15 Kasım 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

15 Kasım 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(KDAT ) Vispanya ve Portek!z Yazan: Ali Kemal SUNMAN MAHKEMELERDE» Harp Vazi_x_eti._ Va citita gl "Bükreş Ateşemiliteri ) | ne yapardım ? HALK FİLOZOFU PROPAGANDA Lokantaların yaptığı |— Yazan: İ, 8. Eski Kiyinetli muharrir Sadri Evtem, Propoganda isimli iki c bir eser vilcude getirdi. Ayni muhar- ririn günlük yazılacımı takip eden ler, onun, bu mevzur ne kadar ehemmiyet verdiğini bilirler; Sudri Ettem'in bu iki eildik ye- ni eserinde, memleketimizde bu- Künç kadar çek söylenmiş bir ta- kım fikirlerin, ilk defa ilimleştiği- ni ve güzel bir tasnif süzgecinden geçcrek kitap haline konulduğunu görürüz. «Propagandar yt okuduktan son Ta -hem madde, hem ruh olarak- insanların bugünkü manzata ve yapılatından derinleştirmeğe mec bur olduğumuz no kadar çök ta- taflarLolduğunu bir kere daha an- kyoruz. Badti Ezicmi progğaganda mevTiNhU sefradını camhi, ağyarız nt mânis birterzda ele almakta ve Bu büyük davanın Töşik okluğu basumağı tayin etmektedir. Bu- Hşddaâ SONT HARP VE SÜFÜRGE Harpton bahseden bir karika- türde, ateşla şimaif Aftikaya sıç- radığı ifade edilirken: «— Çat orada, çat burada.> BDeniyordu, Waktile bilmeceler vardı ve bu | farif süpürge demekti, Harp bir- çok bakımlardan bakikaten süpür geye bemtemiyor mu?, İHTİYARI ELGRAFİ| ' Lokantaların tarifele- .REŞAT FEYZİ güm, hayat, hâdiseler, herşey pro- pagamdadır, Hakikette, iyide, doğ- vuda, güzelde; herşeyde propagan danın tesir ve hissesi vardır. Pro- paganda, bir ilim, bir sanat, mült- Kü bir iş ve illisağ mevzuudur. İi cililik «Propaganda- yı - kurken, insan bazan dehşet duy- makta ,bazan, ürkmekte; >bazan kadar basit, şümulsuz ve Iöaletia. yin bir idari iş deği Propa- ganda> bir kafa ve o nisbette bir davayı ilim lâboratuarına sokrmuş, onu takfi! etmiş, teşhisler koymuş, bazı hükümlere Bü Geğerli eseri dütünmek, öğ- renmek istiyen okuyucularıma tav siye elmeyi yerinde bir hakşinms- lik sayarım. | Yeni Tabldot FİATLARI rinin tastikine başlanıldı Şetirimirdeki lokantalarda tatbik olunacak tabidot yemek tarife ve ücretleri hakkında Daimi Encü- men tarafından kabul olunan ye- bu ayın 20 inci Cuma lediye reisliği kaymakamlıkla- Ta bif' emir göndererek o güne ka- | dar her lokantanın tarilesini tet- kik ve tasdik ettirmek üzere be- fediye İktmst müdürlüğüne tab- | kükt !muıı&.——mm Parai, feki halanılmluler lokumluların ne hale | den ilibaren başlıyscaktır. | | doğru değildir | Gi möddeleri patrlıdir, bir kıatm | mnadnolçrin öyi kalileleri - bulunmuyor. Haunlar malürr Yalan değildir. Fakat, bt hali, en çek sfizmar eden lokamta- dezdar, Simni, İstanbulda Jokaatalarin miktari eç gürkere ninbetle arlnışlır. Eğeç, bog diğkiein olca, duha bir kağ l Kasla açılacakdır. Cünlet, bütün pabalıkığa rağmen, İs- | tabulda keeif biz üzaret ve iş udam> aT Zümresi vardır. Banlardan mülün bir Gmena bu yehrin mirafiridir. — Vakti- Te bucadü oturmazlardı. Bir tamen mimeirler de var ll bi> AAdA para yemeye gelmelerdir. Bu yüz- den İstarbul kalatal kleşmiş, di İa- taabul halkı, bu. sekalirler yürürden “rehatsiz Olmupylur, Bökün bu insünlarin yemak yedikle- İ Yer sksntajakdır. Bugün, vekliyle tavmutena serva yapan Tokantmlar da- &v bozuluruaştur. Harp var, bergey Do 8 gög bahsanyzyor sözleri, bu lo- ÜĞ Kıda madöesi ve Hhemn de dena servisin ver ienek ledir. İstandadun yabancını olan mkeCzlı &eldiğimi pek güzel Crkelmektledir. aİyh, kasançları fevtslâdedir. Ziyan elmek yöyiç daran, eekcininden bir kaçi macli fazin kazanımakladırlar. İddla şitikieri gibi, gıda —marddeleri pök pabadı değikdir. Hatlâ, bir kınım lo- Kanlaların veiiyle yeur fatlea £| yantz #ir çok makemeleri vatdar, Günü gü- Düne aldıkları maddeleri de onlar Tuyorlar, enüylür, Mrde bosulmadan yemek ye- nebilecek iskanla mikterı çok amimaş- Hakat, pirasada pek âlâ iyi yağ vardır, Çök Kamtrmak arsası — olduğu öuhük- haliclan duha ucuze okmamın yolunu bu-| Butün Töğman, yemek balisesi çok düp- tiatleri son günleede hat | y | Derne cenubundaki dağlı arazide | DOĞU CEPHESİNDE VE Şİ- MALİ AFRİKADA HARP VA- ZİYETİ: Rusyada kara kişın bütün şid- detle hüküm sürmesine iki haf- dalik bir zaman kaldı. Almaslar, Stafingrad, Tuapse, Vladikufkus ve Grozüy gâbi yakın hödefleri -3 aydan fazla bir zamandanberi duğraşlıkları hâlde hülü zapicöe mediler, Stalingrad'da yeni Al - man taarrüzu ve Tuapse kesimi- ne yeni Alınan kuvvetleri getiri- mesi, Almanların bu hedefleri eb- de etmekten henüz vazgeçmedik- lerini gösteriyor. Rustar Stalim- Şrad'da yapılan Alman taarruzu- Nü püskürtmüşler, Tuapse'de ve doğusurda matıkabi aparık arazi kazan - | aluşlardır. | #rün, yakın bir öürianda Rus or- künü hafifleteceğini ööylemiştir. B. Stâlin'la bu dü - | ve Kafkasyada bazı kış taaruz- | 4 bulunmak, Ruslara gtra - lalar temin edebilir. Sta- ü Don dirseğindeki AL | man çıkıntısı, Rüslar için cazip bir hedettir. Löüoya çölünde İngille ordusu, 'Tobruk müstohkem mevkimi ge- zide bırakmış ve görünüşe göre Derne civacına yaklaşmı isü bakiyesinin | de tutunamadığı ve Sirle köric bir mihver kefilesi geldiğini mü- | ver tebliğlerinde de okumadık. Trab'usgarp ile İtalya arasındaki deniz ve hava bülgesi, İngike de- nizaltılerının — ve mütlefik hava kuvvetlerinin çok sıki kontrolü altındadır. Bundan başka Tunus topraklarında süratle ilerleyen Amerikan - İngiliz ordusunun asıl hedefi yine Tablusgarp'lar. Bu müttelik ordusunun, Tunus ara- zisini süratle işgal etmesi ve Trab- Tusgarbı ele geçirmesi çok kuv - velii bir ühtimaklir. Zira, müvver tarsf buraya ancak hava yolile kuvvet gevkedebiliyor. Gönderi - len miütvee kuvvetleri de, Tunus- taki Fransiz kuvvtler'nden mu - le görmeğe baştamıştır.. Bir ymuzda izah ettğim'z veçhile K ordusu Tunustaki demir a takiben Bizerta ve Tu- gerine süratle ilelemek- İşte bu vaziyet kazşızında Rom- mel'in Sirle körlerine ve daha sonra Trabluagasbe doğru rcat etmesi, ancak mihver ordusunun Sirte körlezinde duramıyacağı ve | hiç olmezsa motörlü tümenlerile am edeceği şüphe - taarruza di huşgarba yi barekâtının edeci kilmesile neticelenecektir. İ — Gönüllü hastabakıcı hemşireler kurtları Hatdbaketik öğrenmek ste- yen bayanlar için Yandımseven İer cemiyeti tarafından yeniden acı hemşireler tadır. Bunlardan İ temiyor. | dayı alacakmış. Sasiçi ve kuyumcu Kirker da- | vacı idi, . — Büyle şey de hiç başıma gel- memişti, diyordu, Saballeyin va- | pura bindim. Elimde de çantam vardı. İçinde, tamir edilecek kay- | metli saatler, bilezikler, takımnla- rem vardı, Çantamı vapurda karşı tarafımdaki portbagaja koydum. Bir gazcte aldam. Gözeley okuya- rak Köprüye kadar göldün, Vapur Köprüye yanaşırken, bir kaynaş- ma oldu, Herkes, erken çıkmak i- çin kalkıyordu. Yanımda oturan şu zat da kalktı, Benim çanlayı al- di Yürümeğe başladı. Arkasından iben de eyağa kalktrm, Amma, portbazaja baküm. Tıpkı beniti Çanta xibi bir çanta daha duru- yer, çanlayı elime aldım. İçinde, | tangur tungur bir şeyler var, Ar, | kasından Tırladım, Gidip çantama, sarıldım. İçinde dört beç bin Ura- Taktan fazla mal var. Hem de, be- | mim de değil, Çantayı vermek is- — Benim! diyor. Zorla elimden akkım. Demek, benim peşlmmi kok Tuyormuş. Dalgayla, benim çanta Bibi bir çanla bırakıp benim çan- Dava edilen Faik, düşemeci idi. © da, şunları söyledi: — Tesadüf bu ya! Benim çanla du, tıpki omun çantası gibi, Her | Kün, bu çanlaya yemeğimi koya- | Tum, İçinde, çatalım, kaşığam, iki tane kapaklı alüminyom tasin da yemeğim bulunur, Bu sebah da evden, tasın bir'ne lâhna kapus kası, öbürüne de pilâv koydular. | Çantama yerleştirdim, Çantamı n- | hıp vapura geldim; bindim, Çıkar: ken, yanlışlıkla, Kirkorun çawta- SD almışını. Vallahi, billâhi, far- kında değilim. Arama tıpkı henira çanlama benziyor. Soura, işte, an- Ângiliz Başvekil'nin san mutkume da İspanyadan, — Purtekizden bar hisle bu her iki dost ve bitaraf devletin vaziyetine — temas edil: amesi şu cihetten de dikkate değer. bir keyfiyet olsa gerek, — Şimali Afrikada — hatbin : iukişadı siynset âleminde de artık bazi hallerin kaf'iyet keshetmesi ile beraber oluyor. Meselâ İspan- yazın, Portekizin bu harpte bita- Tef kalınası hali gibi ki bundan Sönra artık ba mevzuda şüpheye mahal görülmeme ktedir, — — Vortekiz ötedenberi İngilterenim “mütlelikidir. İspanya ile İng'ltere grasında İse eskiden kalma bir düşmatilik olduğuna hükmederek bundan bu seferki harpte İngiltere meyhine İstifade elmek içim mih- ver tarafı az çalışmamıştı. Pakat siyaset üleminde bugünün bakiki menlfaatlerini İlakdir — edenlerce #rüik tarihe malolmuş eski busu- metleri tazelemek doğru olmuya- cağını İspauyanın devlet odamları bilirlerdi. Onun için pek cazip va- itlere rağınon İspanya 'bu Hharpte bitaraflığını şimdiye kadar muhar Taza etmiş, geçen dünya harbi kar şısında olduğu gibi bu sefer de kavgaya karışmamayı tercih et- * miştir, Bu bitaraflığın şimdiden Sonra du mubafaza edileceğini is- Bat edecek delifler ise günden gü- Be vakayi ile kuvvetleniyor. İs- panya eğer mihverle beraber ola- rak bu harbe girmiş olsaydı müş- lerek zaferin sonunda onun hisse- sine ne düşecekt İspanyanım eski imparatorluğunun bugün İne Kilizlerin eKade bulunan nereleri varsa oraları alınarak — kendisine verilecektir; dendi, Cebelüttarık! da böylece tekrar İspanyanın ola- caktı. Cebekittarık üzerine yapıla- cak herhangi bir hareketin nasıl oli akim bıraktılacağını ise orayı gi- den ve İngilizlere misafir olarak lsklığı gibi, geli ikama sarıldı, Neden sonra iş liğ etmiştir. Bu emir üzerine dün- | den itibaren lokantalar yeni ta- kezmdar, Hulüsa olarcr gumu tekrür öler $öl yollarmdan | * teamvay duraklarımın AT kaklırlması me kadar iyi okdu. Aruk, arbalar adım başında dur- | muyorla, Bu halden, vatmanlar, biletçi- der de çok memnun, Eir vatman geçen gün şöyke diyordu; — Öyle yolcular vardır ki, ne- | < gedeyse, tramvayın, evinin kapı- sında değil, yalak odan — önünde durmasını isterler.. ET FİATI PARKLARI Eilerin, şehrim muhtelif kasap- larında çok ayrı flattan satıldığını kaydeden bir gazete: *«— Bu kadar da kalite farkı o- - İar mü?. Dişor. Olur elbette, vaktile, et işini tet kik eden selâkiyettar bir zat, T0 türlü et olduğunu söylemişti. YENİ GELEN OTOBÜSLER Tkırııfik—çl—ö“i getirtti. Bunlar yakında şehrin ea kalabalık semtleri arasında işle- miye başlıyacak., Fakat, otebüs getirimek ümere çok daha evvel harekete geçen — Aramvay Harsinin Masırdan gele- cek otobüsleri ne oldu, acaba?, t AHMET RAUF Mizâlil ve milli roman No. 30 BİR PALYAÇO DÖRTCAN- BAZ BİR DE HOKKABAZ İ / |e bir mazanan büşinda — ilgara - Buruya eut — Parteiyle değl mit, Eibet bu- | yordu, | Kraliçe garabiyle Dükan gözlerini gü- gaya. Ratip çam sakızı gib yapakam ya- | rünce melesi göşkaa Ocdsmi burüşe çekişiren —bu | şamarık kadin külünü — süktiği icue güzelikie — kurlulacuyaca. a görünmeden bir kolayını bulüp firar gö Başka çıkar'yel yoktu, Ra- Hp sıvışmiya karar verdikles ösara gürneemiye — çabalıyarak Memmakaya ebldi: — Miç olmazca müsmde et'te gi- sınd iokantalarda tabldot yemekleri 190 kuruş, ikinel snıf P- izondü. - Bülbül - Şadiye - artada | rifelerini tetkik ve taadik ettirme- Be başlamışlardı.r. Üç kaplık ye- ni tabidot tarifelerini yazıyorüz: Fevkalüde lokantalarda — tabl- dot öğle yemekleri 225 — kuruş, akşam ve öğle yemekleri (duns ve Çalğı bulunduğu zamanlar) — 300, Birinci sınzf lokantalarda tabldot öğle yemekleri 180 kuruş, ükşam yemekleri (dâns ve çalgı bukun- duğu zamenfar) 175 kuruş, ikinci öğle lokanlalarda tabidot akyam (dene ve çalgı bulunduğu zamanlar yüz yirmi beş küruştur. |Zi dize Matişteri ve tashhüt Bir kısım büyük ticaret mües sesçleri, harp yıllarının icap et tirdiği sıkıntıları, Diraz fazlara istismar ediyorlar, Meselâ, bir Tadyonuz var, iki lâmbası bosuk müşlür. — Bir büyük müesseseye bırakıyorsunuz, Falâg günü gelip aişbllrsiiz, diyorlar. O gün g- Giyorsunuz, radıyonur hazir değik Cevap olarak size: *O klrba» lardan kalmamış, bir haftaya ka- |dür gümrükten çıkacak.» diyörlar, Hakikat böyle midir, müşteriye l karşı yapılan tashhütlerde sami- mf nüldirler, orasını pek kestire miyoruz. Hulâsa, lüzumundan fazla 'bir iâubdalilik verdır. BÜRHAN CEVAT içk Ratip onan, şimdi bir hain tutuluvendi Güzel — ve siğüra- Ratp yatkunmtak iver idürer yü- Tüyüp Bülbül Şadiyenin —(nesasına yaklaştı. BÜU Şadiye başıni seklaramak: — Otur bakular. çöyle Harşımal Di dip yüzümü güzümü yıkayayım... Bti- | ye erareti, Büşına neler gelebileceği. İ açkırım, ni düşünün Ralip müsunm üderinde ka. İyi olur... Waydi gü amma ça- | fa kırmaya yarar ne var ne yolam göz- buk gel — Şimdi, p ayağa kalkıp dişarı doğru ĞA yah Ve Gekolle bir gece robu, a— yaklarına bİrbiri datüne atmış azzmat- b Wsür * dön göçirerk öne üslüne oturar gödi bir gandakyoye ilişti. Artkt kadın hâljâ aç sallayordu: Sşorur Haa pahalilığini, Jokarı | sianar gmemelidiz. R. SARİT —a a Gölcükteki — deniz, fabrikadarı . Müracsat müd- ti bu ayın oa beşinci günü ak- Şamına kadardır. 'Yeni postahane Kkorçımında Mi- mür Murat caddesinde 26 numa- vaya 3ki ambalâjer işçi kız ara - nılmaktedır. Bitbanl'ın Divrik etvarındaki demir madenlerinde çahştırılmak üzere en az İse mezunu bir mus hasiple tecrübeli bir anbar me- Mmuüru ve amela boedtolarını yez- mağa iktidarı olan " bir «Amele | kâtibi> afanılmakladır. Walp olanların Dİvikie Eu Demir edresine bir mektupla m Tacnat etmeleri dcan etmektedi | : (eTAKVİM © 'bana tesadüf edince yalvardı, yakan. da.. Hiç olmaamı bu göcecik bir ne- Ses alayım dedi... — Kısa kez artık | — Ben ee aldım buraya getindin... — Ne güzel —yalanlar — kovırıyor. vun! — Yalan mat... Allah Allah . eğer şeykn olsaydı, buraya gölünmiye Baret eder miydim?... BÖvÜL Şadiyeif bu. gtce çatacnğa Bezmemiyardu. — Bir geydir — yapmuşan.. — Haydi kadım çobuk sav da seninle bu. gece c& — Duha iyi ya işte, Sudırıver de Açık iş ve memuriyetler | T | çekilmeğe muvaffak olsa da, bü- muhasdbesine dört ücretli memur İ aranılmaktedır. Ti birl'kler sevkederek mihverin hattını Sirte körderinde ke- ? ; M H kalan / zırhlh krt'alarile Sirte körfezine yük felâketf önlemiş olmuyacak - tır, Zira, gerisinde üs olarak yak nız Trabtusgarp İlmanı * kalıyor; a Tman atık bir Üls ola- | Sak kullanılamaz. Şimali Afrira- da mevcut bütün hava kuwvetleri Muallimlik istiyen talebeler Bu yil maarif müdürlüğüne mu | allimlik için müracaat eden lise | Üniversite talebele- çok mezunlarile TinİN sayısının geçen yldan fazla olduğu atılaşılıntytır. Matrif müdürtüğü kndrolarında | münhal bulunmad'gından bu mü- şimalten 'ou Kmanı hedef tutmuş | dardır, Son günlerde bu. racastların bör kısmmı is'al ede- d Bir iki şahit dinlenildi. Şuhitle: rin ifadelerinden de, Faik'in Kirko | run çantasını yanlışlıkla aldığı an | Taşılıyordu. Mahkeme Falk'in be. | Taetine ve mahkeme masraflarını Kirkorua ödemesine karar verdi, Krikor mehkemeden çıkancı: — Bu ne iştir küzum? dedi. Üs telik, mahkeme matrafını da cere- | *me olarak ödiyeceğiz!, Sonma, rü- | ct ettir P-— Ben buna raziyım.. Ya çantanı Bitse ne yapardım?, HÜSEVİN BEHÇET bluz PAZAHIVIHSAÖVHBETİ B REVÜ MODASI Eskiten Oynanan Bazı Revüler Exzkiden bimde arasıra yerli re- vüler yapılır ve oynanındı. Son- aları nedense orladan — yok olü- veren bu âdet tekrar canlanm: Ba beşlar gibi oldu. Kaç aydır Muaramerle Safiye. ni aynadıkları alabanda revüsün- den sonra şimdi de düyüyürüz ki eski ve meşhur bir öperet artisli eski ve meşhur öperetlerden bi- | | zini revü şekine koyüp oynama- Ba hazırlanıyormuş... — Eskiden bizde -oynanmış olan revülerden- Şimdi yalıız Enver Komal ismin- deki bir arkadaşın, bizine dünya harbinin orltalarında yazmış ok duğu iki revüyü hatırlayorum, On- dardan önce oynananlar, işmdi ta- mamile hatırımdan çıkmış gib- dir. Emver Kemalin, birinei u - müuml harp orlalarında — yazmış ve o Zamanın en mürüf artisli Bürhan 'Tepsi tarafından cidden | muvaffakiyetle sahneye konul - Müş olan revülerin adları şunlar- d Daüritmaca marılmaca yok, hay- dindi kopla da gel! (O zamanlar Bürhan Tepsi kum- | | e Filozof Riza Tevfik arasında | Çıkmış ve haftalarca gazete sütun- panyasında bu revüleri temsil e- den artistler şunlardı: “Bürhan Tepsi, rahmetli komik Rufa, şimdi sivil tayyarecilik yap makta olan Uzun Atıf, Anadoluda k yaparken ölmüş olan i arlistlerden Rodoslu ve | Behriyel: Hüseyin, eski futbokü- ferden rahmetli Dalaklı Hüseyin, Rap Salâhattın, Öperetçi Ömer Aydın, o zamâmın meşhür komik. lerinden komik Necati, Memdul, Yazan: Osman Cemal Kaygılı darından — rahmetli — Kambur Sadi, Dündan dörl, beş yıl önce- ine kadar Şekir Tiyatrosunda bçmakta olan rahmetli Beba Seklet, hattâ hatırımda kaklığına göre vaktle Refik Halidin aley- hine benim — yazılarımı — çalıyor! diye intihal davast açmış olan Malkartik Osman Nuri iaminde bir. zavalk, sonra o zamânımı en meş- bur İtalyan artistlerinden Falko- ni isimli biz genç erkökle adını unuttuğum bir genç kodıı... Bi zim kadın artistlerden de meşhur Fimten mümessili Süzan, Anjol ve dadân ve filân... Bu iki revüde o zaman Beyoğ- Tundakı Seketining palasta oyna- nıtdı. Birinci revüdeki «Arabacı» ve eŞair Celâl Sahir. rollerile - kinci evüdeki «Zerdüşt» rolünü şimdiki meşhur mizah ve fıkra Tuhbarrirlerinden biri yapardı. O Zamanlar merhum Samih Rifat nda münakaşatı edilmiş olan Zerdüşt meselesi dölayısile fkinci revünün en âlâka uyandırıcı yeri bu Zördüşt sehnesiydi. Revülerin dekorlarını gayet itb na ile ressam Münif Fehim yap- mıştı. Zaten Münif te o zaman o temsil heyetinin bir elamanı sa- yılırdı. Vökia babası gibi sahneye Kavuklu Hamdinin en gözde çı çıkmazdı. Fakat gece, gündüz ko- üslerden de hiç #ayrılmazdı. ©O zamarlar çok tutulmuş olun bu iki revüden sonra, İstanbul u- Zün yıllar, bir daha revü gönme- Miş, nikaye tinkılâptan bir, ik; Yıl Sonra benim yazmış olduğum dİstanbul, isimli ve tam On per- değk vevü orlaya çıkmıştı. Bu Büyük revüyü o zaman Şehzı - dödeki Ferah tiyatrosunda Müh- Si Ertuğrul sahneye koymuştu. © zaman bu rövüde belli baş'ı vol alanlar şunlardı. Büyük Behzat, İ. Galip, Hazım, Vasfi Rıza; meshum Küçük Ke- ma?; Hüseyin Kemal, Muammer, Böba Saffet, Yaşar; tulüatçılar < dan meçhur komik Sepetçi Ak Riza, rahmetli Kavuklu ne Cevdet, ve hatırımda kalmı | yan daha on, on beş san'atkür... Yine bu revüde şimdiki mizahı | ve fıkra duharrirlerinden biri de beş allı rol alır ve kadın artisi- Jerde birinci rolü Neyyire Neyir oynardı. Zanüedersem İstanbulda Hür Tiyetten sonra arksira — parlayıp parleyıp Sönen sevü merakının sonuncusu da bu bizlm İstanbul Tevüsü olmuştu. Şimdi. başlayan | Yeni revü merakı bakalım ne ka- | ğr sürecek, yoksa 6 da eskileri | yehut ta saman alevi gibi bamen parlayap sönecek mi? Sırası gel - yalşken şunu da söyliyeyim: Şimdi Şehir Tiyatmsunda oy- manmakta olan «Asrileşen baba» piyesini de, Ulunay, piyesten zi- yade bir revülye benzetiyordu. U- | lunay dostumuz dâarilmasın am- Ta, elendim nerede, ben nerede? pek ziyade ikram gören İspanyol generaleri takdir etmişlerdir. Ba gün Afrikada, şimali Afrikada İs- - panyanin Anglosakson tarafımın > şini sekteye uğralmak üzere her hangi bir fasliyote geçeceği mih: ver tarafınca beklenmiş ive de va- kayi bunun aksini göstermiylir, ç l;:!ık!dı ise daha aşlangıçlanberi daha anlaşılır bir haldedir, İngülerenin müttel ki olan Portekiz bu harpte konşusu İspanyanın da sonuna kadar bitam Taf kalması tüzım geleceği fikrin de idi. AHas Okyanusu açıkların- Ga Portekizin elinde hulunan bazı adalardan Amerikalıların İslifado sünesine de Lizboa hükümeti mü saade elmişlir. İspanya ve Portekiz Lâlin âle- mibde ebemmiyetli birer mevkii Olan memleketlerdir. Lâtün âlemi- ne mensup Cenubi Alrika devlet- lerinin m'hver aleyhine vaziyet almaları ve cemiübun büyük dev- Tetlerinin Ken de harbe girmiş ol imaları gösterdi ki bu dünya harm bi'nde Anglasakson âlemi ile ken- dilerini busumete sevkedecek esaa li sebepler olmad ği gibi müstak- bel dünya sulbunua kurulmasında bunlar arasında işbirliği de pek münkündür. Fakat sulbtan evvel barbin kazanılması lüzım gelmek- tedir, Lâfin âleminin bir kısım devletleri - cenubi Amerikahiar - daha ziyade beklemeğe lüzum görmeksiz'n mihver aleyhine har- be girmiş oldular, TLâtin âleninden Avrupada İs- panya ile Portekizin bitaraf kal ması ise “Anglosaksan —ülemine karşı her ikâ devletin düşman ol mağa hiç bir sebep görmediklerini anlatınaktadır. ğ O halde siyaset âleminde şimadi. ye kadar dönmüş rivayetler'n ma hiysti ne olursa olsun eski busu- metleri tazelemek yerine hakikt menafij gözeterek b'laraf kalmıya İspanya artık kali olatak kaz Yaştırmış demektir. ——— Yani Asrileşen baba nerede, re- vü merede? € yazılış, ge- zek oyaanışta tam ve bal gibi bir asri dramdır. Yine R. Sabit, bu piyes'n Türkçeye tercümesinde z k fazla bir rolüm oldu- iyorsa da bu, onun ba- ha karşı fazla teveccühünden :» leri gelmiştir galiba... Yoksa p yesin tercürmesinde emeğin — ve hakkın yüzde doksanı, Tiçkçeyi iyi bilen dostumuz Aleko Haçopim Tosundur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: