadak yeni neşriyat #lmuştur. Ötedenberi İtalyanın büyük bir imparatorluk kurması davasında olanların kaç sen Böyledikleri aşağı yuükâri m: dür, Fakat harbin türtü acıları savukduktan sonra — istikbal büyük emetlerden bahset. bir teseli çaresi gibi tedir. Bugün İtslyanın harbe de- vam etmesi do, yahut bekliyerek durmas; da yukarıki suallere yol açarken vakit vakit İtalyanın süm kün ve harekâtındin mdna Çır Kkarmak isliyenler bunlara cevap- İşrmı vermek merakından da kendilerini alamazlar. Ötederbe- 1t farkına varılan bir hal vardır: Anglosakson taraf, İtalyan mik feti ile hiç bir düşmanlığı olmar dığın daima tekrar etmektedir. Eğer, diyorlar, İtalyanlar bu barpte muvaffak olamadılarsa bu onların iyi harbetmediklerinden deği, istemedikleri bir harbe sü- güklenmiş olmalarındandır. Sonra memleketlerinin haricin- de yaşamağa medbur kalan, onun için de bugün çoğu Amerikada bulunan İtalyanlar da Anglossk- son tarafı aleyhine — İtağyanın böyle hasbe girmiş olmasına yas mıyorlar. Amerika harbe girinciye kadat İtalyada bulunmuş olan Ameri- kab muhabirlerin oradan yeni dünyaya döndükleri zaman ga- zetelerine yazdıktarı taplansa bi zer kitap olacak, Herhzlde İtab yanın yaziyetine dair bu muha- bürlerin duhâ yazacakları da var dar. Fakat şimdiye kadar neşre- | dilmiş olanlardan şu bir iki nok- 'tayı çıkarmak kabildi 1— İtakyada halk bu harbin zaferle biteceğine dair ilk besle- diği ümitleri gilgide kaybetmek- tedir. Harbin acılığı daha ziyade duyulmaktadır. 940 da İtalyanın harbe gidiği zaman ile 941 ara- sında büyük fark görülmüştü. Br fark 942 sonunda daha büyüye- cektir. 2— Fakat İtalyada dahili bir isyan çıkarak hasplen çekilmek için bir harcket olacak diye tahe min etmeğe mahal yoktur. Buna Tatlmal verilememektedir. 3— Awvrupa kıt'asına müttefik ler tarefından asker çıkarılır ve Almanyanın Avrupa kıt'asında yenilmeğe başladığı görülürse o zaman iş değişebilir ve İtalyada Anglosakson #lemine karşı harbi istemiyenler de müttefiklerin Avrupa kıt'asında askeri ve fit muvaffekiyetlerimi görerek istik- bal için ümitlerini — arttırırlar| kuvvet bulurlar, Yoksa İtalyada- ki hoşnutsuzluğun filiyat saha- sında bir hereket halini almas- na imkân görülmemektedir. 4— Müttefik İtalya ile mütte- £k Almanya arasındaki — resmi münasebetler ne olursa olsun Ak a<matların İlelyanlara karşı olan vaziyeti en hafif tübir ile şudur; Memmuniyesizlik. Buna mukabil İtahyanların da Almanlara ketşı olan vaziyeti yine en hadif tübir ile göyle tarif edilse gerek: Mem- nuniyetsizlik. Her iki müttefik birbirinden hoşnul değil demek; şına gelenleri bep — İngiltereden bilenler çoktur. Fakat Amerika- lılara karşı İtalyanlarda böyle ese ki ve yeni bir husumet görülme- mektedir, Çünkü İtalyanın Ak- Gentede hâkim olmasına mâni ç- an Amerika değil, İngüteredir. Aranılarn işçiler Amelelik, Uusta çözücü, çıral masangoz, — tenekeci — tesviy tornacı, elektrikçilik — işlerinde | çalışmak istiyenlerin Nuruosmar niye camlüi avlusundaki işsizlere iş bulma yurduna hüsnühal kür Bidi ve iki resimle mürscsat! “icap etmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: