17 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| t j F Kayıb Çocu y U L K DUNKU MUHAKEMELER ——— klardan Biri Dün Evine döndü Çocuğu kandıran 3 kişi tevkif edildi Bir kaç gün evvel ortadan kaybolan Karagümrükte Ali isminde birinin 14 yaşındaki oğ lu Abdullah, dün Karagümrük- teki evine dönmüştür. , Abdullah, kaybolduğu günle- ri nerede geçirdiği sorulduğu zaman ; “ Mektepte derslerimden kı- rık numara aldığım için çok ca- nım sıkılmıştı. Evde oturamaz olmuştum. Beyoğlunda bir kah vehane isleten Sefer isminde bi- ri, beni kandırdı, Beyoğluna gö- türdü. Orada İsmail ve İbrahim isminde iki kişi ile daha tanış - tım, Bunlar, beni Kâathaneye gö türdüler, rakı içirdiler, hama . gNa götürdüler,, demiştir. Abdullahın yaşının küçüklü - ğü gözönüne alınarak kendisine tecavüz eden Sefer, İbrah'm ve İsmail müddeiumumilikse tev - kif edilmişlerdir. Pro'lesör Lpm>n dava edi d: Sabık müstantik avukat Hik- met, Haseki hastahanesinde te- davi edilen refikası Ned'meyi yaraları henüz — kapanmadan başka bir koğuşa attırarak has- talığının artmasıma sebep oldu- ğu iddiasile tıp fakültesi ordinar yüslerinden, Haseki hastahane- si kadın koğuşu şefi Lipman ve hasta bakıcı Suvester Eliza aley ÜGene altı aylık Ondülasyon Berberler Cemiyeti, ötedenberi bir çok münakaşalara yol açan altı aylık ondülâsyon meselesini köl Laden hal- letmeğe karar vermiş ve bu maksat- la kurumun umumi heyetini genel bir toplantıya çağırmıştır. Berberler Cemiyeti, c esnafın yerli ondülâsyon TiT kulla- Tarük müşderilerinin saçlarını bozduk ları kanaatindedir. Ve bunun önüne geçilmesi için de bazı tedbirler alın- Kurumun Rcisi Ismail Ahmet dün bir yazıcımıza bu meseleyi şöyle an- latmıştır: “— Esnafı olduğu kadar umumun menfaatini düşünmek te vazifemiz- dir, Birçok berberlerin Avrupadan Bgetirilen ondüle makinelerini taklit ederek burada ona benzerlerini yap- tıklarını görüyoruz. Bu makinelerle yapılan öndüleler, müşterilerin saçla. Tn yakmaktan başka hiçbir. fayda vermiyor. Ve birçok kimselerin saçla- TI da bu yüzden dökülüyor. Biz, bu makinelerin belediye tarafından kon- trol edilmesini, zararlı görüleceklerin kullanılmaması için tedbirler alınma- sını İstiyoruz, Dileklerimizin ikinci bakımır da göyledir: Ondülâsyon makinelerinin goğalması, birçok berberleri işsiz br- rakıyor. Mesleği korumak için, ondü- iâsyon makinelerinin memlekete so- kulmaması lâzımdır. Bunu temin et- mek üzere Ankaraya bir heyet gön- dereceğiz ve müracaatlarda buluna- cağız." *“'TAN " m tefrikası ; 25, âa Sarı Bal| Bürhan CAHID Biraz önce uzaktan gördükle ri yeşil boyalı küçük evlerin ara- larına girmişlerdi, Erguvan: b — Şahin Beye rastlasak bizi gezdirse, dedi. Kuyuları da gör- mek isterdim. Demir Bey yalnız Mardinde değil Dıyarıbekire, Elâzize, Ma latya ve Erzuruma kadar salan şöhretinin verdiği gururla: — Zarar yok, dedi. Elbet bir tanıdık çıkar. O kanaatinde yanılmamıştı. Daha gazinoya varmadan bir kücük evin verandasından hay- kırdılar: — O Demir Bey. Hoş geldin. Bu bir kaç yıl önce Mardin be lediyesinde mğâlndı:llğ eden Şevki Beydi. Atladı geldi: Demir Beyin çok iyiliğini gö- zen mühendis Şevki Bey baba Kızı ağırlamak istiyordu, hinde bir tazminat davası aç - mıştır. Hikmet, — Li; 10,000, Elizadan 3000 lira taz - minat istemektedir. Tabibi adli Enver, dün hasta- haneye giderek Nedimeyi mua yene etmiş ve raporunu müddei umumiliğe vermiştir. * Son Posta gazetesinde, neş Tedilen beyanattan dolayı, ma « arif kütünhanesi sahibi Naci Ka sım tarafından Tefeyyüz kitap- h_ıh:ıi sahibi Parsih aleyhine bir hakaret davası acılmıstır.Na €i Kasım, bu beyanatı neşreden Son Posta gazetesini de dava etmektedir. * Arnavottövünde Vasil'n dükkânından hırsızlık yapan Mehmet oğlu Bayram ikinci ce- za mahkemesince on bir ay 20 gün hapis cezasına mahküm ol - müstur, * Ş'eli - Tü il ieminde bir ç vatman £. çe tevkif cd * Esrar kaçakçılığından suç - lu Ali, Hüıc:';in ve Süleymıuıfm dururmaları dün 9 zuncu ihtisas ta bitirildi. 16 kilo 663 gram cs- rarla yakalanan suçlulardan Hü seyin bir sene iki ay hapise ve 16 bin küsur lira para cezasına mahküm eoldu. Alinin 5 ay ha- pis, 6942 lira para cezası ödeme si lurır_!aştm.ldı. Süleyman be. raet etti. 1 hattında İsma POLIS Gene bir çocuğun fAyağı kesildi * Dün sabah Sirkecide yine bir ço- cuk çiğnenli. Vak'a şöyle oldu: Sa- Luhleyin saat 8 buçukta Yedikuleye gitmekte olan vatman Tevfik'in küul. lı;lılx 58 rı.umuı.lı çift araba Sirke- €iden geçerken küçük bir çocuk 530 eçi küçi dRSeL atlamıştır. Şark anesi önüne gelindiği zaman ön tarafa doğru ge- len biletçi çocuğu görmüş ve o da ye- Te atlayıp kaçmak istemiştir. Fakat birdenbire yanlış atladığından ro- morkun altına gitmiş ve sol ayağı to- Puğu üzerinden kesilmiştir. Çok kan SAĞGLIK Çeçe sinekleri Bilmem doğru, bilmem yan - liş: bizim İstanbul gazetelerin- den biri Londra'dan aldığı bir telyazısında bildiriyor: Paris şehrinde Çeçe sinekleri türemiş. Orada şimdi herkes sokaklarda, kahvelerde sinek avlıyormuş.Ga zetenin yazdığma göre, bu sinek lerin “yalnız uyku hastalığı de- gil, ayni zamanda sarı humma ve kolera hastalıklarını yaydığı Şâyi olmuş.,,... Bereket versin ki, Ingiliz gazetesinin muhabiri bu Çeçe sineklerini Paris üzeri- ne Alman tayyarelerinin getir - diklerini ilâve etmemiş. Yoksa hava savaşının başladığına hük- medecektik. Çeçe sineklerinin üç hastalığı birden getirdikleri rivayeti, ta - bit, İngiliz gazetecisinin yahut Paris halkının korku ile telâş e- den hayalinden çıkmıştır. Zaten zavallı sinekler insanlara kendi- liklerinden hiç bir hastalık ver - mezler. Onların yaptığı iş has - talığ insandan başkasına ta- Cecre sine'tler bi- z'm bildiğimiz, yalnız Afr Kızıl Ay Hattası Başl ıyî Haitanın prograi, 23 mayıstan 31 mayısa ka - | rin savasta ve savaş olmadığı dar Hilâliahmer (Kızılay) haf - | zamanda felâkete düşenlere yap tasıdır. Bu halta içinde halkın | tığı yardımlar ve iyilikler bildi. Hilâliahmere karşı sevgisini art tırmak maksadı ile bir çok çalış malar yapılacaktır. Hilâliahmer genel merkezi Türkiyedeki bütün şubelerin ça lışması için bir proğram hazırla- mış ve İstanbul merkezine de göndermiştir. İstanbul merkezi dün fevka - lâde olarak bir toplantı yapmış bu programın İstanbulda tatbi- ki çarelerini araştırmış ve hazır lıklarını da tamamlamıştır. Bunun gayesi halkın Hilâli - ahmere sevgi&ini arttırmak ve fazla üye yazmak olduğu için her vasıtadan istifade edilecek - tir. Ancak İstanbulun geniş vazi- yeti gözönünde tutularak Hilâ - liahmer kaza merkezlerine ay- ti ayrı vazifeler verilmiştir. Her kaza merkezi; hududu i - çinde bulunan büyük mağazala- rın vitrinlerinden istifade ede cektir. Kaza idare heyetleri en tanın muş mafğaza sahipleri ile görü - şerek Hilâliahmer haftasını can h şekilde gösterecek birer vit - daki uyku hastalığını insandan insana taşırlar. Pariste bu si « neklerin — türediği, çoğaldığı doğru olsa bile, orada uyku has- talığına zaten tutulmuş kimse yoksa bu sineklerden korkma - ğa da lüzum yoktur, Gazetenin söylediği ve frenk- lerin — uyku hastalığı dedikleri sey, bizim burada uvku hastalı- Bt dediğimiz hastalıktan büsbü- tün başkadır. Frenklerin uyku hastalığıdedikleri Afrikada bettrületilvava vakın — pek sıcek ülkelere mahsus bir hastalıktır. Bir tarihte İstanbulda misafir bulunan bir Fransız zırhlısı kap- tanı İstanbulda, bizim uyku has talığı dediğimiz, Ansefalit letar- jik hastalığından bahsedildiği - ni gazetelerde görmüş, bunu i'mmwfa.ı dığını resmi makamlardan sor - telerde okumuştuk. Afrikadaki zayi eden çocuk derhal bir taksi ile Gülhane Hastanesine — kaldırılmıştr. Yara çok büyük değildir ve ayak ke- silmemiş ise de kan zaylatı fazla ol duğundan yaralı çocuk tehlikededir. Çocuk Maliye Tahsil Memurlarından Lütfi'nin 11 yaşındaki oğlu Bülent- tir. * Beykorzda Serviburnundaki Soko ni gaz kumpanyasının imlâ dairesin- de dün sabah bır - infilâk olmuştur. Binam bir kışmı îıh'u' ve motör da- ircei yanmıştır. İnfilâk şöyle olmuş- tur: İmlâ dairesi daima kapalı dere kap'a'ıda nöbetçi bulunuyor. Buna Tağmen dün sabah daha amnele işe gel meden - yediyi beş geçe - imlâ dairesi içinde müthiş bir infilâk olmuştur. Bunun sebebi ve saiki henüz meçhul- dür, İnfilâk neticesinde dairenin ön kısmı tamamen çökmüş ve kapı da kendiliğinden açılmıştır. Bunun içii kapınınkapalı olup olmadığı hakkında kat'i bir hüküm verilememektedir. İn. filâki mütcakıp sarsıntıdan ve hara Indiler. gazinoya gitmek fikrinde idi. Fakat baba sı Şevki Beyin ricasını geri çe - virmedi, Küçük bir bahçeden geçerek bu biribirinin eşi kö; v v il ımıı eşi köşklerden bi- al sanırım, Dün ben Şa- Ğ Bueı? isminde bir mühendis tanıdım. t — Evet, o İstanbuldan geldi. Çalışkan, terbiyeli bir arkadaş. Dün onun tatili vardı. Gazino - da tesadüf ettiniz değil mi. — Evet. Ne zamandır bu ta - raflara gelmemiştik. Dün bir tesadüfle yolu değiştirdim. Me- ğer burası yepyeni bir dünya olmuş. Dün gi Bey, daha W#Hk,lm dün görüştüğü Şahin Beyle be» | yollar tenha.. sallat olur. Sineğin insana aşıla. dığı tripanosom kana girdisi hal rin yaptıracaklardır. Bu vitrinler için de bir mü - sabaka acılacaktır. En güzel su- rette Hilâliahmeri canlandıra - cak vitrin yapan mağaza sahip - lerine mlkâfat verilecektir. Bundan sonra Hilâliahmere #za kaydı için çalışılacaktır. Bu maksatla İstanbulun en işlek caddelerine, tramvay, va - pur. otobüs gibi herkesin girip çıktığı yerlere levhalar asıla - caktır. Akşamları da radyoda söylev verilecektir. Söylevleri İstanbu- lun tanınmış doktorları verecek tır. Sinemalarda da ayrıca levha- lar gösterilecek ve Hilâliahme- ua —— e — bu sineklerin türemesi ve üre - mesi pek te kolay inantlacak şey | Cegtair: Hastalıktan korunmak sinek- muş olduğunu gene bizim gaze- | leri yok etmekle olur. Bu da, ta- büdir ki, İngiliz gazetecisinin uyku hastalığı | dediği gibi sokaklarda halkın si- daha ziyade kara adamlara mu- | nek avlaması ile olmaz: Münta- zam teşkilât yaprlarak sinekle - rin yerlestikleri yerler bulun - de ilkin hiç hastalık alâmeti gö- | mak. orada onları yok etmek lâ- rülmez. Ancak, hasta beyaz a - dam ise biraz ateş ölür. Bu hal bazılarında — bir sene, iki sene, daha ziyade sürer. Sonra ağrı - larla beraber titreme, uyku ge- lir ve hasta bir daha uyanamaz. Gider. Çeçe sinekleri su kenarla - rında, alçak, rütubetli ve sıcak yerlerde bulunur. Paris gibi miz olmağa çalışan bir şehirde retten dolayı motör Calresindeki ben- zinler de birdenbire parlamıştık. Bu daire de yanmak tehlikesi karşısında gelen işçilerle itfaiyenin insanca za » yiat olmamıştır. Tahkikat devam et « mektedir. ğimizi söyledi, — Doğru söylemiş. Şimdi ku- yularda daha yeni makineler çalışıyor. Sonra tasfiye havuz - ları yapıldı. Bundan başka şir - ket arazi işletme işlerile de meş gul oluyor. Direktör geldikten sonra yeni işlere başlanacak, — Turgut Bey mi? — Evet. Demir Bey biraz ileride ağaç- lık içinde çatısı görünen yeşil li bir binayı gösterdi; Kimin? — Amerikalı bir mütehassıs gelmişti. Vatson dört beş ay ka dar oldu işe başlayalı. Zevk sa- hibi bir adam. Bekâr olduğu hal de bu koca evi yaptırdı. Zevkine rahatına pek düşkün. İyi de pa- ra alıyor. Tasfiye kanallarını o yaptı. Sporcu bir adam, Deli gi- bi de otomobil ku - — Turgut Bey nerede oturu- yor? Mühendis daha ileride açık ye şil boyalı bir bina gösterdi: — Kuyulara inen yölün ba - şındaki köşkte. Küçük Hanımın GĞ zımdır ki bu da halkın yapacağı iş değildir. Halkın yapacağı şey, vücu - dun açık yerlerini, — yani elleri eldivenlerle, yüzü de... hasır şap kanım kenarlarına dikilmiş bir nevi tül ile kapayarak sinekle - rin sokmasından kendisini ko - rumaktır. Şehirlerde eldivenle t gezmek zaten her vakit kibar - lık alâmeti sayılır. Pariste Çeçe sineklerinin türediği gerçek ise, belki, bu sene sıcak mevsimde beyaz tülden yapılmış cibinlik içinde gezmek te moda olacak - kalmıştır. Fakat o sıralarda iş başına | tır. O vakit çıplak kollara da ve- da etmek lâzımgelecektir. Lokman Hekim raber otururlar. Burada herkes bir aile gibidir. Hattâ şu sıra sı- ra gördüğünüz amele evlerinde bile az çok her türlü rahatlık vardır. î!vlerl şirket — yaptırır. Buna karşı herkesin aylığından az bir para keser, Demir Bey az vakitte âdeta yerden fışkırır gibi peydahla - dn.iı.n bu kasabayı dolaşmak iste- Hayvanlara atladılar. Mühendis geçtikleri yerler ü- zerine izahat veriyordu: Burası elektrik santralı. Motörlerin uğultusu binadan taşıyor. Ve havadan bir çok tel- ler bu çatilr karargâha benziyen kasabaya yayılıyor. İki katlı sade bir binanın ö - nünden geçiyorlardı: — Direksiyon! Bir meydanlık ve dört tarafı daraçalı şık bir bina. Mühendisten önce Erguvan haber verdi: — Gazino.. Işte dün bu- rada içtim baba. Tar Herkes iş başında olduğu için rilecektir. Bunlardan başka her kaza | merkezi âza kaydi için heyetler seçecektir. Bu heyetler müesse- selere, esnaf cemiyetlerin, tica - rethanelere ve evlere giderek â- za kaydına çalışacaktır. Önümüzdeki Cuma günü Hi lâliahmer tayyaresi uçacaktır. Bu tayyareden İstanbulun muh telif meydanlarına, halkın top- landığı yerlere broşürler atıla - caktır, Broşürlerde — Hilâliahmerin faydalarını gösteren yazılar ya- zılacaktır. Bunlardan başka Hi- lâliahmer haftasında satılacak sigara paketleri içine de fıkralar konacaktır. Tayyareden atıla - cak broşürlerden alınacak bu fıkralar içinde bilhassa şu söz « ler vardır : ; 1 — Hilâliahmere üye yazıl. Yurduna şefkat borcunu öde - miş olursun, 2 — Hilâliahmere üye ol. Bu kurum yoksulların yardımcısı - dır. 3 — Hilâliahmer yardımcısıdır. 4 — Yoksul çocuklar Hilâli - ahmerin kucağında doyar. 5— YohullınoLeIinİ uzat, Hilâliahmere üye 6 — Yoksulları kucağında ba- rındıran Hilâliahmere varlığın- la yardım et. Heybeliadada Bayındırlık Çalışmalar Belediye, Heybeli adadâ-bü yük bir yol bayındırlığı işine g rişmiştir. Büyük tur yolu beton olarak yapılmaktadır. Burası rum eytam okuluna kadar ilerle miştir. Bundan başka rıltımın da çö- w—,—ı—ıw' Rıhtimin irasistes Aiişan ATandla beton yapılacaktır. Bu yıl Heybelide yeniden ev- ler yapılmaktadır. Önce yanmış olan çarsı içi de bu süretle ye - ni bir şekil alımma doğru git - mektedir. Adaları güzelleştirme cemi - l yeti bu yaz yapacağı eğlence - lerden bir takımını Heybelide terip etmeğe karar vermiştir. Bu arada denizde yüzme ve kayık yarışları, tenis kortunda tenis müsabakaları yapılacak - tır . Rum Papaslarının kılığı Kılık kanununun din adamla- rına ait kısmı 13 haziranda tat- bik edileceğinden fener Rum patrikhanesi, kendine bağlı din adamları için sivil elbiseler 1s - marlamıştır. Elbiselerin rengi koyu lâciverttir. Münakasaya giren bazı ordunun Gazinonun karşısında alt kıs- mı taş bir binayr gösteren mü - hendis: — Karakol, dedi bunu yeni yaptırdık. Burası pek sakin bir yerdir ama aşağı yukarı bin iki yüz amele, işçi var. Civarda ara sıra hırsızlık vakaları da olu - yor. Şimdi altı jandarmamız, bi ze lik ediyorlar. 17 . 5. 035 —e zmirde yakalanan somünistiler | (İzmirde on bir komünistin tevkil >ildiğini ve bunlarm faaliyet mett | kezlerinin zabıtaca meydana çıkard” | dığını bildirmiştik. - Içlerinde Istan * | buldan giden ve İzmirde avlanacak g$ fil arayan suçluların bugün bir resime O lefini koyuyoruz. Kesimler sıra ilt Şünlarındırı — Yamali; Mol u y menke Mazhar, Sahri Tekin, ahmed, Hasaüiş Yusut, Zekeriya, Süreyya, ves aşatr n da da ayni suçlular grup halinde buc ğğ lunuyorlar.) )$ Gazinolardaki liste | k Gazino, tokanta, kahvehane : otel ve benzeri yerlerinde, fiat | a listeleri şarbaylıkça onaylana .'ı cak ve müşterilerin göreceği yf |4 lere asılacaktır. Bir çok müei" 4 se sahiplerinin bunu yapmadık” | ları anlasılmıştır. En ziyade fiye ve mesire yerlerindeki nlu'_ t esseseler halkın zararına ol: 4 tasdikli fiat listelerini değiş ğ dikleri, bunları görünür yere ı madıkları anlaşılmıştır, Şarbal” Bf | lık bu gibi müessese ıalıipl"i hakkında takibat yapacak ve © zalandırılaca! car terziler, elbiselerin yüks€ fiatla ısmarlandığını ileri ç iti işlerdir . | A Ve nihayet kuyuların olduğu yere kadar geldiler. Neft kokusu havayı ağırlaştı- rıyor. Motörlü seyyar tanklar dar demir yollar üzerinde sert gürül tülerle kayıp gidiyorlar. Daha ilerideki tasfiye havuz- larına kadar gittiler, Amerikalı mühendis Vatson orada çalışıyor. Başında geniş kenarlr kolonya! sapka, ayakla- rında getrler ve elinde kırbac. Burada hemen bütün iş başında kiler kırbaçlı. Amerikalı mühendis buraya geldikten sonra çalışma tarzı ve :*;l giyinip kuşanma tarzı bi- Gişei; -Vatson cenubi Amerikada Ar jantinde, Şilide ham arazi işle £- yen mühendisler gibi amelt lıl" başmda âdeta çete reisi gibi Ni reket ediyor caketinin altır kemere hir de tabanca bağlır 4 | Amerikalı Demir Beyin de ? — şuna gitti: — Kıvrak bir kıyafet, & Böyle yerlerde ancak bu gig_',, Mühendis onları daha il€ p ki baraja kadar götürecek' j kat vakit çok gecikmişti. ü ’ Demir Bey: vt — Dönmeğe vaktimiz k'ldı ” yacak. dedi. Sonra koşüya kıyoruz. Yorgunluk oluvuYMı ğ Fakat Mühendisin yer kalmaları için ısrarı çok | idi., Erguvan kalmak istivofd';',(, Demir bey evine ı'-ulî_'_l K İt insanların dudberkirl8' karar veremiyordu. F Erguvan: gi" — Buraya — her zatraft ye mezsin baba. Bari bu kadâf * — Tulmuşken,., yit Demir bey kızının ar?* hissedince ısrar etmedi. — ör) (Arkasi FLD K ODL L L

Bu sayıdan diğer sayfalar: